20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 23 Eylül 2016 6 haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Biliyorum, sahicisi değil, Nobel’in alternatifini aldık. Ve daha itibarlısını... izleyince sosyal demokrat, Afganistan iç savaşını izleyince KGB ajanı, Kandil’e gidince Soğuk savaş yıllarında sık sık, PKK’li ilan edilmeyi kanıksamış antikomünizmin ödüllendirilmesi biriyim. O yüzden “Cumhuriyet’e gibi bir sabıka da taşıyan, “beyaz FETÖ’cüler doldu” yollu adam”ların “beyaz adamlara” öncelik tırışkadan cümleler kuranlar ve önem verdiği, onları ödüllendirdiği umurumda değil. için haklı ve sert eleştirilere uğrayan Nobel’e karşı bizim aldığımız Alternatif Nobel insan hakları, Eyvah, Nobel aldık!.. Ama benim umurumda olmaması, onların şimdi “Vay düşman bellediğimiz bugünkü özgürlükler için yoksullukla mücadele Cumhuriyet’e Alternatif Nobel ve sağlıklı bir çevre için çaba gösterenleri ödüllendiriyor. Yani benim gözümde daha itibarlı. Ödüllendirilen için daha onur verici... ele geçirdiği, kadrosunda çok sayıda FETÖ’cü bulunan bir gazeteydi. Kanıt mı? ödülü verildi ha” diye ayaklanıp kalem bileyeceklerini biliyorum ve “Ulan bunlar yine zıvanadan çıkacak, böğürtülerini yükseltip başımızı Yine de yazının başlığı “Eyvah” diye Bunu söyleyen ve papağan gibi ağrıtacaklar” öngörüsüyle “Eyvah” başlıyor. tekrarlayanların kanıta ihtiyaçları yok ki. diyorum. HHH “Öyle diyorsak öyledir” deyip aynı sakızı HHH Nasıl başlamasın? çiğnemeye devam ediyorlardı. Solculuğu, sosyalistliği tekellerine Cumhuriyet Alternatif Nobel’le Çok zorlanırlarsa “MİT TIR’ları aldıklarını sanan kimi haddini bilmezler ödüllendirilip onurlandırılmadan önce haberini Cumhuriyet’e kim verdi? içinse Cumhuriyet “Kemalist faşizm”in birileri için zaten bir “nefret objesi” Savcı ile jandarma subayları. Onlar kalesiydi ve ağzıyla kuş tutsa öyle halindeydi. şimdi FETÖ’cülükten tutuklu. Demek ki kalacaktı. Bunlara “Yav faşizmin ne AKP medyasının, üfürmeyi Cumhuriyet de FETÖ’cü” gibisinden bir olup ne olmadığını anlatan klasik gazetecilik sanan kalemlerinden, mantıkla ses yükseltiyorlar. kitapları bir kez daha elden geçirseniz” kendilerini ulusalcı olarak adlandıran Kendi adıma, MHP kongresini demenin bir faydası olmayacağını milliyetçilere kadar genişçe bir kesim izleyince ülkücüfaşist, Abant toplantısı kisişel deneylerimle biliyorum. için Cumhuriyet, Gülen Cemaati’nin izleyince FETÖ’cü, CHP kurultayını O yüzden onlara da gülüp geçeceğim ama bu onların “Vay, Alternatif Nobel Cumhuriyet’e ha. İşte görüyorsunuz, emperyalizm hizmetçisini ödüllendiriyor” yollu ince ağır ahkâm kesmelerine engel olmayacak. Kürt milliyetçiliğinin şehvetine kendini kaptırmış kimi Kürtlerin de “Kürt düşmanı Cumhuriyet’e bu ödül nasıl verilir” diye yaygarayı basacaklarını da biliyorum. Ve en kötüsü... Besbelli ki bu ödülden sonra gözler daha da üstümüze çevrilecek. En küçük bir kusurda, atladığımız bir haberde, iyi yazılmamış bir röportajda, savruk konmuş bir başlıkta, dil ve yazım yanlışlarına rastlandığında parmaklarını bize uzatıp “Bu mu, Alternatif Nobel’e layık görülen gazete bu mu” diyeceklerin sayısında artış yaşanacak. Bu bizler için daha çok ve daha titiz çalışmak demek. Eh, benim gibi sultani bir tembel başta olmak üzere garibim Cumhuriyet amelesinin bu kadar yükü, eleştiriyi kaldırmak zorunda kalacağını görüp de “Eyvah, Nobel aldık” diye hayıflanmamak mümkün mü? Proje okul statüsüne alınan okullarda Laik eğitimesürgünler başladı, onlardan biri operasyonyaşananları böyle anlattı: HAKAN DİRİK / DENİZ ÜLKÜTEKİN Proje okul kapsamındaki çok sayıda köklü eğitim kurumundaki öğretmenler norm fazlası ve rotasyon gibi gerekçelerle farklı okullara gönderiliyor. Geçen eğitim yılı sonunda yürütülen laiklik ve çağdaş eğitim eylemlerine katılan öğrencilerin bulunduğu okullarda, öğretmenlerin yarısından fazlası Milli Eğitim Bakanlığı genelgesiyle kurumlarından uzaklaştırıldı. İlk adım İzmir’de İstanbul’da çağdaş eğitim anlayışı na sahip köklü liseler İstanbul Erkek, Galatasaray, Vefa ile birlikte “Karanlı ğa sırtımızı dönelim” kampanyasına ka tılan İzmir’deki Bornova Anadolu Lise si (BAL) proje okuluna dönüştürülmüş tü. MEB, 15 Temmuz sonrasında görev den almalarla oluşan öğretmen açığının norm fazlası öğretmenlerle doldurula cağını açıklamıştı. Bakanlığın Müsteşar Yusuf Tekin imzasıyla 4 gün önce okul lara gönderdiği genelgede, 8 yıldan faz la bu okullarda görevli öğretmenlerin norm fazlası olduğu, süresi 4 yılı geçen lerle ilgili “sürecin işlediği” kaydedildi. Yeni öğretim döneminin ikinci gününde ise BAL’daki 104 öğretmenden 58’ine “norm fazlası” olduğu bildirildi. Ve öğ retmen açığı bulunan okulların listesi verilen öğretmenlerden bu okullardan biri Proje ne tayin istemeleri tebliğ edildi. okul nedir? BAL ile birlikte İzmir’de proje okul kapsamı Gözde okulları kapsayan proje okul uygulama na alınan İzmir Fen Lisesi’nde sı, MEB’i bu okullara yapıla 30 öğretmen cak öğretmen ve idareci atamalarında tek söz sahibi kurum haline getiriyor. den 6’sı ihraç edilmişti. Şimdi de geriye kalan 24 öğretmenden 14’ü gönderiliyor. Ci hat Kora Anadolu Lisesi’nde de ger çekleştirilen uygulamanın, ülke gene lindeki tüm proje okullarda da gerçek leştirilmesi bekleniyor. Sırada İstanbul var Bugün bitecek tercih süresi sonunda İstanbul’daki köklü liselerde de çok sayıda öğretmenin norm fazlası olarak farklı liselere gönderilmesi bekleniyor. Uygulamadan yurt çapında proje okullarda eğitim veren yaklaşık 7 bin 500 öğretmenin etkilenmesi bekleniyor. ‘Öğrenciler ağlıyor’ BAL’daki görevinden uzaklaştırılan öğretmenlerden biri “Uygulamayla öğretmenlerde müthiş bir kişilik kırılması yaşandı. Önce yöneticiler değiştirildi. Öğretmenlerden sendika değiştirmeleri istendi. Öğretmenlerin ders yapma huzuru kalmadı. Okulda kalmak için kişilik bölünmeleri yaşadılar. Şimdi de öğretim yılı başladıktan sonra başka okullara gönderiliyorlar. Öğrencilerimiz bizlere sarılıp ağlıyorlar” dedi. Veli ne diyor? Çocuğu BAL’da öğrenim gören velilerden Tolga K. ise “Proje okul ilan edilince buraları bilim yuvası yapacaklar zannettik. Meğer bu başka bir projeymiş. Deneylerini de çocuklarımız üzerinde yapıyorlarmış” dedi. eğitimciler: KARANLIĞA SIRTINI DÖNENLERİ SEÇtiler Uygulamaya tepki gösteren Eğitim Sen İzmir 3 No’lu Şube Başkanı Cevat Düzce, bakanlığın özellikle “göze batan” proje okulları seçtiğini söyledi. Düzce, “Özellikle karanlığa sırtını dönerek ve başarılarıyla göze batan okulları seçtiler. Öğretmen ve idarecileri dağıtarak buraları değiştirmeyi amaçlıyorlar. Burada kesinlikle siyasi bir yaklaşım var” diye konuştu. Eğitim İş Genel Başkanı Veli Demir MEB’in uygulamayla bu okulları bypass etmek istediğini söyledi. Demir “Öğretim yılı başladıktan sonra öğretmenlerin değiştirilmesi resmen zulümdür. Eğer bunu yaz döneminde yapsalardı, veliler de ona göre çocuklarına başka okullar bulurlardı.” Demir uygulamanın çağdaş ve bilimsel eğitime bir darbe olduğunu da vurguladı. AKADEMİSYENLER YÖK ÖNÜNDE EYLEM YAPTI NECATİ SAVAŞ İhraç sebepleri açıklansın Eğitim Sen’li akademisyenler, 15 Temmuz darbe girişimi ardından çıkarılan KHK’ler ile yaşadıkları ihraçlar, açığa almalar ve Öğretim Üyesi Yerleştirme Programı (ÖYP) düzenlemelerine karşı YÖK önünde toplandı. Yüzlerce KESK, TTB, SES, HDP ve öğrenci örgütlerinin destek verdiği eylemde KHK’lere tepki gösterilerek “Güvenceli iş güvenceli gelecek” denildi. Eğitim Sen adına basın açıklaması yapan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Aysun Gezen “Hükümet, kamudan ihraç edilenlerin hangi gerekçeyle ihraç edildiklerini, ihraç edilenlerin darbe girişimi ile aralarında hangi somut bağlar bulunduğunu en küçük bir şüpheye yer bırakmayacak şekilde açıklamak zorundadır” dedi. 674 sayılı KHK kapsamında yapılan değişikle tüm ÖYP’li araştırma görevlilerinin statüsünün 50 / d’ye dönmesi hakkında Gezen, “Bu ÖYP düzenlemesi ile araştırma görevlilerinin iş güvencesi ortadan kalkmış, gelecekleri belirsizleşmiş, kaderleri rektörlerin iki dudağı arasına terk edilmiştir. Yargı kararları yok sayılmıştır” dedi. l ANKARA Polis geniş güvenlik önlemi aldı. Öğrencimle karşılaşmamak için PAZARA BİLE GİTMİYORUM Cadı avı mağduru 25 yıllık öğretmen: Karalama kampanyası sona ersin YUSUF ÖZKAN FETÖ/PDY soruşturmalarının cadı avına dönüşmesinin ardından İzmir’de de son dönemde 23 EğitimSen üyesi öğretmen açığa alındı. Mağdur eğitimcilerden biri de Karşıyaka’daki bir liseden. 25 yıllık matematik öğretmeni olduğunu ve görevini aşkla yapmaya çalış tığını gözyaşları içinde anlatan öğretmen, 28 Temmuz’dan bu yana Cumhurbaşkanlığı’ndan Başbakanlığa, valilikten kaymakamlığa kadar çalmadık kapı bırakmadığını söyledi. Ancak kimsenin kendisine, suçunun ne olduğunu bildirmediğini anımsatarak, “Biz duruşu, görüşü belli eğitimcileriz. Öğrencilerimi en iyi şekilde eğitmek için seve seve 25 yılımı verdim. Ben iyi bir insanım, iyi bir eğitimciyim. Okullar açıldı ama ben orada değilim. Çocuklarla karşılaşmamak için pazara çıkmıyorum, okulun çıkış saatinde evde oturuyorum. Yoksa onlara neyi nasıl anlatacağımı gerçekten bilmiyorum. Bu karalama kampanyası bir an önce sonlandırılmalı. Biz olmamız gereken yerlere, okullara dönmeliyiz” dedi. l İZMİR Kapıların Arkası Babıâli’yi yıllar önce terk etmiş Türk basını bugünlerde bir başka “bab” ile bir başka “kapı” ile yatıp kalkıyor. Yapılan resmi açıklamalar, demeçler “Özgür Suriye Ordusu” adı verilen silahlı güçlerin, TSK desteğinde El Bab’a doğru ilerlediğini söylüyor. Suriye devleti ülke üzerindeki hâkimiyetini kimi yerlerde IŞİD’e, kimi yerlerde başka cihatçı gruplara kaybetmiş durumda. Ama uluslararası alanda tanınan meşru yönetimdir; BM’de de hâlâ temsil ediliyor. Afganistan’la başlayan saldırıların, işgallerin, isyanların sorumlusu büyük devletler de namlunun ucunu şimdilik Frenkensteinlarına, IŞİD’e çevirdiler. Esad’ı bir büyük anlaşma ile masada yenmeyi planlıyorlar. HHH Türkiye ise eski politikayı terk etmiş gibi görünse de silahlı “ılımlı” cihatçıların askeri başarılar kazanmasını, eğer bir masa olacaksa o Esad’sız masada Türkiye’nin yanında güçlü bir şekilde yer almasını istiyor. Öyle ya da böyle, bir başka ülkenin, yönetim biçimi ne olursa olsun içişlerine müdahil olunmasının Türkiye’nin çıkarlarına aykırılık dışında emperyalistler tarafından sık sık ihlal edilen uluslararası ilkelere aykırı olduğunu, Türkiye’nin bu duruma düşmekten kaçınması gerektiğini düşünen çoktur. İnsan hakları konusunda en küçük bir eleştiriye bile tahammül edemeyen iktidar partisinin, AB yetkililerinin “biz karışırız” tarzı taşkınlıklarına karşı hamaset kılıcını elden bırakmadıklarını da unutmuş olamayız. Suriye konusunda ise “emperyalist mantık” geçerli herhalde... HHH Ama artık o noktada değiliz. Emperyalist ülkeler Suriye’nin içişlerine boydan boya daldılar; Irak’tan sonra taşerona ağırlık verdikleri için, eğittikleri, donattıkları, baştan yarattıkları dış güçlerle bir iç savaşı başlattılar. İşler umdukları gibi gitmedi. Suriye’nin kolayca boyun eğmeyeceği anlaşılmış fakat bu arada savaşın ateşinin yollara düşürdüğü milyonlarla ölçülen mülteci sorunu Batı’yı dehşete düşürmüştür. Onlar artık bu savaşı bir şekilde bitirmek, mülteci akınını durdurmak, Suriye yönetimini tehdit altında tutabilecek bir sonucu hızla üretmek derdindeler. HHH Türkiye El Bab’a, o tehlikeli kapıya doğru ÖSO cihatçılarına destek vererek, “onu alma beni al” şarkısı çalarak ilerliyor. Peki, “tamam Kürtleri bırakalım sen gel” tuzağının farkında mı? Piyade hazırlıkları yalnızca bir dedikodu mu? O kapının arkasında ne var, kim biliyor? Tuzağın ikinci ayağına ise “kuzey Irak sendromu” denilebilir. Şimdi sorun, bir zamanlar Irak’ın kuzeyinde “devlet aklına” korkulu rüyalar gördüren gelişmeye benzer bir gelişmedir. Kuzey Irak artık bir realitedir; kuzey Suriye’de ise önlenebilir gibi görünüyor olmalı. Kuşkusuz büyük devletlerin kendi aralarında sürdürdükleri pazarlıkları bilemiyoruz. Bu pazarlıklar arasında Suriyeli Kürtler kendi varlıklarına bir çıkış bulabilirler mi, o da şimdilik belirsizdir. HHH Bütün bu politik ağırlığın içinde Türkiye bir yandan otoriter bir rejime doğru gidişin OHAL marifetiyle hızlanan sıkıntısını, bir yandan da dağılmış muhalefet güçlerinin çıkış yolu arayışlarındaki çözümsüzlüğü yaşıyor. Bu alaca karanlıkta çok erken bir ölüm, sevgili Tarık Akan’ın mavi siyah karanlıkta bir yıldız gibi parlayışı, tıpkı Gezi’deki gibi “İşte bir araya gelmesinde yarar olanların hepsi buradalar” dedirtti bize. Ölüm birleştirebiliyor; ama asıl gereken yaşamda birleşebilmek, değişime açılacak bir Bab’a, kurtuluş kapısına doğru yürümektir. Kapatılan askeri okul öğrencisine tercih hakkı Kapatılan askeri yükseköğretim kurumlarının öğrencileri Türkiye’deki diğer yükseköğretim kurumlarına yerleştirme işlemlerinde tercihlerini, 26 Eylül’e kadar yoksis.yok.gov.tr internet adresinden kendileri yapacak. ‘Ayşe öğretmenler’ bugün hâkim karşısında Kanal D’de Beyazıt Öztürk’ün sunduğu Beyaz Show’a 8 Ocak Cuma akşamı telefonla bağlanarak “Çocuklar ölüyor, sessiz kalmayın” diyen öğretmen Ayşe Çelik hakkındaki soruşturmayı protesto için kendini ihbar eden 38 kişi hakkındaki davanın ilk duruşması bugün görülecek. Gecikme silgi tozundan 21 Ağustos’ta yapılan Dikey Geçiş Sınavı (DGS) sonuçlarının halen açıklanmamış olmasına adaylardan büyük tepki geldi. YÖK üyesi Abdullah Çavuşoğlu ise sosyal medyadan yaptığı açıklamada, gecikmenin sınav kitapçıkları arasına sıkışan silgi tozlarından kaynaklandığını söyledi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle