05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 30 Kasım 2017 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY ‘Merkez’li not uyarısı ekonomi 9 S&P kalıcı yüksek enflasyon ile TCMB’nin buna vereceği yetersiz cevabın Türkiye’nin kredi notu üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturacağını vurguladı Kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s, (S&P) TL’deki değer kaybının enflasyona yansımaya devam ettiğini ve kalıcı yüksek enflasyon ile Merkez Bankası’nın (TCMB) buna vereceği yetersiz cevabın Türkiye’nin kredi notu üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturacağını açıkladı. Reuters’ın sorularını yanıtlayan S&P ülke notları direktör yardımcısı Felix Winnekens, TL’deki değer kaybı ve devlet tahvil faizlerindeki yükselişin ülke notuna yansımasının ne olacağı hakkındaki soruya, “Zayıf TL’nin, TCMB’nin henüz daha kararlı şekilde mücadele etmediği enflasyona yükseliş olarak yansımaya devam edeceğinden endişe ediyoruz. Devlet tahvil getirilerindeki artış kredi notu açısından şu anda endişe yaratmaz, ancak kalıcı yüksek enflasyon ve TCMB’nin buna yetersiz karşılık vermesi endişe yaratır” cevabını verdi. TL yaklaşık üç aydır, ABD ve AB ile ikili ilişkilerde bozulma, ABD’de İran yaptırımlarının ihlali nedeniyle altın tüccarı Rıza Sarraf hakkında devam eden yargılama süreci ve ekonomi yönetiminden borçlanma maliyetlerinin artmaması için yapılan açıklamalarla birlikte yüzde 17’ye yakın değer kaybetti. Enflasyon artacak Winnekens’in açıklamalarının satır başları şöyle: 4 Türkiye’de enflasyon bir süredir hedefin üzerinde ve TCMB enflasyon ile kararlı şekilde mücadele etmek için agresif faiz artırımına gitmiş değil. TCMB’nin attığı fonlama maliyetlerini artırmak gibi sınırlı adımlar TL üzerindeki aşağı yönlü baskıyı azaltmış görünmüyor. TL daha da düşecek 4 Para politikasının enflasyonu yeterince düşürememesi ve kur baskılarını azaltamaması halinde kredi notu üzerinde aşağı yönlü baskı oluşabileceğine daha önce işaret etmiştik. 4 S&P’nin ele aldığı baz senaryo TL’nin dolar karşısında bu yılki değer kaybını hesaba kattığını ve aşağı yönlü baskının önümüzdeki yıllarda süreceğini gösteriyor.. 4 Özellikle geçen bir yılda TL’deki değer kaybının enflasyona geçişkenliğinin görece yüksek olduğunu gözlemledik. Bize göre ana risk, özellikle de iç ve jeopolitik unsurların TL üzerinde baskı yaratmaya devam etmesi durumunda TCMB’nin vereceği politika tepkisinin enflasyon hedefleme rejimine için yetersiz kalması olmaya devam ediyor. l Ekonomi Servisi Et ithalatı ‘sır’ olduFelixWinnekens Mehmet Şimşek Bankalara destek sözü Başbakan Yardımcı Mehmet Şimşek, “Bankacılık sektörünün arkasındayız, gereken her türlü desteği vereceğiz; ABD’deki dava nedeniyle sektör etkilenirse gerekeni yapacağız. ABD’deki davayı siyasi boyutları olan bir dava olarak görüyoruz ama sektörün kendisi şoklara karşı büyük kapasiteye sahip” dedi. Şimşek, 8. Boğaziçi Zirvesi’nde yaptığı açıklamada, “Bankalarda (kredilerde) aşırı ısınma yok, buna izin vermeyiz. Bir tek, firmaların ciddi açık pozisyonu var ama onların da varlıkları var” diye konuştu. Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın, ABD’deki (Rıza Sarraf davasıyla ilgili) hukuki sürecin kısa sürede tamamlanmasını ve Türkiye’ye etkilerinin minimal olmasını beklediklerini söyledi. l Ekonomi Servisi İki bankaya RK cezası Rekabet Kurumu (RK), kurumsal müşterilere kredi sağlayan üç bankanın Rekabet Kanunu’nu ihlal ettiği için, bunlardan ING Bank ve Royal Bank of Scotland İstanbul şubesine idari para cezası verdi. ING Bank’a yaklaşık 21.1 milyon TL, The Royal Bank of Scotland’a yaklaşık 66 bin TL idari para cezası verilmesine karar verildi. ING Bank, y“Bankamız söz konusu karara ve cezaya ilişkin yasal haklarını saklı tutmakta olup, gerekli yasal girişimlerde bulunulacak” ifadesini kullandı. l Ekonomi Servisi Ali Koç Numan Kurtulmuş Yatırımlar konuşuldu TÜSİAD Parlamento ve Kamu Kurumları ile İlişkiler ( PARKUR) Heyeti Ankara’da Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’i ziyaret etti. TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Y. Koç liderliğinde gerçekleştirilen temaslar kapsamında, ekonomi ve yatırım ortamı, yatırım ortamının iyileştirilmesi, AB ile Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, turizme yönelik öneriler ve ticaretin kolaylaştırılması ele alındı. l Ekonomi Servisi Bakan, et ithalatı yapan şirketlerin ‘sır’ olduğunu söyledi. Ancak 8 yerli, 3 yabancı firma görevlendirildi, hatta biri de Ürdün merkezli Irak tüzüğe aykırı Bakan Tüfenkci, Türkiye’nin en fazla et ithalatı yaptığı ülkeler arasında Irak’ı da saydı ancak Türkiye, AB üyesi olmayan ülkelerle ‘AB Ortak Tarım Politikaları’ gereğince et ithalatı yapamıyor. ETBİR Başkanı Ahmet Yücesan, kırmızı et ithalatına ilişkin hiçbir resmi belgede Irak’ın adı nın geçmediğini vurgulayarak, “Her şeyden önce tüzüğümüze aykırı. Tüfenkci bu konuya açıklık getirmeli” diye konuştu. Türkiye’nin gerçekleştirdiği kırmızı et ithalat miktarına da dikkat çeken Yücesan, geçen yıl 70 bin ton olan kırmızı et ithalatının, bu yıl 150 bin tona çıktığını dile getirdi. Perakendenin gündeminde tazelenme var Sürekli artan et ithalatı tepki çe rak Türkiye’de faaliyetlerine başlamıştı. kerken şimdi de itha 1995’te Ankara’da ku latın hangi şirketler rulan Ayvetsan Hay ce yapıldığı Gümrük vancılık ise hayvan it ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci tarafından ‘gizli ve sır’ olarak GAMZE BAL halatının açık olduğu yıllarda; birçok firmaya hayvan ithalatı ya nitelendirildi. pıyor. Hükümetin son olarak Tüfenkci, CHP Niğde Mil Singapur’la yapılacak et it letvekili Ömer Fethi Gürer’in halatı için vergi sıfırlaması sunduğu soru önergesindeki yolunu seçtiğine dikkat çe “Devlet ve özel şirketler dış ken Yücesan, şimdi de itha ülkelerden ne kadar et ithal latın gizlenmesine yönelik, etmiştir” sorusuna, “Gümrük “Ne yani, Bakan gayrimeş Kanunu ve Gümrük Yönet ru ticaret yapıldığını mı söy meliği gereğince et ithalatına lemek istiyor? Bu açıklama, ilişkin şirketlerle ilgili veri ‘Biz, gizli ithalat yaptık’ de ler gizli ve sır niteliğindedir” mek” dedi. yanıtı verdi. Sektör temsilci leri ise ‘gizli’ ithalatın nasıl yapıldığına anlam veremedi ğini söylüyor. Biri Ürdünlü Et ithalatında yer alan yerli ve yabancı firma ihalelerinin dönemsel olarak Et ve Süt Kurumu (ESK) tarafından yayımladığını belirten Kırmızı Et Sanayicileri ve Üreticileri Birliği Derneği (ETBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Vet. Dr. Ahmet Yücesan, bu firmalardan birinin Ürdün menşeli Hijazi & Ghosheh olduğunu söyledi. 1985’den beri gıda ve canlı hayvan sektöründe faaliyet gösteren Hijazi’nin Türkiye ayağı olan Angos Hayvancılık, 2010’dan itibaren canlı hayvan ithalat izni ala Ahmet Atalık Her şey gizli TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık, daha önce Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan tohum pazarında uluslararası şirketlerinin payının ne olduğunu öğrenmeye çalıştığını; ancak bunun dahi ‘ticari sır’ olarak saklandığını söyledi. Atalık, “Arkasında açıklayamadıkları bir şeyler var belli ki” dedi. Soysal Danışmanlık tarafından bu sene 17’incisi düzenlenen Perakende Günleri’nin bu yılki ana gündemi sektörün sürdürülebilirliği, markaların tazelenme süreçleri, yeni nesil gelişmeler ve müşteri deneyiminde beklenen değişimler oldu. Arçelik, Zeydemir, Simit Sarayı ana sponsorluğunda bugün de devam edecek Perakende Günleri’nde konuşan Skype’ın yaratıcılarından Jonas Kjellberg, “Hem yazarım hem de yatırımcı hem müdür olarak bir sürü farklı şirket kurdum ve işlettim. Bugüne kadar kurduğum 15 şirketin birçoğunu Yahoo’ya sattım. Bunlar arasında başarılı olmadığını düşündüğünüz bir şirket varsa Yahoo’yu arayabilirsiniz” dedi. Metro Toptancı Market Türkiye Meyve ve Sebze Kategori Müdürü Birol Uluşan da “1 milyar ton israf var; şu an 2 milyar insan temel gıdaya ulaşım konusunda zorluk çekiyor, 810 milyon insan da ekmeğe bile muhtaç. Kırsal nüfus kayboluyor” açıklamasını yaptı. l Ekonomi Servisi Turist sayısı yüzde 28 arttı Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçi sayısı Rusya’dan gelen turistlerdeki yükselişin öncülüğünde ekimde yüzde 22.2, yılın 10 ayında ise yüzde 28 artış gösterdi. Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre; Türkiye’yi ziyaret eden yabancı ziyaretçi sayısı ekimde 2.99 milyon, 10 aylık dönemde ise 29.05 milyon kişi oldu. Ekimde Rus ziyaretçi sayısı yüzde 99 artışla 442 bin 970 kişi oldu. Fiyat ‘her şey dahil’e döndü Konaklamada bugüne kadar Türkiye’nin en yüksek fiyatlı kenti olan İstanbul, bu unvanını kaybediyor. Her şey dahil sistemin uygulandığı kıyı bölgeler ile İstanbul’un oda gelirleri hemen hemen aynı seviyeye geldi. Türkiye Otelciler Birliği’nin (TÜROB) açıkladığı, veri ve analiz şirketi STR’nin Ekim 2017 Ülke Performans Raporu’na göre, İstanbul’da Ekim 2017 ortalama otel dolulukları bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 31 artarak, yüzde 68.2 olarak gerçekleşti. Ortalama günlük satılan oda be deli geçen yılın aynı ayına göre yüzde 9.5 düşüşle 76.1 Avro’ya geriledi. TÜROB Başkanı Timur Bayındır, doluluk artışına rağmen turist profilinde çeşitlilik sağlanamadığı için oda fiyatlarının da artmadığını belirtti. l Ekonomi Servisi Dinin siyasallaşması Gerçek postmodernizm Postmodernizm bizi, Aydınlanma geleneğinin soğuk akılcılığından, Modernizmin hakikat, evrensellik, ilerleme gibi saplantılarının despotizminden kurtaracak, “büyük söylemlerin” (teorinin) bastırdığı, sildiği bedenleri (ve hazları), kültürleri (etnik dini farklılıkları) yeniden öne çıkararak, bireyi özgürleştirecekti. Postmodernizm, modernizmin “pasif nihilist” bir parodisi olmanın ötesine geçemedi; gerçek anlamda bir modernizm sonrası sunamadı, giderek söndü ama dinin siyasallaşmasına uygun ortamın oluşmasına da büyük katkı yaptı. Bkeusdinücney..a.dan umudu Hakikatler, evrensellik yoksa, siyaset kapitalizmin ötesine bakmayı, sanat modernizmin tuzaklarından kurtulmak için siyaseti bırakıyor, büyük sorunlardan uzak duruyor, anlamdan kaçmaya çalışıyorsa, bu dünyada, daha iyi bir gelecek kurma, baskı ve sömürüden, açlıktan, savaşlardan kurtulma (ilerleme) umudu yoksa, birey yaşamını hangi ilkelere göre yönlendirecektir? Bu soruların cevabı pratikte, bedenlerin hazlarına odaklanmak, bunun için tüketime ve cinselliğe umut bağlamak, her ikisini kolaylaştırmak için de paraya ulaşmaya öncelik vermek olarak şekillendi. Popüler kültürde “Para”, uğruna hırsızlıktan, kiralık katilliğe, uyuşturucu satıcılığına kadar her şeyin mubah olduğu (Hollywood filmleri), ilkelerin kolaylıkla terk edilebildiği (komedi dizilerindeki karakterler) bir “yüce nesne” konumuna yükseldi. Insanlığın ufku sermaye ilişkisiyle kapandı. Değişemeden (kapitalist özelliklerini koruyarak) yayılmaya (küreselleşme), hızlanmaya devam eden toplumsal ilişkiler giderek canavarlaşmaya başladılar: Finansal krizler, müstehcen servetler, dayanılmaz yoksulluk ve açlık; güvenliğini, dini, etnik kimliklerde arayan insanların yarattığı, kimi zaman umutsuz isyanlar, savaşlar, soykırımlar... Parayı “yüce nesne” olarak kabullenemeyen, anlamı ve umudu bu dünyada bulamayanların bir kısmı, çözümü, kendilerine bu berbat dünyada yalnızca birer misafir olduklarını söyleyen dinci (Müslüman, Budist, Hıristiyan) kurtuluş düşüncesine yönelmekte buldular. Böylece Aydınlanma geleneğinin bilimsel düşüncenin yerini mucize, Modernizmin ulus ve/ya sınıf sadakatlerinin yerini, modernizm öncesinin gerici/dinci aşiret/tarikat sadakatleri almaya başladı. Gerçek postmodernizm de (modernizm sonrası), işte böyle, dinin siyasallaşması olarak şekillendi. Ilımlı ya da radikal Tayfun Atay’ın çok güzel vurguladığı gibi, “Son Sina saldırısını gerçekleştiren IŞID’in eylemini kendince gerekçelendirecek dayanak, Islam tarihinde mevcuttur.  Tarihsel olarak, sosyolojik olarak, sosyal antropolojik olarak bunlara ‘Müslüman’ demek durumundayız. (...) Din adına yapılan savaşları ... gerçekleştirilen katliamları fark etmek durumundayız”. Ek olarak, bireyin bu “kalpsiz” dünyaya karşı başkaldırırken, dini siyasallaştırmasının, siyasi pratiğinin terörist biçimler de alabilmesinin arkasındaki dinamikleri de görmeye çalışmamız gerekiyor. Siyasal Islam üzerine çalışan birçok araştırmacı, Islam ortak paydası üzerinde, siyasal Islamın ılımlı ve radikal akımları arasında ayırım yapabilmek gerektiğini savunuyorlar. Bu yaklaşıma katılmamak zor. Ancak ortak payda Islamın, insanı bu dünyada misafir olarak tanımladığını da unutmamak gerekiyor. O zaman da siyasal Islamın ılımlı ile radikal kanatları arasındaki fark, karşımıza, bu dünyayı, öteki dünyaya başarıyla geçişe uygun biçimde, Tanrı’nın buyruklarına, Şeriata göre düzenlemek ile öteki dünyaya, bu dünyayı yıkarak (şehadet yoluyla) geçmek arasındaki fark olarak çıkıyor. Bu azımsanmaması gereken bir farktır. Ancak kendini bu dünyada misafir olarak değil de, bu dünyadaki yaşamı iyileştirmekle yükümlü bir ev sahibi olarak görenler, yaşamını buna uygun ilkelere göre düzenlemek isteyenler için ılımlı ile radikal arasındaki ayrım son tahlilde fazla bir anlam ifade etmiyor. Siyasallaşmış bir dinin pratiğinden, hiçbir biçiminden demokrasi ve özgürlük, hatta insan ve yaşam sevgisi çıkmıyor. KISA... KISA... l Çin’den ithal edilen sıcak haddelenmiş rulo halinde olmayan yassı çeliğe (kalın levha) yüzde 16.89 ile yüzde 22.55 arasında dampinge karşı gümrük vergisi getirildi. l ABD Dışişleri Bakanlığı’nın enerji alanındaki üst düzey yetkililerinden John McCarrick, ABD’nin Rusya’nın Türkiye’ye uzanacak doğalgaz boru hattı projesi Türk Akımı’na karşı olduğunu söyledi. l Siemens Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve Üst Yöneticisi (CEO) Hüseyin Gelis, Almanya Federal Cumhuriyeti tarafından siyasi, ekonomik, kültürel, manevi ve fahri alanlardaki başarılardan dolayı 1951’den bu yana verilen Liyakat Nişanı’na layık görüldü. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle