03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 11 Ocak 2017 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: İLKNUR FİLİZ oluBnacsaınkuötzlagrüızrÇgaGalızşüeantnüev,Gcetialuieşztrsueeitztuaekcdliaulenrdı Tutuklu ve işsiz gazetecilere dikkat çeken meslek örgütleri, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü bu yıl ‘Çalışamayan Gazeteciler Günü’ olarak kutladı Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), 10 Ocak Çalışan Gazeteciler gününü, cezaevlerindeki tutuklu gazeteciler ile işsiz gazetecilere adayarak, bu yıl “Çalışamayan Gazeteciler Günü” olarak kutladıklarını açıkladı. TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, ÇGD İstanbul Temsilcisi Uğur Güç ve TGC Hukuk Danışmanı Uğur Küçük dün Cağaloğlu’ndaki TGC Lokali’nde basın toplantısı düzenledi. Cezaevlerindeki gazeteciler ve yaklaşık 10 bin gazetecinin işsiz olması nedeniyle 10 Ocak’ı bayram olarak kutlamayadıklarını söyleyen Durmuş, “Türkiye’de basın özgürlüğü giderek daha geri gidiyor ve cezaevleri gazetecilerle dolduruluyor. Geriye dönük son 5 yıla baktığımızda 10 bine yakın gazeteci işsiz kaldı. Sırf 2016 yılının Haziran ayından bu yana 3 bin gazeteci işsiz kaldı. Böyle bir ortamda 10 Ocak’ı bayram olarak kutlamanın bir anlamı kalmadı. Biz de bu yıl hem cezaevinde olan hem de işsiz olan meslektaşlarımız dolayısıyla bu yılı ‘Çalışamayan Gazeteciler Günü’ olarak kutluyoruz” dedi. Mücadeleye çağırıyoruz Durmuş, önümüzdeki yıllarda bu günü bayram olarak kutlamak istediklerini vurgulayarak “Basın özgürlüğünün tüm kurumlarda hayat bulduğu, gazetecilerin işsiz kalmadığı, cezavlerindeki meslektaşlarımızın özgür olduğu ve haber yapabildiği günler gelirse bizde 10 Ocak’ı bayram olarak kutlayacağız. Emeğimize ve geleceğimize sahip çıkmak adına herkesi TGS’ye ve mücadeleye çağırıyoruz” diye konuştu. Gazeteciler birleşin Sibel Güneş ise gazetecilerin çalışabilir olmasının sendikalı olmakla eşdeğer olduğunu söyleyerek, “Maalesef işyerlerindeki baskılar nedeniyle sendikalı olma oranı oldukça düşük. Geride bıraktığımız yıl içerisinde 780 gazetecinin basın kartı iptal edilirken, 839 gazeteci hâkim karşısına çıktı. 144 gazeteci ise halen tutuklu. 30 bin gazeteciden üçte biri işsiz. Biz de bu doğrultuda meslektaşlarımızı TGS çatısı altında örgütlenmeye ve meslek örgütlerinde birlik olmaya çağırıyoruz” dedi. Parayla geldiler Meslek örgütlerinin bugün iktidar yanlısı bazı medya kuruluşları tarafından “PKK’li” ya da “FETÖ’cü” olarak gösterilmek istendiğini söyleyen Güneş, “Siyasilerin kendi kapılarının önündeki temizliği yapmadan meslek örgütlerin bu şekilde haksız biçimde itham etmelerini haksızlık olarak görüyoruz. 2010 yılında cemiyet seçimlerinde FETÖ’cü olarak tabir edilen yayın organlarının temsilcileri olan kişiler çantalarında 50 bin lira nakit para ile gelip kendilerine oy vermesi için kendilerine yakın kişilerin aidatlarını ödediler. Seçimi para ile satın almaya çalıştılar. Ancak bizim yapılarımız emekçilerden oluştuğu için buna izin vermedi. Bunları yaparken siyasiler önce kendi kapılarının önüne baksınlar” dedi. Gazeteciliği savunacağız ÇGD İstanbul temsilcisi Uğur Güç ise darbe girişiminin ardından çıkarılan KHK ile birçok gazete, radyo, televizyon ve ajansın kapatıldığını anımsatarak, “Atanan kayyımlar ve Kaymakamlıklara gönderilen yazılarla işsiz kalan gazeteci arkadaşlarımızın çalışması engellendi. AKP iktidarı gerçekleri yazan, soruşturan ve araştıran, halkın haber alma hakkını savunan gazetecilerin haklarını elinden almak içn her yolu deniyor. Böyle bir ortamda biz bu günü kutlayamazdık” diye konuştu. Kâr amacı gütmeyen basın Gökhan Küçük de gazeteciliğin her dönem bir kriz içinde olduğunu söyleyerek, “Kâr gütme amacı, basının bu noktaya gelmesindeki etkenlerdendir. İşsiz gazeteciler bir araya gelerek kâr amacı gütmeden medya ortaklığı yapamaz mı diye de sormak istiyorum. Mevcut medyanın yapılanmasında işsizlik ve basın ifade özgürlüğü hep engel olarak karşımıza çıkacaktır” diye konuştu. l İSTANBUL / Cumhuriyet BASIN KONSEYİ: BAYRAM NEYİMİZE... Basın Konseyi’nce, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla yapılan açıklamada, “56 yıl önce 212 sayılı yasanın kabulüyle gazetecilere önemli haklar sağlanan bugünü kutlamıyoruz” denildi. “İfade özgürlüğünün 1961’den bile daha önceki yıllara dönüştürülme özlem ve çabalarına artık son verilmesini bekliyoruz” ifadelerinin yer aldığı açıklamada şunlar denildi: “146 gazeteci ve yönetici tutuklu olarak hapishanedeyken, 150’nin üstünde medya organı kapatılmışken, 10 bini aşkın gazeteci işsiz iken, gazeteciler çalışamıyor, çalıştırılmıyor, yazdırılmıyor, düşünceyi ifade ve basın özgürlüğü yaşanamıyorken bayram neyimize... 56 yıl önce kavuştuğu haklarından Türk basını her geçen gün uzaklaştırılıyor. Baskı, sansür, otosansür, gözaltılar, tutuklamalar, medya kurumlarının kapılarının zincirlenmesi ve tüm bunların sonunda halkın haber alma hakkından mahrum bırakılmasını içimize sindiremiyoruz. Bugün gazeteciler, kalemleri, cezaevleri ve ekmek arasında sıkışıp kalmışlardır. 56 yıllık ‘bayramı’ da kutlamıyor sadece buruk anıyoruz.” l İSTANBUL / Cumhuriyet Gazetecilerden kelepçeli eylem Mersin Gazeteciler Cemiyeti üyesi gazeteciler 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle dün sabah Cumhuriyet Alanı’ndaki Atatürk anıtı önünde toplantı. Başkan Ahmet Ünal, “1960’lı yıllara kadar gazeteci büyüklerimizin verdiği mücadelelerle kazandığımız hakların hemen hepsini kaybettik. Dünya basın özgürlüğü sıralamasında 156. sıraya gerilemiş bir ülkenin gazetecileri olarak, bir kentin gazetecileri olarak buradayız. 150 arkadaşımızın cezaevinde olduğu günlerde bu meydandayız. Burada geçmişin güzelliklerini anacak değiliz. Bu meydandan geleceğin güzel günlerini hayal ederek ayrılacağız. Gazetecilik yaptıkları için içerde olan arkadaşlarımıza selam göndere rek ayrılacağız” dedi. Genç gazeteciler adına söz alan Haberci Gazetesi Genel Yayın Müdürü Hediye Eroğlu da, gazetecilerin tutuklanmasını, ellerini kelepçeleyerek, ağzına siyah bant takarak protesto etti. Eroğlu, “Ülkemizde işsiz kalma, tutuklanma gibi korkularla bu mesleği yürütmeye çalışan gazeteciler için 10 Ocak ne yazık ki bayram olmaktan çıktı” ifadelerini kullandı. Aylardır işsiz olan gazeteci Aziz Avcı da, işsiz gazeteciler sorununa dikkat çekmek için yanında getirdiği somun ekmeği meslektaşlarıyla bölüştü. l ABİDİN YAĞMUR / MERSİN ‘Dayanışma zamanı’DİYARBAKIRLI GAZETECİLER ANLATIYOR Beritan Canözer BASKILAR BİTSİN Haber takip ederken “heyecanlı” olduğu için gözaltına alınan ve 3 ay 8 gün tutuklu kalan Beritan Canözer: Öncelikle her alanda ve şartta görevini yapmaya gayret eden gazeteciler olarak, baskıyı ve şiddeti de en çok yaşayan biziz. 9 binin üzerinde gazeteci işsiz. Yüzlercesi tutuklu. Basın kartı, pasaportu iptal edilen yüzlerce gazeteci var. 5 arkadaşımız 18 gündür gözaltında. Bu rakamlar bile ülkemizdeki gazetecilerin ne kadar vahim bir ortamda görevlerini yapmaya çalıştıklarını anlatmaya yetiyor. Bu ülkede çalışan gazeteciler günü bu nedenle kutlanmamalı çünkü bu ülkede gazeteciler çalışamıyor. Tek beklentimiz gazeteci arkadaşlarımızın serbest bırakılması ve basın üzerindeki baskıların son bulması. MAHMUT ORAL Tutuklu gazeteciler, KHK ile kapatılan kurumlar, işsizlik ve baskı lar nedeniyle gazeteciler, 10 Ocak Çalı şan Gazeteciler Günü’nü buruk geçiri yor. Diyarbakır’da haber yaparken şid dete uğrayan, gözaltına alınan, tutukla nan ve çalıştıkları kurum KHK ile kapa tılınca işsiz kalan 3 gazeteci yaşadıkla rını Cumhuriyet’e anlattı. KHK ile kapatılan İMC TV’nin editörle rinden Faruk Balıkçı: Bugün çalışan gazete ciler günü. Ama med yaya yönelik baskılar nedeniyle binlerce ga zeteci işsiz kaldı. Böy lesi bir dönemde gaze tecilerin gününün kutlanmasının düşünü Faruk Balıkçı lemeyeceği kanaatindeyim. Aslında bu gün tüm basın özgürlüğüne yönelik dar belere karşı dayanışma günü olmalı, bu anlamıyla öne çıkmalı. Türkiye’de gaze teciler işsizlik nedeniyle büyük bir eko nomik darboğaz, açmaz yaşıyorlar. Çün kü onların başka meslekleri yoktur ve başka da bir iş bilmezler, onlar sadece haber yapmayı bilirler. Ama onlar bu gün ekonomik sıkıntılarla boğuşmak zo runda kalıyorlar. Ne 12 Eylül dönemin de, ne 90’larda, ne de Cumhuriyet tari hinin herhangi bir döneminde bu kadar baskı yaşanmadı basın üzerinde. Haber takibinde gözaltına alınan gazeteci Sertaç Kayar: Neredeyse 10 yıldır çalışan gazeteciler gününü fark lı bir baskı mekanizmasıyla karşılı yoruz. Ya gazetecilerin tutuklanması nı ya gözaltına olmasını, ya darp edil melerini ya da üzerlerine kurşun yağ dırılmasını konuşu yoruz. Bu yıl da aynı sı oldu. Sokağa çık ma yasakları sırasın da geçen yıl birçok gazeteci arkadaşımız ölümle burun buru na geldi. Artık dayak, gözaltı, şiddet ve tu tuklanma gibi baskılara bir de işsiz bıra Sertaç Kayar kılmayla, açlıkla terbiye edilmek de eklendi. Adeta gazetecilere karşı bir savaş açılmış durumda. Binlerce arka daşımız mesleğini bırakmak zorunda kaldı. Tek tip bir gazetecilik, tek tip bir medya yaratılmak isteniyor. Gidi şat bu yönde. Umut ediyoruz ki artık gazetecilerin gerçekleri kaygısız ve korkusuzca yazacağı günler bir an ön ce gelir. l DİYARBAKIR haber 11 Rüyada diktatör görmek Akit gazetesi rüyada cumhurbaşkanı görmenin anlamını yazmış. İsim vermemiş ama haberin görselinde mevcut cumhurbaşkanını kullanmış. Rüyasında cumhurbaşkanı gören bir kimse, Akit’in haberine göre: En güzel ve en müjdeli haberleri alırmış; Hayatı boyunca üzüntü, dert, keder yaşamazmış; Yokluğa, kıtlığa, hastalığa düşmezmiş; Hayatı huzurlu ve keyifli geçer, başarılar ve zaferlerle dolu olurmuş; Tüm hayalleri gerçekleşirmiş; Hayatta gelebileceği en üst noktaya gelirmiş. Akit; rüyada cumhurbaşkanı görmenin ne şahane bir şey olduğunu yazadursun; Seçmeni uykuya davet ededursun; Milleti batıl heveslerle oyalayadursun; Biz, “böyle” bir cumhurbaşkanını gözleri açık görmenin; İşbaşında görmenin; İktidarda görmenin; Yetkilerini suiistimal ederken görmenin; “Kandırıldık” derken görmenin; Halkı kandırırken görmenin... “Resmen” görmenin ne anlama geldiğine bakalım. Hele hele “böyle” bir cumhurbaşkanını çok yakında başkan olarak görme ihtimalinin ne anlama geleceğine bakalım. Türkiye... Müsebbibi oldukları çok başlı ve engel tanımaz terörden nemalanan politikacıların elinde fena halde oyuncak olan bu koca ülke... Keşke rüya olsa dediği bir kâbusa yatıyor her gece. Geniş kitleler, ele geçirilmiş gazete ve televizyonlardan yapılan bombardıman yayınlarla gaza getirilmekteler. O yüzden ellerinden alınan temel hak ve özgürlüklerin onlara nasıl bir cendere olarak geri döneceğini sezme fırsatları yok. Dini siyasete alet edenlerin asıl amacından bihaberler. Onlara vaat edilen rüyaların peşinden derin uykulara yatıyorlar. Ve cumhurbaşkanını görüp başarı ve mutluluğa erişeceklerinin işaretini anca rüyalarında almayı kovalıyorlar. Aynı anda Meclis kendi kendisini neredeyse feshetmek için canhıraş çalışmaya başlıyor. Milletvekilleri diktatörlüğe giden yolları açmak niyetiyle dolaplar çevirmeye koyuluyor. Akademisyenler üniversitelerden atılıyor, öğretmenler okullardan kapı dışarı ediliyor, tüm muhalif gazeteciler tek tek tutuklanıp içeri tıkılıyor. Mevcut anayasanın tanıdığı olanaklarla ve seçmenin oyuyla Meclis’e giren milletvekilleri hapse atılıyor. Laikliğe sahip çıkan kim varsa terörist diye damgalanıyor. Rüyalarda kovalanan cumhurbaşkanı; Kendini ite kaka ülkeye başkan yaptırmaya çalışıyor; Demokrasiye darbe üstüne darbe indiriyor. Bugün rüyalara cumhurbaşkanı olarak giren insan... Yarın rüyalara başkan, sonra da muhtemelen diktatör olarak girecek. Ve o gün geldiğinde, sadece bugün gerçeklerin farkında olanlar değil; Bugün uyuyanlar... Olan biteni umursamayanlar... Olan bitenden nemalananlar... Hatta olan bitende payı olanlar bile... Herkes, ama herkes, keşke bunlar bir rüya olsa diyecek. Bu arada benden duymuş olmayın ama rüyada diktatör görmek kimse için hayra alamet değil. Diktatörün kendisi için bile! Kadıköy Belediyesi’nden Uğur Mumcu için etkinlik Kadıköy Belediyesi, 24 Ocak salı günü, katledilişinin 24. yılında gazetemiz yazarı Uğur Mumcu’yu anmak ve gazetecilerle dayanışmak için bir etkinlik düzenleyecek. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ile birlikte yapılan “Basın Öne Eğilmesin” adlı etkinlikte, basın özgürlüğü de UĞUR MUMCU konuşulacak. Etkinliğe gazetemiz İmtiyaz sahibi Orhan Erinç, yazarımız Şükran Soner ve kısa bir süre önce tahliye olan dilbilimci Necmiye Alpay konuşmacı olarak katılacak. Erdal Erzincan’ın türküleriyle katılacağı gece, Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi’nde saat 20.00’de başlayacak. Etkinlikte, cezaevinde olan 146 gazetecinin durumuna ve basın üzerindeki baskılara dikkat çekmek için, hapisteki gazetecilerin hazırladıkları sunumlar, gazeteci arkadaşları tarafından aktaracak. l İSTANBUL/ Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle