05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 25 Ekim 2017 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: SERPİL ÜNAY haber 11 Neslihan Sabuncu Eylem Sabuncu Sevgi Sabuncu Murat Sabuncu için gazetemizde düzenlenen kutlamaya annesi Sevgi Sabuncu, eşi Eylem Sabuncu ve kardeşi Neslihan Sabuncu da katıldı. Nice Yaşlara Oğlum Değerli yavrum, Bugün senin doğum günün. Annelerin gözünde çocuklar asla büyümez. Sen de benim için hâlâ naif bir çocuksun ve tabii ki ilk göz ağrımsın. Ne zaman bu kadar yıl geçti de saçı sakalı ağarmış kocaman bir adam oldun anlayamadım. İlkokula başladığın gün daha dün gibi gözlerimin önünde. Mavi önlüğün ve pembe panter resimli okul çantanla ne de şirin bir öğrenci olmuştun. İlk günün heyecanıyla elimi sıkı sıkı tutmuş ürkek bir şekilde etrafa bakıyordun. Sonra birkaç çocukla arkadaşlık kurup o çekingen halini hemen attın üzerinden. Atış o atış. Artık afacanlığıyla, kıvrak zekâsıyla ve komikliğiyle tanınan bir çocuktun. Mandolin kursundaki özgün çalış tekniğin nedeniyle öğretmenin kibarca başka bir enstrüman çalmanı tavsiye etmişti. Vurgulu çalgılarda kendini buldun. Doğayı daima çok sevdin. Sürekli toprakta, çimende yatıp yuvarlanırdın. Bir de bir köpeğin olmasını çok isterdin. Gerçi şu an bile o hayalle yanıp tutuştuğunu söylüyorlar. O yıllarda evimiz Fenerbahçe antreman sahasının Dereağzı tesislerinin tam karşısındaydı. Tesis şimdiki gibi yüksek duvarlarla çevrili değildi. Kardeşinle birlikte sahaya girer futbolcuları izleyip taca çıkan topları onlara geri atardınız. Bir keresinde ikinci lig takımlarının karşılaşması olmuş. Taca çıkan topu kim geri atacak diye kardeşinle topu çekiştirirken çok vakit geçmiş ve futbolcu sarı kart görmüş. Bu olayı zaman zaman hep birlikte hatırlayıp güleriz. O yıllarda Fenerbahçeli futbolcuları çok sevdiğiniz için kardeşinle sen doğal olarak Fenerbahçe’yi tutuyordunuz. Ama gönlünüzde yatan aslan benim babamın ekolünden geldiği Galatasaray’dı. Ne mutlu bana ki çok geçmeden ikinizi de fanatik birer Galatasaraylı yaptım. Yıllar hızla akıp giderken senin en çok vakit harcadığın şey okumak oldu. Kelimenin tam anlamıyla bir kitap kurduydun. Lise yıllarında ileride yapmak istediğin mesleğin düşüncesi kafanda şekillenmeye başlamıştı. Gazeteci olacaktın. Bunun için olabilecek en alt basamaktan başlayarak mesleğinin yüksek kademelerine doğru sabırla ilerledin. Mesleğinde asla taviz verilmeyecek ahlaki değerlerle kalemini, vatanını ve şerefini satmadan korkusuzca ve ilkeli bir şekilde yapabileceğin en iyi gazeteciliği yaptın ve bundan sonra da yapacaksın. Tekrar tekrar vurgulamaktan gurur duyacağım bir husus var: Ben bu topraklara İstanbul’un fethi ile gelmiş has İstanbullu bir ailenin ferdiyim. Ailemden aldığım bilgi, görgü ve ahlakı sizlere en iyi şekilde aktardım. Sizleri Atamızın kurduğu cumhuriyete bağlı evlatlar olarak yetiştirdim. İşte bu nedenledir ki senin o ak adının terör örgütlerinin kirli isimlerinin yanında anılması benim sureti katiyetle kabul edebileceğim bir şey değildir. Hezeyan içindeki bazı insanların vicdanlarını ve akıllarını yoklamalarında büyük fayda olacağına inanıyorum. Artık sana bu yaşında daha fazla terbiye ve ders verecek değilim. Esas sen yaşadığın acı deneyimlerle bizlere çok önemli dersler verdin. Öğrendik ki metanet demek Murat demek. Sabır demek Murat demek. Alicenaplık demek Murat demek. Sen mesleğini genç nesillere en iyi şekilde aktarmak için çırpınan, daima gençlerin elinden tutan, onlara abilik, babalık yapan bir insansın. Ne mutlu bana ki bu günleri görebildim. Fakat ne acıdır ki bir yıldan beri senin güler yüzünden, pırlanta kalbinden ayrı kaldık. Oğlunun, benim, eşinin, kardeşinin doğum günleri ile babanın vefatının senei devriyesi geldi geçti. Umarım bundan sonra daima güzel günler görürüz. Bu vesileyle milletimizin en güzel günlerinden biri olan Cumhuriyet Bayramı'nı şimdiden kutlarım. SEVGİ SABUNCU Vedat ARIK İyi ki doğdun Murat Sabuncu Cumhuriyet davası kapsamında 360 gündür özgürlüğünden yoksun olan gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu’nun doğum günü gazetemizin Şişli’deki merkez binasında kutlandı. 48. yaşına Silivri Cezaevi’nde giren Genel Yayın Yönetmenimiz Sabuncu için yapılan kutlamaya Sabuncu’nun annesi Sevgi Sabuncu, eşi Eylem Sabuncu, kız kardeşi Neslihan Sabuncu ve diğer yakınları, Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç, Cumhuriyet davası kapsamında bir süre tutuklu kalan gazetemiz yönetici ve yazarları ile eşleri, Cumhuriyet çalışanları ve çok sayıda meslektaşı katıldı. Gazetemizin bahçesinde fotoğraf çektirerek Sabuncu’ya selam gönderen arkadaşları daha sonra Sabuncu’nun gazetemizdeki odasında pasta keserek yeni yaşını kutladı. l Haber Merkezi Doğum günüm özgürlük Murat Sabuncu cezaevinden bir mesaj yolladı: Benim asıl doğum günüm düşüncelerinden dolayı, ifade özgürlüğünü savunduğu ve kullandığı için tutuklu bulunan herkesin özgürlüğüne kavuştuğu gün olacak. Ayrıca bugün bana verilecek en güzel hediye, insan hakları savunucularının tahliyesi olacak. savuHnüakmümıyeotrBOZAAYKNMAUANYNLOIAKR Cumhuriyet davası için Türkiye’den savunma isteyen AİHM’nin verdiği süre 24 Ekim’de doldu ancak hükümet yine süre istedi Hükümet, 360 gündür özgürlüklerinden yoksun olan gazete fa Kemal Güngör, Kadri Gürsel, Hakan Kara, Musa Kart, Güray Öz ve Bülent Utku, 2 mizin İcra Kurulu Başkanı Mart 2017’de AİHM’ye başvu Akın Atalay ve Yayın Yönet ruda bulunmuştu. AİHM’nin menimiz Murat Sabuncu’nun ALİCAN yargılandığı Cumhuriyet da ULUDAĞ başvuruyu öncelikle incelenmesi ve Avrupa İnsan Hakları vası kapsamında AİHM’ye Sözleşmesi’nin “özgürlük ve yapılan başvuruda yine “savun güvenlik” hakkı başlıklı 5. madde ma” göndermeyerek zamana oyna si ile “ifade özgürlüğü” başlıklı 10. dı. AİHM’nin verdiği ek süre dün maddesinin ihlal edildiğine karar dolarken Adalet Bakanlığı, Strasbo verilmesi talep edilmişti. urg’taki Yüksek Mahkeme’den iki haftalık daha ek süre talebinde bu Haziranda istendi lundu. Talebi kabul eden AİHM, 7 Nisan ayında Cumhuriyet’in baş Kasım’a kadar ek süre verdiği Ada vurusunu öncelikle görüşme kara let Bakanlığı’nı “Bir daha süre uza rı alan AİHM, haziran ayı başında tım talebine izin verilmeyecek” diye ise Türkiye’den savunma istemişti. uyardı ve savunmasını bir an önce Savunma için de 2 Ekim’e kadar sü göndermesini istedi. re verildi. Adalet Bakanlığı, bu süre 31 Ocak 2016’da yapılan operas nin dolmasının ardından savunma yonla gözaltına alınan ve ardından göndermeyerek ek süre istedi. Yük tutuklanan Cumhuriyet çalışanla sek Mahkeme, süreyi 24 Ekim’e ka rı Murat Sabuncu, Akın Atalay, Ön dar uzattı. der Çelik, Turhan Günay, Musta AİHM’nin tanıdığı ek süre dün doldu. Ancak Adalet Bakanlığı, AİHM’ye savunma göndermekten kaçındı. Bakanlık, “görüşlerin temelini oluşturacak talep konusu bilgi ve belgelerin içerik açısından çok fazla olması” gerekçesiyle iki haftalık ek süre talebinde bulundu. 7 Kasım’a kadar bu süreyi uzatan AİHM, hükümete “bundan sonra başka süre uzatım talebine izin verilmeyeceği, mümkün olması halinde görüşlerini uzatılan süreden önce bildirmeleri” yanıtı verildi. Duruşma 31 Ekim’de Adalet Bakanlığı, Turhan Günay’ın daha önce yaptığı başvuruda ise AİHM’in istediği savunmayı süresi içinde göndermişti. Gazetecilik faaliyetlerinin yargılandığı, haberlerin “suç deliliymiş” gibi dosyaya konulduğu, yayın politikasının sorgulandığı Cumhuriyet davasının 4. duruşması ise 31 Ekim’de görülecek. l ANKARA Mimar Alev Şahin’e saldırı İşini geri alabilmek için 178 gündür Düzce’de eylem yapan Alev Şahin, “Mücadelemden ve Nuriye. Semih demekten vazgeçmeyeceğim” dedi Zehra ÖZDİLEK Düzce’de Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nde görev yaparken KHK ile işten çıkarılan mimar Alev Şahin, oturma eyleminin 176. gününde konuşma yaparken saldırıya uğradı. Şahin, “Saldırganın kendi çevresindekiler uzaklaştırmamıza yardımcı olurken etrafta dolaşan polisin saldırgana hiçbir müdahalede bulunmadığını fark ettim. Etrafta olup beni dinleyen, sesime kulak veren halkın bana alkışlarıyla destek olduğunu görmek ise tarifsiz bir duyguydu. Başörtülü kadınlar, emekli amcalar, gençler konuşmamı bitirince ‘vazgeçmeyin’ diyerek desteklerini sürdürdü. Elbette iş, ekmek mücadelemden ve Nuriye, Semih demekten vazgeçmeyeceğim” diye konuştu. Saldırganın, konuşmasında geçen ‘devrimci’ kelimesinden rahatsız olduğunu söyleyen Şahin, “Karşımdaki kişi ‘ne ayaksınız’ diyerek eyle mime ait dövizin asılı olduğu panoya elini uzatınca niyetinin provokasyon olduğunu anladım. Hemen bana destek olanlarla birlikte onu uzaklaştırmaya çalıştık. Sayıca ondan fazlaydık ve istesek ağır fiziki zararlar da verebilirdik ancak tüm saldırganlığına rağmen devrimci adalet terazimizden şaşmadık ve iterek uzaklaştırdık” ifadelerini kullandı. Eylem süresince sözlü sataşmaların olduğuna değinen Şahin şöyle Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nde görev yaparken KHK ile işten çıkarılan mimar Alev Şahin, başlattığı eylemin 176. gününde saldırıya uğradı. devam etti: “Araçlarının içinden ya da bisikletle geçerken eylemime laf atıp gitmişlerdi. Önceki günkü saldırıda ise ilk kez biri bu kadar yaklaşmaya ve saldırmaya cesaret edebildi. Bu cesareti ona müdahale etmeyen polisten ve arkasına alıp güvendiği kaynaklardan olduğu çok açık. AKP’nin zulmüne de faşist saldırılara da teslim olmadım, olmayacağım. Bugün 177. günüm. Yine ilk günkü umut ve cesaretle direniş alanımda olacağım.” Laiklik bu mudur? Ron Mueck’in Abdülmecit Efendi’nin tarihi köşkünde sergilenen heykelini “çıplak” diye hedef alan... “Böyle” bir sanat eserinin Osmanlı’nın son halifesine ait bir mekânda sergilenmesini dine ve geleneklere hakaret olarak kodlayacak kadar kör cahil olan... O cehaletten beslenen edepsizlikle sergi mekânına dalan... Bir avuç adam bağırıyorlar; “Laiklik bu mudur?” Yaptıkları iş rezil; ama sordukları soru tam yerinde. “Laiklik bu mudur?” Evet, laiklik tam da budur. Laiklik... Bir ülkede yaşayan herkesin... En eğitimlisinden en eğitimsizine, en akıllısından en aptalına, en zengininden en fakirine, en sağcısından en solcusuna, en yaşlısından en gencine, en dinsizinden en müminine kadar her kesimin... Din ve sanat işlerini birbirinden ayırabilmesidir. Bu ayrımı yapabilecek temel algıyı bünyesinde barındırmasıdır. Sanatın evrensel dilini anlamasa, bilmese ya da ona karşı kayıtsızlığı tercih etse bile... Kimseyi sanata düşman olmaya kışkırtmamasıdır. Ve kimse tarafından da buna kışkırtılamamasıdır. Anlamadığı, bilmediği şeyi dilerse anlamaya, öğrenmeye çalışabileceği olanaklara sahip olmasıdır. Dilerse o yaratıcılığın bir parçası olabilecek fırsatı bulmasıdır. Sanatın dilinden korkmamasıdır. Cahilin cüretinden korkmasıdır. Laiklik; Cehaleti körükleyen politikalara asla prim vermemektir. Din ticareti yapan politikacıların maskelerini itirazlarına aldırmaktan tekrar ve tekrar ve tekrar indirmektir. Halkı arkaik korkularla eğitmeye ve yönetmeye çalışanların karşısında inatla diklenmektir. Laiklik; Dünyanın herhangi bir yerinde yapılmış bir sanat eserini... Muhafazakâr ve saldırgan bir politikanın hedefi olmayı umursamadan... Tehditlere kulak asmadan... Baskılara boyun eğmeden... Cehaletin cüretine prim vermeden... Kendi bildiğinin arkasında durarak... Evrensel etiği temel alarak... Sanatın neye yaradığını unutmayarak... Tekrar ve tekrar ve tekrar... Kamuya açık her türlü sergi mekânına inatla getirmektir. Sanatın özgür dilini sona kadar ne pahasına olursa olsun savunmaktır. Eğer bu ülke bir gün laiklikten tamamen vazgeçerse... Bir daha asla dilediğiniz gibi resim yapamazsınız. Heykel yontamaz, film çekemez, şiir yazamazsınız. Hikâyeleriniz, romanlarınız toplatılır. Tiyatro oyunlarınız, danslarınız sansürlenir. Sergileriniz yağmalanır, şarkılarınızın sesi sonuna kadar kısılır. İşin kötüsü elinizden alınan haklarınız için eylem yapamazsınız, dava açamazsınız, canınızı tehlikeye atmadan haklarınız için hiç savaşamazsınız. Laiklik... İşte bunlar olmasın diye vardır. Sahip çıktığı sanat da özgür düşüncenin ve cesaretin kadim kaynağıdır. ERDOĞAN’A HAKARET İDDİASI Barış Pehlivan’a hapis cezası Odatv’de 12 Kasım 2014 tarihinde yayımlanan haberde; ABD’nin önde gelen TV kanallarından HBO’da John Oliver’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a dair söyledikleri haberi yayınladıkları gerekçesiyle sitenin Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan’a “Cumhurbaşkanı’na Hakaret” suçlamasıyla dava açıldı. İstanbul Anadolu 42. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dün görülen davada kararını açıklayan mahkeme heyeti, Pehlivan’a 11 ay 20 gün hapis cezası verdi. Daha sonra cezayı erteleyen mahkeme heyeti 2 yıl denetim süresi koydu. Barış Pehlivan 2 yıl içerisinde herhangi bir ceza alırsa 11 ay 20 gün hapis yatacak. l İSTANBUL / Cumhuriyet Meral Geylani tutuklandı Antalya’da 12 Ekim günü yapılan operasyonla gözaltına alınan insan hakları savunucusu Meral Geylani emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Savcılıkça ifadesi alınan Geylani, “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla tutuklanma talebiyle Sorgu Hakimliği’ne sevk edildi. Geylani’yi, aynı gerekçeyle tutukladı. Meral Geylani, 28 Kasım 2011’de 19’u çocuk 34 kişinin bombalanarak öldürülmesinin ardından Roboski’ye yerleşmişti. l Yurt Haberleri C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle