08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA ‘Soçi toplantısı yapılacak’ Rusya’nın, Suriye’de siyasi çözüm çabaları çerçevesinde Soçi’de düzenleyeceği kongreye, Ankara’nın terör örgütü olarak gördüğü PYD’yi de daveti, Ankara’dan “itirazımız üzerine ertelendi” çıkışının ardından Moskova’dan toplantı yapılacak açıklaması geldi. Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, PYD’yi zikretmeden, “Şu anda hazırlıklar yapılıyor, ertelenmedi, kaldı ki tarihi resmi olarak açıklanmadı” dedi. Daha önce toplantının 18 Kasım’da olacağı savunulmuştu. Barzani: Ruslar daha iyi bir dost olabilir Tek taraflı bağımsızlık referandumunda oynadığı kumarı kaybederek istifasını veren eski IKBY Başkanı Mesud Barzani, “ABD ile ilişkileri ciddi bir biçimde revize edeceklerini” söyledi. Kerkük’ten çıkarılmalarına ABD’nin sessiz kalması karşısında şoke olduğunu ifade etti. Barzani, Rusların ABD’den daha iyi bir dost olabileceğini sözlerine ekledi. 12 [email protected] EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ kKeürraemnienti...Kçökeırlıkfçeilldazr’ide ABD Başkanı Trump, göreve gelmesinin ardından mayısta ilk yurtdışı ziyaretini Riyad, ardından da İsrail’e yaparken selefi Obama döneminin İran’la ılımlı politikasına kırmızı çizgiyi çekmişti. Suudi Kralı Selman, Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile Trump’ın “Küresel Aşırılık Yanlısı İdeolojilerle Mücadele Merkezi” açılışında dünya biçiminde kristal küreye ellerini koyarak verdikleri ittifaklık pozu tartışma yaratmıştı. SARAY TOZ DUMAN Ölüm iddiası yalanlandı ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Arabistan’da yolsuzluk gerekçesiyle onlarca prens ve bakanın gözaltına alınmasını “Kral Selman ve Veliaht Prens’e büyük güvenim var. Ne yaptıklarını çok iyi biliyorlar. Sert muamele ettikleri kişiler yıllardır ülkelerini soyuyordu” diye desteklerken ikinci bir prensin öldüğü iddia edildi. Pazar gecesi Asir Eyalet Vali Yardımcısı Prens Mansur bin Mukrin’in helikopter kazasında öldüğünün açıklanmasının ardından, ABD merkezli güvenlik uzmanı ve eski FBI ajanı Ali H. Soufan, Prens Abdülaziz bin Fahd’ın kendisini yakalamaya gelen güvenlik güçleri ile korumaları arasında çıkan çatışmada öldürüldüğünü öne sürdü. İddianın sosyal medyada büyük ilgi görmesi üzerine Enformasyon Bakanlığı “Prens Abdülaziz’in öldüğü söylentileri gerçek değil. Kendisi hayatta ve sapasağlam” açıklamasını yaptı. Türk Telekom’un yüzde 55’inin sahibi olan “Saudi Oger” şirketinin ortakları arasında hem istifa eden Lübnan Başbakanı Hariri hem de Abdülaziz var. 2005’te ölen eski Kral Fahd’ın oğlunun ABD’de 5.8 milyar dolarlık yatırımı bulunuyor. Devam edeceği açıklanan operasyon kapsamında dün itibarıyla mülti milyarder yetkililere ait 1200 banka hesabı donduruldu. Başsavcının “sadece başlangıç” dediği gözaltılar için 3 yıldır kanıt toplandığı, kimsenin kaçmaması için soruşturmanın gizli yürütüldüğü duyuruldu. TRUMP’IN KALDIĞI OTELDE HAPİSLER Riyad’da yollar dönüp dolaşıp Trump’a çıkıyor. Mayısta ilk yurtdışı gezisini Suudi Arabistan’a yapan, buradan İsrail’e ilk doğrudan uçuşu gerçekleştiren Trump’ın ziyareti sırasında kaldığı ve kraliyet üyeleriyle birlikte kılıç dansı yaptığı Ritz Carlton Oteli de gözaltı merkezine dönüştü. Otel lobisinde çekildiği iddia edilen, yer yataklarında üstleri tümüyle battaniyeyle kapatılmış onlarca kişinin görüntüleri Katar’ın Al Jazeera kanalıyla bağlantılı şekilde sosyal medyaya yansıdı. Gözaltına alınanların önemli kısmı, Prens Selman’ın özelleştirmek istediği devletin petrol devi Aramco ile bağlantılı. Trump, Aramco’nun New York borsasına açılmasını defalarca talep etmişti. Kaş yaparken göz çıkardı Gaflarıyla meşhur Britanya Dışişleri Bakanı Boris Johnson, geçen hafta sarf ettiği sözler nedeniyle İran’da tutuklu bir Thomson Reuters Vakfı çalışanının cezasının artırılmasına yol açmak üzere olduğundan eleştirilerin hedefinde. Geçen yıl Tahran’da “hükümeti devirmeye çalışmak” suçlamasıyla 5 yıl hapse çarptırılan İran asıllı Britanya vatandaşı Nazenin ZagheriRatcliffe, tatilde ailesini ziyaret ettiğini savunmuştu. Ancak Johnson’ın “İran’da gazetecileri eğitiyordu” demesi yeni suçlama ve hapis talebini beraberinde getirdi. Dün İranlı mevkidaşına telefon açıp “Sadece tatil yapıyordu” diyen Johnson, gerekirse Tahran’ı ziyareti gündeme aldı. Washington’ın desteğini arkasına alan Suudi Arabistan Veliaht Prensi Selman, İran’a karşı savaş söyleminde... Suudi Arabistan’da bir yandan kraliyetin en üst düzey isimleri yolsuzlukla mücadele gerekçesiyle gözaltına alınırken diğer yandan Suriye, Irak, Lübnan, Filistin ve Yemen’de üstünlüğü ele geçiren İran’a karşı yeni seferberliğin fitili ateşleniyor. Suudi Arabistan’da onlarca prens ve bakanı yakalatıp trilyonlarca dolarlık mal varlığına el koyan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (MbS), İran’a karşı savaş tamtamları çalıyor. Britanya Dışişleri Bakanı Boris Johnson ile telefonda görüşen MbS, İran’ı Yemen’de yönetimi ele geçiren Şii Husilere füze vermekle suçlayıp “Bu, İran rejiminin doğrudan askeri saldırganlığıdır” dedi. “Savaş nedeni olarak değerlendirilebilir” diye ekledi. Açıklama, cumartesi günü Husilerin Yemen sınırına 850, Suudi başkenti Riyad’a 35 km mesafedeki Kral Halid Havaalanı’na Burkan H2 tipi balistik füze attıklarını, Riyad’ın da savunma sistemleriyle füzeyi havada imha ettiğini duyurmasının ardından geldi. Hizbullah’ı suçladı CNN’e konuşan Suudi Dışişleri Bakanı Adil Cubeyr “Husi bölgesinden İran yapımı füzeyi fırlatanın İran destekli Lübnanlı Şii örgüt Hizbullah olduğunu” iddia etti. Suudi Krallığı, Husiler için 40 kişilik “terörist” listesi hazırlayarak yakalanmalarını sağlayacak bilgi verenlere onlarca milyon dolarlık ödül de koydu. SünniŞii ekseninde gerilim yeniden tırmanırken Suud ile İran’ın nüfuz rekabetine girdiği ülkelerden biri de Yemen. Mart 2015’te Husilerin Riyad destekli Mansur Hadi yönetimini devirmesinin ardından Suudi liderliğindeki koalisyonun başlattığı hava saldırılarında bugüne dek binlerce sivil öldü, 7 milyon insan açlıktan ölümün eşiğine geldi ve yarım milyonu ABBAS RİYAD’A GİTTİ Suudi Arabistan’daki gözaltı operasyonlarıyla birlikte, Lübnan Başbakanı Sa ad Hariri’nin Riyad’a gidip istifa açıklama sı MbS’nin baskısı altında olduğuna yo rulmuştu. Dün de Amerikan medyası nın Riyad’da bulunan devrik lider Mansur Hadi’nin Yemen’e dönmesine şubattan beri izin verilmediği ve ev hapsinde tutul duğu iddiası büyük yankı yarattı. Zincire eklenen son halka, Filistin Yönetimi lide ri Mahmud Abbas’ın programında olmadı ğı halde önceki akşam apar topar Riyad’a gitmesi oldu. İsrail gazetesi Haaretz’e gö aşkın kişi kolera salgınından etki re gündemde İran ve ABD Başkanı’nın yeni İsrailFilistin barışı girişimi vardı. Geçen ay lendi. Husiler füze saldırılarıyla di FetihHamas uzlaşmasına onay veren Ab renirken koalisyon “karşılık verme hakkını saklı tuttuğunu” açıkladı. Dün New York merkezli İnsan Hak bas, hakkında “akıbeti Hariri ve Hadi gibi mi olacak” spekülasyonları yapılırken dün Suudi Kralı Selman ile samimi pozlar verdi. ları İzleme (HRW) örgütü, Husilerin füze saldırısının “büyük ihtimalle savaş suçu olduğunu” iddia etti. ‘Bölgesel zorba’ Suudilerin suçlamalarını “gerçeğin tam tersi” diye reddeden İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, “Savaş çıkarmaya yönelik saldırgan tarafın Suudi Arabistan olduğu, tüm Ortadoğu’yu tehdit eden zorbalık yaptığı” yanıtını verdi. Ama ABD’nin BM Temsilcisi Nikki Haley, İran’ın Husilere füze verdiğinde ısrar edip “Bu BM kararlarının ihlalidir. BM ve uluslararası ortaklarımızı İran’a hesap sormaya çağırıyoruz” dedi. Daha önce Yemen’e sadece BM yardımlarının girmesine zorlukla izin veren koalisyon, “Husilere füze ve teçhizat sevkıyatını önlemek” gerekçesiyle Yemen’in kara, hava, deniz sı nırlarını tümden kapatmıştı. İnsani kriz uyarısı Yemen’e önceki günden beri hiçbir insani yardım sokulamazken BM Genel Sekreteri’nin Sözcüsü “Zaten felaket haldeki duruma inanılmaz olumsuz etki yapacak” uyarısında bulundu. BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA) de “Yaşam kanalları açık tutulmazsa, zaten dünyadaki en kötü insani krizlerden birinden geçen Yemen halkı için felaket olur” tepkisini verdi. “Yakıt, gıda ve ilaç ülkeye girmeye devam etmek zorunda. Bu devasa bir mesele” diyen OCHA, toptan ablukanın yakıt fiyatlarını hemen yüzde 60 artırdığını belirtti. ‘Beyrut’a değil, BAE’ye uçtu’ Can güvenliğinden endişe ettiği gerekçesiyle Suudi Arabistan’da açıkladığı sürpriz istifa kararıyla RiyadBeyrutTahran hattında yeni bir krizi tetikleyen Lübnan Başbakanı Saad Hariri’nin dün Riyad’dan Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) kısa bir ziyarette bulunduğu öne sürüldü. Hariri’nin ofisi Lübnan’daki Sünni bloğun liderinin, dün Riyad’dan Abu Dabi’ye gidip BAE Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed el Nahyan ile görüştüğünü ve Riyad’a geri geldiğini duyurdu. Kendi ülkesine ne zaman döneceği açıklanmayan Hariri’nin Bahreyn’i ziyaretinden de söz edildi. İstifasını ülke dışında yapması Lübnan Başbakanı’nın görevini isteği dışında bıraktığı yönünde spekülasyonlara neden olmuş, Hizbullah Hariri’nin istifasının arkasında Suu di kraliyetinin olduğunu öne sürmüş, Riyad iddiaları reddetmişti. Lübnan’ın Hizbullah bağlantılı El Ekber gazetesi, Hariri’nin Riyad’a vardığı geçen cuma günü gözaltına alındığını öne sürdü. Habere göre, Suudi güvenlik güçleri tarafından izlenen Hariri’nin telefonuna erişimi de kısıtlı. Btearhkreeydnin: Lübnan’ı Lübnan’da ise eski Başbakan Fuad Sinyora, partisinin başkanı Hariri’nin ülkesine döneceğini söyledi. Hairiri ile önceki gün telefonda konuştuğunu aktaran Sinyora, Hariri’nin Lübnan’a dönüşünü “öncelik”diye niteledi. Riyad’ın müttefiki Bahreyn’den Lübnan’daki vatandaşlarına ülkeyi terk etmeleri çağrısının gelmesi dikkat çekti. Bu arada Suudi Arabistan, Hizbullah’a yaptırım uygulayan bir cephe oluşturmak için kolları sıvadı. Suudi Körfez İşleri Bakanı Tamer el Sabhan, Hizbullah’ın hareketleri sebebiyle Lübnan’ı savaş ilan eden ülke olarak göreceklerini belirtti. Lübnan hükümetinin Hizbullah’ın saldırganlığını dizginlemesini beklediklerini dile getiren bakan, Hariri’nin Suudi baskısı altında istifa ettiği suçlamalarının “Lübnanlıları dağıtmak” amacıyla yapıldığını savundu. CNN’e konuşan Suudi Dışişleri Bakanı Adil el Cubeyr de Hariri’nin istifaya zorlandığını iddia etmenin “saçmalık” olduğunu, hükümetteki kararları Hizbullah’ın alması sebebiyle istifa ettiğini öne sürdü. Cubeyr, Suudi Arabistan ve Lübnan’dan çifte vatandaşlığı bulunan Hariri’nin Suudi vatandaşı olarak istediği herhangi bir yere gitmekte özgür olduğunu söyledi. Arakanlı için kâbus bitmiyor Myanmar’da Arakan Rohingya Kurtuluş Ordusu’nun karakol saldırılarının ardından ordu ve Budist çetelerin ateşi arasında kalarak Bangladeş’e sığınan sivillerin dramı sürüyor. Arakanlı Müslümanların kaldığı sığınmacı kamplarındaki zor koşullar en çok çocukları etkiliyor. Yardım örgütleri, 600 bin sığınmacı arasında yer alan on binlerce çocuktan en az 1400’ünün ise “ailelerini geçindirmek zorunda olduğuna” işaret ediyor. Cox’s Bazar kenti yakınlarındaki kampta yiyecek dağıtımı sırasında çocukların objektiflere yansıyan görüntüleri yürekleri sızlattı. Çarşamba 8 Kasım 2017 MbS’nin taht oyunları Suudi Arabistan, dünyada siyasal İslamcılık ajandasının baş sponsoru; Batılı emperyalist projelerin aygıtı; Suriye ve Irak’ta IŞİD ve rejim değişikliği girişiminin baş müsebbiplerinden. Şimdi bu cephelerde mağlubiyetle birlikte; odağına Suud’un farklı bir biçimde oturduğu yeni hamlelere tanıklık etmeye başladık. HHH 2015’te Kral Abdullah’ın ölümünün ardından kraliyette Sudayri ailesinin öne çıkmasıyla yumuşak taht devri gerçekleşmişti. Geçen iki senede kraliyette kaynama eşliğinde Riyad’da ekonomik ve sosyal cephede alarm zilleri çalınması önlenemedi. Ancak kim bu kadarını tahayyül edebilirdi! Taht oyunları, CIA’nın gözdesi İçişleri Bakanı Muhammed Nayef’i yaz aylarında ekarte edip birinci veliahtlığa kurulmuş 32 yaşındaki prens Muhammed bin Salman’ın marka ismiyle MbS’nin rakip prensler, bakanlar ve zengin milyarderleri Riyad’daki lüks bir otele tıkmasına vardı. MbS’nin son hamlesi, şuur düzeyi meçhul 81 yaşındaki babası Kral Salman’ın “yolsuzluk karşıtı” komite kurup başına oğlunu geçirdiğinin ilanının ardından yaşandı. Kraliyet, kutsal mekânlar ve enerji sahalarını koruyan 100 bin kişilik ulusal muhafızların başında bulunan önceki kralın oğlu prens Mutaib tutuklanan kilit isim olurken bir prens helikopter kazasında, bir başkası çatışmada ölüverdi. Tutuklananlar arasında medya yöneticileri ile Twitter, Apple, Four Seasons gibi şirketlerde hatırı sayılır hisseleri olan ve geçen yıl “kazanamayacağını” iddia ettiği başkanlık yarışından çekilmeye çağırdığı Donald Trump için “yüz karası” demiş işadamı Alwalid bin Talal da var. HHH MbS’nin ulema desteği de alan “yolsuzluk” teması komik elbette. IMF’nin Suudi ekonomisinin çökeceğini müjdelediği geçen yılki raporlarını müteakiben başvurulan kemer sıkma önlemleri ve uluslararası piyasalardan borçlanmalar, MbS’nin milyar dolarlık yatıyla Akdeniz’de petrol parasını çarçur etmekten alıkoymamıştı. MbS, bu koşullarda ekonomiyi çeşitlendirme hedefli 2030 vizyonunu ilan etti. Kısa süre önce de Batılı yatırımcıların gözlerini kamaştıran Ürdün ve Mısır’ı da kapsayan 500 milyar dolarlık NEOM isimli “şeriatistan dışı” bölgeyi duyurdu. Bu ekonomik hamlelere Selefi/Vahhabi krallığında sosyal kodları kırma girişimleri eşlik etmekteydi. Batılılar Suudi kadınına otomobil sürme yolu açan kararı “devrim” niyetine çiğnedi. Yakın zamanda başı açık kadınların konser verdiği etkinlikler düzenlenirken, MbS “aşırılıkçılığı yok etmek” ve “dünyaya ve bütün dinlere açık bir İslama dönmeyi” vaat etti. Lakin MbS’nin ekonomik vizyonu için nitelikli Suudi işgücü ortada yokken, kraliyetin temeli olan Vahhabi ideolojisinin kodlarının nasıl kırılacağı da pek meçhul. Üstelik dış politikada açık çuvallama var. MbS’nin savunma bakanı olarak enkaza çevirdiği Yemen batağı, Husilerin Riyad’a balistik füze sallamasına varır oldu. Üstüne biat ettirilemeyen Katar’la Körfez krizi tüy dikti. Son olarak istifa ettirilen Başbakan Saad Hariri aracılığıyla Lübnan barışına kastedilmiş vaziyette. HHH MbS tahtının taşlarını döşüyor, orası muhakkak. ABD de arkasında. Nitekim damat Kushner’in gizli Riyad turu sonrası Trump’ın “Kral Salman ve veliaht prense güvenim tam. Ne yaptıklarını gayet iyi biliyorlar” sözleri ortada. İşin ucunda dev Suudi petrol şirketi Aramco’nun yüzde 5 hissesinin New York borsasında satışı olunca... Siyasi ayağında ise “Şii siyasal İslamcılığı” vurgularıyla İran’ı hedef alan ABD, Suud’la ne yapmak arzusunda? İhvan’la uygulayamadığı “ılımlı İslam” projesini Vahhabi/Selefi Suud’la mı başaracaklarını zannederler? Kraliyete yakın ünlü Suudi yazar ve kanaat önderi Cemal Hoşhacci durumu şöyle yorumluyor: “Suudi Arabistan için Vahhabizmi inkâr etmek zor. İnanıyorum ki prensin sosyal ve ekonomik reformları çok geniş halk desteğine sahip. Ülkenin sertlik yanlısı Selefi yaklaşımdan kurtulmaya ihtiyacı var. Bugün halı bu akımın ayaklarının altından çekilmiş durumda.” Suud’da ittifak sistemini yıkıp mutlak monarşinin iplerini eline alan genç prens yutabileceğinden fazlasını mı çiğniyor, yoksa Arap âleminin Nasır’ı olmaya mı oynuyor? İkincisi olursa çok şaşırmak icap eder. TV kanalına kanlı baskın Afganistan’ın başkenti Kâbil’de Şamşad TV adlı özel kanala dün yapılan saldırıda en az iki kişi hayatını kaybetti, 20 kişi yaralandı. Saldırıyı IŞİD üstlendi. Saldırganların ilk olarak binaya el bombaları attığı, ardından içeriye girerek ateş açtıkları kaydedildi. Bazı kaynaklar ise saldırının intihar eylemiyle başladığını duyurdu. Baskının, güvenlik güçlerinin müdahalesiyle, iki saat süren çatışmanın ardından sona ermesiyle kanalın yayına devam ettiği duyuruldu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle