21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Suudi vetosu Kongre’den döndü ABD’de Kongre, 11 Eylül saldırısı kurbanlarının ailelerine, Suudi Arabistan’a dava açabilme imkânı sunan tasarıyı, Başkan Barack Obama’nın vetosuna rağmen ya salaştırdı. Obama’nın veto kararını ‘ulusal çıkarla önce Senato’da 97’ye karşı 1, ardından de Temsilciler Meclisi’nde 338’e karşı 74 oyla geçti. Böylece kasımda görev süresi dolacak olan Obama’nın, 8 yıllık başkanlığı boyunca ilk kez veto ettiği bir yasa tasarısı yürürlüğe girmiş oldu. ABD anayasasına göre başkanın veto ettiği tasarı Kongre’nin her iki kanadında da üçte iki çoğun ra zarar verebilir’ diye gerekçelendirdiği tasarı dün luk alırsa doğrudan yasalaşıyor. Obama Perşembe 29 Eylül 2016 [email protected] TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 7 Savaş ve barış adamıydı [email protected] HOLLANDA MECLİSİ ‘Türkiye’ye AB yardımı dursun’ Hollanda parlamentosu, 15 Temmuz darbe gi rişimi sonrası “hu kuk devleti ilkele rinin rafa kalktığı” gerekçesiyle Avru pa Birliği’nin (AB) Türkiye’ye yardım larını dondurmasını istedi. Önce Rutte ki günkü oturumda ana muhalefet teki Sosyalist Parti (SP) ile Hristi yan Birliği (CU), AB’nin aday ülke Türkiye’ye verdiği yıllık 600 milyon Avro’luk yardımın durdurulması için bir önerge verdi. Türkiye’de dar be girişimi sonrası demokratik hu kuk devleti ilkelerinin rafa kalkma sı nedeniyle hükümetin Türkiye’ye yardımların durdurulması için Brük sel nezdinde girişimde bulunması is tendi. Bu önerge milletvekillerinin çoğunun oyunu aldı. Ama AB içinde Hollanda’nın tek başına Türkiye’ye yardımı kestirmesi ihtimali yok. Ar dından Türk hükümetinin Diyanet aracılığıyla Hollanda’daki camile re mali desteğinin sona erdirilmesi önergesi de kabul edildi. Önergeyi hükümetin büyük ortağı Halkın Öz gürlük ve Demokrasi Partisi (VVD) desteklerken, İşçi Partisi (PvdA) reddetti. Buna rağmen Başbakan ve VVD lideri Mark Rutte, “din özgür lüğü” nedeniyle Türkiye’nin finan sal desteğini yasaklamanın kolay olmayacağını söyledi. ABD’de yine polis şiddeti ABD’de polisin siyahlara yönelik ölümcül şiddeti bu kez Kaliforniya eyaletinin güneyindeki El Cajon kentinde başgösterdi. Önceki gün bir kadın polisi arayıp kardeşinin trafik olan bir yolda tek başına yürümeye çalıştığını ve tuhaf davrandığını söyleyerek yardım istedi. Ama olay yerine giden polis, “ellerini havaya kaldır” emrine uymadığı gerekçesiyle silahsız siyah genci vurarak öldürdü. Polis açıklamasında “adamın eller havaya emrine rağmen ellerini cebine koyarak yürümeye devam ettiği ve cebinden bilinmeyen bir nesne çıkardığı için önce şok tabancasıyla kontrol altına alınmaya çalışıldığı, alınamayınca birkaç kurşun sıkıldığı” kaydedildi. Ancak görgü tanıkları, polislerin siyah genci doğru düzgün uyarmadığını ve “elleri havadayken” vurduğunu aktardı. Kentte protestolar patlak verirken olay yerinde toplanan onlarca kişi “Siyahların hayatı değerlidir” ve “Beni vurma” sloganları attı. Geçen hafta da Charlotte kentinde polis siyah bir adamı vurarak öldürmüştü. Kentte hâlâ protestolar sürüyor. İçinde Afgan sığınmacıların olduğu bir bot dün Yunan kıyılarına ulaştı. İsrail’in kuruluşundan bu yana ordusiyaset sahnesinde yer alan, Oslo süreci mimarlarından Nobel Barış Ödüllü Peres yaşamını yitirdi Eski İsrail Cumhurbaşkanı ve Başbakanı Şimon Peres, felç geçirip hastaneye kaldırılmasın dan iki hafta sonra önceki gece 93 yaşında yaşamını yitirdi. Polonya’da doğan, İsrail’in 1948’deki kuruluşunda yer alan siyasetçi kuşağının son temsilcilerinden olan Peres hem savaş hem ba rış adamı kimliğiyle “İsrail’in özüydü”. FKÖ lideri Yaser Nükleerin babası İsrail ordusunun ku Arafat’la Oslo 1 ve Oslo 2 barış rucularından ve gizli anlaşmalarına nükleer silah proga imza attı. mının başlatıcısı olan Peres, siyonist bir sosyalist olarak siya sete atıldı. İsrail ordu sunun selefi Haganah paramiliter örgütü nün personel işleri ve silah alımı sorumlu suydu. 1953’te henüz 30 yaşındayken Sa vunma Bakanı Müs teşarı sıfatıyla ordu yu organize etmekle görevlendirildi. Nobel’e uzanan yol Batı Şeria’daki Yahudi yerleşimlerini savunurken zamanla arasına mesafe koydu ve Filistinlilerle toprak vererek barış anlaşması yapmayı savunmaya başladı. İşçi Partisi liderliği için sürekli rekabet içinde oluğu İzak Rabin başbakan, kendisi de dışişleri bakanıyken 1992 ve 1995’te FKÖ lideri Yaser Arafat’la Oslo 1 ve Oslo 2 barış anlaşmalarına imza attı. Üçlü 1994’te Nobel Barış Ödülü’ne layık görüldü. Filistin halkının temsilcisi olarak FKÖ’yü yıllar bakan, 20072014 arasında cumhurbaşkanı olarak sürdürdü. İran’a saldırılması tezine karşı çıksa da Batı’nın yaptırım rejiminde önemli rol oynadı. Cenaze töreni yarın Peres yarın Kudüs’te Herzl Tepesi’ne gömülecek. Cenazesine ABD Başkanı Obama, Fransa Cum hurbaşkanı Hollande’ın da katıl ması kesinleşti. Obama yayımla dığı mesajda, “İnsanlık tarihinin yönünü değiştirmiş pek az insan var. Dostum Şimon bu insanlar dan biriydi. İsrail’in özü ve ru huydu. Filistin ve diğer komşu larıyla barışma ihtimalinden hiç ‘One mInute’ krizi vazgeçmedi” dedi. Eski ABD Başkanı Bill Clin 2009 Davos zirvesinde Cumhurbaşkanı Peres ile dönemin Başbakanı ton ise “23 yıl önce Beyaz Saray’da Oslo Anlaşmaları’nı Erdoğan’ın katıldığı oturum hafızalara imzalayıp İsrailFilistin ilişki “one minute” (bir dakika) kriziyle yer lerinde umut dönemi açtığın leşti. Erdoğan, Peres’in konuşma süresinin adil olmadığını söyleyerek İngilizce “bir dakika” süre isteyip Peres’e hitaben “Siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz. Plajlardaki çocukları nasıl öldürdüğünüz, nasıl vurduğunuzu çok iyi bili da ne kadar mutlu olduğunu asla unutmam” ifadesini kullandı. Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck ise şu mesajı yayımladı: “Onu her zaman uzlaşma yorum” diyerek salonu terk etmişti. ya hazır olmasıyla hatırlayaca ğız. Almanların Holocaust’ta ai ve Filistin halkının kendi kaderini tayin lesine ve halkına zulmetmesi hakkını tanıyan ama sınırlar, yerleşim ne rağmen, Peres bizlere elini uzat ler, Kudüs’ün statüsü ve mültecilerin dö tı. Kalpten müteşekkiriz. Dışişleri Ba nüşünü çözümsüz bırakan Oslo, bir Filis kanlığı ise Peres için dün akşam saat tin devleti yaratmadı. Rabin’in 1995’te su leride hâlâ başsağlığı mesajı yayımla ikasta kurban gitmesi üzerine başbakanlı mamıştı. Cenaze törenine katılım için ğa vakâlet eden Peres, 1996’da Lübnan’da Erdoğan’ın vereceği karar bekleniyor. Hizbullah’a karşı Gazap Üzümleri operasyonunu başlattı. Operasyon 800 sivilin sı Hamas: ‘Mutluyuz’ ğındığı BM binasına İsrail topçu bombar Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud dımanında 106 sivilin ölmesiyle hafızala Abbas’ın “İnsanlık ve bölgedeki barış için ra kazındı. Peres, 1996 seçimini Likud li büyük kayıp” dediği Peres için Hamas’tan deri Netanyahu’ya kaybetti ve barış süre “İşgalin kurucularındandı. Ölümü Filistin ci fiilen sona erdi. Siyasi kariyerini uzun halkını çok mutlu etti” açıklaması geldi. Suriye ordusunun cihatçıların kontrolündeki Halep’in doğusuna başlattığı taarruz bir haftayı devirdi. Dünya Sağlık Örgütü ve Kızılhaç derhal insani koridorlar oluşturulmasını isterken muhalif kaynaklar dün sabaha karşı iki hastanenin hedef alındığını duyurdu. Kerry’den ültimatom Rus mevkidaşı Lavrov ile görüşen ABD Dışişleri Bakanı Kerry, Halep’te bombardımanın kesilip ateşkese dönülmesini istedi ABD, Suriye’de Halep bombardımanı kesilmez ve ateşkese geri dönülmezse Rusya ile ortak çalışmayı durdurmakla tehdit etti. Rusya’dan yanıt ise ‘işbirliğine hazırız’ oldu. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile telefonda görüştüğünü duyuran ABD Dışişleri sözcüsü John Kirby, Washington’ın Suriye’de ortak icraat merkezi dahil Rusya ile birlikte çalışmayı askıya almak için adımlar attığını duyurdu. Kirby, Kerry’nin Lavrov’a Suriye’de giderek kötüleşen durumdan derin endişe sini ve yerleşim yerlerine yangın bombası atılmasına varan durumdan Moskova’yı surumlu tuttuklarını ilettiğini belirtti. Ardından Lavrov, Kerry’ye ABD’nin Suriye’de muhalefet grupları ile teröristleri ayrıştırma yükümlülüğünü yerine getirmek zorunda olduğunu söylediğini duyurdu. ‘Cenevre’de görüşelim’ Rusya görüşmenin ardından Halep ve ülkenin genelindeki durumu normalleştirmek için, Cenevre’ye ABD’li yetkililerle görüşmek için bir ekip yollayabileceğini açıkladı. ÖSO: Grad füzeleri verdiler Suriyeli bir askeri kaynağın ifadesiyle Halep ve çevresinde “yoğunlaştırılmış hava saldırıları” yürüten ordu bir yandan da karadaki çok sayıda cephede cihatçılarla savaşmaya başladı. Reuters’a konuşan ÖSO komutanlarından Fares el Bayuş, “yabancı devletlerden” daha önce kendilerine temin edilmemiş yeni bir model Grad füzeleri aldıklarını söyledi. 22 ve 40 kilometre menzilli füzelerden “mükemmel miktarda” edindiklerini belirten Bayuş, bunları Halep, Hama’da kullanacaklarını ilan etti. Ancak talep ettikleri uçaksavar füzelerin henüz gönderilmediğini de ekledi. Sığınmacı dramı Almanya’nın başkenti Berlin’de bir sığınmacı evinde dram yaşandı. 6 yaşındaki kızına tecavüz eden başka bir sığınmacının üzerine bıçakla yürüyen sığınmacı babaya polisler silahla ateş etti. Elinde bıçakla koşarken “Seni hayatta bırakmayacağım” diye bağıran 29 yaşındaki baba, 3 polisin birden ateş etmesi sonucu öldü. Savcılık polisin silaha başvurmasının gerekli olup olmadığını araştıracak. 27 yaşındaki tecavüz zanlısına soruşturma açılırken, aile başka bir yurda aktarıldı ve 6 yaşındaki çocuk rehabilitasyona alındı. ‘Uçağı Rus füzesi düşürdü’ Rusya, Suriye’nin Halep kentindeki bombardıman sebebiyle Batı’nın “savaş suçu” ithamlarıyla karşılaştığı bir dönemde, 2014’te Ukrayna’da düşen yolcu uçağı hakkındaki soruşturma raporuyla sarsıldı. Uluslararası soruşturmada Boeing 777 tipi uçağın Doğu Ukrayna’daki Rusya yanlısı milisler tarafından Rus füzesiyle düşürüldüğü iddia edildi. Temmuz 2014’te Hollanda’dan Malezya’ya gidecekken Doğu Ukrayna’da düşen ve 298 kişiye mezar olan Malezya Hava Yolları’na ait MH17 uçağıyla ilgili soruşturmayı Hollanda, Avusturya, Malezya ve Ukrayna’dan savcıların oluşturdu ğu Ortak Soruşturma Ekibi (JIT) yürüttü. JIT’ın ara raporuna göre, uçak Rusya’ya ait BUK füzesiyle düşürüldü, füze Doğu Ukrayna’da Rusya yanlısı milislerin elinde bulunan Pervomajsk köyündeki fırlatma rampasından atıldı ve uçağının düşmesinden sonra rampa Rusya’ya geri götürüldü. bulunduğu bölgeden fırlatılmadığını ve uçağın düşürülmesinde hiçbir sorumlulukları bulunmadığını savundu. Rusya reddetti Moskova ise Rus radar kayıtlarına göre füzenin Moskova yanlısı ayrılıkçıların 2014’te Hollanda’dan Malezya’ya giden uçak Doğu Ukrayna’da düşerek, içindeki 298 kişiye mezar olmuştu. ‘Osmanlı Boris’ten jumbo yağcılık Abdülhamit’e çok öykünülüyor ya... Tam şimdi işte Abdülhamit zamanında yaşanan şeyler oluyor. Abdülhamit’i en kısa tanımıyla şu şekilde özetliyor Wikipedia: “Batı’ya karşı dengeci. Doğu’ya karşı İslamcı politikalar izlemiş, ülkede mutlakiyetçiliği güçlendirmiştir.” Boris Johnson’ın dışişleri bakanı olarak yaptığı Türkiye çıkarması, bugün birebir bu siyasete bir örnek. Günümüzde Abdülhamit’le koşut değerlerle sunulan mevcut Türkiye Cumhuriyeti’nin başı da bizi böyle yönetmiyor mu? Yüz küsur yıl öncesinde olduğu gibi saray, bugün de Türkiye ve Doğu’ya İslamcı politikaları dayatırken, Batı’da Johnson gibi ülkemize en hakaretamiz sıfatlarla yaklaşan siyasiler karşısında dahi “dengeciliği” yeğliyor. İçerde malum yekten mutlakiyetçi. Abdülhamit istibdadından bu yana dünden bugüne bakıyorsunuz hiçbir şey değişmemiş. “Jurnalcilik”, o devirde toplumda yarışa dönüşmüştü. Bugün görüyoruz ki ülkenin heyhat en güçlü ailelerinin bile artık jurnalcilik içine işlemiş... O dönemde devlette dürüst memur/aydınlar sürülmüş/ayıklanmıştı. Bugün de farklı konumda değiliz. Nihayet basın da “Abdülhamit sansürü” ile tam bugün olduğu gibi maymuna/muma çevrilmişti. ‘Hacı Wilhelm’ yolu açtı Alman İmparatoru Kaiser II. Wilhelm 1898’de II. Abdülhamit’i tam işte böyle bir ortamda ziyaret etmişti. Yavşaklığın bini bir para, Kaiser, “halife”nin ümmetini yanına çekebilmek için kendi hakkında bizzat “Müslümanlığa geçtiğine dair” rivayetler dahi çıkartmaktan çekinmemiş, “hacı” olduğu propagandasını ortaya atmıştı. Kaiser’in isteğiyle bu “Hacı Wilhelm propagandası” Osmanlı İmparatorluğu’nun Abdülhamit sansürü altında yaşayan tüm gazetelerinde yer almıştı. 118 yılda demek hiçbir şey değişmedi. Dört ay önce TC devleti başındaki şahsa en ağır hakaretleri yapmaktan kaçınmayan ve bir “şamar oğlanı” olarak kullanılan TürkiyeRTE karşıtı söylemlerle Brexit referandumunu kazanan İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson, şimdi güle oynaya geldiği Ankara’da gözümüzün içine baka baka “Osmanlı geçmişi” üzerinden vıcık vıcık yağcılık yapıyor. “Hacı Wilhelm” misali bir “hacı” olduğunu söylemesi eksik... Evindeki “Türk marka çamaşır makinesi” ile bile övünüyor. Alay edercesine AB referandumunda tepe tepe kullandığı “Türk korkusuna” rağmen, “Türkiye’nin AB üyeliğine” yardım edeceğini söylüyor. Bu profildeki insanları tanımlamak için Türkiye’de “yüzsüz”, “yavşak”, “yılışık”, “pişkin”.. “şerefsiz”e dek giden geniş bir lügat var. Ancak kalemler bağlı. Vaktiyle dünyayı Osmanlı’ya güldüren Hacı Wilhelm zamanında olduğu gibi tıpkı, yerli basın Boris Johnson’ın ziyareti hakkında serbest kalem oynatamıyor. Hiçbir şey olmasa “otosansür” devreye giriyor. İkiyüzlülüğün şahikası Johnson’un bu akıllara durgunluk veren gezisi hakkında İngiliz basınında yazılanlar.. Türkiye’de yazılanlardan çok daha cüretkâr. Hemen bütün İngiliz yayınları ziyaret vesilesiyle, burada bizim yayımlayamadığımız Johnson’un o iğrenç şiirine atıf yapıyor. Johnson’un buna karşın Türkiye’de “Osmanlı geçmişiyle övündüğünü” not ediyorlar. Ve koro halinde İngiliz bakanın içi boş “Türkiye’ye AB desteği vaadini” öne çıkartıyorlar. Huffington Post durumu üç sözle özetlemiş: “İkiyüzlülüğün yaşama geçirilmesi/ Hypocracy in action!” BatıDoğu arasındaki temel fark bu. Batı’da kamuoyu var. Bizde yok. “Kamuoyu” denenen gizemli güç İngiltere’de açık bir özür dahi sunmadan Johnson’un “jumbo bir ticaret anlaşması için” Türkiye’ye gelmesine şaşıyor. Johnson’un şiirini bırakın, Türkiye’de gözünün üstünde kaşın var diyen herkesten hesap soran Erdoğan’ın, İngiliz bakan karşısında tamamen sessiz kalması ve hiçbir şey olmamış gibi onu kabul etmesi başlı başına şaşkınlık konusu. Demek ki iktidar, çıkarlar, reel politik ve “Büyük Oyun” söz konusu olduğunda hakaret ve saygınlık gibi konular ikinci planda kalıyor. Ankara Batı’da öyle yalnız ki Boris Johnson’a bile muhtaç. Yazıklar olsun. Küba’ya 50 yıl sonra ilk elçi ABD Başkanı Barack Obama, Küba’yla normalleşme adımları kapsamında 50 yıl sonra ülkeye ilk kez büyükelçi atanacağını açıkladı. Ülkedeki en üst düzey yetkili Jeffrey DeLaurentis, Obama’nın önerdiği isim. Sanchez’e karşı ayaklanma İspanya’da, Sosyalist Parti’nin (PSOE) lideri Pedro Sanchez’i istifaya zorlamak için yönetici kadrodan17 vekil istifa etti. Yönetimin feshedilip, görevi geçici yönetime bırakması gerektiği belirtiliyor. C MY B nilgun@
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle