15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 6 Ağustos 2016 4 haber EDİTÖR: TAMER KAYAŞ/ASLAN YILDIZ Uzlaşabilir mi? 1962 yılı baharında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi 2. sınıf amfisindeydik. Kürsüde sevilen öğretim üyelerinden ceza hukuku asistanı Çetin Özek, yaklaşan sınavla ilgili olarak tavsiyelerde bulunuyordu. Açıklamalarını şöyle bağladı: Görüyorsunuz, korkacak bir şey yok. O kadar da zor değil. Sınıftaki öğrencilerden biri, hiç de o kadar kolay olmadığını söyleyerek, itiraz etti. “R”leri doğru telaffuz edemeyen Çetin Hoca o sevimli konuşmasıyla gülerek şöyle yanıt verdi: Canım biz de bivaz moval vevelim dedik. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra, yazdığım 30 Temmuz tarihli yazıda, Tayyip Bey’in önündeki iki yoldan birinin laik demokrasi asgari müştereğinde uzlaşmak olduğunu, bunu yapabildiği takdirde, hem ülkeyi selamete çıkaracağını, hem de iktidarını güçlendireceğini söylüyor ve şöyle bitiriyordum: Ne dersiniz Tayyip Bey bunu yapabilir mi? Okurlardan tepki gecikmedi. Kimi okurlarım tarafından “her zamanki gibi çok iyi niyetli olarak” nitelendim. Sınıf arkadaşım ve kadim dostum Teoman Ekim de daha direkt yanıt veriyordu: Tayyip Bey’in bunu yapacağına inanmak, onu tanımamaktır. Teoman Ekim’in bu yanıtı üzerine geldi aklıma rahmetli Çetin Hoca’nın “Biz de bivaz moval vevelim dedik” sözü. HHH Tabii gazetecinin işi, boş umutlar pompalamak değildir. Ama politikacının demokrasiden, sağduyudan yana tavırlarını da, önceki icraatıyla desteklenmemiş bile olsa, yine de ihtiyatı elden bırakmadan, destek vermek ve bu yönde kamuoyu oluşmasına yardımcı olmaktır. Diyalog taleplerini baştan imkânsız ilan ederek, diyalog ve uzlaşmaya destek olmak mümkün değil. Bu durumda, Tayyip Bey’in bugüne kadar, hep gerginlik politikalarını yeğlemiş olmasına bakarak, diyalog çağrılarının içtenlikli olmadığını söyleyerek, baştan olumsuz tavır almak olmamalıdır yapılacak şey. Tam tersine, ihtiyatlı bir iyimserlikle, çağrının yankı bulmasına çalışmak gerek. Sağduyu doğrultusundaki kimi gelişmeler de bu tavrın çok da yanlış olmadığını ortaya koyuyor. Türkiye Cumhuriyeti başından beri yaşadığı en büyük tehditlerle karşı karşıyadır. 15 Temmuz darbesinin akim kalmasıyla bu tehdidin geçtiğini sanmak yanlıştır. Çünkü tehdidin tek kaynağı Fethullah Gülen değildir. Bu durumda, toplumsal uzlaşmaya dayanan politikalar oluşturmak ihtiyari bir tercih olmanın ötesinde bir zorunluluk haline gelmiş bulunuyor. HHH Ayrıca Tayyip Erdoğan’ın bugüne kadar uyguladığı gerginlik politikasıyla artık yeni avantajlar sağlayabileceği alanın sınırlarına vardığı, çoğu kişi tarafından olduğu gibi kendi tarafından da görülmüş olmalıdır. Türkiye’nin Kürt sorununu daha da geniş bir iç savaşa dönüşmeden çözebilmesi için, bu konuda her kesimde geniş bir asgari müşterekte uzlaşmak zorundadır. Kürt sorununun taraflarının hepsi, gerginlik ve dayatma ile daha fazla bir şey elde edemeyeceklerinin ayırdına varmış bulunmalıdırlar. Tayyip Bey için aynı gerçek Suriye konusunda da geçerlidir. Ankara Esad konusundaki uzlaşmaz tutumunu değiştirip politikalarını ABD ve Rusya ile koordine etmek durumundadır. Tayyip Bey 15 Temmuz darbe girişimini başarıyla atlatmış, fakat hemen ertesi gününden başlayan gelişmelerle dünya üzerinde ne kadar yalnız olduğunu görmüştür. Bu yalnızlığın, uzlaşmaz, baskıcı, ötekileştirici imajından doğduğunu Tayyip Bey’in daha uzun süre görmemekte direnebilmesi mümkün mü? Temelinde bir uluslararası proje olan ve uzun süre hedeflerine bu dış güçlerin destekleriyle varmış olan Tayyip Bey, şimdi bütün desteklerini elinin tersiyle iterek, yoluna tek başına devam edebilir mi? Görülüyor ki, her şey Tayyip Bey’i uzlaşma politikalarına doğru yönlendiriyor. Biz yine de, uyarıları da dinleyerek, umudumuzu kaybetmemeye çalışarak soralım: Tayyip Bey demokrasi asgari müştereğinde uzlaşma yolunu tutabilir mi? Aleviler Hacı Bektaş ve tüm dergâhları geri istiyor Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF), Hacı Bektaş Anadolu Kültür Vakfı Genel Merkezi, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Merkezi, Alevi Kültür Dernekleri (AKD) ve bileşenlerinin çağrısıyla Alevi kurumları ve inanç önderleri hafta sonu Hacıbektaş Veli Dergahı’nda bir araya gelecek. Aleviler burada cem yapıp, kurban kesecek ve Alevi kurumları toplantılarını düzenleyip, halkla tartışmalar yürütecek. Hafta sonu yapılacak toplantıda, eşit yurttaşlık, zorunlu din dersinin kaldırılması ve Hacıbektaş Veli Dergâhı’nın Alevilere geri verilmesi talep edilecek. Hacı Bektaş Anadolu Kültür Vakfı Çorum Şube Başkanı Nurettin Aksoy, “Yıllardır Aleviler üzerinde asimilasyon politikası yürüten devlet, Alevilere ait birçok ibadet yerine el koymuştur. Bunların başında da Hacı Bektaşi Veli Türbesi geliyor. Sadece Hacı Bektaş Veli değil tüm dergahları geri istiyoruz” dedi. l ÇORUM / Cumhuriyet AKP’de ‘FETÖ temizliği’ genelgesi Teşkilat ve belediyelerden cemaat mensuplarının ayıklanması istendi: Dedikodusuz temizlik yapın AKP, teşkilatına ve belediyelere “FETÖ temizliği” genelgesi gönderdi. Genelgede, “dedikodu ve fitneye mahal vermeyin” ifadelerinin yer alması dikkat çekti. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı imzasıyla AKP’ye ve belediyelere gönderilen genelgede, cemaat mensuplarının ayıklanması istendi. Genelgede, OHAL süreci hatır latılarak, kamu kurum ve kuruluşlarından, ihraç, açığa alma ve görevden uzaklaştırma yöntemlerinin uygulandığı vurgulandı. Kamu kuruluşlarında ve AKP içinde görev yapanlar hakkında “gerçeği yansıtmayan iddiaların fitneye neden olabileceği” belirtilen genelgede, “ilgili çalışmaların teşkilat içinde dedikodu ve fitneye mahal vermeksizin” yürütülmesi istendi. Genelgede, OHAL uygulaması kapsamında teşkilatlara ve belediyelere de önemli görevler düştüğüne vurgu yapıldı. Genelgede şu ifadeler kullanıldı: “Zor günlerden geçtiğimiz bu süreçte terör örgütü mensuplarının, gerek kamu kurumlarında gerekse parti teşkilatımızda görev yapanlar hakkında gerçeği yansıtmayan iddialar ortaya atarak fitneye neden olabilecekleri, bu yüzden birlik ve beraberliğimizin zarar görebileceği dikkatlerden kaçmamalıdır. Bu sebeple terör örgütü ile herhangi bir bağı bulunmayan kişilerin iyi analiz edilmesi, sürecin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi açısından son derece büyük önem arz etmektedir.” l ANKARA/Cumhuriyet ‘Pişmanım, darbeciler idam edilsin’‘GTüAuleKtunPk’’lleilayniökainnkeeTtziücgrilkeöörrnüdeşet,üivfmaadr,deyı’asdinneıdmdeida 15 Temmuz darbe girişimi soruşturmasında tutuklanan Zaman gazetesi eski yazarlarından Mümtaz’er Türköne, “O camiayla olduğum için pişmanım. Darbecilerin idam edilmesinin caydırıcılık manasında önemli olduğunu düşünüyorum” dedi. Türköne ifadesinde, “Ben radikal hatta keskin addedilecek, bir darbe karşıtıyım. Nitekim darbe gecesi de meşru hükümetin yanında yer aldığımı belirten, akabinde darbenin ihanet ve şerefsizlik olduğunu belirten tweetler attım. Sonrasında darbe tehdidi devam ederken, hükümeti destekleyen darbeyi lanetleyen ve darbe sonrası toplumu restore edecek bu travmanın geçmesini sağlayacak uyarılarda bulundum” ifadelerini kullandı. ‘Hayal kırıklığı yaşadım’ Türköne ifadesinde, “Benim kadar radi kal bir darbe karşıtının, darbeci ithamına maruz kalmasını, gördüğüm muamelenin ötesinde çok onur kırıcı buluyorum. Gü len örgütü hakkında her hangi bir bağlantım yok tur. Kendisini tanıyorum. Zaman gazetesinin onun kontrolünde olduğunu bi liyorum. Kendisiyle 2006 2011 yılında iki defa gö rüştüm. Aramızda kay da değer bir görüşme ol Mümtaz’er Türköne madı. Yanımda Ak Partili yöneticiler mevcuttu. En son darbe olayından sonra çoğunluk gi bi bende hayal kırıklığı yaşadım. Ve o ca mia ile birlikte olduğumdan dolayı piş man oldum” diye konuştu. ‘En ağır ceza verilsin’ Kişilik olarak muhalif olduğunu belirten, Türköne gazetede yazması için güncel olayların tavsiye edildiğini ve gazetenin politikasına aykırı yazılar da yazdığını belirtti. Türköne ifadesinin devamında, “Darbeciler için daha önce yazdığım yazı ve görüşleri aynen tekrar ederim. Darbecilerin idam edilmesini ve en ağır ceza ile cezalandırılmasının caydırıcılık manasında önemli olduğunu düşünüyorum” dedi. Tutuklananlar 18’e yükseldi Kapatılan Zaman gazetesi eski yönetici ve çalışanlarına yönelik yürüttüğü soruşturmada 47 şüpheli hakkında gözaltı kararı çıkarılmıştı. Ali Bulaç, Şahin Alpay, Ahmet Turan Alkan, Mustafa Ünal, Nuriye Ural ve Lalezer Sarıibrahimoğlu 31 Temmuz’da mahkemece, tutuklanmıştı. Şüpheliler Mümtaz’er Türköne, Alaattin Güner, Şeref Yılmaz, Ahmet Metin Sekizkardeş, Faruk Akkan, Mehmet Özdemir, Fevzi Yazıcı, Zafer Özsoy, Cuma Kaya, Hakan Taşdelen, Hüseyin Turan ve Murat Avcıoğlu’nun da tutuklanmasıyla birlikte tutuklananların sayısı 18’e yükseldi. AKP’Lİ Şahin: saf saf inandık Sinop’ta demokrasi nöbetinde konuşan AKP Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, Fethullah Gülen cemaatine yıllarca inandıklarını belirterek, “Türkçe Olimpiyatları tamamen bir oyundu, ders haneler bir tiyatroydu. Yurtiçindeki, yurtdışındaki oyunlar birer tiyatroydu ama aziz milletimiz, bu tiyatronun perdesini indirdi. Işıklarını söndürdü ve bu tiyatro Şahin şimdi kapandı. Ve artık Türkiye’de bu tiyatroyu oynatamayacaklar. Biz de yıllardır saf saf inandık, izledik, bu tiyatroyu alkışladık. Bu nedenle bizim tarihimizde bize çok ihanet edenler oldu ama böylesine şerefsizce bir ihanetle ilk defa karşılaşıyoruz” dedi. l DHA Saray’da muhafız alayı yerine özel kuvvetler ‘Cemaat okullarını konuştuk’ Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kazakistan Cumhurbas¸kanı Nursultan Nazarbayev ile bir araya geldiği Cumhurbaşkanlığı Saray’ında ortak basın toplantısı düzenledi. Erdoğan, “Bu örgüt rahmetli Özal ve Demirel’e de ihanet etmiştir. FETÖ tüm ülkelere tehlike teşkil etmektedir. Bizim yaşadığımız acı ve ihaneti dostlarımız yaşamasın istiyoruz. Örgütün ipliğini pazara çıkarmaya kararlıyız” dedi. Kazakistan Eğitim Bakanlığı’nın cemaat okullarının ka patılmayacağını açıklamasının ardından dün Saray’da gerçekleştirilen görüşmeyle yeni bir adım da atıldı. Erdoğan, “Kazakistan’daki FETÖ okulları ile alakalı görüşmelerimizi yaptık. Maarif Vakfı, Kazakistan Milli Eğitim Bakanlığı ile görüşecek. Şu anda Kazakistan’da 33 okulları var. Tüm listeyi kendilerine ilettim” değerlendirmesinde bulundu. Nazarbayev’i resmi karşılama töreninde Muhafız Alayı’nda görevli askerler değil özel harekâtçılar nöbet tuttu. Adliyelere ve bakanlığa operasyon 15 Temmuz darbe girişiminin ardından başlatılan operasyonlar dün adliyeler ve Adalet Bakanlığı’nda devam etti. Polis, Ankara Adliyesi’nin Sıhhiye’deki merkezi, Yenimahalle’deki İcra Daireleri ile Balgat’taki ek binasına operasyon düzenledi. Çok sayıda memur gözaltına alındı. Operasyonun bir diğer adresi Adalet Bakanlığı binası oldu. Kapıları giriş çıkışa kapatılan bakanlıkta, bazı çalışanlar gözaltına alındı, odalarında arama yapıldı. Demirci gözaltında Gülen’e yakın isimler Enes Kanter ve Hakan Şükür ile yazışmaları ortaya çıkan komedyen Atalay Demirci de Ankara’da gözaltına alındı. Boydak cezaevinde Geçen hafta mide ameliyatı olan, Gülen cemaatine yönelik operasyonda önceki gün gözaltına alınıp sağlık sorunu nedeniyle tutuk Hacı Boydak suz yargılanmak üzere serbest bırakılan Boydak eski Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Boydak savcının itirazı üzerine dün yeniden gözaltına alındı. Boydak çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Nezarette ölüm Savcılık, darbe girişimi soruşturması kapsamında 23 Temmuz’da Ümraniye’de gözaltına alınan Gökhan Açıkkolu isimli şüphelinin nezarethanede fenalaşarak hayatını kaybettiğini duyurdu. Açıkkolu’nun şeker hastalığı tedavisi gördüğü bilindiğinden ilaçlarını almasına izin verildiği savunuldu. HDP’li İdris Baluken: KCK davaları şaibeli HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, 15 Temmuz darbe tutuklamalar gerçekleştirildiği belirtilerek, şöyle denildi: “15 Tem girişimi kapsamında görevden alı muz öncesinde olmak üzere açığa/ nan savcı ve hâkimlerin, görevden alınan Emniyet KCK operasyonları başta ol mensupları ve darbesi son mak üzere yargılama yap rasında açığa/görevden alı tıkları davaların iptali yo nan savcı ve hâkimler, KCK lunun açılması için Mec operasyonlarını yürüten ad lis araştırması istemiyle li görevlilerdir. Dolayısıyla TBMM’ye başvurdu. bu hâkim ve savcıların baş Baluken imzası ile TBMM lattıkları soruşturmalar, ha Başkanlığı’na verilen dilekçede, darbe girişimi kap Baluken zırladıkları iddianameler, verdikleri hükümler yani samında görevden alınan bir bütün olarak yaptıkları ve bazıları tutuklanan savcı ve tüm işler hükümsüzdür. KCK dava hâkimlerin önceden gördükleri da larının düşmesi gerekliliği gün gibi vaların şaibeli olduğunu belirtildi. ortadadır. Görevden alınan savcı ve Teklifin gerekçesinde, 2009 yılın hâkimlerin, başta KCK operasyon daki yerel seçimler esnasında ara ları olmak üzere yargılama yaptık larında Kürt siyasetçilerin, akade ları davalarla ilgili şaibelerin açı misyenlerin, avukatların bulundu ğa çıkarılması, yargılamaların iptal ğu kişilere yönelik KCK adı altın edilmesinin yolunun açılması ama da yapılan operasyonlarda on bini cıyla bir Meclis araştırması açılma aşkın kişinin gözaltına alındığı ve sını talep ediyoruz.” l DHA Cumhurbaşkanı’na hakaretten tutuklandı Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde Emniyet Müdürlüğü ekipleri, bir sosyal paylaşım sitesi üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla M.R.T’yi gözaltına aldı. M. R.T, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Erdoğan’ın bir kereye mahsus hakeret davalaranı geri çekmesinin ardından tutuklanalar serbest bırakılmaya başlamıştı. Yıldırım’dan Akar’a geçmiş olsun ziyareti Başbakan Binali Yıldırım, 15 Temmuz gecesi Genelkurmay’ın önünde tanktan düşerek ağır yaralanan Çetin Yıldız’ı tedavi gördüğü Güven Hastanesi’nde ziyaret etti. Yıldırım daha sonra Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ı makamında ziyaret ederek darbe girişiminden dolayı geçmiş olsun dileklerini iletti. Emniyet amirine cemaat tuzağı Türk Polis Teşkilatı’nda 15 yıl görev yaptıktan sonra Gülen cemaatine mensup Emniyet müdürlerinin kumpasıyla önce uyuşturucu kullanmak ve ardından da fuhuş yaptığı iddiasıyla meslekten atılan eski Emniyet Amiri Derkin Dörtyol, açıklamalarda bulundu. Yaşadıklarında Alevi olmasının çok büyük etkisi olduğunu belirten Dörtyol, “Fethullahçı olmadığım, düşüncelerim onlara aykırı olduğu ve onların evlerine gitmediğim için uğraşmaya başladılar. Beni uyuşturucu kullanmakla suçladılar. Davayı kazanınca tekrar göreve iade edildim. 2013 yılında ise komplo ile meslekten ve devlet memurluğundan atıldım” dedi. ‘Darbeyi ihbar eden Binbaşı ihraç edildi’ Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi dünkü köşesinde,15 Temmuz kanlı darbe girişimini ihbar eden Binbaşı H.A’nın Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) ihraç edildiğini yazdı. Selvi, darbeyi ihbar eden o binbaşının darbe süreci hakkında önceden bilgisi olduğu, darbecilerin hazırladığı isim listesinde yer aldığını söyledi. Bu sebepten dolayı can güvenliği için gerekli tedbirlerin alındığı belirtilen binbaşının, Olağanüstü Hal Kararnamesi’nin verdiği yetkiyle TSK’den ihraç edildiğini duyurdu. Örnek: İmamın darbesi Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek darbe günü askerlerin köprüyü kestikleri yönünde haber geldiğini söylerek, “Kim olduklarını sormayın, ama elime 12 isim geçti. O isimlerin ne mal olduğunu biliyordum. Hemen bu askeri darbe değil, imamın darbesi olduğunu söyledim” dedi. Kendi dönemlerinde bu yapının bu kadar yaygın ve etkin görevlerde olmadığını belirten Örnek, 2004’teki MGK’de Cemaate yönelik alınan kararlar uygulansaydı bugün bu noktaya gelinmeyeceğini söyledi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle