25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Yemen’de can kaybı artıyor Savaş ve yoklukla boğuşan Yemen’de kolera salgını can almaya devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütü, yaklaşık son üç haftada koleradan yaşamını yitirenlerin sayısının 242’ye yükseldiğini, 23 bin 500 kişiye de hastalığın bulaştığından şüphelenildiğini duyurdu. DSÖ’den bir yetkili, salgının beklenmedik bir hızla yayıldığına işaret etti. Bu çerçevede şüpheli vaka sayısının 6 ay içinde 250300 bine ulaşma riskinin olduğunu belirtti. Sağlık sisteminin çöktüğü ülkede bir yıl içinde ikinci kez kolera salgını başgöstermiş durumda. Şii Husilerin kontrolündeki başkent Sanaa’da yetkililer hafta arasında olağanüstü durum ilan etmişti. Ülkede hastanelerde ilaç ve yer sıkıntısı çekildiği uyarısı da yapılmıştı. Cumartesi Assange’a20 Mayıs 2017 İsveç’ten iyi haber Assange, karar sonrası Twitter’da gülümseyen bir fotoğrafını paylaştı. ABD’den McGurk’e ‘tam destek’ Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ABD’nin IŞİD’le Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk’ü “PKK ve YPG’ye açıkça destek veriyor” diyerek Washington yönetimine görevden alınmasına yönelik çağrısına yanıt gecikmedi. Washington Post gazetesinin haberine göre, ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Heather Nauert, Bakan Rex Tillerson ve Beyaz Saray’ın McGurk’e “desteğinin tam olduğunu” vurguladı. Açıklamada, “NATO’nun önemli müttefiki Türkiye’nin IŞİD, PKK ve diğer terörist organizasyonlardan kaynaklanan meşru iç güvenlik kaygısıyla karşı karşıya olduğu” kaydedilerek “Bu kaygılara saygı duyuyoruz ve NATO müttefikimizle düzenli istişarelere devam ediyoruz” denildi. Pentagon’da basın toplantısında konuşan McGurk de “Türkiye kritik bir ortağımız, Türkiye olmazsa DEAŞ’ı yenemeyiz” dedi. Amerikan Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford da, "Türkiye’nin kaygılarını ortadan kaldırmak için önlemler alıyoruz, örneğin silahların PKK’nin eline geçmemesi ya da Türkiye’ye gitmemesi gibi" ifadelerini kullandı. Erdoğan’a mektup Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyareti sırasında protestoculara korumaların sert müdahalesine ABD’den tepkiler sürüyor. DHA’nın haberine göre Erdoğan’a ortak mektup gönderen Demokrat Senatör Dianne Feinstein ve Cumhuriyetçi John McCain, “Ne yazık ki, bu olaylar hükümetin basın, etnik azınlık gruplar, muhaliflere nasıl davrandığını yansıtıyor” dedi. dishab@cumhuriyet.com.tr TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ İsveç dün WikiLeaks’in kurucusu Julian Assange hakkında yedi yıldır devam eden tecavüz soruşturmasını düşürdü. Karar ABD ordusunda görevliyken devlet sırlarını WikiLeaks’e sızdırmaktan hapiste bulunan Chelsea Manning’in çarşamba günü tahliye edilmesinin ardından geldi. Manning, 35 yıllık hapis cezasının 7 yılını yattıktan sonra eski ABD Başkanı Barack Obama tarafından affedilmişti. Assange ise hakkındaki suçlamalar ve İsveç’e geri gönderilmesi halinde WikiLeaks sızıntıları için yargılanması amacıyla ABD’ye iade edileceği kaygısıyla 5 yıldır siyasi sığınma aldığı Ekvador’un Londra’daki elçiliğinden dışarı çıkamıyor. Avustralya vatandaşı Assange (45), reddettiği suçlamaların siyasi amaçlarla yö neltildiğini vurguluyor. İsveç’ten dün yapılan açıklamada “? Savcı, Assange hakkındaki tecavüz soruşturmasını sürdürmemeye karar verdi” denildi. Karara, “soruşturmayı sürdürme imkânının bulunmaması” gerekçe gösterildi. ‘Çocuklarım bensiz büyüdü’ Mahkeme sözcüsü “Assange’ın suçlu olup olmadığı hakkında herhangi bir açıklama yapılmayacağını ve yargılamanın ancak Assange’ın yeniden İsveç’e gelmesi durumunda olabileceğini” söyledi. İsveç Radyosu’na konuşan Assange’ın hukuk ekibinden bir yetkili, kararı zafer olarak nitelendirirken müvekkillerinin “istediği zaman elçilikten ayrılmakta serbest olduğunu” savundu. Kararla birlikte Assange’ın “çok mutlu” olduğunu belirtti. Assange da kararın ardından “Bir suçlamada bulunulmadan yedi yıl boyunca çocuklarım bensiz büyüdü. Bu elçilikte güneş ışığı olmadan beş yıl! Bu affedebileceğim ya da unutabileceğim bir şey değil” ifadelerini kullandı. Polis: Tutuklarız Britanya polisinden gelen açıklama ise Assange cephesinin umutlarına gölge düşürdü. Polis, Assange’ın Ekvador elçiliğinden ayrılması halinde tutuklanacağını duyurdu. Yapılan açıklamada, 2012 yılında İsveç’e iadesi için yetkililere teslim olmadığında çıkartılan tutuklama kararının hâlâ geçerli olduğu belirtildi. Sınır mücadelesi Suriye ordusu Şii milislerin desteğiyle Irak ve Ürdün sınırına doğru ilerlerken ABD’nin önceki günkü saldırısıyla bölgede tansiyon yükseldi ABD liderliğindeki uluslararası koalisyon uçaklarının Suriye’de, Ürdün ve Irak sınırlarının kesişme noktasındaki Tanf yakınlarında Suriye ordusunca des teklenen Şii milisleri vurmasına Şam ve Moskova’dan sert tepki yükseldi. Asta na görüşmelerinde varılan “çatışmasızlık bölgeleri” anlaşmasının ardından Suriye ordusu ile İran destekli Şii milisler, Irak ve Ürdün sınırına kaydırılmıştı. Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) IŞİD’den alınan bölgede hâkimiyet kur masını engellemeye çalışan milislerin, sı nırın Ürdün tarafında ÖSO bileşenlerine eğitdonat desteği ve ren koalisyonda rahat sızlık yarattığı yorum ları yapılıyordu. Pentagon, Suriye yö nelik saldırı açıklama sında “Koalisyon, ‘ça tışmasızlık bölgesin de’ ilerleyen Suriye re Caferi, ABD saldırısına sert tepki gösterdi. jimi destekli kuvvetleri vurdu. Bu kuvvetlerin ilerleyişi Tanf’taki ABD ve müttefik kuv vetlerine tehdit teşkil ediyordu” denildi. Bir ABD askeri sözcüsü de bombardıman dan Rusya’nın haberdar edildiğini “Defa larca uyarılmasına rağmen konvoy ilerle yişini sürdürünce vurulduğunu” iddia etti. Şam yönetimi ise iddiaları reddetti. Su riye devlet medyasına açıklama yapan Sa Halep’in doğusunda kimi bölgelerde UNICEF’in kurduğu çadır okullarda çocuklara verilen eğitimlerden biri de “savaşta güvenlik”... vunma Bakanlığı yetkilisi, “Çatışmasızlık bölgesinde ilerleyen bir konvoyun değil bölgedeki Suriye askeri noktalarından birinin hedef alındığını” savundu. Saldırı sırasında Cenevre görüşmelerinde yer alan Suriye’nin BM elçisi Beşar Caferi de rahatsızlıklarını BM Suriye özel temsilcisi Staffan de Mistura ile paylaştıklarını vurguladı, “Bu, Suriye’ye karşı bir saldırganlık eylemi” dedi. ABD’ye Nusra suçlaması Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nde bulunan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise “ABD’nin yeni saldırısı Washington’ın Fetih El Şam’ı (Nusra’nın yeni adı) Suriye hükümetiyle mücadelede kullanma yı istediğini teyit ediyor” çıkışında bulundu. Bombardıman öncesi Rusya’a bilgi verildiğinden haberi olmadığını belirten Lavrov, “ABD’nin bu saldırıyı düzenlemek için aldığı kararların nedeni ne olursa olsun, bu saldırı gayrimeşru olup, Suriye’nin egemenliğine yönelik yeni bir ihlaldir” diye konuştu. Öte yandan önceki geceki saldırıya karşın, Şam’ın desteklediği Şii milislerin Tanf sınır kapısına doğru ilerlediği bildirildi. Şam kaynaklarına yakın Al Masdar’ın haberine göre, Suriye ordusu, ABD ve Britanya destekli ÖSO’cuların Deyr ez Zor’a ilerleyişini durdurmak için IrakÜrdün sınırına yönelik operasyonunu dün de sürdürdü. Mueller’in ilk işi FlynnTürkiye bağı ABD seçimlerine Rusya’nın müdahale ettiği iddialarıyla ilgili soruşturmanın başına atanan eski FBI şefi Robert Mueller işe ABD Başkanı Trump’ın eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn ile Türk işadamı Ekim Alptekin arasındaki bağlantının danışmanın siyasi kararlarına etki edip etmediğini inceleyerek başlayacak. Wall Street Journal gazetesindeki haberde, Flynn’in sahip olduğu danışmanlık firmasının, Alptekin’in Hollanda merkezli Inovo isimli şirketinden Gülen’in charter okullarını araştırmak için 530 bin dolar aldığı iddiaları hatırlatıldı ve Flynn’in bir iş arkadaşına Virginia Savcılığı’nca gönderilen mahkeme çağrısında bu iddiaların soruşturulduğu vurgulandı. Flynn’in, Obama döneminde Rakka’nın IŞİD’den YPG ile kurtarılması planını reddettiği ve Türkiye yanlısı lobicilik faaliyetleri nedeniyle operasyonu aylarca geciktirdiği iddia edilmişti. Alptekin ise Flynn grubuyla Türkiye adına değil kendi adına iş ilişkisi kurduğunu öne sürdü. Haberde, “bu iş ilişkisinin Gülen’in okullarıyla ilgisi anlaşılamadı” ifadesine yer verildi. Ziyareti öncesinde başkent Riyad sokakları Trump ve Suudi Kralı Selman’ın afişleriyle donatıldı. Afişlerde “Birlikte zafere ulaşacağız” denildi. İran sandığa Dört adayın katıldığı cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilgi yoğundu. Kimi seçmen oyunu kullanabilmek için saatlerce uzun kuyruklarda bekledi. Cumhurbaşkanlığı koltuğu için ikinci dönem arayışındaki Ruhani oy verirken basına “seçimi kim kazanırsa akın ettiona yardımcı olmalıyız” açıklaması yaptı. İran’da halk cumhurbaşkanlığı seçimleri için dün sandık başına gitti. Seçim öncesindeki yorumlarda dört aday olsa da ekonomi konusunun damga vurduğu yarışın ikinci dönem arayışındaki Cumhurbaşkanı “ılımlı” Hasan Ruhani ile “muhafazakâr” İbrahim Reisi arasında geçeceği vurgulanıyordu. Yarışa katılan diğer iki isim ise ılımlı cepheden Mustafa Haşimitaba ile muhafazakârlardan Mustafa Mir Selim. Yaklaşık 80 milyon nüfuslu ülkede, 18 yaş üzerindeki yaklaşık 56 milyon kayıtlı seçmen, 63 binden fazla seçim merkezinde oy verebilmek için uzun kuyruklar oluşturdu. Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile eşzamanlı olarak yerel seçimler de gerçekleşti. Ülke çapında yoğun güvenlik önlemleri alınırken pek çok yerde yoğunluk nedeniyle sandıkların kapanma saati uzatıldı. İlk sonuçların sabah saatleriyle birlikte gelmesinin beklendiği de duyuruldu. Batı ile ilişkileri belirleyecek İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, oy verirken basına yaptığı açıklamada, ülke geleceğinin halkın elinde olduğu 110 milyar $’lık anlaşma da çantada ABD Başkanı Donald Trump, ilk yurtdışı ziyaretini bugün Riyad’a gerçekleştirirken Beyaz Saray Suudi Arabistan’ın yanı sıra İsrail, İtalya ve Brüksel’e de gidecek olan Trump’ın yurtdışı politika gündeminin dikkatleri Rusya tartışmalarından çekmesini umuyor. Bazı Müslüman ülkelerin vatandaşlarına geçici ABD yasağı getiren Trump’ın ilk durağının Körfez’in Sünni lideri Suudi Arabistan olması ise dikkat çekiyor. Bu adımın arkasında İran’a sert söylemle birlikte İsrali ile müttefiklik vurgusunu yoğunlaştıran Trump yönetiminin Riyad hükümeti ile selefi Obama döneminde zayıflayan ilişkileri tekrar geliştirme arayışı olduğu yorumları yapılıyor. Trump, Suudi Arabistan’da Arap İslam ABD Zirvesi’ne katılacak. Zirvenin internet sitesinde yapılan açıklamada “Trump ile geçmişte bazı konularda görüş birliği olmamasına rağmen Suudi Arabistan’ın yeni bir başlangıcı sabırsızlıkla beklediği” belirtildi. Bu arada, New York Times gazetesinin haberine göre Trump’ın ziyaretinde açıklaması beklenen Riyad’la 110 milyar dolarlık savunma anlaşması adımına son rötüş 1 Mayıs’ta Trump’ın hem danışmanı hem damadı Jared Kushner ile Suudi heyetin görüşmesinde verildi. nu söyleyerek seçimlere katılma çağrısını yineledi. Ruhani de “Seçimi kim kazanırsa kazansın bu önemli görevi yerine getirmesi için ona yardım etmeliyiz” ifadelerini kullandı. Reisi ise “Halkın seçiminin sonucuna saygı duyacağım” dedi. Sandıktan çıkacak sonuç ülkenin Batı ile ilişkileri açısından da önemli. Muhafazakârlar, Batı ile ılımlı ilişkilere muhalif Reisi’ye 77 yaşındaki Hamaney’in muhtemel halefi gözüyle bakıyor. İran’a yönelik yaptırımların hafifletilmesini sağlayan BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri (ABD, Britanya, Fransa, Çin, Rusya) ve Almanya ile nükleer anlaşmaya imza atan Ruhani için bu seçimlerin sınav niteliğinde olduğu belirtiliyor. Seçim yarışı 6 aday ile başlarken hafta içinde adaylardan Tahran Belediye Başkanı Muhammed Bakır Galibaf, Reisi lehine ve Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İshak Cihangiri, Ruhani lehine seçimlerden çekilmişti. Adaylardan hiçbiri yüzde 50’yi geçemezse ikinci tura gidilecek. En çok oy alan iki aday arasında yapılacak ikinci tur için 26 Mayıs gösteriliyor. İran’daki seçimler için Türkiye’nin de pek çok kentinde sandıklar kuruldu. İran vatandaşları uzun kuyruklar oluşturdu. nilwgun@cumhuriyet.com.tr 7 Washington’daki meydan dayağı Türkiye’nin eskiden bir “imaj” konusu vardı. “İmajımız nedir? Nasıl değiştirilir? İmajımızı iyileştirmek için ne yapmalıyız? Ne tür hatalar yapmamalıyız?” türünde sorularımız, kafa yorduğumuz meseleler vardı. Askeri rejimin en karanlık dönemlerinde bile “Türkiye’nin imajı” ciddiye alınırdı. “Kol kırılır, yen içinde kalır” ikiyüzlülüğüyle de olsa dışarıya açık vermemeye, ülkenin ağırbaşlılığını, saygınlığını, itibarını korumaya, karizmayı çizdirmemeye dikkat edilirdi. AKP yıllarında bu kaygı, “eziklikten kurtulmak” adı altında ortadan kalktı. “İmajımıza dikkat edelim”, “Ayağımıza kurşun sıkmayalım”, “Demokrasi eksikliği yönünde algı oluşturmayalım” kaygıları tarih oldu. Uluslararası ilişkilerin ölçüleri, dengeleri, değerleri “monşerler kadrosuyla” birlikte elenerek; “Valla bizde böyle!” tarzı dolaşıma sokuldu. Bu tarzın doruğuna Erdoğan’ın o unutulmaz “one minute” atarlanmasında tanık olduk. Uluslararası ortamda yeni bir eşik oluşturan bu Kasımpaşa tarzı derken Erdoğan’ın etrafına yayıldı. ‘Yeni Türkiye’ klasiği Korumalar misal artık, gittikleri her ülkede arkalarında bir “kara efsane” gibi kalıcılık arz eden terör estiriyorlar. Geçen kış dünyanın ta öbür ucu olan Ekvador’da korumalar aralarında bir milletvekilinin de bulunduğu bir avuç gösterici kadına dehşet saçmıştı. Ekvador göstericilerine kafa kol girişilerek çekilen meydan dayağının sonunda, aramızda hiçbir sorun olmayan Ekvador’la diplomatik kriz çıkmış ve ülkenin Dışişleri Bakanı, Ankara’ya nota vermişti. Ekvador dayağının şokunu atlatmadan sonra geçen baharda, Washington’ın Brookings Enstitüsü önündeki göstericilerin tekme tokat dövülmesine tanık olduk. O zaman Beyaz Saray’da Obama vardı. Şimdi Trump geldi. Değişen bir şey yok. Erdoğan’ın korumaları bir “yeni Türkiye klasiği” olarak son Washington gezisinde gene göstericileri dövdüler. Bu kez de kameralar önünde T.C. Büyükelçiliği önündeki “FETÖ’cü, PKK’ci terörist göstericilere” ders verildi. Ak saçlı adamlar, yerlerde sürüklenen kadınlar, devrilen bebek arabaları; Erdoğan’ın korumaları olduğu söylenen koyu renk takımlı bir ekip tarafından tekmelendi. Biz “Soma tekmesi” ile terbiyeli olduğumuz için maalesef bu görüntülere alışığız ama dünya dumur halinde. Her yerden savaş ve badire haberlerini veren CNN International’da bu görüntüleri ekrana taşıyan gazeteciler örneğin şoktaydı. “Washington Post” sitesindeki dayak videosunun üzerine “Dikkat! Açık şiddet sahneleri içerir” ibaresi iliştirilmişti. ABD’nin “ekşi sözlüğü” sayılan popüler sosyal medya mecrası “reddit”te sayamadığım kadar çok başlık açılmıştı. Kullanıcılar “Bundan önce Washington da hiç böyle bir şey yaşandı mı?” sorusunu soruyor, yalnız “Pinochet’nin benzeri vakayla gündeme geldiğini” hatırlatıyorlardı. Ne ki internet çağında olduğumuzdan “Türk dayağının” etkisi, Pinochet’nin anısını çoktan gömmüştü. İki reis birbirini ağırlar Huff Post, Buzzfeed, Dailybeast, Politico gibi ABD’nin büyük internet gazeteleri bu talihsiz olaya tüm ayrıntılarıyla yer ayırmıştı. “Bunun bir sonucu olmayacak mı?”, “Türk hükümeti özür dilemeyecek mi?” sorularıyla uzayıp giden değerlendirmeler; Ankara’nın aylar öncesinden hazırladığı Trump buluşmasını yekten gölgelemişti. Trump’ın başını alamadığı skandallar nedeniyle buluşma böylelikle mevcut koşullarda tam bir “Beyaz ve Ak Saraylılar birbirini ağırlar” moduna dönüşmüştü. Hele Trump’ın kovduğu FBI Başkanı James Comey’e “arıza gazetecileri hapse atmayı talep etmesi”, ciddi ciddi “Trump’ın kafasında bir Erdoğan modeli mi var?” sorularına yol açmıştı. Washington ziyareti bu durumda RTE’nin uluslararası prestiji ve meşruiyetini perçinlemekten çok, Trump’ın inandırıcılığını daha da azaltan bir gelişme olarak görüldü. Elçilik önündeki meydan muharebesine Amerikan Senatosu’nun bunca atik tetik ilgi göstermesi ve hızla bir mektup döşenmesinin nedeni de bu. RTE’yi muhatap alan mektup “(Şiddet saçan meydan dayağı) hükümetinizin basına, azınlık gruplara ve siyasi muhaliflere tutumunu yansıtan bir davranıştır” sözlerine yer veriyor. Bu sözleri sonra adeta onaylarcasına, 24 saat geçmeden “Sözcü”ye şafak operasyonu yapıldı. Bu ürkütücü sarmal daha ne kadar böyle devam edecek? Goran lideri yaşamını yitirdi Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) önde gelen partilerinden Goran (Değişim) Hareketi Genel Başkanı Newşîrwan Mustafa’nın hayatını kaybettiği açıklandı. Uzun süredir sağlık sorunlarıyla mücadele eden 73 yaşındaki Mustafa, 14 Mayıs’ta yaklaşık bir yıldır tedavi gördüğü Londra’dan Süleymaniye’ye dönmüştü. Goran, 2013 seçimlerinden sonra IKBY parlamentosunda ikinci en büyük gruba sahip parti olmuştu. C MY B nilgun@
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle