20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 6 Mart 2017 6 Hayır dedikçe özgürleşeceğiz 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle dün Bakırköy’de “Yaşam hakkımız, özgürlüğümüz, emeğimiz için Hayır” mitingi düzenlendi 8Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle dün Bakırköy Özgürlük Mey dan’ında “Yaşam hakkımız, özgür lüğümüz, bedenimiz, emeğimiz için Hayır” sloganıyla miting dü zenlendi. AKP iktidarının kadın ların gücünden korktuğunu söy leyen HDP İstanbul Milletveki li Filiz Kerestecioğlu, “Biz kaza nımlarımızı zorluklarla kazan dık. Hiçbir hakkımızı geri verme yeceğiz. 16 Nisan’da ‘Hayır’ diye ceğiz” diye konuştu. Mitinge katı lan kadınlar hep bir ağızdan Baş kanlık sistemine “Hayır” dedi. İstanbul 8 Mart Kadın Platformu’nca düzenlenen mitin ge HDP Milletvekilleri Filiz Ke restecioğlu ve Dirayet Taşdemir gibi isimlerin yanı sıra HDP Ka dın Meclisi, Halkların Demokratik Kongresi Kadın Meclisi, EMEK ‘BAŞKA DÜNYAPartisi, Türk Tabipleri Birliği, EğitimSen, Mor Dayanışma, Kadın Cinayetlerini Durdura İNŞA EDECEĞİZ’cağız Platformu, Nar Kadın Dayanışması, Kampüs Cadıları, İlerici Kadınlar, Sosya Mlist Kadın Meclisi, Halkevci itingde tutuklu bulu caya, sevgiliye, patrona, nan HDP Eşbaşkanı Fi devlete kısacası erkekege Kadınlar, Türkiye Gazeteciler Sendikası Kadın Komisyonu gibi çok sayıda kadın örgütü katıldı. gen Yüksekdağ’ın mesajı da okundu. Yüksekdağ referanduma atıfta bulunarak “Kadınlar, ‘hayır’ın en doğal men bütün kurumlara, bütün tavırlara ‘hayır’ dedikçe, kadın olduk, özgür olduk; biz olduk. İşte bugün de kadınlar olarak yapacağımız şey, ‘15 yıl yeter...’ örgütleyicileridir; çok iyi bildiğimiz bu direnzira biliyoruz ki ka me, reddetme ve kendi al Ortak basın açıklamasını okuyan Şenay Kumuz, hükümetin 15 Temmuz Darbe Girişimi’ni fırsata çevirdiğini ifade ederek, “Demokrasi kisvesi altında faşizmin inşa dınlar, kendi varlıklarını tarih boyunca, hep ‘ha yır’ diyerek inşa ettiler. Hayır dediğimiz zaman ternatifini inşa etme iradesini herkese yaymaktır. Egemenlerin yüzüne bir kez kez daha haykıracağız; Hayır! Biz başka dünya inşa edeceğiz” ifadelerine yer verdi. Sebahat Tuncel ise kadınların bir edildiğini görüyoruz. Meşru gerçek likte mücadelesinin önemi laştırılan olağanüstü hal; evde, sokakta, devlette sırtımıza bir yük olarak binmeye devam ediyor. ‘Tüm yetkiyi bana verin’ diyen tek adama, ‘15 ten yaşayabildik. Ko ne vurgu yaptığı mesajında şu ifadeleri kullandı: “Kadın katliamlarının, kadına yönelik şiddetin sistematik hala getirildiği bir dönemde, kadınları yaşamın tüm alanla yıl yeter, bin kere hayır’ rında sesini yükseltmesine, diyoruz” diye konuştu. kadın dayanışmasını yük seltmesine her zamankinden çok ihtiyaç var. Milliyetçiliğin, dinciliğin, militarizim, cinsiyetçiliğin, ırkçılığın körüklendiği, halklarımızın kadınlarına savaşın dayatıldığı, kentlerimizin yerle bir edildiği, kadınları toplumsal yaşamın dışına itilerek, eve hapsedildiği faşizm uygulamalarına karşı yapılacak olan tek şey; kadın direnişini örgütlemektir.” Halkevleri üyesi Ayşegül Başar’ın cezaevinden gönderdiği mesajda şu ifadeler yer aldı: “İçerde kadın dayanışmasından güç alıyoruz. Ben laikliği savunduğum için tutukluyum. Hayatımızın iyice daraldığı bugünlerde laik en çok kadınlar için gerekli. Bu nedenle biz kadınlar eşitlik ve özgürlük için laiklik bardağını taşıyoruz.” Analar ‘Hayır’ duasına çıktı Tekirdağ’da Kadın Platformu üyeleri ayrımcılık ve baskılara karşı alandaydı Şanlıurfa’da polis müdahalesi: 21 gözaltı Şanlıurfa’da KESK önderliğinde çeşitli kadın STK’leri ile siyasi parti temsilcileri 8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesi Topçu Meydanı’na yürümek istedi. Aralarında HDP Şanlıurfa Milletvekili Dilek Öcalan’ın da bulunduğu gruba, alanda önlem alan polisler, Şanlıurfa Valiliğinin aldığı kararla her türlü etkinlik ve yürüyüşün yasaklandığını söyledi. Kadınlar yürümekte ısrar edince polis, önce biber gazı ile müdahale etti, sonra da 21 kişiyi gözaltına aldı. HDP milletvekili Dilek Öcalan, “Utanın, dünya kadınlar günü kutlanıyor utanın. Kadınları bu şekilde darp edip gözaltına alıyorsunuz” diye bağırarak polise tepki gösterdi. l DHA Tekirdağ’da Kadın Platformu üyesi kadınlar 8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesinde “Analar hayır duasına” sloganıyla bir araya geldi. Ellerinde “Kadına şiddete hayır” ve “Aile içi şiddete hayır” yazılı dövizler taşıyan kadınlar adına Namık Kemal Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Gamze Varol Saraçoğlu, günümüz Türkiyesi’nde kadınların her türlü ayrımcılık ve baskı karşısında yaşama ve var olma savaşı verdiğini söyledi. ‘Can mücadelesi’ Kadına yönelik şiddetin her geçen gün arttığını belirten Saraçoğlu, “Türkiye’de artık kadınlar, hak mücadelesinin ya nında can mücadelesi vermeye çalışmaktadır. Devlet, kadınların nasıl güleceği, nerede ne yapacağı, ne giyeceği, ne konuşacağı gibi durumları emretmekle kalmayıp yasal düzenlemelerle kadınlar üzerindeki baskısını artırmaktadır” dedi. CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ise anayasa referandumuna ilişkin konuşarak, “Gün tek adam sistemini getirmek isteyenlerle mücadele günü. Önümüzde, iki seçenek var. Biri, otoriter, baskıcı ve keyfiyete dayalı bir yönetim. Diğeri, eksikleri olmasına rağmen demokrasi. Bizler hangisi seçeceğiz? Tabii ki demokrasiyi, eşitliği, barışı, kardeşliği seçeceğiz” dedi. l DHA Cumhuriyet Kadınları: Keskin bir virajdayız ALİ AÇAR Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü Beşiktaş Barbaros Hayrettin Paşa Meydanı’nda kutladı. Yapılan açıklamada anayasa değişikliğine dikkat çekilerek, 16 Nisan’da “Hayır” oyu verme çağrısı yapıldı. CKD tarafından dün Beşiktaş’ta “Türk Kadını Egemenliğine Sahip Çıkıyor, ‘Hayır’ diyor” başlığıyla düzenlenen etkinliğe CKD Genel Başkanı ve CHP eski milletvekili Canan Arıtman, eski Devlet Bakanı Önay Alpago, eski CHP milletvekilleri Güldal Okuducu, Nec la Arat, Berhan Şimşek ve tiyatro sanatçısı Gülsen Tuncer ile yüzlerce kadın katıldı. Kadınlar ellerinde Türk bayrakları ve Atatürk posterleri ile birlikte “Fermanlarla yaşamak istemiyoruz”, “Egemenliğimizden vazgeçmeyeceğiz” yazılı dövizler taşıdı. İzmir Marşı’nın söylendiği sırada kalabalığın arasına nikâh törenlerine giden Merve Türkeri ve Sinan Aygün çifti de katıldı. CKD Genel Başkanı Canan Arıtman yaptığı konuşmada “Bugün kadınlar olarak çok keskin bir virajın önündeyiz. Ya salimen yolumuza devam edeceğiz, ya da ‘hiçliğe’ sürükleneceğiz. Bu nedenle bu ülkedeki 40 milyon Türk kadınını birbirine kenetlenmeye ve 16 Nisan’da hep birlikte ‘hayır’ demeye çağırıyorum” dedi. Tiyatro Sanatçısı Gülsen Tuncer de “Kadın haklarını geriletmek isteyenlere duvar olacağız” ifadelerini kullandı. Etkinlikte Ekrem Ataer ve Kadınlar Korosu Konseri ile Şişli Kent Konseyi Halk Oyunları ekibi de kısa bir dinleti ve gösteri sundu. l İSTANBUL haber TASARIM: ZARİFE SELÇUK ‘Darbenin arkasında FETÖ olduğuna ilişkin bir kanıt yok’ Der Spiegel’i okuyorum. 2017’nin Şubat sonu 8. sayısında yayımlanan “Tarnung İmam”, “İmamların kamuflajı” başlıklı yazıda aynen şöyle deniyor: “Türk hükümeti Gülen Hareketi’ni FETÖ olarak isimlendiriyor, yani Fethullahçı Terör Örgütü. Oysa darbenin ardında gerçekten de Gülen’in olduğunu bugüne kadar kanıtlayamadı. Ama bu durum iktidarın, Gülen taraftarı sanılanları avlamasını ve teşhir etmesini engellemiyor.” Okuyunca çüşş dedim. (Yazı, Türk MİT’inin / Hükümetinin Almanya’daki imamları casus olarak kullanmasıyla ilgili. Ama konum bu değil.) Sanırım 2013’te bir Alman TV’sinden söyleşi için geldiler. O sıralarda F. Gülen üzerine yazılar yazan ender gazetecilerdenim. F.G. Cemaati’nin faaliyetleri üzerine sordular. Cemaatin elindeki yargı yine sürü sepet gazeteciyi içeri tıkmıştı. Bugünkü hükümet elemanları, bugünkü gibi o zaman da bunların gazetecilikten içeride olmadıklarını dünyaya ve Türkiye’ye inandırma çabası içindeydi. Gülen’i eleştirenler ve karşı olanlar temizleniyorlar. Şimdi de iki gazeteci tutuklandı ve meslektaşları direniyor.” (Nedim Şener ve Ahmet Şık haberini, İmamın Ordusu kitabını ve bilinen olayları anlatıyor.) ‘İktidarı devirmek için...’ Peki, 6.1.2014 tarihli Die Rache der Brüder (‘Kardeşlerin’ başlıklı Maximilian Popp imzalı haberlerini de mi okumadılar: “İslami İmam Fethullah Gülen hükümete meydan okuyor. (Devlet içinde) çok etkili müritlerinin, Başbakan Erdoğan’ı devirmek için harekete geçtikleri görülüyor.” Şöyle 10 yıllık Spiegel arşivini hallaç pamuğu gibi atarsanız, neler bulursunuz neler. Ama darbenin arkasında FETÖ olduğuna ilişkin kanıt yok demeyi beceriyorlar. Siyaset nasıl esiyorsa, bunlar da o yönden yazıyorlar. Tıpkı bizim iktidarın tetikçileri / yandaş kalemler gibi! Almanya FETÖ’cüleri koruyor, bunu bilmeyen yok. FETÖ’cü subayları, diplomatları falan koruyor. Çünkü ‘ortada kanıt yok’. Peki darbe kimin eseri? Gülenciler Almanya’nın korumasında Sonraki haberleşmemde öğrendim ki, Gülen üzerine söylediğim eleştirel hiçbir şeye yer vermemişler. Oysa Gülenciler Almanya’da da müthiş faaliyet içindeydiler. Türklerin çocuklarını, ucuz yurt ve okul masraflarını karşılayacağız diye ellerinden alıyor ve hepsini FETÖ’cü yetiştiriyorlardı. Münih’te ve Stuttgart’da yaptığım görüşmelerde ne hikâyeler dinlemiştim. Ailelerine çocuklarını görme şansı bile tanımıyorlardı! Alman MİT’i (BND) bunu bilmez mi, özellikle iç istihbarat örgütü Anayasayı Koruma Örgütü (Bundesamt für Verfassungsschutz) ile birlikte tüm bu faaliyetlerin âlâsını her yıl raporlarına geçirirler. Almanya ‘Gülen Hareketi’ni bilmez mi? Türkiye’de örgütlenmesinden... Medya dahil her kesimdeki örgütlenmesinden... Okulları, yargıları, devlet ve asker içindeki varlıklarını bilmez olurlar mı? O zaman Almanlar için “topu aptal” dememiz gerekir! Tabii ki bilirler. Spiegel’deki bu yazıyı kaleme alanlar, dergilerinin arşivlerine bir göz atsalar, neler bulurlar neler... Mesela, 5.4.2011 tarihli “GülenBewegung in der TürkeiDie unheimliche Macht des Imam” (Türkiye’de Gülen Hareketi Korkutucu / endişe verici / güvenilir olmayan Güç) başlıklı Jürgen Gottschlicht imzalı yazıyı okumadı mı bu “gazeteci” salaklar! Anımsatayım: “İslam İmamı Fethullah Gülen Türkiye’nin en güçlü insanlarından biri sayılıyor. Taraftarları / müritleri, ülkenin düzeni koruyan güçlerini büyük ölçüde ele geçirmiş görünüyorlar. Sakın bu tutumları, Almanya’nın da, FETÖ darbesinin becerilememesi karşısında hayal kırıklığına uğramasından kaynaklanmasın? Bütün AB ve ABD gibi! Şüphem yok. O zaman şunu yazsınlar: Bu darbeyi kim tezgâhladı? Belki de ipuçlarının bazı izleri Almanya’ya kadar uzanabilir, korkusu mu var? Yok yok, maddi değil, manevi olarak, ah bir başarsalardı, duygusu, empatisi... Yoksa, darbeden sonra günlerce suskun kalmazlardı. Hayal kırıklıklarını çok geç üzerlerinden attılar ve reel siyasete dönebildiler, darbeyi kınadılar. Dönebildiler mi, gerçekten kınadılar mı? Spiegel’in yazısına ve Alman yetkililerin darbecilere kol kanat germesine bakılırsa, henüz hayır! İktidar Batı’ya gerekçe veriyor İktidar, baskıcı tutumuyla, gazetecileri içeri atmakla, demokratik hak ve özgürlükleri ve insan haklarını çiğnemekle, aslında Almanya’nın ve Batı’nın Türkiye’ye karşı düşmanlığına zemin hazırlıyor. Türkiye düşmanlığı, şüphesiz ki Türkiye’ye zarar veriyor. Her bakımdan, ekonomik, toplumsal, siyasal... Ama bu zarar RTE’nin umurunda değil. RTE, öncelikle ve özellikle medya düşmanlığı ile iktidarını koruyabileceğini sanıyor. Aldanıyor. Batı’nın Türkiye’ye karşı itirazlarını sıfırladığınız zaman, ancak yüzünüz ak olabilir ve Türkiye her bakımdan saygınlığını kazanır. Hey, Cumhurbaşkanı’na bu gerçeği söyleyebilecek tek kişi bile mi yok, danışmanlar, koca koca bakanlar, parti yöneticileri ve yandaşlar arasında? Yok... İktidarın garabeti de burada zaten. İZMİR’de Kadınlar 8 Mart için buluştu Şiddete karşı ‘HAYIR’ 8Mart Kadın Platformu’nun İzmir Gündoğdu Meydanı’nda Dünya Kadınlar Günü öncesinde organize ettiği mitingine yüzlerce kadın katıldı. Erkekler ise kadınların isteği üzerine alana giremedi. Yoğun güvenlik önemleri arasında miting alanına gi ren kadınlar, şarkılar söyleyerek halay çekti. Organizasyon kapsamında kadınlar adına ortak basın açıklamasını Canan Kaplan, Ezgi Bahçeci ve Hazal Beytaş okudu. Açıklamada 2016 yılında 328 kadın cinayetinin gerçekleştiği belirtildi. Kadına yönelik şiddet, cinsel saldırı ve cinayetler ile çocuk istismarları olaylarına dikkat çekilen açıklamada, bunların önlenmesine yönelik çalışmalar ile işlenen suç lara uygulanan yaptırımların yetersiz kaldığı kaydedildi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle