05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 8 Ekim 2017 2 haber TASARIM: EMİNE BİLGET Okulun hemen girişinde, “Lütfen ayakkabılarınızı çıkarınız” yazısı var. Girişte çıkarılan ayakkabılar, içerideki ayakkabılıklara koyuluyor. Okulda kitaplıktan çok ayakkabılık var. Üstelik bu uygulama, gizlenmemiş. Okulun MEB uzantılı resmi sitesinde, öğrencilerin sınıfta çorapla eğitim gördüğünü kanıtlayan fotoğraflar var. Medreseler hortladı!GERİCİ MÜFREDAT, DİNCİ VAKIFLARIN OKULLARA GİRMESİ DERKEN BU DA OLDU İzmir’de bir imam hatip ortaokulunda öğrenciler okula ayakkabılarıyla giremiyor. Okulun, cuma günleri ‘mübarek’ gün olduğu için eğitim vermediği de iddia ediliyor İzmir’de Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir okulda fiili medrese eğitimine geçildi. Karabağlar Kestanepazarı İmam Hatip Ortaokulu’nda öğrenciler oku la ayakkabılarını çıkarmadan giremiyor. Fi ziki yapının okuldan çok camiye dönüştü rüldüğü okulda kitaplık yok, ayakkabılık lar var. Girişte ayakkabılarını dolaplara bı rakan öğrenciler, terlik ya da çoraplarla öğrenim görü yor. Üstelik okulda Milli Eği tim Bakanlığı’nın (MEB) haf talık öğrenim programının da HAKAN DİRİK kenara bırakıldığı iddia ediliyor. “Cuma günü” eğitime ara verilirken, o günkü eği timlerin cumartesi günü öğrencilere akta rıldığı ileri sürülüyor. Gayri resmi bir ‘abi’ var Okulun, modern Türkiye Cumhuriyeti’nde ortaçağ medrese eğitimi veren bir kuruma dönüştüğünü kaydeden Eğitimİş İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Adem Yıldırım, yapılan uygulamaların “temizlik” ya da “hijyen” bahaneleriyle savunulamayacağını söyledi. Yıldırım, okuldaki uygulamaları şöyle aktardı: “Okulda tam bir medrese uygulaması yapılıyor. Temizlik, hijyen adı altında çocukların ayakkabıyla okula girmesine izin verilmiyor. Okul zaten fiziki olarak daha çok Kuran kursuna benziyor. İçi de eğitim kurumundan ziyade camiyi andırıyor. Çocuklar, okulda terliklerle, çoraplarla geziyor. Burada tam bir medrese eğitimi veriliyor. Cumhuriyet Türkiyesi’nde, ortaçağ eğitim sisteminin kalıntılarını görüyoruz, yaşıyoruz. Okulda, Milli Eğitim Temel Kanunu açık açık çiğneniyor.” Fethullah Gülen’in zamanında önemli duraklarından da birisi olan Kestanepazarı’ndaki uygulamaların okulları medreseye çevirme amacının somut bir örneği olduğunu kaydeden Yıldırım, “Okulu yaptığımız cuma günü ziyaretinde ders saati olmasına rağmen okulun tatil edildiğini, uzak yerlerden gelen öğrencilerin evlerine cuma gününden gönderildiğini gördük. Bunun yerine cumartesi günleri ders yapılıyormuş. Mesai saati olmasına karşın okulda yönetici ve öğretmen yoktu. Pansiyonlu okul olmamasına karşın 3. kat ranzalarla yatakhaneye çevrilmiş durumda. Bir üniversite öğrencisi ‘abi’ okulda belletmen öğretmen olarak gayri resmi bir şekilde görev yapıyor. ‘Erkek imam hatip okulu’ ibaresi olmamasına rağmen yalnızca erkek öğrenciler eğitim görüyor” diye konuştu. Yargıya taşınacak Yıldırım, “Bu tehlikeli anlayışın yaygınlaşarak ileride önü alınmaz ve telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açacağı açıktır. Okullarımızda kızlı erkekli sınıfları ayıran, devlet okullarını medrese mantığıyla yönetme anlayışını kabul etmiyoruz. Bu ve benzeri yasadışı uygulamalara asla geçit vermeyeceğimiz, her fırsatta bunu deşifre edeceğiz. Bu uygulamalara izin veren yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunacağız ve süreci yakından takip edeceğiz” dedi. EĞİTİMİŞ DEŞİFRE ETTİ ‘11 okulda karma eğitim kaldırıldı’ Eğitimİş Merkez Yönetim Kurulu ve İzmir Şube yönetimi, İzmir’de bir basın açıklaması yaparak, kentte karma eğitimi fiilen ortadan kaldıran okulları deşifre etti. Bazı okullarda sınıfların haricinde, bahçelerin ve koridorların bile kızerkek diye ayrıştırıldığını açıklayan Eğitimİş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, “Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 15. Maddesi’nde bu husus, ‘Okullarda kız ve erkek karma eğitim yapılması esastır. Ancak eğitimin türüne, imkân ve zorunluluklara göre bazı okullar yalnızca kız veya yalnızca erkek öğrencilere ayrılabilir’ şeklinde yerini almıştır. Bu saydığımız okullarda koşullar hiçbir şekilde bu çağdışı uygulamayı dayatmadığı için, yapılan tam anlamıyla kanunsuzdur. Eğitimİş olarak, Cumhuriyetle hesaplaşma adımlarının bir parçası olan bu girişimleri yargıya taşıya cağımızın altını çiziyoruz” diye konuştu. Eğitimİş’e üye öğretmenlerden alınan bilgilerin doğrulatılmasıya oluşturulduğu söylenen listede, haremlikselamlık okullar olarak şunlar sıralandı: l Gaziemir Şehit Mustafa Yaman İmam Hatip Lisesi l Konak İmam Hatip Ortaokulu l Menderes Şehit Muhammed Safitürk İmam Hatip Ortaokulu ve Lisesi l Buca Mehmet Emin Yurdakul İmam Hatip Ortaokulu l Buca İmam Hatip Ortaokulu l Buca Çakabey İmam Hatip Ortaokulu l Buca Evliya Çelebi İmam Hatip Ortaokulu l Buca Sezai Karakoç İmam Hatip Ortaokulu ve Lisesi l Karabağlar Akşemsettin İmam Hatip Ortaokulu l Karabağlar İzmir Anadolu İmam Hatip Lisesi Anaokulunda Kuran kursu! Burdur Ağlasun’daki anaokullarında din eğitimi ve Arapça dersi verildiği ileri sürüldü CHP Burdur Milletvekili Mehmet Göker, Burdur’un Ağlasun ilçesindeki anaokullarında 46 yaş arası öğrenciler için din eğitimi verildiğini söyledi. Burdur Milli Eğitim Müdürlüğü’nden din eğitimi için kitap gönderildiğini aktaran Göker, eğitimi veren kişinin müftülükten görevlendirilen Kuran kursu hocası olduğunu ve anasınıfı öğrencilerine Arapça yazı yazdırıldığını ileri sürdü. Öğrencilere “Kuran Öğreniyorum 1 Harfler” adlı kitap dağıtıldığını öne süren Göker, velilere de “Öğleden sonra Değerler ve Kuran Eğitimi” başlığının da bulunduğu, “evethayır””seçeneklerine yer verilen bir kayıt dilekçesi imzalatıldığını dile getirdi. Göker, yaşı itibarıyla küçük, kas gelişimini tamamlamamış 46 yaş grubu anaokulu öğrencilerinin pedagoji bilgisi olmayan, öğretmenlik mesleğiyle ilgisi olmayan bu kişiyi her gün gördüğünde tedirgin olup, okuldan kaçtıklarına yönelik bilgiler aldığını kaydetti. Öğrenci velilerinin de Arapça yazdırma çalışmalarında çocukların zorlandığını görünce duruma tepki gösterdiğini belirten Göker, velilerin Arapça eğitime çocuklarının katılmaması için dilekçe verdiklerini de ifade etti. ‘Anayasal bir suç’ İlçe Milli Eğitim müdürünün velileri ikna çabalarına girdi ğini de öne süren Göker, “46 yaş grubu öğrenciler kas geli şimi açısından değerlendiril diğinde, küçük kas gelişimi ni tamamlamadıkları için yazı yazmaları mümkün değildir. Gelişim psikolojisi ve fizyolo jik psikolojiye aykrıdır ” diye konuştu. Uygulamanın hukuki hiçbir dayanağı olmadığını da kaydeden Göker, “Anaokul larında Arapça eğitim veya herhangi başka bir dilde eğitim, Türk eğitim sis teminin temellerine ay kırı olduğu gibi, anayasal suç niteliği ta şımaktadır. Sorumlula rı derhal is tifa etmeli ve görev den el çek tirilmeli Mehmet Göker dir” dedi. l DHA Yargıya güven? Geçen Pazar, Sevgili Saygı Öztürk’ün, Hâkimler ve Savcılar Kurulu, HSK Başkan Yardımcısı’nın, eskiden, Birinci Silivri Trajedisi zamanında yapılan haksızlık ve hukuksuzlukları özetleyen, eleştiren ve bugünkü yargıya güven isteyen sözlerini yansıtan bir yazısını paylaşmıştım. Aynı yazıda, Ergenekon, Balyoz, Odatv davalarıyla, Birinci Silivri Trajedisi süreci yaşanırken, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, HSYK’nin bu davalardaki yargıç ve savcıları atama yetkisine sahip olan o zamanki Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur’un da o sıradaki sözlerine yer vermiş ve kendisinin şu anda hapiste, yargılanmakta olduğunu belirtmiştim. İbrahim Okur’un eşinden bir mektup aldım. Yazımda adı geçtiği için, eşinin yolladığı mektubu yayımlamayı vicdani bir borç biliyorum: “Değerli Hocam, Bugünkü yazınızı okudum. Eşim İbrahim Okur’dan da bahsetmişsiniz. Kendisi hiçbir kişi, grup ya da cemaatin adamı olmamıştır. Ancak basın yoluyla öyle büyük algı oluşturulmaya çalışılmış ve hâlâ da çalışılmaktadır ki, algılar olguların önüne geçmiştir. Esasında işiyle, beyan ve açıklamalarıyla tüm gerçekler ortadadır ve adil bir yargılama olduğu takdirde de ortaya çıkacaktır. İtirafçı olmadığı halde basında ısrarla bu haberler yapılmış; gönderdiğimiz açıklamamız yayımlanmamıştır. Tıpkı diğer yalan haber ve iftiralara karşı gönderdiğimiz açıklama ya da tekziplerimizin yayımlanmaması gibi. Hocam size bu itirafçı haberiyle ilgili o zaman yaptığımız açıklamayı iletmek istiyorum. (https:// twitter.com/Okurlbrhm/status/801732504554274816) Şayet uygun görürseniz eşimin tüm bilgi ve belgeleriyle masumiyetini ve cemaat tehlikesine karşı verdiği mücadelesini de gözler önüne seren dilekçesi ve eklerini de iletmek isterim. 14 ayı geçen haksız ve hukuka aykırı tutuklu bulunan eşimin durumunu yansıtan tahliye talepli dilekçesi ve eklerini hassasiyetle değerlendireceğinize inanıyorum. Saygılarımla, Dr. Nurdan Okur.” HHH Günümüzde yaşanan ve benim “İkinci Silivri Trajedisi” diye adlandırdığım, adaletsizlik, haksızlık ve hukuksuzluklara konu olan tutuklamaları, iddiaları ve davaları özel olarak izlemiyorum... Ama Cumhuriyet mensuplarının davalarını, iddianameyi ve savunmaları biliyorum... Ve örneğin hapse gireceğini bilerek yurtdışından savunma yapmak için gelen Akın Atalay’ın, hakkındaki suçlamaya verdiği şu yanıtı unutamıyorum: “28 Mart 2011’de EFT yoluyla 2.500 TL gönderdiğim Hüseyin Aktaş bir parkeci. Oturduğum evin salonundaki parkeyi yenileme işinin karşılığı olarak kendisine yapılan bir ödeme söz konusu. İşte bundan yola çıkan savcı mealen ve mecazen diyor ki; Ey Akın Atalay, bundan 6 buçuk yıl önce evindeki parke işlerini yaptırıp karşılığında 2.500 TL ödediğin Hüseyin Aktaş’ın bir oğlu var. Oğlunun adı Atilla. İşte bu Atilla bir gün Bursa’daki bir restoranda yemek yiyor. Yemek yediği restoranı işleten Boğaziçi Tic. Ltd. Şirketi ile bu şirketin sahibi olan Şaban Aydın hakkında MASAK’ın raporu var. Ver bakalım hesabını! Ne desem?” HHH Akın Atalay hakkındaki iddialar, yargılanan tüm Cumhuriyet mensupları hakkındaki iddialara sadece bir örnektir. Tutuklu ya da tutuksuz yargılanan öteki Cumhuriyetçiler hakkındaki iddialar da aynı derecede haksız ve hukuksuz nitelikte görünmektedir. Bunlara tanık olan bir toplumun, o toplumdaki adalet mekanizmasına güven duyması beklenebilir mi? Evet tekrarlayalım: “Hiç kimse, hiçbir mesleğe o meslek mensuplarının kendi mesleklerine verdiği zarar kadar zarar veremez!” Pertevniyal Lisesi rekora koşuyor İstanbul’un en köklü okullarından olan Pertevniyal Lisesi, Prof. Dr. Orhan Kural başkanlığındaki rekor tescil ve hakem heyeti tarafından denetlenen “Dünya Kampus Rekorları” kapsamında “En çok kişiyle mezunlar günü kutlama“ kategorisinde rekor kırmaya hazırlanıyor. Etkinlik, yarın saat 11.00’de Pertevniyal Lisesi’nde düzenlenecek. Liseden yapılan açıklamada, mezunlar arasındaki dostluk ve dayanışmanın daha da artması için çalışmalar yapıldığı söylendi ve yarın yapılacak etkinlikteki programın bir milat olacağı vurgulandı. l İSTANBUL/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle