20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 27 Mart 2017 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: EMİNE BİLGET Şimdiden parti devleti haber 5 CHP, devletin tüm olanaklarının kullanıldığı ‘evet’ kampanyasını raporlaştırdı. Rapora göre okullar, camiler, devlet memurları ve öğrenciler ‘evet’ için kullanıldı CHP, siyasetten uzak durması gereken bürokrasinin “evet” kampanyası na Camisi duvarına “Evet” pankartı asıldı. 4 İzmir Menderes İlçe Mil nı somut örneklerle raporlaştır li Eğitim Müdürü Yüksel Yıldız dı. Rapora göre devlet memurla “evet” tişörtü giyerek fotoğraf rının rengini belli ederek açıktan İKLİM “evet” dediği, okul ve öğrencilerin ÖNGEL paylaştı. 4 Edirne Kredi ve Yurtlar “evet” için kullanıldığı 41 örnek Kurumu’nda Yrd. Doç. Dr. Selman gözler önüne serildi. Raporda camilere Öğüt “Yeni Türkiye Yeni Gelecek” başlık asılan “evet” afişlerinden okul yönetimle lı “Evet” konferansı düzenlendi. rinin öğrencilere dağıttırdığı “evet” bildi 4 Burdur Mehmet Akif Ersoy Üni rilerine, tarihi surlara çekilen “evet” pan versitesi, AKP İstanbul Milletveki kartlarından AKP milletvekillerinin yurt li Burhan Kuzu’nun katılımıyla “Evet” larda katıldığı “evet” konferanslarına ka paneli düzenledi. Panele Burdur Valisi dar birçok olay sıralandı. ve kurum müdürleri de katıldı. Genel Başkan Yardımcısı Zeynep Altıok Akatlı, 1 Mart 20 Mart arasındaki 20 Camide siyaset günlük dönemde devlet görevlilerinin de 4 Sağlık Bakanı Recep Akdağ anaya dahil olduğu “evet” kampanyasını somut sa referandumu kampanyası için gittiği örneklerle raporlaştırdı. Akatlı’nın rapo Trabzon’da cami avlusunda “evet” propa rundaki örneklerden bazıları şöyle: gandası yaptı. 4 Sivas Milli Eğitim Müdürlüğü şu 4 “Sıcak Yuva Vakfı”, afiş asılması be müdürlerinden Fehmi Tutkun sos yasak olan İstanbul’un UNESCO Dünya yal medya hesaplarından ‘evet’ propa Kültür Mirası listesinde bulunan Edir gandası yaptı. nekapı’daki tarihi surlara “Evet” yazılı 4 Küçükçekmece’de bulunan Mevla propaganda afişleri astı. 4 Üsküdar Belediyesi, TÜGVA’ya ‘evet propagandası’ için billboardlarda yer açıp, sponsor oldu. Suç duyurusuna savcılık “kovuşturmaya yer yok” dedi. 4 İçişleri Bakanı Soylu’nun Bursa’nın Nilüfer ilçesinde yapacağı miting için hazırlanan afişlere cami adı yazılarak vatandaşlar davet edildi. 4 AKP’li Esenyurt Belediyesi ders saatinde imam hatip lisesi öğrencilerine belediye meclis salonunda ‘evet’i anlattı. 4 Aksaray’da imam hatip lisesi öğrencileri AKP’nin ‘Evet’ gazetesini esnafa dağıttı. 4 Trabzon’da AKP Milletvekili Salih Cora, ilkokulda “evet” toplantısı yaptı. Toplantı, Trabzon Düzköy Çamlıca İlköğretim Okulu Spor Salonunda gerçekleşti. 4 Denizli Valisi Ahmet Altıparmak “Evet mitingine katılın hizmet gelsin’’ diyerek Erdoğan’ın mitingine destek verdi. 4 Urfa’nın Haliliye ilçesi’nde 2 ve 6 No’lu ve Aile Sağlığı Merkezlerine ve kayyumla yönetimindeki Diyarbakır’ın Çermik Belediyesi’ne “Kararımız net oyumuz evet” pankartı asıldı. 4 İstanbul Cevizlibağ’daki Basın Ya yın Enformasyon Genel Müdürlüğü’nce kullanılan binaya, bütün bir cepheyi kaplayan Erdoğan’lı pankart asıldı. 4 İstanbul Cevizlibağ’da Atatürk Öğrenci Yurdu başta olmak üzere birçok yerde üniversite yurt binalarına ‘Evet’ pankart ve flamaları asıldı. 4 16 Mart’ta sinema gösterimini ‘referandum etkinliğine dönüşebilir’ diye iptal eden Anadolu Üniversitesi yönetimi Cumhurbaşkanı danışmanının katılacağı ‘evet’ paneli düzenledi. 4 Endüstri Meslek Lisesi Müdürü Çetin Turan öğrencilerin ‘evet mitingi’ne katılımını zorunlu tuttu, sınıf başkanlarından gidenlerin listesini istedi. ZAFER TÖRENİNDE BİLE... 4 Çanakkale’de ‘18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi’nin kutlamalarında anayasa pankartı asıldı, törene katılanlara ‘evet’li atkı, yelek ve şapkalar dağıtıldı. 4 Şırnak Silopi’de polis, AKP’lilerle “evet” broşürü dağıttı. l ANKARA AKP’den 2. Kabataş yalanı! Bakan Çavuşoğlu ‘evet’ broşürü dağıtan kadınların başörtülerinin zorla çıkarıldığını iddia etti. CHP’li Budak ise tersine, ‘hayır’ diyen bir yurttaşın AKP’lilerce darp edildiğini açıkladı Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Antalya’da AKP Gençlik Kolları’nın açtığı stantta başörtülü kadınlara saldırıldığını ve başörtülerinin zorla çıkarıldığını iddia etti. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak ise başörtüsüne yönelik bir saldırı olmadığını, tam tersine yaşlı bir kadın ve kızının AKP standı önünden geçerken saldırıya uğradığını, arbede sırasında bir kadının başörtüsünün çıktığını belirterek olayı yalanladı. Çavuşoğlu, dün Antalya Ticaret Borsası Meclis Salonu’nda yaptığı konuşma sırasında AKP Antalya İl Başkanı Rıza Sümer’in verdiği notu okudu. Çavuşoğlu, “Işıklar Caddesi’ndeki bizim gençlik kolları standına hayırcı bir grup gelmiş ve orada başörtülü kızlarımızın başörtüsünü zorla çıkarmışlar. Bu insanlık mı? Affedersiniz hayvanlık. Sen de başka yerde stant kur. Bunların laiklik anlayışı bu” iddiasında bulundu. ‘Hem suçlular, hem güçlü’ Konuyu araştıran CHP Genel Başkan Yardımcısı Budak ise iddiayı yalanladı. Budak, Atatürk Caddesi üzerinde annekızın yürüyüşe çıktığını ve ‘evet’ standının önünden geçerken kadınların broşür vermek istediklerini belirterek, annekızın ‘Biz hayır diyeceğiz, almayacağız’ demeleri üzerine ısrar edildiğini söyledi. Zorlama üzerine yaşlı kadının geri lerek broşürü yırtıp attığını belirten Budak, “Ondan sonra bir kadın geliyor ‘Rabia’ işareti yaparak ve burnuna da dokunarak ‘Siz 16 Nisan’dan sonra göreceksiniz, bu ülkede sizin gibilere yer yok’ diyor. Kadın da ‘Siz nasıl böyle söylersiniz’ diye bağırmaya başlıyor ve bir kadın yaşlı kadına tokat atıyor. Bunun üzerine kadın bağırmaya başlıyor ve bu sefer yere yatırıyorlar. Şahitleri var. O ara ÖMzehhamseekti Özhaseki’nin mitinginde tepki çeken pankart Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki referandum propagandası için gittiği Sinop’un Durağan ilçesini ziyaret ederek, ilçe meydanında Durağanlılara seslendi. Bakan Özhaseki’nin katıldığı mitingde bir çocuğun eline tutuşturulan “Hükümeti indireceklermiş, siz benim donumu bile indiremezsiniz” pankartı sosyal meydaya geniş yer bulurken CHP ve HDP’den sert tepki gördü. CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, pankartta yazan ifadeleri sert bir dille eleştirerek “Çocuklara pis ahlakınızı bulaştırmayın... Seviyeniz yerlerde sürünüyor; çocukları pisliklerinize alet etmeyin...” dedi. HDP Diyarbakır Milletvekili Ziya Pir de “Bunların genlerinde var çocuk istismarı... Bunun adı pedofilidir” ifadelerini kullandı. l Haber Merkezi arbede oluyor, başörtü elinde kalıyor ve olay büyüyor. Ondan sonra da darp edilmiş insanlar şikâyetçi oluyor. Evet standındaki erkekler de kadınlara saldırıyor. Hem suçlular hem güçlüler” diye konuştu. Budak, Çavuşoğlu’nun olayı araştırmadan konuştuğunu belirterek, “‘İşte bu hayırcılar böyle, bunlara insan bile demek yakışmaz, hayvan’ diyor. Şimdi misliyle tabii o lafı yedirmek lazım. Bunlar ahlak yoksunu ve bu iftiraları atabiliyorlarsa bunları fazlasıyla hak ediyorlar. İki kadının üzerine 1020 kişi saldıramaz. Bu haddini bilmemektir” dedi. Çavuşoğlu’nun açıklamaları akıllara “Kabataş Olayı”nı getirdi. Gezi olayları sırasında İstanbul’da türbanlı bir kadının bir grup tarafından darp edildiği iddia edilmiş, daha sonra olayın gerçek dışı olduğu ortaya çıkmıştı. l Haber Merkezi Sinan Oğan Oğan’ın konuşma yapacağı salonun önünde iki grup kavga etti. Sinan Oğan: Bu kez yapılan silahlı saldırı! MHP’den ihraç edilen muhalif isimlerden Sinan Oğan, Yozgat’ta silahlı saldırıya uğradığını belirtti. Oğan, saldırıdan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, vali ile emniyet müdürünün sorumlu olduğunu öne sürdü. Oğan’ın ‘Hayırlı Anadolu Yürüyüşü’ programları kapsamında geldiği Yozgat’ta konuşma yapacağı salon önünde arbede çıktı. Oğan, araçtan inmek üzereyken, bir grup ‘Bozkurt Sinan’, diğer grup ise ‘Hareketin lideri Devlet Bahçeli’ sloganı atmaya başladı. Bu sırada ‘torpil’ denilen küçük çaplı ses bombaları patlamaya başladı. Gerginlik büyürken, gruptakiler arasında, sopaların da kullandığı, kavga çıktı. Kavgayı ayırmak isterken araya giren sivil polislerden 2’si hafif yaralandı. Saldırıyı MHP’den ihraç edilen Ümit Özdağ ve Sinan Oğan attığı tweet’lerle duyurdu. Özdağ, “Sinan Oğan’ın Yozgat’taki toplantısına 150 kişilik grup saldırdı. Salona girmek istiyorlar. Polis engellemeye çalışıyor. Saldırı devam ediyor. Allah kahretsin” diye yazdı. Oğan da twitter’dan açıklama yaptı. Oğan “Önce kürsü devrildi, sonra araca saldırı, şimdi de silahlı saldırı. Saldırının amacı ülkücüler arasına kan davası sokarak Hayırcı Türk milliyetçilerini sandığa gitmekten vazgeçirmek. Bu oyuna gelmeyeceğiz. Saldırıyı B. Bozdağ, Vali, E. Müdürü ve S. Durmaz ortak planladı” diye yazdı. l Haber Merkezi GÜNDOĞDU MEYDANI’NDA KONUŞTU Akşener’e İzmir’de yurttaştan yoğun ilgi Genel başkanlığa aday olunca MHP’den ihraç edilen muhaliflerden Meral Akşener’in İzmir Gündoğdu Meydanı’nda dün düzenlediği “Hayır” mitingine çok sayıda yurttaş katıldı. Etkinlikten saatler önce alana akın eden yurttaşlar, Türk bayrakları, Atatürk ve Türkeş posterleri açtı, İzmir Marşı defalarca hep bir ağızdan söylendi. Mitingdeki konuşmasında anayasa değişikliğine dikkat çeken Akşener, “Bu Başkanlık sistemi bir siyasi partinin genel başkanının seçileceği ve o kişinin milletvekillerini, il başkanlarını tayin edeceği, bakanları atayacağı, bütün rektörleri, Anayasa Mahkemesi üyelerini atayacağı ve savaş yetkisinin, eyalet kurma yetkisinin verildiği, Meclis’i seçime götürebileceği, sabah kalktığında 3 .5 milyon Suriyeliye bir anda vatandaşlık verebileceği bir kararname çıkarabileceği yetkilerin verildiği bir diktatörlük anayasasıdır. Bir beka sorunu var ama o beka sorunu nedir kimse bilmiyor. Anlaşıldı ki meğerse koltuğun bekasının sorunuymuş” dedi. Hollanda ile yaşanan krize de değinen Akşener, “16 Nisan bittikten sonra araya aracılar konulup özür dilenecek. Yazıktır, bu ülkeyi rezil kepaze etmeye hakkınız yok” diye konuştu. Erdoğan’ın gündemi Avrupa ile gerilim İstanbul Gaziosmanpaşa, Esenler ve Sancaktepe’deki toplu açılış törenlerinde konuşan ve Avrupa’ya yönelik eleştirilerini sürdüren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “NATO’da beraber olduğumuz ülke bana silah vermeyecek terör örgütüne silah verecek. Var mı böyle bir şey?” dedi. AB’de AKP’li bakanlara uygulanan yasaklamalara sessiz kalamayacağını belirten Erdoğan, “Bak belge ile konuşuyorum, camilerimizin duvarlarına gamalı haç işaretlerini koyan siz değil misiniz? Camilerimizi yakmadınız mı? Solingen faciasını, NSU davasını bir kenarı koyabilir miyiz? Hâlâ çözmediniz. Faşistsiniz faşist” ifadelerini kullandı. l DHA En büyük tehlike Mevcut iktidarın, bugüne kadar yaşanan tüm olumsuzlukların faturasını başkalarına yüklemesi, o da olmazsa, ‘çok saftık, kandırıldık’ savunmasını devreye sokması, ancak itiraz edenin ‘terörist veya teröre destek’ ile yaftalandığı ve bu surette susturulduğu bir ortamda mümkün olabildi. Böyle bir ortamda, muhalefetin 15 Temmuz darbe girişimi karşısında yer alması, demokratik refleks göstermesi de, tüm muhalefetin kara bir sicille yaftalanmasını engellemedi. Bu şartlar altında, ana muhalefet CHP altı ay öncesi ile değil ama altmış yıl öncesi ile hüküm giyiyor, ‘Barış süreci’ne iktidar ile birlikte emek verenler mevcut MHP yönetimine ikram ediliyor, normal şartlarda olmayacak her şey oluyor. Ama belli ki mızrak çuvala tam da sığmıyor, o durumda iktidarın stratejisi eli yükseltmek oldu. Sonuçta, geçmiş hataların üzerini örtmenin de bir sınırı var, bu durumda ‘en iyisi örtmek yerine mevzuyu büyütmek, çapını genişletmek’ diye düşündüler herhalde. Bu çerçevede, iktidara karşı her itiraz, her muhalefet hamlesi, her ülkede, her iktidarın başına gelebilecek sıradan bir iş iken, büyük bir komplonun parçası olarak resmedilmeye başladı. Mevzu tarihsel bir hesaplaşma planına taşındı; o da yetmedi, ilahi bir misyon ve onu durdurmaya çalışan batıl güçler eksenine oturtuldu. Bu sanal ortamda, tüm mesele Türkiye’deki iktidarın ‘İslamın yıldızı’ olarak yükseldiği için her tür iç ve dış düşmanın saldırısına uğradığı şeklinde tanımlanıyor. İslam Konferansı Toplantısı’nda aidat toplayamayan, günün sonunda İsrail’in Gazze’yi bombalaması, yeni yerleşimleri yasallaştırması karşısında bile sesini çıkaramayan Türkiye’nin yıldızı nerede yükseldi de, tüm dünyayı ürküttü belli değil, ama hikâye bu ya, pireler deve, develer pire olmuş, o olmuş, bu olmuş ... Aslında, sorunları, hataları, zaafları ile yüzleşemeyenler bireysel düzeyde de sıklıkla benzer bir yol tutarlar; sorumluluk onların değil, başkalarınındır, düşmanları kuyularını kazmıştır, nedense onların düşmanları çoktur, nefes aldırmaz, tüm talihsizlikler onları bulur. Bir adım ötesi, herkesten, her şeyden, hatta en yakınlarından bile kuşkulanmaktır. Sorunları çözmeye çalışmak ve bunun için hatalar ile yüzleşmek ağır geldikçe, savunma mekanizması daha da hızlı çalışır, zaaflar yüceltilir, ‘değerli yalnızlık’ olur, o da olmadı ‘Haçlı seferlerine karşı mücadele’ olur. Buna karşı, her itiraz öfkelerini artırır, öfkeli tutumlarının olumsuz sonuçları ise, sadece kuşkularının teyidi olarak görülür, iş daha da köpürür. Yok, mevcut iktidar ve çevresinin, içte ve dışta sürekli düşman görme ve/veya yaratma stratejisini, masum bir psikolojik kısırdöngü şeklinde açıklamaya çalışmıyorum. Kuşkusuz, işin içinde, referandum öncesi gerginlikten siyasi kazanç çıkarma, gerilimi bilinçli artırma hesabı var. Bu tam bir siyasal ufuksuzluk ve dahi siyasi kazanç uğruna toplumsal barışı, uluslararası ilişkileri feda etme sorumsuzluğu. Ancak, daha kötüsü söylediklerinin sadece siyasi taktik olmama ihtimali, yani gerçekten de dünyayı ve yönettikleri ülkeyi, karşılaştıkları sorunları, hepsini bu çerçevede algılamaları. Yani sahiden, kendilerinin sadece sandıkların değil, ‘tarihi seyrin ve ilahi takdirin seçilmişleri’ sanmaları, buradan hareketle misyonlarının tarihi ve hatta ilahi olduğuna inanmaları. Sahiden, bu ülkede yaşayıp kendileri gibi düşünmeyen milyonlarca insanı, her türden muhalefet çevresini ‘düşman’ gibi ve/veya dış düşmanlarının piyonları olarak algılamaları. Yani sahiden, dünyanın Türkiye etrafında döndüğünü sanmaları, dünyada dost düşman herkesin Türkiye’ye husumet konusunda anlaşmış ve büyük bir plan üzerine sözleşmiş olduğunu düşünmeleri. Bir ülke için, iktidar çevresinin, siyasi taktik olarak gerilimden, toplumsal barışı dert etmemekten kazanç umması yeterince endişe verici, ama inanın, daha tehlikeli ve ürkütücü olan, dünyayı, Türkiye’yi, bu ülkede yaşayan farklı çevre ve insanları bu mercek altında görmek, siyasetini bu algı üzerine inşa etmek. Halihazırda, ülke olarak, geleceğimize dair en büyük tehlike bu zeminde mayalanıyor. İsviçre’ye pankart tepkisi İsviçre’nin başkenti Bern’de yapılan gösterilerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fotoğrafının yanında “Kill Erdogan (Erdoğan’ı öldürün)” yazılı pankartın ardından harekete geçen Dışişleri Bakanlığı, İsviçre Büyükelçisi Walter Haffner’ı bakanlığa çağırarak pankarttan duyulan rahatsızlığı iletti. Edinilen bilgiye göre görüşmede ayrıca pankart ile ilgili “suçluların gecikmeksizin tespit edilerek adalet önüne çıkartılması ve hak ettikleri cezaya çarptırılmaları; ayrıca benzer olayların yaşanmaması için gerekli tedbirlerin alınması” talep edildi. İsviçre Dışişleri ise pankart için izni kantondaki yerel makamların verdiğini söyledi. İsviçre Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü yaptığı açıklamada, pankart için federal hükümetin dahili olmadığını belirterek, yerel makamların olayı soruşturacağını belirtti. l ANKARA/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle