04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 26 Kasım 2017 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: EMİNE BİLGET haber 5 Bahçeli’ye ‘Türkeş’ telefonu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve AKP Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş’i aradı. Erdoğan, Bahçeli’ye, “MHP’nin kurucu genel başkanı Alparslan Türkeş’in doğumunun 100. yıldönümü nedeniyle kendisini bir kez daha andığını” belirtti. Ayrıca Türkeş’in doğumunun 100. yılı için Ankara Spor Salonu’nda, Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin de katı lımıyla etkinlik düzenlenecek. Cumhurbaşkanlığı’ndan ve rilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi telefonla aradı. Görüşmenin MHP’nin kurucu genel başkanı Alparslan Türkeş’in doğumunun 100. yılı nedeniyle yapıldığı belirtildi. Erdoğan, Bahçeli ile görüşmesinde, “MHP Kurucu Genel Başkanı Türkeş’in, ülke ve millet için yaptığı olumlu katkılara dikkat çekerek, “kendisini hayırla yad ettiğini” söyledi. Erdoğan, ayrıca Türkeş’in oğlu, AKP Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş’le de telefonla görüştü. Erdoğan’ın Türkeş’i de aynı dileklerle aradığı kaydedildi. Öte yandan MHP’nin kurucu genel başkanı Alparslan Türkeş, MHP Genel Merkezi ve Ülkü Ocakları Genel Merkezi’nde Ankara Arena Spor Salonu’nda düzen lenen kurultay ile anılacak. Türkeş’in doğumunun 100. yılı nedeniyle düzenlenen kurultay öncesinde Ülkü Ocaklı gençler, sabah saat 08.30’da Türkeş’in gömütünü ziyaret ettikten sonra Türkeş Meydanı’ndan Anıtkabir’e doğru yürüyecek. Buradan Ankara Spor Salonu’na geçilecek. Genel Başkan Devlet Bahçeli de saat 14.30’da bir konuşma yapacak. l ANKARA / Cumhuriyet TRT’de ‘ERT’ye doğru Erdoğan, oğlunun sınıf arkadaşını TRT’ye genel müdür atamıştı. Şimdi de dört bakanı aklayan komisyon üyesi ve başdanışmanı TRT yönetimine aday adayı 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardın 4 bakanıOcak ayında Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı’na atandı. Akış, üniversite öğrenimini dan Meclis’te 4 eski bakan için kurulan ve bakanlara Yüce Di görürken, AKP gençlik teşkilatında yükselişini, “Zaten Tay aklayanlardan van yolunu kapatan yolsuzluk komisyonunun 9 AKP’li üyesinden biri olan, Cumhur başkanı Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanı Mustafa Akış, Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın sınıf SİNAN arkadaşı İbrahim TARTANOĞLU Eren’in Genel Mustafa Akış süresi de önceki gün sona erdi. yip Erdoğan bizim için şimdi olduğu gibi o gün de idol, can atıyoruz beraber yürümeye. Hemen ‘evet’ dedik ve Gençlik Kolları Genel Merkezi’nde aktif siyasete daldık. Tayyip Bey bizim için en önemli öğretmen oldu” ifadeleri ile aktardı. Davutoğlu ‘çizdi’ 2011 seçimlerinde Meclis’e Akış milletvekilliği döneminde, 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından eski bakanlar Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Egemen Bağış ile Erdoğan Bayraktar hakkında kurulan Meclis Soruşturma Komisyonu’nda, 9 AKP’li üyeden biri olarak görev yaptı. 4 bakan ile ilgi Müdürlüğü’nü yaptığı TRT’nin yönetim kurulu üyeliğine aday adayı oldu. Yolsuzluk Komisyonu’nun aklama kararını aldığı gün Akış, ABD’de yargılanan Rıza Sarraf için “Sarraf’ın 1 Temmuz 2013’e kadar altın ihracı için yaptğı işlemlerle, bu tarihten sonra da yaptığı ilaç ve gıda ihracı için yapılan işlemlerde hukuka aykırı herhangi bir yön bulunmamaktadır. Bir kişinin en önemli gelir kaynağının İran ile yapılan ticarete dayalı olmasının, gelirin suçtan elde edildiği iddiasına haklılık kazandırmayacağı açıktır” demişti. TRT Yönetim Kurulu’na 30 Eylül 2013’te atanan Recep Şahin’in görev süresi 14 Aralık’ta doluyor. RTÜK bir koltuk için iki aday belirleyecek. Aday adaylarının başvuru Edinilen bilgiye göre TRT Yönetim Kurulu’nun hukuk alanındaki üyeliği için 7 kişi başvurdu. Şahin de başvurdu TRT’deki görev süresi dolan aynı zamanda TBMM 1. Hukuk Müşavirliği görevini de yürüten Recep Şahin, Yönetim Kurulu üyeliğine tekrar başvurdu. Kurul üyeliğine Avrasya Üniversitesi Mütevelli Heyeti üyesi İbrahim Keskin; Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. İlhan Üzülmez’in yanı sıra 3 serbest avukat da aday oldu. Yönetim Kurulu üyeliğine başvuran aday adayları arasında Mustafa Akış’ın ismi dikkat çekti. Akış, başvurusunu Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı olarak yaptı. Eski AKP Konya Milletvekili Akış, 2016 yılı Konya milletvekili olarak giren Mustafa Akış, 7 Haziran 2015 seçimlerinde dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu tarafından hemşehrisi olmasına karşın aday gösterilmedi. Bu durum yolsuzluk iddialarına karşı Davutoğlu’nun listelerde yansıttığı tutuma örnek olarak gösterildi. RTÜK, 7 aday adayının başvurusunu ikiye indirecek. İki adayın ismi Başbakanlığa gidecek. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın onayıyla TRT Yönetim Kurulu üyeliğine atama yapılacak. Akış’ın isminin Başbakanlığa gönderilmesi ve Cumhurbaşkanlığı’nca onaylanması durumunda Erdoğan, oğlu Bilal Erdoğan’ın sınıf arkadaşı İbrahim Eren’in başkanlığını yaptığı TRT Yönetim Kurulu’na danışmanını üye olarak atamış olacak. l ANKARA li aklama kararının alınıp Yüce Divan yolunun kapandığı gün yapılan komisyon toplantısında Akış, tutanaklara göre, ABD’de yargılanan Rıza Sarraf için, “Sarraf’ın 1 Temmuz 2013’e kadar altın ihracı için yaptğı işlemlerle, bu tarihten sonra da yaptığı ilaç ve gıda ihracı için yapılan işlemlerde hukuka aykırı herhangi bir yön bulunmamaktadır. Bir kişinin en önemli gelir kaynağının İran ile yapılan ticarete dayalı olmasının, gelirin suçtan elde edildiği iddiasına haklılık kazandırmayacağı açıktır” dedi. Akış, Meclis soruşturma komisyonlarının vereceği kararların aynı zamanda da siyasal kararlar olduğunu belirterek, “Bu kararlar ülkenin siyasi konjonktrünü de yakından ilgilendirir” ifadelerini kullandı. Hedefi yine Kılıçdaroğlu’ydu Cumhurbaşkanı Erdoğan Balıkesir’de ana muhalefeti Soçi zirvesi üzerinden eleştirdi Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Suriye sorununa dair bir çözüm bulunması amacıyla Rusya’nın Soçi kentinde bir araya geldiği zirveye ilişkin olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözlerini eleştirdi. Erdoğan, dün önce Balıkesir’de düzenlenen muvazzaf astsubay adaylarının mezuniyet töreninde konuştu. Törenin ardından katıldığı AKP Balıkesir İl Danışma Meclisi toplantısında yaptığı konuşmada ise Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Suriye sorununa dair bir çözüm bulunması amacıyla Rusya’nın Soçi kentinde bir araya geldiği zirveye ilişkin olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözlerini eleştirdi. Erdoğan, “CHP, Soçi zirvesini düşen bir sandalyeye sığdırmayı başardı” ifadesini kullandı. Konuşmasının devamında CHP için “Ana muhalefet konusunda bir ilerleme kaydedemedik. Müzelik bir ana muhalefetimiz var. Hâlâ milli meselelerde dahi kişisel hırslarının esiri olan bir ana muhalefete sahibiz” dedi. Yeni ‘terör oluşumları’nın engellenmesi için hamleler yapmak zorunda olduklarını söyleyen Erdoğan, “Bu vatan toprakları üzerinde kimse operasyon düşünmesin, aklından böyle bir şey geçirmesin. İşte o zaman Tendürek’te F16 oluruz, Cudi’de F16 oluruz, Bestler Deresi’nde F16 olur bombalarla onların üzerine yağarız” diye konuştu. Öte yandan, Cumhurbaşkanı Erdoğan dün akşam saatlerinde önce Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile daha sonra da Suudi Arabistan Kralı Selman ile birer telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmelerde Astana ve Soçi’deki zirvelerin konuşulduğu öğrenildi. l Haber Merkezi BAŞBAKAN İSTANBUL’DAYDI Yıldırım Mısır’daki saldırıyı kınadı Başbakan Binali Yıldırım, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar (YTB) Başkanlığı tarafından düzenlenen ‘Türkiye Yeniden: Mezun Buluşması’nda konuştu. Yıldırım, Mısır’da yaşanan terör saldırısına değinerek, “Mısır’daki hain terör saldırısını şiddetle kınıyorum. Cuma namazında ibadet ederken insanların üzerine bombaları, mermileri yağdırmak ne insanlığa ne İslamiyete sığar. Bu vesiyle Rahmeti Rahman’a kavuşanlara Allah’tan rahmet diliyorum ve Mısır halkına da başsağlığı diliyorum. Türk milletinin duası ve desteği kardeşlerimizle beraberdir” diye konuştu. 1960’lı yıllarda 8 üniversitesi olan Türkiye’de bugün 185 üniversite bulunduğunu söyleyen Yıldırım, “Türkiye’nin 160 ülkeye yayılmış 150 bin civarında Türkiye mezunu var. Bu insan kaynağı hazinesi, Türkiye’nin kardeş coğrafyalarla nasıl bir bütün olduğunu, dostluk köprüleri kurmadaki tarihi başarısının güzel bir örneğidir” ifadelerini kullandı. Bölgesel ve uluslararası gelişmeler açısından son derece hassas ve çalkantılı bir dönem geçirildiğinin de altını çizen Başbakan Yıldırım, bugün artık dünyanın hiçbir ülkesinin, diğer ülkelerdeki olaylardan, gelişmelerden kendini ayrı tutamayacağını vurguladı. l Haber Merkezi Kadınların öfkesi... Bir mavi akşamın ortasında, kiralanmış bir sessizliğin dakikalarının tadına varıyoruz... Dışarıda inceden bir yağmur yağıyor... Douglas Dunn’un “Ben sende yaşıyorum, sen bende yaşıyorsun” dediği geceyi yakalamaya çalışıyoruz... Bahçede yalnızca bırakıp gittiğin salıncak ya da en sevdiğin kitabın, güneş saatinin yanı başında. Gece kâbuslarla çınlıyor... Birbirine yapışık evlerde çocuklar ağlıyor, kendi horlamasında çürüyüp giden bir adam eski sevdalarla avunuyor... Polisler sessiz adımlarla kapıları kontrol ediyor, ayak sesleri insanlara dönüşüyor sokak lambaları altında... Lemnos Kralı Thoas’ın sesi midir yoksa karanlığın içinde yükselen!.. Neden gereğince tapınmamışlardır Lemnos Adası’nın kadınları Tanrıça Aphrodite’e? İşte cezalandırılmış kadınların öfkesidir o çığlık, Kral Thoas’ın sesi gibi gelen. Lemnos kadınları sevişmek istiyorlar kapı aralığında bağırırken... Bir mavi akşamın ortasında, yeryüzündeki son piyano çalıyor. Bach’ın yapıtlarından Mozart’a, Chopin’e, Debussy’ye geçiliyor Duvardaki o antika saat, paşa dedenin yüzyıllık fotoğrafı, mavi çiçekli çini vazo ve yeşil kadife koltuklar... Biz tıpkı Erik Stinus gibi düşlerimizi çiziyoruz duvarlara... Hiç de acelemiz yok, gün ışığında tüm renkler hakkım olmalı, bütünüyle yazılmalı şiir, her sözcüğüyle... Bahçede yalnızca bırakıp gittiğin salıncak, masanın üzerindeki mektup, yırtılmış bir vesikalık fotoğraf benim sımsıcak düşlerimi yok edemez... Küstümotu, ilk şeftali çiçeği, şimdi ise bak kızıl nar çiçeklerinin açtığı mevsim... Sakın ola ki dönüp gelme... çünkü sen Lemnos Adası’nda sürgünsün... Kar yüklü gergin dallar gibi hissediyorum kendimi... Mavi bir akşamı keyfimce yaşamaya çalışıyorum... Umut doluyum, çünkü komşum beni avutan iyi bir komşu... İnadına üç düş çiziyorum duvara. Birincisi sarı, ikincisi kırmızı ve üçüncüsü beyaz. Anlıyorum ki beğenmiyorsun!.. O anda Miguel Hernandez gibi çığlık atıyorum: “Bugün yeni baştan yeşe riyor kupkuru diken, bugün ağıt yakma günü benim krallığımda... Bugün çöker yüreğime umutsuzluk, kurşun gibi tükenmiş...” Tüm kadınları Lemnos Adası’na gönderiyor, Tanrı Dionysos’a teslim ediyorum. Amazon Myrina’nın kızı Hypsipyle ile sevişiyorum... Kendi içimde çoğalan yalnızlığı Kenneth Rexroth’un dizelerinde buluyorum: “Al bir şafakta geçtim ağır ağır Evinin önünden Kalkıktı pancurlar, pencereler açıktı. Gölden esen hafif bir yel Dokundukça yanaklarıma Soluğun geliyordu aklıma. Bütün gün dolaştım yağıp dinen yağmurda. Al bir lale kopardım bomboş parkta, Işıl ışıl damlalar titreşiyordu üstünde. Saat beşte yalnızlık rengini almıştı şehir. Yağmurlu bir akşamüstü geçtim evinin önünden, Belli belirsiz görülüyordu, ışıklı duvarlar Arasında gidip gelişin. Geç bir saatinde gecenin, beyaz bir kâğıt çektim önüme, Oturduk düşen al bir taçyaprağı ürperene dek önüme.” HHH Rengârenk düşler çiziyorum duvarlara... Akşamın içinde bir ten, bir de kır kokusu duyuyorum... Sandro Penma ile avunuyorum şarkı söyleyen gecenin içinde. Bugün günüm hep aşkla doluyor, yaşamın tatlı gürültüsünden hep zevk alıyorum. Lemnos Adası’na sürgüne gönderdiğim kadınların sesiyle yürüyorum... Sonra şiirler okuyup avunuyorum... Antonio Machado’nun söylediği gibi, avazım çıktığı kadar bağırıyorum: “Gözlerinde bir giz yanıyor, el değmemiş kızıl yonca, can yoldaşım benim Nefret ya da aşk bilir miyim bunu? kara sadağının bitmez tükenmez ışığında Bedenim gölgeye serilene ve sandalların kuma gömülene kadar sen benim yanımda olacaksın. Susuzluk mu yoksa yolumun üstündeki su musun sen? Söyle bana el değmemiş kızıl yonca, can yoldaşım benim.” 17 Ekim 1999 KHK ile uzmanlara ‘beylik silah’ geliyor İki uzman askerin şehit edilmesinden sonra yanlarında beylik tabancalarının olmaması tartışma yaratmıştı SELDA GÜNEYSU İki uzman askerin şehit edildiğinde yanlarında silahlarının olmaması nedeniyle tartışma yaratan uzman onbaşı ve çavuşlara beylik tabanca sorunu son Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile çözülüyor. KHK’ye eklenen madde ile uzman çavuş ve onbaşılara “zati tabanca (beylik silahı)” verilecek. Düzenlemeye göre uzman çavuş ve onbaşılar “eğer isterlerse kendi maaşlarından beylik tabancası alabiliyor ancak aldıkları bu tabancaları kullanmaları da belli izne bağlanıyor”du. MHP İstanbul Milletvekili İzzet Ulvi Yönter, iki aydan bu yana uzman onbaşı ve çavuşlara beylik tabancasının neden verilmediğini sor muş, beylik tabancası olmayan uzman çavuş ve onbaşıların teröristlerce şehit edildiğine yönelik Meclis’te çalışmalar yapıyordu. Yönter, konuyla ilgili Meclis’e araştırma önergesi ve soru önergesi vermiş ancak sorun çözülememişti. Bunun üzerine Yönter, Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli’ye de uzman erbaşların beylik silah dahil birçok sorununu içeren yazı yazmıştı. Sorun çözülüyor Yönter’in yazısına Canikli’den yanıt gelmiş ve KHK ile uzmanlara bireysel silah imkânı verilebileceği açıklanmıştı. Hükümet, son çıkaracağı KHK’ye de uzman onbaşı ve çavuşlara beylik tabancası verilmesine yönelik madde ekledi. l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle