03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 20 Ekim 2017 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY Kalkınma kadın eliyle mümkün Türkiye’de son üç yılda yaklaşık 3 milyon 400 bin adet tapunun 2 milyon 285 bini erkekler adına tescil edildi. ekonomi 9 Avrupa’da kadın istihdamı yüzde 40’ın altında olan tek ülke Türkiye. Tarkan Kadooğlu’na göre, kadın olmadan büyüme yetersiz kalır Emek çok, kazanç yok BM Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlenmesi Birimi’nin (UN WOMEN) ortaya koyduğu verilere göre, dünyadaki toplam kadın emeği yüzde 52 iken; Türkiye’de bu oran yüzde 55. Türkiye’deki toplam erkek emeğinin yüzde 45; ücretsiz erkek emeğinin yüzde 11 olduğunu belirten UN WOMEN, kadınların iş bulma ümidi ve beklentisinin de erkeklere göre daha düşük olduğunu ifade ediyor. Türkiye’deki kadınların “kadın işlerinde” çalıştığını, benzer işte çalışan erkek meslektaşlarından daha az kazandığının söylendiği raporda bazı veriler şöyle: n Nitelik gerektirmeyen işlerde çalışan kadınlar, aynı işte çalışan erkek meslektaşlarından yüzde 18 daha az kazanıyor. n Kamu sektörü ve özel sektör de her seviyedeki kadın yönetici oranları toplamı yüzde 12.2 n Kadınların işsizlik oranı (yüzde 15.9) erkeklere (yüzde 9.5) göre daha yüksek Ekonomik kalkınmanın yalnızca rakamsal olarak ifade edilmesinin yetersiz kalacağını dile getiren Birleşmiş Milletler Kadın Birimi Empower Women Avrupa ve Orta Asya Bölge Koordinatörü Meral Güzel, sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin gerçekleşmesinde özel sektörün işe alım ve terfi politikaları uygulayabileceğini söyleyerek, “Özel sektör; kadınların ekonomik hayatta güçlenmesini desteklemek için kapsayıcı işe alım ve terfi politikaları uygulayabilir, kadın işgücünü geliştirebilir ve tedarik/satın alma harcamalarını kadınlara ait işletmelere tahsis ederek yapabilir” dedi. Türkiye’nin kadın işgücü ve istihdam oranlarında yüzde 27’lerden ileriye gidemediğini aktaran Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu, “Türkiye, Avrupa’da kadın istihdamı yüzde 40’ın altında olan tek ülke. Ekonomiye kadın eli değmezse, refah, huzur, üretim ve kalkınma pek mümkün değil” dedi. TÜRKONFED tarafından, Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women) ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) işbirliğiyle düzenlenen ‘Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinde Kadının Rolü Zirvesi’nde konuşan Kadooğlu, Türkiye’nin işgücü açısından ve kadın erkek uçurumundan kaynaklanan ekonomik kaybına dikkat çekti. Kadooğlu, özellikle tarımda çalışan kadınların sosyal güvenlik şemsiyesi altına alınmadığına değindi. 2 kadından 1’i kayıt dışı Çalışan her iki kadından birinin kayıt dışı göründüğünü kaydeden Kabooğlu, sosyal sigorta prim ve istihdam teşviklerinin farklı koşullara sahip olması ile mevzuatta oluşan karmaşıklığın prim teşviklerinden yararlanmayı zorlaştırlaştırdığını ifade ederek, “Prim teşviklerinin, işgücü maliyetinin ve kayıt dışı istihdamın yüksek olduğu sektörlere daha yüksek miktarda verilmesi kayıt dışı istihdamı azaltacaktır” dedi. AB üyesi ülkelerde kadın istihdamının yüzde 60’larda iken Türkiye’de bu oranın yüzde 30’ları bulamadığını aktaran TÜRKONFED İDK Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Yasemin Açık da, “Toplumun yarısını oluşturan kadınların üst düzey yönetici pozisyonlarında olmasına ihtiyaç duyuluyor. Türkiye’deki okuryazar olmayan kadınlar, erkeklerin 5 katı. Sürdürülebilir kalkınmadan bahsediyorsak, kadının rolünü yadsıyamayız” dedi. l Ekonomi Servisi 445 milyar liralık vergiden vazgeçildi Maliye Bakanlığı, indirim, istisna ve muafiyet nedeniyle gelecek 3 yıllık süreçte toplam 445.3 milyar liralık vergiden vazgeçecek. Vergi harcamaları 2018’de 132.1 milyar lira, 2019’da 148 milyar lira, 2020’de de 165.2 milyar lirayı bulacak. Vergi harcamalarının gelecek yıl 132 milyar 141 milyon 880 bin 923 lira olması öngörülüyor. Bunun 54.2 milyar lirasını Gelir Vergisi, 17.6 milyar lirasını Kurumlar Vergisi, 32.8 milyar lirasını Katma Değer Vergisi 18.9 milyar lirasını Özel Tüketim Vergisi, 8.6 milyar lirasını da diğer kanunlarındaki istisna ve muafiyetler oluşturacak. l Ekonomi Servisi Kart sayısı 188 milyonu aştı Bankalararası Kart Merkezi’nin verilerine göre, eylül sonunda Türkiye’de 61.3 milyon kredi kartı, 127.3 milyon banka kartı olmak üzere toplam kart sayısı 188 milyonu aştı. Kartlarla eylülde 57 milyar liralık ödeme yapıldı. Bu tutarın 50.9 milyar lirası kredi kartı ile yapılırken, 6.1 milyar lirasında banka kartı kullanıldı. l Ekonomi Servisi Az mı gittik, uz mu gittik? Yukarıda attığım başlığı Türkiye’de hangi alana çekerseniz çekin, yanıt pek değişmez: Evet az gittik; dolayısıyla uz da gidemedik. Pardon. Konu rant, talan ve inşaat olunca dörtnala koştuk. Ama iş eğitime, ileri sanayileşmeye, tarıma, üretime, insan haklarına, kadın erkek eşitliğine geldiğinde bırakın adım atmayı, var olan konumdan bile gerilemeyi başardık. Hele hele toplumsal değerlerde... Bu yazının başlığını Erdal Yıldırım’ın kitabından aldım. Yıldırım, Vehbi Koç Vakfı Genel Müdürü. 25 yılı aşkın üçüncü sektör deneyiminden yola çıkarak, yeni vakıfların 50 yıllık hikâyesini anlattığı kitabına ‘Az mı gittik, uz mu gittik?’ soru başlığını vermiş. “Kurumsal iyilik” olarak tanımladığı vakıflara dair pek çok konuya yeni bir sayfa açıyor kitabında. Yıldırım, hep övündüğümüz “Vakıf medeniyeti mirasının üzerine ne koyabildik? Vakıfçılık konusunda dünyadaki yerimiz ne?” ve tabii “Hayırseverlikte neredeyiz” sorularına yanıt arıyor. Yıldırım ile önceki gün bir sohbet gerçekleştirdik. Konu önemli. Kısaca 3. Sektör diye tanımlanan sivil toplum kuruluşları, yani dernek, cemiyet, vakıf, birlik, federasyon, konfederasyon, platform ve inisiyatifler, çağdaş demokrasinin olmazsa olmazları. Toplumsal sorunların çözülmesinde önemli rolleri var. Ve ne yazık ki Türkiye’de bugün sayısı 5 bini aşan vakıftan sadece çok azına gerçek anlamda vakıf diyebiliyoruz. Ve 104 bin dernek... Çoğu tabela dernek. Şöyle bir düşündüm, başarılı vakıf deyince benim ilk anda aklıma hangileri geliyor diye: TEV, TEGEV, Darüşşafaka, Mehmetçik Vakfı, LÖSEV... Sonra vakıf üniversiteleri... Sonra ailelerin ve şirketlerin kurdukları vakıflar: Vehbi Koç Vakfı, Sabancı Vakfı, Kadir Has Vakfı, Türkiye Vodafone Vakfı vs... Seviyor ama yapmıyoruz Tabii içinde bulunduğumuz dönemin ruhuna uygun, amacı toplumu dini değerler doğrultusunda dönüştürmek olan ve bunu da vakıf senetlerinde açıkça ifade eden Ensar Vakfı, TÜRGEV gibi kuruluşlar... Yıldırım onları “imtiyazlı vakıflar” başlığı altında topluyor. Toplanan bağışların nerelere harcandığına ilişkin şeffaflık yoksunluğundan, devlet eliyle tahsis edilen bina ve arsalara kadar... Ve ne yazık ki hayırseverlikte de karnemiz iyi değil. Dünya genelinde 135 ülkede yapılan hayırseverlik anketinde insanlara 3 basit soru soruluyor: Bir hayır kurumuna bağış yaptınız mı? Gönüllü bir çalışmaya katıldınız mı? Tanımadığınız birine yardım ettiniz mi? Türkiye’nin notu 100 üzerinden 18. Erdal Yıldırım bu durumu “güvenmiyoruz” diye açıklıyor. Etrafımızdakilerle, hatta komşularımızla bile yaşa dığımız bir güven sorunu var. Halbuki Batı’da gelişmiş ülkelerde durum tam tersi. Francis Fukuyama’nın ‘Güven’ kitabında altını çizdiği gibi, bir toplumun hem kültürel dokusunda, hem de tek tek bireylerinde bulunan “karşılıklı güven” duygusu ekonomik ve sosyal gelişme için en önemli unsur. Aslında hayırseverlik dünyada giderek artan bir olgu. Örneğin ABD’de yapılan bağış miktarının 21. yüzyılda çok önemli miktarlarda artacağı belirtiliyor. Lester Salamon’a göre yeni hayırseverlik 4 açıdan farklı olacak: Daha çeşitli, daha küresel, daha işbirlikçi ve daha müteşebbis. Ayrıca vakıfçılık, sivil toplumculuk da giderek evriliyor ve sivriliyor. Sivil toplumculuk önemli. Gerektiğinde, sisteme karşı duruş sergileyebilmesi, siyasetten bağımsız hareket edebilmesi lazım. Kolay değil, üstelik bizim gibi ülkelerde, üstelik Türkiye’de içinde bulunduğumuz dönemde. Yıldırım’ın “Bir gün şehrinizin en muteber adamısınız, ertesi gün yaka paça tutuklanıyorsunuz. Gelecek kaygınız belli bir seviyenin üzerindeyken hiçbir konuda sivrilmek istemezsiniz. Hatta hayırseverlikte bile” diye yazdığı kitabı okurken Osman Kavala’nın Gaziantep’de Alman Goethe Enstitüsü’nün toplantısından dönüşte Atatürk Havalimanı’nda gözaltına alındığı haberi ulaştı. Osman Kavala bir işadamı ama aynı zamanda sivil toplumcu kimliği güçlü biri. TESEV yönetim kurulu üyesi, Açık Toplum Enstitüsü’nde danışma kurulu üyesi, Tarih Vakfı ve Diyarbakır Kültürevi’nin destekçisi, Helsinki Yurttaşlar Derneği üyesi. Bilmem başka söze hacet kaldı mı? Tapuda erkek hâkimiyeti var Son üç yılda yaklaşık 3 milyon 400 bin adet tapunun 2 milyon 285 bini erkekler adına tescil edilirken kadınlar adına tescil sayısı 1 milyon 115 binde kaldı Türkiye, tapu sahibi olma konusunda erkek egemen bir yapıya sahip. Geçen yıl alınan her 10 evin 6’sının tapusu erkeklerin üzerine yapıldı. 10 evin sadece 3’ü kadınların üzerine tescilli. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye genelinde 2016 yılında, erkekler yüzde 59.7 pay ile 801 bin 48, kadınlar yüzde 29.2 pay ile 391 bin 334 konut sahibi olurken, yüzde 2.2 pay ile 29 bin 88 konut kadınlar ve erkekler tarafından ortaklaşa alındı. İstanbul 63 bin 963 konut satışı ve yüzde 16.3 payla Türkiye’de kadınlar tarafından en fazla konut satın alınan il oldu. İstanbul’da 137 bin 565 konut erkekler tarafından alınırken, kadınlar ve erkekler tarafından ortak alınan konut sayısı 7 bin 186 oldu. Hakkâri 22 konut ile kadınlara ve 107 konut ile erkeklere en az satışın gerçekleştiği il oldu. Türkiye’de son üç yılda yaklaşık 3 milyon 400 bin adet tapunun 2 milyon 285 bini erkekler adına tescil edilirken, kadınlar adına tescil sayısı 1 milyon 115 binde kaldı. Doğudan Batı’ya gidildikçe konutun kadın adına tescil edilme oranı artıyor. TÜİK’in rakamlarına göre geçen yıl Ardahan’da sadece 71, Şırnak’ta ise 74 kadına konut satıldı. Yüzde 7 artış Türkiye’nin tapu sahibi olma konusunda erkek egemen bir yapıya sahip olduğunu belirten TGM Trend Gayrimenkul Genel Müdürü Hakan Erilkun “Kadınların mal sahibi olma yolunda umut verici gelişmeler kaydediliyor. Çünkü kadınlar adına gerçekleştirilen maliklik oranı her yıl ortalama yüzde 7 seviyesinde artış gösteriyor” dedi. SEKTÖRDEN 4 Anayasa Mahkemesi (AYM), müteahhitten ev alan yüz binlerce kişiyi ilgilendirebilecek bir karara imza attı. Arsa sahipleri 24 yıl sonra, binanın iskânı alınmadığı gerekçesiyle dava açtı ve müteahhitten ev alanların da sorumlu olduğu gerekçesi ile aldıkları tapuların iptalini istedi. Mahkeme tapuları iptal etti; Yargıtay da onadı. Daire sahipleri son çare Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmaya hazırlanıyor. 4 Turyap, 32. yılını Türkiye ve yurtdışından 350 temsilcinin katılımıyla Bodrum’da düzenlenen etkinlik ile kutladı. 4 Gayrimenkulde danışmanlık şirketi ERA Türkiye, QNB Finansbank ile Xclusive Bankacılık&Private Banking üyelerini kapsayan bir anlaşma imzaladı. Anlaşmaya göre ERA Türkiye, QNB Finansbank’ın Xclusive Bankacılık&Private Banking üyelerine gayrimenkul yatırım danışmanlığı yapacak. Nuvo Dragos’ta ikinci etap satışta Özderici GYO’nun, İstanbul Maltepe’de hayata geçirdiği Nuvo Dragos’un ikinci etabında inşaat süreci tamamlandı. Proje eski Singer fabrikasının bulunduğu 52 bin m2 alanda, toplam 325 milyon TL yatırımla inşa ediliyor. Nuvo Dragos’un 2014’te yaşamın başladığı, 3 bloktan oluşan toplam 484 daire, 8 ticari ünitenin yer aldığı ilk etabında, 1+1, 2+1, 3+1 ve dubleks daireler bulunuyor. Tamamlanan ikinci etapta yer alan 2 blokta ise yine 1+1, 2+1, 3+1 ve dubleks olmak üzere 515 daire yer alıyor. Projede 1+1’lerin büyüklüğü 66 89 met rekare, 2+1’lerin büyük lüğü 101 154 metreka re, 3+1’lerin büyüklüğü ise 156 219 metrekare ara sında değişiyor. Özderici GYO Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Ahmet Özderici “Biz yatırımcımı za ’yaşarken öde, yatırı mın evin için olsun’ diyoruz. Nuvo Dragos’u seçen ler yatırımı yap tıkları anda yaşa maya başlaya bilecekler ya da kira ge tirisi de el de edebi lecekler” dedi. Ahmet Özderici İnşaat maliyeti yüzde 22 arttı Bina İnşaatı Maliyet Endeksi (BİME), yılın üçüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 4.8, geçen yılın aynı dönemine göre ise yüzde 22.1 artış gösterdi. TÜİK’e göre, BİME’de 2017 üçüncü çeyreğinde işçilik endeksi bir önceki çeyreğe göre yüzde 2, malzeme endeksi yüzde 5.6 arttı. Geçen yılın aynı çeyreğine göre işçilik endeksi yüzde 12.9 yükseldi. Metro hattı bereketi Metro ulaşımıyla ilgili projeler arttıkça, metronun ulaştığı bölgelerdeki konut fiyatlarında da artış yaşanıyor. Zingat.com’un Bölge Raporu sonuçlarına göre, metronun geldiği bölgeler arasında satılık konut fiyatında en çok artış son 5 yılda yüzde 131 ile İçerenköy’de gerçekleşti. Onu yüzde 118 ile Ataköy, yüzde 110 ile Altunizade, yüzde 104 ile Kaynarca, yüzde 99 ile Başakşehir, yüzde 96 ile Bağcılar, yüzde 94 ile Kirazlı, yüzde 90 ile Dudullu izledi. Aynı dönemde en çok kiralık konut fiyatı artışına ise yüzde 97 ile Kaynarca ulaştı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle