20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 6 Mart 2017 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 8iş0h0aybaintıSnuargiyireelicdeakha Türkiye’de yaşayan Suriyelilerin dramı büyüyor. 1 milyon Suriyeli kayıt dışı çalışırken önümüzdeki dönemlerde en az 800 bin Suriyeliye daha iş alanı açmak gerekiyor Türkiye’de işsiz sayısı her geçen gün artıyor. Ülkemizde yaşayan 3.2 milyon Suriyelinin yüzde 44’ünün 18 yaş altındaki Umutsuzlarla birlikte çocuk ve gençlerden, yüzde 6.5 milyon kişi iş arar 75’ten fazlasının ise özel koru ken Suriyeli mültecilerle birlikte iş arayan ŞEHRİBAN ma ihtiyacı içinde bulunan ço KIRAÇ cuk ve kadınlardan oluşuyor. ların sayısı katlanıyor. HUGO Müdürü Doç. Türkiye’de yaşayan 3.2 Dr. Murat Erdoğan’a gö milyon Suriyelinin yaklaşık 1 re Türkiye’de okul çağında (617) milyonu kayıt dışı çalışıyor. olan Suriyeli çocuk sayısı 903 bini Yeni iş alanları yarıtılmadı aşıyor. Bunun yüzde 50’si okula ğı için toplumsal patlama ya gidiyor. Yüzde 50’nin içinde 162 şanabileceği endişeleri de var. bini Türk okullarına gidiyor. Geri Türkiye’de en ağır şartlarda ayak kalan 360 bin çocuk da geçici eği ta kalma mücadelesi veren Suriye tim merkezlerinde Suriye müfre lilerin sadece 5 bin 16 tanesi ka datına göre Arapça eğitim yapan, yıtlı çalışıyor. Çalışma izni veri eğitim kalitesinde ciddi sorunla len kişiler ağırlıklı olarak; eğitim, rı olan okullara gidiyor. ağaç ve kâğıt, çimento, toprak ve En dramatik olan en az 450 cam, enerji, gıda, inşaat, metal, bin çocuğun hiçbir eğitim plastik, tekstil ve deri sanayi sek alamıyor olması. Bu durum törlerinde faaliyet gösteriyor. orta ve uzun vadede hem Yüzde 75’i muhtaç Suriyeli mülteciler hem de Türkiye için en ciddi so Hacettepe Üniversitesi Göç ve run alanlarından biri ha Siyaset Araştırmaları Merkezi line gelecek. (HUGO) Müdürü Doç. Dr. Murat Suriyeli çocukların yüz Erdoğan’a göre Türkiye’de şu an de 80’inin bile Türk eği da 500 bin civarında Suriyeli ha tim sistemi içine enteg ne var. Bu hanelerden en az bir re edilebilmesi için en kişi çalışıyorsa 500 bin Suriye az 40 bin yeni öğretme li istihdama katılıyor. Erdoğan’a ne, 30 bin dersliğe ihti göre Türkiye’de işsizliğin yüzde yaç bulunuyor. Sadece yıl 12’lere kayıt dışı çalışmanın da lık öğretmen maliyetinin 700 yüzde 34’lere dayandığı bir dö milyon Avro’dan çok olacağı nemde iyi yetişmiş kalifiye Suri görülüyor. yeli yoksa iş hayatına girmeleri mümkün görünmüyor. Hele hele Kayıp kuşak dil sıkıntısı ve uyum sorunu ya Ayrıca hem çalışmak ve para şayan Suriyeli işçilerin böyle bir kazanmak zorunda kalan hem de dönemde hiç şansı yok. travmalardan dolayı motivasyon Erdoğan, Suriyelilerin özellik sorunu yaşayan Suriyeli çocukla le Türklerin tercih etmediği alan rın okullara çekilmesi de her ge larda çalıştığına işaret ederek, “Şu çen gün daha da zorlaşıyor. İlko anda Türkiye’deki işsizler Suri kulda nispeten yüksek oranlarda yeliler iş hayatına girdi diye işini katılım varken, bunun ortaokul kaybetmedi. Ama ileride böyle bir ve lisede çok ciddi biçimde azal sorun da karşımıza çıkabilir. Su dığı görülüyor. Doç. Dr. Erdoğan’a riyeli de çalışmak zorunda çünkü göre “Kayıp kuşaklar”ın daha da kirasını faturalarını karşılamak artmaması için özel çaba göster zorunda” ifadesini kullandı. mek gerekiyor. 3.2 milyon Suriyelinin yüzde 44’ü 18 yaş altındaki çocuk ve gençlerden oluşuyor. Sigortasız ve düşük ücretle çalışıyorlar Sadece 5 bini kayıtlı CHP İstanbul milletvekili Ali Şeker’in Suriye’de yaşanan savaş ve benzeri sebeplerle diğer ülkelerden Türkiye’ye göç eden Suriye vatandaşlarının çalışma koşullarına ve şartlarına ilişkin Başbakan Binali Yıldırım’a sorduğu sorulara Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu cevap verdi. CHP’li Şeker’in verdiği önergedeki “Geçici Koruma Sağlanan Yabancıların Çalışma İzinlerine Dair Yönetmelik çerçevesinde Bakanlar Kurulu kararıyla çalışması uygun görül müş kaç kişi vardır?” şeklindeki sorusuna Müezzinoğlu, “Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği 15.01.2016’dan 27.12.2016’ya kadar 5 bin 16 Suriye uyruklu yabancıya çalışma izni verilmiştir” cevabını verdi. Ayrıca mesleki yeterlilik gerektiren iş ve mesleklerde (doktor, mühendis, öğretmen gibi) çalışmak üzere çalışma izin başvurusu yapan tüm yabancılar için Yükseköğretim Kurulu’ndan alınmış “Denklik Belgesi”nin ibrazının zorunlu tutulduğu, yabancılar hakkında ilgili Bakanlığın olumlu görüşünün de bulunması halinde çalışma izninin verildiği belirtildi. Bakanlık tarafından 2011’den bugüne kadar çalışma izni olmaksızın yabancı istihdam ettiği tespit edilen 8 bin 911 işletmeye idari para cezası da uyguladı. CHP’li Ali Şeker, “Kayıt dışı çalışma kısa ve uzun vadede ülke ekonomisine büyük zararlar vermektedir. Hem kendi vatandaşlarımız hem de ülkemizde geçici koruma altında bulunan Suriye ve diğer ülke vatandaşları için topyekun savaş açılması gereken en önemli sorunlarından birisidir” dedi. Yüzde 90’ı İstanbul’da kalıcı “Kopuş”tan “Uyum”a Kent Mültecileri Suriyeli Mülteciler ve Belediyelerin Süreç Yönetimi: İstanbul Örneği raporuna göre İstanbul ilçe belediyelerinde Suriyelilerin çalışma durumları konusunda sağlıklı bilgilere ulaşmak mümkün oladı. Ancak hemen bütün görüşmelerde Suriyelilerin nitelik gerektirmeyen işlerde çoğunlukla da kayıt dışı ve düşük ücretli olarak çalıştıkları bilgisi verildi. Suriyelilerin öncelikli olarak çalıştıkları alanlar; tekstil, inşaat, imalat, geri dönüşüm (kâğıt toplama), berberlik ve Suriyelilere öğretmenlik. Suriyelilerin çalışmasının yerel halkta ilk zamanlarda bir tedirginlik yaratmış olmasına rağmen sonrasında şikâyetlerin azaldığına dikkat çeken belediyeler, bu durumu Suriyelilerin ücreti, çalışma koşulları ve mekânları itibarıyla Türklerin tercih etmediği işlerde çalışmasına bağlanıyor. İlçe belediyeleri ile yapılan neredeyse bütün görüşmelerde, mülteciler konusunda daha iyi hizmet verebilmek için bazı yasal değişikliklerin “mutlaka” yapılması gerektiği ifade edildi. Raporda yer alan değişiklik önerileri şu şekilde: 4 Belediye Kanunu’nda değişiklik yapılarak T.C. vatandaşı dışındaki kişilere hizmet verebilmenin yolunun açılması. 4 Belediyelere mülteciler için kullanılmak üzere mülteci sayısına dayalı olarak özel bir mali desteğin merkezi bütçeden sağlanması. 4 Mültecilere yönelik uzman ve dil bilen eleman istihdamı imkânının yaratılması. 4 Yerel yönetimler arasında ve yerel yönetimler ile merkezi kurumlar arasında ortak bir veri sistemi ve uygulamada koordinasyon sağlanması. 4 Mülteciler konusunun bütün yönlerini ele alabilecek bir koordinasyon kurumunun oluşturulması. Doç. Dr. M. Murat Erdoğan başkanlığında Marmara Belediyeler Birliği için hazırlanan (“Kopuş”tan “Uyum”a Kent Mültecileri Suriyeli Mülteciler ve Belediyelerin Süreç Yönetimi: İstanbul Örneği) raporuna göre Türkiye’de 10 ilde bulunan 26 mülteci kampında yaşayan Suriyelilerin sayısı Aralık 2016 itibarıyla 257 bin 566. Bu sayı Türkiye’deki toplam Suriyeli mülteci sayısının sadece yüzde 8’i. Geri kalan yüzde 92’si ise Türkiye’nin 81 iline dağılarak “kent mültecileri” olarak yaşamlarını sürdürüyor. Türkiye’de bulunan 3.2 milyon Suriyelinin 540 bini İstanbul’da yaşıyor. 3.2 milyon Suriyeliden 2.8 milyon Suriyeli geçici koruma kapsamında bulunuyor, 300 bin ön kayıtlı Suriyeli varken, 258 bin kamplardaki Suriye sayısı olarak gösterildi. Ayrıca raporda, tahminlere gö re İstanbul’da yaşayıp Türkiye vatandaşı olmayan 1 milyon civarında insan olduğu düşünülüyor. Mültecilerin İstanbul’da yoğun olarak yaşadıkları semtler ise Esenyurt, Başakşehir, Sultangazi, Küçükçekmece, Bağcılar, Zeytinburnu, Fatih. Avrupa’da yaşıyorlar Kasım 2016 verilerine göre, İstanbul’da bulunan Suriyelilerin yüzde 86’sı Avrupa yakasında yaşıyor. Küçükçekmece, Bağcılar, Sultangazi, Fatih ve Esenyurt ilçelerinin her birinde 30 binin üzerinde Suriyeli var. Suriyelilerin sayısı Başakşehir, Zeytinburnu, Esenler, Sultanbeyli ve Avcılar’da 20 ile 30 bin arasında; Arnavutköy, Bahçelievler, Gaziosmanpaşa, Şişli, Ümraniye, Kâğıthane, Güngören, Sancaktepe, Beyoğlu, Bayrampaşa ve Eyüp’te 10 bin ile 20 bin arasında; Beylikdüzü, Büyükçekmece ve Pendik’te 5 bin ile 10 bin arasında. İstanbul’daki 10 ilçe belediyesinde mülteci sayısı bin ile 3 bin arasında, 5 ilçe belediyesinde ise bin kişinin altında. İstanbul ilçe belediyelerine Suriyeli mültecilerin gelecekleri, kalıcılıklarıgeçicilikleri konusunda da yöneltilen sorular neticesinde, neredeyse yüzde 90’a varan orandaki çoğunluk, Suriyelilerin geçici değil, kalıcı oldukları görüşünü dile getirdi. M. Murat Erdoğan ekonomi 9 İtkrianjceidkiez de olacak gibi... Yüz yıl sonra, yine kronik bir mali kriz ve durgunluk içinde ekonomik korumacılık yükseliyor, büyük güçler arası rekabet, vekâlet savaşları yoğunlaşıyor, uluslararası alanda savunma harcamaları artıyor. “Tarih birincisinde trajedi olduysa ikincisinde komedi olarak tekrarlanır” denir ama, bu kez ikincisi de trajedi olabilir. Kriz ve korumacılık Mali kriz aşılamadı, yalnızca biçim değiştirdi. “Olgun piyasa ekonomilerinin maliyeleri batık durumda” (Telegraph). Son veriler uluslararası ticaretin büyüme hızının 2016 yılında, mali krizden bu yana en düşük düzeye (yüzde 1.2) indiğini gösteriyor. OECD de gelişmiş ülkelerde ekonomik büyümenin 2016 yılında sert bir duraklama yaşadığını bildiriyor. Ancak ekonomik krizi her ülke aynı şiddette yaşamıyor: Örneğin, Çin bir yana, Avrupa’da Almanya ekonomisi mali kriz öncesinden bile daha güçlü bir performans sergiliyor; bütçesi ve cari hesapları rekor düzeyde fazla veriyor. Bu durum ülkeler arasındaki siyasi gerginlikleri, gelecek kaygılarını artırıyor. Uluslararası hegemonya merkezi ABD’de yeni Başkan, altyapı ve savunma harcamalarını artırarak, korumacılığa yönelerek ekonomisini canlandırmayı planlıyor: Trump, ABD’yi Pasifik bölgesi serbest ticaret anlaşmasından çıkardı, Dünya Ticaret Örgütü’nün kurallarına uymayabileceğini söylüyor. Trump yönetiminin, Çin’in yanı sıra Almanya’yı da döviz manipülasyonu yapmakla suçlarken, Avrupa’da Almanya hegemonyasından söz ediyor olması kaygı verici. Özellikle, dışişleri bakanlığının yardım, propaganda bütçesini kısarken “artık savaşları kazanmaya başlamamız gerekiyor” saptamasıyla birlikte, savuma bütçesine 54 milyar ekleyeceğine ilişkin açıklamasını düşününce... Çünkü, “savaşları kazanmaya başlamak” için, yeni savaşlar gerekiyor... Ve silahlanma yarışı Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün son raporu da küresel silah satışlarının (hafif silahları kapsamıyor) son beş yılda, çoğu Ortadoğu ve Doğu Asya’da olmak üzere, 1989’dan bu yana ilk kez bu kadar hızlı arttığını gösteriyor. Silah piyasasının yüzde 74’ünde ABD (33), Rusya (23), Çin (6.2), Fransa (6) Almanya (5.6), egemen, geri kalan kısımda da İngiltere (4.6) ve İsrail (2.3) dikkat çekiyor. Diğer bir deyişle, ekonomik, jeopolitik rekabet içinde nüfuz alanlarını paylaşmaya aday, ülkeler aynı zamanda en büyük silah satıcıları. Uluslararası silah alımları, 20122016 döneminde yüzde 86 artarken, alımların yüzde 30’u, son 15 yılda yangın yerine dönen Ortadoğu bölgesinde gerçekleşmiş. Son beş yılda Suudi Arabistan ve Katar’ın silah ithalatı sırasıyla yüzde 201 ve yüzde 245 artmış. Toplumsal karışıklıklarla, vekâlet savaşlarıyla silah satışları ve ekonomik büyüme arasında yakın bir ilişki var. Rusya, Suriye platformunda 116 yeni silah sistemini deneme, potansiyel müşterilere sergileme şansı bulduğunu açıkladı. Bu sırada, tüm “ilerigeri bağlantılarıyla” birlikte savunma endüstrisinin ekonomik büyümeye nasıl önemli bir katkı yapabileceği de artık açıkça konuşuluyor. Açıkça konuşulmaya başlanan konulardan biri de Almanya’nın “normal bir ülke” olarak dış politikasını eskisinden farklı olarak, değerlerden önce ulusal çıkarlara göre yürütmeye başlayacak olması. ABD’nin NATO’ya ilgisinin azalmaya başlaması durumunda liderliği Almanya’nın üstlenebileceği, hatta kendi nükleer silah sistemlerini yapmasının gerekebileceği de gündeme gelen konular arasında. Bu sırada, neoliberal küreselleşmeci kapitalizmin, insanın “bilişsel haritası”, ekonomik kriz, terör ve göç dalgasının basıncıyla çözülerek, yerini etnikmilliyetçiliği, yabancı düşmanlığını, ırkçı ve otoriter lider arzularını besleyen yeni bir “haritaya” bırakıyor olması yukardaki resmi, 100 yıl önceki trajik görüntüye benzeyecek bir yönde tamamlıyor. Yapı Kredi Faktoring 5 bin müşteriye koşuyor Yapı Kredi Faktoring, 2016’da toplam 22 milyar 74 milyon TL ciro elde etti. Yapı Kredi Faktoring Genel Müdürü Bozkurt Çöteli, pazar paylarının yüzde 18.03 olarak gerçekleştiğini yurtiçi işlemler cirolarının 18 milyar 490 milyon TL’ye ulaştığını söyledi. Çöteli, “Aynı dönemde toplam işlem hacmimizin yüzde 84’ünü yurtiçi, yüzde 16’sını ise uluslararası faktoring işlemleri oluşturdu. Aktif müşteri sayımız ise yaklaşık 4 bin 740’a ulaştı. Şirket olarak 2017’de sektörde öngörülen yüzde 7’lik bir büyümeye paralel bir büyümeye ulaşacağız” dedi.l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle