05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 29 Kasım 2017 [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY Eğitim yüksek olsa da ekonomi 9 işe katılımı düşükilYkükazaddyıeımp2d4a OECD’ye göre kadın istihdamı en altlarda olan ülkede, istihdamı artırmak da Bir ‘Öğretmenler Günü’ daha kadın istihdamını artırmaktan geçiyor. O da kadını iş yaşamına katmakla mümkün geride kaldı Ülkenin kronikleşmiş sorunu haline gelen işsizlik ve istihdam sorunu nun, kadın çalışan ve girişimci sayısının artırılarak çözümlene bileceğini savunan Türkiye Ka dın Girişimciler Derneği (KAGİ DER) Başkanı Sa nem Oktar’a gö re, daha sürdürü lebilir işler yap OLCAY tığı için kadın gi BÜYÜKTAŞ rişimci sayısının artması sorunu kalıcı bir biçimde çözecek. Ekonomik İşbirliği ve Kal Erkek için gidecek yer yok Türkiye OECD’yle kıyaslandığında nerelerde farklılaşıyor sorusuna cevaben, ülkedeki 1950’li yıllarda sanayileşme ile yaşanan büyük kentlere göç sırasında kadının dönüşümünü gerçekleştiremediğini dile getiren Sanem Oktar, benzer bir durumun Avrupa’da da olduğunu ama onların Türkiye’ye göre daha iyi durumda bulunduğunu belirtti. Kuzeye çıktıkça kadının durumunun daha eşit olduğunu, sosyal haklara ve ekonomiye katılımının daha arttığını hatırlatan Oktar, Türkiye’de durumun artık kadınların lehine döneceğini dile getirdi. Oktar, “Erkek istihdamı yüzde 75 seviyesindeyken kadınlar yüzde 27. Erkeklerin artık gidebileceği ya 3 ya 5 puan var. Bundan sonra Türkiye’de istihdam diye bir şeyden bahsediyorsak kadının çalışma hayatının içine sokmamız gerekiyor” dedi. Rıza Sarraf itirafçı oldu, dolar tırmandı Önceki gün 3.88 seviyesine kadar gerileyen dolar/TL kuru, dün Rıza Sarraf davası kaynaklı gelişmelerin ardından 3.96’yı aştı. Dün gündüz saatlerinde 3.913.93 seviyelerinden işlem gören dolar/TL kuru, ABD’de savcılığın Rıza Sarraf’ın tanıklık yapacağını resmi olarak açıklamasının ardından 3.96’nın üzerine çıktı. Avro da 4.71’in üzerini gördü. Öte yandan, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ise dün yaptığı açıklamada “Dolar kurundaki dalgalanmanın spekülasyon kaynaklı olduğunu ve bir şey yapmamak gerektiğini, aralık sonundan önce piyasaların rahatlayacağını” söyledi. Hisseleri düştü Rıza Sarraf davası kaynaklı gelişmeler, Halkbank hisselerini de vurdu. Bankanın hisseleri dün yüzde 8’ye yakın değer kaybetti. Söz konusu dava nedeniyle Halkbank’ın büyük ceza alabileceği yönündeki haberler nedeniyle Halkbank hisseleri son aylarda ciddi değer kaybetmiş durumda. Borsada sert kayıp Dolar ve Avro yönünü yukarıya çevirirken, Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi günü yüzde 2.57’lik sert bir değer kaybıyla 102.068,03 puandan tamamladı. BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 2.691,71 puan azalırken, bankacılık endeksi yüzde 3.25, holding endeksi de yüzde 1.36 değer kaybetti. Tüm sektör endeksleri günü düşüşle tamamlarken, en çok gerileyen ise yüzde 7.12 ile madencilik oldu. BIST 100 endeksi günün ilk yarısında 106.181 puanı görse de Döviz kurlarındaki yükselişin negatif etkisiyle satış ağırlıklı bir seyir izledi. l Ekonomi Servisi kınma Örgütü’nün hazırladığı (OECD) “Cinsiyet Eşitliğinin Takibi” Raporu’nu bu gözle incelediklerinde, Türkiye’deki so Ücretsiz işler kadında Geçen hafta sonu Öğretmenler Günü’nü kutladık. Öğretmenler Günü 1928’de Millet Mekteplerinin açılış tarihi olan 24 Kasım gününü anmak amacıyla 1981 yılın runun çözümüne ilişkin ipuçlarının daha rahat görüldüğünü anlatan Oktar, kadınların OECD’deki istihdam oranı ortalamasını yüzde 58. Türkiye’deki istihdam oranının ise yüzde 28 olduğunu hatırlatarak, “Biz oldukça altındayız. En yakınımızda Yunanistan var. O da yüzde 42. Onun üzerinde İtalya var, yine yüzde 50’nin altında. Bizim de 2025’teki hedefimiz istihdamda yüzde 41. O yüzden gidecek daha çok yolumuz var” dedi. İkinci kayıp evlilik Yüksek okul mezunlarının Kadının iş yaşamında yer almamasının ilişkin Türkiye’ye özgü birkaç noktaya vurgu yapan Sanem Oktar, görüşlerini şöyle özetledi: İlk sırada ataerkil bakış açısı var. Yani sorumluluk, çocuk, ev ve yaşlı bakımı kadında. OECD de bunu söylüyor. Yani kadın ve erkekler arasındaki çalışmaya baktığımızda OECD ortalaması olarak da kadınlar, çocuk bakımında en büyük paya sahipler. Ancak, Kore Japonya, Meksika, Portekiz, Türkiye ve İtalya’da ücretli olmayan işlerin 4’te 3’ünden fazlasını kadınlar üstleniyor. Yani en iyi ihtimal 75. Bunun Türkiye’de yüzde 80’e çıkması bile ihtimal. Çocuk bakım işlerinin erişebilir olması, yani eve ya da işe yakın, fiyatlarının da ödenebilir olması gerekiyor. Öyle değilse devlet desteği gerekiyor. dan bu yana kutlanmakta. Bu anlamlı günü izleyen günlerde PISA Direktörü Andreas Schleicher’in Habertürk’ten Nalan Koçak’a söyleşisine rastladım. PISA sınavının uluslararası düzeydeki değerlendirmeleri her yıl kamuoyunun ilgisini (haklı olarak) çekiyor. Son PISA sınavının sonuçlarına göre, Türkiye yetmiş iki ülke arasında ellinci sırada. Dünyanın en büyük on ekonomisi arasına girme hedefi ile karşılaştırıldığında hiç de umut vaat etmeyen bir sıralama... Koçak’ın “Türk eğitim sistemi yeni dünya düzenine ayak uyduramıyor mu demeliyiz” sorusu can alıcı. Schleicher’in değerlendirmeleri ise özetle şöyle: “Türk öğrencilerin verilen hangi görevlerde daha iyi hangilerinde bile ancak yüzde 76’sının kötü olduğuna baktığınızda bir şey işe başladığını anlatan Oktar, söz konusu yüzde 24’lük bölümün ciddi bir kayıp olduğunu dile getirdi. “Bunlar KURTULUŞ Sanem Oktar ARI Yüzde 15 daha az üniversite mezunu, ilkokul mezunlarından bahsetmiyoruz bile... Kadın çalışmasında iki kırılma noktası var; biri okul biter bitmez evlilik. İkincisi de evlense bile çocuk yaptıktan sonra iyice daralan çember... Bu da kadın yönetici ve kadın girişimci sayısında ciddi daralmaya neden oluyor” diyen Sanem Oktar, OECD ülkelerinde yaşayan genç kadınların, genç erkeklerden daha fazla okul eğitimi aldığını ancak, kadınların bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik (STEM) alanlarında kötü temsil edilmeye devam ettiğini belirtti. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün hazırladığı (OECD) “Cinsiyet Eşitliğinin Takibi” Raporu’nda çalışma yaşamına ilişkin öne çıkan unsurlarını şöyle özetlemek mümkün: 4 Erkekler kadınlara göre işyerinde daha çok zaman geçirmektedir. Türkiye’de erkeklerin işyerinde yaptığı fazla mesai yüzde 28 iken, kadınlarda yüzde 15’tir. Bu konuda, kadınerkek arasındaki farkın en çok olduğu 18 iken, Türkiye’de yüzde 10. 4 Çoğu OECD ülkesinde kadınlar, ücretli ve ücretsiz olarak erkeklerden daha fazla çalışıyor. 4 2025’e kadar işgücüne katılma konusundaki toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yarıya düşürülmesi, 201325 döneminde kişi başı GSYİH büyümesinde kümülatif olarak 8.7 puanlık bir artışa neden olabilir. En büyük potansiyel kazanımlar Brezilya, Çin, Hindistan, En de kadın payı, OECD ülke ortalamasında yüzde 30, Türkiye’de ise yüzde 15. 4 OECD ülkelerinde yaşayan genç kadınlar, genç erkeklerden daha fazla okul eğitimi alıyor, ancak kadınlar bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik (STEM) alanla Ayrıca, tüm alınan önlem ve ka ülke Türkiye. donezya, Kore, Meksika rında kötü rarlara karşın ülkeler cinsiyet 4 Cinsiyete dayalı üc ve Türkiye. temsil eşitliği konusunda henüz isteni ret farkında OECD ül 4 Parlamentolar, alt edilmeye de len seviyenin uzağında. keleri ortalaması yüzde meclislerdeki sandalyeler vam ediyor. dikkat çekiyor. Öğrendikleri bilgiyi yeniden üretme görevi yani bir şeyi ezberlemek ve onu kâğıda dökmek görevi verildiğinde çok iyi notlar alıyorlar. Fakat ellerindeki bilgiyi yaratıcı bir şekilde uygulamaları istendiğinde zorlanıyorlar. Çelişki şu: Türk öğrencilerin iyi oldukları alanlar artık dünyada daha önemsiz.... Öğretmene ders kitabı verdirmek ve öğrencilerden kitabı ezberlemesini istemek artık işe yaramıyor.” HHH Tüm ortaöğrenim sistemimizi işlevsizleştiren ve öğrencilerimizi “kutu işaretlemeye” koşullandıran, çoktan seçmeli sınav performansına dayalı ölçme ve değerlendirme yöntemleri kanımızca sorunun başka bir boyutunu oluşturuyor. Kalıplaşmış sorulara verilecek kalıplaşmış yanıtları eşleştirmeye ve hıza dayalı bu etkitepki sisteminin genç beyinlere verdiği tahribatın boyutları “eğitimde cinayet” sözcüğünü hak etmektedir. Benzer uygulamalar fen bilimlerinde, matematikte de sürdürülmekte; karşılıklı gelengiden tren seferleri ve Ekonomik güven endeksi kasımda son 8 ayın en düşük seviyesine geriledi Ekonomide güven kalmadı dolupboşalan havuz problemleri en karmaşık sözcük oyunlarıyla öğrencinin karşısına çıkartılmaktadır. Türk eğitim sistemi daha anaokullarından başlayarak kalıplaştırılmış, standartlaştırılmış ve ezberci bir eğitim sisteminde “hızlı tepki vermeye” dayalı beceriler geliştirirken yaratı Ekonomik güven endeksi kasımda bir önceki aya gö cılığı, bilimsel kuşkuculuğu ve araştırmayı değersizleştirmektedir. Genç nesiller bu ezberci eğitim modelinde re yüzde 3.4 oranında azalarak yetiştirilerek ucuz işgücü deposunun 101.4 değerinden 97.9 değerine arz fazlalarına dönüştürülmektedir. düştü. Ekonomik güven endeksin Üniversitelerimiz ise, daha önceki deki düşüş, tüketici, reel kesim, yazılarımızda aktarmaya çalıştığımız hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörü güven endekslerindeki düşüşlerden kaynaklandı. Endeks martta gördüğü 96 seviyesinden sonra kasımda 8 ayın en düşük seviyesini görmüş oldu. üzere, “üniversitesanayi işbirliği”, “inovasyoncu üniversite” türünden içeriği boşaltılmış cilalı söz oyunlarıyla gerçek bilimsel faaliyetlerinden uzaklaştırılarak, piyasanın rant beklentilerine alet edilmektedir. Sözlerimizi eğitim sistemimizi ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜ ortaöğrenim müfredatlarını yap İK) kasım ayına ilişkin “Ekono boz tahtasına çeviren Milli Eğitim mik Güven Endeksi” raporunu Bakanlığı’na uyarılarla toparlayalım: dün yayımladı. Rapora göre, ka Bu eğitim cinayetinin sonrasında ne sımda Tüketici Güven Endek “inanan nesiller”, ne de “ara eleman Inşaatta IşçI kıyımı si 65.2 değerine, reel kesim güven endeksi 109.8 değerine, hizmet sektörü güven endeksi 99.7 değerine, perakende ticaret sektörü güven endeksi 99.9 değerine ve inşaat sektörü güven endeksi lar” yetiştirilebilecektir. Bu sistem sadece kısa dönemci, çıkarcı, teknoloji bağımlısı ve her işittiğine tepkili, nihilist bir gençlik üretmektedir. HHH “Başarılı eğitimin anahtarı nedir” sorusuna ise Andreas Schleicher’in İnşaat sektöründeki is nemde, inşaat sektörün konut fiyatları artışı yıltihdam endeksi, 2017’nin de çalışılan saat endeksi, lık olarak yüzde 6.4 oldu. 82.4 değerine geriledi. En büyük endişe terör yanıtı net ve kısa:  “Her çocuğun öğrenebileceğine güvenmek” (...) “Mesela bazı öğrenciler daha yetenekli üçüncü çeyreğinde 2016’nın üçüncü çeyreği Böylelikle endeksin öl Öte yandan, dünyanın önde ge görülüyor. Ama en iyi eğitim sistemle 2016’nın aynı çeyreğine göre yüzde 7.9 azalarak 70.3’e geriledi. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış inşaat istihdam endeksi ise, bir önceki çeyreğe göre yüzde 1.2 gerileyerek 66.8’e ne göre yüzde 5.8 gerileyerek 65.5 oldu. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası da, eylül ayındaki konut fiyatlarının yüzde 11.14 arttığını duyurarak, 2010 Kasımı’ndan bu yana konut fiyatlarında en yavaş artışın yaşandığı çüldüğü tarihten bu yana İstanbul’da en düşük fiyat artışı yaşandı. İş Bankası’nın desteği ile hazırlanan ‘REIDINGYODER Yeni Konut Fiyat Endeksi’ne göre ise Kiralık Konut Fiyat Endeksi’nde bir önceki aya göre yüzde 0.85 artış len araştırma şirketi Nielsen, 2017’nin ikinci çeyreğinde Türk halkı arasında en büyük endişe kaynağı olarak ekonomik sorunları gösterenlerin oranının yüzde 9’dan yüzde 20’ye yükseldiğini açıkladı. En büyük endişe sıralamasında terör, yüzde 24 ile ilk sırada yer aldı. l Ekonomi Servisi ri, her öğrencisini başarıya götürenler. Bir diğer mesele de şu: Eğitimin genel başarısı asla öğretmenlerin başarısından fazla olamaz. Yani öğretmenler ne kadar iyiyse, sistem de o kadar iyi olur. Önemli olan en yetenekli kişileri öğretmen olmaya çekmek.” Sevgili öğretmenler, bu anlamlı gününüz kutlu olsun.. düştü. Söz konusu dö nı ifade etti. İstanbul’da gerçekleşti. Yatırım IsteğI aşındı Gayrimenkul sektöründeki yatırımcılar, 2018’de risk alma konusuna daha temkinli yaklaşacak. Urban Land Institute (ULI) ve PwC’nin, cıların yüzde 75’ten fazlası yatırımcıların hedeflerine ulaşabilmesi için risk aldığını söyledi. Sektördeki kilit oyuncuların birçoğu ise 2018’de risk alma konusunda temkinli dav venli limanlarda’ kalmak istediğini, Türkiye’de yaşanan politik ve askeri hareketlilik sebebiyle Türkiye’ye yatırım yapma isteğinin aşındığını aktaran PwC Türkiye Gayrimenkul Sektörü Lideri Er Büyüme de, enflasyon da artacak OECD, Türkiye için 2017 için büyüme beklentisini yüzde 3.4’ten yüzde 6.1’e, enflasyon beklentisini yüzde 10.4’ten yüzde 10.7’ye yükseltti. OECD’nin Global Ekonomik Görünüm raporunda, Türkiye için 2018 büyüme tahminini yüzde 3.5’ten yüzde 4.9’a yükseltti. 2018 için enflasyon beklentisi yüzde 8.1’den yüzde 9.9’a yükseltilirken, 2019 için yaptığı ‘Gayri ranacak. Araştırmayla, 2018 sun Bayraktaroğlu, “Aslında yüzde 8.9 oldu. Yüksek cari işlemler açığından menkulde Gelişen tahminlerinin iyimser yönde bu, hiç de şaşırılacak bir so kaynaklı dış finansman ihtiyacının büyüklüğü Trendler Av olduğu belirtilse de uygun nuç değil. Mevcut oyuncular ne bağlı olarak finansal kırılganlıkların yüksek rupa 2018’ gayrimenkul varlıklarına eri dönemsel olarak ilgi göster olmaya devam ettiğine vurgu yapan OECD, “Fi raporuna şim konusunda endişe du mese de yerli oyuncular ha nans dışı birçok şirkette borç kaldıraçları kay göre ka yulmaya devam ediliyor. Av la umutlular” dedi. Ersun Bayraktaroğlu tılım rupalı yatırımcının daha ‘gü l Ekonomi Servisi Örgüt enflasyon hedefini yüzde da değer şekilde arttı, onların ek borçlanma ve 10.4’ten yüzde 10.7’ye yükseltti. yatırım için kapasitelerini sınırlıyor” dedi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle