25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 30 Ağustos 2016 10 İç ve dış dinamikler ‘kaos’ta birleşti 2002’den beri “iç dinamiklerle küresel dinamikler” Türkiye’yi kaosa götürdü. Dış dinamikler “ABD, AB ve İsrail’in” bölgedeki yeni hesaplarıydı; Türkiye, Irak, Suriye ve Libya’nın bölünmesini, küçültülmelerini ve bu arada büyük Kürdistan’ın çıkartılmasını istiyorlardı. İçerdeki kargaşa dinci (İslamcı) örgütlenmeler aracılığıyla yapılacaktı. Soğuk savaşta askerler ve büyük sermaye bu işe yardımcı oluyordu. Tek boyutlu yeni küresel düzende dinci örgütler ülkenin parçalanması açısından daha yararlıydılar. Türkiye’de AKP’nin 2002’de iktidara gelişi (getirilişi) iç dinamikler açısından işlerini kolaylaştırdı. Kucakta büyütülen FETÖ, işte şimdi işe yarayacaktı. Hem de yalnız Türkiye’de değil, dünyadaki birçok ülkede. Dr. Yalçın Akdoğan 2005’te, “Batı ile taleplerimiz 200 yıldır ilk defa örtüştü” derken, bu iç ve küresel dinamiklerin hangi konularda örtüştüğünü “Bıçak Sırtı” köşemde sordum, ancak cevap gelmemişti. Yanıt, uygulamalarla veriliyordu; iktidar her alanda İslami örgütlenmeleri öne çıkaran bir politika izledi. Hatta başlangıçta BOP’u bile benimsedi, kumpaslara destek verdi. 2003’te Irak işgal edilir ve Irak Kürdistan’ı kurulurken her türlü yardımı yaptık. Suriye’de Ankara ve Esad’ın arası, bizim mezhepçi dış politika tercihimiz yüzünden açıldı. İki ülkenin de yararına işleyen ilişkiler savaş haline döndü; Suriye iç savaşı IŞİD ve PKK ile Türkiye’ye taşındı. AKP’nin içerde ve dışarıda İslam ve Sünni öncelikli politikaları “Türkiye’de ve bölgede kaos yaratmak isteyen güçlerin” işine geldi; önce Gülen cemaati güçlendirildi ve kaos yaratmaya hazır hale getirildi. FETÖ’yü maşa olarak kullanan devletler düğmeye basarak Ergenekon ve Balyoz kumpasları ile Kürdistan’ın yolunu açtılar. Örtüşen neydi? Dışarıdakilerin “İslami örgütlenmeleri bir maşa gibi kullanmaları, bizim de siyaseti, ekonomiyi ve TSK’yi bu örgütlerin kucağına atmamız”, Ergenekon ve Balyoz kumpasları ile örtüşünce, “iç ve dış dinamikler 200 yıldır ilk defa bu kadar örtüşür hale geldiler.” Sonunda iş, İslamcı FETÖ’nün 15 Temmuz 2016 girişimine kadar gelebildi. İç dinamikleri siyaset, ekonomi ve güvenlikte dinci önceliklere oturtan AKP’nin aklı başına geldi; FETÖ ve benzeri dinciler kullanılarak Cumhuriyet’e, devlete, Türkiye’nin bütünlüğüne ve tabii AKP üst yönetimine karşı emperyalist bir girişimi gördüler, saldırıya uğradılar: “Cemaat” kendilerine saldırıyordu. Eskiden besleyip işbirliği yaptıkları Gülen’lerin yalnız Cumhuriyet’i, Atatürk’ü ve Türkiye’nin bütünlüğünü değil kendilerini de hedef alabileceğini sonunda gördüler. Ancak, dinci örgütlenmelerin siyasetten, iktisattan ve TSK’den uzaklaştırılmadıkça, aynı olayların katlanarak gelebileceğini görebildiler mi? Dini ve dinci örgütlenmeleri, “kendi varlık nedenlerine bağlamaktan kurtulamazlarsa”, 15 Temmuz’dan hiçbir şey öğrenilmemiş demektir. Kendi varlıkları da Cumhuriyet’in, Atatürkçülüğün ve laikliğin yaşaması ile mümkündür. Bu yadsınamaz gerçeği görebilmeleri, sadece kendi sorunları değildir; CHP, MHP ve hatta HDP’nin de sorunudur. HDP, AKP’nin İslamcılık ve Gülen konusunda düştüğü tuzağa düşmemelidir. Kürdistan dayatmasından vazgeçmezlerse, “emperyalistlerle işbirliği tuzağına düşmüş olurlar”: Aynen AKP’nin İslamcılık ve Gülen konusunda düştüğü gibi. Türkiye’de toplumsal demokratik örgütlenmelerin yerine yerleştirilen dini ve etnik örgütlenmeler emperyalizmin kuklalarıdırlar. FETÖ ve PKK örneklerinde olduğu gibi. 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı bugün kutlarken Atatürk’ün devrimlerini içimizde solumak istiyoruz. Akşam, Dibeklihan’daki kutlamada buluşmak üzere. 30 AĞUSTOS 2016 SAYI: 33200 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Yayın Koordinatörü Murat Sabuncu Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Reklam ve Pazarlama Direktörü Ayşe Cemal Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Bülent Gürel l Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 04.50 04.38 05.03 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 06.22 13.12 16.51 06.08 12.56 16.35 06.32 13.19 16.57 Akşam 19.49 19.32 19.55 Yatsı 21.14 20.55 21.15 yorum Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) , Türkiye’de Karkamış sınırını aşarak Suriye’de Cerablus’u ele geçirmesi olgusu, yörenin tarihsel geçmişi bilinirse daha iyi algılanabilir! Bu olguyu, tam sınırdaki antik Karkamış kenti çok iyi anlatır. Bu antik kentin 55 hektarı Türkiye’de, 35 hektarı Suriye’dedir. Türkiye Cumhuriyeti kurulunca Suriye ile sınır bu antik kentin üzerinde geçti! Sınır, kenti ikiye bölerken, Türkiye tarafı “yasak bölge” ilan edilerek mayınlandı. Ancak 1999’da Ottova’da kabul edilen “mayınların yasaklanması anlaşması” Türkiye’de 2004’te yürürlüğe girince Karkamış’ta da mayın temizliğine başlandı. Türkiye’de bu antik kente “Karkamış” denildiği için yanındaki ilçenin de adıdır. Suriye’de bu antik kente “Cerablus” denildiği için yanındaki belde de aynı adı taşır. Karkamış Cerablus antik kentinin görkemini öğrenmek isteyenlere Ankara’da Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin orta salonunu gezmelerini öneririz… HHH Karkamış kentini, 1699’da bir İngiliz şirketinin Halep temsilcisi olan Henry Maundrell keşfetti. 1876’da British Müzesi’nden (Br.M) Asurolog George Smith, kentin, “Kitabı Mukaddes’te” sözü edilen “Karkamış” olduğunu saptadı. İlk kazıyı 18781881 yılları arasında İngiltere’nin Halep Konsolosu Patrick Henderson yaptı, bulduklarını Londra’ya yöreye egemen! Bu ne denle TSK, Karkamış’ın ÖzAgecanr öteki yakası Cerablus’a girdi. HHH Karkamış Cerablus, Fırat Nehri’nden dolayı su yönünden çok şanslı olduk ları için tarıma elverişli bir Kavşak yöredir. Geçmişi tunç çağına Karkamış Cerablus… uzanan, en parlak dönemini Geç Hititler döneminde yaşayan Kar gönderdi. 1908’de yeniden başlayan ka kamış, ortaçağdan son zıya, ünlü İngiliz casusu Yarbay Thomas Edvard Lavrence de1914’te katıldı! Lavrence’in Karkamış kazılarına “arkeolog” gibi katılması, Ortadoğu’da Osmanlı’nın yazgısını belirledi. Kendisi bu oluşumu şöyle değerlendirmişti: “Osmanlı İmparatorluğu’nu Ortadoğu’da parçalama başarısını, yöredeki etnik mozaiği birbirine karşı kullanarak elde ettim!” 191618 arasında Osmanlı İmparatorluğu’na karşı yürütülen “Arap ayaklanmasında” İngiltere’nin “irtibat subayı!” görevinden dolayı “Arabistanlı Lavrence” adıyla ünlendi. Arapları, Kürtleri, Hıristiyanları örgütleyerek Osmanlı’ya karşı “gerilla savaşını (terörü)” başlattı. Benzeri “İslami” ya da “etnik” farklılıkların neden olduğu terör, günümüzde de ra tarihten silindi. Karkamış adının, Suriye’de bir tanrı olan Kemoş’tan türeyen “Kemoş’un limanı” anlamına geldiğini, kimilerine göre ise ünlü “Gılgamış Destanı” burada yazıldığı için, kökeninin bu sözcük olduğunu varsayarlar. 2011’de mayınların temizlenmesi ile birlikte kentte tekrar başlayan arkeolojik kazıları, İstanbul ve Gaziantep ile İtalyan Bologna üniversiteleri adına Nicolo Marchetti’nin başkanlığında yapılıyor. İÖ 900 yılından “Katuva Sarayı” ortaya çıkartıldı. Suriye yakasında ise 2006’dan itibaren İngiliz Durham Üniversitesi’nce kazılar yürütülmekteydi. Ancak 2014’te IŞİD’in denetimine girip kaçak kazılar başlayınca, Türkiye tarafına beton duvar çekildi. Türkiye’nin çağrısı üzerine bir Amerikan savaş uçağı kaçak kazıda kullanılan IŞİD dozerini bombaladı. Özgen Acar Lavrence (solda) Karkamış’ta... Şimdi Türkiye’ye, yalnızca terörle müca dele değil, imza koyduğu “savaşta tarihsel mirası korumayı” öngören 1954 tarihli Lahey Sözleşmesi’nin koşullarını Suriye’de yerine getirmek görevi düşüyor! ‘İllegal!’ Türkçe Bayramı Yunus Emre Enstitüsü’nün düzenlediği “Türkçe Yaz Okulu’nda” 46 ülkeden 540 öğrenci, 16 kent üniversitesinde Türkçe eğitimi gördü. “2. Türkçe Bayramı’nın” kapanış konuşmasını Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı yaptı. Avcı konuşmasında “İllegal yapılanma” dedi. Ne zamandan beri “illegal” sözcüğü Türkçe oldu? Bir Yüce İnsan! Şarabı şarap, sanatı sanat yapan yüce insan Mehmet Başman’ı yitirdik. Yücesin… Olaylar ve GOrUSler EDİTÖR: ÖZGÜR MUMCU ve SİNEM USER KARA posta@cumhuriyet.com.tr Nihayet Atatürk’e sahip çıkıldı! 15 Temmuz darbe girişiminin belki de tek olumlu yönü, gerek iktidar yetkilileri gerekse muhalefet liderleri tarafından, çok gecikmiş olsa bile, Atatürk’ün yeniden olumlu yönde anımsanması ve o büyük lidere sahip çıkılması olmuştur. Mustafa Kemal Atatürk (18811938) Doç. Dr. HÜNER TUNCER AKPiktidarının, Atatürk’ün “Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir” sözünü kısaltarak, kendi söylemleri gibi dile getirmesi ve hatta bu söylemi kamu binalarının önlerine astırması tabii ki şaşılası bir davranıştır. İktidarlarının sarsıldığı bu günlerde AKP’nin, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere, çareyi yüce önderimiz Atatürk’e sarılmada bulmalarını takıyye olmadığı ve yürekten benimsendiği sürece olumlu değerlendiriyorum. Hükümet yetkilileri ve muhalefet li T.C. BAKIRKÖY 18. İCRA DAİRESİ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2015/298 TLMT. Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: 1 NO’LU TAŞINMAZIN TAPU KAYDI: İstanbul İli, Bahçelievler İlçesi, Kocasinan Mah, 12063 Parsel Sayılı, 290,50 m2 yüzölçümlü, Yedi Katlı İki işyeri, beş dükkân ve on beş meskenlik apartman nitelikli ana taşınmazda 2/80 Arsa Paylı, Zemin Kat 6 No’lu Bağımsız Bölüm Dükkân Nitelikli Taşınmazın Tamamı Satışa Konudur. ÖZELLİKLERİ: Satışa İlişkin dosyada mevcut 13/01/2016 tarihli Mahkeme bilirkişi raporuna göre “Keşif günü mahallinde (Bahçelievler Mah, Soğanlı Mah. Birlik Sok. No: 1618/6) yapılan inceleme ve soruşturma neticesinde aşağıdaki hususlar tespit edildi. Dava konusu taşınmazın bulunduğu bina; bodrum, zemin ve beş normal kattan ibarettir. Zemin katlar dükkân, normal katlar konut olarak kullanılmaktadır. Keşif günü zemin kattaki dükkânlar kapalı ve boş olduğu görülmüştür 6 ve 7 No’lu dükkânlar birleştirilerek tek dükkân haline getirilmiştir. Dükkân yer döşemesi beton, duvarlar plastik boyalıdır. Dükkân cephesi demir doğrama vitrinidir. Dükkân içinde tuvalet bulunmaktadır. Taşınmazın proje üzerinde yapılan incelemede 6 No’lu bağımsız bölümün net alanı 31,00 m2’dir. Dava konusu taşınmaz Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yapım kriterlerine göre 3. sınıf (B) grubu yapılar sınıfındandır” denilmektedir. İmar Durumu: Bahçelievler Belediye Başkanlığı’nın 28.05.2015 tarih ve 11070 sayılı yazılarında; BahçelievlerKocasinan 12063 parsel sayılı yer 1/1000 ölçekli 21.06.2009 T.T. Bahçelievler Revizyon Uygulama İmar Planında ikiz nizam 6 kat yapılanma koşullarında konut alanında kalmaktadır. KIYMETİ: 120.000,00 TL KDV ORAN: %18 KAYDINDAKİ ŞERHLER: İhtiyati Tedbir: Bakırköy 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/385 Esas sayılı yazısı ile ihtiyati tedbir konulmuş olup, Mahkeme’nin 12/08/2016 tarihli yazısıyla tedbirin cebri satışa engel olmadığı bildirilmiştir. Beyan: Yönetim Planı: 14/02/1978 1. Satış Günü: 17/10/2016 günü 09:00 09:10 arası 2. Satış Günü: 16/11/2016 günü 09:00 09:10 arası SATIŞ YERİ: Bakırköy Adalet Sarayı Satış Mezat Salonu SATIŞ ŞARTLARI: 1 İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50’sini ve satış isteyenin alacağına rüçhanlı alacaklarının toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile İhale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50’sini satış isteyenin alacağına rüçhanlı alacaklarının toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. İhaleye fiziken iştirak edecek veya teklifte bulunacak gerçek veya tüzel kişiler Teminat bedelini ihaleye katılımdan önce T.Vakıflar Bankası T.O.A. nezdindeki TR 51 0001 5001 5800 7300 5897 58 iban numaralı hesaba katılımcı tarafından TC Kimlik veya Vergi numaraları yazılı vaziyette yatırılmış olması ve banka dekontunun aslının İbraz edilmiş olması gerekmektedir. Banka hesabına yatırılan teminat bedellerinin iadesi yine banka hesabı üzerinden yatıran kişinin hesabına yapılacaktır. Ayrıca Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü’nün 12/03/2013 tarihli 10594 sayılı yazısı uyarınca; ihaleye nakit olarak teminatını sunarak da katılabilecektir. Bu gayrimenkul üzerinde hakkı olan alacaklının iştiraki halinde alacağı mezkur nispet raddesinde ise İ.İ.K.nun 124/4. Madde gereğince ayrıca pey akçesi veya teminat aranmaz. Satış peşin para iledir, alıcı isteğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi. KDV, tapu alım harcı ve tapu dairesince alınacak başkaca masraflar ile teslim ve tahliye masrafları alıcıya aittir. Alıcıya yapılacak ihtarda verilen süre içerisin de ihaleden kaynaklanan Damga Vergisi, KDV ve tapu alım harcını yatırmadığı takdirde resen İİK’nun 133, Maddesi uyarınca ihalenin iptaline karar verilecektir. İhaleden kaynaklanan Tellaliye resmi, sadece ihale bedelinin binde 20’si oranında tapu satım harcı ve taşınmazın aynından doğan yergiler satış bedelinden ödenir. 3 Tahliye işlemleri için “taşınmaz alıcıya ihale edilip bedeli alındıktan sonra alıcı namına tescil edilmesi için (134) üncü maddede yazılı müddete riayet edilerek tapuya müzekkere yazılır. Taşınmaz borçlu tarafından veya hacizden evvelki bir tarihte yapıldığı resmi bir belge ile belgelenmiş bir akte dayanmayarak başkaları tarafından işgal edilmekte ise onbeş gün içinde tahliyesi için borçluya veya İşgal edene bir tahliye emri tebliğ edilir. Bu müddet içinde tahliye edilmezse zorla çıkarılıp taşınmaz alıcıya teslim olunur.” Hükmünü içeren İİK 135.Maddesi uygulanır. 4 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 5 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 6 İİK’nun 127. maddesi uyarınca, ilanın birer sureti borçluya ve alacaklıya ve taşınmazın tapu siciline kayıtlı bulunan ilgililerinin tapuda kayıtlı adresleri varsa bu adreslerine tebliğ olunur. Adresin tapuda kayıtlı olmaması halinde, varsa adres kayıt sistemindeki adresleri tebligat adresleri olarak kabul edilir. Bunların dışında ayrıca adres tahkiki yapılmaz, gazetede veya elektronik ortamda yapılan satış ilanı tebligat yerine geçer. 7 İİK’nun 151 ve 142. maddelerine göre sıraya itirazla ilgili ihale alacağa mahsuben ihalenin yapılması halinde veya satış bedelinin İİK’nun 138. Maddesi cümlesinde ipotek alacaklısına ödenmesi durumunda, alakadarların satışı takip ederek İİK’nun 142. Maddesine göre itirazları olanın bu hakkını 7 gün içinde kullandıklarına dair dosyamıza derkenar ibraz etmeleri İİK’nun 83,100,142,151 ve M.K.’nun 789,777. maddelerine göre ayrıca ilan olunur. 8 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 9 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve şartnamenin içeriğini kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2015/298 Timi. sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 17/08/2016 (İİK m. 126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. * ; Bu örnek, bu Yönetmelikten önceki uygulamada kullanılan örnek 64’e karşılık gelmektedir. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 422522) derleri, hâlâ Atatürk’ü “Gazi Mustafa Kemal” olarak adlandırmada diretmeyi sürdürmekte ve onun Türkiye Cumhuriyeti’ni çağdaş bir devlet olma yolunda gerçekleştirdiği devrimleri bir türlü benimseyememekte ve özümseyememektedir. Oysa şu son günlerde Türk ulusunun başına gelenler, Atatürk Devrimini hükümetin bir türlü benimseyememiş olmasından kaynaklanmamakta mıdır? Ülkemiz bugün büyük önderimizin, “Türkiye müritlerin, şeyhlerin ve tarikatların ülkesi olmayacaktır” mealindeki sözlerinin uygulanmaması ve cemaatler ile tarikatlara yolu açan hükümetlerin bu doğrultudaki politikaları sonucunda bugünlere gelmiştir. ‘O’nu benimseyemediler! 1950’li yıllardan bu yana ülkemizde iktidara geçmiş olan hükümetler, ne yazık ki, Atatürk’ü yeterince benimseyememişler, o büyük insanın düşüncelerini ve ilkelerini algılayamamada diretmişler ve bu büyük lideri ulusumuza yanlış biçimde tanıtma yolunda çaba harcamışlardır! Bu nedenledir ki, özellikle gençlerimiz, bugün Atatürk’ümüzü gerektiği gibi gerçek nitelikleriyle tanıyamamakta; onu gerçek kimliğiyle tanıyamadığı için de, ‘O’na yeterince sahip çıkamamaktadır. Akıl ve bilimi önermiştir Atatürk; düşüncesi, öğretisi ve uygulamasıyla kendini dogmalara bağlayan, gelecek kuşakların o dogmalar içinde ideolojik bir eğitimle yetiştirilmesini isteyen bir önder değildir; yol gösterici olarak dogmaları değil, “akıl”ı ve “bilim”i önermiştir. Atatürk cumhuriyetçidir, ulusçudur, halkçıdır, devletçidir, laiktir ve devrimcidir. Atatürk gibi düşünmek dogmacılık değildir. Atatürk gibi düşünmek; devletimizle, ulusumuzla, toplumumuzla ve toplumumuzun bütün bireyleriyle bağımsız, çağdaş ve ulusaldevrimci olmaktır. Ulusumuzu çağdaş uluslar düzeyine yükseltmek, ülkemizi çağdaş devletler topluluğunun bir üyesi yapmak istiyorsak, hiç kuşkusuz, Atatürk gibi düşünmek zorundayız. Gönülden isterdim ki, ülkemizi yönetenler, Atatürk’ü kendilerine bir rakip olarak görmek yerine; onun yaşamını ve düşüncelerini iyice irdeleyip, onun ilkelerini savunabilselerdi! O zaman eminim, Türkiye, çağdaş uygarlığı yakalayabilir ve hatta Atatürk’ün özlemini duyduğu gibi, çağdaş uygarlığın ötesine bile geçebilirdi. Tek şart Türkiye’de iktidara gelen hükümetler, iç ve dış politikamızı yabancı devletlerin yönergeleri doğrultusunda uygulamak yerine, Atatürk’ün bizlere göstermiş olduğu yoldan ilerlemeyi benimserlerse eğer, o zaman devletimiz, aynen Atatürk döneminde olduğu gibi, uluslararası toplulukta layık olduğu itibarlı konumuna yeniden sahip olabilecektir. Ülkemizi bugün yönetenlere ve ileride yöneteceklere, Atatürk’ten korkmamalarını, onu kendilerine rakip olarak görmemelerini ve onun ilkelerini yok etme yolunda çaba harcamamalarını salık veririm, çünkü Atatürkçülük, Türk insanının kalbine ve zihnine bir daha silinmemek üzere kazılmıştır! Atatürkçü düşünceyi bizlerin kalplerinden söküp atmaya hiçbir hükümetin gücü yetmeyecektir. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle