27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 3 Ocak 2017 6 Kılıçdaroğlu’na suikast uyarısı 40 yıl önce de Başbakan Demirel, Ecevit’e mektupla suikast uyarısında bulunarak ‘Taksim’e gitmeyin, öldürüleceksiniz’ demişti 2016’nın ardından 2017’ye de katliam ve terör saldırılarıyla giren Türkiye’de tehlikenin daha da ciddi olduğunu gösteren bir gelişme yaşandı. Hükümetin en üst düzeyinden sAisorttnevrmiane’ddmaeişnti CHP Genel Başka nı Kemal Kılıçdaroğ kaybedilmemesi için lu ve muhalefet lider yüz yüze görüşme bek lerine saldırı ve sui lenmeden Kılıçdaroğlu kast uyarısı yapıldı. telefonla bilgilendirildi. Kılıçdaroğlu’na sal Çok gizli tutulan uyarı dırı ve suikast uya nın bizzat Başbakan Bi rısı yılın son günlerinde geldi. Uyarı, yılın ilk saatlerinde İstanbul’da Reina’ya EGrüdlem nali Yıldırım’dan geldiği ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin de aynı yönde bilgilendirilmiş düzenlenen saldırı ön olabileceği belirtiliyor. cesinde yapıldı. Kılıçdaroğlu’na ihbarlar ve Başta ana muhalefet lideri değerlendirmelerin ciddi oldu olarak Kılıçdaroğlu ve muhale ğu belirtilerek, her türlü ön fet partilerinin liderlerini hedef lemin alınması gerektiği, bu alacak suikast ihbarlarının art çerçevede zırhlı araç tahsis tığı uyarısı iletildi. Acil boyut edileceği bilgisi verildi. Ancak taki ihbarlar nedeniyle zaman Kılıçdaroğlu’nun halen zırhlı 25 Ağustos 2016 tarihinde Artvin’de Kılıçdaroğlu’nun konvoyuna roketatarlı saldırı düzenlenmişti. Korumalarının da çatışmaya girdiği bu saldırıda Kılıçdaroğlu ve CHP’liler yara almamış ancak, 1 er şehit olmuş, 2 astsubay da yaralanmıştı. PKK’nin üstlendiği bu saldırının ardından hükümetten Kılıçdaroğlu’na yine zırhlı araç önerisi gelmiş, ancak Kılıçdaroğlu zırhlı araç almayı kabul etmemişti. aracı kullanmaya başlamadığı öğrenildi. 30 yıl öncesi gibi Kılıçdaroğlu’na telefonla yapılan saldırı ve suikast uyarısı, tam 40 yıl önce 2 Haziran 1977’de Başbakan Demirel’in, CHP Genel Başkanı Ecevit’e gönderdiği “gizli, zata mahsus” mektubu ile büyük benzerlik taşıyor. 1 Mayıs 1977 katliamından sonra Türkiye, 5 Haziran seçimlerine giderken Demirel, suikast olacağı uyarısıyla Ecevit’e 3 Haziran’da Taksim’deki CHP mitingine katıl mama uyarısı yapmıştı. “Eşimle ben orada olacağız” diyerek yanıt verdiği ve bizzat Ecevit tarafından açıklanan mektubunda Demirel şu ifadeleri kullanmıştı: “CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit’in 3 Haziran 1977 günü İstanbul Taksim Meydanı’ndaki CHP mitingi sırasında, Sheraton Oteli’nin üst katlarındaki odalardan birinden uzun namlulu ve dürbünlü bir silah ile ateş edileceği, bu teşebbüsün 29 Mayıs 1977 günü İzmirÇiğli Havaalanı’nda cereyan eden olayla birlikte, l Mayıs 1977’de Taksim Meydanı’nda vukua gelen olaydan cesaret Kemal Kılıçdaroğlu alan, iç barışı büyük ölçüde sarsabilecek kanlı tertiplere karar veren ve ayrıca 5 Haziran 1977 tarihinde yapılacak olan seçimlerden bir fayda ummayan, seçimlerin yapılmasını arzulamayan veya seçimlere gölge düşürmek isteyen illegal komünist terörist örgütlerin yanı sıra memleketimizi iç meselelerle uğraştırmak isteyen yabancı kuruluşların ve uluslararası tedhiş teşekküllerinin muhtemel suikast ve sabotaj eylemleri ile özellikle vazifelendirilmiş kimseler tarafından yapılmak istendiği alınan haberler meyanındadır.” l ANKARA ‘Sorumlular istifa etsin’Sanatçılar Girişimi, Reina’daki katliamın ardından bir çağrı metni yayımlayarak tepki gösterdi Sanatçılar Girişimi, Reina’daki katliamın ardından, hükümeti, facialardaki sorumluluğu konusunda özeleştiri yapmasını ve facianın başlıca sorumlularının görevi bırakmasını talep etti. Çağrı metnine, Edip Akbayram, Onur Akın, Rutkay Aziz, Sunay Akın, Ataol Behramoğlu, Atilla Dorsay, Altan Erkekli, Genco Erkal, Müjdat Gezen, Küçük İskender, Vedat Sakman, Mert Fırat, İlhan İrem, Cahit Berktay, Menderes Samancılar, Ferhan Şensoy’un da aralarında bulunduğu 87 isim imza verdi. İmza listesinin ilk sırasına, “Her zaman bizimle” notuyla, Tarık Akan’ın ve beşinci sıraya da Üstün Akmen’in adı yazıldı. Sanatçılar Girişimi’nin çağrı metni şöyle: Başta cumhurbaşkanı olmak üzere devlet ve hükümet yöneticilerinin her toplu katliamdan sonra ülkemizin bir terör kuşatması altında olduğunu tekrar etmeleri doğru ve haklıdır. ‘Görünen köy...’ Fakat asıl yanıtlanması gereken sorular, ülkemizin nasıl bu kaotik çıkmazın içine sokulduğu, söz konusu terör örgütlerinin hangi güçler tarafından yönetildiği ve kınıyoruz, yanıtlarını alacaklar gibi sözden ibaret söylemlerin ötesinde neler yapıldığı ve yapılacağıdır. Halk bilgeliği bu gibi soruları “görünen köy kılavuz istemez” deyimiyle yanıtlamıştır. ‘Baskıya mahkum değiliz’ İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde, 31 Aralık 2016’da KHK ile kapatılan Dayanışmaevleri Derneği için basın açıklaması yaptı. Açıklamada derneği gönüllüleri, “OHAL’de, baskı, gözaltı ve dernek kapatmalarına mahkum değiliz. Dayanışmaevleri susturula maz” pankartı açtı. Açıklamaya Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP) Eşsözcüleri Saniye Evren ve Ersin Çatalkaya ile Diren Üniversiteliler de destek verdi. Basın açıklamasını, Dayanışmaevleri adına Erdinç Yılmaz yaptı. OHAL kapsamında derneğin, cumartesi günü öğlen saatlerinde İstanbul Valiliği tarafından mühürlendiğini söyleyen Yılmaz “Geçen ay iki kez daha saldırıya uğrayan, Okmeydanı’ndaki Genel Merkezimiz faalimühürlenmiştir. Yoksulların sesi olan dayanışmaevleri susturulamaz” diye konuştu. l İSTANBUL/Cumhuriyet Görünen köy, AKP yönetimi iktidara geldiğinde ülkemiz terörist bir kuşatma altında değilken, esas olarak Doğu bölgelerinde odaklanmış PKK terörü de belli ölçülerde sınırlanmışken bu yönetim tarafından ülkemizin Ortadoğu batağına sürüklendiği; komşu ülkedeki yönetimi devirmek amacıyla Türkiye’nin teröristler için bir yol geçen hanına çevrildiği; emperyalizmin sözüm ona Büyük Ortadoğu Projesi’yle birlikte bu projenin kuyruğuna takılmış Şam’da namaz kılma türünden fantezilerin de sona erişiyle yaşanmakta olan facialara çanak tutulmuş olmasıdır. ‘Diyanet’in lekesi’ Görevi din konusuyla sınırlı olması gereken Diyanet’in bütünüyle siyasetin güdümüne girmiş olması, yeni yıl öncesindeki talihsiz açıklamanın bu kurum ve günümüzdeki yönetimi üzerinde silinmez bir leke olarak kalacağı ger çeği vicdanları kanatmıştır ve kanatmaktadır. Asıl gerçekler bunlardır... Batı’ya meydan okumalar, Putin yönetimini arkalayarak ABD emperyalizmine göstermelik efelenmeler, yirminci yüzyılın ilk büyük emperyalizm karşıtı mücadelesi ve devrimler dizisi olan Kurtuluş Savaşımızı hafife alırcasına ikinci kurtuluş savaşı söylemleri; hedef saptırmaktan, toplumu yanıltmak ve gittikçe sıkılmakta olan cendereyi meşrulaştırmak çabasın dan başka bir şey değildir. Aydınlar, sanatçılar olarak görevimiz, bütün bu yalan dolan ve tehdit karşısında; görünen köyü görünmez kılmak için her türlü medyanın kirli bir araç olarak kullanıldığı utanç verici, işbirlikçi, çanak yalayıcı ağız kalabalığı ortamında, yılmaksızın, geri çekilmeksizin, gerçekleri dile getirmek, görünen köy işte şurada diye göstermekten bir an bile el çekmemektir. Görünen köy, ülkenin bu kanlı ve kaotik çıkmaza tıkılmasına en baştaki tutumlarıyla yol açan siyasal yönetimin özeleştirisini yapması, başlıca sorumluların siyaset sahnesinden çekilip gitmeleri, toplumsal barışı sağlayacak adımlar atılabilmesi için öncelikle başkanlık sistemi hevesinden vazgeçilerek parlamenter sistemin ve çoğulcu demokrasinin güçlendirilmesidir. ‘Despotizme kurban’ Görünen köy, bu adımlar atılmadıkça günümüz siyasal yönetiminin tutumu ve söylemleriyle faciaların engellenemeyip ancak kısmen ya da tamamen kamunun gözünden saklanmaya çalışılacağı, zaten sınırları boğucu ölçüde daraltılmış olan demokratik hakların bütünüyle despotizme kurban edileceği, sonuçta da bütün bir ülkece dağılıp parçalanmaya, yok oluşa teslim olacağımızdır. l İSTANBUL/Cumhuriyet Çekicilere yüklenen, aralarında 10 Fırtına obüsünün de bulunduğu askeri araç ve personelden oluşan konvoy, 106. Topçu Alay Komutanlığı’ndan polis eskortu eşliğinde konuşlandırılacağı sınır hattına doğru yola çıktı. Sınıra asker OseBvÜkıSyavteı Suriye’de Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından 132 gündür sürdürülen Fırat Kalkanı operasyonunda IŞİD’in 111 hedefi imha edildi, 22 IŞİD’li öldürüldü. İstanbul Maltepe’de bulunan 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı’ndan İslahiye’deki 106. Topçu Alay Komutanlığı’na gönderilen obüs ve zırhlı personel taşıyıcılar ile personelden bir bölümü, dün sabah Suriye sınırındaki Oğuzeli’nde bulunan sınır birliklerine kaydırıldı. ÖSO El Bab’a Sputnik’ten Hikmet Durgun’un haberine göre, üst düzey bir ÖSO komutanı, Halep’ten tahliye edilen 5 bin ÖSO üyesinin Fırat Kalkanı harekâtına katılacağını söyledi. ÖSO Halep Tümeni komutanı Taha Atraç, “Halep’ten tahliye edilen ÖSO üyeleri kısa bir süre önce Halep’ten İdlib’e getirildiler, yakında da El Bab’a getirilecekler” dedi. ÖSO’cuların IŞİD ve YPG’ye karşı savaşacağını ve El Bab’ın alınmasında etkili olacaklarını söyleyen Atraç, 2 bin ÖSO’cunun Fırat Kalkanı’nda yer aldığını anımsatarak bu sayının zaman içinde değiştiğini belirtti. l Yurt Haberleri Uzman çavuş ağır yaralı El Bab’da IŞİD’lilerin attığı havan mermisiyle Uzman Çavuş Serdar Çetin (26) ağır yaralandı. 3 yıllık uzman çavuş olan Çetin, Gaziantep’e getirilerek hastanede tedaviye alındı. Kahramanmaraş 2. Zırhlı Tugayı’nda tankçı personeli olarak görev yapan Çetin’in Bursa’daki ailesi, haberi aldıktan sonra Gaziantep’e gitti. haber EDİTÖR: HAKAN ARAKSU TASARIM: İLKNUR FİLİZ İmkânsızı istemek mi: ‘Bu yıl güzel şeyler olsun lütfen...’ Bir okurumdan gelen bu mesaj çok etkileyiciydi. Bu kadar açık olmasa da da benzer düşünce ve istekleri paylaşan çok sayıda okur oldu. Bir okura tercüman oluyorum: “Türkiye’de olan bitenler üzerine bilinmeyen ne var, iktidar ve politikaları üzerine analizler iyi güzel de, insanların, dahası insanlığın güzel, olumlu, bugüne ve geleceğe güven verecek gelişmelere haberlere gereksinim her şeyden daha çok.” Çok düşündürücü. Hayır, istenen şu değil, “kötülükleri, yanlışlıkları görmeyelim, gözlerden saklayalım, halının altına süpürelim, milletin gözüne de pemboş gözlükler takalım...” Veee gelişmelerden zırnık haberi olmasın, parasından, pulundan hatta canından olsun.. Böyle bir şey olamaz! İyi ve güvenli yaşamaya ihtiyaç var Dilek, gerçekten artık gidişatın hemen her alanda başını güzele, iyiye giden yöne çevirmesi! İnsanların iyi yaşamaya ihtiyacı var. Mutlu ve sağlıklı olmaya. Güvene. Gelecek endişesi duymamaya. Çocuğunu gönül rahatlığıyla iyi bir eğitime göndermeye.. Çatışmasızlığa. Barışa. Savaşsız bir ülkeye! Savaşsız bir komşuluk ilişkilerine. İşe. Aşa. Sevgiliye. Bilgeliğe. Güzelliğe ihtiyacı var insanoğlunun. Akılla yönetilmeye. Hayatıyla ilgili kararların tek kişinin, veya bir çoğunlukçu iktidarının dudakları arasından çıkmasına değil, özellikle iktidar dışı kitlelerin duygu düşünce ve isteklerinin dikkate alınmasına ihtiyacı var. Çünkü: Biz 80 milyonuz! İnsanlığın arkasındaki bilgi birikimi, güzellik birikimi, bilim birikimi, felsefe birikimi, ortak ahlak birikimi, uygar davranışlar birikimi, sanat birikimi, müzik birikimi, resim birikimi.. Bütün bunlarla sarmaş dolaş büyümeye, yaşamaya ihtiyacı var. İnsan gibi yaşamaya. Kadınların eşit olmaya. Çocukların güzel ve sağlıklı büyümeye.. ihtiyacı var. Geçen yıl hayatınızda belirgin güzellikler nelerdi, lütfen bir düşünün. Önünüze kâğıdı kalemi alarak alt alta yazın. Neler var? Beni en çok mutlu eden pek çok şey arasında, toplumsal karakterli özellikle şu 3 olayın altını çiziyorum: Beni mutlu eden 3 olay 1) Aziz Sancar’ın Nobel Ödülü aldıktan sonra Türkiye’ye gelmesi ve estirdiği rüzgâr. Bununla bağlantılı olarak bir de şunu ekliyorum: Geçen yıla girmeden hemen önce de Stockholm’deki Nobel Ödül törenini baştan sona izlemem. 2) Aziz Sancar ve Nobel’in Öyküsü kitabını yazmam. Geniş bir okur kitlesiyle buluşmayıp ülkemizde öncü insanların bu kitabı öğrencilere, gençlere özellikle okumaları ve etkilenmeleri için yaygın dağıtmaya girişmeleri! Kitabın İngilizceye çevriliyor olması. Yunancaya çevrilmesi için de öneri gelmesi. 3) Nisan ayında Herkese Bilim Teknoloji haftalık dergisinin ve aynı isimle web haber sitesinin yayına başlaması. Bu yolla, ülkemizin en çok ihtiyacı olan bilim, teknoloji, sanat, düşünce alanında geniş çaplı bir yayının başlaması ve ülkemizin ileri düşünce güçlerinin bu yayınlara sahip çıkması.. Okuruyla yazarıyla el birliğiyle bu yolla geleceğin inşasına katkıda bulunuyor olmak. İşte, toplumsal çıkar olarak mutluluk veren temel etkinliklerimiz. Şüphesiz bu listeye yıl içinde irili ufaklı başka kişisel mutluluklar, sevinçler eklemek mümkün. Şöyle: Yüz binlerce insan benzer veya farklı kişisel ve toplumsal yararlı, hacmi büyük etkinliklerle, mutluluk inşasına katılabilir. Temel meselemiz Meselemiz şu ki, ülkemizdeki yönetim, tüm buna benzer çok daha farklı faaliyetlerle, 80 milyonun mutluluğu ve ülkemizin her yönden inşasına katkıda bulunması gerekirken... Kendisinden olmayan herkesi mutsuz edecek, tarihte nasıl sonlandığı ve gelecekte de sonlanacağı açık geniş çoğunlukta mutsuzluk doğuran, felaketi besleyen, ülke insanlarını ayıran, inanmadıkları düşünce ve davranışları kötüleyerek lanetleyen... Bir yönetim biçimini inatla sürdürüyor. Birleştirici olmayan hiçbir iktidarın geleceği olamaz. Birleştirilmeyen bir ülkenin ve milletin de. Gerisi boş laftır. Tekrarlıyorum okurumu: Bu yıl güzel şeyler olsun lütfen. Ülkemizde bunun imkansızı istemek gibi bir olaya dönüştüğünün de farkındayım.. Merasim Sokak davası İddianame kabul edildi Ankara Merasim Sokak’ta 17 Şubat 2016’da, 29 kişinin yaşamını yitirdiği bombalı saldırıya ilişkin aralarında PKK yöneticileri Murat Karayılan, Cemil Bayık, Fehman Hüseyin ile PYD lideri Salih Müslim’in de yer aldığı 16’sı tutuklu 68 kişi hakkında hazırlanan iddianame Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. İddianamede sanıklar hakkında 30’ar kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. Yargılama 14 Mart’ta başlayacak. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle