02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 17 Nisan 2017 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY Şimdi birlik zamanı ekonomi 9 TÜSİAD referandum sonucuyla ilgili ‘Türkiye için toplumsal dayanışma içerisinde olmanın ve vakit kaybetmeden geleceğe bakmanın zamanıdır’ açıklamasını yaptı Büyük türbülansa Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarihsel önemde küresel değişimlerin yaşandığı bir dönemde olunduğuna işaret ederek, şimdi Türkiye için toplumsal özgürlük, çoğulculuk ve dayanışma içinde ilerleme zamanı olduğuna işaret etti. TÜSİAD referandumla ilgili olarak “Türkiye İçin Birlik ve Reform Zamanı” başlıklı açıklamada Türkiye’nin önünde bulunan reform gündemini demokrasi, ekonomi ve AB ilişkileri şeklinde özetledi. “Türkiye’nin yapısal sorunları, dün olduğu gibi bugün de varlıklarını sürdürmektedir. Bu sorunları çözmek, milli menfaatlerimiz doğrultusunda küresel ölçekte rekabetçi Türkiye’ye giden yolun anahtarıdır” diyen TÜSİAD’ın talepleri şöyle: OHAL bitmeli 4 15 Temmuz darbe teşebbüsünün zorunlu kıldığı olağanüstü hali geride bırakarak, olağan ve tarafsızlığı konusunda toplumun tüm kesimlerini kapsayacak düzenleme ve uygulamalar devreye alınmalı. 4 Mevcut seçim barajının, temsil zenginliğine adil ve azami seviyede olanak tanıyacak şekilde düzenlenmeli. Siyasal Partiler Kanunu’nda reform yapılmalı. 4 Kamu yönetiminde liyakat kriterleri tavizsiz uygulanmalı. 4 Adalet sisteminde düşünce ve ifade özgürlüğüne daha fazla imkân sağlayan bir yapı oluşturulmalı. Bağımsızlık korunmalı 4 İletişim ve bilgiye erişim hakkının güvence altına alınması, özgür medya ve internet ortamının güçlendirilmesi ve kişisel verilerin korunması mevzuatının AB standartları ile uyumlu hale getirilmesi şart. 4 Ulusal ve uluslararası ekonomik ortamımıza güven ve güç kaynağı teşkil edecek yapısal reformların hayata geçirilmesi ‘Demokrasiye odaklanalım’ Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) referandum sonrası yaptığı açıklamada, referandum sürecinin tamamlanmasıyla artık özgürlükçü demokrasi ve ekonomiye odaklanma zamanı geldiğini ifade etti. Açıklamada, “Önümüzdeki dönemde sadece içeride değil, dışarıda da uzlaşma kültürü ve diplomasi dilinin ağırlık kazanması için siyasi partilerimiz başta olmak üzere iş dünyası örgütleri, sivil toplum kuruluşla rı, akademisyenler, kanaat önderleri ve toplum kesimlerinin ortak bir gelecek paydasında birleşmesi gücümüze güç katacaktır. Gelişmiş bir ekonomi için gelişmiş bir demokrasi kültürüne ihtiyacımız vardır. Gelişmiş demokrasilerin birleştirici unsuru ise kapsayıcı ve bütünleştirici bir anayasadır. Yeni anayasanın; özgürlüklerin önünü açacak, toplumu birleştirecek şekilde, ortak akıl ve uzlaşıyla hazırlanması önemlidir” ifadeleri kullanıldı. 4 Kayıtdışı ekonomi ile mücadele ve vergi politikalarında saydamlık ve etkinlik tesis edilmeli. 4 Sermaye piyasaları gelişimi ve alternatif finansman araçları yoluyla reel sektöre kaynak yaratılmalı. Eğitim reformu 4 Analitik, özgür ve yaratıcı düşünme, STEM (fen, teknoloji, mühendislik, matematik) ve İngilizce yetkinliği başta olmak üzere bilgi çağının gerektirdiği becerileri önceliklendiren kapsamlı bir eğitim reformu hayata geçirilmeli. 4 Gıda enflasyonuna da neden olan artan üretim maliyeti, sisi yönünde bütüncül bir eylem planı hazırlanıp devreye alınmalı. 4 Genç işsizliği ile mücadele için eğitim ile işgücü piyasası arasındaki bağın güçlendirilmesi ve vasıf uyumunun gözetilmesi gerekiyor. 4 Toplumsal cinsiyet eşitliğinin eğitim, çalışma ortamı ve yönetime katılım başta olmak üzere hayatın her alanında sağlanmasına yönelik kararlı adımlar atılması lazım. 4 Avrupa Birliği’ne üyelik süreci, küresel rekabette daha güçlü bir Türkiye hedefi için belirleyici öneme sahiptir. l Ekonomi Servisi girerken Karşımızda bölünmüş bir toplum var. Bir yarısı öbürüne kinli; karısını, kızını ganimet gibi görüyor.. Çünkü Erdoğan liderliğindeki AKP’de temsil edilen siyasal İslamın getirdiği noktada Türkiye, küreselleşme sonrası dünyanın ürettiği büyük türbülansların içine bu bölünmüşlükle giriyor. Öyleyse, bu trajedinin içinde, sonuç ne olursa olsun “Hayır” diyenleri bu ülkenin halklarının geleceğini koruma görevi bekliyor. Aşılamaz bir bölünme Bu bölünmüşlüğün temelinde ekonomik, siyasi hatta etnik çelişkiler olsaydı maddi çıkarlar temelinde bir uzlaşma noktası bulmak, çelişkileri yönetmek mümkündü. Ne yazık ki siyasal İslamın 15 yılda ülkeyi getirdiği noktadaki bölünme, kimlikler arasındaki, uzlaştırılması, yönetilmesi son derecede zor hatta kısa dönemde olanaksız farklardan kaynaklanıyor. Toplumda, özellikle Gezi olayından sonra belirginleşen bu bölünmenin fay hattı, bireylerin öznelliklerinin merkezinden, dayandıkları “anlam sistemleri hakikat rejimleri” arasındaki farklardan geçiyor. Bu durum, ülkede artık hukuk devleti ortamına mümkün olan en kısa sürede dönülmeli. 4 Yargı erkinin bağımsızlığı kritik önem taşıyor. 4 Piyasaları denetleyici ve düzenleyici kurum ve kuruluşların bağımsızlığı korunmalı. 4 Kamu ihaleleri mevzuatı AB standartlarında rekabetçi, saydam ve verimli olacak şekilde yasalaşmalı. arz açığı, ürün zincirlerindeki aksaklıklar gibi yapısal sorunlar çözülmeli. 4 Sürdürülebilir turizmin te TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik tek paylaşılan bir realite, tek bir toplum olmadığını gösteriyor. Örneğin “Evet” cephesi referanduma adeta bir “cihat savaşına” gider gibi giderken, “Hayır” cephesi sandığa, adeta sıradan bir parla menter cumhuriyette yaşıyormuş gibi gi Rekabet, yabancıya çalıştı diyordu. Her iki “toplumun” da kendi içlerinde sınıflara bölünmüş çelişkili kümeler olması da kısa ve orta dönemde pek bir anlam ifade etmiyor. Bu öznelliklerin oluşturduğu kimlikleri ayakta tu tan fanteziler, bu sınıfsal/maddi çelişkile Türkiye’de 2016’da 29.3 milyar liralık birleşme ve devralma gerçekleşti. Rekabet Kurumu’nun onay verdiği 209 işlemin 107’sini yabancılar yaptı ri örtüyor. Bu bölünme nasıl aşılır, nasıl yönetilir sorusunun cevabı, “Haklar ve özgürlükler anlamında laik bir demokrasi süreci içinde” olabilirdi. Şimdi daha (belirsiz) Tahvili zor bir dönem bekliyor Dünyanın en büyük tahvil piyasası sonunda bu yıl başından beri sıkışıp kaldığı aralıktan kurtuldu. Ancak düşüşün nedenlerine bakınca gelecek hâlâ belirsizliğini koruyor. Jeopolitik risk Kruvaziyer çöküş Türkiye’de kruvaziyer yolcu trafiği, 2017 yılı OcakMart döneminde bir önceki senenin aynı dönemine göre yüzde 75 daralarak 20 binden 5 bine geriledi. Bu süreçte yalnızca 3 limanda yolcu girişi kaydedildi. Turizmdatabank’ın bakanlık verilerinden derlediği bilgilere göre Türkiye’de kruvaziyer yolcu trafiği yıla kötü başladı. Toplam 25 limandan derlenen bilgilere göre mart ayında yalnızca 3 limanda yolcu girişi gerçekleşti. Kuşadası, Marmaris ve Alanya limanlarından mart ayında 5 bin 356 kişilik bir kruvaziyer yolcu trafiği gerçekleşti. Rekabet Kurumu, Türkiye’de geçen yıl toplam 209 işlemde birleşme ve devralma gerçekleştiğini ve bunların toplam tutarının 29.3 milyar lira olduğunu açıkladı. Kurumun incelediği işlemlerin yer aldığı “Birleşme ve Devralma Görünüm Raporu 2016” sonuçlarına göre 2015’te 159 adet olan birleşme ve satın alma işlemi sayısı 2016’da 209’a çıktı. Bu 209 işlemin 107’si yabancılar tarafından yapıldı. 2015’te hedef şirketin Türkiye kökenli olduğu işlemlerde toplam işlem bedeli 8.6 milyar TL iken, bu rakam bir süre AKP rejimi altında yaşayacağımız için, “Hayır” diyenleri, siyasal İslamın “ötekisi” durumunda olanları daha fazla gerginlik baskı, belki de terör bekliyor. Özetle ülke ve toplum çok tehlikeli “vakitlere”, çok tehlikeli bir bölünmüş, kırılganlık içinde giriyor. ‘Uyanmaya çalıştığımız kâbus’ Ulysess’de Stephen, “Tarih uyanmaya çalıştığım bir kâbustur” diyordu. Bizim için de öyle. Dahası, AKP rejimi bu ülkenin özgün tarihinin şeriatcihat, küreselleşme de (neoliberal emperyalizm) kapitalizmin tarihinin faşizm gibi çoktan gömüldüğünü sandığımız canavarlarını canlandırdı. “Kâbus” daha da ağırlaştı. lere dikkat çekilen Bloomberg’in 2016’da yüzde 240’lık artışla (yakla Küreselleşmenin parçalanmaya dö haberine göre yatırımcılar eko şık 3 kat) 29.3 milyar TL seviyesine nüşmesi, hem ABD hegemonyasının dü nomik göstergelerden ziyade çıktı. Rekabet Kurumu’nun raporuna zen kurma gücünü kaybetmesinin bir Kuzey Kore’den Rusya ve Suri göre geçen yıl gerçekleştirilen işlem semptomu, hem de büyük güçler ara ye gibi meselelere tepki veriyor. Düşüşte ABD Başkanı Donald Trump’ın doların düşüşünü destekleyen açıklamaları ve düşük faizleri sevdiğini söylemesi de etkili oldu. Tüm bunlara bir de geçen hafta Afganistan’a yerleştirilen bomba eklenince yatırımcılar için bir yol haritası çizmek lerden 34’ü tarafların tamamı Türkiye Cumhuriyeti’nden iken, 107’si yabancı ülke yasalarına göre kurulmuş şirketler arasında oluştu. Kalan işlemlerde ise Türk ve yabancı şirketler arasında gerçekleşti. En çok işlem metalde Türk şirketlerinin devir konusu ol sı nüfuz alanları rekabetini, kendi çıkarını ifade eden bir düzeni gerektiğinde askeri araçlarla dayatma çabalarını güçlendirerek parçalanmayı hızlandıran bir gelişme. Bir alt düzeyde, karşımızda ABD ve Avrupa’da yükselen milliyetçilik ırkçılık, sağ popülizm çıkıyor. Tarih bize büyük güçler arası rekabet ile sağ popülizmin birbirini besleyerek ülkeleri savaşlara doğru sürükleyen bir sarmal yara çok daha zorlaştı. Bir yandan duğu devralma işlemlerinde yaban tabildiğini gösteriyor. Bu resme kronik Trump’ın mali politikalara ilişkin cı yatırımcılar yaklaşık 18.9 milyar ekonomik durgunluğun toplumsal etkile vereceği mesajları bekleyen yatı TL’lik yatırım gerçekleştirdi. 2015’te ri ve savunma sanayiinin sermaye biriki rımcılar bir yandan jeopolitik ge 49 olan yabancı yatırımcıların Türk mi açısından önemi eklenince, çok patla lişmeleri takip edecek. Önümüzdeki hafta ABD’den gelecek çok kritik ekonomik veriler de bulunmadığı için yatırımcılar bu hafta daha çok teknik seviyeleri izleyecek gibi gözüküyor. l Ekonomi Servisi FinTech yüzde 175 büyüdü Uluslararası danışmanlık şirketi Deloitte ile Bankalararası Kart Merkezi’nin (BKM) hazırladığı ‘Türkiye FinTech Ekosistemi’ raporuna göre Türkiye’de finansal teknoloji (FinTech) yatırımlarının miktarı 2016’da bir önceki yıla göre yüzde 175 büyüyerek 29 milyon dolara ulaştı. Şu an yaklaşık 15 milyar dolar büyüklüğe sahip Türkiye FinTech sektörünün, yılda ortalama yüzde 14’lük bir büyüme ile gelişmesini sürdüreceği öngörülüyor. Türkiye’de 200’ün üzerinden FinTech şirketinin bulunduğuna dikkat çekilen rapora göre, girişim sermayeleri ve melek yatırım ağları son 4 yılda (20122016) ülkedeki FinTech girişimlerine toplam 53.2 milyon dolarlık yatırım yaptı. Tüketici cepte uzun ÖMÜRLÜ pil istiyor Casper tarafından gerçekleştirilen ‘Türk Tüketici beklenti ve ihtiyaçları’ anketinde, kullanıcılar akıllı cep telefonunu “Benim sevgilim, annem, beynimin diğer yarısı, sağ kolum” olarak tanımladı. Casper Üst Yöneticisi (CEO) Charlotte Lamprecht ile Casper Pazarlama Direktörü Feray Karaman’ın Casper’ın çift arka kameralı ilk akıllı telefon modeli VIA F1’in tanıtım toplantısında verdiği bilgilere göre Türk tüketicilerin yüzde 66.3’ü cep telefonunda güçlü pil, yüzde 60.6’sı güçlü kamera, yüzde 49.8’i hızlı işlemciye odaklanıyorlar. Tüketiciler ayrıca cep telefonunda, yüksek depolama ve 5.5 inç ekran bulunmasını istiyor. Casper VIA F1, KDV dahil 1899 TL bu ay içinde sa Feray Karaman tışa sunuldu. Casper VIA F1’de 2.0 Ghz 8 çekirdekli işlemci ve 4 GB RAM bulunuyor. 64 GB depolama kapasitesine sahip olan akıllı telefonda aynı zamanda micro SD bellek kartı yuvası yer alıyor. Bu yuvaya 128 GB’a kadar LCahmaprlroetcthet destek bellek kartı takılarak, toplam depolama kapasitesi 192 kadar yükseltilebiliyor. 5.5 inç Full HD IPS ekranı bulunan Casper VIA F1, biri 5, diğeri 13 megapiksel olmak üzere iki farklı arka kameraya sahip. l Ekonomi Servisi şirketlerine yaptığı yatırım sayısı 2016 yılında 47 oldu. En fazla işlemi 9 adet ile Hollanda ve 6 adet işlem ile Almanya yaptı. Bu iki ülkeyi dörder işlemle Japonya ve İngiltere izledi. 2016’da ekonomik faaliyet alanı olarak en fazla işlem 8.2 milyar TL ile “Parasal aracı kuruluşların faaliyetleri”nde gerçekleşti. Bu alanı 5.8 milyar TL’lik toplam işlem tutarı ile “Elektrik enerjisini üretimi, iletimi ve dağıtımı” izledi. 2016 içinde “Metal işleme makineleri ve takım tezgâhları imalatı” alanında 2.7 milyar TL’lik, “Sinema filmi, video ve televizyon programı” faaliyetlerinde 2 milyar TL’lik ve “Tarımsal hammadde ve canlı hayvanların toptan ticareti” alanında ise 1.6 milyar TL’lik birleşme ve devralma işlemi oldu. l Ekonomi Servisi yıcı bir karışım şekilleniyor. Türkiye, bu patlayıcı karışıma fün ye olabilecek bir (ABDBatı ve Rusya rekabetinin basıncı altında hızla yoğunlaşan mezhep etnik savaşları) bölgede bulunuyor. Bu noktada, en son Suriye’de kimyasal silahlar gerekçesi akla Saddam’ın Irak’ını, Esad’ın devrilmesi durumunda ortaya çıkacak kaos Libya’yı düşündürüyor. Kürtlerin farklı parçalardaki varlıklarını birleştirme çabaları, büyük güçlerden aldıkları destek, İran ve Türkiye’nin geleceğine ilişkin yeni soruları gündeme getiriyor. Bu büyük belirsizliğin içinde, bu ülkenin halklarının yaşamlarını güvenceye alabilecek bir yol bulabilmek için de kendi tarihimizin kâbusundan, bölünmüşlüğü derinleştiren, iç savaşı kışkırtan canavarların pençesinden kurtularak bir an evvel uyanmak gerekiyor. Bu görev de “Hayır”cılara düşüyor! Yan sanayi ürünü üretmek şart Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Vestel Ticaret AŞ’nin Genel Müdürü Ergün Güler yeniden seçildi. TÜRKBESD Genel Başkan vekillikleri görevi Arçelik AŞ’den Fatih Özkadı ve BSH’den İhsan Kara’ya verildi. Türkiye’de üretim yaparak istihdama ve ihracat oranları ile cari açığın düşürülmesine net katkı yapan sektörlerden biri olduklarını vurgulayan Güler, “Teşvik sisteminin sağlıklı işletilmesi ve daha fazla yan sanayi ürününün Türkiye’de üretilmesi sağlanmalıdır. Büyümenin üretmekle doğrudan bağlantısı var” dedi. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle