24 Nisan 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 23 Haziran 2017 EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Gizli talimat iddiası haber 5 HDP’li Baydemir, Adalet Bakanlığı’nın başsavcılığa Demirtaş için gereğinin yapılması talebi olan gizli ibareli yazı gönderdiğini ve aynı gün fezleke hazırlandığını söyledi HDP Sözcüsü Osman Baydemir, HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutuklu olduğu dosyayla ilgili fezlekenin hazırlanma talimatının doğrudan Adalet Bakanlığı tarafından verildiğini belirtti. Baydemir, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun gündeme getirdiği iktidarın yargıya talimat verdiği tartışmaları sürerken, bu konuyla ilgili bir belge açıkladı. Baydemir, eşbaşkanlarının tutuklanmasının HDP’nin siyasetten düşürülmesi çabası olduğunu belirterek, “İktidar partisinin AKP Genel Başkanı’nın, Cumhurbaşkanı’nın rakibi olan Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ı tasfiye etme operasyonu ile karşı karşıyayız” diye konuştu. HDP’ye yönelik tüm davaların talimatla işlediğini söyleyen Baydemir, dokunulmazlık konusu gündemde değilken TBMM’de HDP’li vekil TEZCAN: O BELGEYİ HERKES GÖRDÜ CHP’nin ‘yargıya talimat’ suçlamasına ilişkin AKP Siyasi ve Hukuki İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı’nın “talimat değil suç duyurusu” açıklamasına CHP’den bir yanıt daha geldi. CHP Sözcüsü Bülent Tezcan, Adalet Yürüyüşü’nde yaptığı açıklamada “O belgeyi herkes gördü” dedi. Tezcan, “Talimat olduğu açık. Talimat değil diye kılıfını hazırlıyorlar. Dilek çenin başında GİZLİ ibaresi var. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği makamından çıkmış” ifadelerini kullandı. Dilekçenin sonunda yer alan ‘Bu haberi yapan site hakkında işlem yapılıp tarafımıza bilgi verilmesi..’ ifadesine dikkat çeken Tezcan, “Yazıcı nasıl avukatlık yapmış. Yürütmenin başı Sayın Cumhurbaşkanı. Talimata kılıf hazırlıyorlar ama bu kılıf bu minareye sığmaz” diye konuştu. lere ait 182 fezleke olduğunu; Cumhurbaşkanı’nın süreç içinde yaptığı açıklamaların ardından daha sonra bu sayının 501’a kadar çıktığını ifade etti. ‘Savcılığa gizli yazı’ Adalet Bakanlığı bünyesinde HDP milletvekillerini takibe alan ve talimat üzerine talimat gönderen bir birim olduğunu iddia eden Baydemir, üzerinde gizli ibaresi bulunan belge hakkında şunları dile getirdi: “Demirtaş 9 Ey lül 2015’’te bir basın toplantısı düzenliyor. Basın toplantısından hemen sonra beyanları haber sitelerinin konusu oluyor. Adalet Bakanlığı’ndaki birim, aynı gün öğleden sonra devreye giriyor ve Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü, aynı gün Demirtaş’ın yaptığı açıklamanın tamamını ekli belge olarak başsavcılığa gönderiyor. Ve aynen ifade şu: “Gereğinin ifası ile yapılan işlem sonucunda ivedi bilgi verilmesini rica ediyorum.” Bu belge gizli ibareli bir DEMİRTAŞ ‘SEGBİS’e direniyor Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın 9 Eylül 2015’te bir televizyonda yaptığı açıklamada, “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini alenen aşağılama” suçu işlediği iddiasıyla hakkında 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan davaya Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Demirtaş, mahkemeye gönderdiği dilekçe de Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi SEGBİS sistemi üzerinden ifade vermeyeceğini, duruşma salonuna gelerek yargılamaya katılmak istediğini belirterek duruşmaya katılmadı. Mahkeme, Demirtaş’ın Meclis’teki konuşmalarına ilişkin gönderilen görüntülerin çözümünün yapılması için bilirkişiye gönderilmesine karar verilerek, duruşmayı erteledi. l DİYARBAKIR/ DHA belgedir. Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü, bakan adına imza ile Cumhuriyet Başsavcılığına gönderiliyor. “Gereğinin ifası” ne demek? Fezleke hazırlamak demek. “Sonucundan bilgi ver” demek “derhal işlemi yap” demek. ‘Rica ederim’ demek, talimat veriyorum, sıkıysa gereğini yapma demek.” ‘Fezleke hazırlandı’ Adalet Bakanlığı’nın yazısı üzerine yargının aynı gün işlem yaptığını belirten Bayde mir, “Yemiyorlar, içmiyorlar, başsavcı vekili aynı gün fezlekeyi hazırlıyor” diye konuştu. Baydemir, gelen talimatın aynı gün yerine getirildiğini ifade ederek, “Bu fezleke Demirtaş hakkında 3 ayrı iddianameye 3 ayrı dava dosyasına dönüşüyor. Bu dava dosyalarından birinden dolayı Demirtaş şu anda tutuklu. Talimatla oluşturulan fezleke, talimatla açılan bir dava ve talimatla tutuklamadan bahsediyoruz” diye konuştu. l ANKARA / Cumhuriyet BYLOCK İDDİASI Eski AKP’li vekile FETÖ gözaltısı Yalova’da FETÖ’ye yönelik operasyonda örgütün şifreli haber leşme programı “ByLock”u kullandığı belirlenen eski AKP Yalova Milletveki li ve eski emniyet müdürü Şükrü Ön der gözaltına alın dı. Yalova Cumhu riyet Savcılığı’nın internet sayfasın da yapılan açık lamada, “Gire sun, Siirt, Kütah Şükrü Önder ya ve Malatya’da İl Emniyet Müdür lüğü ile 20022007 yıllarında Yalo va milletvekilliği yapmış emekli 1. Sı nıf Emniyet Müdürü Şükrü Önder, ör güt içi şifreli haberleşme programı ByLock’u kullandığının tespit edilme siyle hakkında başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınmıştır” de nildi. Önder, 2014’te AKP’den Yalova belediye başkan aday adayı oldu. Ön der, 2014 yılının eylül ayından 2016 yılının ekim ayına kadar Yalova Kent Konseyi Başkanı olarak görev yaptı. l FARUK KIRTAY / YALOVA SAFRANBOLU AKP’li başkan görevden uzaklaştırıldı Karabük’ün Safranbolu İlçesi Belediye Başkanı AKP’li Necdet Aksoy, İçişleri Bakanlığı tarafından görevinden uzaklaştırıldı. Önceki gün Safranbolu Kaymakamı olarak atanan Fatih Ürkmezer’in, belediyede kayyım olarak göreve başlayacağı öğrenildi. AKP’li Necdet Aksoy’un kardeşi Adnan Aksoy, 15 Temmuz darbe girişimin ardından geçen yıl ağustos ayında tutuklandı. Aynı soruşturmada belediye başkan yardımcısı Dursun Mustafa Dayıoğlu da tutuklanmıştı. İki dönemdir belediye başkanı olan Necdet Aksoy, 2014’te bir basın toplantısında “1015 yıldır kardeşim cemaatle iç içedir. Ak Parti içinde siyaset yapan pek çok arkadaşımızın bakanlara kadar, milletvekillerine kadar oradaki arkadaşlarımızla iç içe bir yapımız var. İşler iyi giderken hiç kimse rahatsız değildi. Şimdi durum farklılaşınca bu iç içe yapıdan dolayı bir kişinin suçlanmasının doğru olmadığını düşünüyorum” demişti.l DHA Kadro lütuf oldu DİSK Genelİş Sendikası’nın raporu taşeronun ulaştığı boyutu gözler önüne serdi: Belediye işçilerinin yüzde 73’ü taşeronda MUSTAFA ÇAKIR DİSK Genelİş Sendikası’nın araştırması, taşeron çalıştırmanın belediyelerde ulaştığı boyutu gözler önüne serdi. Belediye işçilerinin yüzde 73’ü taşeron şirketlerde çalışıyor. Bu oran son sürat artıyor. Kamuda kadrolu yerine sözleşmeli personel istihdamında da hızlı artış yaşanıyor. Raporda yer alan veriler özetle şöyle: 4 Belediyelerde taşeron şirketlerde çalışan işçilerin sayısı 309 bin. Belediyelerde doğrudan sürekli işçi kadrosunda çalıştırılanların sayısı ise 113 bin 934 kişi. Belediyelerdeki toplam istihdamın yüzde 73’ünü taşeron şirketlerde çalışan işçiler oluşturuyor. Belediye çalışanlarının sadece yüzde 19.2’si sürekli işçi kadrosunda. 4 Belediyelerdeki taşeron işçilerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Mahalli İdareler Genel Faaliyet Raporu’nda 2014 yılında belediyelerdeki taşeron şirketlerde çalışan işçi sayısı 221 bin 522 iken, bir yılda yüzde 39.5 artarak 308 bin 998 oldu. 4 2016’da toplam istihdam içerisinde kamu sektörünün payı yüzde 13.1 iken özel sektörün payı yüzde 86.9 oldu. 4 2016’da kamu istihdamında en fazla artış sözleşmeli personelde yaşandı. 2016 yılı haziran ayında 154 bin 171 olan sözleşmeli personel sayısı 2016 aralık ayında 26 bin 206 kişi (yüzde 17) artarak 180 bin 377’ye çıktı. DİSK Genelİş Sendikası ‘taşerona hayır’ eylemleri düzenliyor. 4 Belediyelerde sürekli işçi kadrosunda çalışan işçi sayısı ile Belediye İktisadi Teşekküllerinde (BİT’ler) çalışan işçi sayısına ilişkin veriler yetersiz. 2015 Aralık ayında BİT’lerde çalışan işçi sayısı 16 bin 793 iken, 2016 Mart ayında 64 bin 216 artarak 81 bin 9 kişiye çıktı. Genelİş Sendikası, yaklaşık üç aylık bir dönemde bu kadar yüksek bir artışın nedenini TÜİK Bilgi Merkezi’ne sordu. Verileri Maliye Bakanlığı’ndan aldığını belirten TÜİK artışın, “belediyelerden derlenen verilerde veri derleme aşamasında yapılan iyileştirmeden kaynaklandığını” bildirdi. l ANKARA OHAL BİLANÇOSU 4 21 Temmuz 2016 29 Nisan 2017 arasındaki OHAL döneminde toplam 104 bin 771 kamu görevlisi ihraç edildi. Yapılan itirazlar üzerine 1389 kişi hakkındaki ihraç kararı ve diğer tedbirler kaldırıldı. İhraç edilenlerin 5 bin 295’i akademisyen. 4 Maliye Bakanlığı’nın verilerine göre kamuda istihdam edilenlerin sayısı, 2016’nın ilk yarısında 3 milyon 622 bin 150 iken, OHAL şartlarının hüküm sürdüğü yılın ikinci yarısında 60 bin 611 kişi azalarak 3 milyon 561 bin 539’a düştü. MIT, UYAP’a sızmış CHP’Lİ ÖZEL’E AÇILDI Erdoğan’dan 100 bin liralık dava Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, CHP Manisa milletvekili Özgür Özel’e “kişilik haklarını ihlal edici mahiyette, gerçek dışı ithamlarda bulunduğu” gerekçesiyle 100 bin liralık manevi tazminat davası açtı. Erdoğan’ın avukatları tarafından Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine verilen dava dilekçesinde, Özel’in TBMM Genel Kurulunda 15 Haziran 2017’de yaptığı konuşmasından bazı bölümler aktarıldı. Dilekçede, hükmedilecek tazminatın caydırıcı olması talep edildi. l ANKARA/Cumhuriyet ALİCAN ULUDAĞ Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) güvenlik soruşturmalarında kullanmak amacıyla Ulusal Yargı Ağı bilişim sistemi UYAP’ı kullanmak için Adalet Bakanlığı’yla protokol imzaladığı ortaya çıktı. FETÖ soruşturmaları kapsamında daha önce tanık olarak dinlenen Başbakanlık Başmüşaviri Birol Erdem, 3 Haziran’da eşiyle birlikte Ankara’da gözaltına alındı. Üç gün sorgulanan Erdem, 17 Haziran’da adli kontrol şar Eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem, savcılık ifadesinde ilginç iddialarını sürdürüyor. Erdem, 2013’te MİT’e güvenlik soruşturmaları için UYAP üzerinden sorgulama yetkisi verildiğini söyledi tıyla serbest bırakılırken, eşi Gülümser Erdem tutuklandı. Adli kontrol kararı verilen Erdem, dün savcılığın talebi üzerine Ankara Adliyesi’ne gelerek ek ifade verdi. Erdem’in ifadesinin alınmasına bugün de devam edileceği öğrenildi. Birol Erdem’in 38 sayfalık ilk ifadesinde çarpıcı bir bölüm daha gün yüzüne çıktı. 21 Kasım 20111 Ocak 2014’te Adalet Bakanlı ğı Müsteşarlığı görevini yürüten Erdem, MİT’e UYAP’a girme konusunda verilen yetkiyi, “Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Daire Başkanı olan Mesut Orta ve Başkan Yardımcısı Muhittin Kırcı’nın görevden alınma gerekçeleri”nin sorulması sırasında açıkladı. Erdem, savcılık ifadesinde MİT’in güvenlik soruşturmaları ile ilgili UYAP üzerinden sorgulama yapabilmek için gerekli olan yetkileri 2013’te MİT’e verdiklerini açıkladı. Erdem, MİT’in yanı sıra emniyetin de kısıtlı da olsa UYAP’a giriş izninin olduğunu söyledi. Bu durum; MİT ve emniyetin, Türkiye’deki bütün dava ve soruşturmalarının dijital şekilde kaydedildiği UYAP’a girerek kişiye özel verileri istediği gibi inceleyip almasının önünü açtı. l ANKARA Adalet istiyoruz! CHP’nin yürüyüş kararını yurtdışında öğrendim, “Acaba iyi fikir mi?”, “Aman memleket iyice karışmasa” falan derken, dönüşte ülke gerçeği tokat gibi yüzüme çarptı. Başta Cumhurbaşkanı ve partisi, tüm iktidar çevresi muhalefete öyle şeyler söylüyor, öyle yükleniyor ki, çekinceler gölgede kalıyor, “Adalet istiyoruz” demekten öte söz söylemeye utanır hale geliyorsunuz. En kötüsü, Cumhurbaşkanı’nın, yürüyüşe izin verilmesini “iktidarın, nezaketi, lütfu” olarak tanımlaması, ardından “Siz de mahkemeye çağırılırsanız şaşmayın” diye ‘uyarması’. “Muhalefet zamanında doğru dürüst muhalefet yapamadı, parlamenter rejim de elden gitti, şimdi acaba aslında Niğde’ye mi yürünüyor” diyecek oluyoruz, ama adamların öyle üzerine gidiliyor, nihayetinde barışçıl bir protesto çabası, öyle suçlamalara, bağlantılara maruz kalıyor ki, önceliğin protesto hakkını savunmak olduğunu daha iyi anlıyorsunuz. Fikirlerini beğenin, beğenmeyin birileri bir şeye itiraz ediyor ve bunu ellerinde kalan son imkân olan sivil bir eylem ile gerçekleştirme yolu seçiyor, karşılığında ise “suç çetesi” isnadı, “15 Temmuz darbecileri” ile eşitlenmek gibi bir itham ile karşı karşıya kalıyor. Kılıçdaroğlu’nun çok eleştiri alan sözünü tekrarlamamak mümkün değil; “Böyle bir şey olabilir mi?” “Oluyor işte” deyip geçmek mümkün değil, bu tür şeyler olan bir ülkenin geleceği karanlık, bunu en önce bu ülkeyi yönetme sorumluluğu olan iktidar çevresi kavramalı. “Bal gibi oluyor, olur, işinize geliyorsa” anlayışında bir iktidar gerginliği, kavgayı derinleştirmekten çekinmiyor demektir. Barışçıl, demokratik itiraz yollarının tamamının kapandığı, gücü gücüne yetenin diğerini sindirdiği bir ülkede geçim, huzur olmaz, bu kadar basit bir gerçeği anlamak çok mu zor? Bu arada, siyasetin bitpazarına nur yağdırılmasını da anlamak zor; zamanında Demirel, “Yollar yürümekle aşınmaz” demiş, şimdiki iktidar bu noktada değilmiş! Ben o devirleri hatırlayacak yaştayım, vaktiyle o laf da siyasi bir skandaldı. O söz ve tavır, “protesto hakkı”na gönderme yapmıyordu, tam tersine, “İstediğiniz kadar yürüyün, size kulak asan olmayacak”, “Zaten yürümekten başka gücünüz de yok” manasında bir siyasal aymazlık ifadesi idi. Zaten siyasetin bugün bu hale gelmesinde, o zamanlar söylenen ve yapılanların rolü, sorumluluğu çok büyük, bu gerçeği kavrayamazsak, bu devran böyle gidecek, gelen gideni aratacak. Siyasal geçmişimiz hiç de parlak sayfalarla dolu değil, bugünler veya AK Parti iktidarı, bazılarının iddia ettiği gibi, o günlerden “kopuş” değil, o günlerin devamı. Keşke, AK Parti o günlerden, o siyasi zihniyetlerden, o alışkanlıklardan, demokratikleşme doğrultusunda bir kopuş gerçekleştirmiş olsa ve gerçekten eski Türkiye’nin yerini, daha demokratik manada yeni Türkiye alsaydı. Kendimi de aralarında saydığım farklı düşüncede de olsak, tüm demokratların hayali bu idi. Unutmayalım, bu ülkenin selameti, hâlâ bu hayali canlı tutmaktan, hayata geçirmeye çalışmaktan geçiyor. Ülkenin yarısını veya daha azını “düşman”, “hain” olarak gören bir yönetim anlayışı, kaçınılmaz olarak daha fazla baskı ve dayatmaya yönelir. Baskılar kavgayı bitirmez, büyütür. Korkulması, kaygı duyulması gereken, muhalefetin ses çıkarması, yürümesi, itiraz etmesi değil, önünün kesilmesidir. Bu açıdan CHP’nin yürüyüşünü toplumsal barış adına bir tehdit değil, bir şans olarak görmek gerekiyor, gören göz varsa tabii, yoksa kör dövüş sürecek demektir. SES BOMBASI KOYDULAR NATO’ya ait askeri arazide patlama İzmir’in Konak ilçesi Gültepe semtin de NATO’ya ait ve duvarla çevrili askeri arazinin yanında dün sabah patlama meydana geldi. Mezarlık içerisindeki patlamada askeri alanın duvarında hasar oluştu, çevrede bulunan binaların camları kırıldı. Ölen ve yaralananın olmadığı patlamanın, duvar dibine bırakılan ses bombasından kaynaklandığı belirlendi. Mahalle sakinleri, patlamanın bölgede zaman zaman devriye atan askeri aracın geçişinden hemen sonra meydana geldiğini söyledi. İzmir Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın da olay yerine gelerek incelemelerde bulundu. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı askerlerin de olay yerine gelerek güvenlik önlemi aldığı ve inceleme yaptığı görüldü. Patlamanın meydana geldiği noktada çukur oluşurken, bombayı bırakan zanlıların yakalanması için çalışma başlatıldığı bildirildi. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle