30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Şefik’e sınır dışı Mısır eski başbakanı, Kahire’nin yıllardır iadesini istediği Ahmed Şefik, Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki (BAE) evinde gözaltına alındı. Şefik’in avukatı müvekkilinin sınır dışı edilerek Mısır’a iade edileceğini söyledi. Devrik lider Mübarek döneminin son başbakanı olan Şefik, “Arap Baharı” sonrasındaki ilk cumhurbaşkanlığı seçimlerinde İhvan adayı Mursi’ye az farkla yenilmişti. Mübarek döneminde yapılan bazı yolsuzluklara karışmakla suçlanan Şefik, BAE’ye gitmişti. Şefik, birkaç gün önce gelecek yıl yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olacağını duyurmuştu. Hawaii nükleer teyakkuzda... Kuzey Kore’nin ABD’yi vurabileceğini iddia ettiği füze denemesinin ardından ABD’nin Pasifik Okyanusu üstündeki ada eyaleti Havai’de Soğuk Savaş’ın son yıllarından bu yana ilk kez nükleer saldırı sirenleri test edildi. Hawaii Valisi saldırı ihtimalini “çok az” şeklinde değerlendirirken ancak farkındalık yaratmanın önemli olduğunu söyledi. Pazar 3 Aralık 2017 [email protected] EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: EMİNE BİLGET İsrail’den füzeli mesaj [email protected] 7 IKBY Başbakanı, Macron ile bir araya geldi. Barzani’den ‘sil baştan’ çıkışı geldi Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Neçirvan Barzani, Türkiye üzerinden gittiği Fransa’da dün Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile bir araya geldi. Paris’te Elysee Sarayı’nda taraflar arasında heyetlerin de katılımıyla gerçekleşen toplantı sonrasında Macron’un Irak’a yönelik İran destekli Şii Haşdi Şabiler de dahil tüm milislerin dağıtılması çağrısı ise dikkat çekti. Macron, BağdatErbil arasında diyaloğun gerekliliği vurgusu yaptı. IKBY’nin 25 Eylül’de tek taraflı gittiği bağımsızlık referandumu adımına Bağdat’ın yanı sıra Türkiye, İran dahil uluslararası çevrelerden tepki yükselmişti. Irak merkezi ordusu operasyona girişerek IKBY’nin elindeki statüsü tartışmalı bölgelerde kontrolü ele almıştı. Türkiye ve İran, IKBY’ye yaptırım, abluka kararı uygulamıştı. Paris’teki basın toplantısında Barzani, “Referandum kararı geride kaldı. Artık IKBY için yeni bir pozisyon belirleyeceğiz. Federal Mahkeme’nin ‘bağımsızlık referandumunu iptal’ kararına saygı duyuyoruz” dedi. Irak Federal Mahkemesi, referandumun anayasal olmadığı, geçersiz sayıldığı kararı vermişti. Irak’tan yine vahşet haberi Irak’ta IŞİD vahşetinin hedefi onlarca Ezidinin cansız bedeninin olduğu iki yeni toplu mezar bulundu. Yetkililer, Sincar’ın (Şengal) güneyinde Kabusi köyünde 20 kadın, 40 çocuğa ait cansız bedenler bulunduğunu, buranın güneyindeki araştırmalarda da çoğu Ezidi 80 kurbanın cesedine ulaşıldığını açıkladı. 22 Kasım’da da Sincar’da onlarca Ezidi’nin cansız bedeninin bulunduğu toplu mezar ortaya çıkarılmıştı. Gözler Flynn bağlantısında ABD’de Başkan Donald Trump’ın eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn’in Rusya ile bağlantıları konusunda FBI’ya ya lan söylediği suçlamasını kabul edip itirafçı olmasının yankıları sürüyor. Rusya’nın ABD başkanlık seçimle rine müdahil olduğu ve Trump’ın kampanya ekibinden isimlerin Rus yetkililer ile görüştüğü iddialarını soruşturan özel savcı Robert Muel ler ile anlaşma yapan Flynn, önce ki gün Rusya ile bağlantı kurma em rini Trump’ın geçiş ekibinin üst dü zey bir isminden aldığını söylemişti. Bu üst düzey ismin Trump’ın dama dı ve danışmanı olan Jared Kushner olduğu öne sürülmüş ardından Ulu sal Güvenlik Danışmanı yardımcılığı görevi yapan K.T. McFarland’ın ismi ortaya atılmıştı. Bu arada Wall Stre et Journal gazetesi, Türkiye için lo bicilik faaliyetleri de mercek altın da olan Flynn’in FBI’ya yalan söyle diğini itiraf etmesini değerlendirdi. Haberde, “Türkiye projesi, Flynn ve Türk hükümeti için daha fazla yasal sorun yaratabilir” yorumunda bulu nuldu. Haberde, önceki gün kamu oyuna açıklanan mahkeme belgele rinde, Flynn’in geçen yıl bir Türk işa damıyla (Ekim Alptekin), danışman lık hizmetine yönelik 530 bin dolar lık bir sözleşmeyi “Türk hükümeti nin denetimi ve yönlendirmesiyle” imzaladığının görüldüğü savunuldu. “Savcılar Flynn’in mahkemeye iletti ği belgelerde Türkiye ile ilgili eksik likleri tespit etmişler, bunları, onun Rusya soruşturmasında işbirliği yap masını sağlamak için kullan mışlar gi Flynn mah bi görünü keme önün yor” de de protesto edildi. nildi. Suriye, Şam yakınlarındaki askeri alana İsrail’in füze saldırısında bulunduğunu duyurdu. Bölgede daha önce İran’ın kalıcı üs inşasına giriştiği iddia edilmişti Suriye krizine yönelik siyasi çözüm çabaları sürerken İsrailİran çekiş İsrail ordusu Golan çevresinde konuşlu. mesinde gerilim artıyor. Su riye resmi ajansı, dün sabaha karşı başkent Şam yakınların daki askeri bölgeye İsrail’in fü ze saldırısında bulunduğunu, bunlardan en az ikisinin ha va savunma sistemi tarafından engellendiğini duyurdu. Düşen füze parçalarının alanda “teç hizat hasarına” yol açtığı, can yandırılmış, alandan uydu görüntüle kaybının olmadığı belirtildi. ri paylaşılmıştı. Üs kurulduğu öne sü Muhaliflere yakın Suriye İnsan rülen bölge İsrail işgali altındaki Golan Hakları Gözlemevi, büyük olasılıkla Tepeleri’ne 50 km. uzaklıkta. İsrail’in arkasında olduğu füze saldırı İsrail geçmişte de sahada Şam yöne sının hedefinin Şam’ın kuzeybatısın timine askeri destek veren İran ve müt daki Suriye yönetimi ve müttefikleri tefiki Hizbullah’a yönelik saldırılarda nin mevzileri olduğunu belirtti. Bu çer bulunmuş, gerekçe olarak ise “İran’ın çevede füzelerin atıldığı alanın Kisvah Lübnan’daki Hizbullah hareketine si bölgesi yakınında askeri üs olduğunu, lah yardımını önlemek” gösterilmişti. buradaki silah deposunun imha edildi Suriye’de Astana ve Cenevre ile göz ğini savundu. İsrailli yetkililer ise dün ler siyasi çözüm çabalarına çevrilirken konuya ilişkin açıklama yapmadı. Moskova ile birlikte Tahran’ın da böl Geçen ay BBC’de yer alan bir haber gede etkinliğini artırmasına İsrail’in de, İran’ın bu bölgede kalıcı bir üs in sert tutumu son dönemde daha da art şası başlattığı iddiasına yer verilmişti. tı. İsrailli yetkililer sık sık İran’ın İddia Batılı istihbarat kaynaklarına da Suriye’de askeri nüfuzunu artırması na izin vermeyecekleri, uluslararası toplumdan destek görmezlerse bunu engellemek adına gerekirse tek başlarına eyleme girişecekleri yönünde açıklamalarıyla dikkat çekiyor. İran Genelkurmay Başkanı ise geçen ekim ayında Şam’a yaptığı ziyarette, İsrail’e Suriye’nin havakara sahasını ihlâl etmemesi yönünde uyarıda bulunmuştu. Barak’tan Bibi tepkisi Öte yandan İsrail’in eski Başbakanı Ehud Barak, New York Times gazetesindeki yazısında Bibi lakaplı Başbakan Binyamin Netanyahu’ya çattı. Barak, Netanyahu hükümetinin “hukuka, basına, sivil topluma ve ordunun etik koduna saygı göstermediği” suçlamasında bulundu. Hukukun egemenliğine karşı çıkılmasının “Başbakan, ailesi ve çevresi hakkındaki yolsuzluk soruşturmalarından koruma amaçlı” olduğunu kaydetti. Barak, “Ülkemizin geleceği, kimliği ve güvenliği Netanyahu’nun aşırı milliyetçi hükümetinin heves ve yanılsamaları nedeniyle tehdit altındadır” ifadelerini kullandı. Salih, Riyad’a göz kırptı Yemen’in eski devlet başkanı Ali Abdullah Salih, ülkeye yönelik Husileri hedef alan Suudi Arabistan liderliğindeki koalisyona zeytin dalı uzattı. Bu adım Salih’in destekçileriyle, uzunca bir dönem ittifakta olduğu Husiler arasında son günlerde başkent Sanaa’da çatışmaların yaşandığı haberlerinin ardından geldi. Salih dün televizyondan yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan liderliğindeki koalisyonun ülkesine yönelik saldırıları durdurması halinde “yeni bir sayfa açmaya hazır olduğunu” söyledi. “Komşu ülkelerdeki kardeşlerimize ve koalisyona saldırıları durdur Salih ma, ablukayı kaldırma, insani yardımların girişine izin verme çağrısı yapıyorum” dedi. ‘Yuvaya dönüş’ “Yemen’de yaşananlar artık yeter” ifadesini kullanan Salih, olumlu bir tutumla uzlaşıya varılabileceğini savundu. Salih’in bu demecine Riyad’dan memnuniyet, Husilerden ise tepki yükseldi. Suudi resmi ajansında yer alan açıklamada, “Salih’in başkanlığındaki Genel Halk Kongresi Partisi’nin kararı, Yemen halkını, İran’a sadık milislerden özgürleştirmeye öncülük edecektir” denildi. Bu adımla Genel Halk Kongresi Partisi liderlerinin “Arap yuvasına geri döneceğine” inanıldığı görüşü dile getirildi. Suudi Arabistan’ın Yemen Büyükelçisi Muhammed el Caber, El Arabiya’ya Sanaa’da önceki gün Husilerle Salih yanlıları arasında çatışmaların şiddetlendiği savunuldu. verdiği demeçte Sanaa’da Husilere karşı ayaklanmanın başladığını savunarak, bu umarız ki İran ve Lübnan Hizbullah’ının milislerini dışarıya atmaya, yok etmeye yol açar” dedi. ‘İttifaka darbe’ Riyad’ın İran destekli olmakla suçladığı Husiler ise Salih’in bu açıklamalarıyla, halihazırda kırılgan olan ittifaka yönelik “darbeye giriştiği” çıkışını yaptı. Husi sözcüsü, Sanaa’da geçen çarşambadan bu yana Salih yanlılarıyla çatışmalara işaretle “şiddet olaylarında en az 40 savaşçı öldü ya da yaralandı” ifadesini kullandı. Geçen haftalarda Husilerin Riyad’a yönelik havada engellenen füze saldırısından Suudiler İran’ı sorumlu tutmuş, Yemen’e yönelik ablukayı sıkılaştırmıştı. ‘Vekâlet savaşı’nın kanlı cephesi “Arap Baharı” dalgasının vurduğu Yemen’de gösterilerle birlikte Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih, 2012’de 33 yıldır oturduğu koltuğunu bırakmak durumunda kalmıştı. Ancak ülkesinin en büyük siyasi partisinin liderliğini sürdürdü. Suudi Arabistan’ın desteklediği Mansur Hadi yönetimine karşı, Husilerle Salih cephesi ittifaka girişerek 2014’te başkent Sanaa’da kontrolü ele aldı. 2015’te ise Riyad liderliğindeki koalisyon Yemen’de Husileri hedef alan bombardımanlarına girişti. Körfez’in SünniŞii liderlerinin “vekâlet savaşı” alanına dönen ülkede, bombardımanlarda binlerce sivil yaşamını yitirdi, altyapı çöktü, abluka nedeniyle insani kriz, binlerce cana mal olan kolera salgını baş gösterdi. Husilerle Salih arasında gerilim son aylarda artmıştı. Salih, Husileri iktidarı elinde toplamaya, ülkede iç savaşı şiddetlendirme yönünde hamlelelere girişmeye çalışmakla suçlarken Husilerden de ona karşı “Riyad’la gizlice temasta” ithamları zaman zaman basına yansıyordu. Irkçılara karşı protesto Almanya’da eylül ayında yapılan genel seçimlerde 2. Dünya Savaşı’nın ardından meclise giren ilk aşırı sağcı parti Almanya için Alternatif’in (AfD) Hannover kentindeki kongresi olaylı başladı. İki gün sürecek kongre gündeminin en önemli maddesini Genel Başkan Jörg Meuthen liderliğindeki parti yönetiminin seçilmesi oluştururken yaklaşık 600 kişinin bir araya geldiği kongreyi protesto için Almanya’nın farklı yerlerinden Hannover’e gelen faşizm karşıtları polisin kurduğu barikatları aşmak için direndi, polis de TOMA’lardan su sıkarak eylemcileri uzaklaştırmaya çalıştı. Bir polis memurunun atılan bir şişe nedeniyle elinden yaralandığı, kendini demirlere zincirleyen bir göstericinin de bacağının kırıldığı kaydedildi. Gösteri nedeniyle bazı AfD delegelerinin kongrenin yapıldığı salona gireme diği ve toplantının gecikmeyle başladığı belirtildi. Partinin eşbaşkanlarından Frauke Petry 24 Eylül’de yapılan genel seçimlerden sonra parti içi anlaşmazlıklar nedeniyle istifa etmişti. Her çikinova kumpas mı? “Çikinova” işler sırf Zarrab’ın tekelinde değil... Dünyada giderek dal budak saran bir “çikinova düzeni” var. Bunun ana sütunlarından biri bizzat Trump ve avanesi. Bir yıl önce Beyaz Saray’a çıkan ABD Başkanı’nın üzerinden skandal hiç eksik olmadı. Skandalların en devasası doğrudan başkanlık seçimlerini içeren “Russiagate” olayı. Hillary Clinton’ın yitirdiği “2016 seçimlerindeki Moskova etkisi” şeklinde özetleyebileceğimiz “Russiagate”in göbeğinde Michael Flynn adlı Trump’ın eski güvenlik danışmanı var. Trump ekibini kurarken selefi Obama; “Yapma” diye uyarmış: “Bu adamı bu göreve getirme. Sağlam pabuç değildir.” Trump dinlememiş. Flynn’in Washington’da kolaylıkla “yabancı devletlerin paralı askeri” olabilecek kıratta biri olduğu bilinirken çiçeği burnundaki başkan bu şaibeli şahsiyeti, ABD dış politikasının tüm sırlarına hâkim ulusal güvenlik danışmanlığına getirmiş. Flynn bu görevde 23 gün kalıyor. Ruslarla kuralları bypas eden temasları yüzünden jet hızıyla istifa ediyor. Hakkında “Russiagate” bağlantıları yüzünden bir soruşturma açılıyor. Washington’daki soruşturmayı “eski FBI Başkanı” olan Robert Mueller adında dişli bir yargıç yürütüyor. “Bomba” haber son olarak Flynn’in “itirafçılık” karşılığında bu yargıçla anlaşması. Zarrab gibi... Flynn de, dakika bir, gol bir... soruşturmanın başında yalan beyanda bulunduğunu ve gerçeği gizlediğini itiraf etti. Zarrab gibi yapılacak yüklü ceza indirimi karşılığında eteğindeki taşları dökmek için pazarlık yaptı. Mueller’in Flynn’den öğrenmeye çalıştığı şey, Trump’ın Rusya ile yakınlığının içyüzü. Amerikan yargısı başkanlık seçimlerinde döndüğü iddia edilen dolapları çözmek, Moskova ile gizli temasların damardan Trump’ın talimatıyla yapılıp yapılmadığını öğrenmek istiyor. Davalar örtüşür mü? Konu uzun ve ayrıntılı. Dökümüne girmek istemiyorum. Ama kimilerine göre ABD Başkanı’nın görevden alınmasına dek uzanabilecek davanın bizi ilgilendiren tarafı, bu çok “şaibeli ismin” Washington’da bir dönem şişkin ücretlerle Türk hükümetinin de lobiciliğini üstlenmiş olması. Flynn’in “Russiagate” itirafları yanında acaba şimdi Ankara için kovalanan “misyonlar” da gündeme gelecek mi? Uluslararası medyada ilgi duyulan mevzu bu. Flynn marifetiyle, ABD yasalarını bypas eden yollardan Gülen’in postalanıp Türkiye’ye gönderilmesine ilişkin örneğin bir ara yoğun bir şekilde öne sürülen iddialar tekrar deşilecek mi? Flynn’in “Zarrab’ın serbest bırakılması” için ayrıca çabaları olmuş olabilir mi? Özetle ZarrabFlynn davaları kesişip bir noktada birbirlerine bağlanır mı? Uluslararası basında spekülasyonu yapıldığı üzere olur da işler bu noktaya dayanırsa yandaşlar merak ediyorum ne diyecek? Flynn konusunu da mesela “reise komplo”ya mı bağlayacaklar? Gözler dünyada şimdi etkileri, ulusal sınırları aşıp uluslararası siyasete uzanan ABD’deki bu iki dava üzerinde. Washington’daki “itirafçı Flynn” davası ile... New York’taki “itirafçı Zarrab” davaları birbirine etki edecek/eklemlenecek mi? Çinliler tuzağı görmüş Bizde kafadan “komplo” diye değerlendirilen Zarrab davası da, Flynn davası gibi gerçekte “küresel bir dava”... Zarrab davasının temel konusu “İran ambargosunun kırılması”, bizdeki rüşvet çarkı değil. Davanın ilk günlerinde Zarrab’a sırf Türkiye’deki işleri değil, Dubai’deki, Çin’deki, Hindistan’daki “çikinova”ları da soruldu. Zarrab, Türkiye’de “uluslararası bir merkez/hub” haline getirdiği “çikinovanın” ayaklarını Hindistan ve Çin’e de genişletmeye kalkmış. Ama başaramamış. Yargıç, Zarrab’a bunu niye başaramadığını soruyor. Yakın zamana değin “hayırsever işadamı” diye anılan çiçeği burnunda “itirafçı”; “Başaramadık çünkü” diyor; “Bu ülkelerde bağlantı kurduğumuz bütün bankalar İran adını duyar duymaz bizimle hemen ilişkiyi kesti. 23 ayda tüm operasyonu bitirmek zorunda kaldık!” Elin adamı bizimkiler gibi tuzağa düşmemiş... Çinliler ve Hintlilerin feraseti bizde de olsaydı, bugün Zarrab gibi küresel çapta bir sorunumuz olmayacaktı. Siyanür içtiği kesinleşti Hollanda’nın Lahey kentinde, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM)’sindeki duruşma esnasında intihar eden eski Hırvat general Slobodan Praljak’ın kanında potasyum siyanür konsantrasyonu bulunduğu bildirildi. Bosna savaşı sırasında savaş suçu işlemekle suçlanan Praljak, temyiz mahkemesinde 20 yıllık hapis cezasının onandığını duyunca bir şişedeki sıvıyı içmişti. Ancak ölümünden sonra mahkemenin hapis yattığı süreyi gözönüne alarak serbest kalma ihtimalini ele almış olduğu basına yansımıştı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle