08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 20 Ocak 2017 P4 aketin altındaki 7 Haziran kâbusu Meclis’te başkanlığa karşı CHP tezlerini anlatan Baykal, ‘Yargılanmak imkânsız olsun istiyorlar. Çünkü çok tartışmalı süreçler yaşandı’ dedi CHP eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Meclis’te görüşülmekte olan başkanlık pake tiyle 7 Haziran seçimlerinde ortaya çıkan tablo arasında bağlantı kurdu. Baykal, “Bu paketin altında korku yatıyor. Yargılanma korkusu, siyaset korkusu. Bu korku 7 Haziran kor kusudur. 7 Haziran Erdo ğan için bir kâbustur, bir felakettir. Bu paketle bu kâbusu bir daha yaşama mak istiyor” dedi. Baykal, paketle ilgi EGrüdlem li Cumhuriyet’e şu değerlendirmeleri yaptı: Bir mecburiyet var: Paketle, bu kadar huku ku, demokrasiyi, bizim siyasal birikimimizi inkâr eden bir yapılanma hangi ihtiyaçla ta sarlandı? Ne var bunun arkasında? Böyle bir anayasal tasarım hangi mecburiyetle yapıldı? Kuvvetler birliğini yok eden, parlamentonun üstünlüğüne son veren bu değişikliğe nasıl oldu da mecbur oldular? Burada bir mecburi yet var çünkü. Bunları düşününce bunun ar kasında bir korkunun yattığını görüyoruz. Bu paketi korku yaratmıştır. Yargılanma korkusu: Nedir o? Yar gılanma korkusu. Yargılanmayı imkânsız hale getirmek istiyor. Çünkü büyük tartış malı süreçlerden geçtik. 1725 Aralık hâlâ tartışılıyor. Böyle bir manzara içinde bu paketin altında yargılanma korkusu oldu ğu net olarak görülüyor. Yargılanması imkÂnsız: İşte bu de ğişiklikle yargılanmayı imkânsız hale getirmek istiyor. Çünkü bu değişikliğe göre 600 milletvekilinden 400’ünün yargılanması yönünde karar alması gerekiyor. Cumhurbaşkanının bir siyasi partinin genel başkanı olduğu bir sistemde bu sayıyı bulmak imkânsızdır. 400 oy bulunsa bile hangi mahkeme yargılayacak? Bu değişiklikle 15 üyesinin 13’ünü kendisinin atadığı yargının mahkemesi mi yargılayacak? Dolayısıyla imkansızdır. Bu hukuk korkusudur, yargı korkusudur. 7 Haziran kÂbusu: Bu paket, aynı zamanda siyasetten de korktuklarını gösteriyor. 7 Haziran Erdoğan için bir kâbus, bir felaket. Öyle görüyor. İşte bu paketle 7 Haziran kâbusunu bir daha yaşamamayı güvence altına almak istiyor. 7 Haziran tablosu onu bu korku paketine mecbur ediyor. 7 Haziran tablosunun ortaya çıkarabileceği sonuçları engellemek istiyor. Muhalefet çoğunluğu alsa bile: Çünkü nasıl olumsuz koşullar olursa olsun halk, bir seçimde muhalefete çoğunluğu verebilir. İşte bunu 7 Haziran’da gördüğü için bu paketle önlem alıyor. Nasıl yapıyor? Parlamento seçimlerini cumhurbaşkanı seçimleriyle ilişkilendiriyor, birleştiriyor, onun bir parçası haline getiriyor. Daima birlikte seçim. Böylece iktidar partisi ve Meclis’in denetimi dışına çıkmasına izin vermiyor. Ve bunun sonucunda parlamentodaki çoğunluğun yürütmeyi yönlendirmesine, yargıyı şekillendirmesine imkân tanımıyor. Parlamentodaki çoğunluğu etkisiz hale getiriyor. Kimse hesap soramaz: Başkanlık sisteminin doğası gereği iki partili yapıya doğ ru gidileceği düşünülürse, 2 partiden birini elinde tutacak, bütçeyi hazırlayacak, kimse hesap soramayacak, toplumdaki dalgalanmalar parlamentoya yansıyamayacak. Tekrar 7 Haziran tablosu yaşansa bile iktidar elinde olacak. Yani bu paketin altında yargılanma korkusu, hesap verme korkusu demokrasi korkusu ve kâbus olarak gördüğü 7 Haziran’daki tabloyu yaratabilecek siyaset korkusu yatıyor. Geleceğe ipotek koyuyor: Ne diyorlar paketi savunurken? İstikrarsızlık olacak. 15 yıldır iktidardasın, ne istikrarından istikrarsızlığından söz ediyorsun. 7 Haziran korkusu olduğu için milletin gelecekteki siyasi iradesine ipotek koyuyor, onu gasp ediyor. Köprüden önceki son çıkıştayız: Meclis için köprüden önceki son çıkıştır. Kendi tarihine ihanet etme tehlikesiyle Meclis karşı karşıyadır. Bu Meclis, Türkiye’yi çağdaş bir demokrasiye değil, bir Ortadoğu diktasına götürebilecek bir anayasa hazırlamıştır. Buradan Kaddafi çıkar, Saddam çıkar, Esad çıkar, Mübarek çıkar. Buradan hiçbir şart altında demokratik bir ülkenin hesap veren sorumlu başkanı çıkmaz. Bu, Türkiye’ye bir Ortadoğu dikta rejiminin hukuki altyapısını getiren tekliftir.. Ne olur? İstikrar getirmez, huzur getirmez. l ANKARA Halk ‘Hayır’ diyecek Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliği için yapılan oylamada AKP’lilerin oylarının tek tek kontrol edildiğini söyledi. CHP lideri, ‘Teklif yasalaşırsa kimsenin can ve mal güvenliği kalmaz’ dedi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliği için TBMM’de açık oylama olduğunu belirterek “Sayın Davutoğlu, Sayın Cemil Çiçek dahil pek çok AKP milletvekili tek tek kontrol ediliyor” dedi. Kılıçdaroğlu, katıldığı bir programda soruları yanıtladı. Bahçeli ile görüşmesine ilişkin “Bizim çocuklarımıza, tarihe, Türkiye’ye karşı sorumluluğumuz var. Anayasa değişikliğiyle ilgili kaygılarımı paylaştım. Anayasa değişikliği konusundan, yapılan uygulamaların, getirilen düzenlemelerin bizim açımızdan sakıncalarına değindim ve ayrıntılarına girdim, ayrıntıları aktardım” diyen Kılıçdaroğlu, bu kadar temel bir değişikliğin, parlamentodan güle oynaya geçmesi gerekirken, kavgayla geçmesinin, bunun altında derin bir sorun olduğu anlamına geldiğini söyledi. Bahçeli’nin bir söz verdiğini ve sözünün arkasında durduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu “Ben de ‘illa görüşünü değiştir’ diye özel bir öneri götürmedim. Teklifin Türkiye’ye bir felaket getireceğini ortaya koydum. Takdir elbette ki Bahçeli’ye aittir. Ama bu yapının, anlayışın, anayasa değişikliğinin Türkiye’yi bir felakete sürükleyeceği aklı başında olan herkesin bileceği bir gerçektir” dedi. Kılıçdaroğlu, Başbakan Yıldırım’ın, anayasa değişikliğiyle ilgili, “Ben de isterdim toptan itirazcı olmak yerine Yargıya ‘iftira’ şikÂyeti CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yeni Şafak gazetesinin 19 Ocak 2016 (dünkü) tarihli sayısında yayımlanan “Talimatı John Bass verdi” başlıklı haber içeriğinin bütünüyle “gerçek dışı, hakaret ve iftira” kapsamlı olması nedeniyle gazetenin ilgilileri hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na, avukatları aracılığıyla şikâyet dilekçesi verdi. CHP gelsin, madde itirazlarını yapsın, hayırlarını da söyleseydi ortak nokta bulsaydık” sözlerine, “Samimi değil” karşılığı verdi. Kılıçdaroğlu, TBMM’deki anayasa değişikliği teklifi görüşmelerinde dün çekilen Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile CHP Grup Başkanvekili Levent Gök’ün el ele fotoğrafının gösterilmesi üzerine, “Bu fotoğrafın öyküsü şu, ben oyumu kullandım geliyordum, Levent Bey, Adalet Bakanı’na dönerek ‘Sayın Bakan neden açık oy kullandınız?’ diyor. Sayın Bakan da Levent Beyin elini tutarak, ‘Açık oy kullanmadım, ne oyu kullandığımı siz de biliyorsunuz’ dedi. Bu anda çekilmiş bir fotoğraf” dedi. ‘Kontrol ediyorlar’ Oylamalarda 330’un altına düşme ihtimalinin her an olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, açık oylama yapıldığını belirterek, “Bire bir kontrol ediliyor, Sayın Davutoğlu, Sayın Cemil Çiçek dahil pek çok AKP milletvekili tek tek kontrol ediliyor. Diğer milletvekillerinin kullandıkları pullar ellerinden alınıyor, ‘Sen oraya beyaz attıysan, yeşille kırmızıyı getir bakalım’ diye” ifadelerini kullandı. Halkoylaması olması durumunda ise propaganda koşullarının eşit olması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, iktidarın bu süreçte her kurumu baskı altına almasının kendilerini endişelendirdiğini kaydetti. Kılıçdaroğlu, “Bütün bu baskılara rağmen, halk hayır diyecektir, kendi geleceğini, çocuğunun geleceğini düşünecektir. Bu düzenleme çıksın, hiç kimsenin can ve mal güvenliği olmaz” dedi. Bir deli gelip oturursa... Kılıçdaroğlu, teklife ilişkin eleştirilerine sürdürerek, “Özür dilerim ama bir deli geldi oturdu oraya diyelim. Ülke ne hale gelir? Hâkimi, valiyi, milletvekilini o belirleyecek... Devletin temel omurgası altüst olacak. Bütün bu baskılara rağmen, halk buna kesinlikle ‘hayır’ diyecektir. Neden? Çünkü halk kendi geleceğini, çocuğunun geleceğini düşünecektir. Bu düzenleme çıksın, hiç kimsenin can ve mal güvenliği olmaz” dedi. BALIKESİR MERSİN MARMARİS İZMİR Türkiye ayakta ‘Hayır’ diyor! CHP’nin anayasa değişikliğine karşı başlattığı “ayağa kalk” eylemi yurt genelinde sürüyor. Mersin’de parti binası önünde toplanan CHP’liler Atatürk Evi önüne kadar yürüdü. CHP’liler eylem sırasında üzerinde ‘Hayır’ yazan kâğıtlar taşıdı. Burdur’da Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan CHP’liler de üzerinde “Hayır” yazılı kâğıtlar taşıdı. Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz’in de katıldığı eylemde konuşan CHP Burdur İl Başkanı Barış Ayten, “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yetkisizleştirilmesini onaylamayınız” dedi. İzmir’de aralarında DİSK, KESK ve TMMOB’un yer aldığı Emek ve Demokrasi Güçleri, TBMM’deki tüm siyasi partilerin milletvekillerine anayasa değişikliğinde ‘Hayır oyu kullanma’ çağrısı yaptıkları mektup postaladı. Muğla’nın Marmaris ilçesinde Cumhuriyet Kadınları Derneği üyeleri anayasa değişikliğine hayır oyu vermesini istedikleri Muğla milletvekillerine mektup gönderdi. Balıkesir’deki eylemde konuşan CHP Kadın Kolları Başkanı Sabriye Yiğit, “Kim olursa olsun bu ülkenin tek kişiye bağlanmasına, kadınlar olarak kesinlikle izin vermeyeceğiz” dedi. l DHA/İHA haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Özel TV’LERE 7/24 ‘evet’ özgürlüğü! Olası referandum öncesi OHAL KHK’si ile siyasi propagandalarda ‘eşitsizlik’ sağlayan düzenleme hazırlığı SİNAN TARTANOĞLU Hükümet, seçim dönemlerinde hükümette yakın özel televizyon kanallarının taraflı yayın yapması eleştirilerinin önünü referandum öncesinde kökten bir değişiklikle kesmeye hazırlanıyor. Bu kapsamda; anayasa değişikliğine ilişkin referandum öncesinde Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Yasa’da değişiklik yapılacağı belirtiliyor. Yasada, seçim dönemlerindeki yayınlarla ilgili olarak, “Radyo ve televizyonda yapılacak propaganda yayınlarının, tam bir tarafsızlık ve eşitlik içinde yapılması, Yüksek Seçim Kurulu ile Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu tarafından sağlanır” hükmü bulunuyor. Bu maddenin özel televizyon kanalları için uygulanmaması formülü üzerinde duruluyor. Ancak bu değişikliğin, anayasanın “Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz” hükmüne takılıyor. Bu yasada yapılacak bir değişikliğin özel televizyon kanalları açısından referandum propagandalarının önünü açamayacağı belirtiliyor. YSK cezasına engel İkinci formül olarak, RTÜK Yasası’nın “Yayın Hizmet İlkeleri”ni düzenleyen 8. maddesinde televizyon kanalları için öngörülen, “yayınlar siyasi partiler ve demokratik gruplar ile ilgili tek yönlü veya taraf tutar nitelikte olamaz” hükmünün özel televizyon kanallarını “kapsamayacak” şekilde düzenleneceği ifade ediliyor. Öncelikli olarak RTÜK Yasası’nda, ikincil olarak da Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Yasa’da yapılacak değişiklik üzerindeki çalışmaların tamamlandığı ifade ediliyor. Ancak referandum öncesinde zaman sınırlaması gerekçesiyle söz konusu değişikliğin OHAL KHK’si ile yapılacağı belirtiliyor. KHK ile yapılacak değişikliğin “Özel televizyon kanallarının tarafsız olmasını beklemek doğru değildir. Hakkaniyete de uygun değildir. Özel kanalların istediği şekilde yayın yapmaları en doğal hakları” gerekçesine dayandırıldığı aktarılıyor. ‘terör örgütü propagandası’ Demirtaş’a ilk beraat Diyarbakır’da sürdürülen soruşturma kapsamında tutuklanan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında, geçen yıl Şırnak’ın Cizre ilçesinde sokağa çıkma yasağı ve hendekbarikat operasyonları hakkında yaptığı konuşma nedeniyle Mardin’in Midyat İlçesi Ağır Ceza Mahkemesi’nde, “Terör örgütü propagandası yapma” suçundan açılan davaya devam edildi. HDP Batman Milletvekili Mehmet Ali Aslan ve avukatların hazır bulunduğu duruşmaya Edirne F Tipi Cezaevi’nde bulunan Demirtaş da Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi yoluyla katıldı. Demirtaş ve avukatlarının savunmasından sonra kararını açıklayan mahkeme, “suçun yasal unsurları oluşmadığından” beraat kararı verdi. Bu, hakkında 102 fezleke bulunan ve dokunulmazlığı kaldırıldıktan sonra yargılanmasına başlanan Demirtaş için verilen ilk beraat kararı oldu. l DHA KADİR HAS ÜNİVERSİTESİ ANKETİ: ‘Başkanlık’A EVeT yüzde 43 Kadir Has Üniversitesi’nin her yıl gerçekleştirdiği “Türkiye SosyalSiyasal Eğilimler Araştırması”nın 2016 sonuçlarına göre parlamenter sistemi destekleyenlerin oranı yüzde 52.7 olurken, başkanlık veya partili cumhurbaşkanlığı sistemini destekleyenlerin oranı ise 43’te kaldı. Araştırmaya katılanların yüzde 55’i cumhurbaşkanının siyasi konularda taraf olmaması gerektiğini belirtti. Araştırma kapsamında yurttaşlara bugün seçim olsa hangi partiye oy verecekleri de soruldu. Buna göre katılımcıların yüzde 44.6’sı AKP’ye, yüzde 23’ü CHP’ye, yüzde 10.1’i MHP’ye, yüzde 5.4’ü de HDP’ye oy vereceğini belirtti. Yurttaşların yüzde 43’ü ‘partili cumhurbaşkanlığı’ sistemini desteklediğini belirtti. Ancak partili cumhurbaşkanlığına ilişkin bugün referandum yapıldığı takdirde yüzde 34.7’si ‘Evet’, yüzde 39.7’si ‘Hayır’ diyeceğini söyledi. Halkın yüzde 19.6’sı ise kararsız. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle