29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA ‘May’e saldırı düzenlenecekti’ iddiası Radikal İslamcı terör tehdidiyle diken üstünde olan Britanya’dan bu kez de Başbakanlık Ofisi’ne yönelik kanlı saldırı planlandığı iddiası gündeme geldi. Geçen hafta gözaltına alınan bir kişi, Başbakan Theresa May’e suikast planlamakla suçlandı. 28 Kasım’da Kuzey Londra’da gözaltına alınarak dün hâkim karşısına çıkarılan Naa’imur Zakariyah Rahman’a (20), 10 Numa ra olarak anılan Başbakanlık Ofisi’nin güvenlik kapılarını havaya uçurup içeriye girerek May’e bıçakla saldırmayı planladığı suçlaması yöneltildi. Rahman’la aynı saatlerde Birmingham’da gözaltına alınarak hâkim karşısına çıkarılan Mohammed Aqib Imran’a (21) ise “terör saldırılarına hazırlık yapmak” için Libya’ya seyahat planlama suçlamasında bulunuldu. Her iki zanlı da suçlamaları reddetti. Hâkimin gözaltında tutulmalarının devamına karar verdiği iki zanlı, 20 Aralık’ta yeniden mahkeme karşısına çıkacak. Ortadoğu ateşinePerşembe7Aralık2017 [email protected] EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: BAHADIR AKTAŞ [email protected] 7 benzin ABD Başkanı Trump tepkilere karşın Kudüs’ü İsrail’in başkenti kabul ederek elçiliği taşıma kararını açıkladı. Filistin’den ‘Bu iki devletli çözüme ölüm öpücüğü’ tepkisi yükseldi ‘DİPLOMATİK KUNDAKÇILIK’ ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’le ilgili adımına Avrupa’dan tepkiler yükseldi, gelişme dünya basınında da geniş yer buldu. Fransa Cumhurbaşkanı Em ABD Başkanı Donald Trump, günlerdir süren tepkilere kulaklarını tıkadı ve tüm dünyanın gözlerinin çevrildiği kararını dün akşam açıklayarak Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdı, ABD büyükelçiliğinin buraya taşınacağını duyurdu. Trump’ın bu adımı, baş Trump Kudüs kararnamesini imzalarken yardımcısı Pence de yanındaydı. bas, “Bu aşırı örgütlere yardım edecektir. Uluslararası düzeyde hiç bitmeyen savaşlara yol açacaktır” ifadelerini kullandı. Filistin müzakere heyetinin önde gelen isimlerinden Saib Erakat da kararın küresel kaosa yol açacağını savundu. İki devletli barış çözümüne yönelik umutları öldürdüğünü kaydetti. manuel Macron, Trump’ın tek taraflı kararının üzüntü verici olduğunu, ta Filistin cephesi olmak üzere İslam dünyasından Avrupa başkent nın en başarılı demokrasilerinden bi ‘Cehennemin kapıları...’ Fransa’nın bu tutumu desteklemedi lerine uzanan sert tepkilere yol açtı. rinin de merkezi. Yahudiler, Hıristi Hamas’tan da “cehennemin kapıla ğini belirtti. Macron, Kudüs’ün statü Ankara’dan da tepkiler yükseldi. yanlar ve Müslümanların birlikte ba rı açıldı” açıklaması gündeme düştü. sünün İsrail ve Filistinliler arasındaki ABD Kudüs’ü İsrail’in başkenti rış içinde yaşayıp özgürce ibadet et Arap ve İslam ülkelerine ABD elçili uzlaşıyla belirlenmesi gerektiği görüşünü dile getirdi. olarak tanıyan ilk ülke olurken bu tiği bir yer” dedi. Binyamin Netan ği ile tüm ilişkileri kesme çağrısında adımı gecikmiş bir karar olarak ni yahu başbakanlığındaki İsrail yöneti bulundu. Oluşum Kudüs’ün Filistinli ‘Tek taraflı adım...’ BM Genel Sekreteri Antonio Gutarres, ABD’nin adımı sonrasında “Tek taraflı adımlar çözüme yardımcı olmaz” dedi. Nihai çözüme ulaşmak için İsrail ve Filistinli yetkililerle çalışmaya devam edeceğini ifade etti ve “B planı yok. İki devletli çözümün alternatifi yok” diye konuştu. Britanya Dışişleri Bakanı Boris Johnson, “Endişeli olduklarını” söyle telendiren Trump “Sorunlarımızı başarısız olmuş stratejileri yineleyerek aşamayız. Daha önceden yapılmalıydı” dedi. Kudüs’te İsrail’in egemenliğinin sınırlarının nihai statü görüşmelerinin konusu olduğunu söylemesi ise Trump’ın açık kapı bıraktığı yönünde kimi yorumlara da neden oldu. ABD Başkanı, kararının Washington’un nihai barış anlaşma sına olan bağlılığının ihlali anla minden Trump’ın kararına teşekkür, övgü geldi. Netanyahu kararı “tarihi, cesur ve adil” olarak değerlendirirken Kudüs’ün üç din için de kutsal bölgelerine yönelik statüsünde değişiklik olmayacağı vaadinde bulundu. ‘ABD arabulucu olamaz’ Filistin Yönetimi Devlet Başkanı Mahmud Abbas ise Trump’ın konuşmasının ardından açıklama yaptı, ka ler için “kırmızı çizgi “ olduğunun altını çizdi. Öfke günü’ ilanı Filistin cephesinden gelen yorumlarda, kararın Ortadoğu’daki barış süreci için “ölüm öpücüğü” olduğu belirtildi, üç gün “öfke günü” ilan edildi. Bu arada, Filistin ve Ürdün’ün talebi üzerine Arap Birliği’nin cumartesi günü acil toplanacağı duyuruldu. di. Almanya Dışişleri Bakanı Sig mına gelmediğini savundu. rarı kınadı, reddettiklerini vurguladı. Katoliklerin ruha mar Gabriel, ABD’nin bu adımının “bölgedeki çatışmaları daha ‘Tarihi karar’ “Kudüs Filistin devletinin ebedi baş ni lideri Papa Frankentidir, barış kentidir” dedi. Abbas, çesko, ABD’nin ka da arttıracağını” belirtti. Kudüs’ün sadece üç Trump’ın bu bildirisiyle birlikte bun rarından rahatsızlık ABD’de New York büyük dinin kalbi ol dan böyle ABD’nin barış için arabu duyduğunu dile ge Times’ın yayın kurulu im zalı yazısında Trump’ın iç politikadaki müttefikleri Evanjelikler ile İsrail yanlı Netanyahu larının desteğini almak uğ runa Ortadoğu’yu ateşe attı ğı belirtildi. Wall Street Journal’dan Eliora Katz ise Kudüs zorlamasının modern Siyonizmin kurucusu Theo dor Herzl tarafından da onaylanma yacağını savundu. Guardian gazetesinde Jonathan Freedland, Trump’ın Kudüs açıkla masının diplomatik kundakçılık ol duğunu ve ABD Başkanı’nın Orta doğu’daki yangına körükle gittiği ni kaydetti. madığını söyleyen Trump, “Aynı zamanda dünya lucu olamayacağı görüşünü dile getirdi. Trump’ın barış yönündeki çabaların altını oyduğunu kaydetti. Ab tirdi. Kentin Yahudi ler, Hıristiyanlar ve Müslümanlar için de kutsal olduğunu hatırlatarak Kudüs ile ilgili mevcut duruma saygı gösteril Papa Françesko dün Filistin Dini İşler Bakanı Mahmud el Hab mesi çağrısı yaptı. baş ile görüştü. ‘Tolerans yok’ İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ise “İslamın kutsal mekânlarının çiğnenmesine tolerans göstermeyeceklerini” vurguladı. Riyad ve Kahire’den de tepkiler yükseldi. Dünyanın en eski yerleşimlerinden, Yahudilik, Hıristiyanlık ve l selefleri erteliyordu ABD dış İslam’ın kutsal yerleri arasında sayılan Kudüs’ün statüsü halihazırda İsrailFilistin çatışmasının en can alıcı konularından. Washington’ın da des politikasında keskin viraj Filistin’in de hak iddia ettiği Kudüs, İsrail tarafından 1980’de “ebedi” başkent ilan edilmişti. ABD Kongresi, 1995 yılında Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyan bir yasayı kabul etmiş ancak o tarihten bu yana görev yapan başkanların ta Güvenlik uyarıları yapıldı Filistin’de Fetih ile Hamas arasında uzlaşı hükümeti kurma çabaları sürerken ABD’nin tepkilere yol açan Kudüs adımı bölgede gerilimi yükseltti. Gazze’de dün ABD ve İsrail karşıtı protestolar düzenlendi. ABD Dışişleri Bakanlığı protesto çağrılarının ardından hükümet çalışanları ve ailelerinin Kudüs’ün Eski Şehir bölgesine ve Batı Şeria’ya gitmelerini ikinci bir açık lamaya kadar yasakladı. İsrail ve Filistin için seyahat uyarısını güncelleyen Almanya Dışişleri Bakanlığı bölgeye seyahat edecek vatandaşlarına gelişmeleri yakından takip etmeleri ve söz konusu bölgelerden uzak durmaları tavsiyesinde bulundu. Fransa Dışişleri de yayımladığı seyahat uyarısında bölgede gösterilerin yaşanmasını beklediklerini duyurdu. teklediği, uluslararası arenada yoğun destek bulan iki devletli çözüm planları çerçevesinde Filistin’in başkenti olarak Doğu Kudüs gösteriliyor. Trump’ın seçim kampanyası sırasında vaat ettiği Kudüs’ü İsrail başkenti olarak tanıma kararını yaşama geçirmesinin Ortadoğu’daki tansiyonu daha yükselteceği, olası bir Filistinİsrail barışını tehlikeye sokacağı, bölgesel çatışmaları tetikleyebileceği, hatta “yeni bir intifadaya” yol açabileceği kaygıları dikkat çekiyor. mamı ülke çıkarlarını gerekçe göstererek büyükelçiliği Tel Aviv’de tutmuş, kentin statüsüyle ilgili yürütülen müzakerelere destek vermişti. ABD Başkanla Rusya zafer ilan etti rı 1995’ten bu yana, söz konusu yasadaki ilgili maddeyi kullanarak her 6 ayda bir büyükelçiliğin Tel Aviv’den Kudüs’e geçmesiyle ilgili kararı erteliyordu. l 2018 seçimlerine aday Putin bir kez Gözler Suriye’de siyasi çözüm çabalarına çevrilirken Kremlin’den, Suriye’de Fırat Nehri’nin her iki kıyısının da IŞİD’den kurtarıldığı açıklaması geldi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bölgede askeri operasyonların sona erdiğini ilan ederken bir sonraki adımın artık siyasi çözüme odakla Sanaa’da Salih yanlıları ile Husiler arasındaki çatışmalar daha varım dedi Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Mart 2018’deki başkanlık seçiminde bir kez daha aday olacağını açıkladı. GAZ araba fabrikasında işçilerle bir araya gelen Putin, “Evet, Rusya Devlet Başkanlığı nılması olduğu vurgusu yaptı. RusyaTürkiyeİran’ın inisiyatifiyle va rılan çatışmasızlık bölgeleri uzlaşısının güçlendirilmesinin gerekliliğine değinen Putin, ayrıca Suriye’de farklı grupların bir araya getirilmesinin amaçlandığı Ulusal Diyalog Kongresi’nin düzenlemesinin önemli olduğunu kaydetti. “Bu nedeniyle çok sayıda sivil bölgeden kaçıyor için aday olacağım” de nun büyük ve uzun bir çalışma olacağı di. İlk olarak 2000 yı nı” söyledi. Moskova’nın geçen ay kongre lında başkanlığa seçi ye Ankara’nın terör örgütü gördüğü YPG/ len Putin, 2004’te yeniden seçildikten son PYD’yi davet edeceği haberleri basında yer Husiler gazetecileri rehin aldıalmış, Türkiye’nin sert muhalefetiyle bir ra iki dönem kuralı nedeniyle 2008’de dönemin başbakanı Dimitri Vladimir Putin Medvedev’le görev değiş tokuşu yapmıştı. 2012’de yeniden başkan seçilen Putin, 2018’deki seçimi kazanırsa altı yıl daha başkan olarak görev yapacak. likte ortak katılımcı listesi belirlenmesi yönünde kararın alındığı duyurulmuştu. Rusya’nın zafer ilanı geçen hafta ABD’nin desteklediği Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) ana unsuru olan YPG’nin Deyr ez Zor’da IŞİD’e karşı operasyonlarda Rusya’nın da kendilerine havakaradan destek verdiği açıklamalarının ardından geldi. Yemen’de Husilerin kontrolündeki başkent Sanaa’da 40’ı aşkın gazetecinin alıkonulduğu belirtildi. Eski devlet başkanı Ali Abdullah Salih’le bir süredir ittifaklıkları bozulan, Salih’i Riyad’a zeytin dalı uzatması sonrasında öldüren Husilerin, aralarında uluslararası basın kuruluşla rı çalışanlarının da olduğu onlarca kişiyi Yemen Today adlı televizyon kanalında rehin tuttuğu, Salih’in “ihaneti hakkında” haber yapmaları yönünde baskı yaptığı iddiaları gündeme yansıdı. Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü, gazetecilerin derhal serbest bırakılması çağrısında bulundu. Kudüs bombasının pimi “Kudüs’ün ‘Soykırım Müzesi’ Filistinli Djani ailesinin, Arapçada ‘Davut Peygamber’ anlamına gelen ‘Nabu Davut’ mahallesindeki evlerinden birinde. Küçük bir avluyu geçtikten sonra müzeye giriyorsunuz. Ve Auschwitz, Maidenek, Treblinka, Dassau.. kamplarının kâbusu ile karşılaşıyorsunuz...” “Tavana dek istiflenen plaketlerde kamplarda yaşamını kaybeden 10 bin aile, yerle bir edilen 2 bin kent, köy ve kasabanın adı var... Vitrinlerin ardında Yahudi yağından yapılan sabunlar, kan lekeleri taşıyan Tevrat’lar, kül olan insanlar ve fırınların fotoğrafları teşhir ediliyor... Altlarında da şöyle bir yazı: ‘Bu plaketler ve acı anılardan başka geriye hiçbir şey kalmadı’...” 1994 yılında yaptığım “Dumanlı Barış” dizisi (9 17 Şubat, 1994. “Sabah”) için Kudüs’e gittiğimde tanımıştım Shehadeh Djani’yi. Ortadoğu barış sürecinin en baş edilmez engelinin Kudüs olduğunu, Djani, o zaman bana şöyle nakletmişti: Mezarlığı çöplük yaptılar “Evet acı anılardan başka hiçbir şey kalmadı geride. Doğru. Bizim için de böyle bu. Soykırım müzesi olan binada, teyzem otururdu. Karşısındaki evde biz. Çocukluğum orada geçti. Avlusunda futbol oynardık. Arkadaki cami bizimdi. İçinde Davut Peygamber’in mezarı olduğundan hepimiz için kutsal bir yerdi. Caminin yanı başındaki mezarlık ise aile mezarlığımızdı.” “1948’de hepsini kaybettik. Yahudiler evlerimizden kovdu bizi. Camiyi sinagog yaptılar. Türbenin üzerindeki yeşil örtüyü çekip aldılar. Mezarlığımızı çöplüğe dönüştürdüler... Kudüs’te azınlık oldukları dönemde biz onları korurduk. Bayramlarda yemek gönderirdik. Şimdi bize aile mezarlığımızı bile temizletmiyorlar...” “Bayramlarda İsrail İçişleri Bakanlığı’ndan alınan özel izinle ibadet edebiliyoruz camide. Yanımızda İçişleri Bakanlığı’ndan bir görevli bulunuyor. Her seferinde trajikomik bir tecrübe yaşıyoruz. Ailenin ihtiyarları hep bir ağızdan ‘Yarabbim bir an önce bizi şu Yahudi boyunduruğundan kurtar’ diye dua ediyor. Arapça bilen bakanlık memurları dualarımızı, dakikalarca ayakta dinliyor. Dışarı çıkıp sonra hep birlikte ‘Nabu Davut’ kapısında bir aile fotoğrafı çektirip, dağılıyoruz...” Bazı öyle röportajlar var ki, yıllar sonra akılda kalır. Bugün 81 yaşında olması gereken Shehadeh Djani onlardan biri benim için. ‘Üç din fazla’ Camilerinde “özel izinle” ibadet etmek zorunda kalan “Djani”lere; “Nabu Davut” mahallesinin anahtarları taa Osmanlı döneminde teslim edilmiş. Kökleri Selahattin Eyyubi zamanlarına uzanan aile; topraklarını, evlerini, camilerini, mezarlarını, varlıklarını, anılarını, ruhlarını kaybetmiş. Başka şekil ve şartlarda; çok derin “travmalar” yaşayan bir başka halk, insanlarını sürdükleri mahalleye gelip bir “soykırım müzesi” oturtmuş sonra. Bundan büyük bir “ruh parçalanmışlığı” olabilir mi? İsrail’in en büyük ve etkili yazarlarından Abraham Yehoshua, “Bu kadar çok dini ve tarihi sembol bir şehir için çok fazla” diyor bu yüzden: “Hepimizi felç eden birer lahit gibi çöküyorlar üstümüze. Bana kalsa, Ağlama Duvarı’nın yanı başına İsrail nezdindeki yeni Filistin büyükelçiliğini inşa ederim. Yüzünü geçmişe değil, geleceğe dönen farklı bir bakışın haberciliğini yapar böyle bir girişim. Uzlaşmaya açık, hafif, dinamik bir gelecek müjdeler... Kimliklerini; kontrol ettikleri topraklarda değil; yüreklerinde bulmalı Yahudi ve Filistin halkı... Tevrat dönemi bitti. Barış zamanı şimdi...” HHH Yıllar öncesinde yaptığım yukardaki röportajı, Trump’ın Kudüs bombasının fitilini yeniden ateşlemesiyle bir kez daha hatırladım. Kudüs’ün ruhunu ve geçmişini simgeleyen Shehadeh Djani’yi, Ortadoğu’da büyük umut rüzgârları estiren Oslo barış süreci döneminde tanımıştım. Yazar Yehoshua’ya “İsrail nezdindeki Filistin büyükelçiliğini hemen Ağlama Duvarı’nın yanıbaşına yapmalı!” dedirtecek kertede iyimserliğin hâkim olduğu günlerde, Shehadeh Djani, ailesinin yaşadığı tarihin tecrübesiyle; “Bu iş tutmaz! Kudüs barışa her daim engel olacaktır” diyordu. Yıllar yazık ki Shehadeh Djani’ye hak verdi. Hâlâ hayatta mıdır bilmiyorum ama onunla aynı yaştaki Yehoshua yaşıyor... İsrail’de ’90’lı yıllarda “Filistin büyükelçiliğini Ağlama Duvarı’nın yanına inşa etmek”ten söz eden Yehoshua bile artık havlu attı. “İki devlet bundan böyle hayaldir” diyor şimdi ve ekliyor: “Yalnız Trump bize gölge etmesin yeter!” iMstaidfaureot,tiBrdMi elçisini Petrol sektöründeki yolsuzluk soruşturmalarıyla gözlerin üzerinde olduğu Venezüella’da, kamuya ait PDVSA petrol şirketinin eski başkanı, BM Büyükelçisi Rafael Ramirez görevinden istifa etti. 20022014 yılları arasında PDVSA’nın başında bulunan Ramirez, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Venezüella Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun isteği üzerine istifa ettiğini” belirtti. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle