02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 22 Şubat 2017 14 yorum EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Köşemen Liman şehre veda ederken İstanbul’un en önemli özelliklerinden biri liman kenti olmasıdır. Karaköy Limanı’na gemilerle gelen yolcular Tophane’den başlayarak Pera’ya yönelerek şehre yeni boyutlar katarmış. Çokuluslu, çok renkli bir kent olmanın en önemli unsurlarından biri limanlar. Doğuş Grubu ve Bilgili Holding’in gerçekleştirdikleri Galataport Projesi ile birlikte tarihi Karaköy Limanı tarihe karışıyor. 4.5 milyar lira yatırım yapılan projenin 2018’in son çeyreğinde tamamlanması hedefleniyor. Fındıklı’dan Karaköy’e kadar uzanan sahil tamamen inşaata açılıyor. Var olan binaların neredeyse tamamı yıkılıyor. Liman korunacak dense de yerine başta oteller, restoranlar ve ofis binaları olmak üzere birçok ticari bina inşa edilecek. İstanbul’un kalbinde yeni bir rant alanı yaratılmış oluyor. Galaport’la ilgili tartışlamalar 56 yıldır sürse de projenin neleri içerdiği, neyin korunup neyin yok edileceği anlaşılabilmiş değil. İstanbul’un görünümünü değiştirecek bir projede neler yapılacağını İstanbullular olarak bilmiyoruz. 2018’in sonunda Kadir Topbaş’ın Kanatlı Martı’sı ile birlikte Kabataş’tan Karaköy’e tüm sahilin görünümünün tamamen değişeceği anlaşılıyor. İnşaat ve yıkımlar bir yılı aşkın süredir devam ediyor. Tophane’deki nargileciler, bölgedeki antrepolar yıkıldı, yıkılıyor. Kim bilir ne tarihi yapılar tarihe karışıyor, yok oluyor. Farkındalık için can alıcı yıkımlar olması gerekiyor. “Binaların cephelerinde şehir siluetini bozacak yapısal değişiklik olmayacak” deniyor. Yani sadece dış cepheleri koruyarak binaları yıkacağız, diyorlar. Buna acı bir örnek olarak geçen hafta yıkılan Karaköy Yolcu Salonu’nu gösterebiliriz. Mimar Rebii Gorbon’un eseri olan bina İstanbul’un görünümünde simgelerden biriydi. Yapı, İstanbul’un ve Türkiye’nin ilk ve modern deniz yolcusu uğurlama ve karşılama salonu olma özelliğini taşıyordu. Korunması gerekirdi (bkz. “Galataport’a ilk tarihi ‘kurban’”, diken.com.tr). Konsorsiyum, yıktık ama tamamen aynısını yapacağız, diyor. Bu var olanı yok edip daha geniş inşaat alanı için imitasyonunu yapmak. Koruma Kurulu neden bu binayı korumadı diye sormuyorum. Yıkılacak binalardan biri de İstanbul Modern’in kullandığı antrepo. Galaport Projesi’nin bilinmezliği içinde bu binanın korunacağını sanıyorduk ama geçen yıl yıkılacağı ve başka bir yerde yeni bir müze binası yapılacağı açıklandı. Bu da antrepoların bulunduğu bölümde siluetin tamamen değişeceğini kanıtlıyor. İstanbul Modern’in mimari projesi için müze tasarımında dünyanın en deneyimli mimarlarıyla görüşmelerin sürdüğü de belirtiliyor (bkz. istanbulmodern.org). Bu ünlü mimar “siluet bozulmasın mı” diyecek yoksa Topbaş’ın martısına bakarak “İstanbul’un en görünür yerine modern bir bina ile imzamı atayım” mı diyecek, göreceğiz. İstanbul Modern, yeni binasının inşası sürerken Karaköy Limanı’nın tarihi binalarından Paket Postanesi’nde faaliyet gösterecek. İstanbul Modern binasına anlamlı bir sergi ile veda ediyor. “Liman” sergisinde “19. yüzyıldan günümüze Türkiye sanatında deniz kenarında ve liman çevrelerinde gelişen kültürel ve toplumsal hayatı mercek altına al”mak hedeflenmiş. Çelenk Bafra ve Levent Çalıkoğlu küratörlüğünü yaptığı sergide Fausto Zonaro’dan başlayıp Cevat Dereli, Abidin Dino, Burhan Doğançay, Feyhaman Duran,  Ara Güler, Nedim Günsür, Nuri İyem’den genç kuşak sanatçılara varan etkileyici bir seçki yapılmış. 4 Haziran’a kadar sürecek sergi için Theodosius (Yenikapı) Limanı’na dair arkeolojik çalışmalardan günümüze İstanbul kentinin tarihini limanlar üzerinden özetleyen zaman çizelgesi de hazırlanmış. Bu zaman çizelgesine dikkatli bakmakta fayda var. Galataport ile İstanbul’un görünümünün değişmez ve geri dönülmez bir şekilde nasıl değiştiği daha iyi anlaşılacaktır. 22 ŞUBAT 2017 SAYI: 33376 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Haber Koordinatörü Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Reklam ve Pazarlama Danışmanı Ayşe Cemal Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 06.16 06.01 06.24 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi Akşam 07.43 13.25 16.22 18.55 07.26 13.09 16.09 18.41 07.47 13.32 16.33 19.05 Yatsı 20.14 19.58 20.21 Referandum tarihi yaklaştıkça televizyon ekranlarındaki tartışma programlarının düzeyi giderek düşüyor. Tartışmaların yerini kayıkçı kavgaları alıyor. Tartışmacı diye davet edilen konuşmacıların büyük çoğunluğu siyasal bir tartışma için gerekli bilgi donanımından yoksun. Onlar konuştukça ister istemez o üniversitelere devam eden öğrencilere acımaya başlıyorsunuz. Çünkü öğretmek için önce öğrenmek gerekiyor, bunlar ise hiçbir şey öğrenmemişler ki öğretebilsinler. Doğal ki aralarında devlet ya da vakıf üniversitelerinden olsun değerli bilim insanları da var ama azınlıktalar. Meydan ekran cambazlarında… Program yapımcıları, konuşmacıları çoğunlukla cühela takımından seçiyorlar çünkü bunlar o programlara fazladan izleyici getiriyor. Adlarının önündeki akademik unvanlara rağmen cahil kalmış bu takımın belirgin ortak özelliği koyu bir bağnazlık olarak kendini gösteriyor. Biat kültürüyle yetişmişler, feodal kültürden besleniyorlar. HHH Bu, olağandışı bir durum değil. Ülkemiz ekonomisi her ne kadar hızla kapitalistleşse de kapitalist üretim biçimi kendine özgü üstyapı kurumlarını oluştu Ekran cambazları ramıyor. Altı kaval üstü şeşhane benzeri antagonist/ uyumsuz bir gerçek söz konusu. Kapitalizm öncesi üstyapı kurumları bir tencere kapağı gibi altyapıyı baskı altında tutuyor. Dolayısıyla feodal kültürde yetişmiş, bu kültürden beslenen insanlar burjuva ahlakına yabancılar. Yabancı oldukları ölçüde de demokrasiden uzaklar. Oysa burjuva ahlakı demokratikleşmenin, demokrasinin motorudur. Öte yandan iktidar sahibi egemenler de aynı kültürün insanları, bu nedenle kendileriyle yandaşları arasında güçlü bağlar bulunuyor. Bu arada gazeteci namı altında ekranlarda çığırtkanlık yapan birtakım ilkel unsurları da göz ardı etmemek gerekiyor. Bunlar yazdıkları köşelerde trol, ekranlarda da tetikçi olarak görev yapıyorlar. Yukarıdakilerle aynı kalıbın insanları… Siyasetçileri de keza… Dört başı mamur bir feodal ideoloji olan SünniSelefi siyasal İslamı ülkemizde egemen kılmak için topyekun bir çaba içindeler. Türkiye, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan ülkeler içinde laik ve demokratik olan tek ülke. Bundan rahatsızlık duyuyorlar. Atatürk’e olan düşmanlıklarının nedeni de bu! HHH Bu durum hep böyle mi sürüp gidecek? Kesinlikle hayır! Diyalektik maddeci felsefe bize egemen gücün gerilemesinin zirveye ulaştığı noktada başladığını öğretiyor. Bunlar da siyasetçileriyle, sözde akademisyenleriyle, gazetecileriyle, tüm yandaşlarıyla bir noktadan itibaren gerilemeye başlayacaklar, çöküşe geçecekler. Önümüzde bir referandum var. Bu önemli halkoylamasından çıkacak hayırlı bir sonuç bunların sonunun habercisi olabilir. Bu hayırlı sonucun çıkması için kollarımızı sıvayalım, elimizden geleni ardımıza koymayalım. Aydınlık bir gelecek için, öyleyse... Referansı Bilal Erdoğan FETÖ üyeliği iddiasıyla tutuklanan kaymakam Ali Türk, ifadesinde, kaymakamlık sına vının mülakatını referans olarak gösterdiği Bilal Erdoğan aracılığıyla geçtiğini söyledi Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü FETÖ/PDY soruşturması kapsa mında tutuklanan Darende Kayma kamı Ali Türk’ün sav cılık ifadesine Cumhu riyet ulaştı. Ali Türk, Gaziantep Cumhuri yet Başsavcılığı’nda 20 CANAN COŞKUN Şubat’ta verdiği ifadesinde şunları söyledi: “Daha önce iki kez BDDK yeminli müra kıplık sınavına girmiştim, mülakatta elendim. Bir kez Başbakanlık uzman lık sınavına girdim, mülakatta elen dim. Kaymakamlığın ilk sınavında yi ne mülakatta elendim. En son 2008 yılında girmiş olduğum kaymakamlık sınavında sınavı geçtim. Referans olarak Emniyet’te belirtmiş olduğum önemli kişi sayın Cumhurbaşkanımızın oğlu Bilal Erdoğan’a ulaştım. Mülakatı bu şekilde geçtim ve kaymakam oldum. Kendisine benim Yıldız Teknik Üniversitesi İşletme Bölümü’nden arkadaşım olan ve Bilal Bey’le Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde arkadaş olan Selim Başdemir vasıtasıyla ulaştım.” Darende Kaymakamlığı’na Ağustos 2015 kararnamesi ile Tunceli’nin Malazgirt ilçesinden gelen Türk ve eşi Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında 16 Şubat’ta gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınmasının ardından dün tutuklanan Türk’ün örgütün şifreli haberleşme programı ByLock’u kullandığı belirtilmişti. Türk’ün öğretmen olan eşi Yasemin Türk ise Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltında bulunuyor. Memuriyette yükseliş İktidara yakın Sabah gazetesi kaymakam Türk ile ilgili yaptığı haberde, Türk’ün memuriyet hayatında hız la yükseldiğini belirtmişti. Sabah gazetesi Kaymakam Türk’ün 2005’te Maliye Ba kanlığı Vergi Denetmenli ği sınavını kazanarak me muriyet hayatına başladığı nı belirtmişti. Türk’ün me mur olduktan 18 ay sonra Sağlık Bakanlığı’nda mü fettişlik görevine atandığı, Ali Türk 2008 yılında da kaymakam adayı olduğu belirtilmiş ti. Türk’ün aynı zamanda 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Darende’de düzenlenen darbe karşıtı gösterilere katıldığı kaydedilmişti. l İSTANBUL Terzi’yi ben de vururdumHalisdemir’in şehit edilmesine ilişkin DAVADA İFADE VEREN KARA: ALİCAN ULUDAĞ 15Temmuz darbe girişimi sırasında Özel Kuvvetler Komutanlığı’nı ele geçirmek isteyen cuntacı General Semih Terzi’yi vurduktan sonra şehit edilen Astsubay Ömer Halisdemir’in öldürülmesine ilişkin tutuklu 18 askerin yargılanması. Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Duruşma için adliye çevresinde geniş güvenlik önlemleri alındı. Aralarında Halisdemir’i öldüren Binbaşı Fatih Şahin ile Üstteğmen Mihrali Atmaca’nın da bulunduğu tutuklu sanıklar, jandarma koridorunda arka kapıdan adliyeye sokuldu. Sanıklar adliyeye sokulurken basın mensuplarının görüntü ve fotoğraf almasına izin verildi. Duruşmaya Halisdemir’in eşi Hatice Halisdemir ile ÖKK’de darbeciler tarafından vurulan Astsubay İsmail Oğuz müşteki sıfatıyla katıldı. Duruşmanın öğleye kadarki bölümünde iddia makamı koltuğun da Ankara Başsavcısı Yüksel Kocaman oturdu, öğleden sonra ise ayrıldı. Sanıklardan Terzi’nin emir Astsubayı Ahmet Kara, darbeden haberi olmadığını iddia ederek, “Halisdemir’in bildiği bilgiye sahip olsaydım, ben de bu iş başlamadan Terzi’yi vururdum” dedi. Sanıklardan Ali Güreli de, ÖKK’nin darbecilerden kurtarılmasından sonra karargâha gelen ÖKK Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı’nın “Kahraman astsubayım. Darbeci hain Terzi’yi vurdu” diyerek, yere çöküp Halisdemir’i alnından öptüğünü ve “şehitlik işlemlerini başlatın” dediğini anlattı. Üstçavuş Erhan Almaz, darbecilerin emir komutadan faydalanarak, kendilerini bunun içine çektiklerini ifade ederken, “Genelkurmay Başkanı, en yakınındaki yaverinin FETÖ’cü olduğunu anlayamamışken, ben başımdaki generalin FETÖ’cü olduğunu nereden bileyim? Bu işlerden başta Genelkurmay Başkanı olmak üzere komutanlar sorumlu” dedi. l ANKARA Sanıklar adliyeye sokulurken basın mensuplarının görüntü ve fotoğraf almasına izin verildi. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] Zekeriya Kuzu: Büyük baskı altındaydım 15Temmuz darbe girişimi gecesinde Marmaris’te Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik suikast girişimi ve iki koruma polisinin şehit edildiği saldırıya ilişkin 3’ü firari 44’ü tutuklu 47 sanığın yargılandığı davanın ikinci gün duruşması gerçekleştirildi. Timde bulunan askerlerden Astsubay Başçavuş Zekeriya Kuzu, yakalandıktan sonra verdiği ifadesi için “Polis ifadeyi önüme koydu, imzaladım; baskı altındaydım” dedi. İnançlı ve ülkücü bir insan olduğunu dile getiren Kuzu, “İki oğlum vardır. Birisi benim soyadımı taşıdığı için tutuklandı diğeri de yurtdışında eğitim görüyordu ama bunlar olunca çıkamadı. Oğlumun para koleksiyonu vardı. O bana 1 dolar verdi. O 1 doların oradan cüzdanımda kaldığını düşünüyorum” dedi. Üs imamı olduğu yönündeki iddialarla ilgili ise Kuzu, “Çiğli imamı olduğum doğru değil. FETÖ’cü değilim. İfademdeki 57 kişilik listedeki isimlerin bazılarını ben yazdım bazıları da Emniyet’te bana yazılıp verildi” diye konuştu. Kasırga’nın kaçırılması ile ilgili dava başladı Darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga’nın alıkonulmasına ilişkin dava Kara Kuvvetleri Hareket Başkanlığı NATO Plan Subayı olarak görev yapan Binbaşı Süleyman Selek’in savunması ile başladı. Yaşananlar ile ilgili, “Personel, bizi gazino tarzı bir yere götürdü. Bu sırada uçak sesleri geliyordu. Ertuğrul Yavuz, ordunun yönetime el koyduğunu, bir şahsın Akıncı Üssü’ne götürüleceğini söyledi” diyen Selek, sanıklardan Haydar Aktaş’ın gruba, “Sıkıyönetim komutanlığının emirlerine uyun” dediğini kaydetti. l ANKARA/Cumhuriyet Kendisi FETÖ’den kardeşi PKK’den sanık Edirne’nin Meriç ilçesinde Yunanistan’a kaçmak isterken yakalanan 4 FETÖ/PDY şüphelisinden, Kızılay’da 37 kişinin yaşamını yitirdiği bombalı saldırının planlayıcısı olduğu gerekçesiyle aranan PKK’li Vahit Ayçil’in saldırıdan 2 gün önce ablası araştırma görevlisi Vahide Kütküt ile görüştüğü ortaya çıktı. Önce kardeşi Vahit Ayçil ile uzun süreden bu yana görüşmediğini anlatan Vahide Kütküt, kardeşinin saldırıdan 2 gün önce evine geldiğini ve sonra da Kuzey Irak’a kaçtığını söyledi. l DHA Gülen’in damadı darbeyi lavaşçıdan öğrenmiş Konya’da FETÖ soruşturması kapsamında, örgüte üye olduğu iddiasıyla tutuklanan 10 belediye işçisi ve memur, 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaya başladı. Yargılananlar arasında Fethullah Gülen’in yeğeniyle evli olan Suat Adıyaman, “Belediyede Gülen’in damadı olarak biliniyordum. Çocuklarını özel okula, dershaneye yazdıracaklar bana geliyordu. 15 Temmuz’u da Erzurumlu bir lavaşçı arkadaştan öğrendim” dedi. Adıyaman’ın, savunması sırasında ifadesini zaman zaman gülerek vermesi üzerine mahkeme başkanı Kadir Gezici, “Sırıtarak konuşma burası mahkeme salonu“ diye uyardı. l DHA/İHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle