Katalog

Pazar 7 Mayıs 2017 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: EMİNE BİLGET CHP’de deprem haber 5 CHP’de, Fikri Sağlar, Deniz Baykal ve Muharrem İnce’nin çıkışlarının ardın dan dün Genel Başkan Yardımcı sı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Bö ke, partideki görev lerinden istifa etti. Böke’nin istifası par tide iç kavganın de rinleştiğini ortaya ko İKLİM ÖNGEL yarken, Türkiye, referandumdan umduğunu bulamayan ‘evet’ ittifakını değil, kavgaya tutuşan CHP’yi konuşuyor. Referandumdan önce de birkaç kez istifa noktasına gelen Böke’nin referandum gecesinden itibaren başlayan parti politikalarından ra hatsızlığının yanında üzerinden yü rüyen ‘sinei millet’ tartışması ve son MYK’nin ardından yaptığı ba sın açıklamasında Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl’ün de bu lunmasına tepki gösterip, istifa ka rarını netleştirdiği öğrenildi. Par ti kulislerinde, Genel Başkan Ke mal Kılıçdaroğlu’nun önümüzde ki günlerde bir MYK değişikliği ne hazırlandığına dikkat çekilerek, Böke’nin, bu süreci beklemeden yö netimden ayrılmayı tercih ettiği be lirtiliyor. Böke’nin kararının ‘birey sel tercih’ olduğu, Baykal, İnce ve Sağlar’la hareket etmeyeceği vur gulandı. Böke, dün Kılıçdaroğlu ile yarım saat süren bir görüşme gerçekleş tirdi. Görüşmenin ardından Böke, görevlerinden istifa ettiğini duyur du. Böke’nin istifa sürecini getiren adımların şöyle olduğu öğrenildi: Edinilen bilgiye göre; Böke’nin istifasında referandum gecesin den itibaren yaşananlar etkili. Kılıçdaroğlu’nun referandum gece si, YSK’nin yaptığı açık hukuksuz luklara karşın ekran karşısına geç çıkması ve ‘ılımlı’ olarak algılanan bir konuşma yapması istifa süre cini başlatan adımlardan biri oldu. 16 Nisan gününden sonra CHP’nin izlediği siyaset de Böke’nin istifa sına ortam hazırladı. Böke’nin ta kınılan tutumdan rahatsız olduğu, CHP’nin yüzde 49’un öncülüğünü yapmadığı, aksine parti içi tartış malara ortam hazırlayacak yönde yapılan açıklamaların bu oranı ço ğaltmak yerine azalttığı görüşünü savunduğu belirtildi.   Sinei millet tartışması Böke, referandumun ardından yapılan ilk MYK toplantısında CHP’nin sinemillet’e dönüp dönmeyeceği sorusuna “Demokratik tüm haklarımızı kullanacağız, bunun içine Meclis’ten çekilmek de Meclis’te çalışmaya devam etmek de girer” yanıtı vermiş ve bu yanıt basında “CHP sinei millet’i tartışıyor” son dakikasıyla verilmişti. Bu yanıtın medyada gündem olmasıyla Levent Gök devreye girerek, “MYK değerlendirmesinde böyle bir kararın uygun olmayacağı kararına varılmıştır. CHP elindeki bütün meşru imkânları kullanarak Gazi Meclis’i sonuna kadar koruma kararı içerisinde olacaktır” diyerek sinei millet tartışmasına noktayı koymuştu. Edinilen bilgiye göre Böke; bunun ardından gelişen tartışmalardan rahatsızlık duydu. Parti sözcüsünün değişip değişmeyeceğinin konuşulduğu yönündeki haberler de basına yansırken, sinei millet tartışmasının kendisi üzerinden yürütülmesi ve partinin bu şekilde kamuoyuna konu olması da Böke’yi istifa için bir adım daha ilerletti.   Son MYK toplantısının ardından Böke rutin basın toplantısını yapmış, ardından da Tekin Bingöl, kürsüye çıkarak olağan kurultay sürecinin başladığını kamuoyuna duyuran bir konuşma gerçekleştirmişti. Böke’nin bundan da rahatsız olduğu ve bunun parti sözcülüğü makamına güvensizlik oluşturduğu görüşünü savunduğu öğrenildi.     Böke’nin istifasının Fikri Sağlar’ın son MYK’de oybirliğiyle alınan kararla disiplin sürecinin başlatılması tavsiyesiyle PM’ye sevk edilmesi kararının etkili olmadığı belirtiliyor. Ancak istifanın Sağlar gündemli bugün toplanacak olağanüstü PM’den hemen önce açıklanması da dikkat çekiyor. Öte yandan Böke’nin istifa açıklamasında “Parti kurullarına siyasi ve disiplin kararlarını dayatmak değil, partideki farklı fikirleri sağlıklı bir biçimde karar süreçlerine dahil etmek ve parti kurullarını etkin çalıştırmaktır” ifadelerini vurgulayan bazı kurmaylar, Böke’nin Sağlar’ın disipline sevkinden rahatsızlık duymuş olabileceğini ancak kararın oy birliğiyle çıktığını ve Böke’nin isterse şerh yazabilme hakkının olduğunu anımsatıyor.  Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, partideki görevlerinden istifa etti. Böke’nin istifası partideki iç tartışmayı alevlendirdi Böke’nin MYK toplantısının ardından yaptığı açıklama ‘sinei millet’ tartışması yaratmıştı. ‘referandumun gayri meşru sonucu kabullenilmemeli’ “Gelinen noktada mevcut yönetim anlayışının parçası olmayı uygun bulmuyorum” diyen Böke’nin açıklamasının tam metni şöyle: “16 Nisan’da Türkiye’de seçmenlerin en az yüzde 50’si tek adam rejimine karşı çıkmış ancak gayri hukuki yollarla bu irade gasp edilmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi’ne düşen görev, gayri meşru olanı meşrulaştırmamak ve ortaya konan bu demokrasi iradesini Türkiye gerçeğine dönüştürmek için halkla birlikte siyasi mücadele vermektir. Referandumun gayri meşru sonucunu kabullenerek hedefler ve politikalar oluşturmak, demokrasiye ve her şeyden önce demokrasi iradesini ortaya koymuş milyonlara haksızlıktır. Demokrasinin yaşatılabilmesi için Meclis’te verilen mücadelenin rejim değişikliğinin yeni koşullarına göre yeniden tarif edilmesinin yanı sıra, Meclis dışında meşru demokratik anayasal hakların kulla nımını savunmak, desteklemek ve bu hakların kullanımına ortak olmak CHP’nin görevinin bir parçası olmalıdır. Bu görevin gerekleri partinin karar organlarında ısrarla dile getirilmiş olmasına rağmen, atılması gereken adımlar 16 Nisan gecesinden başlayarak gereken siyasi kararlılık ve netlikle atılmamıştır. Öte yandan, “Hayır” iradesini temsil eden en güçlü siyasi aktör olması gereken CHP’ye hâkim olan yönetim anlayışı, demokrasi paydası etrafında birleşen milyonların sesini güçlendirmek yerine, parti içi demokrasiyi ve kurumsal yapıyı tartıştıran tutumlar sergilemiştir. Sosyal demokrat bir partide, parti yönetimlerinin görevi parti kurullarına siyasi ve disiplin kararlarını dayatmak değil, partideki farklı fikirleri sağlıklı bir biçimde karar süreçlerine dahil etmek ve parti kurullarını etkin çalıştırmaktır. Katılımcı demokrasiye, sosyal demokrasinin evrensel prensipleri ne inanan ve Türkiye’nin özgürlükçü demokrasiye kavuşmasının yolunun bu değerlerden geçtiğini düşünen bir siyasetçi olarak, gelinen noktada mevcut yönetim anlayışının parçası olmayı uygun bulmuyorum. Bu sebeple CHP Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı ve Parti Sözcülüğü görevlerimden istifa ediyorum. Bundan sonra da, dün olduğu gibi, CHP ailesinin bir parçası olarak ve bu aileyle birlikte, Türkiye’de demokrasi, özgürlük ve eşitlik için mücadele vermeye devam edeceğim. Hayal ettiğimiz Türkiye’yi var etme mücadelesine ortak olacağım. Birbirini ezen değil birlikte çoğalan bir CHP siyasetinin, ayrışan değil bütünleşen bir Türkiye’nin de temeli olacağına inancımla seçilerek gelmiş olduğum Parti Meclisi Üyeliği ve Milletvekilliği görevlerimi layıkıyla yerine getirmeye devam edeceğim.” ‘İvmeye zarar’ uyarısı Böke’nin istifa açıklamasının ardından kurmayların çoğunluğu istifaya sert yaklaştı. Kurmayların bir kısmı Böke’nin istifasına “akademik geçmişi nedeniyle olaya profesyonel bakıyor ve her şeyin olması gerektiği gibi olmasını istiyor” diye daha ılımlı bakarken, kurmayların çoğu, böyle çıkışların referandumun ardından CHP öncülüğünde yakalanan ivmeye zarar verdiği görüşünde. Öte yandan Böke’nin örgüt geçmişi olmamasına karşın Kılıçdaroğlu’nun kendisini MYK’ye almasıyla kamuoyunda bu kadar tanındığını, aksi halde bu kadar öne çıkmasının mümkün olmadığını savunuyor. Kurmaylar, Böke’nin herhangi bir siyasi ideali olsa bile şu aşamada partinin tartıştırılmasına neden olacak bir tavrın, parti kamuoyu tarafından da olumlu algılanmayacağının altını çiziyor. Parti organlarının referandumun ardından yaptığı bir dizi toplantıda gerek milletvekilleri gerek PM üyeleri gerekse il başkanları tarafından MYK’de bir yeniliğin zorunlu olduğu görüşleri dile getirilmişti. CHP lideri de bu taleplere “değerlendireceğim” yanıtı vermişti. Basında uzun süredir yer alan ancak bir türlü gerçekleşmeyen MYK değişiminin de Böke’nin istifasının ardından hızlanacağı belirtiliyor. ‘Parti içi savaştır’ Böke’nin istifasının ardından ALTIOK: UÇURUMDAN ÇIKIŞ İÇİN BİR ADIM CHP milletvekili Zeynek Altıok, Böke’nin görevlerinden istifasıyla ilgili “Bu kararı bir yıkımı çağıran değil, ülkenin kıyısında durduğu uçurumdan çıkış için bir silkinme ihtiyacıyla ve sorumlulukla atılmış bir adım olarak görüyorum” dedi. Altıok şunları söyledi: “Selin Hanım’ın kararı ülkemizin sürüklendiği karanlık ve rejim değişikliğine ilişkin siyasi rahatsızlıklara bağlı bir karardır. Bilindiği üzere birçok konuda rahatsızlıklarımızı dile getirdiğimiz bir sürecin sonunda referandumun ardından yapılan ilk MYK toplantısında şerhini açıkça dile getirmişti. Ayrıca parti sözcüsü olarak yaptığı açıklamada, her koşulun masada olduğunu ve yetkili organlar tarafından değerlendirilerek karar alınması gerekliliğini işaret etmişken bambaşka bir bağlama sürüklenerek yıpratılmış olması nedeniyle de haklı buluyorum.” boşalan sözcülük koltuğuna kimin geleceği de en az istifanın kendisi ve bugünkü kritik PM toplantısı kadar merak konusu. Sözcülük makamına getirilmesi beklenen isimler arasında Bülent Tezcan’ın da adının geçtiği ifade ediliyor. Kılıçdaroğlu, yarın da partisinin belediye başkanlarıyla bir araya gelecek. Toplantıda referandum sürecinin yanı sıra son tartışmaların da masaya yatırılması bekleniyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger ise Böke’nin istifasını, “Aslında bizim için de sürpriz. Emare mevcut değildi. 16 Nisan sonrasında da milletvekilleri, il başkanları ve PM toplantısı yaptık. Burada çok yoğun bir süreç yaşandığında herhangi bir talebi olduğunu görmedim. Partiyi kaos ortamına sürüklemek sıkıntı verici konu. Herkesin birden aynı anda açıklama yapmasını parti içi savaş olarak görüyorum” sözleri ile değerlen dirdi. Olası başka istifalar ile ilgili olarak da Aksünger, “Hayır, beklemiyorum” dedi. CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır da “Böke’nin verdiği karara bir anlam veremedim. Olağanüstü kurultay seslerinin yükseldiği, çığırtkanlığının yapıldığı bir süreçte böylesi bir tavır, söz, söylem ve davranış zamanlamasının pek uygun olmadığını düşünüyorum. Diliyorum bireyseldir, farklı bir yapılanmanın bir adımı, aşaması olarak ortaya konmamıştır” dedi. ‘Kuyu kazılıyor’ Partide bir grup ise MYK’de uzun süredir Kılıçdaroğlu’nun “kuyusunu kazan bir ekip” olduğu ve bunun artık ortaya çıktığını savunuyor. Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olduğundan beri tam olarak güvenebileceği bir ekip oluşturamadığı ve bunun da partiye zarar verdiği görüşünde. l ANKARA/Cumhuriyet Cumhuriyet 93 yaşında... Yıllar bir ırmak gibi akıp gidiyor... Cumhuriyet’te çalışmaya başlayalı 51 yıl olmuş. Her şey daha dün gibi... Aynaya bakmasam, geçen yılları saymasam, diyorum içimden. Ne sevinçler, ne acılar, ne hüzünler yaşadım 51 yıl içinde... Cumhuriyet bugün 93. yaşına giriyor... Cumhuriyet Vakfı’nın resmi senedinin girişini okudum yeniden... Cumhuriyet’in 7 Mayıs 1924’te yayımladığı ilk sayısında kurucusu Yunus Nadi’nin yazdığı yazı var bu bölümde: “Cumhuriyet yalnız Cumhuriyetin bilimsel ve yaygın anlatımıyla demokrasinin savunucusudur. Ülkemizde her anlamıyla gerçek bir demokrasi kurulması için bütün varlığıyla çalışacaktır.” Cumhuriyet 93 yıldır Atatürk devrim ve ilkelerinin açtığı “aydınlanma yolunda”, aklın bağnazlıktan, bilimin dinden bağımsızlaşması, laiklik ilkesinin toplumda benimsenmesi için çaba gösterdi... Yunus Nadi, Nadir Nadi, Berin Nadi ve İlhan Selçuk... Saydığım bu dört ad, Aydınlanma Devrimi’ne sahip çıkarken İnsan Hakları ve Temel Özgürlükler Bildirgesi’ni demokrasinin evrensel anayasası olarak benimsediler. Cumhuriyet dün olduğu gibi bugün de, yarın da aynı yolda yayın yaşamını sürdürecek! Cumhuriyet’te bireyselik değil, çoğulculuk vardır... Tüm siyasal partilere eşit uzaklıktadır... Cumhuriyet bugüne değin tüm güçlüklere karşın yayın çizgisinden ödün vermemiş, çoğulcu demokrasiyi savunmuştur. HHH Cumhuriyet amaçlarına Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının canlarıyla kanlarıyla kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı ve tümlüğü kapsamında ulaşılacağını temel ilke sayar. İlhan Selçuk bir yazısında şöyle yazar: “Cumhuriyet okurunun yaşı yoktur... Muhabirinin, yöneticisinin, yazarının, çizerinin de nüfus kâğıdı yok. Doğmadan önce başlayan, öldükten sonra da sürecek olan tarihsel zama nın bilincinde yaşamak, insanın tükenmeyen gençliğidir.” Kimliğini, ilkelerini ve amaçlarını, bu uzun süre içinde belirleyen Cumhuriyet’i aynı yörüngede yaşatmak, topluma, okurlarına karşı bir ödev niteliğine dönüşmüştür. Cumhuriyet, laik, demokratik Cumhuriyetin yanındadır! Darbelere, darbecilere karşıdır! Cumhuriyet yurtseverdir, ulusalcıdır! Cumhuriyet demokrasiyi ve özgürlükleri bir yaşam biçimi olarak görür, din, dil, ırk, renk, mezhep ayrılığı gözetmez! Cumhuriyet ezenden değil ezilenden yanadır! Düşünceyi ifade özgürlüğünu¨ savunur! HHH Mayıs, ayların en güzelidir... Göğün mavisi, doğanın yeşili, kır çiçekleri mayısta gösterir kendini. Şiirler mayısta yazılır, aşklar mayısta başlar: “Belkide bugünkü kadar hiç / duyumsamadık avuçlarımızda / bize özgürlük getiren / kızarmış ellerin sıcaklığını.” Cumhuriyet’in öldürülen yazarları, işkenceden geçen, zindanlarda çürüyen çalışanları saymakla bitmez! Cumhuriyet’in geçmişi geleceğinin güvencesidir! Yolumuz Cumhuriyet Vakfı Senedi’nde belirlenmiştir bizim: “Cumhuriyet Vakfı gazetenin sahibidir. Yayın Kurulu, gazetenin yayınlarının vakıf senedinde belirlenen temel ilkelere uygun olması için genel yayın yönetmenine destek olan, önerilerde bulunan bir danışma kuruludur. Kesinlikle icra kurulu değildir. Yayında tek yetkili genel yayın yönetmedir. Sorumlu odur. Genel yayın yönetmeninin yaptığı gazete eleştirilebilir. Ancak uygulamaya ve alınan kararlara kimsenin karışma hakkı ve yetkisi yoktur. Sadece vakıf yönetim kurulunun atadığı şirket yönetim kurulu, icradan yetkili ve sorumludur.” Cumhuriyet, laik demokratik cumhuriyetten, bağımsızlıktan, temel hak ve özgürlüklerden yana olan çizgisini ödün vermeden sürdürecektir... (7 Mayıs 2010 tarihli yazımın güncellenmiş halidir.) DİSK, KESK, TMMOB, TBB KILIÇDAROĞLU İLE GÖRÜŞTÜ ‘Aday mühürsüz oyları meşrulaştırır’ ŞEYMA PAŞAYİĞİT DİSK, KESK, TMMOB, TTB’nin başkan ve yöneticileri CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile CHP Genel Merkezi’nde görüştü. Edinilen bilgiye göre; görüşmede, referandum değerlendirmesi yapıldı. Sendika yöneticileri, 2019 seçim tartışmalarına ilişkin CHP lideri Kılıçdaroğlu’na mevcut siyasal iktidara karşı eşitlikçi, özgür, demokratik, laik bir anayasa yapılıncaya kadar toplumsal muhalefet olarak omuz omuza mücadele edeceklerini iletti. Başkan adayı belirlenirse YSK’nin aldığı mühürsüz oyların geçerli sayılması kararının meşrulaşacağını söyleyen sendika yöneticileri, AGİT Raporu’nu işaret ederek mühürsüz oyların kanunla çeliştiğini belirtti. Kılıçdaroğlu’nun ise “Adaylar ortaya çıkacaktır ama bugün birlik ve beraberlik zamanı” dediği öğrenildi. DİSK Genel Başkanı Kani Beko, KHK’lerle 125 bin emekçinin ihraç edildiğini, 370 derneğin kapatıldığını, 150’nin üzerinde gazetecinin cezaevinde olduğunu gündeme getirdi. Türkiye’de 7 milyon işsizin olduğunu, 2 milyon çocuk işçinin kayıt dışı çalıştığını, AKP iktidarı boyunca 18 bin işçinin, iş cinayetine kurban gittiğini ifade eden Beko, tüm bunların anamuhalefet tarafından dillendirilmesi gerektiğini Kılıçdaroğlu’na iletti. Beko’nun “Hem ‘Evet’ hem ‘Hayır’ diyenlerin hassasiyetleri doğrultusunda bir kişi aday olabilir ama bugün gündem o değil. Hep birlikte bir saf tutarak toplumsal muhalefet için omuz omuza mücadele etmeliyiz” sözlerine hak veren Kılıçdaroğlu, “Bunları dillendirmek gerek” dedi. l ANKARA CHP’Lİ DENİZ BAYKAL: Cumhurbaşkanı adayı önseçimle belirlenmeli CHP’nin eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, 2019’da yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısına çıkarılacak adayla ilgili “Milletin arkasında duracağı, denenmiş biri aday olmalıdır. Uydurma, yapay siyasetçi değil, tabanla ilişkisi olan biri aday olmalıdır. Tayinle değil, seçimle olma lı” dedi. Aday konusunda öncelikle bu görevin ana muhalefet olarak CHP’ye düştüğünü vurgulayan Baykal, “Bütün CHP üyelerinin katılacağı bir önseçim yapılmalıdır. Seçime CHP’li olmayıp referandumda ‘hayır’ hareketi içinde olan arkadaşlar da katılmalıdır. Onlar da partili olmalıdır. Çalışmaları için de onlara süre verilmelidir.” l DHA C MY B