15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 6 Ağustos 2016 6 haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: FUNDA YAŞAR ERDOĞDU Demokrat Parti (DP) iktidarının son yılları ile Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının 15 Temmuz FETÖ’cü darbe girişimini izleyen günlerdeki yaklaşımı öncülardıl benzeşimini de yansıtıyor. Örneğin “Dere geçerken at de DP Niyetlenmiştiğiştirilmez” atasözü, hem DP, hem de AKP cumhurbaşkanlarının vazgeçilmezleri arasında. AKP Uyguluyor...İstifa ederse “İnönü’nün ken disini kulağından tutup Yü ce Divan’a göndereceği korku nı atasözü ile savuşturulduğunu sunu” Cihat Baban’ın anıların görüyoruz. dan öğrendiğimiz Başbakan Ad HHH nan Menderes’in işler çıkmaza gi Bir başka benzerlik de Başba rip olaylar ve tepkiler yoğunlaşınca kan Adnan Menderes’in 1957 yı istifayı düşündüğünü, bu niyetini lında, yüksek rütbeli subaylara Cumhurbaşkanı Celal Bayar’a aç söylediği kayıtlara geçen şu söz tığında “Dere geçerken at değişti lerde yatıyor. rilmez” yanıtını aldığını, gazeteler “Sizin şövalye burunlarınızı kıra de okumuştuk. cağım. Ben orduyu yedek subay Bugünlerde de FETÖ’cü darbe larla da idare ederim.” girişimini öğrenemedikleri ve ön Menderes bu sözleri askere lem almadıkları için yoğun biçim duyduğu kızgınlıktan söylemişti. de eleştirilen Genelkurmay Baş Ama günümüzde geçerli olan ye kanı, kuvvet komutanları ile MİT dek subaylarla ilgili bölümü, çare Müsteşarı’nın görevlerinden alın sizlikten gündeme geldi. FETÖ’cü maları konusundaki önerilerin ay lerin, hoşgörü, destek ve dayanış ma sonunda Silahlı Kuvvetler’e de büyük ölçüde girmiş olmaları nedeniyle komutan subay sıkıntısı yaşanmaya başlandı. Milli Savunma Bakanı’nın açıklamasına göre açığı kapatma umudu yedek subaylarda. Açığı, “tezkere bırakacak” yani subaylıklarını sürdürecek teğmenlerle doldurmak istiyor. Askeri yüksek okullar da OHAL kararnameleri ile kapatılınca büyük bir “takım komutanı” boşluğu doğmuş durumda. DP kızgınlıkla niyetlenmişti ama AKP acizliğinden uygulamak zorunluluğunu duydu. HHH Kendi doğrularını uygulama hakkını kendisinde gören, bu yaklaşımının hukuka ya da anayasaya aykırılığını da yok sayan iktidarın, son girişimi askeri okulları kapatmak oldu. Doğal olarak sabıkası nedeniyle ilk akla gelen okulların bina ve arazilerinin ranta açılması tehlikesi oldu. Oysa okulların binaları, aynı zamanda tarihimizin önemli bölümle rini yansıtan müzeleri de içeriyor. Bu büyük kültürel ve tarihi mi rasın nasıl korunacağını düşünen yöneticimiz var mıdır bilemiyorum. Bir anımdan da söz edeyim. Genelkurmay Başkanlığı 1998 Ocak ayının ilk haftasında gazetecilere askeri eğitim kurumlarına bir gezi düzenlemişti.(*) Gezi sonrasında gönderilen “katılmaya teşekkür” mektubunun nasıl çarpıtıldığını, AKPCemaat ortaklığının gazetelerinde “darbeci” olduğumuza yönelik suçlama kampanyası yürütüldüğünü de anımsatmadan geçmeyeyim. Kuleli Askeri Lisesi’ne girdiğimizde önce duvarlara dizilmiş ad plaketlerini gördük. Kuleli’den mezun olmuş subaylardan şehit düşenlerin adları ölümsüzleştirilmişti. Duygulandık. Ama en çok duygulanan sevgili meslektaşım Yazgülü Aldoğan oldu. Çünkü adlardan biri, yüzbaşıyken Kore’de şehit olan babasına aitti. Tarihe, belgelere, anılara, kıymayalım derim... (*) Cumhuriyetten Okurlara / Askerler ve Eğitim / 12 Ocak 1998 ‘VIhalalmi Muruktoluku’yluutywaekettı’ İstanbul 3. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından FETÖ üyesi oldukları iddiasıyla tutuklanan vali ve kayma kamların hâkimlik sorgularında çar pıcı ayrıntılar yer aldı. Gezi eylem leri döneminin İstan bul Valisi Hüseyin Av ni Mutlu, onay verdi ği polis müdürlerinin atamalarının yanı sı KEMAL GÖKTAŞ ra Gezi eylemcilerine attığı “sıcak” tweet’ler nedeniyle de suçlan dı. Eski Siirt Valisi’ne ise ABD Başka nı Obama’ya attığı “Sizi seviyorum” tweet’i soruldu. Bir vali ise kendisine sorulan telefon numarasının dama cana su sipariş hattı olduğunu söyle di. Eski Hakkâri Valisi’nin çözüm sü reci döneminde polise silah kullanma ve askere de üs açma emri verdiğini, bunun sonunda 4 PKK’linin öldürül düğünü anlatması da dikkat çekti. Hüseyin Avni Mutlu ‘O tweet’leri niye attın?’ Hüseyin Avni Mutlu hakkındaki suçlamalardan ilki “Gezi olayları sı rasında 913 Haziran 2013 tarihleri ‘Bin yıl ömrüarasında atmış olduğu tweetler” oldu. b m olsaGezi eylemleri sırasında “Gençler, in yıl reddederim’ ‘GtEesekrözi iİrsDtöairrengbnüuitşüli VdüaöylnieseiliğHmiü’ isnsuedçyelainamtAtavısğnıyıitlMawduetöelunt’dy’leaürşkegtmtgskegGurlvnnşelamgmddmimtzlk‘baileewwFaiauekldtiiüeeiüaıoieglendmrsnr’.ŞaüaıanaşaM“bnninendlkiieernşzkseiiıiMAllnakeudşlddşarneeekççnaalöiuiaşaYuoanrTFdeaiüdba ihrnllttrriy,uribPmsttilnteeaannl’eiarYetıeialsrnıdialllblrueditıa.aınvrrrlbvüedeeutrıillnaıgmrbumkniiadeerBlunaashnnsrama,içilvidmieddkinnerıliçörunnub,irliened2yaüre’mgdşitdenndmıeü’uıyaurkçnaimrayöka0a’die“ğtbisrrad3nizlnlaicznamwsnba11iüısmoieiiuliibyrüiınhdedşosşelsnriaH72keyssdlrıeoçeYöuİndr”iiaauriiişgilılds’ıklioktnsvçeşmünunüüd2igudlaoı:oşdwrtkAoGolkkbiıtlındseaşeek5iroerutullgnizilluğrmieumdleulkddtaeeeynnlblmearıpriduyiMubrAmdyeeulkzrşaerkeubçiçtguFaleatyşurroduitrmiığğralımuİpnpsr’İe’tdimdlutaglveslaeağTdtduirngmlmuwdealuarpaıailöıarelluiÇeaeeağE,redsyçyırısTzanşMstzbtreuımk.d“culleçıaııemlatşıidebaedyisaeeYnkBeaie?lBieekpüğlltyrlyichlurrtuargmknıııvuteımvgöuiktAsüohıvı.irllrvpıa.işanealmnebi,rmeiartnı.seBraıuakryliı”Zlgte”çnenrımtğıeiiküliSvaavasrnuezhnuiaşaıeysinac,d’lırlştıdrynneeıotauiazvilinldmiodeea(igamrtdyeaııkilrıeyşnMrrMignnwretcMaözrıeema.piirlebıre).eaalllymderulttHBüecoakaiaeiriudBnyepaulaslieskuriaibaaetçurakıloainu’rllyd,dDşçkebcudiıbbai.dişsrmeelsrdTubrudHdaauüıuenebybteurrmaşeke2dudnirşiellvemimeçebmmearevığedvr4öraiumlalinuradcbsvrahnklaialudköenaı“kaenöenardmirymişeiesddeetnİaieışz,il:isğnsnvmçtr4ıleeumiabairrz5beeıun.lmhuh‘ııkitlryeib8gsndönanmmreiereeD0üdmeidattTeztiszeıir0ktaetiiermelttnitnncnlg0LeeenvaepueetlgeigdusiesmaFlsvi’avbmirmecüvnrbmysdk.ymyaümei,ebilgEbFpediennuilyniBiemenoiıfkatiiacşTTEvieöeeğliroz.eilisdlçıitluntmyaşdzğsledklwsÖTeöyne.i2sniralHelilaismlaioieenedroımmuÖsiFeirkyzimmmniinriğttinumrmnhlitniddyuEnnıbelmiiıihısıeümşiiektmmiyimrnit(öaTğierlndozüeimöaevmüöidysşeüeukloairtÖiymnusemşısişydylayalelrmaaiyğkszırşderelayeo1mea’tmetteea,aladdudı7pbeaeleeuğsvünrobFaçebnmthtntboymeadıaiesitmıkeğyamnyiıı,ltrariynenanymğeerinnilmti ğuauikeegrau)ğs.rıvdtıebibaaed”arltnnyrşü.kmmbşaclitdööoşıaiirektaibbgüvrezyeeatıblyeaeeatdmaağnlsmtirb.etleoaiteaptmealaelkdeğdrraiüeBırüairmnyinddnn.tens,sşaieelnenemeu12ıaiii,nvn5elnyğ’mdin,n4nenıvie2cld6iave vam etmesini ve sızmamasına yönelik atamalara onay vermek” suçlamasını da kabul etmedi ve “Böyle bir kumpası bilseydim, 1725 Aralık ve Selam Tevhid soruşturmalarını açığa çıkartmamak gibi bir amaçla yapıldığını bilseydim, zaten gereğini o vakit yapardım. Böyle bir dosya çalışmasından hiçbir zaman bilgim olmadı” dedi. ‘Paşa Akın Öztürk’ Mutlu, darbeci olduğu iddia edilen Akın Öztürk’ün cep telefonunda “Paşa Akın Öztürk” olarak kayıtlı olmasını da kendisinin Diyarbakır Valiliği yaptığı dönemde Öztürk’ün de Diyarbakır 2. Anajet Üst Komutanlığı’nda görevli olmasıyla açıkladı ve Öztürk ile darbe teşebbüsü konusunda hiçbir irtibatının olmadığını söyledi. Geçmiş olsun telefonu Dicle Üniversitesi Rektörü Ayşegül Jale Saraç’ı Diyarbakır’dan tanıdığını ve açığa alındığını duyunca “insani bir duruş” olarak geçmiş olsun demek için aradığını belirten Mutlu, “Birlikte çalıştığımız insana geçmiş olsun dileklerimi iletmek FETÖ mensubiyeti olarak nasıl değerlendiriliyor, anlamış değilim. Dostlarımı aramak terör örgütü mensubu olarak nitelendiriliyorsa bu ülkede herkes FETÖ mensubudur” dedi. 1725 Aralık’tan sonra kitaplarını attım Evinde bulunan 2 adet Gülen hareketi ve Türk okulları kitaplarının kendisine değil, evinde kalan baldızının çocuklarına ait olabileceğini söyleyen Mutlu, “Kitaplığımdan bu yapı ile ilgili bütün kitapları 1725 Aralık hukuk darbesi sonrasında kaldırdım” ifadesini kullandı. Gülen’e ‘Geçmiş olsun’ Mutlu, Fethullah Gülen ile yüzyüze görüşmesinin olmadığını, kendisini ziyaret eden bir sivil toplum kuruluşu aracılığıyla o tarihlerde rahatsız olan Gülen’e geçmiş olsun dileğinde bulunduğunu, bunun ardından gazeteci Ekrem Dumanlı’nın kendisini arayarak telefonu Gülen’e verdiğini anlattı. Mutlu, “Gülen ile tek görüşmemiz budur. Çok kısadır, ‘Bana göndermiş olduğunuz geçmiş olsun dileklerinizi aldım, teşekkür ederim’ dedi. Bunun dışında görüşmede başkaca hiçbir husus olmamıştır” dedi. Mutlu’nun avukatı Burcu Dalyan Aydın ise “Bu sabah savcılık ile yaptığımız görüşmede henüz dosya incelenmemiş olmasına rağmen müvekkilimizin mahkemeye sevk edileceği ifade edilmiştir” dedi. Ne olacak, ne olabilir, ne olmalı? 15Temmuz sonrasında karşılaştığım okurlar, tanıdıklar, arkadaşlar, genellikle öncekinden de daha karamsar bir yüz ifadesi ve ses tonuyla soruyorlar: Ne olacak, ne olacağız? Bu gibi sorulara somut yanıtlar verebilmek mümkün değil. Ben de genellikle, iyimser mizacımın da sonucu olarak, merak etmeyin, daha kötü olmayacak, daha iyi olacak türünden karşılıklar veriyorum... Gerçekten de, ne olacak? Siyasetin, ekonominin, küresel ilişkilerin; kendi insanımızın sınıfsal ve kişisel özelliklerinin, beklentilerinin, bütün bunların ve daha pek çok olgunun irdelenmesini gerektiren bir analiz yapabilecek yetenekte ve birikimde görmüyorum kendimi... Bu nedenle de, verdiğim yanıtlar, karamsarlık bulutlarını dağıtmaya yönelik sözlerle sınırlı kalıyor. Fakat ne olabilir, ondan da daha çok ne olmalı sorularını bir ölçüde de olsa yanıtlayabileceğimi düşünüyorum... Bu yazının sınırları ölçüsünde kendime muhatap olarak da siyasi partileri seçiyorum... HHH İlk muhatabım AKP ve yöneticileri olacak. Recep Tayyip Erdoğan’dan şimdiye kadar hiçbir şey istemedim ve iyi bir şey yapmasını hiçbir zaman beklemedim... Fakat şimdi ona, AKP’nin tüm yönetici ve milletvekillerine ve kuşkusuz seçmenlerine ülkemiz bakımından yaşamsal önemde olduğundan kuşku duymadığım isteğimi iletiyorum: Başkanlık hevesinden vazgeçin. Parlamenter demokrasiye kıymayın. Kişiler gelip geçicidir. Kalıcı olan ülkedir. Tayyip Erdoğan başkan da olsa bugün yaptıklarından farklı bir şey yapmayacak, sonrasında ise ülkemiz daha da büyük kaoslara sürüklenecek, yeniden parlamenter sisteme dönüş için büyük çabalar harcanacak, acılar çekilecek, siyaset ve sonuçta da ülke felç olacaktır. Ondan ve AKP yönetici ve milletvekillerinden, kendilerinin de sonsuzca lanetlenmelerine yol açacağından kuşku duymadığım bu hevesten vazgeçmelerini istiyorum ve bekliyorum... HHH İkinci muhatabım CHP ve yöneticileriyle birlikte bu partiyi her yönden eleştirenler, çekiştirenlerdir. CHP bir sınıf partisi değil kitle partisidir. Fakat ay nı zamanda bir ideoloji partisidir. Bu ideoloji, her sınıftan ve toplumsal kesimden, her inanıştan insanımızı birleştirebilecek olan “aydınlanma” düşüncesidir. CHP’nin asla ve bir milim ödün vermemesi gereken, bu ideolojidir. Şablonlaştırmadan, kalıplaştırmadan, topluma kazandırılması gereken temel değer budur. Bunu bugün kitlesel olarak başarabilecek biricik siyasal örgüt de Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Aydınlanma düşüncesi çevresinde, işçisiyle, köylüsüyle, esnafıyla, küçük ya da büyük işvereniyle, dindarıyla, herhangi bir dinsel inanışla ilgisi bulunmayanıyla, toplumun bütün kesimleri bir araya getirilebilir. İnsanlık değerlerini tümüyle yitirmemiş herkesle diyalog kurulabilir. En büyük ölçüde inandırıcılık kazanılabilir... CHP’den beklentimiz, onun şu ya da bu toplumsal sınıfın partisi olması değil; yoksul, dar gelirli, orta tabaka insanımızın sorunlarının çözümlerine kuşkusuz öncelik tanıyarak toplumda aydınlanma düşüncesinin yaygınlaşmasını ve güçlenmesini sağlayacak büyük ve çok yönlü bir eğitim seferberliğine girişmesidir. HHH MHP’yi bugünkü görünümüyle kayıp bir siyasal parti olarak görüyorum. Bugünkü çizgide ısrar, bu partiyi her an biraz daha iktidar partisinin kapıkuluna dönüştürmektedir... Seçmenleri arasındaki gerçek ve samimi yurtseverlerin, halk insanlarının, küçük esnafın, kısa sürede bir yönetim değişikliği olmazsa, kendilerine başka bir parti aramalarının zamanı gelmiştir ve geçmektedir. HHH Kitlesel parti niteliğine sahip öteki iki siyasal parti HDP ve Vatan Partisi’dir. HDP, PKK ile her anlamda ilişkisine kesin olarak son vermeli ve bunu yaptığına toplumu inandırabilmelidir. Bunu başarabildiği ölçüde, CHP ile güçlü bir cephe oluşturabilir. Başaramazsa siyaset sahnesinden silinmesi kaçınılmazdır. Vatan Partisi’ni ise 1960’ların Türkiye İşçi Partisi olabilme potansiyellerine sahip bir siyasal örgüt olarak görüyorum. Fakat solda ayrımcı dilinden, keskin ulusalcı söylemden, değişmez liderlik görünümünden kurtulması koşuluyla... Yusuf Yavaşcan İlker Başbuğ 1 dolarlara, ‘sıra gecelerinde bahşiş verdim’ savunması 2009 yılında merkeze alınan eski Şanlıurfa görev yaptığım dönemde düğünlere, sıra geceleri Valisi Yusuf Yavaşcan ise ne giderken oranın âdet evinde bulunan 10 adet ve geleneği gereği bahşiş 1’er dolara ilişkin olarak vermek için yanımda ta “Eski bir cüzdanım vardı, şıyordum. Seri numarala uzun zamandır kalmış. rının ne olduğunu bilmi Şanlıurfa Valisi olarak yorum” dedi. ‘Çözümde silah kullanma emri verdim’ Hakkâri Valisi iken 2014’te merkeze alı ğum yazılı emirlerde benden onay almaya nan Vali Necmettin Kalkan, HDP millet gerek olmadan sınır mevzuatının yetki vervekili Ertuğrul Kürkçü’nün aleyhine yaptığı diği çerçevede doğrudan silah kullanabileaçıklamalar yüzünden merkeze alındığına ceklerini, yine polis teşkilatının şehir merilişkin haberleri hatırlatarak şöyle konuştu: kezinde terörle mücadele etmelerini söyle“O tarihte çözüm süreci vardı. Asker operas dim. Akabinde toplamda 4 terörist öldürülyonlara çıkmıyordu. PKK, şehir merkezinde dü. Yine açılması gereken üs bölgeleri varpolisin kendi karakolu dışına çıkmasını is dı. Ben bu askeri üs bölgelerinin açılması temiyordu. Yüksekova’yı da laboratuvar ola için onay veriyordum. Bu sebeple HDP milrak kullanıyordu. Ancak ben vermiş oldu letvekillerinin hedefinde oldum.” Necmettin Kalkan ‘O numara damacana su sipariş hattının...’ Muğla Valisi iken 2013 yılında merkeze alınan Fatih Şahin sorgusunda suçlamaları reddederek “Bana emniyette 0 212 293... No’lu telefonu sormuşlardı. Şimdi hatırlıyorum. O telefon numarası damacana su sipariş hattıdır” dedi. Obama tweet’iyle suçlandı Merkez Valisi Orhan Aydın, Siirt Valisi oldu diye yazdığı tweet’le ilgili suçlandı. İstanbul Vali Yardımcı ğu dönemde ABD Başkanı sı Haluk Nadir ise evinde bu Obama’ya attığı “BenTürki lunan 15 Temmuz’da yarala ye’denim. Siirt’te Valiyim. Sizi nan ve ölenlere ilişkin kayıt seviyorum, hayatınız ve baş ların kendisinin AFAD’dan so kanlığınız çok başarılı. Sizin rumlu olması nedeniyle tutul gibi olmayı umut ediyorum” duğunu söyledi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle