30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 13 Ekim 2017 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ ‘O’ günlerden ‘bu’ günlere!.. Dış dünya ile ilişkiler, özellikle de şu sıralarda “AB ve ABD” ile yaşadıklarımızın karşısında insan, geride kalan kimi dönemlerin dahası kimi günlerin anılması gerekir diye düşünüyor. Dolaysiyle, AKP iktidarının başlangıç yıllarına şöyle bir dokunmamız gerekecek. Bilindiği gibi, “AKP 2002”de iktidardadır; “Erdoğan” ertesi yıl Başbakandır (13.3.2003). “AB”ye girme süreci de işlemektedir. “AB”nin parlamentosu “AP”den Parlamenter A. Ooslander, bir “Komisyon” toplantısında, “AKP” milletvekillerine, “Atatürkçülüğü anayasadan, Atatürk’ü de yaşamınızdan çıkarın!” diye buyurur (25.3.2003). Uygun ortamı bulmuşlar, hiç kaçırırlar mı? Zaten, “Erdoğan”da hazırlıklıdır; Atatürk’ün, “Kurtuluş Savaşı”ile oluşturduğu “TC Devleti”nin sınırlarını değiştirebilecek, “Özel İdareler Yasası”nı, Meclis’ten uçurarak geçirtip, Çankaya’ya gönderir; “10. Cumhurbaşkanımız A. Necdet Sezer” yasanın 14. maddesiyle, “İl Genel Meclisleri”nden “Özerklik”ten öte, kolayca “Bağımsız” niteliğe dönüşecek, “Yerel Meclis” oluşturulmaktadır!”, gerekçesiyle yasayı “iade” eder... (Temmuz 2004) Ne ki “AB”, hiç beklemediği bir biçimde düş kırıklığına uğrar; acısını “2005”te yine bir “AB Komisyon”u toplantısında alacak; “Fransız Parlamenter J. Toubon”, AKP milletvekillerine öyleyse der gibi “Siz artık Sevr’i kabul edin!” diye neredeyse haykıracaktır! (2005) “ABD”ye gelince, öfkesi daha derin olur; ne de olsa “stratejik ortaktır (!)”; bunu Pentagon’dan “Yrb. Ralph Peters”, “Anadolu’yu parçalayarak oluşturulan, özgür “Kürdistan”ı içeren ve tüm Ortadoğu’yu yeniden düzenleyen (!)” bir “harita” ile tüm dünyaya ilan eder. (2006) Kuşkusuz bu tam bir “tuzak” olan kâğıda dökülmüş “BOP”tur, “Büyük Ortadoğu Projesi”dir; Erdoğan sevinçle “Diyarbakır böylece bu bölgenin bir ‘yıldızı’ gibi parlayacaktır!” diyerek ilan eder. Ayrıca kendisi de İspanya ile birlikte “BOP’un Eşbaşkanı” olur!.. (2006) Ne var ki, bölge için, özellikle de Türkiye için tasarlanan bu (bölme) “projesi” de yetmez; bir süre sonra konu yine “AB” tarafından ele alınır. “AB Komiseri Hammberg”: “Ne mutlu Türküm diyene! söylemi de yasaklanmalı; çünkü etnik bir kökeni yüceltiyor!” (2009) diye diretince, Erdoğan: “TC vatandaşlığını ifade ediyor; Türk etnik kökene dayanmıyor!” yanıtını verse de, Erdoğan bu takıyyesine, ancak “2011” yılının “Eylül” ayına dek dayanır; bu ayın sonunda, “Dağa, taşa ‘Ne Mutlu Türküm’ diye yazmak ilkelliktir!” fermanını veriverir... Oysa altı ay önce de (31.3.2011), “AB” Parlamenteri A. Duff: “R.T. Erdoğan ikinci Atatürk’tür!” diyordu. Ve işte o günlerden bu günlere, “ABD” basınınca; ülkelerinin Türkiye’ye sıra dışı “azarı” olarak gördükleri, “vize uygulaması” günlerine geldik dayandık... Öte yanda bu üzücü karmaşayı yaşamamız yetmez gibi, ekonomi alanında da çok olumsuz haberler oluşmakta; işçilerin işsiz kaldıklarında yararlandıkları, “İşsizlik Sigortası Fonu”na ait “533 milyon TL”nin nereye gittiği, “2013” yılından bu yana bilinmiyormuş... “Yıllardır raporlarında konuya dikkat çeken ‘Sayıştay’ bir sonuç alamadı!” diyor “Mustafa Çakır”, hafta sonu “Cumhuriyet”teki, “Paralar Buhar Oldu!” başlıklı haberinde (8 Ekim); iç burkuyor... Bilmem ki ilginizi çekti mi, geçen yıl (2016) “Cumhurbaşkanlığı” kurumunda toplam “365 milyon 324 bin TL” harcanmış; demek ki günlük harcama “bir milyon TL”yi geçmiş... Eleştiriler çoğalınca, “itibardan tasarruf olmaz!..” diye buyurmuş Erdoğan! Sonra da, “Cumhurbaşkanlığı makamının mehabetine uygun şekilde” diyerek açıklamış; böylece bu makamın değerinin, “büyük, heybetli görünüşüne bağlı olduğunu” da ortaya koyuvermiş... Neden dillere destan “bini aşan” odalı saray yaptırdığı da böylece ortaya dökülüyor. Eh, üç yıldır Cumhurbaşkanlığı makamında oturduğuna göre bu işi iyi öğrenmiş... Doğruya “doğru”, eğriye “eğri” demeliyiz!.. Öyle değil mi? 13 EKİM 2017 SAYI: 33609 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Yazıişleri Müdürü (Sorumlu) Haber Koordinatörü Bülent Özdoğan Faruk Eren Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Reklam ve Pazarlama Danışmanı Ayşe Cemal Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 05.41 05.26 05.49 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi Akşam 07.06 12.57 16.02 18.36 06.50 12.42 15.48 18.21 07.11 13.05 16.12 18.45 Yatsı 19.55 19.39 20.01 Stratejik ortaklıklar genelde ekonomik faaliyetlerde bulunan işletmeler arasındaki çıkarlara dayalı işbirlikleridir. Devletler arasındaki stratejik ortaklıklar ise görece yeni uygulamalardır. Stratejik ortaklık en basit tanımıyla iki veya daha fazla gücün çeşitli hizmet ve çıkarlar doğrultusunda kurdukları ortaklıklardır. Bu ortaklık, büyüme ve gelişme yönünde ya da başka hedefleri gerçekleştirmek amacıyla kurulur. Stratejik ortaklık kavramı gündemimize Suriye iç savaşıyla birlikte girmiştir. Devlet yetkililerimiz başından beri başat stratejik ortağımızın Amerika Birleşik Devletleri olduğunu dile getirmişlerdir. Oysa zaman içinde bu durum değişmiştir. Uzunca bir süredir izlediğimiz gibi Suriye, Irak genelde de Ortadoğu’ya ilişkin olarak ABD ile hedeflerimiz ayrışmıştır. Örneğin, ABD’nin Suriye’deki stratejik ortağı askeri/siyasal hedeflerinin örtüştüğü, Türkiye’nin yıllardır mücadele ettiği “düşmanı” PKK’nin bu ülkedeki uzantıları olan PYD/YPG örgütleridir. Bu örgütlerin Türkiye sınırında özerk ya da bağımsız bir Kürt devleti kurma hedefiyle ABD’nin Suriye’yi kendi çıkarlarına uygun bir federal devlete dönüştürme hedefi örtüşmektedir. ABD, Suriye’nin ile somut bir işbirliğine gitmiştir. İdlib’e Türk askeri gönderilmesi bu işbirliğinin bir sonucu dur. Bu örnekten de gö rüleceği gibi stratejik işbirlikleri/ortaklıkları kısa, orta ya da uzun vadeli olmakta, ortaklar Stratejik ortaklık “duruma göre” değişmektedir. Dün Rusya ve İran ile ilişkilerde nedir, ne değildir? tanık olduğumuz gibi dün hasım olan devletler bugün ortak hare ket edebilmektedir. IŞİD’den temizlenmesi olarak be ABD gibi emperya lirlenen yakın askeri stratejik hedefi list bir süper güç ile Türkiye gibi he doğrultusunda PYD’nin askeri gücü nüz gelişmekte olan bir ülke arasında YPG’yi eğitmekte ve en modern silah eşitler arası bir işbirliğinden, ortaklık larla donatmaktadır. YPG’nin perso tan söz etmek mümkün değildir. Biri nel gücünün 70 bnin üzerinde olduğu sömüren, öbürü sömürülen ülkedir. belirtilmektedir. Sömürülen ülke son çözümlemede Böyle bakıldığında iki ülke arasın sömüren ülkenin işbirlikçisi olmanın daki ekonomik ilişkiler hariç tutulacak ötesinde bir işlev üstlenemez. olursa ABD’nin NATO’da müttefiki ol Sömürülen ülkenin bizim örneği ması dışında Türkiye ile bir işbirliğin mizde görüldüğü gibi emperyalist/ den/ortaklığından söz etmek mümkün sömürücü bir ülkeyi “stratejik ortak” değildir. olarak değerlendirmesinin içi boştur, Öte yandan Türkiye, Kazakistan hayatta karşılığı olmayan bir söy Astana’daki görüşmelerle birlikte lemdir. ABD’nin bölgedeki rakibi Rusya ve ABD, Kanada, İngiltere, Almanya, ABD’nin hasım olarak gördüğü İran Fransa gibi ülkeler aralarında çıkarları yorum/haber 13 doğrultusunda işbirlikleri, ortaklıklar kurabilirler. Bunlar ekonomik düzeyleri yüksek, teknolojileri gelişmiş, siyasal zeminleri sağlam, sermaye ihraç eden ülkelerdir. Türkiye’nin G20 ülkeleri arasında yer alması, ekonomisinin dünya ölçeğinde 17. sırada olması bu bağlamda bir şey ifade etmemektedir. Ekonomik büyüklüğü esas alınarak sıralanan 20 ülkenin 9’unun yıllık kişi başına ortalama geliri 40 bin doların üzerindedir. Arjantin, Endonezya, Güney Afrika, Brezilya gibi ülkelerde ise bu sayı 20 bin doların altındadır. Türkiye gibi bu ülkelerin de G20 arasında yer almasının nedeni ekonomik büyüklüğünün nüfusunun büyüklüğüne bağlı olmasıdır. Türkiye’de kişi başına milli gelir 2008’de 10.931, 2010’da 10.550, 2014’te 12.112 ve 2015’te 11.082 dolardı. Bu rakam 2016 yılı sonu itibarıyla azalarak 10.807 dolar olarak gerçekleşti. Özetle, 10 yıldır orta gelir tuzağında debelenen bir ülkenin gelişmiş kapitalist/emperyalist ülkelerle eşit düzeyde ortaklıklar kurması olanaksızdır. Ona layık görülen işbirlikçiliktir. Kendimizi aldatmayalım. İktidar sözcülerinin sözlerine kanıp hayallare, megalomanik komplekslere kapılmayalım. HSK’den gece287 hÂkim ve savcının görev yeri değiştirildi yarısı kararnamesi ALİCAN ULUDAĞ / Canan coşkun Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) dün gece yarısı yayınladığı kararname ile 287 hakim ve savcının görev yerini değiştirdi. İstanbul ve Ankara’da kritik değişikliklerin yaşandığı kararname ile Deniz Baykal ve MHP’lilere yönelik kaset kumpası davasında iddianameyi yazan Ankara savcısı Alpaslan Karabay, yargıtay savcılığına gönderildi. Karabay, kara havacılık soruşturmasını yürütürken, 15 Temmuz darbe girişimini önceden haber veren Binbaşı O.K’yı dinlemek için girişimde bulunmuş ancak sonuç alamamıştı. HSK’nin, 267’si yargı 20’si idari yargıda olmak üzere 287 hakim ve savcıyı kapsayan kararnamesinde Ankara başsavcıvekillerinde kritik değişiklikler yapıldı. Bülent Arınç’ın damadı Ekrem Yeter hakkında dava açan savcı Özgür Kamışlık Ankara Başsavcıvekili oldu. Akıncı iddianamesini hazırlayan savcı Ramazan Dinç ile Koza İpek davasını açan Savcı Musa Yücel de Ankara’ya Başsavcıvekili yapıldı. Ankara Başsavcıvekilleri Kemal Demirdön ile Cevat İşlek de Yargıtay Savcılığına, Ahmet Hamdi Kaya ise İstinaf Savcılığına gönderildi. Ankara’da Anayasal Büro’ya Bakan Başsavcıvekili Ergün Şahin de Ankara Batı Başsavcılığına getirildi. KPSS’nin arasında bulunduğu kopya soruşturmasında başında bulunan savcı Ender Çoşkun Ankara Başsavcıvekili oldu. İstanbul’da ise 1725 Aralık süre cinden sonra İstanbul Terör Suçlarına Bakan Büronun başına getirilen ve ilk FETÖ soruşturmalarını yapan Büyükçekmece Başsavcısı Orhan Kapıcı da Yargıtay Savcılığına getirildi. 15 Temmuz darbe girişiminde Genelkurmay Karargahı’nda yaşananlara ilişkin çatı davanın duruşma savcısı Aytekin Cenikli, Ankara Başsavcı Vekili oldu. 15 Temmuz’da Genelkurmay Karargahı’nda arama yapan Ahmet Akça da Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili oldu. Savcı Ahmet Akça, 15 Temmuz soruşturması kapsamında Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın tanık olarak ifadesini almıştı. Kozmik Oda’da soruşturmasında arama kararlarında imzası bulunan hakimlerden Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hasan Şatır da, Ankara Batı Hakimliğine gönderildi. Şatır, Kozmik oda kumpası davasında yargılanıyordu. Hürriyet yazarı Sedat Ergin, dünkü köşeyazısında kendisi hakkında kod isimle dinleme kararı veren Hasan Çakır’ın neden hala mahkeme başkanı olarak görevde tutulduğunu sormuştu. İstanbul 7. Asliye Ceza Hakimi KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK iken Ordu’ya gönderilen Abuzer Kara’nın ismi ilk olarak 1725 Aralık yolsuzluk soruşturmalarının ardından ortaya çıkan ses kayıtlarında o dönem Başbakan olan Erdoğan ile dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin arasında geçen bir konuşmada duyulmuştu. Ses kaydında, Başbakan Erdoğan, Aydın Doğan aleyhine açılan davanın beraatle sonuçlanmasını sorguluyordu. Ergin, Başbakan’a yanıt olarak davanın hâkimi Abuzer Kara’nın Alevi olduğunu belirtiyordu. Kararname ile İstanbul Basın Suçları Soruşturma Bürosu savcılarından Umut Tepe de Gaziosmanpaşa savcılığına gönderildi. Yazarlar Aslı Eroğan ve Necmiye Alpay ile modacı Barbaros Şansal’ı tutuklamaya sevk eden Tepe, çok sayıda gazeteci hakkında da yaptığı haberler ve Twitter paylaşımları nedeniyle soruşturma başlatmıştı. Gazeteciler Murat Aksoy ve Atilla Taş’ın da bulunduğu 21 gazeteciye tahliye kararı verdikten sonra açığa alınan İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinden hakimler İbrahim Lorasdağı, Konya’da, Barış Cömert Çorlu’da, Necla Yeşilyurt Gülbiçim ve duruşma savcısı Göksel Turan Küçükçekmece’de görevlendirildi. Murat Çağlak, yeni kararname ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilliğine getirildi. Savcılar Çağlak, İrfan Fidan ve İsmail Uçar, 25 Aralık soruşturması henüz sürerken İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne yazı göndererek, 15 Aralık sonrası telefon dinleme, iletişim tespiti ve fiziki takip işlemlerinin sonlandırılarak imha edilmesini istemişti.  [email protected] KÖPRÜ DAVASI ‘Kanunsuz emir öğretilmedi’ Darabe girişimi gecesi 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ndeki olaylara ilişkin 135’i tutuklu 143 sanıklı davanın dördüncü duruşması dün yapıldı. Silivri Cezaevi yerleşkesinde görülen davada savunma yapan tutuklu sanık İbrahim Sezer, darbe girişimi günü Kuleli Askeri Lisesi’nde 10 aylık asker olarak bulunduğunu belirtti. Tatbikat gerekçesi ile Boğaziçi Köprüsü’ne götürüldüklerini söyleyen Sezer, “Ahmet Taştan’ın emri ile halka sıkıyönetim ilan edildiğini söyledik” dedi. Köprünün sağ tarafında bulunan binadan kendilerine doğru sürekli ateş edildiğini söyleyen İbrahim Sezer, “Ahmet Binbaşı ve Vedat Üsteğmen de binaya sürekli ateş ediyorlardı. Ahmet Binbaşı tankın içindeki askerden binaya ateş etmesini istedi. Tanktan binaya top atışı yapıldı. Ben de binaya ateş ettim. Teslim olduktan sonra halk tarafından linçe uğradık. Hâkim tutuksuz yargılanmama karar verdi. Polis savcının itiraz ettiği söyledi. Hakimin karşısına çıktık, ‘Kusura bakmayın yukarıdan gelen talimat bu’ dedi” diye konuştu. Sezer savunmasına şöyle devam etti: “10 aylık askerim. Sadece emrin harfiyen yerine getirilmesi öğretildi, kanunsuz emir öğretilmedi.” Tatbikat gerekçesi ile köprüye götürüldüğünü söyleyen tutuklu er İsmail Yurdakul, Köprüde Yarbay Turgay Ödemiş’in bir vatandaşı gözaltına aldığını belirterek, “‘Bunlar hain, kafasına bas kalkmasın’ dedi. Yerde yatan adamın sırtına bastım. Pişmanım” dedi. l DHA 100 asker için gözaltı kararı Osmaniye merkezli 33 ilde FETÖ soruşturması kapsamında, örgütün Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yerleştirdiği askeri personele yönelik operasyonda 56’sı muvazzaf olmak üzere 75 askeri personel hakkında gözaltı kararı verilirken, 54 şüpheli gözaltına alındı. Diğer zanlıları yakalama çalışmalarının sürdürüldüğü öğrenildi. Mardin merkezli 13 il ve KKTC’de FETÖ’nün “Askeri mahrem yapılanması” içerisinde bulundukları tespit edilen 25 asker hakkında gözaltı kararı verildi. l DHA ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] Şivan Perwer Perwer’den ‘yandaş’a tepki AKP’nin adını ‘açılım süreci’ koyduğu dönemde Nevruz’da Diyarbakır’da AKP’lilere yakın duran ve İbrahim Tatlıses ile sahne alan Kürt ozanı Şivan Perwer, son günlerde yandaş medyada aleyhine çıkan haberlere tepki gösterdi. Açıklamasında açılım dönemi sırasında AKP’nin çok yapıcı davrandığını ileri süren sanatçı, hükümetin son yıllarda gaddarlaştığını iddia etti. Perwer, yandaş medyada FETÖ ile ilişkilendirilmesine ilişkin ise “Kimden gelirse gelsin, zulme karşı ilkesel olarak tepki göstermek benim sanatçı ve insani sorumluluğumdur” diye karşılık verdi. İstihbaratçı binbaşıya 6 yıl Tunceli İl Jandarma Komutanlığı’nda görev yaparken, darbe girişimi sonrası yürütülen soruşturmada, telefonunda örgütün şifreli haberleşme programı “ByLock” bulunduğu iddiasıyla gözaltına alınan ve hakkında dava açılan Binbaşı Hidayet Soyuğurlu’nun yargılanmasına devam edildi. Kararını açıklayan mahkeme Soyuğurlu’ya 8 yıl, 3 ay hapis cezası verdi. Artdından da sanığın iyi hal tutumu ve davranışları nedeniyle ceza, 6 yıl, 10 ay, 15 gün hapis cezasına indirildi. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle