18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 30 Eylül 2016 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Taktik savaşları haber 5 AKP, CHP’nin AYM’ye götürdüğü kanun hükmünde kararnameleri mahkeme kararı çıkıncaya kadar bekletme formülü üzerinde duruyor Hükümet, OHAL süresini uzatmaya hazırla nin ilk sıralarında hükümetin OHAL kapsamında çıkardığı KHK’ler bulunu nırken; yarın Meclis’in yor. Bugüne kadar çıkarı açılmasıyla birlik lan 8 KHK’den 5’i TBMM te OHAL kapsamında bugüne kadar çıka EMİNE KAPLAN Başkanlığı’na sunuldu. Anayasa gereği KHK’lerin Res rılan 8 kanun hükmün mi Gazete’de yayımlandığı de kararnamenin (KHK) gün TBMM’ye de sunulma Meclis’te nasıl görüşüleceği tar sı gerekiyor. Meclis’in tatilde ol tışması hız kazanacak. CHP’nin duğu sırada çıkarılan 3 KHK ise 1 KHK’lerin iptali için Anayasa Ekim’de TBMM’ye sunulacak. Mahkemesi’ne başvurmasına tepki gösteren AKP yönetimi, ilk Komisyon devre dışı KHK dışındakileri mahkeme karar Meclis İçtüzüğü’nde “OHAL kap verinceye kadar bekletme formülü samında çıkarılan KHK’lerin en üzerinde duruyor. geç 30 gün içinde görüşülerek ka Yeni yasama yılına 1 Ekim’den rara bağlanması, komisyonlarda itibaren başlayacak olan TBMM en geç 20 gün içinde görüşmele Genel Kurulu’nun gündemi ri tamamlanmayan KHK’ler Meclis Başkanlığı’nca doğrudan doğruya genel kurul gündemine alınması” hükmü yer alıyor. AKP, KHK’lerde komisyon sürecini devre dışı bırakarak doğrudan genel kurul gündemine alınması yolunu tercih etti. Bu kapsamda doğrudan genel kurul gündemine alınan ilk KHK’nin, 30 günlük sürenin dolmasına bir iki gün kala tümü üzerindeki görüşmelerine başlandı. İkinci kararname de aynı yöntemle genel kurul gündemine alınırken, Meclis’te bulunan diğer 3 KHK ise komisyonlarda bulunuyor. Meclis tatilde olduğu sırada süreler işlemediği için 17 Ağustos’ta çıkarılan 3 KHK ise 1 Ekim’de TBMM’ye gönderileceği için 30 günlük süre de 1 Ekim’den itibaren başlayacak. AKP yönetimi, Meclis’in açılmasıyla birlikte tümünün üzerinde görüşmelerine başlanan ilk KHK’yi ‘temel yasa’ yöntemiyle Meclis’ten çıkarmayı planlıyor. CHP’nin de itiraz etmediği ilk KHK ile ilgili genel kurul süreci başlatılmış olmasına karşın CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne götürdüğü kararnamelerle ilgili nasıl bir süreç işletileceği ise henüz netlik kazanmadı. AKP’de “CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne iptali için başvurduğu KHK’leri, mahkeme süreci sonuçlanıncaya kadar bekletelim” formülü üzerinde duruluyor. Nasıl bir tavır izleneceğine Başbakan Binali Yıldırım’ın karar vereceği belirtiliyor. l ANKARA Bitlis’te köy muhtarı kaçırıldı PKK’li bir grup 4 gün önce Bitlis Hizan’a bağlı Bölüklü köyüne giderek köy muhtarı Salih Güven’i kaçırdı. Güven’den 3 gündür haber alınamazken, Bitlis Valisi Ahmet Çınar, bölgede operasyonların sürdürüldüğünü söyledi. l DHA Kumrular failine 6 kez müebbet Ankara Kumrular Caddesi’nde, 20 Eylül 2011’de 5 kişinin öldüğü, 40 kişinin yaralandığı terör eylemine ilişkin 9 sanıklı davada, patlayıcı yüklü otomobili getirmekle suçlanan sanık Ümit Akgümüş, 6 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 619 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. 4 PKK’li silahlı İHA ile öldürüldü Hakkâri Valiliği’nden yapılan açıklamada, merkeze bağlı Ağaçdibi köyü kırsalında tespit edilen PKK’lilere yönelik hava taarruzu gerçekleştirildiği, havalanan silahlı İHA’nın tespit edilen hedefi vurmasıyla 4 PKK’linin öldürüldüğü duyuruldu. Özel güvenlik bölgeleri arttı Hakkâri kırsalında operasyonlar sürerken merkeze bağlı bazı alanların özel güvenlik bölgesi ilan edildiği duyuruldu. Geçit Tepe, Koç Tepe, Bergiri Tepe Bölgesi’sinin bir kısmı 11 Ekim’e kadar Özel Güvenlik Bölgesi ilan edildi. Elazığ’da da Alacakaya, Karakoçan, Palu ve Arıcak ilçelerindeki 15 bölge, 6 ay boyunca “geçici askeri güvenlik bölgesi” ilan edildi. l DHA Fırat Kalkanı 37. gününde TSK, Fırat Kalkanı harekâtının 37. gününde; 50 IŞİD hedefine 158 fırtına ve 80 ÇNRA atışının yapıldığını belirtti. Açıklamada, Rai’nin güneybatısındaki Tall Ar meskun mahallinde muhalifler tarafından tekrar kontrolün sağlandığı ve Ziyadiyah ve Gurur meskun mahallerinin ele geçirildiği bildirildi. Saldırıya dokuz tutuklama çıktı Siirt’te Şehit Selim Terzioğlu Polis Lojmanları’na geçen 3 Eylül’de düzenlenen silahlı saldırı ile ilgili 12 kişi gözaltına alındı. Siirt Valiliği gözaltına alınanlardan 9 kişinin tutuklandığını, 3 kişinin ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığını duyurdu. Diyarbakır’da ise PKK’ye yönelik operasyonda 16 kişi gözaltına alındı. l DHA Yolsuzluk operasyonu Elazığ Karakoçan’da yolsuzluk soruşturması kapsamında yapılan operasyonda DBP’li Karakoçan Belediye Başkanı Burhan Kocaman ve Karakoçan Belediyesi Eşbaşkanı Cennet Ayik’in de aralarında bulunduğu 13 kişi gözaltına alındı. l DHA 32 gün sonra yaşam savaşını yitiren şehit Sefa Altınsoy’un babası, polislerle bir Bir günde 5 şehitlikte oğlunun cenazesini taşıdı. Acılı baba Faruk Altınsoy, gözyaşlarına boğuldu. Sefa Altınsoy Yüksekova’da 3 korucu, çatışmada şehit oldu. Yaralı bir yüzbaşı ve polis de tedavi gördükleri hastanelerde yaşam mücadelesini kaybetti. Hakkâri Yüksekova’da iş makinelerinin güvenliğini sağlayan köy korucuları ile PKK’liler arasında çıkan çatışmada 3 korucu şehit oldu. Köy korucuları Kemal Özbek, Rıfat Dilce ve Ömer Özbiçen’in cenazeleri Yüksekova Devlet Hastanesi morguna kaldırılırken bölgede hava destekli operasyon başlatıldı. Hakkâri Çukurca’da 5 gün önce düzenlenen operasyonda yaralanan Yüzbaşı Özgür Özekin (36) ve Cizre’de 32 gün önce düzenlenen bombalı saldırıda yaralanan polis Sefa Altınsoy kurtarılamayarak şehit oldu. Bir günde şehit sayısı 5’e yükseldi. Hakkâri Dağlıca 2. Hudut Tugay Komutanlığı’nda görevli, evli ve 1 yaşında erkek çocuğu babası Yüzbaşı Özgür Özekin (36), 25 Eylül’de Çukurca’da PKK’nin düzenlediği saldırıda 2 askerle birlikte ağır yaralanmıştı. Özekin, dün sabaha karşı Ankara GATA’da şehit oldu. Şehidin acı haberi Muğla Fethiye’deki evine ulaştı. Şırnak Cizre’de ise 26 Ağustos’ta PKK’lilerin İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne bomba yüklü araçla düzenlediği, 11 polisin şehit olduğu ve 78 polisin de yaralandığı saldırıda ağır yaralanan polis Sefa Altınsoy, tedavi gördüğü GATA’da 32 gün sonra şehit oldu. Şehit babası öğretmen Faruk Altınsoy acı haberi oğlunun başında beklediği hastanede aldı. Şehidin cenazesi ikindi namazının ardından Ulu Cami’de düzenlenen törenle Aksaray Şehitliği’nde toprağa verildi. l DHA/İHA ‘OHAL bitirilmeli’ CHP liderinin MYK gündeminde OHAL vardı İKLİM ÖNGEL CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, OHAL’in uzaması yönündeki tavsiye kararına tepki gösterdi. CHP lideri, “Türkiye, OHAL’in yanlış uygulamalarının altından kalkamaz. OHAL, bir an önce bitirilmeli” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, 12 televizyon, 11 radyonun kapatılmasına ilişkin olarak da “Kapatılamazlar. Bunların terörle, darbeyle ilgisi yok. CHP’den milletvekili adayının radyosu kapatılıyor. Bu, muhalefetin susturulması demektir” dedi. CHP MYK, Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Basına kapalı toplantıda Kılıçdaroğlu OHAL, Erdoğan’ın Lozan’a ilişkin sözleri, yargı bağımsızlığı ve tezkereye ilişkin konuştu. Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin bu duruma gelmesindeki neden olarak yargının bağımsız olmamasını gösterdi. “Yargı bağımsız olsaydı darbe süreci yaşanmazdı” diyen Kılıçdaroğlu, yargı bağımsızlığının, toplumsal barış ve demokrasinin güvencesi olduğunu belirtti. 12 Eylül 2010’da “evet” diyerek Türkiye’nin cemaate teslim edildiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, o dönem vatansever subayların tasfiye edildiğini, yerlerine atananların da darbe girişiminde bulunduğunu anlattı. l ANKARA ‘Uzaması faydalı’ Bahçeli, partisinin ‘Doğu ve Güneydoğu Ana dolu Bölgesi Kalkındırma Programı’nı açıkladı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, hükümete OHAL konusunda destek vererek “OHAL’in 3 ay daha uzaması faydalı olur” dedi. Bahçeli, mini anayasa paketinin geçen dönemde uzlaşılan 60 madde ile birlikte 67 maddeye çıkabileceğini açıkladı. Moody’s’e de tepki gösteren Bahçeli “Silahla başaramayanlar; faiz, kur, finansal varlıklar üstünden yeni bir alan açmanın peşindedir” dedi. Bahçeli, dün partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, FETÖ ile mücadele başta olmak üzere gündemdeki konuları değerlendirirken partisinin “Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Kalkındırma Programı”nı da açıkladı: l Terörle Mücadele: Bölge Bahçeli halkı öncelikle PKK saldırısından kurtarılmalı, devlet otoritesi inşa edilmeli. l Kırsal Kalkınma Merkezleri: Köy sosyal yaşam üniteleri geliştirilecek, enerji, su şebekeleri ve depolama birimleri ile arıtma sistemleri sağlıklı hale getirilecektir. Bu merkezlerde “mülki idare temsilciliği” oluşturulacak. l Bölgesel Farklarının Giderilmesi: Her il ve ilçe için hedef sektörler belirlenecek. “il yatırım ve kalkınma ofisleri” ku rulacak. l Büyüme Programı: Esnaf, sanatkâr, çiftçi, ev kadını ve gençlerin atıl kaynakları harekete geçirecek yöntemlerle üretime daha aktif katılımları temin edilecektir. Geliştirilecek “yerinde” projeler ile büyük kentlere göç de önlenebilecektir. l ANKARA/Cum huriyet Erdoğan’a hayranlık, Doğan Medya’ya yakınlık Doğan Yayın Holding Başkanı Vekili Mehmet Ali Yalçındağ’ın Berat Albayrak’a gönderdiği epostalar içinde benim ile ilgili bir bölüm var. Gazetemizin yöneticileri, bu olay konusunda yazı günümü beklemeden açıklama yapmak isteyip istemediğimi sorma nezaketi gösterdiler, kendilerine teşekkür ederek, yazı günümde, kendi köşemde açıklama yapacağımı ifade ettim. Doğrusu, bizim gibi kamuoyu önünde yazı ve yorumları ile fikir beyan edenlerin, böyle bir durumda açıklama yapma sorumluluğu taşıdıklarını düşünüyorum. Dahası, malum “sukut ikrardan gelir”. Anlamı ve önemi yok Olay şudur; 12 Ağustos akşamı, Ahmet Hakan, ArzuhanMehmet Ali Yalçındağ çifti ile Bodrum’da sohbet ettiğimiz doğrudur. Bu sohbetin hiçbir fevkalade anlamı ve önemi yoktur, sıradan bir ahbaplık, güncel siyaset üzerine konuşma mevzusudur. Başta Aydın Doğan olmak üzere, gerek Doğan ailesi ile, gerek Doğan Medya çatısı altında yazaridareci pek çok isimle arkadaşlığım, ahbaplığım gizlediğim bir mevzu olmadığı gibi, çekincem olan bir konu değildir. Ancak köşe yazarlığı işimi, sosyal ilişkilerimle hiçbir şekilde birbirine karıştırmadığım da pek çoklarının şahitlik edeceği bir husustur. Uzun yıllar Radikal gazetesi, daha sonra kısa bir süre Hürriyet gazetesinde yazarlık yaptım, her iki gazeteden de kendi kararım doğrultusunda ayrıldım. Radikal’den, Eyüp Can’ın genel yayın yönetmeni olması ve benim kendisi ile çalışmak istemememden dolayısı ile ayrılma kararı verdim. Bu kararımın nedeni Eyüp Can’ın şahsına karşı değil, gazeteye yeni bir format getirme düşüncesine uyum sağlamayacağımı düşünmemdir. Hürriyet gazatesinden ise o dönem genel yayın yönetmeni olan Enis Berberoğlu’nun bana karşı yaptığını düşündüğüm bir nezaketsizlik yüzünden ayrılma kararı verdim. İşten atılmanın konu olduğu tek olay, Milliyet gazetesinin neden bildirmeden yazılarıma son vermesi olayı idi ve Milliyet gazetesi o dönem Doğan Grubu’na ait değildi. Bu olaylar esnasında, Doğan ailesi ve mensupları ile yakınlığımı bu konulara karıştırmamaya azami özen gösterdim. Diğer taraftan, Murat Yetkin’in genel yayın yönetmeni olduktan sonra bana getirdiği teklif üzerine yıllardır Hürriyet News gazetesinde köşe yazıyorum, köşe yazarı olarak sadece genel yayın yönetmenleri ile iletişim kurarım, doğru olanın bu olduğunu düşünürüm. Fırsatı ganimet bilip Doğan Medya’ya dönme çabası içinde olduğum iddiaları saçmalıktan ibarettir. Böyle gayretler içinde olsam, kendi isteğimle diğer gazetelerden ayrılmaz, bu yollara tevessül etsem ailenin damadı üzerinden yol almaya gerek duymazdım. Ayrıca, halihazırda, özgürce fikirlerimi ifade etme imkânı olan Cumhuriyet gazetesinde yazı yor olmaktan son derece memnunum. “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hayranlık” meselesine gelince, Erdoğan’a hayran olsam, bunu doğrudan yazıp çizmekte mahzur görmez, fazladan, bu ülkede rahat ederdim. Erdoğan, siyaseti, partisi ile ilgili görüşlerimi köşe yazılarımda net biçimde ifade ediyorum. Dahası, bu ülkede “sivil dikta” kaygısından, 2009 Kasım ayında Radikal’de yayımlanan “Sivil İstibdad” başlıklı yazımda, ilk bahseden yazar benim. O zamanlar, şimdi baş muhalif olanlar beni çok ağır biçimde eleştiriyor, hatta karalıyor idi. Düşüncelerimi beğenen olur, beğenmeyen olur, son derece tabiidir, ancak muhalif duruşumu kimseye tartıştırmam. Ancak benim muhalefet anlayışım akkara biçiminde değildir, dahası şahıslara husumet beslemem, AK Partisi ve Erdoğan’ın siyasetine, zihniyetine itirazım, öteden beri savunduğum başörtüsü başta din ve vicdan özgürlüğü konularındaki görüşlerimi hiçbir şekilde etkilemez. Bu konular söz konusu olduğunda doksanlı yıllarda ne diyorsam aynı şeyi söylemeye devam ediyorum, bu tavrımın AK Parti’ye yakınlaşmak istemem şeklinde yorumlanması izan eksikliğinden başka bir şey olamaz. Diğer taraftan, gıyabında, Cumhurbaşkanı’ndan “Tayyip Bey” diye söz etmem de Erdoğan’ın adeta bir şeytan olarak resmedilmesine karşı çıkmam da, “hayranlık”la alakası olmayan meselelerdir. 12 Ağustos gecesi masamıza uğrayan genç bir arkadaşımıza bu çerçevede yaptığım uyarılar, belli ki Yalçındağ tarafından “hayranlık” olarak özetlenmiş. Kendi tasavvuru Son olarak, 15 Temmuz darbe girişimi konusundaki tavrımı o tarihlerde yazdığım yazılarda net biçimde ifade ettim, dahası 15 Temmuz Türkiye için yeni bir başlangıç olabilirdi. Ayrıca, Batı dünyasının Türkiye’ye bu konuda hiç destek vermemesini yine, gerek Cumhuriyet, gerek Hürriyet Daily News yazılarımda eleştirdim. Ağustos sonunda katıldığım, bir AB Forumu olan Aubach toplantısında dile getirdim, bu noktada gocunacağım hiçbir husus yok. Epostalarda söz konusu edilen sohbet konuları bunlardan ibarettir. Yalçındağ’ın bunu yansıtma biçiminin (belli ki kötü niyet taşımamakla birlikte) kendi tasavvuru olduğu açıktır. En başta belirttiğim gibi, kamuoyuna yazı ve sözleri ile fikir beyan edenlerin, kendileri ile ilgili iddialara açıklık getirme sorumluluğu olduğunu düşündüğüm için tüm bunları yazma gereği duydum, yoksa bu konuda yapılan karalama ve spekülasyonların benim açımdan hiçbir değeri yoktur. Ancak bu karalamaların, bana karşı hakaret, tehdit ve en son yaşadığım semtte taciz şeklinde meyve verdiği, iktidar ve muhalefet anlayışlarının bazen fazlasıyla kesiştiği bir ülkede yaşadığımızı da belirtmekte fayda var. YENİ YASAMA YILININ AÇILIŞ TÖRENİ HDP, Erdoğan için tutum belirleyecek HDP, 1 Ekim’de TBMM Genel Kurulu açılışına katılarak konuşma yapacak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı tutumunu bugün yapacağı Meclis Grubu toplantısında kararlaştıracak. HDP, geçen yıl Cumhurbaşkanı Erdoğan mecliste konuşmaya başladığı sırada Genel kurul salonunu terk etmişti. HDP Meclis Grubu yarın yasama yılı açılışı öncesinde birçok gündemi değerlendirmek amacıyla eş genel başkanlar Selahattin Demirtaş ile Figen Yüksekdağ başkanlığında toplanıyor. Toplan tıda, özellikle HDP’nin Meclis açılışına katılıp konuşacak olan Erdoğan’a karşı tutumunun ele alınıp bu konuda karar alınması bekleniyor. Toplantıda, HDP’nin yeni yönetimi ve Meclis Grup yönetiminin de değişip değişmeyeceği ele alınacak. Meclisin geçen yıl yasama yılı açılış töreninde, CHP’liler ayağı kalkmayarak Erdoğan’a tepkilerini dile getirmişti. CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, 2 gün önce yaptığı açıklamada, Meclis’te Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı saygı ile karşılayacaklarını söylemişti. l DİYARBAKIR/DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle