21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 17 Eylül 2016 Tarık Akan’a veda [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY 9 Toplumsal olaylara yakınlığı ama ille de emekçinin yanındaki duruşu 1970’li yıllarda başlayan Tarık Akan, hafızalara kazınan 1 Mayıs’lara da katıldı. Akan, daha sonra yıllarca yapılamayacak Taksim’deki 1 Mayıs’a EmekçiSemra Özdamar ve Müjdat Gezen’le katılmıştı. onu unutmayacak Yalnız filmleri ile değil, olması gerektiğine inandığı için de işçilerin yanında yer alan Tarık Akan, özelleştirmenin ardından işlerini kaybeden TEKEL işçilerine de Soma’da cinaye te kurban giden 301 emekçinin ölümünü protesto eden madenciye de destek verdi Yalnız sanatıyla değil duruşu ve hayata bakışıyla da farklı kuşakları etkileyen, onurlu bir aydın olarak sürdürdüğü yaşamında sokaktan hiç kopmadan emek ve demokrasi mücadelesinin içinde yer alan Tarık Akan, emek mücadelesinde gösterdiği duruşu ile işçilerin gönlünde kopmaz bir yer edindi. Çünkü ona göre demokrasi işçilerin hak mücadelesinden geçiyordu. TEKEL direnişi sırasında Ankara’da yapılan büyük gösterilerin birinde yaptığı konuşmada tam da bunu söylemişti: Demokrasi buradan başladı... Her yerde oldu Akan, Damat Ferit’ten Seyit Ali’ye can verdiği karakterlerle, Sürü’den Yol’a Türki ye ve dünya sinemasına damgasını vuran film lerle, 1977 sansüre kar şı yürüyüşten 2000’le rin sonunda 1 Mayıs Taksim yasağının kırıl ması mücadelesine... Bir sinema emekçisi olarak OBülcyaüyktaş yer aldığı direnişlerle, TEKEL işçilerinden Somalı madencilere, emek çilere verdiği destek öy lesine karıştı ki zaman zaman yer aldığı bir fotoğrafın bir film sahnesi mi yoksa gerçek bir protesto eylemi mi olduğunu anlamak zorlaştı. Sanatçılar DİSK’le olsun Belki de bu nedenle DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, ‘işçi sınıfının abisi’ olarak tanımladığı Akan’ı, “Emeğin hakları mücadelesinde, özgürlük ve demokrasi mücadelesinde hep işçi sınıfının yanında olmuştur. 1977’de sansüre karşı büyük Ankara yürüyüşünün örgütçülerindendi. 12 Eylül faşist darbesine karşı ezilenlerden yana oldu” diye anlattı. Akan’ın 2000’li yıllarda Taksim’in özgürleştirilmesi mücadelesinde, TEKEL direnişinde, Soma’da hep emekçinin yanı başında olduğunun altını çizen Çerkezoğlu, “En son 10 Ekim Ankara mitinginin çağrısında birlikteydik ve orada şöyle demişti: ‘Biz sanatçılar her zaman DİSK’in yanında olduk. Emekçi arkadaşlarım hangi sendikaya üye olursa olsun, Ankara’da büyük bir güçle DİSK ile olsun’. İşçi sınıfı Tarık Abisini unutmayacak. Ona sözümüz eşitliğin, özgürlüğün, demokrasinin ve emeğin ülkesini kurmak olacak. Işıklar içinde uyusun” dedi. Perdeye taşıdı Akılalmaz koşullarda çalışan Kazlıçeşme işçisi de, hayatı pamuk ipliğine bağlı madenci de onunla beyazperdeye taşındı. Türkiye’de yapılabilmiş az sayıdaki işçi filmlerinin önemli bir bölümünde başrol oynaması nasıl bilinçli bir tercihse, 1 Mayıs alanlarının yeniden emekçiye açılması için yapılan eylemlerin içinde yer alması da bilinçli bir tercihti... Sorgulanan film: Çark Karaelmas, sanatçı dostuna ağlıyor AYKUT KÜÇÜKKAYA Yıl: 1990... Yerin derinliklerinden gelen Karaelmas’ın işçileri Zonguldak’ın sokaklarında hakkını arıyor. Grev, Büyük Ankara Yürüyüşü’yle taçlanıyor... Tarihe geçen Maden filminin ünlü oyuncusu maden işçisine destek için ön saflarda. Hababam Sınıfı’nın Damat Ferit’i bir gün maden işçisine sesleniyor; bir gün yürüyüşe destek veriyor. Bizler de babamızın arkasında yürüyüşe destek oluyoruz. Tüm ağızlarda tek bir slogan: “Gemileri yaktık geri dönüş yok, ölmek var dönmek yok...” İşte bu yüzden Tarık Akan sevgisi Zonguldak’ta bir başkadır. Nedeni de açıktır... 1976’da oynadığı Maden filminden 15 yıl sonra ‘gerçek hayattaki’ filmi oynamaktan kaçınmamıştır. Sanatçı duyarlılığıyla Zonguldak’ın sokaklarında yürürken bu yürüyüş maden işçisinin gönlüne atılan en büyük adımdır... Adı önce Direniş olarak be min gerçek adı “Direniş” olarak lirlenen ancak tepki çe belirlenmiştir. Bununla birlik keceği düşünülerek değiştirilen te filmin isminin herhangi bir ve Muzaffer Hiçdurmaz tarafın olumsuz sonuç doğurabileceği dan çekilen “Çark” filmi, dört düşünülerek “Çark” olarak de fabrika işçisinin mücadelesi ğiştirilir. Ama bu çaba da pek ni beyazperdeye taşır. Kazlıçeş bir işe yaramaz ve filmi üreten me’deki bir deri atölyesinde son kadro, birçok kez polis tarafın derece sağlıksız hatta dan sorgulanır. tehlikeli sayılabilecek koşullarda ekmeklerini kazanmaya çalışan işçi lerden biri hayatını kay beder. Bu iş kazası so nunda artık susmama ya ve mücadele etmeye karar veren dört emekçi arkadaş, işçileri bilinç lendirerek haklı olduk ları grevi başlatır. 1987 yapımı film, her ne ka dar üretildiği dönemde doğrudan sansürlenmemiş ola da, polis baskısı nedeniyle İstanbul’da BpaayşrlaoşlümSışatvı.aş Yurttaş’la gösterime giremez. Fil İşçi sınıfına hiç rol yapmadı DİSK’in eski başkanlarından ve Tarık Akan’ın yakın arkadaşlarından Süleyman Çelebi, “Bizim mücadelemizde inanarak yer aldı ve işçi sınıfına hiç rol yapmadı” dedi Uzun süredir emek mücadele lerde de sınıf mücadelesi içinde yer si içinde yar alan DİSK’in es aldığını dile getirdi. ki başkanlarından ve eski CHP Mil “Kendisini emeğin tüm mücade letvekili Süleyman Çelebi, kay lesi içinde görüyorum. Yalnız sa bından büyük üzüntü duy natçı kimliği ile değil demokrat ve duğu Tarık Akan için, sosyalist kişiliği ile de işçi sınıfının yalnız son yıllarda de yanında yer aldı. Sınıf mücadelesi ğil, benim bu ne inandığı için ve bu sürece kat lunduğum kı vermek adına hep yanımız bütün sü da oldu, kendisini hep yanı reçlerde, mızda hissettik” diyen Çele 1980 önce bi, nerede ihtiyaç hissettiy si dönem sek, nerede yararlı olacağı na inandıysak orada içten likle yer aldı” diye konuş tu. Herkesin korktuğu yıl larda grev çadırlarını zi yaret etmekten sakın mayan biri olarak ta Tarık Akan Süleyman Çelebi nımladığı Akan’ın, emekçiyi hiç yolda bırakmadığını belirterek, yalnız emekçiler için değil cumhuriyet ve Atatürk’ün yerleştirdiği değerler için de mücadele ettiğini söyledi. Yalnız emek hareketi içinde değil, anayasa oylamasından, cumhuriyet değerlerinin yaşatılması adına ne gerekiyorsa orada yer aldığını hatırlatan Çelebi, “1 Mayıs’ların neredeyse tamamında yer aldı, DİSK mücadelesine katkı sundu, ‘DİSK neredeyse orada olurum, bedeli neyse öderim’ diyordu, 1 Mayıs’larda benden önce sendikaya gelip korteje katıldığını bilirim” dedi. Çelebi, yol arkadaşı, yoldaşı, önemli bir devrimciyi kaybettiği için de son derece üzgün olduğunu ifade etti. Ezilenin yanında, yaşamın içinde... Sabah haberlerinde yayın akışı durdurulup, dev sanatçımız Tarık Akan’ı kaybettiğimiz haberinin daha ilk cümlelerinde, yanımdaki sandalyeye ilişiverdiğim anda, telefon zili inatla çaldı... Sevgili CUMOK’luların, Sevgili İlhan Selçuk’un (İlhan Ağabey) ünlü yazısı ve kitabında da kapak olmuş Japon güllerini yetiştirip yetiştirip en can sevdiklerine taşımayı iş edinmiş emekçisi Nilüfer Dündar’ın “Duydunuz mu?” diyen buruk sesi... Hemen özürlü cümle ile söze girmek gereğini duyuyorum. “Canım, İstanbul’a geldiğini öğrenmiştim. Ama sesi o kadar yorgundu ki, senin dileğine dönük tek sözcük edemedim...” Özetle bizim Japon gülü yetiştiricimiz hapisten çıkanlara, Cumhuriyet dostlarına Japon gülü yetiştirme zevkinin yanında, Turhanİlhan Selçuk, Ülfet Ertel kardeşlerin cenaze törenlerine Japon gülü taşımanın burukluğu içinde, Tarık Akan’ın kansere yakalandığının haberinin verildiği yakın günlerde, isyanla telefon etmiş; “Tarık Akan için yetiştirdiğim çiçeği yaşarken vermek istiyorum, İstanbul’a geldiğini öğrenip haber verebilir misiniz?” dileğini aktarmıştı. Hastalığından habersiz en son Nâzım Hikmet Vakfı’nın kullandığı binanın boşaltılmasını protesto eyleminde gözlemlediğim özverili, yorgun duruşunun izleniminde... Son yılların sayısız toplumsal protesto eylemleri, dayanışmalar, duruşmalarda, cenaze törenlerinde, kültürel etkinlikler, anma toplantılarında tanıklık ettiğim insanüstü cefakârlığına takıntılı... Çok uzak yerlerden, zorlu koşullarda, saatler, geceler alarak yapılan yolculuklarla birkaç saatlik katılımlar için gösterdiği çabaların hayranlığında.. Rutkay Aziz’le kol kola komşu kapısından gelmiş gibi anlatılan yolculuklara yüksünmeden, gülerek anlatılanların şaşkınlığında... Haziran ayının üçüncü haftasında Turhan Selçuk ile İlhan Selçuk için gerçekleştirdiğimiz Hacıbektaş’taki anma etkinliğini haber verip vermemede, kıyamamış, sonunda “Bu yıl çok daha anlamlı, canlı bir anma olacak.. Bodrum’dan Hacıbektaş’a gelmek çok zor. Atlamamak için aradım..” sözcükleri ile çağrımı yapmıştım. Hastalığının ne kadar ilerlediğini öğrendiğimde çok da utanmıştım. Sözünü ettiğim son telefon arayışım bir tür özür dileme amaçlıydı. Çevresindeki insanları üzmeme duyarlılığına, insanlığına bir kez daha hayran kalmıştım... HHH Sanatın içinde kendi kabuklarını kendi kırarak soluksuz büyüme, kültürel, toplumsal gelişmede, sorumluluklarda patlamalar.. yeteneklerin çok ötesinde, emekle, iğneyle kuyu kazarak oluyor... HHH Tarık Akan Yeşilçam dünyasının yıldızı iken, gazeteciliğimin çömez yıllarında üniversite giriş sınavında üstün başarı elde eden bir gencin evine röportaja gitmiştim. Meğersem Tarık Akan’ın kardeşi imiş. Annesi utangaç bir onurla fısıldamıştı... Ezilenlerin hep yanında, yaşamın içinde Tarık Akan’ı, emekçi hakları savaşımının, onurlu insan hakları duruşları, toplumsal eylemlerin en güçlülerinde, yakından tanıdıkça.. gerçek bir sanatçının ancak aydınlanmacı, aklını kullanan, kendini insana, toplumculuğa adamış değerler içinde, verilen özverili emekle yoğrulabileceğine olan inancım pekişti... Sabah duygularını paylaşmak üzere arayanlar arasında önce Yeraltı Madenİş, sonra da büyük Zonguldak direnişinin yönetiminde, Genel Madenİş’te yer alan Sabri Cebecik de vardı. Dün gün boyu görüntüleriyle paylaşılan madencinin ağır yaşam öyküsü, sendikal hak savaşımını anlatan “Maden” filmini görmüş müydünüz? Cebecik, çekimlerinde oralardaymış, hemen devrimci sendikal hareketin eğitimlerinde nasıl sürekli gösterildiğini anımsatarak, benim de anılarımı canlandırdı. Büyük Zonguldak madenci direnişinde de oradaydım. Cebecik görevli olarak canlı anılarını tazeledi. Direnişin daha 8. gününde sanatçı grubu ile dayanışma için oradaydı. Şemsi Denizer’in yanından işçiye, yüz binlere seslenirken “Ülkenin emekçilerinin güçlerinin sayesinde, gerçek bir demokrasinin geleceğine inanıyorum..” sözleriyle inancını paylaşmasını anımsattı. Ankara’da büyük Tekel işçileri direnişinde, büyük grevler, işçi eylemleri, söyleşilerinde, 1 Mayıs’lar, aydınlara, insan haklarına, ezilenlere yönelik sağ iktidar insan hakları gaspı projeleri protesto eylemlerinde o kadar çok karşılaşmıştık ki... Çok erken ölümüne karşın o kadar çok iş, onurlu insanlık duruşunu kotarmış ki... TEKEL işçisine destek olmuştu Aralarında Tarık Akan, Rutkay Aziz ve Nedim Şaban’ın da bulunduğu tiyatro ve sinema sanatçıları da destek verdi. Akan, yaptığı açıklamada, TEKEL işçilerinin demokrasi mücadelesi yürüttüklerini söylemiş, bu mücadelelerinde TEKEL işçilerinin yalnız bırakılmaması gerektiğini ifade etmişti. Maden, iki jönün oynadığı ilk film olma özelliğini de taşıyor. Bir devrimci madenci olursa ne olur? Bu sorunun yanıtını barındıran ‘Maden’ filmi 1976’da Yavuz Özkan tarafından çekilir. Film bir maden ocağında bir devrimciyi ve işçilerle olan hikâyesini anlatmakta. İlyas (Cüneyt Arkın) maden ocağındaki kötü koşullarla daha fazla çalışmak istemediklerini işçilere anlatmaya çalışan bir devrimcidir. Bu çabaları sonuç verir ve Nurettin (Tarık Akan) ve arkadaşlarını sarı sendikanın etkisinden kurtarır. Film, tümüyle gerçek maden ocağı dekor larında ve gerçek maden işçilerinin katkısıyla çekilir. Film bir taraftan her an ölüm tehlikesiyle karşılaşan maden işçilerinin yaşamlarını, bir taraftan işçilerin yaşanan bir göçük sonrası bir araya gelmelerini, bir taraftan da sahte sendikacıları tüm çıplaklığıyla ortaya koyar. Devrimci işçi İlyas’ın çalıştığı ocakta sürekli iş kazaları olur. Bu duruma kayıtsız kalamayan İlyas, emekçi arkadaşlarını uyarır, önlem alınması için imza toplar. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle