22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 18 Mart 2017 4 ‘Köprü altı boy boy öpsün seni kovboy’ Televizyon programında, iki büyükelçi, Uluç Özilker ile Murat Bilhan, Avrupa ile son gerginliği, gayet yetkin bir biçimde irdelerken siyasilerimizin uluslararası ilişkilerde kullandıkları dili çok yadırgadıklarını da belli ediyorlar. Gerçekten siyasilerimiz, konuşmaya başlayınca kristal mağazasına girmiş fil misali kırıp dökmedik şey bırakmıyorlar. Son kriz sırasında da Hollanda ve Almanya’nın bakanları, başbakanları devletlularımızın söylemlerinden nasiplerini aldılar, ne Nazilikleri kaldı ne faşistlikleri... Bakanlar içinde diplomasi diline en aşina olması gereken Mevlüt Çavuşoğlu Türkiye’deki insan hakları uygulamalarıyla ilgili olarak, hoşuna gitmeyen soru soran Alman gazeteciye şu özlü yanıtı verdi: Bullshit! Öyle görünüyor ki yakında siyasilerimiz diplomatik dillerini daha ilerleterek öfkelerinin hedef tahtasına yerleştirdikleri yabancı devlet adamlarına tekerleme haline getirilmiş şöyle “diplomatik hitaplarda!” bulunacaklardır: Köprü altı boy boy/ öpsün seni Türk kovboy... Ya da, kızdıkları bir ülkenin devlet adamına şöyle yanıt verebilirler: Onu öyle demezler/ peynir ekmek yemezler/ ben de seni tepelemezsem/ bana da adam demezler. HHH Halkın nabzını çok iyi tutmakla övünen siyasilerimiz “monşer” olarak niteledikleri diplomatlarımızı iyice şaşırtan, ama seçmenin kültürüne daha uygun düşen bu tür “diplomasi dili!”ni kullanmakta, nasıl olsa dış politikamızın esas muhatabı yabancı ülkeler değil, kahvedeki “bilge!” olduğundan beis görmüyorlar. Diplomatın şaştığı, devlet adamının ayıpladığı aklı başında kişilerin alaya aldığı bu diplomatik dili eleştirenlere, onu geliştirenler kahkahayla gülmekte ve “Bizim Hollanda ile Almanya’ya seslenir görünürken aslında mahalle kahvesindeki seçmeni hedef aldığımızı hâlâ anlamamışlar. Oysa biz dışarıda hayali düşmanlar yaratırken, kahvedeki seçmen sayesinde amacımıza ulaş tık” diyerek, bildikleri yolda yürümeyi sürdürmekteler. Haklı olabilirlerdi, mahalle kahvesine yönelik diplomasinin bedeli çok ağır olmasaydı eğer. Oysa diplomatik dille, kerizmatik lisanı birbirine karıştırmanın bedeli çok ağırdır. Nitekim son olaylarda da, devlet temsilcilerinin uçaklarının inişine izin verilmeyen, bakanları istenmeyen adam ilan edilen, habersizce ülkeye giriş yapan kadın bakanı haysiyet kırıcı şekilde sınır dışı edilen Türkiye, Cumhuriyet tarihimizde şimdiye dek hiç rastlanmamış biçimde, aşağılamıştır. HHH Mahalle kahvesi diplomasisinin yol açtığı son kriz süresince, içeride esip küfürmelere karşın, yabancı muhataplara aşağılanmayla orantılı bir mukabelede bulunulmuş, can yakacak bir karşılık verilebilmiş değildir. Tepkiler lafta kalmış, fiiliyatta bize yönelik muameleyle orantılı herhangi bir yaptırım uygulanamamıştır. Bu durum, “Türkiye hep bağırır çağırır, ama aslında bir şey yapamaz” düşüncesinin pekişmesine yol açmıştır. İkide bir mahalle kahvesi diplomasisi güdüp ikide bir aşağılanmaya karşı etkin bir yaptırım uygulayamamanın sonucunda dünyada, Türkiye’nin dış politikada dayak arsızı olduğu algısının yerleşmesine yol açmakta. Bunun yanı sıra Türkiye son zamanlarda şimdiye kadar eşi görülmemiş bir yalnızlığın pençesine düşmüş bulunmaktadır. Kendilerine yönelik aşağılama veya zorlama girişimlerine orantılı bir karşılık verme konusundaki duyarlılıklarıyla, demokrasinin temel ilkelerini çiğnemekte beis görmediklerini son olaylardaki davranışlarıyla kanıtlamış Avrupa ülkelerinin, gerginliğin bedelini oradaki Türklere de ödeteceklerinden kimsenin kuşkusu olmasın! Nitekim ödetmeye başlamış bulunuyorlar bile. Turizm sezonu açılınca Almanya ve Hollanda ile gerginliğin bedelinin somut karşılığını Avro ile görecek olan politikacılarımızın o zaman, biraz olsun akılları başlarına gelir mi dersiniz? Pek sanmıyorum. 202 hâkim ve savcı ihraç edildi FETÖ soruşturmaları kapsamında, Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu’ndan 202 hâkim ve savcı meslekten ihraç edildi. Ankara’da toplanan HSYK Genel Kurulu, 202 hâkim ve savcı hakkındaki önemli ihraç kararlarını akşam saatlerinde aldı. l ANKARA/Cumhuriyet haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Nevruz yine yasaklarla İstanbul Valiliği ve birçok mülki idare Nevruz kutlamalarını yasakladı. Nusaybin’de TOMA’lar sokaklardaydı. Van’da Nevruz afişleri bile toplatıldı İstanbul Nevruz Tertip Komitesi, 19 Mart günü Bakırköy Halk Pazarı’nda planladıkları Nevruz kutlamasının, İstanbul Valiliği tarafından engellenmesine tepki gösterdi. HDP İstanbul İl Örgütü binasında yapılan toplantıda konuşan Mustafa Elma, “İstanbul Valiliği Nevruz programımıza izin vermedi. ‘21 Mart’ta kutlamak için yeniden başvuru yapın’ deniliyor. Bayramımızı kutlamak için izne tabi tutuluyoruz. 21 Mart’ta Nevruz’u kutlamamız için ise belirlenen miting alanlarını seçmemiz isteniyor” dedi. İstanbul’un her alanında Nevruz ateşinin yakılması yönünde ilçelere çağrı yaptıklarını söyleyen Elma, “Nevruz miting alanında kutlanacak bir olay değildir. Kendiliğinden sokaklarda olacak bir bayramdır” diye konuştu. Barış Vakfı Yönetim Kurulu’nun yaptığı yazılı açıklamada da çözüm sürecinde, açılan yaralar kabuk bağlamaya başlamışken, Türkiye’nin yeniden, ölümler ve OHAL ülkesi olduğuna dikkat çekildi. Korkunun bütün Türkiye’ye egemen olduğu ifade edilerek, “Türkiye ateş çemberi içinde. Buradan çıkışın yolu, küllenen barış ateşini, yeniden alevlendirmekten geçiyor” denildi. Nevruz kutlamaları dün Mardin’in Nusaybin ilçesinde başladı. Etkinliklere, DTK, HDP, DBP yöneticileri ve çok sayıda yurttaş katıldı. HDP ve DBP ilçe binalarının bulunduğu sokak Akrep tipi zırhlı araç ve TOMA ile çevrildi. Nusaybin Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, OHAL süresince yapılacak tüm etkinliklerin yasak olduğunu belirterek, dışarıda bir toplanmaya izin vermeyeceklerini söyledi. Bu nun üzerine DBP ilçe binasında yapılan açıklamada konuşan DBP Eş Genel Başkan Vekili Gülcihan Şimşek, “1990’lı yıllarda nasıl Nevruz yasaklanıyorsa hâlâ o yasakçı anlayış AKP anlayışı ile devam ediyor” dedi. Yapılan açıklamanın ardından HDP ve DBP heyeti çarşıyı dolaşarak vatandaşlar ve esnafın Nevruz’unu kutladı. Van Valiliği, 21 Mart Salı günü kale eteklerinde “Mutlaka kazanacağız” sloganıyla düzenlenen Nevruz kutlamaları için kentin işlek caddelerinde bulunan ve 5 ayrı dilde hazırlanmış billboardlardaki afişler hakkında toplatılma kararı verdi. Karar Nevruz Tertip Komitesi’ne iletildi. Afişlerin “Sarıkırmızıyeşil renklerin kullanılması, yüzü belirsiz kişilerin zafer işareti yapması” gerekçesiyle toplatıldığı belirtildi. l Yurt Haberleri NATO: Çözüm bulun NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Türkiye ve Avusturya’ya “bazı işbirliği programların durdurulmasına neden olan diplomatik anlaşmazlıklara” çözüm çağrısında bulundu. Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da gazetecilere konuşan Stoltenberg, “İki tarafa da güçlü bir şekilde bunu çözmeleri çağrısında bulunuyoruz. Böylece işbirliği üzerinde de olumsuz etkilere neden olmaz” ifadelerini kullandı. Bu arada Almanya’nın Saarbruecker Zeitung gazetesine açıklama yapan Almanya Başbakanı Angela Merkel Türkiye ile Avrupa Birliği ülkeleri arasında süren tartışmalara ilişkin olarak, “Suçlamaların son bulması gerektiğini” kaydetti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kendisinin “terörizmi desteklediği” suçlamalarının absürd olduğunun altını çizen Merkel, “Bu provokasyon yarışına girmeye niyetim yok” dedi. Bulgaristan’daki Türklerin partisi Haklar ve Özgürlükler’in Onursal Başkanı Ahmet Doğan ise Erdoğan’a sert çıktı. Doğan, gelecek ay yapılacak referandumu ‘delilik’ olarak nitelendirirken yaptığı açıklamada “16 Nisan’da komşu Türkiye, Kemal Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ni bir sultanlığa dönüştürmek için referandum düzenleyecek” dedi. Dün gece ZDF’deki tartışma programında Yeşiller liderlerinden Claudia Roth, Erdoğan’dan “Türk Putin olmak istiyor” diye söz ederken CSU Genel Sekreter Yardımcısı Dorothee Bär, Erdoğan taraftarları için Almanya’ya giriş yasağı konulmasını istedi. İsviçre ise, Erdoğan’a hakaretle suçlanan bir kişi hakkında kovuşturma başlatılması için Ankara’nın yaptığı talebi geri çevirdi. İsviçre makamları, şikâyete konu olan sözlerin, İsviçre’de ifade özgürlüğü ile korunduğunu bildirdi. ‘5 çocuk yapın’ talimatı! Eskişehir’de toplu açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Avrupa Adalet Divanı’nın başörütüsü kararına karşı “Hani girelim dediğimiz Avrupa Birliği var ya, Avrupa Birliği Adalet Divanı karar alıyor. Başörtüsünü yasaklıyor. Bıktık ya bıktık. Hani din özgürlüğü vardı? Ha ni inanış özgürlüğü vardı? Bunlar çok yüzlü çok” dedi. Avrupa’daki Türklere seslenen Erdoğan, “Yaşadığınız, çalıştığınız yerler artık sizin sılanızdır. Yeni vatanınızdır. Oralara sıkı sahip çıkın. Daha çok işyeri açın. 3 değil 5 çocuk yapın. Çünkü Avrupa’nın geleceği sizlersiniz” ifadesini kullandı. Seyidoğlu’lar için müebbet istendi FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanan ünlü baklava markası Seyidoğlu’nun sahipleri Mustafa Seyidoğlu ve Serdar Seyidoğlu hakkında ‘anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan da 15’er yıla kadar hapis istendi. İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi, iddianameyi kabul etti. İlk duruşma 16 Mayıs’ta görülecek. l Haber Merkezi 69 Hava Harp Okulu öğrencisine tahliye 15Temmuz darbe girişimine ilişkin davaya, Silivri’deki İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Önceki gün görülen 75 sanıklı davada savunmalar tamamlandı. Mahkeme heyeti, Hava Harp Okulu öğrencisi 69 sanığın tahliyesine, tutuklu sanıklar Yüzbaşı Mesut Metin Kazancı, Teğmen Harun Ay ve Teğmen Burhanettin Kazancı’nın tutukluluklarının devamına karar verdi. l Haber Merkezi KABOĞLU, ELÇİ’Yİ ANDI: Barış için adalet yerini bulmalı MAHMUT ORAL Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin 28 Kasım 2015’te Sur’da öldürülmesinin üzerinden 68 hafta geçti. Diyarbakır Barosu, her hafta olduğu gibi dün de Elçi’nin faillerinin bulunması ve etkin soruşturma yürütülmesi talebiyle Diyarbakır Adliyesi önünde eylem yaptı. Eyleme KHK ile Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden ihraç edilen anayasa hukukçusu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ile İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan da katıldı. Kaboğlu, “Elçi’nin faillerinin bulunması Türkiye barışı için önemlidir. Türkiye barışı için bir an önce adalet yerini bulmalıdır” dedi. Türkdoğan da “Elçi’ye sözümüzdür. Bu topraklara barış getirene kadar çalışacağız” diye konuştu. İHD GENEL BAŞKANI: Raci Bilici yasadışılıkla suçlanamaz İHD Genel Başkan Yardımcı sı ve Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici’nin 15 Mart’ta Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında gözaltına alınmasına tepkiler sürüyor. Diyarbakır’a giderek basın toplantısı düzenleyen İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, “İnsan hakları ve demokrasiden yana bağımsız bir çizgisi olan derneğimizin yöneticisi olan Raci arkadaşımızın da, yasadışılıkla suçlanması kabul edilemez” dedi. l MAHMUT ORAL/ DİYARBAKIR İLKİ PEN’DE YAYIMLANDI Demirtaş’tan ikinci öykü HDP Eş Genel Başkanı Sela hattin Demirtaş, tutuklu bulunduğu Edirne F Tipi Cezaevi’nde “Kara Gözlere Selam Olsun” başlıklı yeni bir öykü yayımladı. Demirtaş’ın daha önce ‘Halep Ezmesi’ başlığı ile kaleme aldığı öyküyü HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, “Selahattin Demirtaş’ın sazı, sözü ve duruşu kadar bilinmeyen bir yönü daha vardır ki o da öykücülüğüdür” mesajıyla paylaşmıştı. Demirtaş’ın öyküsü PEN’de yayımlanmıştı. l Yurt Haberleri C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle