27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 29 Haziran 2017 12 Son arkadaşımız da işine dönene kadar... 15Temmuz sonrasında en çok üyesi kamudan ihraç edilen sendikalar arasında olan Eğitim Sen’de bir süre önce yapılan ge nel kurulda baş kanlık koltuğu el değiştirdi. Sendi kanın yeni genel başkanı ise Veli Der Başkanlığı’nı DENİZ ÜLKÜTEKİN da yürütmüş olan Feray Aytekin Aydoğan oldu. Aydoğan’la eğitim alanında geli nen süreci ve sendikadaki yeni yapılanmayı konuştuk. n Bir önceki yönetimle ara nızda ne gibi farklar vardı? Si zin yönetiminizde ne gibi yeni likler ve bir önceki döneme gö re farklılıklar olacak? Bizim Encümeni Muallim’den, TÖS’ten, TÖB DER’den aldığımız miras tek ba şına seçilen yürütme kurullarıy la bir sendikal mücadele verile meyeceği öğretisidir. İlk kurul duğumuz günlerdeki gibi tüm kararlarımızı tüm üyelerimizin söz, yetki, karar süreçlerine ka tıldığı bir mücadeleyi yeniden inşa edeceğiz. Ve tabii ki, fii li ve meşru mücadele bizim vaz geçilmezimizdir. Bu topraklar da emek mücadelesi verirken, gücümüzü her zaman meşrulu ğumuzdan aldık. Meşru olan ta leplerimizi de fiilen yaşama koy duk. Önümüzdeki dönem de en büyük sorumluluğumuz; tüm eğitim emekçilerinin sesinin, ta leplerinin örgütleyicisi olmayı başarabilmektir. Ayrıca özlük mesleki hak mücadelemizi da ha da yükselteceğiz. Ataması ya pılmayan öğretmenlerin de, reh ber öğretmenlerin de, okulönce si öğretmenlerin de, görsel sa natlar, müzik, beden eğitimi, fel sefe öğretmenlerimizin de 4/B, 4/C kapsamında çalışan eğitim emekçilerinin de hakkını savun mayı sürdüreceğiz. İhraç edilenlerin yüzde 3’ü... n 15 Temmuz sürecinde açığa alınan, soruşturma başlatılan üyeleriniz açısından gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? FETÖ yapılanması eğitim kurumlarında örgütlendiğine, geleceğimize dair ciddi uyarılarda bulunmuştuk. Hükümet ve MEB tarafından dinlenmediğimiz gibi bir de sürgünler, baskılar yaşadık. Gelinen süreçte maalesef uyarılarımızın haklılığı ispatlanmış oldu. Ama Aziz Nesin’in ‘Mücadeleyi yeniden inşa edeceğiz’ diyen yeni Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan’ın hedefi OHAL düzenine karşı hak mücadelesini kitlelere taşımak Adalet Yürüyüşü çok güçlü bir umut oldu n CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı Adalet Yürüyüş’ü hakkında ne düşünüyorsunuz? Adalet Yürüyüşü hepimiz için bir nefes, hepimiz için çok güçlü bir umut oldu. Türkiye’nin her yerinde gençler, kadınlar, emekçiler meydanlarda adalet diye haykırıyor. Biz de bu düşünceyle, 30 Haziran’a kadar her yerde ve 30 Haziran sonrasında da yürüyüş kolunda adalet diye haykırmaya devam Feray Aytekin edeceğiz. Aydoğan yazdıklarına taş çıkartırcasına bir süreci yaşamaya devam ediyoruz. Şimdi de okullarımız ve öğrencilerimiz başka cemaatlerin eline teslim ediliyor. 15 Temmuz ile birlikte yüz binlerce kamu emekçisi ihraç edildi. Aslında ihraç edilen eğitim emekçilerinin yüde 3’ü EğitimSen üyesi. Yüzde 97’si Aktif Sen, Eğitim Bir Sen, Türk Eğitim Sen, Eğitim İş ve sendikasız öğretmenlerden oluşmaktadır. Ama ilk günden bu yana üyelerine hem maddi dayanışma (arkadaşlarımızın maaşının 2/3’ünü karşılama kararı alarak), hem hukuksal dayanışma, hem de eylemsel anlamda sahip çıkan tek sendika olduğumuzu onur duyarak söylüyorum. Tabii ki üyelerimizin yanında olmaya da devam edeceğiz. Fakat AKP hükümetinin KHK’lerle yarattığı yıkım da sürüyor. İhraç edilen eğitim emekçisi arkadaşlarımızın hiçbir eğitim kurumunda çalışmasına izin verilmediği, toplum tarafından damgalandığı bir süreç yaşatılıyor. İntihar eden 37 kamu emekçisi ise sözün bittiği yer. n Eylemler sırasında ne gibi baskılarla karşılaştınız? Önümüzdeki süreçi ve OHAL şartlarında mücadeleyi devam ettirmenizin önünde ne gibi zorluklar olacak? OHAL düzenine karşı çok daha kitlesel bir mücadeleyi örmek en büyük görevimiz. Başta Nuriye ve Semih arkadaşlarımızın yaşama hakkına ve taleplerinin daha da güçlü duyurulmasına ses olarak, ihraç edilen tüm arkadaşlarımıza sahip çıkarak, son arkadaşımız mesleğine kavuşuncaya kadar mücadele etmeye devam edeceğiz Velilerle birlikte n Eğitim alanında son bir yılda büyük değişimler yaşandı. Eğitimde öncelikli olarak mücadele edilmesi gereken yapısal bozukluklar nelerdir? Eğitimde olan dönüşümü son bir yıl üzerinden değerlendirirsek büyük fotoğrafı kaçırmış oluruz. AKP hükümetinin 4+4+4 yasası ile birlikte gerici ve pi yasacı eğitim projesi hız kazandı. Özel okulların sayısı 10 kat, özel okullara giden öğrencilerin sayısı 12 kat arttı. Yıllardır devlet okullarına ayıracak bütçeyi bulamayan devlet, söz konusu özel okullar olunca milyarlarca liralık bütçeler aktarmaya başladı. Sistemde, tüm eğitim unsurlarının en çok canını acıtan ikinci boyut ise gericileştirme. 4+4+4 yasası çıktığı andan itibaren, MEB’in yerini neredeyse Diyanet İşleri Başkanlığı almış durumda. 15 Temmuz’dan bu yana değişen tek şey ise öğrencilerimizin bu sefer de başka cemaatlere teslim edilmesi. Biz EğitimSen olarak, ‘Yeni Kamusal Eğitim’ mücadelesini yalnızca eğitim emekçileri ile değil aynı zamanda velilerimizle birlikte yeniden inşa edeceğiz. Çünkü Eğitim Sen olarak, biz çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakma mücadelesi sözü verdik. TEOG sistemin iflası n Son dönemin güncel konularından birisi de yeni eğitim müfredatı. Siz yeni müfredatı nasıl değerlendiriyorsunuz? Eksiklikleri ve doğru bulduğunuz yanları nelerdir? Yeni müfredat da laik, bilimsel eğitimin yok edilme uygulamalarının en büyük adımlarından biridir. En çarpıcı haliyle, Suudi Arabistan’dan sonra evrim konusunun çıkarıldığı 2. ülkeyiz. İran İslam Cumhuriyeti yönetiminde 60 sayfa Evrim, 11 sayfa Darwin Teorisi ders olarak okutulmaktadır. n Kamuoyunun gündemine gelen güncel bir başka konu ise TEOG sınavları üzerindeki şüphe ve derece yapan öğrenci sayısının geçen yıllara göre çok fazla olmasıydı... TEOG uygulamaları ve sonucu sanatı, bilimi, felsefeyi, sporu reddeden yarışmacı, rekabete dayalı eğitim ve sınav sisteminin iflasıdır. Ülkemizin bütünlüklü bir eğitim politikasına ihtiyacı var. Memleketimiz için, geleceğimiz için ihtiyaç, eğitimin tüm unsurlarının karar süreçlerine sahip olduğu, tüm öğrencilerimizin ilgi ve yeteneklerine göre kendini ifade edebildiği öğrenmeye ve üretmeye odaklı, bilimsel eğitimdir. haber EDİTÖR: SERKAN OZAN Gı ÜLMEN VE ÖZAKÇA için RET kararı AYM: Derhal tahliye gerektiren durum yok KHK ile işten çıkarılmalarının lemlere başlandığı da belgelerardından işlerini geri almak de yer aldı. AYM, cezaevinden için açlık grevi yaparken tutuk gelen cevapların ardından yaptı lanan Nuriye Gülmen ve ğı değerlendirmede Gül Semih Özakça’nın tah men ve Özakça’nın tu liye için AYM’ye yaptığı tuklandıklarından itiba başvuru reddedildi. Ka ren takip edildiği, tedavi rarda, “Sağlık hizmetleri ve kontrol amacıyla Ce sağlanan başvurucuların za İnfaz Kurumu Devlet Ceza İnfaz Kurumu’nda Hastanesi’ne sevklerinin tutulmalarının; yaşam yapılmasının planlandığı larına, maddi veya ma Gülmen ancak bu taleplerin red nevi bütünlüklerine yö dedildiği belirtildi. Ka nelik bir tehlike oluş rarda, acil durumlar için turduğuna dair derhal her türlü tedbirin hazır tedbir kararı verilmesi bulundurulduğu ve ce ni gerektirir bir durum zaevinde tutulup tutul bulunmadığı sonucuna mayacakları konusunda ulaşılmıştır” denildi. alınacak rapor için Ad AYM başvurusun li Tıp Kurumuna sevk sü da, Özakça’nın 24, Özakça reçlerinin başlatıldığı ak Gülmen’in 12 kilo kay tarıldı. Değerlendirme bettiği, tansiyon ve nabızda düş de, “başvurucuların Ceza İnfaz me, baş ağrısı, midede yanma, Kurumu’nda tutulmalarının ya kas ağrıları, yürümede güçlük, şamlarına, maddi ve manevi bü ağız içi yarası, ışığa ve sese has tünlüklerine yönelik bir tehlike sasiyet yaşadıkları, tutukluluk oluşturduğuna dair derhal tedbir hâllerinin hayati risk oluşturdu kararı verilmesini gerektirir bir ğu belirtilmesine karşın mahke durum bulunmadığı anlaşılmıştır. me cezaevi koşullarının yeterli Açıklanan nedenlerle bu aşama olduğunu savundu. Ankara Tabip da başvurucuların tedbir taleple Odası İnsan Hakları Komisyonu rinin reddine dair karar verilme tarafından hazırlanan ve Özakça si gerekir” denildi. Mahkeme de ve Gülmen’in cezaevinde bulun yapılan değerlendirmenin ardın malarının yaşam süresini kısaltı dan oy birliği ile tahliye başvuru cı bir etkisinin bulunduğuna iliş sunun reddine karar verdi. kin raporunda yer aldığı başvu l ANKARA/Cumhuriyet ruya karşın, “bilgilerin tedbir talebini sağlıklı bir şekilde karara Demirtaş’tan ÇAĞRI: bağlamaya yeterli nitelikte olmadığını” gözeterek cezaevine yaşanan süreci sordu. Özakça için Sincan 1 No’lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Açlık grevini sonlandırın Kurumu’na, Gülmen için de Sincan Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü’ne yazı yazıldı. Cezaevinin gönderdiği yanıtta Özakça’nın tedaviyi ve hastaneye sevki reddettiği yer aldı. Ay Edirne Cezaevi’nde 4 Kasım 2016 tarihinden beri tutuklu bulunan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ya mektup yazdı. Demirtaş, “Milyonların iradesini rıca Özakça için tam teşekkül temsil eden bir siyasetçi dostu lü bir ambulans ekibinin görev nuz olarak açlık grevini sonlan lendirildiği, olumsuzlukları bildir dırmanızı rica ediyorum” dedi. mesi ve yalnız kalmaması için bir Nuriye Gülmen ve Semih başka tutuklunun da Özakça’nın Özakça’nın direnişini anlamlı bul yanına yerleştirildiği bildirildi. Gülmen için ise cezaevin de tutulup tutulmayacağı konusunda Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan bir rapor bulunmadığı ancak Gülmen’in talebi olmamasına karşın Adli Tıp Kurumu’na sevki için resen iş duğunu, yapılan eylemin yaşanan hukuksuzluklar ile adaletsizlikler karşısında etkili bir karşı koyuş oluştuğunu belirten Demirtaş, halkın büyük bir kesiminin dayanışma içerisinde olduğunu gözlemlediğini ifade etti. l EDİRNE / DHA Akademisyenler açığa alındı İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi’nde 12 barış imzacısı akademisyen Rektörlük kararı ile açığa alındı. Dokuz Eylül Üniversitesi’nde “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı barış bildirisini imzalayan 12 akademisyen için görevden uzaklaştırma kararı çıkarıldı. Aralarında Tıp Fakültesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Cem Terzi, Prof. Dr. İzge Günal, Prof. Dr. Halil Resmi, Doç. Dr. Halis Ulaş ile İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşen Uysal, Dr. Nuri Erkin Başer, Araştırma Görevlilerinden Aydın Arı, Serap Sarıtaş, Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Görevlisi Emel Yuvayapan’ın da bulunduğu çok sayıda akademisyen Rektörlük kararı ile açığa alındı. Dokuz Eylül Üniversitesi’nde ilk barış imzacılarından 12 isim bulunuyordu. l Haber Merkezi Yunus Nadi Ödülleri 72. yılına girdi. 2017 Yunus Nadi Ödülleri’nde iki ana başlıkta 4 ödül verilecek. Yunus Nadi Ödülleri Yarışması, 1946’da kuruldu; hem geçmişe hem geleceğe dönük olan anlamı, gazetemizin kurucusu Yunus Nadi’ye saygı ve sevgiden kaynaklanıyor. Yalnız Cumhuriyet gazetesinin değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda büyük emeği bulunan Yunus Nadi’nin anısını her yıl tazelemek bizim için bir görev. Devrimci ve demokrat Cumhuriyet’in Ulusal Bağımsızlık Savaşımızla ve Türkiye Cumhuriyeti’yle zamandaş ve eşanlamlı bir kuruluş tarihçesi var. Yunus Nadi, gazetemizin temel taşlarını bu doğrultuda koydu. Yunus Nadi’nin ölüm yıldönümünü geçmişe dönük bir acı olarak değil, geleceğe yönelik bir kültür olayına dönüştürmek amacıyla bu yarışma düzenlendi. Yarışmanın ilk düzenlendiği yıllarda Türkiye’de sanat alanında hiçbir özel ödül yoktu; tek parti dönemiydi ve yalnız CHP’nin koyduğu bir şiir ödülü vardı. Aynı dönemde bütün dünyada sanat, bilim ve edebiyat ödülleri ün yapmışlardı. İsveç’te Nobel, ABD’de Pulitzer, Sovyetler’de Lenin, Fransa’da Goncourt ödüllerinin sonuçları Türkiye’de de izleniyordu; ama ülkemiz bu alanda da geç kalmıştı. Cumhuriyet gazetesi bu 72. YIL lenebilir. Zamanla öncülüğü üstlendi, ödüller YUNUS NADİyetmiş iki yıl önce düzenlenen Yunus arasında ayrımlar or Nadi Armağanı’yla sanat ve kültür ÖDÜLLERİ taya çıkar; bir yarışma yaşamımızda bir kurumsal yarışma coşkusu oluşturdu. Daha 2017 laştıkça, amacı, sonraki yıllarda nitelikleri, Türkiye’de de ya karakteri rışmaların ve ödüllerin sayısı belirginleşir. Bu arada kimi hol çoğaldı, yirmiyi aştı. Bugün belki dinglerin kendi amaçlarına yöne ödül enflasyonundan söz açılabi lik yarışmalar düzenlemeleri ve lir; eleştirel bir yaklaşımla sakın ödüller dağıtmaları da bu alanda caları gündeme getirilebilir, ama kaçınılmaz çoğulculuğu yansıtı yine de kültür, bilim ve sanat yor. Kimi bankaların, şirketlerin, konularında yapılan yatırımların ticari tekellerin reklam amacıyla çok yararlı olduğu rahatlıkla söy düzenledikleri yarışmaların ödülleri, parasal açıdan ne kadar büyük olursa olsun; özü, maddi çerçevenin dışındaki anlamda odaklaşıyor. Ödüller, Yunus Nadi Armağanı Yarışması adıyla aralıksız olarak yetmiş yılı aşkın bir sürede düzenli olarak gerçekleştirildi, kültür ve sanat hayatımıza amaçlanan katkıları yaptı ve etkilerini duyurdu. Daha önce bir dalda yapılan ödüllendirmenin kapsamı 1990 yılından itibaren genişletildi ve Yunus Nadi Ödülleri adıyla sürmeye başladı. Ülkemizin kültür ve sanat yaşamı bütün baltalanmalara ve olumsuz yatırımlara karşın sürekli gelişiyor ve yaygınlaşıyor. Fikir ve sanat özgürlükleri Türkiye’de tam değil; siyasal iktidarın baskıları hâlâ sürüyor ve çağdaş demokratik ortamdan henüz yoksun sayılıyoruz. Buna karşın fikir, sanat, bilim, kültürde çabalar sürüyor. Tarihsel gelişim sürecinde elbette ‘aydınlanma’nın önüne hiçbir güç geçemez. Cumhuriyet, çağdaş uygarlığa giden yolun fikir, sanat, kültür, bilim yolu olduğunu kuruluşundan beri savunan bir gazete. Bu yoldaki çabaları desteklemek ve özendirmekte Yunus Nadi Ödülleri’nin işlevi sürecek. 2017 Yunus Nadi Ödülleri Edebiyat Ana Dalı’nda öykü, roman, şiir; Bilimsel Araştırma Ana Dalı’nda sosyal bilimler araştırması olarak veriliyor. Adaylara başarılar diliyoruz. ÖYKÜ Ödüle 1 Şubat 2016 – 31 Ocak 2017 tarihleri arasında yayımlanmış bir kitapla aday olunabilir. Adaylar yapıtlarını altı adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici Kurul, ödülü, iki yapıt arasında paylaştırabilir.  Seçici Kurul: Hikmet Altınkaynak, Sezer Ateş Ayvaz, Metin Celâl,  Nursel Duruel, Seval Şahin.  ROMAN Ödüle 1 Şubat 2016 – 31 Ocak 2017 tarihleri arasında yayımlanmış bir kitapla aday olunabilir. Adaylar yapıtlarını altı adet olarak göndereceklerdir. Seçici Kurul, ödülü, iki yapıt arasında paylaştırabilir. Roman kategorisinde ön eleme yapılacaktır. Seçici Kurul: Ahmet Cemal, Turhan Günay, Handan İnci, Güray Öz, Yüksel Pazarkaya. ŞİİR Ödüle 1 Şubat 2016 – 31 Ocak 2017 tarihleri arasında yayımlanmış bir kitapla aday olunabilir. Adaylar yapıtlarını altı adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici Kurul, ödülü, iki yapıt arasında paylaştırabilir. Seçici Kurul: Ataol Behramoğlu, Egemen Berköz, Muzaffer İlhan Erdost, Turgay Fişekçi, Doğan Hızlan. SOSYAL BİLİMLER ve ARAŞTIRMA Ödüle 1 Şubat 2016 – 31 Ocak 2017 tarihleri arasında basılmış, yayımlanmış bilimsel araştırmalar katılabilir. Daha önce başvurmamış olmak kaydı ile eserlerin son basım yılı esas alınır. Yapıt sahipleri daha önce Yunus Nadi Ödülleri’nden ödül almamış, TC vatandaşları olmalıdır. Yapıtların da daha önce ödül almamış olması esastır. Tezler yapıt olarak kabul edilemez. Adaylar, Türkçe yapıtlar ya da Türkçe olmayanların tam çeviri metni ile başvuru yapabilirler. Adaylar yapıtlarını yedi adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici Kurul uygun gördüğü takdirde ödülü bölüştürebilir. Son gönde rim tarihinden sonra tarafımıza ulaşan yapıtlar hiçbir koşulda yarışmaya dahil edilemez.  Seçici Kurul: Erdal Atabek, Prof. Dr. Rona Aybay, Prof. Dr. Bozkurt Güvenç, Prof. Dr. Emre Kongar, Prof. Dr. İoanna Kuçuradi, Prof. Dr. Ahmet Mumcu. HER DAL İÇİN GEÇERLİ GENEL KOŞULLAR Ödüller, her dalda amatörprofesyonel herkese açıktır. (Cumhuriyet mensupları hiçbir dalda ödüle aday olamazlar.) Adaylar gerçek ad, adres ve telefon numaralarını belirtmek zorundadırlar. Ancak adaylar ad ve adreslerinin saklı tu tulmasını isteyebilirler. Ödül koşullarına uymayan yapıtları yarışma dışında tutmak zorundayız. Adayların yapıtlarıyla birlikte adlarını ve soyadlarını arkasına yazacakları iki adet fotoğraflarını, açık adreslerinin ve telefon numaralarının da yer aldığı yaşamöyküleri ile birlikte 3 Temmuz 2017 Pazartesi günü saat 17.00’ye kadar ‘Cumhuriyet Gazetesi Yunus Nadi Ödülleri Prof. Dr. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 34381 Şişli / İstanbul’, adresine iadeli taahhütlü olarak posta veya kargoyla ulaştırmaları ya da elden teslim etmeleri gerekmektedir. Yapıtların daha önce herhangi bir ödül almamış olması şartı geçerlidir. Zarfın ya da paketin üzerine hangi dal ile ilgili olduğunun (şiir, roman, öykü vb.) yazılması zorunludur. Ödül dallarında konu sınırlaması yoktur. Yapıtlar hiçbir şekilde iade edilmez. Ödül alan ya da ödüle aday olan yapıtlar, genel yayın ilkelerimiz doğrultusunda gazetemizde yayımlanabilir. Ödüller Cumhuriyet Bayramı arifesinde, 28 Ekim 2017 Cumartesi günü sahiplerine verilecektir. Bilindiği gibi kurucumuz Yunus Nadi, Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı olarak, Cumhuriyet’in ilanı kararını 29 Ekim 1923’te Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünden okuyarak ülkeye ve dünyaya ilan etmiştir. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle