05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Mülteci dostu başkana bıçaklı saldırı Almanya’da mültecileri ülkeye kabul eden politikaları nedeniyle aşırı milliyetçilerin tepkisini çeken Kuzey RenVestfalya eyaletindeki Altena kenti belediye başkanı Andreas Hollstein bir dönercide bıçaklı saldırıya uğradı. Boynundan yaralanan Hollstein kısa sürede taburcu edildi. kökenli sahibi Abdullah Demir ve oğlundan geldi. Saldırganın mülteci politikasıyla ilgili sözler söylediğini belirten Eyalet Başbakanı Armin Laschet, olayın siyasi bir eylem olduğunu vurguladı. Belirlenen kontenjandan fazla sayıda mülteci kabul eden belediye başkanı, Milli Entegrasyon Nişanı’yla ödüllendirilmişti. Hollstein, kente yeni gelen mülteciler için de şu ana kadar uyguladığı politikayı sürdüreceğini söyledi. Almanya Başbakanı Angela Andreas Hollstein BBC’nin haberine göre Hollstein’e ilk müdahale dükkânın Türkiye Merkel’in saldırı karşısında dehşete kapıldığı açıklandı. Çarşamba 29 Kasım 2017 [email protected] TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 11 Şam rötarlı katılıyor Cenevre görüşmelerine temsilci gönderip göndermeyeceği son ana kadar netleşmeyen Şam hükümetinin bugün müzakerelere dahil olacağı duyuruldu LÜBNAN’DA SİYASİ KRİZ Hariri yine Hizbullah’ı hedef aldı Riyad’da duyurduğu istifasıyla Suudi ArabistanLübnanİran hattında krize neden olan, Beyrut’a dönüşünde ise istifasını askıya alan Lübnan Başbakanı Saad Hariri, Fransız C News kanalına yaptığı açıklamada “Suudi Arabistan’da olan Suudi Arabistan’da kaldı” dedi. Görevinde kalmaya devam edeceğini belirten Hariri, bu ülkede yaşadıklarının ayrıntılarını konuşmak istemediğini söyledi. Suudi Arabistan’da kendisine istifa yönünde bir baskı yapılmadığını da aktaran Hariri, ilişkileri geliştirmek için Riyad’a gittiğini, çok büyük bir problem olduğunu görünce de istifa süreci ile tüm Lübnanlılara “olumlu bir şok” yaşatmak istediğini vurguladı. Hariri, Hizbullah’ı bölgesel bir sorun olarak nitelendirerek sorunun çözümünde Lübnan’ın tek başına yeterli olamayacağını belirtti. Başbakanı olacağı bir hükümette Arap ülkelerinin iç işlerine karışan bir politik parti istemediğini dile getiren ve örgüt ile pozitif bir diyaloğun sürdüğünü belirten Hariri, “Eğer Hizbullah yeni politik dengelerin oluşacağı yeni hükümeti kabul etmezse giderim” ifadelerini kullandı. Hariri gelecek yıl mayıs ayında yapılması planlanan seçimlerin erkene alınabileceğinin işaretini de verdi. Rusya, Türkiye ve İran liderlerinin bir araya geldiği geçen haftaki Soçi Zirvesi’nin ardından Cenevre’deki Suriye görüşmelerinin 8. turu dün başladı. Müzakerelere temsilci gönderip göndermeyeceği son ana kadar netleşmeyen Suriye hükümeti, bu konudaki belirsizlikleri gideren bir açıklama yaptı. Suriye Devlet Ajansı SANA’nın haberine göre Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Temsilcisi ve başmüzakereci Beşar Caferi’nin başkanlığındaki hükümet delegasyonu, Suriyeli muhaliflerin tek çatı altında birleştiği Cenevre görüşmelerine bugün katılacak. BM’nin Cenevre ofisi sözcüsü Alessandra Vellucci de gazetecilere yaptığı açıklamada dele “BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura’nın delegasyonun yarın (bugün) görüşmelere katılmak için Cenevre’ye gelmeyi planladıklarına dair bir mesaj aldığını” söyleye ‘YPG olursa mülteci anlaşmasından çekiliriz’ Başbakan Binali Yıldırım, Britanya Başbakanı Theresa May ile görüşmenin ardın diğini kaydetti. Yıldırım “Eğer onlara ‘Avrupa şurada, gidebilirsiniz’ dersek düşü dan yaptığı açıklamada Cenevre’deki Su nebiliyor musunuz sonuçları ne olur? Ta riye görüşmelerine YPG’nin dahil edilme bii bu yapacağımız bir şey değil” dedi. si halinde, Avrupa Birliği (AB) ile imzalan Sözlerinin tehdit olmadığını belirten Yıl mış olan mülteci geri kabul anlaşmasını uy Binali Yıldırım dırım, “Sadece Avrupa’ya Türkiye’nin bu gulamayı durdurabileceklerini söyledi. Yıldırım, rotayı yeniden açma gücü olduğunu hatırlatı Türkiye’nin yaklaşık 3.5 milyon Suriyeli mülte yorum” dedi. Yıldırım AB’nin anlaşmasının ge ciyi barındırdığını ve yaklaşık 53 bin yabancı reklerini yerine getirmediğini belirterek anlaş savaşçının Suriye ve Irak’a ulaşmasını engelle ma için de “Büyük bir yalan” ifadesini kullandı. rek “En azından geleceklerini biliyoruz” dedi. Cenevre’de dün ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı David Starfield, Suriye muhalif heyeti ile görüştü. ABD görüşmelerde ilk kez üst düzey bir bürokrat tarafından temsil ediliyor. Suriyeli muhalif heyet öğleden sonra da Mistura ile görüştü. Mistura, muhaliflerle görüşmesinin ardından “hükümet ve muhalefet temsilcilerinin ilk defa karşılıklı müzakere etme şansının olacağını” belirterek “Bunu teklif edeceğiz, olup olmayacağını göre ceğiz” şeklinde konuştu. Muhalif heyetin eposta yo luyla yayımladığı açıklamada ise “Hükümetin artık muhaliflerin bölünmüş olduğu bahanesi yok. Karşılıklı görüşmelere hazırız” mesajı verildi. Muhalefetin heyet başkanı Nasır Hariri önceki gün “müzakarelerin sonunda hedefinin (Suriye Devlet Başkanı Esad’ın gitmesi olduğunu” söylemişti. Suriye gazetesi El Vatan, muhaliflerin Esad’ın devlet başkanlığından ayrılması konusundaki ısrarından vazgeçmemesi nedeniyle Şam delegasyonunun dün başlayan görüşmeler için Cenevre’ye gidişini ertelediğini bildirmişti. Bu arada Beyaz Saray, ABD Başkanı Donald Trump ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un yaptıkları telefon görüşmesinde Suriye’de siyasi çözüm için tek doğru yolun Cenevre toplantıları olduğu konusunda mutabık kaldıklarını açıkladı. 8. tur görüşmeler iki aşamada yapılacak. Birinci aşamada cuma gününe kadar fikir alışverişinde bulunacak taraflar ikinci aşama için aralık ayının ortasında tekrar biraraya gelecek. Kenya’da polis yemin törenine girmek isterken izdiham yaratan Kenyatta’nın destekçilerine biber gazı ile müdahale etti. Riyad’dan Tahran’a salvolar İran karşıtı Arap ülkeleri cephesi kurulmasını savunan Suudi Arabistan, İran’ı teröre destek vermekle suçladı. Arabnews gazetesinde yer alan habere göre NATO Parlamenter Asamblesi Akdeniz ve Ortadoğu Özel Grubu ile Transatlantik Savunma ve Güvenlik İşbirliği Alt Komitesi Ortak Toplantısı için İtalya’da bulunan Suudi Arabistan Şura Konseyi Başkan Yardımcısı Muhammed bin Emin El Cefri, İran’ın “her yıl teröre destek için 30 milyar dolar harcadığını” öne sürdü. Ülkesinin “hiçbir zaman İran halkına karşı düşmanca bir tavır içinde olmadığını” savunan El Cefri, İran’ın kaosu artırmaya çalıştığını ileri sürdü. Rukban kampında insani kriz ABD’nin, Suriye’nin Ürdün sınırında kurulan Tanf Askeri Üssü’ne 55 km’den daha fazla yaklaşılmasını yasaklaması nedeniyle giriş çıkışların kapandığı üssün yakınındaki Rukban sığınmacı kampında büyük bir insanı kriz yaşandığı belirtildi. Rus Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada 50 binden fazla sığınmacının izolasyon koşullarında yaşadığı, yeterli yiyecek ve ilaçtan yoksun oldukları vurgulandı. Rukban kampıyla ilgili geçen hafta bir açıklama yapan ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü, Şam ile temaslar için Rus yetkililerle görüştüklerini açıklamış, yardımların ulaşmamasından Suriye hükümetini sorumlu tutmuştu. Üs Şam hükümetinin onayı alınmadan kurulmuştu. Kampta bulunan sığınmacıların canlı kalkan olarak kullanıldığı yönündeki suçlamalar ABD tarafından yalanlanmıştı. Protestolar eşliğinde yemin Hile ve usulsüzlük nedeniyle devlet başkanlığı seçimlerin tekrarlandığı Kenya’da sular durulmuyor. Yeniden devlet başkanlığına seçilen Uhuru Kenyatta dün, kendisini “despot” olarak niteleyen ve seçimleri boykot eden muhaliflerin protestoları eşliğinde yemin ederek göreve başladı. Kenyatta, başkent Nairobi’de düzenlenen yemin törenin de derin bir siyasi bölünmenin yaşandığı Kenya’yı yeniden birleştirme sözü verdi. Törene birçok Afrika ülkesinin lideri katıldı. Kenya’da ağustos ayında düzenlenen seçimleri Kenyatta muhalif rakibi Raila Odinga karşısında kazanmış, Odinga destekçileri sonuçları protesto etmişti. Odinga’nın başvurusunu değerlendiren Yüksek Mahkeme, seçimin geçersiz olduğuna hükmetmişti. Odinga, 26 Ekim’de tekrarlanan seçimleri güvensiz bulunduğu için boykot etmiş, Kenyatta kayıtlı seçmenlerin yüzde 38’inin katıldığı seçimde oyların yüzde 98’ini almıştı. Odinga’nın son aylarda artan tansiyon nedeniyle çıkan çatışmalarda hayatını kaybeden 60’tan fazla kişi yi anmak üzere Nairobi’de düzenlemek istediği mitinge ise polis gaz bombalarıyla müdahale etti. Polis müdahalesinden önce konuşan Odinga, Kenyatta’nın oyları çaldığını, yolsuzluğa bulaştığını söyledi. Odinga, meşru başkanın kendisi olduğunu savunarak 12 Aralık’taki meclis toplantısında esas yemini kendisinin edeceğini iddia etti. Papa, Myanmar’ın fiili lideri Aung San Suu Kyi ile görüştü. Papa ‘Arakanlı’ demedi Katoliklerin ruhani lideri Papa Françesko Myanmar ziyaretinde dün ülkenin fiili lideri Aung San Suu Kyi’yle ile bir araya geldi. Vereceği mesajlar merakla beklenen Papa, görüşmenin ardından yaptığı konuşmada “tüm etnik gruplara saygı” vurgusu yaparken “Arakanlı” ifadesini kullanmaması dikkat çekti. “Myanmar’ın gele ceğinde toplumun tüm üyelerinin onuruna ve haklarına, tüm etnik gruplara ve onların kimliğine, hukukun üstünlüğüne ve demokratik düzene saygı temelinde barış olmalı” diyen Papa, Myanmar halkının “iç çatışmalar ve düşmanlıklar yüzünden büyük acılar çektiğini” söyledi. Papalık danışmanları ve Myanmar Katolik Kilisesi, Papa’ya konuş masında “Arakanlı” ifadesini kullandığı takdirde ülkedeki Katolik azınlığın devletten baskı göreceği uyarısı yapmıştı. Papa, ağustos ayının ortalarından beri Myanmar ordusu ve Budist çetelerin saldırılarından kaçarak komşu Bangladeş’e sığınan 600 binden fazla Arakanlı Müslümanın durumunu pek çok kez dile getirmişti. İsrail’de tartışmalı yasa tasarısı Hakkında yolsuzluk soruşturması bulunan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu yargılanmaktan kurtarabileceği savunulan tartışmalı bir yasa tasarısı İsrail meclisi Knesset’te yapılan ilk okumada kabul edildi. Tasarının yasalaşması için iki okuma da daha oy çokluğu ile kabul edilmesi gerekiyor. Yasa tasarısı ile polisin yürütülen yolsuzluk soruşturmaları hakkında elde ettiği bilgileri kamuoyuyla paylaşması yasaklanmak istenildiği belirtildi. Muhalefetin tepkisini çeken yasa tasarısına göre, polis önemli isimlerle yaptığı soruşturmalarda Başsavcıya tavsiyede bulunamayacak, sadece elindeki delilleri aktaracak. Soruşturmanın detaylarını açıklamak da yasaklanacak. Devlet Başkanı Uhuru Kenyatta’nın yemin törenine katılmak ve Afrikalı liderlerle görüşmek üzere dün Kenya’ya giden Netanyahu, aralarında film yapımcıları ve işadamlarının da bulunduğu isimlerden rüşvet almakla suçlanıyor. Orducami arasında binamaz ülkeakistan, siyasete ve orduya dini haddinden fazla bulaştırmanın Psakıncalarını gösteren en nadide örneklerden birisi. Hindistan altkıtasının 20’nci yüzyıl ortasında bağımsızlığını kazanmış ve tek birleştiri unsuru din olan Pakistan’ın ahalisi, kuruluş DNA’sına işlenmiş siyasal İslamcılık olmadan düşünülemez. Ve bu makus talihi değiştirmelerinin yolu da pek yok. Son örneği kasım başındaki olaylar. İşin içinde ordu ve hatta dış güçlerin parmağı olduğu rivayet edilen olaylar, zaten yolsuzluk ithamlarıyla geçen temmuzda ‘kızağa çekilmiş’ Nevaz Şerif’in yerine geçmiş Başbakan Şahid Hakan Abbasi’nin Pakistan Müslümanlar Birliği hükümeti için işin tuzu biberi oldu. Abbasi en son Panama Belgeleri yüzünden Maliye Bakanı İshak Dar’ı yitirmişti. HHH Haftalarca başkent İslamabad civarında gösteri ve çatışmalara sahne olan olaylar seçim yasasında aday olmak isteyenler için geçerli yeminin değiştirilmesi girişimiyle başladı. Mevzu, milletvekili aday formlarında yer alan ‘Yemin ederim ki, Hz. Muhammed son peygamberdir’ ifadesinin, ‘İnanıyorum ki Hz. Muhammed son peygamberdir’ diye değiştirilmesiydi. Resmi sebebi azınlıktaki Ahmedilerin (Kadıyaniler) seçimlere katılabilmesinin yolunu açmaktı. Ahmedilikte peygamberliğin Hz. Muhammed ile sonlanmadığına inanıldığından, eski yasada aktif siyasete girmelerine engeldi. Fakat Pakistan gibi ağır ‘dine küfür’ (Blasphemy) yasası olan bir ülkede ne mümkün! Nitekim 8 Kasım’da başını Lebbeyk Ya Resullullah hareketinin çektiği radikal dinci grup değişikliği ‘dine küfür’ addederek protestolara başladı. Hükümet derhal ‘yediği haltı’ anladı. Olayın ulemanın bir ifade hatasından kaynaklandığını ileri sürdü ve eski yasaya döndü. İş işten geçmişti. HHH Olay, gelecek yazki seçimler öncesinde yeniden eli güçlenen Şerif ve hükümeti yıpratmak isteyenlerin elinde koza dönüşüverdi. Üç hafta boyunca dinciler Feyzabad kavşağındaki oturma gösterisiyle, başkente giden yolları kapatarak, Lahor’da Adalet Bakanı’nın evine saldırıp yakmaya kalkışarak ortalığı birbirine kattı. Hükümetin emrindeki polis yetersiz kalırken, ordudan yardım istenildi. Ordu nazlandı. Hatta hükümeti yetersizlikle itham edip gerilime barışçı çözüm isteyen açıklama yaptı. Geçen cumartesi biri polis yedi kişinin öldüğü, 80’i polis 180 kişinin yaralandığı çatışmaların ardından ordu sokağa indi ama aşırı dincileri ikna için. Seçim yasasındaki değişiklikten sorumlu Adalet Bakanı’nın istifası, radikal dinci hareketin liderinin fetva yayımlamaması ve gözaltına alınanların bırakılması karşılığı ordu aşırı dinci grupla anlaşıverdi! Sosyal medyaya da operasyonun başındaki generalin aşırı dincilere para dağıtırkenki görüntüleri yansıdı. HHH Yani laikliğin bulunmadığı, siyaset ve ordunun dini kullanımının sonsuz olduğu bir ülkede ne yaşanabilecekse o yaşandı. Lebbeyk, son dönemde yükselişe gecen Hadim Hüseyin Rizvi liderliğindeki bir hareket. Ara seçimlerde yüzde 6’lık oy oranına sahip oldu. Azınlıkta ama siyaseti işte böyle belirliyor. Esin kaynakları da ‘dine küfür yasası’ mağduru bir Hıristiyan kadını savundu diye 2011’de eski Pencab valisi Salmaan Taseer’i öldüren koruması Mümtaz Kadri. Darbeci General Ziya ül Hak’ın formüle ettirdiği ‘dine küfür’ yasası ahalinin tepesinde Demokles’in kılıcı misali. Ülkede ‘kutsallığı bozacak’ herhangi bir yorum yapmak cana mal olabilir. Malmülk anlaşmazlığı yahut rakip şirket kurduğu için ‘dine küfretti’ iddiasıyla itham edilenler yaşatılmıyor. Yargılanmak için yıllarca hapis yatanlar yine iyi. Dışarıda dincilerin infazına uğramak işten bile değil. Son 20 senede bu yüzden 52 kişi canından oldu. Bu yüzden kurulmuş ‘güvenli evler’ bile var. Elbette dinci partiler Pakistan ordusu için ‘stratejik değer’, dinci göstericiler ‘makbul vatandaş’. Lakin yukarıdaki mağdurlar değil. HHH Velhasıl, şimdi siyasetin ana tema ‘Pakistan’ın dış komploların hedefi olduğu’. Sorun şu ki reformculuğa soyunan ama kendisi yolsuzluk batağına batmış Nevaz Şerif ve partisinin ahaliyi de, ülkeyi de ne iç ne dış komplolara karşı koruyabilmesini beklemek nafile. Pentagon’dan yeni açıklama ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü Albay Robert Manning, Suriye’de YPG’nin ana hattını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’ne verilen büyük askeri araçların ve ağır silahların IŞİD’e karşı kullanılıp kullanılmadığının takip edileceğini belirterek IŞİD tehdidi atlatıldığında bu silahları geri almak niyetinde olduklarını açıkladı. Araç ve silahların ne zaman toplanmaya başlanacağı ise belirtilmedi. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle