25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 10 Kasım 2017 16 peşine takılırken niyet okumayı önemsesinler. Yalanların ve dolanla rın peşinden çıkmazlara dalmasınlar. Kolayca tuzaklara düşüp takıyyeci liderler yüzünden karanlık çağ Saat hep dokuzu beş geçiyor larda kaybolmasınlar. Devrimlerle karşıdev rimleri ayırt edebilsinler. Karşıdevrimlerin tehli kesini erkenden sezsin Bu ülkenin başına olur da bir kez daha kurtarıcı olarak muhteşem bir li ler ve mevcut devrimlerin korunmasının anca aşılmasıyla mümkün olduğunu bilsinler. der gelirse... Onları siyasi ve askeri iktidar Ve onu halkıyla birlikte şu ku ların tekinsizliğine bir daha zin yunun en dibinden tek bir ham har emanet etmesinler. lede çıkarıp; Savaşa dair kahramanlık Yeniden yerlere göklere sı hikâyelerine temkinli yaklaşsınlar. ğamayacağı üst bir mertebeye Kurtuluş savaşından galip getirirse... çıkmış bir ülkeye bile ağır gel Sakın o lideri Atatürk’ü sevdi meli aslında düşmanın düşman, ğiniz gibi sevmeyin. savaşın da savaş olmadığı ger Bu sefer onu anlamayı, ger çeği. çekten anlamayı deneyin. Savaş nedir, savaşın yaşandı Ne fotoğraflardan bakan çak ğı yerlerde hangi değerler neye mak çakmak gözleri heyecan dönüşür... landırsın sizi... Bir liderin savaşlardaki başarı Ne de kimseninkilere benze ları ve düşmanı denize döken bir meyen sarı saçları. milletin sevinci ne anlama gelir... Hemen varlığına kurban ol İyice öğretin çocuklarınıza, mayın. tüm bunlar övülmeye değil Bir durup bakın; üzerinde etraflıca düşünülmeye Gerçekte kimdir o ve ne anla değerdir. ma gelir yaptıkları. Düşünsünler... Bir düşünün; Bir lider savaştan çıkmış bir Neden çok değerlidir böyle ülkenin kaderini “Yurtta sulh, bir ülke için bir liderin aşkları ve cihanda sulh” cümlesiyle mü çapkınlıkları ve içki masaları ve hürlerken nasıl bir gelecek işaret dansları... eder... Kimselerinkine benzemeyen Ve tarih kime diktatör kime farklı ve gözü pek bir hayatı dim lider der. dik ve inatla HHH taşıyışı. Evet, eğer bu ülkeye bir gün Bir efsane değil emsal gibi yeni bir lider kurtarıcı olarak okuyun onun çocukluğuna ve gelirse... yaşlılığına dair anıları. Ve onu halkıyla birlikte şu ku Okullarda yeni nesillere tarihi yunun en dibinden tek bir ham öğretirken onunla ilgili büyük laf lede çıkarıp; lar etmeyin. Yeniden yerlere göklere sı Bırakın hamaseti, görkemi. ğamayacağı üst bir mertebeye Gerçeğin kıymetli gücüyle getirirse... besleyin gençlerin zihnini. Sakın o lideri Atatürk’ü sevdi Liderlerin zaaflarından bahse ğiniz gibi sevmeyin. din, insanlığından, hatalarından. Sırf siz Atatürk’ü nasıl sevece Laflarına kanmasınlar, niyetle ğinizi bilemediğiniz için... rine baksınlar. Şu an kuyunun dibindesiniz. Bir lideri körü körüne sevmek Orada saat hep dokuzu beş değil, liderlik üzerine etraflıca geçiyor. düşünmeyi becermek adam O çok sevdiğiniz Atatürk 10 eder insanı, bunu anlasınlar. Kasım 1938’den beri sizin yüzü Gelmiş geçmiş tüm liderleri nüzden mütemadiyen ölüyor da karşılaştırırken ve yeni bir liderin ölüyor. haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: EMİNE BİLGET Mücadele sürecek32. ADALET NÖBETİ’NE KATILAN BARO BAŞKANLARINDAN NET MESAJ: Gazetemizin yayın politikasının suçlama konusu edildiği dava kapsamında tutuklu bulunan avukatımız ve İcra Kurulu Başkanımız Akın Atalay nezdinde haksız tutuklamalara tepki için Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde başlatılan Adalet Nöbeti dün 32. kez tutuldu. Nöbete, eski Kültür Bakanı Ercan Karakaş, İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, Antalya Barosu Başkanı Polat Balkan, Bursa Barosu Başkanı Gürkan Altun, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şube Başkanı Gökmen Yeşil, gazetemiz İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç, 9 ay tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılan avukatlarımız Bülent Utku ve Mustafa Kemal Güngör ve çizerimiz Musa Kart katıldı. Çağlayan Adliyesi’ndeki Adalet Nöbeti’nin sonunda geçen günlerde hayatını kaybeden Adalet Nöbeti katılımcılarından avukat Cengiz Güngör de anıldı. Güngör ile ilgili konuşan avukat Mebuse Tekay, “Onun birleştirici yanına çok ihtiyacımız var. Umarım onun bütünleştirici yanını hepimiz benimseyebiliriz” dedi. Eylemde konuşan Antalya Barosu Başkanı Balkan, “Gazeteciler üzerinden, Cumhuriyet gazetesi ve onunla özdeşleşen ilke ve değerlerle hesaplaşılmak istenmektedir. Saldırılar hesaplaşılmanın ötesine geçmiş, en temel hak ve özgürlükleri her gün daha da ağır bir şekilde ihlal eder bir boyuta varmıştır. Göğün direği olan adalet, ekmek ve su gibi yaşamsaldır ve herkes için gereklidir” diye konuştu. Bursa Barosu Başkanı Altun da “Ne yazık ki geldiğimiz nokta, hukukun üstünlüğünü savunan biz hukukçular ve avukatların meslek örgütü barolar tarafından kesinlikle kabul edilemez bir hal almıştır. Barolarımız ve özelinde Bursa Barosu, öğretilmiş cehalete ve yaratılan şiddet iklimine rağmen avukatlara yönelik tehdit, baskı, fiili ve silahlı saldırıların karşısında yer alacak, bu sakat anlayış ve davranışlarla mücadeleye devam edecektir” dedi. Ardından söz alan ÇHD İstanbul Şube Başkanı Gökmen Yeşil ise önceki gün gözaltına alanan ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı’nın açlık grevinde olduğunu belirterek, acilen adliyeye getirilmediği takdirde su ve şekeri de bırakacağını söyledi. Soma ve Suruç davası avukatlarının tutuklandığını anımsatan Yeşil, “Nuriye ve Semih’in avukatlarıyla savunma hakkına saldırılıyor. Adliyeler birer yargı merkezi değil idari kurumların infaz memurlarının mekânı olmuştur” diye konuştu. l İSTANBUL/ Cumhuriyet MURATCAN SABUNCU STRAZBURG’DA KONUŞTU Muratcan Sabuncu, Dünya Demokratik Forumu’ndaki “Yolsuzluk ve popülizm: Uluslararası toplum yardım edebilir mi” başlıklı panelde konuştu. ‘Umutluyum çünkü biz varız’ DUYGU GÜVENÇ Bir yılı aşkın süredir tutuklu bulunan Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu’nun oğlu Muratcan Sabuncu, Türkiye’nin geleceğinden umutlu olduğunu belirtirken, gençlerin bu taahhüde bağlı olduğunu vurguladı. Avrupa Konseyi tarafından düzenlenen, Dünya Demokratik Forumu’nun “Yolsuzluk ve popülizm: Uluslararası toplum yardım edebilir mi” başlıklı panelinde konuşmacıların ardından söz alan Sabuncu, önce gazeteci olan babası ve arkadaşlarının bir yılı aşkın süredir hapiste olduğunu anımsattı. Sabuncu, “Özgür basın olmadan, haklarımızdan yararlanamayız. Seçimler gibi kritik kararları verirken bizim güvenilir bilgiye ihtiyacımız var” dedi. CHP Milletvekili Gülsün Bilgehan’ın panel sı rasında altını çizdiği “yolsuzluğu öncelemek için bağımsız ve araştırmacı gazetecileri korumalıyız” çağrısına işaret eden Sabuncu, “Halkı gazetecilerin korunması gerektiği konusunda bilgilendirmek önemli” mesajı verdi. Sabuncu, 16 Nisan referandumuna ve sonuçlarına da işaret ederek, “Ben Türkiye’nin geleceği konusunda karamsar değilim, aksine umutluyum. Çünkü buradaki birçok Türk genç katılımcı ile birlikte, biz özgür ve demokratik bir Türkiye için kararlıyız” dedi. Muratcan Sabuncu, panelde gösterilen ve ülkelerdeki yolsuzluk oranını gösteren haritaya da işaret ederek, diğer ülkelerdeki yolsuzlukların giderilmesi için el ele çalışmanın önemini vurguladı. Sabuncu’nun konuşması salondakiler tarafından coşkuyla alkışlandı. l STRAZBURG Gökmen Ulu, tahliye sevincini ailesiyle yaşadı. Köprüden önceki çıkış HAKAN DİRİK Görevi haber yapmak olan gazetecinin kendisi habere konu oluyorsa, ortada ters giden bir şeyler var demektir. İzmir Gazeteciler Cemiyeti önünde buluştuğumuz gazeteci dostlarımızla Çağlayan’a doğru yola çıkarken, ortak dileğimiz böylesi bir “tersliğin” sona ermesiydi. Bizi Çağlayan Adliyesi’ne sürükleyen, “gazetecilerin ikinci adresi”ne dönüşen Silivri’deki zoraki konukluğu 6 aya yaklaşan İzmirli gazeteci Gökmen Ulu’nun tutuklu yargılandığı Sözcü davası. İki günlük duruşma maratonunda dimdik ayakta duran Ulu, bir gazetecinin işini, yani haber yaptığı için neden tutuklanmaması gerektiğini bıkıp usunmadan “tane tane” anlattı. Mahkeme heyeti kararını açıklamadan hemen önce, eşine döndü: “Siz bana değil Ege’ye odaklanın!” Mutluluğun gözyaşları Bir yandan eşini teselli etmeye, diğer yandan oğluna duyduğu özlemi bastırmaya çalışıyordu. İşini yapmanın suç olmadığını kanıtlayan onlarca sayfa delilden sonra, mahkeme salonunda “tahliye” kararı yankılanınca, resmi çizilmese de mutluluğun gözyaşları akıyordu. Artık geriye Silivri’ye gidip zoraki konukluğa son vermek gerekiyordu. Cezaevi yönetimi, Kınalı gişelerinde serbest bıraktığında, yine bir “sevgi yumağına” tanık oldu Silivri. Bu kez başrolde Kadri Gürsel ve eşi değil, Gökmen Ulu ve oğlu yer alıyordu. Ege’nin özlemi öylesine büyümüştü ki, babasının kucağına atladığında onu yere devirdiğinin farkında bile değildi. Zaten oğlundan başkası onu deviremezdi! Önceliği, doğal olarak ailesine bırakıp, biz bir sonraki gişelerde kucaklaştık meslektaşımızla. Demokrasi can çekişirken Oğluna sarılmaya devam ederken, biraz da dertleştik. “Gazetecinin, gazetecilik faaliyeti nedeniyle tutuklanması, o ülkede adalet ve demokrasinin can çekiştiğinin göstergesidir” sözleri dökülüyordu ağzından. Silivri’deki “Cumhuriyetçileri” ve diğer meslektaşlarımızı düşününce, hak vermemek elde değildi. İzmirİstanbul hattında gidip gelirken görülüyordu ki, hükümetin övündüğü duble yollar, otobanlar gideceğimiz yerlere daha hızlı ulaşmamızı sağlıyor, ama “adalet yolunda” yaratılan tahribat öylesine büyük ki, “köprüden önceki son çıkışı” kaçırmamak gerekiyor! DİRİK, HÂKİM KARŞISINDA ‘Gazetecilik görevi yaptık’ Türkiye’den Suriye’deki cihatçı gruplara sarin gazı yapımında kullanılan kimyasal silah hammaddesi sevkıyatı yapıldığına ilişkin iddiaları haberleştirdiği gerekçesiyle hakkında dava açılan gazetemiz İzmir muhabiri Hakan Dirik, hâkim karşısına çıktı. Adana’da yürütülen “Sarin gazı” davasını CHP’li Milletvekilleri Eren Erdem ile Ali Şeker gündeme taşımıştı. Milletvekilleri, savcılık iddianamesinde de yer alan iddiaları, 21 Ekim 2015 tarihli basın toplantısıyla gündeme getirmişti. Toplantının öncesi ve sonrasında haber kaynaklarıyla görüşen, iddianameyi kamuoyuyla paylaşan Dirik, Erdem’in “Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın duruşma savcısını tehdit ederek dosyayı kapattırdığı” yönündeki iddialarını da habere taşımıştı. Aradan 1.5 yılı aşkın süre geçtikten sonra Bozdağ’ın şikâyetiyle Dirik ve benzer iddiaları gündeme getiren BirGün yazarı Erk Acarer hakkında dava açıldı. İddianamede, haberde yer alan Bozdağ’ın talimatına ilişkin ifadeler toplantıda yer almadığı için Dirik’e suç atfedilmişti. İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmada savunma yapan Dirik, “Haberin içeriğinde yer alan tüm bilgiler bana Eren Erdem tarafından söylenmiştir. Hatta bu iddialarla ilgili olarak Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma vardır. Adana 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan dava sonucunda bir kısım sanıklar hakkında cezaya hükmedilmiştir. Dolayısıyla kamuyu ilgilendiren ve güncel olan bir konu hakkında gazetecilik faaliyeti kapsamında ve basın özgürlüğü dahilinde yapılmış bir haber söz konusudur” dedi. CHP’li Eren Erdem’in tanık olarak dinlenmesine karar veren mahkeme, duruşmayı erteledi. l İSTANBUL / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle