14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EDİTÖR: TELEVİZYONDEMET YALÇIN Yayın Akışı 06.00 Haber 09.45 Özel Sektör 10.00 Haftasonu 11.00 Haber 14.00 Haber 16.00 Haber 17.50 Spor Vizyon 18.00 Haber 20.00 5N1K 21.00 Gündem Özel 01.00 Gece Haberleri 02.10 Gündem Özel 06.00 Haber Bülteni 08.00 Haftasonu Sabahı 11.00 Haber Bülteni 12.15 Teknolojik 16.00 Haber Bülteni 17.15 Nesi Meşhur? 19.00 Akşam Raporu 21.00 Teke Tek Özel 23.00 Haber Bülteni 01.15 Teke Tek Özel 24.00 Haber Bülteni 08.40 Spor 09.15 Canım Doktor 10.00 Haber Bülteni 12.15 Yaşasın Hayat 14.00 Haber Bülteni 16.20 Güzel Hayat 17.00 Akşam Haberleri 18.15 0’dan 100’e 19.15 Benim Sanatım 20.00 Ana Haber 22.00 Haber Bülteni 23.15 Pasaport 07.00 Paramparça 08.30 Yüksek Sosyete 11.30 Vahe ile Evdeki Mutluluk 12.45 Dizi: Kara Sevda 16.00 Kiralık Ev 19.00 Star Haber 20.00 Var mısınız Yok musunuz? 23.15 Paramparça 02.15 Var mısınız Yok musunuz? 06.00 Kanal D Çocuk Kulübü 07.00 Akasya Durağı 09.45 Magazin D 13.00 TV’de Dizi 15.30 TV’de Film 18.45 Haber Bülteni 20.00 Ben Bilmem Eşim Bilir 23.30 Kısmetse Olur 02.00 Öldüren Cazibe 03.30 5N1K 06.30 Malkoçoğlu Ölüm Fedaileri 10.00 Pazar Sürprizi 13.00 Lezzet Yolculuğu 14.00 Güldüy Güldüy Show Çocuk 16.00 İçerde 18.45 Ana Haber  20.00 Arkadaşlar İyidir 23.30 Aşk Laftan Anlamaz 01.30 Gülümse Yeter 08.00 Lale ile Kahve Tadında 11.00 Şimdiki Zaman  14.00 Haber 15.00 Sanat Gündemi 17.00 1 Yer 4 Teker 19.00 Ana Haber 21.00 Cüneyt Akman ile Zamanın Ruhu 24.00 Gece Bülteni 02.00 Haber Bülteni 07.30 Murat Güloğlu ile Çalar Saat 10.00 Rüzgârın Kalbi 13.00 Dizi: Familya 15.45 O Hayat Benim 19.00 Ana Haber 20.00 O Hayat Benim 00.15 Dizi: Familya 02.45 No: 309 05.45 Kiraz Mevsimi 07.30 Haftasonu 10.00 Kuran ve Sünnet 11.15 Dizi TV 15.35 Dizi: Yeter 19.00 Ana Haber 20.00 Seviyor Sevmiyor 23.20 Gözüm Sende 01.40 Yabancı Film: Metrodan Kaçış 03.45 Benim Annem Bir Melek 07.55 Elde Var Hayat 09.50 Yabancı Film: Kanun Adamı 11.50 Enine Boyuna 13.00 Adını Sen Koy 16.10 Hangimiz Sevmedik 19.15 Spor 19.20 Ana Haber  20.00 Baba Candır 22.45 Dinle Kazan 23.30 Seksenler 08.00 Haftasonu 11.00 Başkent’te Sağlık 12.30 Haber 13.00 Başkent Konserlerinden 15.00 Genç Düşünce 16.30 Haber 18.00 7 Gün 19.00 Kitap Dünyası 20.00 Ana Haber 21.00 Yurdun Sesi 23.00 Düş ve Çizgi 07.00 Müzik Programı: Klip Saati 09.30 Yaşamın İçinden 13.00 Öğlen Haberleri Bülteni 14.30 Daha Neler 18.30 Ana Haber Bülteni 20.00 Bir Selam Sal 22.30 Tarihte Alevi Gerçeği 24.00 Ana Haber 08.15 Oynat Bakalım 09.15 Maşa ile Koca Ayı 10.00 Magazin 8  13.10 Fırıldak Ailesi 13.15 Arda’nın Mutfağı 14.15 Güle Güle Oturun  16.30 Göz6  18.30 8x8  20.00 Yetenek Sizsiniz Türkiye 00.15 8x8 09.00 Haftasonu 11.00 Alternatif 13.00 Haberler 15.00 Haberler 16.00 Haberler 17.00 Haberler 18.50 Sendikacılık Okulu 19.30 Ana Haber 23.00 Sinema 08.00 Haftasonu 11.30 Bin Bir Çiçek  13.00 Günebakan 15.15 Kültür Mantarı 17.00 Haber 18.30 Spor Bülteni 19.30 Haber Bülteni 20.45 Medya Atlası 22.00 Özel Röportaj 23.00 Gün Sonu 01.00 Haber 08.00 Ejder Avcıları 09.00 Spriou 10.00 Düğmeler Savaşı 13.00 Tatlı Sohbetler 13.45 Çok Gezenti 15.00 Magazin D 17.30 Yalan Dünya 19.45 Düğmeler Savaşı 21.30 Yabancı Film: İçimizdeki Düşman 23.30 Dizi: Kobra Takibi 00.30 American Horror 09.45 Best Of Buddy’s 11.25 Next Great Baker 14.10 Out Of The Wild: Venezüela 15.05 One Man Army 19.40 Out Of The Wild: Venezüela 20.35 Doctor Who 21.30 Mind Control Freaks 00.10 Toucan Paradise Lost 06.30 Charlie Rose 09.00 Great Continantel  12.00 Eating Art 14.15 Video Fashion News 2016 17.00 A Cook Aboard 19.00 Charlie Rose 21.20 HT Magazin 22.50 Great Continantel  23.55 A Cook Aboard BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Şifalı otları inceleyen bilim dalı. 2/ Atılgan, gözü pek... Minare, kubbe, sancak 1 2 direği gibi yüksek şeylerin tepesinde bulunan metal süs. 3 3/ Halk edebiyatında sekizli hece ölçüsüyle yazılan bir şiir türü... Yunan abecesinde 4 5 bir harf. 4/ Yapısına girdiği sözcüğe “karşı, karşıt” anlamı 6 katan yabancı önek... Kemik 7 lerin yuvarlak ucu. 5/ Güney Afrika Cumhuriyeti’nin para 8 birimi... Pirinç, buğday, mısır gibi bitkilerin tohumu. 6/ 9 Rütbesiz asker... Soylu. 7/ Dağ sırtlarında geçit veren çukur yer... “Helali” de denilen ve giysi yapımında kul 1 1 2 3 4 5 6 7 8 9 T R İ KOTÖZ lanılan yarım ipekli bir kumaş. 8/ “İnsan 2 R O B A E Ğ İ Ç bir misali / Seni eken biçer bir gün” (Ka 3 racaoğlan)... İki el üzerinde havaya kalkma. 4 9/ Meyveleri inceleyen bilim dalı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Osmanlı toprak düzeninde yıllık geliri yüz bin akçeyi aşan dirlik... Keman gibi omuza dayanarak çalınan yaylı bir çalgı. 2/ Güzel kadın... Zeytine benzer meyvesi sakız 5 6 7 8 9 OM E GA Ü R E TAR İ KAT K UN ROL T E A T A NOK U L R İ CAT AVE ZEN ALAZ E MM E N T A L gibi çiğnenen bir palmiye türü. 3/ Yurdu muzda bir petrol bölgesi... Kaynağı antik çağlara dayanan kirişli bir çalgı. 4/ Gemilerde tayfa ve erlerin yattığı asılı yatak... Neptünyum elementi nin simgesi. 5/ Köpek... Bir nota. 6/ Lantan elementinin simgesi... Aşırı olmama durumu, ölçülülük. 7/ İspanyolların sevinç ünlemi... Teksas’ın Meksika’dan bağımsızlığını kazanma mücadelesinde önemli çatışmalara sahne olan kale. 8/ Bazı makinelerde para yerine kullanılan küçük metal parça... Dudak boyası. 9/ Din adamlarının simgesi sayılan başlık... Hitit. Pazar 25 Eylül 2016 14 EDİTÖR: Evrim altuğ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN ‘Hayal meyal’ yeni Türkiye kültür Ressam Elif Uras, İznik Vakfı katkılarıyla yaptığı seramikleriyle de öne çıkan ‘Hayal Meyal’ sergisiyle, Galerist’te EVRİM ALTUĞ Yapıtları New York Metropolitan Sanat Müzesi koleksiyonunda da bulunan ressam Elif Uras’ın İstanbul Galerist’te yer alan üçüncü kişisel sergisi “Hayal Meyal”, 6 Kasım’a dek izlenebiliyor. Uras, sergisinde son dönem resim ve seramik çalışmalarını İznik Vakfı desteğiyle meraklıların ilgisine sunuyor. Uras, yapıtlarında ‘Yeni’ Türkiye’de kadın olmanın sosyal, sınıfsal ve estetik çelişkilerini, sanat tarihinin Doğu ve Batı yakasından alabildiğince bereketle beslendiği seviyeli bir acı mizah ile yansıtıyor. ‘ArtNouveau’ etki Sergi, Uras’ın yeteneği nezdinde Alev Ebüzziya’dan Aliye Berger’e, Fahrelnisa Zeid’den Cihat Burak’a, Gustav Klimt’ten M.C.Escher’e ve elbette oradan Osmanlı Türk ve Selçuklu geleneksel el sanatları hafızasından Bizans estetiğinin gizemine uzanan yoğun bir kıvamın ürünü. Sanatçı Uras, eserlerinde ağır basan “kadınsı estetiğin”, aslında tarihsel ve dini yapılarda birçok erkek tarafından üretildiğini vurgulayarak, şunları belirtiyor: “Bir baktığında hemen kavrayamadığın, biraz daha derinlik taşı yan işleri severim. Elbette renkler ve detaylarda, işlerin kıvraklığında bir coşku var. Ben hiçbir zaman kendimi çok fazla ciddiye alan biri olmadım. Sergideki, bu yaz ürettiğim ‘Yaz Kış’ isimli çini duvarında ben varım örneğin; elimde iPhone ile, durmadan atölyemde çalışan hallerimi yansıttım bu esere. Sürekli radyo dinliyorum, iletişim kuruyorum. İznik Gölü’nü simgeleyen ‘çeşme’de de kadın bereketiyle öncü. Hatta böylesi ‘ArtNouveau’ bir çalışma Beyoğlu Markiz Pastanesi’nde. Ama burada iki mevsim var. İznik estetiği ile ArtNouveau’yu bağdaş tırıyorum.” Ana unsur kadınlar Geleneksel çini motiflerine gizlenmiş muzip müdahalelerin, günlük yaşamdan seramiklere teğellenmiş nice kadın hikâyesiyle buluştuğu sergi için, sanat eleştirmeni ve akademisyen Ahu Antmen ise şunu belirtiyor: “Resimlere, duvarlara, yerlere, nesnelere sirayet eden ve özünde serginin bütününe hâkim olan desenler, gelenekle ilişkili ama güncellenmiş motifler, sabit bir modernlik tanımını değil, sürekli oluşum halinde bir modernleşme algısını akla getiriyor. Bu sürecin daha görünür olmasını sağlayan başlıca unsur, kadınlar”. Muhafazakâr AVM düşü Uras, İznik Vakfı’nda yaptığı günlük gözlemleri veya annelik hallerini de, galeriye yansıtmış. Ancak serginin resimlerinde odak noktası, daha çok Türkiye’deki muhafazakâr kadınların günümüz tüketim dünyasıyla kurduğu iletişimde kendini göstermiş. 30 x 30 boyundaki soyut resimleri, pi yasadaki başörtüsü ve eşarp desenlerini ‘sorgularken’ ürettiğini belirten Uras, bunun nedenini, “İz Elif Uras nik karo desenlerinin ya da altının günümüzdeki tezahürünün nasıl olabileceği ve kadının etrafındaki, reklamlar ve ‘billboard’lardaki tüketime dayalı materyalist kültürün bugünkü algısına dair sorgulama ihtiyacı” olarak tarifliyor. Uras, böylece günümüzdeki örtünme ve ama yine de kendini teşhir ve beğenilme ihtiyacı arasındaki karşıtlığa alabildiğine nazik bir göndermede bulunuyor. Galerist’teki sergide özellikle, “Hermes”, “Hotel”, “Hamile Gezinti”, “Seramik Yapanlar”, “Zeytin Toplayanlar”, “Venüs Nişi” ve “AVM Düşü” gibi yapıtlar bilhassa öne çıkarken, seramiğe de resimlerindeki özgürlükle davranan Uras “AVM Düşü” ve “Spor Araba” gibi resimlerinin yansıttığı dünyaya, şöyle yorum katıyor: “Batı kapitalizminin maddeciliği ve kadınların bir şekilde cinsiyet ve tüketicilik üzerinden bunu almasıyla, bizim muhafazakâr anlayışımızın pek bir farkı yok. Sergide yer alan “AVM Düşü” resmi de buna göndermede bulunuyor.” Nihat Tuna’ya yoldaşça veda ‘Namuslu, hassas bir aydın’ ve ‘İletişim Yayınları’nın cisimleşmiş hali’ olarak tariflenen Nihat Tuna, dün Çorlu’dan uğurlandı İletişim Yayınları emekçi ve kurucularından Nihat Tuna, yıllarını verdiği yayınevinden, Çorlu’nun Karaahmet köyüne dün alkışlar eşliğinde uğurlandı. Tuna için ilk tören Cağaloğlu’nda yayınevi binası önünde kalabalık bir topluluk tarafından yapılırken Tuna için birçok yazar ve yayıncı bir araya geldi. Tuna, Birikim dergisine yakınlığı dolayısıyla 12 Eylül darbesi sonrasında 1982’de görev yaptığı ordudan atılmış Nihat Tuna tı. Nihat Tuna, 1983’te İletişim Yayınları’nın kuruluşuna katıldı ve dönemin muhalif yayınlarında öne çıkan Yeni Gündem dergisinin yazıişleri müdürlüğünü de yaptı. Kimi dünkü cenazesine de eşlik eden, aralarında Tanıl Bora, Gündüz Vassaf, Emrah Serbes ve Ahmet İnsel ile Baskın Oran’ın da yer aldığı dost ve meslektaşları, Tuna’yı şöyle anlattı: Baskın Oran: “Yeni kitap nere den çıkacak diye sordukları zaman, Nihat’tan, yani İletişim’den derdim hep. İletişim, Nihat’ta tecessüm etmiş, cisimleşmiş, somutlaşmıştı. Benim Nihat’ta en beğendiğim nitelik, kavga ile halletmek yerine, suhulet ile halletme yoluna gitmesiydi. Bu, Türkiye’de az görülen bir özellikti.” Tuğrul Eryılmaz: “Nihat Tuna benim için özellikle Yeni Gündem’in çıkmasında müthiş katkısı olan bir arkadaşım. Dünyanın en geride durup, barış elçiliği yapan adamıydı. Eğer Nihat olmasaydı, ben Ümit Kıvanç’ı mutlaka zehirlemiş olurdum. Uzun yıllardır hiçbir anma töreninde bu kadar ağlamamıştım.” Emrah Serbes: “Benim en sevdiğim abimdi, çok üzgünüm, diyecek bir şey bulamıyorum. Beni çok koruyup kollardı, herke se de bu hissi verirdi. Hayatımda yeri doldurulamayacak büyük bir kayıp.” Murat Menteş: “Nihat Tuna, insana çok itimat telkin eden biriydi. Onunla konuşmak, bir kraliyet mensubundan nezaket dersi almak gibiydi. Namuslu ve hassas bir aydındı. Vefatı beni çok üzdü.” Ahmet İnsel: “Nihat Tuna, Birikim dergisi ve İletişim Yayınevi çalışanları, yazarları ve dergi ile ilişkili olanların yanında, bütün insanların içinde de aradığımız hasletlere sahip bir kişiydi. Vefatı nedeniyle bunu daha fazla hissettik. Çünkü o zerafeti içinde, bunu hiç kimseye göstermedi. Nihat, İletişim Yayınları’nın gerçek ev sahibi, dürüst, nazik, etkili, çalışkan, disiplinli ve diğerkâm bir örneği idi. Aynı zamanda o, bizim sosyalist bir yoldaşımızdı.” Yıllardır ben, “yardım ve yataklık” görevimi ve sorumluluğumu yerine getirmeye çalışıyorum... Bedri Rahmi Eyüboğlu söylemişti: “Ey sanat! Seni bana musallat ettiler! Eğer ben de seni başkalarına musallat etmezsem, yuf olsun bana!” İşbu sözü öylesine ciddiye alıp benimsedim ki, bıkmadan usanmadan sanata, edebiyata, şiire, tiyatroya, sinemaya, müziğe, hepsinin en niteliklisine elimden geldiğince yardım ve yataklık etmeye çalıştım durdum... Koş o sergiye, koş bu oyuna, oku şu kitabı, dinle şu konseri... Paylaş paylaş paylaş... Ama gelin görün ki, bugün “yardım ve yataklık” gazetecileri ve yazarları içeri tıkmak için en harika “bahane” oldu çıktı. İki hastalık Türkiye’de yazarlara, gazetecilere, yayıncılara, akademisyenlere yöneltilen işkence, dünyanın dilinde! İnanın şu sıralar, bizden kötüsü yok. Böyle olması, kalması için hükümet elinden geleni yapıyor. Neyse ki, Cumhuriyet ve birkaç yandaş olmayan gazete dünyanın tepkilerini duyuruyor, sizler de okuyorsunuz. İki konu beni çok tedirgin edi Yardım ve yataklık nedir, ne değildir 12 Eylül faşist darbe günlerinde “yardım ve yataklık” en sık duyu lan sözdü ajans haber lerinde. Bir masaya di zi dizi sıralanmış kitap Yardım ve yataklık lar, arkasında birkaç genç... Yardım ve ya taklıktan “yakalanan” yor: 1) Kimi tutuklamalar karşısında gösterilen “Oh iyi oldu, onlar da zamanında neler yaptılar!” tepkileri... Yanlış! Hukuk herkese gerekli. Zaman, intikam, öfke, kin zamanı değil, daha çok hukuk, daha çok demokrasi dönemi. Aksi sadece yaşadığımız travmayı artırır. Gazetecilikten başka amaçlarla “gazetecilik yapanları” meslek zaten gençlerin suç aleti diye sergilenirdi kitaplar... Bugün öyle “ilkellikler” olmuyor. En azından kitaplar sergilenmeyip sadece yazarı içeri tıkılıyor. Bakmayın dört yıl önce Gülen’e dokunan kitaplar lanetlenip yazarlarına dünya dar edildi ama o “Milattan Önce”ydi. Şimdi yardım ve yataklık nedir, ne değildir iyice birbirine karıştı! Örneğin devlet büyüklerinin “al ayıklar, dışlar! Lince, intikama, iş datıldık, kandırıldık” demeleri yar kenceye, tutuklamaya gerek yok! dım yataklık değildir. Ama sokak 2) Haksız yere içeri tıkılmış, taki adamın, gazetecinin, memu işinden uzaklaştırılmış, yüzlerce, run, yazarın, fırıncının, bahçıvanın binlerce insan varken hep en ün “aldatıldım, kandırıldım” demesi lülerin adının geçmesi; sanki söz yardım yataklık suçuna girer. Tıp konusu sadece onlarmış gibi dav kı AKP’linin aynı sözü söylemesi ranılması içimi acıtıyor. Ama buna suçtan sayılmayıp CHP’linin de bir çare bulamıyorum. mesi suç sayılacağı gibi... Dönelim yardım yataklık konu “Ne istediler de vermedik” de suna!.. mek; “Biz bunlara araziler ver dik, arsalar verdik” demek, zinhar yardım ve yataklık değildir. Ama “Barış istiyoruz... Yeter bunca kan dökülmesi” demek yardım ve yataklıktır. Ergenekon, Balyoz, Odatv, KCK ve daha nice duruşmada, “Ben bu davaların savcısıyım” demek yardım yataklık değildir ama baskıya uğrayan, yasaklanan Özgür Gündem gazetesiyle dayanışmada bulunmak yardım yataklıktır... Gelin biz yine sanatta, edebiyatta suç ortaklığına devam edelim... “Ajans haberlerinde kirleniyor insanlık”; “Seviyorum, başka seçeneğim yok./ Yeter, sınama beni!” diyen şair Hicri İzgören’i bilirsiniz... Siverek doğumlu, yüzü her daim Diyarbakır’a dönük Hicri İzgören’in dizelerinde ise yardım ve yataklıktan sabıkalı olan şiirdir... Çünkü... En iyisi ondan okuyalım: “masallarımız aynı düşlerimiz bir aynı ateşin yaktığı ağıtlardan geliyoruz kentin en uzak köşeleri hüznün ele verecek seni öyle mahzun bakma çocuk ‘devletin ve milletin bekası’ zedelenir orda aşka yardım ve yataklıktan sabıkalıdır şiir.” C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle