Katalog

Perşembe 18 Mayıs 2017 2 Ulubatlı Beltur! Topkapı Sarayı’nı çevreleyen surların dibinde, Gülhane Parkı’nın içinde, İstanbul Bü yükşehir Belediyesi’ne (İBB) bağlı Bel tur tarafından işletilen Kandil Kafe’nin 538 yıllık surlara zarar verdiği ortaya çıktı. İstanbul 4 No’lu Koruma Kuru lu, alanda kaçak yapılaş ma olduğuna dikkat çe kerek suç duyurusu ya pılması gerektiğini be lirtti. Kurul, “Telgrafha ne binasındaki tarihi do HAZAL OCAK kuya aykırı uygulamalar eski haline getirilmeli. Can güvenliği önlemleri de alınmalı” dedi. Altı ay süre Topkapı Sarayı’nı çevreleyen surlar, Fatih Sultan Mehmet tarafından 1478 yılında yaptırıldı. 4 kilometre uzunluğundaki Suru Sultani, Fatih’ten günümüze kadar ayakta kaldı. İBB’nin CHP’li meclis üyesi Hüseyin Sağ, surları tahrip eden Kandil Cafe’yi İstanbul 4 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’ne şikâyet etti. Dilekçesinde surlara Beltur’un açtığı kafe için balkon eklendiğini ve kapının genişletildiğini belirtti. Dilekçeye göre tarihi surlar delinerek dışına dübelli vidalarla pergola (çardak benzeri yapı) bağlandı. Pergola için de zemin yükseltildi ve merdiven eklendi. Surların yıllardır kapalı duran küçük bir pencere büyüklüğündeki kapısı enine ve boyuna büyütülerek Beltur’a ait kafeye özel giriş haline getirildi. Şikâyeti değerlen İBB’ye bağlı şirket tarafından işletilen kafe 538 yıllık surları tahrip etti ESKİ HALİ Kandil Kafe, servisini tarihle pazarlıyor ancak tarihi yapıya zarar veriyor. Menülerde, Gülhane Parkı’nın tarihinden notlar var. Beltur, kurul kararının ardından tarihi surun dış cephesine, dübelli vidalarla bağladığı pergolayı kaldırmış. Pergolanın açtığı delikler ise bir metre öteden görülebiliyor. Pergola için yükseltilen zemin ve merdivenler ise kaldırılmamış. Ayrıca, yapının içindeki kaçak kısım da olduğu gibi duruyor. Binada herhangi bir güvenlik önlemi de alınmamış... diren kurul, alanda kaçak yapılaşmayı tespit etti ve suç duyurusunda bulunulması gerektiğine dikkat çekti. Kurul tarihi yapının eski haline getirilmesini ve getirildikten sonra sonucunun kurula ve Fatih Belediyesi’ne bildirilmesini istedi. Yapı içerisinde betonarme siste YENİ HALİ Pergola kaldırıldı ama kocaman delikleri tarihi yapıya hasar verdi. min kullanıldığı ve bunun da “can güvenliği performans seviyesine ulaşmadığı” ifade edilerek güvenlik önleminin alınması istendi. Tüm bu aykırılıkların giderilmesi ve yapının eski haline getirilmesi için 6 ay süre verildi. Süre 23 Mayıs’ta doluyor. l İSTANBUL İstanbul’un su havzalarında yapılaşma 2 KAT Arttı Türkiye Veri İşleme Merkezi’nin (TUVIMER) araştırmasına göre İstanbul’un su havzalarında son 2 yılda yapılaşma 2 kat arttı. Araştırmada 2014 yılında 59 bin 146 olan yapılaşma talebi 2015’te küçük bir düşüşle 54 bin 367’ye, 2016 yılında ise büyük bir sıçramayla 124 bin 842’ye yükseldiği görülüyor. TUVIMER’in araştırması, İstanbul’da havza alanlarına yönelik gayrimenkul talebinin son iki yılda yüzde 211 arttığını ortaya koydu. Bu talebin maddi karşılığı 2014 yılında yaklaşık 9 milyar dolar, şimdi ise 25 milyar dolar. ‘İSKİ koruyamıyor’ İBB Meclisinde bu verileri paylaşan CHP’li üye Esin Hacıalioğlu “Aklıma mitolojideki eşek kulaklı midas geldi. Hani zengin olmak için tanrılara yalvarıp her dokunduğunun altın olmasını isteyen kral. Tanrılar kabul ediyor ancak karnı acıkınca, susayınca dileğinin hiç de doğru bir dilek olmadığı ortaya çıkıyor. Kenti paraya çevi receğiz diye her noktasını satmaya başladık. Sonunda aç ve susuz kalacağımız ortada. Geçen hafta Ormancılık ve Su Şurası yapıldı, alınan en önemli kararlardan biri havza bazında kirliliklerin önlenmesi amacı ile ilgili kurum ve kuruluşlarla birlikte çalışmak. Bizim de İSKİ’miz var bu konu ile ilgili. Geçen ay alınan raporlardaki değerlendirmelere bakınca İSKİ’nin havza içi yapılaşmalara nasıl izin verdiğini görüyoruz. Demek ki İSKİ su havzalarını korumuyor” diye konuştu. l HAZAL OCAK/İSTANBUL haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: İLKNUR FİLİZ Bir savunma Bir itiraz Ve bir beraat SANIK OĞUZ GÜVEN’İN SAVUNMASI: “Tamamen yanlışlık sonucu internetin getirdiği rekabet ve hız faktörleri göz önünde bulundurularak bir an önce haberi duyurmak amacıyla bu şekilde bir yanlışlık meydana gelmiştir. Kesinlikle ‘Başsavcıyı kamyon biçti’ şeklinde tvit girilmek istenmemiştir. Söz konusu tvit girildikten 55 saniye sonra kaldırılıp ‘İlk FETÖ iddianamesini hazırlayan Başsavcı Mustafa Alper kamyon kazasında feci şekilde can verdi’ şeklinde düzeltilmiştir. Bu da ilk tvitin sehven girildiğinin göstergesidir. Söz konusu tvitle ilgili haberin içeriği birlikte incelendiğinde herhangi bir şiddet çağrısı, terör örgütünün övülmesi, amacı ya da teşvik söz konusu olmadığı ortaya çıkacaktır. Bu olay kapsamında suç kastımın olmadığı anlaşılacaktır. Haber içeriğinde başsavcının vefatından duyduğum üzüntüyü dile getirerek duygularımı ve ayrıca FETÖ yapılanmasına karşı düşüncelerimi de aktardım. Hemen akabinde ‘insanlık utancı’ şeklinde tvit attım. Ayrıca suça konu tvitin altına Emre Uslu ve Tuncay Opçin gibi firari FETÖ/PDY sanıklarının yorumlarından duyduğum rahatsızlığı belirtmek üzere ‘FETÖ’cü Emre Uslu’dan kazada ölen başsavcı için skandal sözler’ şeklinde internet sitemizde haber geçip, içeriğinde de başsavcının şehit olmasına sevinenleri ağır biçimde eleştirdik. Suçlama konusu haberle ilgili yaklaşımımız bu içerikle değerlendirilmesiyle daha doğru şekilde yorumlanacaktır. Bu nedenle attığım tvitlerin tümüyle değerlendirilip yapılan haber içeriklerinin birlikte göz önüne alınarak atılı suçların amaçlanmadığı anlaşılacaktır. Dosyaya sadece silinen tviti koyup haberin kendisini ve daha sonra yaptığımız haberleri almazsanız yanlış anlaşılma olabilir. Trafik kazalarına ilişkin haberlerde ‘TIR biçti, kamyon biçti’ deyimi çok sık kullanılmaktadır. Bunda hiçbir kötü niyet yoktur. Şu da hatırlanmalıdır ki günlük attığımız tvit sayısı 200300 arasıdır. Bu kadar çok sayıda tvit ve internet medyasındaki rekabetin getirdiği acelecilikte böyle yanlışlıkların olabileceği göze alınmalıdır. Merhum başsavcının ilk FETÖ iddianamesini hazırlayan başsavcımız olması daha da acele etmemize neden olmuştur. Hiçbir suç işleme amacımız yoktur. Tüm haberlerimize bakıldığında merhum başsavcıya ilişkin en ufak kötü niyetimizin olmadığı ortaya çıkacaktır.” Bu savunmasına rağmen tutuklanan Oğuz Güven, Silivri Cezaevi’ne sevk edilirken, “Bu çürümüşlük karşısında yapacak bir şey yok” dedi. HHH AVUKAT TORA PEKİN’İN İTİRAZI: Oğuz Güven’i suçlayan tutanağa konu edilen tvitin 1 dakikadan daha az yayında kaldığını ifade eden Pekin: “Bu kadar kısa bir süre içerisinde tutanak tutulamaz. Bir internet yayını ile ilgili olarak tutanağın geçerli olması için tutanağa suça konu yayının eklenmesi gerekir. Savcı Yasemin Baba tarafından tutulan tutanakta böyle bir ek yoktur. Tutanağın gerçeğe aykırı olduğunu kanıtlayan en önemli husus ise belirtilen eklerden birinin çıktısının alınmasının imkânsız olmasıdır. Tvitin birileri tarafından ekran görüntüsü alınmış ve dosyaya girmesi mümkün olmuştur. Haberin dosyaya girmesi ise imkânsızdır. Çünkü bu şekilde bir haber yoktur. Savcı Yasemin Baba hiç görmediği bir haberi görmüş gibi tutanak tutmuş ve soruşturma başlatmıştır” dedi. Yargıç Akın Gürlek, bu itiraza rağmen, terör propagandası suçlaması iddiasıyla, delillerin de toplanmakta olduğunu belirterek tutuklama kararı verdi. HHH VE BERAAT: Tam bu sıralarda: Türkiye’deki kanlı eylemlerin ve en sonuncusu Reina’da gerçekleştirilen kitlesel cinayetlerin faili olan DEAŞ’e katılacağına dair mektup bıraktığı eşi Maysaloon A. tarafından ihbar edilen... Ama Suriye’ye geçmek için uygun bir zemin bulamayıp Antalya’ya döndüğünde yakalanan 37 yaşındaki İsrailli eczacı Hilal Abu H... Eylemi düşünce aşamasında kaldığı gerekçesiyle, savcının da isteği üzerine, delil yetersizliğinden beraat etti. HHH HAYIR KARDEŞİM HAYIR: BÖYLE “HUKUK DEVLETİ”NE, BÖYLE “ADALET”E HAYIR! ELBETTE DEMOKRASİ VE HUKUK DEVLETİ İÇİN DEMOKRATİK OLARAK DİRENECEĞİZ! C MY B