09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 31 Mayıs 2017 haber EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY / ELİF TOKBAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 3 KIZILAY’DA KAN KAYBI Vatan sevgisi Dünyada hızla yükselen otoriter popülist dalga hakkında harıl harıl yazılıp çiziliyor. Konunun en yetkin uzmanlarından Princeton Üniversitesi’nden Profesör JanWerner Müller, popülist liderleri diğerlerinden ayıran en önemli unsur olarak “gerçek milleti” sadece kendi taraftarlarından ibaret göstermelerinin altını çiziyor. Sayın Erdoğan da bu konuda verdiği örneklerden biri. Geçen pazar Sayın Erdoğan, Ensar Vakfı Genel Kurulu’nda Profesör Müller’i haklı çıkarmak istercesine konuştu. Kısaca hatırlayalım: “Geçmişteki acı hatıraları yaşamadıkları halde darbe teşebbüsü anlaşılır anlaşılmaz gençlerimiz hemen harekete geçtiler. Tankların altından girip üstünden çıkmaktan, darbeci hainlerin üzerine gidip işgal ettikleri yerleri kurtarırken gençlerimiz ön saftaydılar. O gece oraya gelenler Gezi Parkı’nın gençleri değildi. Bunu iyi görmemiz gerekir. O gece oraya gelenler vatanını, milletini seven gençlerdi.” Dolayısıyla Gezi eylemlerine katılanlar kısa yoldan vatanını ve milletini sevmeyenler şeklinde tanımlandı. Haliyle milletten ayrı, yabancı unsurlar olarak da belirlenmiş oldular. Zaten Sayın Erdoğan yine aynı konuşmasında “Medyadan sinemaya, bilim teknolojiden hukuka kadar pek çok alanda hâlâ en etkin yerlerde ülkesine ve milletine yabancı zihniyetteki kişilerin, ekiplerin, hiziplerin bulunduğunu biliyorum” diyerek toplumun önemli bir kısmını daha milletdışı ilan etti. Gezi eylemleri sırasında da Sayın Erdoğan, Gezi’ye katılanları şikâyet etmişti. Ancak o vakitler Ensar Vakfı’nın yıldızı bu denli parlamamıştı. Eğitim işlerine ağırlıklı olarak Gülen cemaati bakmaktaydı. Gezi’nin üçüncü haftasında bu cemaatin düzenlediği Türkçe Olimpiyatları’nda konuşan Sayın Erdoğan, Gezicilerle cemaatçileri kıyaslayarak şöyle demişti: “Bir tarafta öfke vardı, nefret vardı, şiddet ve çatışma vardı. Diğer tarafta barış vardı, merhamet vardı, dostluk, dayanışma, kardeşlik vardı.” Çoğu bugün “FETÖ”den içeride olan Emniyet görevlilerinin şiddetini ise “polisimiz destan yazdı” ve “emri ben verdim” sözleriyle karşıladığı da herhalde hâlâ hafızalardadır. Peki, Sayın Erdoğan’ın, Gezicileri cemaatçilerle kıyaslayan konuşmasını yaparken onu televizyonda izleyen Fethullah Gülen fotoğrafının bir Zaman gazetesi yazarı tarafından Twitter’da paylaşıldığını hatırlayan var mı? Yine Profesör Müller’e göre otoriter popülist liderlerin bir önemli özelliği de kendilerini hep haklı görmeleri ve iktidardayken bile mağdur olduklarını ileri sürmeleri. Yani aldatılsalar da haklılar. Hep mağdur oldukları içinse iktidardaki icraatlarından sorumlu tutulmaları beklenemez. Geçen pazar Sayın Erdoğan’ı dinleyenlere küçük bir hatırlatma olsun bu yazı. Bundan dört sene evvel işte yine bu Gezicileri cemaatçilere şikâyet ediyordu. Zannetmeyin ki konumunuz sağlamdır ve işleriniz hep böyle tıkırında işleyecektir. Sayın Erdoğan’ın Gezi’yi şikâyet ettikleri abad olmalarıyla meşhur değildir. Bu vesileyle, otoriter popülizmin panzehiri, çoğulcu ve barışçıl Gezi Direnişi’ni yıldönümünde selamlıyorum. O eylemlere katılmış bir yurttaş olarak da kimsenin vatan sevgimi sorgulamaya cüret etmesine de boyun eğmediğimi ifade ediyorum. Millet bir liderin hayalinde gördüğünden ibaret değildir. 319 şubenin kapatılması kararı, ‘muhalifler tasfiye edilecek’ yorumlarına neden oldu Kızılay’ın Türkiye genelinde 319, İstanbul’da ise 42 şubeye kapatma tebligatı göndermesi tartışmalara neden oldu. Muhalif şubelerin kapatıldığı iddiasını yalanlayan Kızılay, “Bazı basın yayın organlarında dile getirildiğinin aksine Kızılay’ın şubelerini kapatma ve küçülme niyeti yok. Aksine Kızılay’ın hizmet ağını genişletme niyeti var” denildi. ‘Kızılay’ı ele geçirdiler’ Birgün gazetesinin haberine göre, İstanbul’da kapatma yazısının tebliğ edildiği şubelerden Büyükçekmece Kızılay Şube Başkanı Zeki Karabina, 12 Mayıs’ta Manisa’da gizli bir top lantı yapıldığını iddia ederek “O toplantıda da 319 tane muhalif olarak bilinen şubeleri kapatma kararı almışlar. Bizim şubemiz, İstanbul’un en büyük şubelerinden biri. Buna rağmen etkin ve aktif faaliyet gösteremediğimizi söylüyorlar” dedi. Bu tasfiyenin tarikat ve cemaatlere yer açmak için yapıldığını ileri süren Karabina, “Kızılay’ı belli bir grup ele geçirdi. ‘Deniz Feneri’, ‘Kimse Yok mu’ ve ‘İHH’de ulaşamadıkları hedeflerine Kızılay’da ulaşmak istiyorlar. Siyasi bir karar. Hukuki yollara başvuracağız” diye konuştu. Eski Kızılay Güroymak Şube Başkanı Çetin Ya vuz da geçen ekim ayında, Kızılay Genel Başkan Kerem Kınık, Kızılay Genel Başkan Yardımcısı İsmail Hakkı ve Kızılay Genel Müdürü Mehmet Güllüoğ lu hakkında ‘görevi kötüye kullandıkları’ gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Şubeler dağınık... Kızılay’dan yapılan açıklamada ise ulusal ve uluslararası yeniden yapılanma sürecine gidildiği belirtildi. Kızılay’ın gerekli olmayan bir şube teşkilatı yapısına sahip olduğu ifade edilerek, “Birçok ilçede birden fazla Kızılay şubesi bulunmakta. Bu durum şubeler arasında etkinlik alanı sorunları oluşturmakta, zaman zaman çalışmalar birbirine karışmakta ve halk nezdinde dağınık ve birbirinden haberi olmayan şubelere sahip bir Kızılay görüntüsü oluşmakta. Bir ilçede birden fazla olan şubelerimizden bazıları temsilcilik haline getirilmektedir. Temsilcilik haline dönüştürülen şubelerimiz arasında her siyasi görüşten, her kimlikten mensuplarımız var” denildi. l İSTANBUL / Cumhuriyet IŞİD’in üst düzey yöneticisi EBKUOHDANAZDAI LA Halis Bayancuk yine gözaltında Sakarya’da terör örgütü IŞİD’e yönelik üst üste operasyonlar düzenleyen polis, örgütün Türkiye ayağının yöneticilerinden olduğu iddia edilen Ebu Hanzala kod adlı Halis Bayancuk’u İstanbul’da yakalayıp, Adapazarı’na getirdi. Sakarya’da tutuklanan örgüt üyeleri ile bağlantısının olduğu düşünülen Bayancuk’un sorgusu devam ediyor. 8 kişi tutuklandı Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın terör örgütü IŞİD’e yönelik soruşturmasında kentte bulunan Suriye, Irak ve Türk vatandaşı birçok kişi gözaltına alınarak adliyeye sevk edildi. Son olarak geçen hafta Suriye’ye gitmeye çalışan 8 Türk vatandaşı tutuklandı. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle