06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Perşembe 18 Mayıs 2017 EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK Selda Bağcan’dan 19 Mayıs konseri Dünyanın en iyi kadın vokalleri arasında gösterilen Selda Bağcan, bu sene ilk kez gerçekleştirilecek olan Samsun Gençlik Festivali’nde İsrailli rock grubu Boom Pam ile beraber sahne alacak. Tüm dünyada çok geniş bir hay ran kitlesine sahip olan Selda Bağcan, 19 Mayıs’ta, yani yarın akşam Sheraton Grand Beach’te vereceği konserde şarkılarını hayranlarıyla birlikte söyleyecek. Samsun Gençlik Festivali 21 Mayıs tarihine kadar sürecek. [email protected] 15 Birincilik ödülü7. ULUSLARARASI Turhan Selçuk KARİKATÜR YARIŞMASI Bobisa’nın oldu Milas Belediyesi’nin Milas doğumlu usta karikatürist Turhan Selçuk anısına düzenlediği 7. Uluslararası Turhan Selçuk Karikatür Yarışması’nda ödül almaya hak kazanan karikatüristler belli oldu. Yarışmanın Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat, Ruhan Selçuk, Kâmil Masaracı, İzel Rozental, Erhan Candan, Meral Onat, Gülay Batur ve Grigoris Georgiou’dan oluşan jürisi 1213 Mayıs tarihlerinde Turhan Selçuk Karikatürlü Ev’de toplanarak, yarışmaya 55 farklı ülkeden katılan 391 karikatüristin 1500 karikatürünü tek tek inceledi. Değerlendirmenin ardından jüri üyeleri ilk etapta 80 karikatürü tekrar incelemek üzere ayırdılar. İkinci tur değerlendirmesinde bu rakam 10’a düşürüldü. Son tur değerlendirmesinde ise birinci, ikinci ve üçüncülüğe layık karikatürler ve özel ödül almaya hak Cumhuriyet Gazetesi Özel Ödülü’ne Murteza Albayrak değer görüldü. kazanan diğer 7 karikatürü belirlediler. Ödül alan ve sergilenmeye değer görülen karikatürler 1 Ekim’de Turhan Selçuk Karikatürlü Ev’de açılacak sergide izlenime sunulacak. Bu sene birincilik, ikincilik, üçüncülük ödüllerinin yanı sıra Cumhuriyet Gazetesi, Scrikss, Milas Kent Konseyi ve Jüri Özel Ödülü, Labranda Su, Leman ve Bayan Yanı Dergileri Özel Ödülleri de verilecek. 11 Eylül’de yapılacak törenle kazananlarına sunulacak ödüller ise şu şekilde dağıtıldı: l 1.’lik Ödülü: Todoroviç Bobisa / Sırbistan l 2.’lik Ödülü: Oleksiy Kustovsky / Ukrayna l 3.’lük Ödülü: Grezegorz Szumowski Polonya l Cumhuriyet Gazetesi Özel Ödülü: Murteza Albayrak / Türkiye l Scrikss Özel Ödülü: İlya Katz / İsrail l Milas Kent Konseyi Özel Ödülü: Sasha Dimitriovic / Sırbistan l Jüri Özel Ödülü Nenad Ostojic / Hırvatistan l Labranda Su Özel Ödülü: Sergey Sichenko Ukrayna / Ukrayna l Leman Dergisi Özel Ödülü: Oleksiy Kustovsky / Ukrayna l Bayan Yanı Dergisi Özel Ödülü: Saadet Demir Yalçın / Türkiye. 70. Cannes FİLM Festivali Plajlara kadar SİNEMA Açılış filmi “İsmaël’in Hayaletleri”nin Oscar’lı Fransız oyuncusu Marion Cotillard’da gecedeydi. Yıl 1963. Cannes plajından siyah beyaz bir görüntü. Claudia Cardinale, elinde tuttuğu tasmanın zincirine asılan leoparı, hayvanın kuyruğundan tutan bakıcısının yardımıyla zaptetmeye çalışıyor. Biraz geride Burt Lancester gülümsemekte. Luchino Visconti arka planda, daha ciddi. Film henüz o yılın Altın Palmiye’sini almamış... Festivaller Sarayı’nın 4. katındaki uzun geniş koridorun duvarı eski günleri anımsatan fotoğraflarla dolu. Godard, Truffaut, Altman, Grace Kelly ve daha onlarca unutulmaz yönetmen ve yıldız oyuncunun fotoğrafları, yakın geçmişin sararmayan yapraklarını karıştırmaya davet ediyor bizi... Gecenin sunucusu Monica Bellucci’ydi Monica Bellucci’nin sunduğu açılış gecesi de doğal olarak günün yıldız adlarıyla dolu. Sayılamayacak kadar çoklar. Aralarında, biraz sonra izlenecek açılış filmi “İsmaël’in Hayaletleri”nin Oscar’lı Fransız oyuncusu Marion Cotillard da var. Geçen yıl, Xavier Dolan ile Nicole Garcia’nın Altın Palmiye adayı filmlerindeki başarılı yorumlarına karşın ödül alamayan Cotillard yine başarılı ama film yarışma dışı gösterildiği için zaten şansı yok. Kaldı ki, Arnaud Desplechin bu kez hedeflediği gizemli atmosferi yakalayamayan dağınık bir film imzalamış. Kimi olağanüstü güzel planlara ve yer yer sergilediği mizansen ustalıklarına karşın, kendi sinemasının “Kral ve Kraliçe (Roi et Reine, 2003)” gibi başarılı örneklerinin düzeyine erişemeyen Fransız yönetmen, aslında filminin gösterime giren kopyasından kendisi bile hoşnut değil. Yapımcısının dayatmasıyla kısaltmak zorunda kalmış... ‘Director’s cut’ dediğimiz, yönetmenin istediği kurgu (20 dakika daha uzun), Paris’te sadece bir sinemada gösterime girecek. Yüzlerce kopyanın karşısında tek kopya... Akdeniz sinemasının ünlü çehresi Claudia Cardinale’i sadece eski fotoğraflarda değil, karşımızda da bulacağız. Üstelik, önümüzdeki günlerde, festivalin uluslarası pazar bölümünde açılan Türk standının özel konuğu olarak... Monica Bellucci’nin sunduğu açılış gecesi günün yıldız adlarıyla doluydu. Cannes, Netflix’e karşı Bu yıl 70. kez düzenlenecek Cannes Film Festivali yeni bir kural değişikliğine giderek son yıllarda küresel sinema endüstrisi ile internet tabanlı yayıncılık yapan Netflix arasında süren savaşa dahil oldu ve tarafını seçti. Festivalin yeni kuralına göre gelecek yıldan itibaren Cannes’da yarışmaya kabul edilen her film ilk önce Fransa’da vizyona girmeyi de kabul etmiş olacak. Böylelikle Netflix’in filmlerin ilk gösterimleri için önerdiği yüksek meblağlar da anlamını yitirmiş olacak. Tabii bu kuralı herkesin kabul ettiğini varsayarsak. Hâlâ en pahalı sanat dalının sinema olduğunu düşünürsek yönetmen ve yapımcıların gözleri kapalı bir şekilde Netflix’in teklifini reddedip Cannes’da olmanın prestijine kapılacaklarına inanmak biraz saflık olabilir. İlk filmlerini çeken sinemacılar için Cannes çok büyük bir fırsat belki ama yıllardır sektörde olan isimler Netflix’in cazip tekliflerini reddederler mi, söylemek zor. Turhan Selçuk Karikatür Yarışması’nda birincilik ödülünü Sırbistan’dan katılan Todoroviç Bobisa kazandı. ‘Zorbalıkları unutmayın!’ Türkiye Gençlik Ödülleri’nde BBT’nin ‘Gülünç Karanlık’ adlı oyunu ‘En İyi Tiyatro Oyunu Ödülü’nü kazandı. Ödülü almak için törene katılan Alican Yücesoy söyledikleriyle geceye damgasını vurdu. Türkiye Gençlik Ödülleri önceki gece düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Geceye damgasını vuran ise Bakırköy Belediye Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Alican Yücesoy’un, oyunun oyuncularından Elif Ürse, Doğacan Taşpınar ve Erol Ozan Ayhan’la birlikte, “Gülünç Karanlık” oyununa verilen ‘En İyi Tiyatro Oyunu Ödülü’nü almak üzere sahneye çıktığında yaptığı konuşma oldu. Yücesoy, bu ödülü gençlerin oylarıyla almanın çok değerli olduğunu vurguladığı konuşmasında, çürümeye terk edilen ve yıkılıp AVM yapılan sinema ve tiyatro binalarını hatırlatarak, “Zorbalıkları unutmayın” dedi: “AKM, Aziz Nesin Sahnesi, Taksim Sahnesi, Alkazar Sineması, yerinden edilen İnci Pastanesi... Tüm bunlar sadece taş duvarlar değildi. Orayı dolduran insanlar, anılar, sesler, sözlerdi. Bir şehre karakterini veren bu hafıza, bilinçli ya da bilinçsiz bir politikayla gün gün yok edildi. Meydan dümdüz edildi. Emek’i yıkmak ve yerine bir AVM dikmek için yapılan zorbalıkları hiçbir zaman unutmayın. 2010’dan beri sokakta adım adım verilen mücadeleyi de...” ‘Şiddetle bastıran bir zihniyet’ Yücesoy konuşmasına Emek Sineması’nın yıkımına karşı verilen mücadelenin öneminden bahsederek, Alican Yücesoy şu ifadelerle devam etti: “7 Nisan 2013’ü hatırlayın: O gün yaşadıkları kent ve sinemalarının geleceği konusunda söz hakkı isteyen insanları gaza boğdular. Costa Gavras da oradaydı, Erden Kıral da, sen de, ben de... Hepimiz oradaydık. Grand Pera bir ‘kültür merkezi’ olmuş... O kültürü var eden insanların iradesini hiçe sayan, şiddetle bastıran bir zihniyetten nasıl bir kültür merkezi çıkar sizce? Emek’in kırmızı perdesi, çalışanları, orada izlenen filmler, sinemaya o binanın ruhuyla âşık olan genç, orada tanışan insanlar, hep aynı koltuğa bilet alan sinefil, koltuklarında öpüşen gençler, salonu dolduran düşünceler şimdi evsiz. ‘Emek’i koruyamayan hayatını da koruyamaz demişti’ o gün sokağı dolduranlar. Bu sözü tekrar düşünme günüdür bugün.” İki Bilgeyle Yol Haritası... Kıbrıs’tayım. 53. Türk Pediatri Kongresi’nde... Tıpla ne ilgin var diye sormayın. Herkes kadar hastalanan ya da hastalanmayan biri kadar ilgileniyorum tıpla... Gelin görün ki, bu 53. kongrenin ana başlığı “Çocuk ve Sanat” diye belirlenmişti. Bir süre önce Pediatri Kurumu Başkanı Mehmet Vural’dan, bu konuda bir açış konuşması yapma daveti aldığımda, hele hele iki “hoca”nın Bozkurt Güvenç ve Doğan Kuban’ın da katılacağını öğrendiğimde, çağrıyı ikiletmedim. Yaklaşık 2000 pediatrın katıldığı dev bir kongrede buldum kendimi. 018 yaş arası çocukların doktorluğunu içeren bu bilim dalında, bunca genç ve heyecanlı doktor yoğunluğunu görmek sevindirici. Her sohbette, tıp dışında geniş ilgi alanları olduğuna, merak dürtülerinin tazeliğine, Türkiye kaygılarının vicdan sesiyle bütünlendiğine tanıklık ettim. Benim konuşmam, 50 küsur yıldır yazdıklarımdan farklı değildi... Gelelim, tıp dışı ikinci konuşmaya: Cumhuriyet muhafızları Orhan Bursalı, Bozkurt Güvenç ve Doğan Kuban’ın birer sunumla katıldıkları “Bir Entelektüel Yol Haritası” başlıklı konferans baştan söyleyeyim ufuk açıcıydı, zenginleştiriciydi. (Entelektüel sözcüğünün, sorgulayan, yanıt arayan bir okumuş, aydın anlamına geldiğini belirteyim!) Bursalı, ne zamandır “İki Bilge Konferansları” başlığıyla zaten bu iki bilge insanı sık sık bir araya getiriyor; günlük politika dışına çıkıp dünya ve Türkiye’nin temel meseleleri üzerinde tartışmalar gerçekleştiriyor. Hem dergisi, “Herkese Bilim ve Teknoloji” dergisinde hem de üniversite toplantılarında. Bozkurt Güveç 92 yaşında. Doğan Kuban 91... Ve ikisi de gece gündüz çalışmaya, üretmeye, yazmaya, okumaya doyamıyor. Güvenç’in “Kültür ve İnsan” kitabını, Kuban’ın mimarlık, şehircilik ve sanat tarihi kitaplarını okuduğumdan beri ben zaten ikisine de âşığım... Birkaç kuşağın yetişmesine önayak oldular. Orhan Bursalı onların ortak yanlarını özetledikten sonra, yüzde yüz katıldığım bir niteleme yapıyor: “Onlar Cumhuriyet Muhafızları”... Bursalı’dan, altını çizdiğim bir niteleme daha: “Kapitalizmin dünyayı batırdığı konusunda fikir birliğindeyiz”. Ve en baştan bir yol haritası çiziyor: “Geleceğe ancak bilimle yol alabiliriz...” Kapitalizm dünyayı batırdıkça... Evren büyüdükçe dünyanın küçüldüğüne; öğrendikçe, bilmediklerimizin arttığına dikkati çeken Bozkurt Güvenç, evrensel kimliğimizi sorguluyor. “Nedir evrensel kimliğimiz sorusunun yanıtı, ‘İnsanım’ demek olmalı...” Bu tümce üzerine nasıl içim acıyor anlatamam: Bugün Türkiye’de yaşadığımız ortamda kaç kişi bu soruyu böyle yanıtlayabilir ki. Türk’üm, Kürt’üm, Müslümanım, ateistim, Alevi’yim, Erdoğan’cıyım, evet’çiyim, hayır’cıyım yerine “İnsanım” diyecek kaç kişi çıkar aramızdan... Savcılar, hâkimler, iktidar güçleri ne zaman “İnsanım” diyebileceksiniz kimlik sorgulamasında? Bozkurt Güvenç Türkiye’nin “Türkiye’nin kurtuluşu, ülkedeki tüm annelerin lise mezunu olmasında yatar” diye özetleyebileceğim, bir yol haritası çizdi... Gençlere düşen görev Doğan Kuban ise önce “Ah ne olacak bu memleketin hali” türünden bir çaresizlikten kurtulmamız gerektiğini belirtti sonra kimi saptamalarda bulundu: “İslam toplumlarının cehaleti, hastalığı davet ediyor. Çünkü bu ülkeler, fakir, cahil, kargaşa içinde despot devletler olarak geçmişin elbiselerini taşıyorlar. Bunlara son 50 yılda Türkiye de katıldı. İslam dünyasında ilk ve çağdaş demokrasi ve halk Cumhuriyeti yaratmış bir ülkenin kurucu kuşağından biri olarak” gençlere çok iş düştüğünü vurguladı. Nüfus artışı, iklimsel felaketler, susuzluk, kıtlık, bunların neden olduğu savaş, terör, göç, demokrasi düşmanlığı bir kaos yarattı. Buna sömürenlerin yalanlarını, tehditlerini, eziyetlerini ekleyin. Ve Doğan Kuban’a göre kameralar önünde el sıkışan adamlar, yalan söyleyen yayın organları, cahil toplumları etkileyerek kaosu sürdürmektedir. İlk iş paraya tapanlardan kurtulmakta. Aksi halde düze çıkış yoktu. Doğan Kuban’ın yol haritası, halkın aydınlanmasından bir de “ulus devleti” yerine “kültür devleti” kurulmasından geçiyor... İşte size, bilgelerden yol haritaları... Haydi hayırlısı! Yaşar Kemal zirvede anıldı Türk edebiyatının usta isimlerinden Yaşar Kemal, çocukluk ve gençlik yıllarının büyük bölümünü geçirdiği, romanlarında adı geçen Ağca Dağı’nın zirvesinde, ünlü romanı “İnce Memed” okunarak anıldı. Adana Tabip Odası (ATO) yönetici ve üyeleri ile Prodoss Gezi Grubu’ndan 30 kişilik bir grup, Osmaniye’nin Kadirli ilçesinde bulunan Ağca Dağı’nın zirvesine toplu tırmanış yaptı. Grup zirveye vardıktan sonra konuşan profesyonel dağcı ve ATO Yönetim Kurulu Üyesi Uzm. Dr. Selahattin Menteş, “Çukurova topraklarının yetiştir diği ve dünyanın en büyük yazarlarından olan Yaşar Kemal’i, ‘İnce Memed’ romanında adı geçen bu coğrafyada anmaktan çok mutluyuz” dedi. Anma töreni romandan bir bölümün okunmasıyla son buldu. Menteş, Yaşar Kemal’i her yıl çeşitli etkinliklerle anmaya devam edeceklerini, bir sonraki etkinliklerini yazarın doğum yeri olan Hemite köyünde yapacaklarını belirtti. (SAVAŞ KÜRKLÜ) C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle