02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 17 Nisan 2017 B6 atı cephesi Hayır’ı omuzladı AKP’yle yıldızı barışmayan ‘Batı cephesi’, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlık hayalinin önüne geçemese de İzmir ve sahil kesimiyle ‘Hayır’ın en çok çıktığı yerlerden biri oldu AKP’yle yıldızı hiç barışmayan İzmir, Ege Bölgesi ve sahil kesimi referandumda da ‘Hayır’ı omuzladı. İzmir ve çevresi, Cumhur başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlık ha yaline yanıtını Erich Ma ria Remarque’nin savaş karşıtı savaş romanının adıyla yanıt verdi: “Ba HAKAN DİRİK tı cephesinde yeni bir şey yok!” Ancak bölgenin per formansı, rejim değişikli ğinin önüne geçemedi. ‘Hayır’ın karargâhı İzmir Hayır cephesinin “karargâhı” konumundaki İzmir, AKP’ye tepki duyan büyükşehirlerin içinde rekor kırdı. AKP ve MHP’den oluşan “Evet cephesi”nin son seçimlerde yüzde 42 oy aldığı İzmir’de, bu cephenin oyu yüzde 31’de kaldı. Erdoğan, cumhurbaşkanı seçildiği oylamada bile yüzde 33,7’ü bulmuştu. Başbakan Binali Yıldırım’ın son bir hafta İzmir’de kamp kurması, evet cephesi adına işe yaramadı. “Hayırın komuta kademesinde” bu yöndeki oylar yüzde 69’i buldu. Yıldırım’ın oy kullandığı Menderes’teki 1085 No’lu sandıktan da 144’e 175 “Hayır” çıktı. Kentin ilçeleri arasında Narlıdere, Karşıyaka ve Güzelbahçe yüzde 80’i aşan “Hayır” oylarıyla öne çıktı. İzmir’in hiçbir ilçesi evete geçit vermedi. Sahiller tavan yaptı Cumhuriyet’i koruma içgüdüsünün tavan yaptığı sahiller, bu seçimde de duruşunu bozmadı. Hatta hatırı sayılır oranda milliyetçi oyların bulunduğu Ege’nin kıyı bölgeleri, MHP Genel Baş İzmir’de anayasa değişikliği oylamasına katılım yüksek oldu. Sandıklara akın eden yurttaşlar sabah erken saatlerden itibaren oylarını kullandılar. kanı Devlet Bahçeli’yle uyumlu hareket etmedi. CHP’nin yanı sıra MHP’nin de güçlü olduğu sahiller, Çanakkale’den Antalya’ya dek “Evet”i, denizle buluşturdu! Bunda en önemli etken 7’den 70’e cumhuriyet sevdalılarının sandığa koşmasıydı. Gençlerin koşması olağan karşılanabilir, ancak yürüme engellisinden asırlık çınarlara dek herkes sandık başındaydı. 102 yaşında sandığa giden Çeşmeli Tomris Aydınoğlu, cumhuriyet çınarlarının simgesi oldu. Ege cephesi Rejim değişikliği oylamasında “Batı cephesinin” en kuzeyindeki Çanakkale’de, Evet cephesi son se çimde yüzde 56’yı bulmuştu. Referandumda bu oranları yüzde 39’a düştü. Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilirken aldığı oy da böylelikle 3 puan düşmüş oldu. Çanakkale’de hayırın oranı yüzde 61 oldu. Balıkesir’de Erdoğan yüzde 48 oy almıştı. Evet cephesinin oyu ise son seçimde yüzde 60’ı aşmıştı. Ancak cephenin oyu, referandumda yüzde 45’te kaldı. Hayır 55’e ulaştı. Manisa’da da evet ve hayırın oranı aynı oldu. Ancak burada cephenin oyu yüzde 62’yi buluyordu. Aydın’da cepheler arasındaki oran, son seçimlerde yarı yarıyaydı. Referandumda oran yüzde 65’e 35 hayır lehi ne oldu. Sahillerin başkenti İzmir’de rakam lar, yüzde 68.78’e 31.22 “Hayır” lehine oldu. Oysa AKP ve MHP’nin oyu, son seçimlerde bu kentte yüzde 45’i geçmişti. Denizli, Evet cephesinin hüsran yaşadığı kentlerin başında geldi. Son seçimlerde yüzde 60’ı bulan cephe, yüzde 44’le yetinmek zorunda kaldı. Bu oran, AKP’nin son seçimlerde aldığı oyun da altında. Son genel seçimde Evet cephesinin yüzde 65’e dayandığı Uşak’ta bu oran yüzde 47’ye düştü. Bu kentte özellikle milliyetçi seçmen, kendilerini temsil ettiğini ileri süren partinin görüşüne itiraz etti. l İZMİR AB yolu kapanacakYurtdışında‘evet’ler%58.6 Diplomatik kriz ‘Evet’ getirdi Referandum sürecinde Türkiye’nin başta Hollanda olmak üzere Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde yaşadığı diplomatik krizlerin ardından hükümet kanadı yurtdışı oylarda “evet”lerin oranını daha yüksek beklerken, beklenilenin aksi sonuçla karşılaşıldı. Yurtdışında yaşayan 1 milyon 326 bin 70 yurttaş oy kullanırken “evet”lerin oranı yüzde 58.66 olarak açıklandı. Bu sonuç, 1 Kasım seçimlerinde toplam yüzde 61.4 oy oranına sahip AKP ve MHP blokunun da altında kaldığını gösterdi. 57 ülkede, 1 milyon 326 bin 70 kişi oy kullandı. Yurtdışında yaşayan yurttaşlar için oy kullanma işlemi 27 Mart’ta başlayıp 9 Nisan’da sona ermişti. Yurtdışı oyları uçaklar ve diplomatik kuryeler eşliğinde Türkiye’ye, ATO Congresium Uluslararası Kültür ve Kongre Merkezi’nde toplanırken, oy sayma işlemleri de Türkiye’deki oy verme işlemlerinin bitmesiyle birlikte, saat 17.00’de başladı. Kongre merkezinde, 7 bine yakın görevli bulundu. ATO Conresium’da yapılan yurtdışı oy sayımlarında “Sayılmayan, teslim edilmeyen binlerce oy var” iddiaları damga vurdu. Yüzde 41.34 ‘Hayır’ Seçmenlerin yüzde 58.66’sı ‘evet’ derken, yüzde 41.34’ü de tercihini ‘hayır’dan yana kullandı. Bu sonuçlar, 1 Kasım seçimlerinde toplam yüzde 61.4 oy oranına sahip AKP ve MHP blokunun da altında kaldığını gösterirken, ABD, İngiltere, Kanada ve Suudi Arabistan’da ‘hayır’ oylarının önde çıkması dikkat çekti. Türkiye’nin referandum öncesi diplomatik kriz yaşadığı Almanya, Hollanda gibi ülkelerde de ‘evet’ oyları önde çıktı. Avusturya’da yaşayan yurtdışı seçmen de tercihini ‘evet’ten yana kullandı. l ANKARA/Cumhuriyet AP’nin Türkiye raportörü Kati Piri: Bu sonuçla Türkiye’nin AB’ye katılamayacağı açık, müzakerelerin askıya alınmasına yol açacak Avrupa Parlamentosu Türkiye raportörü Kati Piri, Twitter hesabından “Türkiye nüfusunun neredeyse yarısı Hayır oyu attı. Düşünün hele bir de adil bir seçim kampanyası olsaydı! Adil olmayan seçimlerde kıl payı farkla çoğunluk evet için oy verdi. Bu kadar büyük değişiklikler için çok küçük bir fark. AGİT’in raporu endişeyle bekleniyor” dedi. Piri kendi blogundan yayımladığı açıklamada da “Türkiye’deki tüm demokratlar için üzücü bir gün. Güçler dağılımı ve denetim sistemine saygı göstermeyen bir anayasayla Türkiye’nin AB’ye üye olamayacağı açık. Eğer paket değiştirilmeden uygulanırsa, bu durum AB’yle müzakerelerin askıya alınmasına yol açacaktır” dedi. ‘En büyük uzlaşıyı arayın’ AB Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ve AB’nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn referanduma ilişkin gözlemci raporlarını beklediklerini belirterek, “Türkiye’yi OHAL de dahil Avrupa Konseyi’nin endişe ve tavsiyelerini dikkate almaya çağırıyoruz. Birbirine yakın çıkan ve değişikliğin çok öteye giden etkileri ışğında Türk yetkililerine uygulamada mümkün olan en büyük uzlaşıyı aramaları çağrısında bulunuyoruz” dedi. Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland, bir açıklama yayımlayarak “Sonucun yakın farkla çıkmasının ışığında Türkiye liderliği bundan sonraki adımlarını dikkatli düşünmeli” uyarısı yaptı. ‘Erdoğan Türkiye değil’ Alman Sosyal Demokrat Parti Genel Başkanı ve başbakan adayı Martin Schulz, “Referandumun kılpayı farkla sonuçlanması Erdoğan’ın Türkiye olmadığını gösterdi. Demokrasi ve insan haklarına bağlılık devam etmek zorunda” diye tweetledi. Alman Meclis Başkan Yardımcısı Claudia Roth, referandumun ardından AlmanTürk ilişkilerinde “temelinden bir yön değişimi” istedi. Alman siyasetçi sığınmacı anlaşmasının ip Kati Piri tal edilmesini ve Türkiye’ye silah satışlarının durdurulmasını talep etti. Roth, Erdoğan’ın kazanacağı yetkileri “Demokratik Türkiye için üzücü bir yenilgi, demokrasiye dünya çapında ağır darbe, AB için kara bir gün” diye değerlendirdi. ABD Dışişleri Bakanlığı, referandumun sonuçlarının doğrulanması ve AGİT ilk bulgularına ilişkin raporunu tamamlamasına kadar yorum yapmayacaklarını açıkladı. ‘Huzur içinde yat Türkiye’ ABD’li düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyi’nin Türkiye uzmanı Steven Cook, sonuçlar açıklanırken Foreign Policy dergisinde “Huzur içinde yat Türkiye, 19212017” başlıklı bir yazı yayımladı. Cook, evetle Atatürk’ün hayal ettiği modernliğe konan karşıtlığın dillendirildiğini söyleyip “Öngörülebilir sonuç, darbe girişiminden bu yana süren tasfiyenin devam etmesi olacak. Bütün bunlar Türk siyasetini daha da istikrarsızlaştıracak” dedi. Cook, “Erdoğan sadece referandumu kazanmadı, ülkenin modern tarihinin bir devrini tamamen kapattı” saptaması yapıp Erdoğan’ın da demokratik olmayan pratikleri yasal kılıfa uydurmak için böyle bir örtüye ihtiyaç duyduğunu söyledi. Dış basın: Sonuç şüpheli Referandumu dünya medyası yakın dan takip edip seçim sonuçlarının şaibeli olduğuna dikkat çekti. Guardian gazetesi, “Seçim sonuçlarına dair bir netlik olmamasına rağmen iktidar partisinin yanlıları kutlamalara başladı” yorumunu yaptı. Independent gazetesi, “Erdoğan zaferini ilan ederken muhalefet adaletsizliğe isyan ediyor” başlığını atıp CHP ve HDP’nin seçim hilesi iddialarına yer verdi, iki partinin de seçim sonuçlarına itiraz edeceğini vurguladı. Telegraph’ta ilk sonuçların ardından İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün (HRW) “Bu anayasal değişiklikler, insan haklarına, hukukun üstünlüğüne ve ülkenin demokratik geleceğine büyük tehdittir” sözlerine yer verildi. Britanya kamusal yayın kuruluşu BBC, manşet haberinde Türkiye’nin her zamankinden daha da fazla kutuplaştığı yorumu yaptı. Fransız haber ajansı AFP, “Erdoğan: Türkiye’nin kavgacı sultanı” başlıklı haber analizinde “Seçimleri kazanmakla ilgili küresel bir yarışma olsaydı, Erdoğan kendini tartışmasız ve yenilgisiz dünyanın ağır sıklet şampiyonu olarak görürdü” dedi. AFP, “İlk işaretler yeni sandık galibiyetinin, reisi, ölüm cezasını geri getirmek için bir referandum daha düzenlemek yönünde cesaretlendirmeye yaradığı yönünde. Bu Türkiye’nin AB emelinin ölümü demek olur” diye ekledi. ‘İkiye bölünmüş ulus’ Almanya’nın Der Spiegel dergisi web sitesinde “İkiye bölünmüş ulus” başlığı attı. Türkiye’de seçmenin Osmanlı’nın gücüne dair bir hayalden yana oy kullandığını, ama kıl payı farkla sonuçlandığını vurguladı. Frankfurter Allgemeine, sonucu manşetten Türkiye’nin “vahşi Erdoğanistan’a dönmesi” olarak duyurdu. Bütün medya kuruluşları mühürsüz pusulalara ve manipülasyona dikkat çekti. ABD’nin The New York Times gazetesi, Türkiye uzmanı Howard Eissenstat’ın “Bazıları Erdoğan’ın zaferden sonra yumuşayarak muhalefetle yeni bir uzlaşmaya gideceğini hayal ediyor. Erdoğan’ın içgüdüsü muhalefetle uzlaşmak değil onu ezmek üzerine kurulu” yorumuna yer verdi. haber EDİTÖR: TAMER KAYAŞ TASARIM: İLKNUR FİLİZ Her dönemin sonu, yeni dönemin başlangıcıdır, demokrasi ve gerçekler bekleyebilir! Asla eşit olmayan bir kampanyanın sonucunda, yüzde yüzümüzün hayatını etkileyecek, ülkemizin geleceğini belirleyecek bir referandum yaşadık ve yeni bir dönem başlıyor. AKP umduğu büyük çoğunluğu bulamadı. MHP desteğine rağmen toplam Evet oyları yüzde 51’in hemen üzerinde. İki partinin toplamı, bir Cumhurbaşkanı seçimi sonucuna ulaşamadı. Burada AKP oylarının yüzde 44’ler ve altına indiği söylenebilir. MHP parçalandı, parti koltuk değneği oldu, her önemli zamanlardaki gibi... Tabii CHP’nin çok önemli itirazları var, tüm şüphelerden arınmış bir sonuç alınmadığı sürece seçimler üzerinde şaibe ve tartışma sürer. YSK çok tartışmalı bir karara imza attı. Sonuçlar Hayır’ın lehine olsaydı, AKP bugün kıyameti koparıyor olacaktı! Ama zaten böyle bir referandumun kendisi tartışmalı. Sonuçlar böyle kesinleşirse, rejim değişti: Yetkisi önemi azaltılan Meclis, Tek Adam’ın altında olacak... Parlamenter sistemden, frensiz, kuvvetler birliğini öngören tek adam sistemine geçiyoruz (zaten frensiz dönemlerdeyiz). Havuz tv’lerinde silme tek adamcı güruh arasındaki tartışmaya bakın; “Osmanlı’yı Meclis batırdı”. Yani Padişah’ın bazı yetkileri, reform, tanzimat ayaklarıyla kurulan Meclis’e verilmeseydi, Osmanlı batmazdı... Böyle, akıl fukarası mı desem yoksa ne, bir güruh işbaşında. Dünyada bir ilk! Dünyada ilk kez bir referandum ile devlet yapısı değiştirilip yeniden kuruluyor. Halkın yarısıyla! Oysa devlet hepimizin.. bu değişimi istemeyen ülkenin yarısının reddiyesini sürdürmesi en doğal hakkı. Yeni bir devlet yapısı ve ülke yönetimi yüzde 50 ile dayatılamaz. En az yüzde 70’lere yakın bir nitelikli çoğunluğun onaylamadığı bir “kuruluş” ayakta duramaz; yeni kuruluş, uzlaşmaya dayanmıyor, oy ile dayatılıyor. Ayrıca asla bir “demokratik seçim” olmadı. Düşündükleri, 94 yıllık Türkiye Cumhuriyeti dönemini kesip çıkarmak, çünkü o bir “reklam arası”ydı. Bir oy farkı ile! “Biz yeni Osmanlıyız” diyenler, bu “reklam arası”nı tarihimizden atınca Osmanlı ile bütünleştiklerini sanıyor. Osmanlı’yı batıran, 500600 yıllık cehalet döneminden sonra, yeniden dirilip ülkenin başına geçtiğini düşünüyor. Adeta batıracakları bir ülke daha bulduklarını sanıyor. Fakat bu işlerin öyle seçildim oldu gibi anlayışlarla süremeyeceğini, tarihe baksalar görecekler, ama bakmasını bilmiyorlar. Yarın umudu nerede Düşünün: Acaba Almanya’da, Fransa’da veya herhangi bir Avrupa ülkesinde, frensizdengesiz, her şeyin tek adama verilmesini öngören, Meclis’in ikinci plana düşürüldüğü bir anayasa değişikliği referanduma sunulabilir mi? Hayır. Bu, ülkemizin cahil, siyasi kültür birikimi sıfır yapısını gösterir. Şükür ki ülkenin yarısı canlı, diri, yarına bakabiliyor ve umudunu sürekli ayakta tutabiliyor. Cumhuriyetin yarattığı çağdaşlık ayakta! Güzel yarını sahiplenecekler ve ülkeyi düzlüğe çıkartabilecek potansiyele sahip olanlar. Bu yarısını çekip alırsanız ülkeden, geride çoğunlukla bir enkaz kalır. Anayasa değişimi ile şüphesiz bir hasar aldı ülke. Ama bu yeni bir başlangıçtır aynı zamanda. Siz deyin umuda yeni yolculuğun başlangıcı. Hayat durmadan yeniden doğuşlarla sürer. Varoluş böyle bir şey. Karizma çizilse bile sürüyor Seçim sonuçlarına bakalım yeniden: Henüz Reis’in karizma dönemi bitmedi... İnançların, özellikle gelecek için kişilere umut bağlayan inançların yüksek, belirleyici ve henüz geçerli olduğu zamanlarda, siyasi anayasal veya diğer gerçeklerin geçerliliği yoktur. Henüz bu aşamada insanların gerçeklerle ilişkisi zayıftır. Kafasında inşa ettiği veya inşa edilen gerçeklikle yaşarlar. Ta ki bu fildişi kule yıkılıncaya kadar. Demokrasi ve gerçekler bekleyebilir! Neredeyse 100 yıl geçmiş, ama gelebildiğimiz yer henüz burası. Dahası, 100 yıllık, belki de binlerce yıllık bir oyun bu. Ülke ve toplum geleceğe koşuyor, ama geçmiş kültürün esareti siyasal arenaya egemen. Bu çelişki ile bir ülke yaşayamaz. Bir şekilde çelişki çözülecektir. Umudu yitirenler kaybeder Şimdi bu Evet’in ilk etkisi partili yargıda olacak, hemen. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu hemen değişecek. Cumhurbaşkanı 4 kişi atayacak, Adalet Bakanı ve Müsteşarı zaten Kurul üyesi, gerisini de bu Meclis atayacak, şüphesiz ki AKP çoğunluğu belirleyecek. Yani silme ve adeta partili yargı! Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde böyle bir olay düşünülemez. Yargı zaten ellerinde, garantiye alıyorlar. İki yıl sonra yapılacak Tek Adam seçimiyle, devlet yapısı da silme değişecek. Ama 2 yıl, Türkiye gibi dinamizmi yüksek, boğuşacağı zorluklar bin bir olan ülke için uzun bir süredir. Umudu yitiren, yaşam ve varoluş “oyunu”nu da kaybeder. Ayakta kalanlar ve sürekli arayış içinde olanlar kazanacaktır. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle