14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 28 Eylül 2016 6 haber EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Burs paraları örgüte gitmiş İzmir’de FETÖ üyesi kişilerin kuruluşundan sonra yönetimini ele geçirdikleri Raif Cilesun Vakfı’na polis operasyon düzenledi. İzmir ve Balıkesir illerindeki operasyonda 18 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerin öğrencilere burs olarak dağıtılması gereken kira gelirlerini örgüte aktardıkları, ayrıca kayıt dışı toplanan himmet paralarını vakıf üzerinden akladıkları belirlendi. l DHA Darbe girişimi sonrası 141 kişi açığa alınmıştı 113 polis, 11 askere gözaltı kararı Çorum merkezli 22 ilde FETÖ so ruşturmasında 113 polis hakkında gözaltı kararı çıkarıldı. Gözaltına alınan polislerin arasında görev başında olan rütbeli polislerin de bulunduğu öğrenildi. Mardin merkezli Ankara, İzmir, Sivas ve Kayseri’deki eşzamanlı operasyonlarda ise aralarında albay, binbaşının da bulunduğu 11 asker gözaltına alınarak Mardin’e getirildi. Gözaltına alınanlar sağlık kontrolü için hastanelere götürüldü. l İHA/DHA Tuncay Opçin ‘Sugar Land’de Türkiye tarafından ‘Silahlı örgüte üye olmak’ suçlamasıyla aranan ve ‘yatakta basacaklar, şafakta asacaklar’ tweetiyle gündeme gelen Tuncay Opçin, ABD’de görüntülendi. Sabah gazetesi, Balyoz kumpasının da kilit isimlerinden olmakla suçlanan Opçin’i Teksas’ta, Houston yakınlarındaki Sugar Land kentinde görüntüledi. İstanbul Sulh Ceza Hâkimliği, geçen yıl İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine Opçin hakkında yakalama kararı çıkarmıştı. l Haber Merkezi Trabzon Baro Başkanı tutuklandı FETÖ soruşturması kapsamında gö zaltına alınan Trab zon Baro Başkanı Or han Öngöz ile avukat Sinan Karaduman, çı karıldıkları mahkeme Öngöz ce tutuklandı. Avukatlardan A.S. ve A.Ö.Z, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Geçen hafta Siirt Baro Başkanı Cemal Acar da FETÖ soruşturması kapsamın da tutuklanmıştı. l Cumhuriyet 87 MİT’çiye FETÖ ihracı 15Temmuz darbe girişiminin ardından, FETÖ ile ilişkisi bulunduğu gerekçesiyle açığa alınan 141 Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) personelinden 100’ü hakkındaki soruşturma tamamlandı. Görevlerinden uzaklaştırılan personelden, soruşturması tamamlanan 100 kişiden 87’si, 667 sayılı ka nun hükmünde kararname (KHK) gereği kamu görevinden uzaklaştırıldı. Memuriyetten çıkarılan 87 kişi başka bir devlet kurumunda çalışamayacak. 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında MİT’ten FETÖ ile ilişkisi bulunduğu gerekçesiyle 141 kişi açığa alınmıştı. Bu kişilerden 100 ile ilgili so ruşturma tamamlandı. Buna göre 100 MİT personelinden 87’si 667 sayısı KHK ile görevden uzaklaştırıldı. 87 kişinin 52’si hakkındaki sorgulama sonuçları ve delillerden oluşan dosyalar savcılığa gönderilerek bu kişiler hakkında suç duyusunda bulunuldu. l ANKARA/Cumhuriyet sOohruâşktimurlmeraeAsbyiednıarrciarlbgekÖeılacesknamtsiü‘kFeziEs’üTi Ö’ FETÖ darbe girişiminin ardından Ankara’daki Akın cihazına, Öksüz’ün adliye ve havalimanındaki görüntülerin cı Üssü’nde gözaltına alın den jandarma ve po dıktan sonra salıverilen lis ekiplerinin Öksüz FETÖ’nün “Hava Kuvvetleri hakkındaki tutanak imamı” olduğu ileri sürülen larına kadar her ay Adil Öksüz’ü serbest bıra rıntı ele alınıyor. kan hâkimler Köksal Çelik ve Çetin Sönmez, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuru Açığa alınmışlardı lu (HSYK) tarafından başlatılan FETÖ soruşturmasına dahil edildi. Çelik ve Sönmez hakkındaki ön soruşturma, FETÖ üye Örgüt bağlantısı... Darbe girişiminin kilit ismi Adil Öksüz si yargı mensupları hakkında yürütülen soruşturma Adil Öksüz’ün serbest kal dan farklı işletilmiş masıyla ilgili soruşturma derinleştiri ti. Hâkimler, FETÖ soruşturmasın liyor. HSYK müfettişlerinin yürüttüğü dan çok, görev sırasındaki kusurlarınçalışmada, hâkimlerin FETÖ bağlantı dan dolayı açığa alınmıştı. Ancak bu sından Öksüz’ün üzerinde çıkan GPS hâkimler hakkındaki son soruşturma raporu üzerinde çalışan müfettişler, soruşturmayı Çelik ve Sönmez’in FETÖ bağlantıları üzerinde incelediği belirtildi. Bu kapsamda, hâkimlerin örgüt bağlantısı, dayanışması, kusuru, ihmali, kastı olup olmadığı araştırıldığı belirtildi. Öksüz’ün üzerinde bulunan GPS cihazının da niteliği müfettişlerce inceleniyor. Müfettişlerin raporu tamamlandıktan sonra FETÖ bağlantıları saptanırsa Köksal Çelik ve Çetin Sönmez bu kapsamda ceza alacak. Bağlantı saptanmazsa hâkimlere disiplin cezası verilebilecek. Bu arada, HSYK Başmüfettişliği’nin ihbarı üzerine, Adil Öksüz’ün serbest bırakılmasıyla ilgili emniyet ve jandarmaya yönelik başlatılan soruşturma da sürüyor. Olaya karışan polis ve jandarma ekiplerinin de FETÖ ile bağlantıları inceleniyor. l Haber Merkezi 18 kentte operasyon ‘Milli Eğitim imamı’ ve ‘emniyet abisi’ Karabük’te FETÖ soruşturması kapsamında adliyeye sevk edilen şüphelilerden Fahri K, Yılmaz Ş, Mustafa İ. ile örgütün “Milli Eğitim imamı” olduğu iddia edilen Murat C. tutuklandı. Örgütle ilişkili olduğu belirlenen bazı derneklerde görev alan M.A.S, H.S. ve H.E. de gözaltına alındı. Samsun’da ise “Emniyetin abisi” olduğu öne sürülen 2 öğretmen ile 1 doktor gözaltına alındı. l DHA YYÜ’de 10 kişiye daha ihraç Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde (YYÜ), FETÖ soruşturması kapsamında 1 profesör, 1 doçent, 2 yardımcı doçent, 2 öğretim görevlisi ve 4 hemşire olmak üzeren 10 personel hakkında ihraç kararı verildi. YYÜ, 6 akademisyen hakkında Yüksek Öğretim Kurulu’na ihraç istemiyle dosya gönderirken, 4 hemşirenin ise ilişiği kesildi. Bu kararla birlikte ihraç edilen personel sayısı 31’e çıktı. l DHA Üsküdar’da 240 kurusıkı tabanca Üsküdar’da Burhaniye Mahallesi 4. Murat Sokak üzerinde bulunan boş bir arazide bir ihbar üzerine yapılan kazıda bazılarının namluları gerçeğe dönüştürülmüş yaklaşık 240 kurusıkı tabanca bulundu. Olay yerine gelen İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, gazetecilerin soruları üzerine, “Şu ana kadar ele geçirilenler kuru sıkı. Arkadaşlar inceliyor. Şu ana kadar terör bağlantısı yok” demekle yetindi. FETÖ/PDY soruşturmasında Kimse Yok mu Derneği’nin başkanının da olduğu 41 kişi yakalandı. 77 kişi ise yurtdışında Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) yönelik yürütülen soruşturma kapsamında İstanbul merkezli 18 kentte operasyon düzenlendi. Kimse Yok mu Derneği’nin yöneticileri ile üyelerinin de bulunduğu 121 şüpheli hakkında gözaltı kararı alındı. Aralarında derneğin başkanı İsmail Cingöz’ün de olduğu bu kişilerden 41’i yakalanırken, 77 kişinin yurtdışında olduğu tespit edildi. Kimse Yok mu Derneği’nin yöneticilerinin “toplanan kurban paralarını illegal yollardan yurtdışına çıkardıkları” iddiasıyla yürütülen soruşturmada, şüpheliler hakkında “silahlı terör örgütüne üye olma”, “terörün finansmanının önlenmesine dair kanuna muhalefet”, “suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama”, “dernekler kanununa muhalefet” suçlarından soruşturma yürütülüyor. Soruşturma kapsamında, 18 ilde operasyon düzenleyen İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince Kimse Yok mu Derneği kapatılmıştı. Define haritası bulundu Diyarbakır polisi, İstanbul merkezli operasyonda, “Kimse Yok mu Derneği” ile bağlantılı, hakkında yakalama kararı bulunan 1 kişiyi gözaltına aldı. Evine yapılan baskında bir adet define haritası bulundu. Hakkında yakalama kararı bulunan bir kişi de aranıyor. l İSTANBUL/Cumhuriyet ByLock kullanan 18 memur cezaevinde Kayseri’de FETÖ soruşturmasında gözaltına alınan ve örgütün haberleşme programı “ByLock”u kullandıkları tespit edilen 35 memurdan 18’i nöbetçi mahkeme tarafından tutuklandı. 17 memur ise, adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı. l DHA İmamların maaşları 20 İLA 50 BİN LİRAYMIŞ İzmir’de yürütülen FETÖ/PDY soruşturmalarında örgüt üyeliğinden gözaltına alınan kişilerin ifadeleri ve ele geçirilen muhasebe kayıt sisteminde örgütün şirket gibi yönetildiği, “Ege bölge imamı” olan firari Bekir Baz’ın şirketin genel müdürü, “il” ve “eyalet imamları”nın ise yönetim kurulu başkanları olarak gösterildiği, 20 ila 50 bin lira arasında değişen rakamlarda maaşlar aldıkları belirlendi. AKP İlçe Başkanı FETÖ’den tutuklandı Denizli Honaz’da FETÖ/PDY soruşturması kapsamında gözaltına alınan 14 kişiden, aralarında AKP İlçe Başkanı Halit Tosun’un da bulunHalit Tosun duğu 11 kişi tutuklandı. Tarikatları Diyanet’e değil Cumhurbaşkanlığı’na bağlayın! Bir süredir Diyanet İşleri Başkanlığı’nın tarikat ve cemaat oluşumlarını denetimi altına almasından dem vuruluyor. Artık “FETÖ” diye lanetlenen Gülen Cemaati’nin ülkede ve devlette geldiği noktadan ağzı yanmış dinbaz iktidar, yoğurdu üfleyerek yeme çabasıyla böyle bir seçeneğe oynuyor. 19’uncu yüzyılın ikinci yarısında Şeyhülislamlık bünyesinde işlerliğe sokulan “Meclisi Meşayih”e kadar yüzyıllar boyu devlete uzak, genelde mesafeli, bazen yakınında (içinde) ama çoğu zaman da onun karşısında olmuş tarikatlar, Cumhuriyet’te ilk defa bir tür “devletleştirme” sürecine sokulmak isteniyor. İyi mi olur, kötü mü?.. Kimileri bunların kendi başına veya “başıboş” bırakıldıklarında daha ciddi sorun ve daha büyük tehlike arz ettikleri gerekçesiyle bu türden bir girişime olumlu bakıyor. Kimileri ise onların resmî meşruiyet kazanmasına bağlı olarak böylece ülkede ve devlette daha da rahat at koşturacak bir noktaya gelebileceklerini ileri sürüyor. Tartışalım!.. Önce büyük harfle yazıldığında “Cemaat” denince akla gelen Gülen Hareketi üzerine biriki not tutarak başlayalım: O, cemaat olmanın da ötesine geçmiş bir oluşumdu. Bir dönem Gülen’in söylediği rivayet edilen “Cemaattik, ‘Cemiyet’ olduk” sözü de bu minval üzere değerlendirilebilir. Gülencilik bu noktaya hem ulusal hem de küresel zeminde aldığı sıra dışı destekle geldi. Ne istediyse kendisine verilerek geldi. Bu ülkede siyasete soyunan AKP ile elele, kolkola, sarmaşdolaş, öpüşkokuş “paralel” yürüyerek geldi. Diğer tarikat ya da cemaat oluşumları için böylesi ulusal ve küresel bir “ekonomipolitik” şebeke haline gelme durumu söz konusu değil. Elbette onlar da yaklaşık 15 yıldır bu dinbaz iktidarın oy hesapları doğrultusunda önlerine açtığı imkânlardan yararlandılar. Şekil değiştirdiler, şirketleştiler, holdingleştiler. Ama 15 Temmuz sonrası karşı karşıya kalınan fecaat benzeri hareketlilikler içerisine bunların da girebileceği bahanesiyle hepsini Diyanet’in hükmü altına sokmaya çalışmak… Bu, bence daha tehlikeli olduğu kadar absürd ve komik de!.. Diyanet bunlarla başa çıkamaz, bir. Bunlar Diyanet çatısı altında, onu kendi hükümleri altına almak için hem kurumun Reislik makamına, hem de birbirlerine yönelik nüfuz ve rekabet mücadelesine girerler, iki. Böylesi bir “Resmiyet’e merbutiyet”, yani bağlılık, onların kendilerine has merbutiyet, daha doğrusu “Rabıta” anlayış, gelenek ve pratiklerini geçersizleştirerek onları can evinden vurur, üç… Açalım!.. Beğeninbeğenmeyin, bir tarikatta şeyhin otoritesinden daha yüksek bir pozisyon olmaz. Bir şeyh için de dinsel çerçevede kendisinden yukarıda bir kişiye tâbilik ölüm olur. Takipçileri nezdinde, daha doğrusu “rabıta” pratiği ile ruhaniyetinden yardım alacak şekilde ona kalpten kendilerini bağlayanlar için bir şeyh, kutsaldır. Onun başka bir dini otorite ile kıyası söz konusu olamaz. Hatta bazen aynı tarikatın farklı kolları arasında hangisine liderlik edenin o tarikatın gerçek şeyhi olduğu noktasında öylesine kanlıbıçaklı anlaşmazlıklar vuku bulur ki şaşıp kalırsınız. Ben buna birinci elden şahidim!.. O yüzden kimse Diyanet Başkanı’nın altında rahat durmaz. Mehmet Görmez Hocamızın da onları tutmaya gücü yetmez. Bunu, kendisi de gayet iyi bilir. Ayrıca Diyanet bünyesinde Selefilik, yani “tarikatdüşmanı” İslâmi çizgiye yakın kesimler olduğunu da biliyoruz. Bunların, kontrol altına alınmış tarikatcemaat oluşumlarıyla (elbette karşılıklı) ilişkisi de kurumu bir saatli bombaya dönüştürmeye yetebilir. Çözüm, tarikatları da, cemaatleri de, diğer her türden dinî ekol ya da eğilimleri de onların hiçbirine angaje olmadan “toplumsal barış”ı esas alarak hepsine eşit mesafeli bir yaklaşımla karşılayan “seküler” çizgiyi Diyanet de dâhil olmak üzere tüm “Resmiyet”in benimsemesidir. Tabii ki dinbaz iktidar, toplumu laiklikten öcü gibi korkuttuğu için böyle bir çizgiyi seçenek yapmayacaktır. Ama işte Diyanet’e tarikatları musallat etmek, zaten bir dolu sorunla boğuşup boğulan kurumda işlerin daha da sarpa sarmasına yol açacaktır. O zaman bırakın Diyanet’i de bir başka omuza bindirin yükü!.. Yıllardır bu konuları “içeriden” iyi bilen nice şahsiyetten duyuyorum, eğer Erdoğan olmasa bu tarikatları, cemaatleri kimse tutamaz diye… Ayrıca ha bire yazıyoruz, bugünün Türkiye’sinde özde tek geçerli tarikat “Tayyibîlik” diye… İşte bu! Bağlayın tarikatları Cumhurbaşkanlığı’na, olsun bitsin!.. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle