25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA ‘Astana’da hedef yerel uzlaşmalar’ Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, RusyaTürkiye desteğiyle 23 Ocak’ta Kazakistan’da başlayacak görüşmelerde önceliğin isyancı gruplarla yerel uzlaşılara varmak olduğunu, bu gruplara silah bırakmaları karşısında af tanınabileceğini söyledi. Görüşmelere kimin katılacağı belli olmadığı için si yasi diyalog konusunda şüpheli olduğunu, fakat görüşmelerde “her şeyin” tartışılmasını umduğunu belirtti. Öte yandan dün Halep’te Esad yönetimine destek eylemi düzenlendi. IŞİD militanlarının aralıkta yeniden ele geçirdikleri Palmira’nın müzesi ve antik amfitiyatrosunda en az 12 kişiyi katlettiği haberi de dün gündeme düştü. Basından Trump’a12 dishab@cumhuriyet.com.tr TASARIM:MÜGEKAYGUSUZ Cuma 20 Ocak 2017 Obama’dan Beyaz Saray’da son basın toplantısı: ‘hodri meydan’Eleştirel haberciliğe Beyaz Saray muhabirleri, Trump’ın basını hedef alan açıklamalarına açık ihtiyaç var mektupla tepki gösterdi. Basın özgürlüğü için direnecekleri mesajını verdi Beyaz Saray’da son basın toplantısını düzenleyen ABD Başkanı Barack Obama, muhabirlere “Ülkenin, demokrasimizin size ihtiyacı var. İlerlemeye sonuçlanacak akıl, mantık ve bilgi dolu tartışmalar yürütmek için sizin olgu ve kanıtlara dayanan haberlerinize ihtiyacımız var” diye seslendi. “Dalkavuk değil, şüpheci olmanızı, daha zorlu sorular sormanızı, muazzam güç sahibi olanları övmenizi değil, eleştirel gözle incelemenizi bekliyoruz Bugün yemin ederek ABD Başkanı olacak Donald Trump’ın medyaya sürekli saldırmasına koşut olarak Beyaz Saray muhabirlerini ana binadan uzaklaştırma ve yetkililere erişimini kısıtlama girişiminde bulunması ortalığı karıştırdı. Kendilerini Batı Kanadı’nda Oval Ofis’in yakınındaki 49 kişilik salondan daha uzakta bir binaya taşımaya niyetlenen Trump’a hitaben açık mektup yayımlayan Beyaz Saray muhabirleri, “meydan okumanı kabul ediyoruz ve artı rıyoruz” mesajı verdi. Washington’da önceki gün de Trump karşıtı eylemler vardı. “Off the recordkayıt dışı” ve diğer temel kuralları Başkan’ın değil gazetecilerin koyduğu kaydedilen mektupta, gerçeği çarpıtanların da ifşa edileceğine dikkat çekildi. Trump’ın istemediği bir şey sorduğu için susturacağı ya da dışlayacağı gazetecinin arkasında birleşik cephe oluşturacaklarını, meslektaşları önemli bir haber yakaladığında bunu tüm dünyanın duymasını sağlayacaklarını söyleyen muhabirler, Trump’a “En iyi ihtimalle 8 yıllığına buradasın, bizse cumhuriyet ku ki bizi buraya gönderen halka hesap verebilir olalım” diye devam eden Obama, halefi Trump cephesinin muhabirlerin salonlarından çıkarılıp uzak bir binaya taşınması arayışına da karşı çıktı. “Burada olmanız bizi daha dürüst, çalışkan yapı Columbia Üniversi b8‘Eikzynusıelriuybciludiuhbruamteğdimruhai’nuasdırlnlieyaızen,t tesi Gazetecilik İnceleme dergisi editörü Kyle Pope’un imzasını taşıyan mektupta, Trump’ın kampanyasının ba yor, seçmenlerimizin taleplerini da zı medya organlarınca iz “Sizin basınla iştigal kurallarınızı belirleme hakkınız varsa bizim de bazı haklarımız var. Nüfuz etmek istediğiniz bizim yayın saatlerimiz ve yazı alanlarımız. Okurlarımız, dinleyicilerimiz, izleyicilerimize en iyi nasıl hizmet vereceğimize siz değil, biz karar veririz. Yetkililere erişim tercih edilir ama kritik önemde değildir. Gazeteciler yöneti rulduğundan beri. Bu büyük demokraside bizim rolümüz tekrar ve tekrar onaylanmış ve pekiştirilmiştir. Kim olduğumuz ve burada neden bulunduğumuzla ilgili en temel soruları yeniden düşünmeye bizi zorladığın için sana müteşekkiriz” diye seslendi. ‘Basın delirince...’ ha fazla düşünmemizi sağlıyor” de lenmesine izin vermediği, gazetecilere minize ulaşamazsa hayrınıza olduğuna Trump ise Fox News’a Beyaz Saray di. Emekliliğinde sessiz kalamaya tehdit ya da hakaret ettiği hatırlatıldı. karar verebilirsiniz. Bizce hata edersiniz, muhabirlerini sürme ya da kısıtlama pla cağı konular olduğunu, seçmenlere yeni engeller, muhalefeti ya da ba Susmayacağız... ama siz bilirsiniz. Biz bilgi edinmenin nını doğruladı. Muhabirlerin gösterdialternatif yollarını bulmakta çok iyiyiz ği tepkiye “Basın delirince ‘Tamam, ta sını susturmaya yönelik kurumsal Metinde, anayasanın basın özgürlü dir, hatta kampanya döneminizdeki en şımayın’ dedim. Ama bu sefer de basın çabalar, çocukken ABD’ye gelmiş ğünü garantiye aldığı ama Başkan’ın sıkı haberlerin bazısını sizin yasakladı dan bazıları içeri alınmayacak. Alacakla göçmenleri sınırdışı gibi temel de bunu nasıl onurlandırması gerektiğini ğınız medya organları hazırladı. Gazete rımızı seçmek zorunda kalmamız insanğerleri tehlikeye sokan durumlarda anlatmadığı, dolayısıyla düzenli basın cilere bir şeye erişemeyeceklerinin söy ları heyecanlandıracak. Göreceksiniz, tez sesini yükselteceğini belirtti. toplantılarının anayasada yer almadığı lenmesi, tercihimiz değildir ama hoşu zamanda daha büyük salona geçmek için ‘Kitap yazacağım’ belirtilerek şöyle devam edildi: muza giden bir meydan okumadır.” yalvaracaklar” yanıtını verdi. Görevini bugün Trump’a devredecek olan Obama, gelecek planlarını da açıkladı. Yemin töreninden sonra ailesiyle Kaliforniya’ya tatile gidecek olan Obama, önümüzdeki yıl için ne planladığı sorusuna “Bir süre sessiz kalmak ve kendimi bu kadar çok konuşurken duymamak istiyorum” yanıtını vererek kitap yazmak ve ailesiyle vakit geçirmek istediğini söyledi. Kızlarına: Direnin ABD’nin ilk siyahi başkanı olarak tarihe geçen Obama, herkese eşit koşullar sunulması durumunda kadınların ve farklı etnik kökenlerden insanların başkan seçileceğine inandığını belirtti. Trump’ın seçimleri kazanmasından hayal kırıklığı duyan kızlarına direnmeyi ve umudu öğretmeye çabaladıklarından bahseden Obama, “Dünyanın sonu olan tek şey dünyanın sonudur. Bence iyi olacağız” dedi. Bu arada Rusya ile iyi ilişkiler kurmaya çalıştığını, fakat Rus lider Putin’in “Soğuk Savaş yıllarındaki ruh haline döndüğünü” savundu. Trump’ın vaat ettiği gibi ABD’nin İsrail elçiliğini Kudüs’e taşımasının “patlayıcı” sonuçları olabileceği uyarısı yaptı. Geliyorum diyen felaket Jammeh’e karşı dış müdahale Batı Afrika ülkesi Gambiya’da seçim yenilgisini kabul etmeyen ve OHAL ilan eden 22 yıllık Dev let Başkanı Yahya Jammeh’e kar şı komşu ülkeler askeri müdaha le başlattı. Dün önce seçimin gali bi Adam Barrow (51), Senegal’deki Gambiya Büyükelçiliği’nde başkan lık yemini edip orduya sadakat çağ rısı yaptı. Ardından Batı Afrika Ülke leri Ekonomik Birliği’nin (ECOWAS) Jammeh’in başkanlığı devretmesini öncelikle siyasi yol dan sağlamasına yö nelik Senegal’in sun duğu tasarı, BM Gü venlik Konseyi’nde oybirliğiyle kabul edildi. Sokaklara dö Barrow külüp dans eden Barrow taraftarla rına Genelkurmay Başkanı Osman Badjie de katıldı. Senegal ordusu “Gambiya’ya girmiş bulunuyoruz” açıklaması yaptı. Senegal’e destek veren ve Gambiya hava sahasında savaş uçakları uçuran Nijerya ordu su “Gambiya halkını koruyacağız, bölgesel barışı sağlayacağız” dedi. ABD yönetimi, dışardan askeri mü dahaleye destek açıkladı. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in des tek sunduğu Barrow da iki eşli, sofu bir Müslüman olarak tanınıyor. Düşen İran’ın başkenti Tahran’ın simgesi olan 17 katlı tarihi Plasco binası yangın çıkmasının ardından itfaiye ekipleri çalışırken ve kameralar canlı yayındayken çöktü. Tahran Belediye Başkanı Bakır Galibaf “Diğerlerinin hayatını kurtarırken 20’den fazla itfaiyeci yaşamını yitirdi” dedi. İtfaiye ise enkazdan ölü çıkarılana dek kayıp kabul edileceklerini söyledi. 200’ü aşkın itfaiye eri saatlerce söndürme çalışması yürütürken bina bir anda toz bulutu içinde yana yıkıldı. İçinde AVM ve konfeksiyon atölyeleri olan binaya giren itfaiyeciler, birden yer ayaklarının altında sarsılınca çıktıklarını, 1 dakika sonra binanın çökmesiyle arkadaşlarının içerde kaldığını anlattı. Yerel yetkililer, bina yöneticilerini güvenlik standartlarına uymaları için 30’dan fazla kez uyardıklarını, ama sonuç alamadıklarını, yangın söndürücü düzeneği olmayan binanın her yerine tutuşan konfeksiyon ürünleri depolandığını söyledi. Yakındaki Türkiye, Almanya ve Britanya elçilikleri boşaltıldı. çığ oteli yuttu İtalya’nın Gran Sasso bölgesinde beyaz dehşet yaşandı. Yaklaşık 30 kişinin kaldığı dağ oteli karlar altında kaldı İtalya’nın orta kesimlerinde art arda depremlerin ve günlerdir süren yoğun kar yağışının etkisiyle önceki akşam Abruzzo bölgesindeki Gran Sasso Dağı eteklerinde düşen çığ sonucu bir otel karlar altında kaldı. Yerli turistlerin tercih ettiği kayak bölgesindeki Rigopiano på Gran Sasso adlı otelde bulunanlara tüm çabalara rağmen dün akşam henüz ulaşılamamıştı. 30 ‘kayıp’ İtalyan Sivil Savunma Teşkilatı’na göre, otelde bulunan yaklaşık 2530 kişi kara gömüldü. Aralarında çok sayıda çocuk da var. Çığ sırasında şans eseri otelin dışında bulunan iki kişi yetkililere ulaşarak bölgede alarm verilmesini sağladı. 2 m. yüksekliğinde kar duvarlarıyla çevrilen otel çığın şiddetiyle temelinden 10 m. kaydı. Tonlarca karın altında kalan otelden çığın şiddetiyle yüzlerce metre öteye sürüklenmiş ya taklar bulundu. Karadan araçla ulaşılamayan otele kayaklar ve helikopterlerle varabilen köpekler eşliğindeki kurtarma ekipleri, çalışmalarını küreklerle sürdürdü. İtalyan ANSA ajansı 3 kişinin cansız bedenine ulaşıldığını duyurdu. AfD’den Nazi çıkışı Almanya’da sığınmacı kriziyle yükselişe geçen aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin üst düzey bir yöneticisinin Berlin’deki soykırım anıtını hedef alan sözlerine tepki yağdı. Partinin Thüringen eyaleti sorumlusu Björn Höcke, Dresden’da AfD gençlik kollarına yaptığı konuşmada “Hâlâ tümüyle yenilmiş bir halkın zihniyetindeyiz. Almanlar başkentlerinin ortasına bir utanç anıtı diken tek halk. Hatırlama politikalarından 180 derece dönmeliyiz” demiş, dinleyiciler de “Almanya, Almanya” diye tezahürat yapmıştı. Höcke’ye siyasi partiler ateş püskürürken “Nazi kimliğini deşifre ettiği” çıkışları dikkat çekti. Yahudi örgütleri de 1945’ten beri ilk kez böyle açıklamalar yapıldığını söyleyerek derin endişe açıkladı. Medyanın sözlerini kasten çarpıttığını, utanç verici olanın soykırım olduğunu söylediğini öne süren Höcke ise tarih kitaplarının Alman kurbanlara daha çok odaklanması gerektiğini söyledi. Yahya’nın Gambiya’sı Gambia’yı bizim kuşak çocukluğumuzun “Kökler” dizisinden anımsar. Alex Haley’nin romanından uyarlanmış olan “17 yaşında anayurdundan kopartılıp Atlantik’i aşarak” Yeni Dünya’ya götürülen ve köle olarak satılan “Kunta Kinte”nin, namı diğer “Toby” ve ailesinin yedi kuşak hikâyesidir. Türkiye ve dünya ahalisinde bir kuşağın kölelik ve sömürgeciliğe tepkisi ile siyah Afrika’ya sempatisini bu dizi beslemiştir. “Kökler”le öğrendiğimiz Gambiya, bugün gözü iktidar hırsıyla dönmüş bir liderle anılıyor: Yahya Jammeh. Bir sene önce “İslam Devleti” ilan ettiği ülkesinde seçimi kaybedince, sonuçları tanımayıp OHAL ilan etti. Ülke iç savaş ve dış müdahale tehdidi altında. Muhalefeti ezen Yahya’nın dilinden düşürmediği baş retorik “dış güçler”. HHH Gambia’nın nüfusu toplasanız 2 milyon. Afrika’nın batısında kocaman Senegal’in içinde kıvrıla kıvrıla Gambia Irmağı boyunca uzanan minicik bir ülke. Başkan Yahya’nın “haklı” olduğu nokta “dış güçler”e aşina olunması. Ama nasıl aşina? Gambia, Britanya’dan bağımsızlığını 1965’te kazandığında, Londra’daki Kraliçe’nin en tepede olduğu meşruti monarşi altında başbakan tarafından yönetiliyordu. 1970’te referandumlarla sistem değiştirdi, başkanlığa geçildi. İlk başbakan Sir Dawda Kairaba Jawara da başkan oldu. Başkanlık sistemi ne Jawara’ya ne ülkesine hayır getirdi. Jawara 1981’de darbe girişiminden “büyük ağabey” Senegal’in askeri yardımıyla kurtulabildi. Sonrasında 1982’de Gambia, Senegal ile konfederal yapıda birleşti. 1989’a kadar da silahlı kuvvetler ve ekonomik yapının birleştiği Senegambia’yla birlikte anıldı. Sonra ipler koparıldı. HHH Bugün iktidar hırsıyla yanıp tutuşan Yahya Jammeh de başa, 1994’te Başkan Jawara’ya darbe yaparak geçmişti. O vakitler henüz 29 yaşında bir teğmendi. Anayasayı askıya aldı, sınırları mühürledi, OHAL uyguladı, muhalefeti yasakladı. Gerekçesi yolsuzluk ve demokrasi yokluğuydu, hiçbirine deva olamadı. Darbe sonrası kendi partisini kurup başkan seçilmesinden beri 22 senedir ülkeyi yönetiyor. 2000’lerin ilk 10 senesinde “liberal demokrasiye” meyletmişliği de var. Tabii bağımsız yargı, hesap soracak bir parlamento, kuvvetler ayrılığı ve kurumsal demokrasinin olmadığı bir ortamda, 2002’de sınırsız seçilebilme kararını parlamentodan geçirtmişti. Suud ve Katar’ın müttefikliğinde yöneldiği zaten “İslami” rejimdi. Başkan Yahya, Aralık 2015’te ülkesini “İslam Devleti” ilan etti. Önce bunun kadınların giyimlerine kısıtlama getirilmek için kullanılmasına izin verilmeyeceğini söyledi. Birkaç ay sonra çalışan kadınların saçının açık olmasını yasakladı, “kadınlar saçlarını toplamalı ve düzgünce örtmeli” ifadesinin yer aldığı bir kararname imzaladı. HHH Başkan Yahya’nın hesaplamadığı seçimle iktidardan gitmekti. 1 Aralık 2016’da yani 1.5 ay önceki seçimlerde muhalefet koalisyonunun adayı Adama Barrow’a yüzde 45’e 36 oranıyla yenilince kızılca kıyamet koptu. Zaten “İslam Devleti”ni ilan ederken, “Gambiya’nın kaderi, Yüce Allah’ın ellerindedir” demişti. Dolayısıyla sandık sonuçlarını tanıması için gerekçesi de yoktu. Seçimlerde “usulsüzlük yapıldığını” öne sürdü, yargıya gereken talimatı verdi. OHAL ilan etti, parlamentosuna da görev süresini üç ay daha uzattırdı. Devlet televizyonundan halka seslenip dış güçlerin egemenlik, barış, güvenlik ve istikrarlarına tehdit oluşturduğunu söyledi. “Her türden itaatsizlik yahut kamu düzenini bozmaya yönelik eylemler yasaklanmıştır” dedi. Bir ara TSK’nin de eğittiğini bildiğimiz güvenlik güçlerinin kanun ve düzeni tesis edeceğini belirtti. Gambia şimdi dün yemin ederek göreve başlaması gereken seçilmiş başkan Adama Barrow’un yardıma çağırdığı Afrika Birliği ve Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu’nun (ECOWAS) olası müdahalesinin gölgesinde, iç savaşın eşiğinde. HHH Siyasal İslamcı zihniyetten toplumlarını yönetme ehliyeti pek çıkmıyor. Bu zihniyet kurumsal demokratik sistem üretmiyor. Mutlak iktidar arzularının sonu ise dünyanın hiçbir yerinde hayra olmuyor. Gambiya sadece bir örnek. Türkeş Kıbrıs için mesaide İsviçre’de KKTC, Rum Yönetimi ve 3 garantör ülke Türkiye, Yunanistan ve Britanya’nın düzenlediği 5’li konferans çerçevesinde çalışma gruplarının görüşmeleri 2 günde tamamlandı. BM Temsilcisi Espen Barth Eide “Çalışma grupları ‘güvenlik ve garantiler’ meselesine özgü sorunları ve çözülmesi için gereken enstrümanları belirledi” diyerek bunu “başarı” olarak niteledi. Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş de bilgi almak üzere önceki akşam İsviçre’ye gitti. Kıbrıs kökenli ve Kıbrıs koordinasyonundan sorumlu Türkeş’i bilgilendirmeye KKTC Heyet Başkanı Özdil Nami de katıldı. Dün adayı ziyaret eden Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos “İşgalci askerler ve garantilerle çözüm olmaz” dedi. Rum lider Nikos Anastasiadis “Hedef, AB müktesebatına tümüyle uyan çözüm. 3. ülkenin garantörlüğü ya da askerine ihtiyaç duyulmamalı” diye konuştu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle