04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 22 Mayıs 2017 6 Yağmur kadar temiz Emre’ciğim, güzel yürekli hayat arkadaşım. Bu sefer her zamankinden farklı bir evlilik yıldönümü kutlaması. Her zaman sen bana alışılmamış kutlama çalışmaları ve sürprizleri yapardın. Bu yılki benden sana olsun, içeriye mektupla… Bana “Emre’ye mektup yaz” dediklerinde bu şansımı 22 Mayıs 2017 gününde kullanmak istedim. Senin de söylediğin gibi, “Yağmur kadar temiz” olduğunu biliyoruz. Biz her zamankinden daha güçlü, ailece dimdik ayakta seni bekliyoruz. Sende sabırlı ve güçlü olmalısın. Özgürlüğüne en kısa zamanda kavuşmanı diliyoruz. Hepimiz seni çok özledik. Bugün, yarın ve sonsuza dek seni seviyorum, seviyoruz. Ömer Hayyam’ın dediği gibi: Var mı daha ağır yük zamanı çekmek kadar. Yaşama sebebimsin, su kadar, ekmek kadar. Ayrılığın özlemin her şeyin bir hazzı var. Seni anlamak da güzel, seni beklemek kadar. AB’de Sözcü endişesi AB Komisyonu, Sözcü’ye düzenlenen operasyon üzerine “Türk Ceza Yasası’nın seçici ve rastgele uygulaması”ndan endişeli olduğunu vurguladı Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğüne karşı hükümetin son hedefi Sözcü gazete si olurken, AB endişesini tekrarla dı. AB Komisyonu, Sözcü’ye düzen lenen operasyon üzerine “polisin ga zetecileri ve Sözcü gazetesi perso neline yönelik” operasyonundan ve “Türk Ceza Yasası’nın seçici ve rast gele uygulaması”ndan endişeli oldu ğunu vurgularken, bunun ifade öz gürlüğü üzerinde bü yük etkisi olacağını anımsattı. Türkiye, 2013 yılında Geri Kabul Anlaşma sı karşılığı vize serbes DUYGU GÜVENÇ tisi için imza attığı taahhütte yer alan Terör le Mücadele Yasası’nı değiştirme taahhüdünü 2015’ten iti baren askıya alırken, AB bu kanunun uygulamalarından duyduğu rahatsız lığı tekrarladı. Hükümetin, terörle mücadele iddi asıyla Sözcü’ye karşı başlattığı ope rasyona karşı da komisyon TCY’nin seçici ve rastgele uygulandığını vur gularken, “AB, her türlü kanuna ay kırılık veya suç iddiasının adil yar gılanma ilkesi ışığında ele alınma sı gerektiğini ve tüm bireylerin adil yargılanma sürecinde kendilerini sa vunma hakkına saygı gösterilmesi gerektiğini hatırlatır” denildi. Komis yon ayrıca, basın ve ifade özgürlüğü uyarısını da tekrarladı: “AB, aday bir ülke olarak, ifa de ve medya özgürlüğü alanında da, Türkiye’nin her zaman kendisine de mokratik standart ve uygulamalara saygı duyması gerektiğini defalarca vurgulamıştır. Tüm bu gelişmeleri ya kından takip ediyoruz. Ankara’daki AB Delegasyonu, Türkiye’deki insan hak ları savunucuları ve gazetecilerin sayı sız davalarını izliyor.”l ANKARA 5 barodan açıklama Basın iktidarın oyuncağı değildir S ö z c ü Gazetesinin sahibinden operasyona tepki ‘Amaç Sözcü’yü ele geçirmek’ FETÖ soruşturması kapsamında gözaltına alınan Sözcü gazetesi internet sitesi Sorumlu Haber Müdürü Mediha Olgun ile İzmir muhabiri Gökmen Ulu’nun gözaltında 3 günü geride kalırken, gazetenin sahibi Burak Akbay iddialara tepki gösterdi. Sözcü’ye yönelik operasyonun gazeteyi ele geçirmek amaçlı yapıldığını söyleyen Akbay, “Elbet bir gün hak ve adalet yerini bulacaktır” dedi. Sahibi olduğu Sözcü gazetesine yönelik operasyonu yaptığı açıklama ile eleştiren Burak Akbay, “Türkiye’nin en çok satan ve daha da önemlisi Atatürk’ün kurduğu cumhuriyetin bekçisi olan bu gazetenin sahibi olmaktan şeref ve onur duymaktayım. Sözcü gazetesi’ni kurduğumuz ilk günden beri, devlet içine sızmış, Ata’mızın kurduğu cumhuriyeti ele geçirmek isteyen bu sinsi zihniyet ile mücadele etmiş, bugünleri önceden görüp şanlı ordumuza kurulan kumpasların arkasında bu Feto terör örgütünün olduğunu defalarca yazmışken, benim bu hainler tarafından yetiştirildiğim yalanları yandaş medya tarafından fotomontaj resimlerle haberleştirilmiş ve bütün çabalarımıza rağmen hiçbir mahkeme yandaş medyanın ürettiği bu yalanlara ve iftiralara dur diyememiştir” dedi. Adaleti yanıltıcı ve içi boş delillerle 19 Mayıs günü düğmeye basıldığını anlatan Akbay, “Amaç, Sözcü’yü ele geçirmektir. Amaç, Ata’mızın yolunda giden bu gazeteyi susturmaktır. Sizin doğruları öğrenmenizi engellemektir. Maalesef şu anki çökmüş adalet sisteminde hak ve hukuk aramak mümkün değildir. Ama, Türkiye Cumhuriyeti sahipsiz de değildir. Elbet bir gün hak ve adalet yerini bulacaktır. Esasında bu gazetenin sahibi ben değil sizlersiniz. Sizler, bu gazeteye sahip çıkmaya devam ettiğiniz sürece Sözcü susturulamayacaktır” ifadelerini kullandı. l İSTANBUL/Cumhuriyet Depardon hâlâ Göç İdaresi’nde bekliyor Adana Barosu Başkanı Veli Küçük, Hatay Barosu Başkanı Ekrem Dönmez, Antalya Barosu Başkanı Polat Balkan, Aydın Barosu Başkanı Gökhan Bozkurt ve Sakarya Barosu Başkanı Zafer Kazan, yayımladıkları ortak açıklamayla Sözcü gazetesine yönelik FETÖ operasyonunu kınadı. Türkiye’de basın özgürlüğünün yok edildiğini vurgulayan baro başkanları,“Özgür basın, katılımcı demokrasilerin ve gelişmiş medeniyetlerin olmazsa olmazıdır. Bu baskı ve zulüm ortamının sona ermesini, gözaltında ve tutuklu olan gazetecilerin serbest bırakılmasını, özgürlüğün önündeki engellerin kaldırılmasını bekliyoruz. Basın, iktidarların oyuncağı olabilecek dev bir klavye değildir” dedi. Sözcü gazetesine FETÖ operasyonu düzenlenmesini, gazetenin sahibi Burak Akbay, internet sorumlu müdürü Mediha Olgun, mali işler müdürü Yonca Kaleli ve muhabir Gökmen Ulu hakkında gözaltı kararı verilmesini eleştiren barolar, “Yaklaşık 10 aydır süren soruşturmada gözaltı kararları için 19 Mayıs gibi çok özel bir milli bayram gününün seçilmesi, böyle bir günde Sözcü gazetesine arama, el koyma ve gözaltı kararı ile operasyon yapılması basın özgürlüğüne, halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkına yapılan bir saldırıdır. Tam 6 savcı değiştiren soruşturma kapsamında yapılan bu uygulamalar hukuk devleti ve demokrasi ile hiçbir şekilde bağdaşmamaktadır” ifadesini kullandı. Sınır dışı kararına karşın 11 Mayıs’tan bu yana belirsizlik sürüyor AKIN BODUR Batman’ın tarihi Hasankeyf ilçesinde fotoğraf çekerken 8 Mayıs’ta gözaltına alınan Fransız gazeteci ve belgesel fotoğrafçısı Mathias Depardon, sınır dışı edilmesi yönünde karara karşın 11 Mayıs’tan bu yana Gaziantep’in Oğuzeli ilçesindeki Geri Gönderme Merkezi’nde tutuluyor. Depardon’un avukatı Emine Şeker, “Ne bekleniyor, niye bekleniyor, biz de bilmiyoruz. Sınır dışı edilme kararı varsa, bunun uygulanması, gazeteci Mathias Depordan geri gönderilmesi gerekliyor” dedi. Şeker, Depardon’un vejeteryan olması nedeniyle yemek sorunu yaşadığını söyledi. Fotoğraf için gitmişti Türkiye’de yaşayan Fransız gazeteci ve belgesel fotoğrafçısı Mathias Depardon, National Geographic’te yayımlanacak Hasankeyf haberi için fotoğraf çekmek amacıyla gittiği Batman’ın Hasankeyf ilçesinde 8 Mayıs’ta tercümanıyla birlikte gözaltına alındı. Sosyal medya hesabı üzerinden “örgüt propagandası” yapmakla suçlanan Depardon, sorgusunun ardından adliyeye sevk edildi. Çıkarıldığı mahkemede serbest bırakılan Depardon, daha sonra Göç İdaresi Müdürlüğü tarafından sınır dışı edilmek üzere Gaziantep’in Oğuzeli ilçesindeki Geri Gönderme MathIas Depardon kimdir? Mathias Depardon, bağımsız fotoğrafçı olarak çalışmaya başlamadan önce Brüksel’de iletişim ve gazetecilik okudu. Yasadışı göç konusunda ilk projesinin ardından uzun yıllar uluslararası gündemi takip eden Mathias Depardon, daha sonra yerleştiği Türkiye’de farklı sorunsallarla ilgilendi. Depardon, 2013 yılında Fransız Kültür Merkezi’nde sergilenen “Sınırların Ötesinde” isimli röportajı ile Talent 2011 Bursunu kazandı. Çalışması Le Monde’un dergisinde, Newsweek’te, Sunday Times Magazine’de, Der Spiegel’de, L’Espresso’da, Elle, Télérama, Monoce dergilerinde, New York Times ve Wall Street Journal’da yayımlandı. Merkezi’ne gönderildi. Ne bekleniyor bilmiyoruz Depardon’un avukatı Avukat Emine Şeker, “Bize söylenen şey, Göç İdaresi Gaziantep Müdürlüğü’nün Mathias Depordan hakkında sınır dışı edilmesi kararının olduğu ve bunun için Ankara’ya yazılan yazılara yanıt ve onay beklendiği. Ne bekleniyor, niye bekleniyor biz de bilmiyoruz. Olması gereken bu mu? Değil. Sınır dışı edil me kararı varsa, bunun uygulanması, gazeteci Mathias Depordan’ın geri gönderilmesi gerekliyor” dedi. Avukat Şeker, Göç İdaresi’nin bir ay süreyle idari gözaltı kararının bulunduğunu geri gönderilmesinin gecikmesinin hukuki altyapısının bulunduğunu da söyledi. Depardon ile en son geçen perşembe günü görüştüğünü anlatan avukat Şeker, Depardon’un vejeteryan olması nedeniyle yemek sorunu yaşadığını söyledi. haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ZARİFE SELÇUK Önümüzdeki süreç: Ya yasadışı yönetim ya iktidarı teslim Her şeyin tek adama endekslendiği AKP Kongresi’ne denecek tek laf, artık tüm parti, hükümet ve devlet faaliyetinin, bugünden itibaren 2019’da yapılacak 3 seçime yönelik olacağıdır: Mart ayında yerel, kasımda da milletvekili ve başkanlık seçimleri. Yasallığı ne kadar tartışılıyor olsa da referandum ve sonuçları, her üç seçim için yeni referans noktası oldu. AKPMHP’nin yüzde 50’yi bulduğu/bulamadığı sonuç, iktidar açısından baş aşağı gidişin veya tek liderin onaylanmadığının tesciliydi. Referandumun hemen arkasından burada yapılan değerlendirme, önümüzdeki süreçte aynen geçerlidir. Tüm muhalefet Hayır’da birleştiği gibi, bu seçimlerde akıllı davranır, tümü özverili davranırsa, 2019 AKP için tam bir hüsrana dönüşebilir. Az oyla çok vekilli seçim sistemi denenecek Bugünden bakarsak, ekonomik durumun iktidarın pek de seveceği bir süreç içinde ilerlemeyeceği görülüyor. Buna dış politikayı da katabiliriz. Demokrasi ve özgürlükler konusunda Reis’in anladığı “başörtülü kardeşleri” noktasıdır. Dünya ile çatışmalı durumunu sürdüreceğini de varsayabiliriz. Buradan, referandum sürecinden daha fazla “milliyetçi oy” çıkarması ve daha çok “göbeğini kaşıyan adam” bulması mümkün değildir. Önümüzdeki dönem en çok gündeme gelecek ve tartışılacak konu yeni seçim yasası olacak. AKP, daha az oyla daha çok milletvekili ve Meclis çoğunluğunu kazanacağı bir seçim sistemi arayışında olacaktır. Kimsenin şüphesi olmasın. Milletin iradesinin seçim sistemleriyle iğdiş edileceği ve çoğunluğun en çok oyu ve vekilliği alacağı bir sistem arayışında olacağı kesin. MHP’yi AKP’ye eklemleme Burada pürüz MHP olacak. AKP’ye yarayacak sistem, MHP’nin aleyhine olacak. Fakat AKP’nin artık politik tercihi Rabia kararıyla programına girdiğine göre, üzerinde duracağı ana konu, MHP’yi AKP’ye eklemleme olur. Bu, yeni seçim sistemine buna uygun yeni maddeler ekleyerek de olur. Seçimlere, koalisyon biçiminde, ortak girebilirler. O zaman, AKP’ye yarayacak ve çoğunluğun azınlığı ezip geçtiği, daha az oyla daha çok vekillik sistemi, bu Meclis’ten kolay geçer. Tabii, MHP’nin yüzde 70’inin Hayır dediği bir durum da söz konusu. MHP içindeki gelişmeleri izleyeceğiz. Muhalefet uzun, ince yolda MHP içindeki dışındaki muhalefetin en büyük zorluğu, kendisini MHP logosuyla ve geçmişiyle özdeşleşmiş önemli bir seçmen duygusallığını nasıl aşacağı, aşıp aşamayacağıdır. MHP’yi muhalefete teslim etmezler... iktidar ve yargısı geçmişteki gibi atmaca gibi konu üzerinde olacak. Muhalefetin yeni partileşme sürecindeki mahareti ve becerisi tayin edici olacak. Buna da fazla gecikmeden soyunması gerekir. Önlerinde gerçekten “uzun, ince bir yol” gözüküyor. Aslında aynı yol CHP için de söz konusu. Tüm partiler kendileri ve Türkiye için uzun ve ince bir yola girmiş durumda. Ya devlet başa ya da kuzgun leşe AKP asla demokratik bir parti olamayacak. Bu, eldeki kesinleşmiş bilgidir. Asla da iktidarı kolay bırakmayacaktır. Bu da diğer bir kesin bilgidir. Tetikçilerinin referandum gecesi AKP’lileri silahlı savaşa çağırmasını anımsayın. AKP önümüzdeki süreçte seçmen eğilimini kontrol ederek davranacak. Baş aşağı gidiş görülünce, iki yol karşılarına çıkacak gibi. Bu kez sandık sistemini tam çökertecek bir yolsuzluğu gündeme sokmaları. Ki, YSK’nin son seçimlerdeki yasadışı kararı, bunun için elverişli ortam yaratıyor. Bu bakımdan, CHP’nin referandumu uluslararası hukuka götürmesi ve buradan sonuç alması, YSK’yi mahkum ettirmesi, birinci derecede önemli. YSK’nin yasadışı kararını CHP ne yapacak? Bu kararla seçimlere falan gidilemez. Sandık sistemini tam çökertecek iktidar uygulamaları, önümüzdeki seçimlerde uygulamaya konursa, Türkiye yasadışı bir yönetimle birlikte, yeni bir sürece girmiş olur. Veya AKP, sonucu kabul edecek ve iktidarı teslim edecek. Bu ikilemin test edileceği süreç başlamıştır. HHH Son sözü yine AKP kongresi ve tek adam seçimi üzerine yapalım. Tek adamlık otoritesi ve tasfiyeler, AKP içinde ve dışında sessiz muhalefeti büyütmektedir. Başarısızlıklar, bu muhalefeti daha net ortaya çıkarabilir. RTE’nin kongre konuşmasında, kendisine ayak uyduramayanlara olan saldırıları ve siyasi ağır sözleri etkili olacaktır. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle