15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 1 Ağustos 2016 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ CHP MECLİS’E SUNDU Cemaat mağduru öğrenciler için teklif CHP’li İstanbul Milletvekili Eren Erdem ve Mersin Milletvekili Fikri Sağlar, Fethullah Gülen Cemaati tarafından mağdur edilen askeri lise öğrencilerinin mağduriyetinin giderilmesi amacıyla bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi verdi. Teklifte “Askeri okullardan atılan öğrencilerine mobbing uygulayan subayların FETÖ/PDY mensubu subaylar olduğu aşikârdır. Atılan öğrencilerin ortak özelliği FETÖ üyesi olmamalarıydı” denildi. Teklifin gerekçesinde, “FETÖ mağduru olarak askeri Okullardan atılan personelin sicil dosyalarındaki olağanüstü dönemlerde sicillerinin ani olarak düşürülmesi, disiplin ve ders notlarının birdenbire düşürülmesi, işlem öncesi ilişik kesmeye altyapı oluşturma amacıyla peş peşe disiplin cezalarının verilmesi, fişlenmeleri, kanaat hanelerinde siyasi mülahazalarla kanaatlere yer verilmesi, şüpheli ve sakıncalı takibine alınmış olmaları, sınıf, rütbe ve kıdemine uygun olmayan, örneğin öğretmenlerin ve akademik kariyeri olan doktorların kıtalara atanması ve benzeri birçok muamelelere maruz kalmaları sonucu farklı sebepler gösterilerek ve şahitler sunularak yüksek disiplin kurullarınca atıldıkları, istifa ettikleri ve askeri öğrencilikten ayrılmak zorunda bırakıldıkları görülecektir” ifadelerine yer verildi. Dekanlar özerklik için istifa etmiş ‘Clinton ile diplomatik randevu’ MHP İstanbul Milletvekili Ekmeleddin İhsanoğlu, cemaatin Hillary Clinton ve ABD Başkanı Barack Obama ile görüşmesi için aracı olduğu ve Cumhurbakanlığı adaylığıyla ilgili iddialar üzerine açıklama yaptı. “Son günlerde yapılan mesnetsiz iddialar ve temelsiz suçlamaların hedefinde adımı karıştırmak isteyenlerin bu manasız gayretlerinin dedikodularının ötesinde bir delili bulunmamaktadır” diyen İhsanoğlu, 2009 yılında Hillary Clinton’dan üçüncü bir şahıs üzerinden randevu talebinde bulunduğu iddiasına şu yanıtı verdi: “Bahse konu dönemde dünyanın 2. büyük teşkilatı olan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği görevinde bulunduğum için Başkan Obama da dahil olmak üzere birçok ülke liderleri ile temaslarımız olmuştur. Bu temaslar hep diplomatik kanallarla sağlanmıştır. Bu münasebetlerin iddia edildiği gibi gizli veya gizemli bir tarafı yoktur.” l ANKARA/Cumhuriyet YÖK’TEN 15 TEMMUZ ATAĞI YÖK, yaşanan istifa ve soruşturmaları dünyaya anlatmak için heyetler kuracak YÖK, darbe girişiminin ardından atılan adımlara yurtdışından gelen tepkiler üzerine harekete geçti. Rek şun yetkilileriyle özel görüşmeler yapması planlanıyor. Rektörlerden heyetler çoğu üniversite dekanlarını görevlerine iade edecektir” diyerek açıklaması da dikkat çekti. YÖK’ün İngilizce metninde, törlerden oluşan heyetler, ulusla Bu kapsamda YÖK, ilk olarak 15 Temmuz darbe girişiminin rarası alanda 15 Temmuz’da ya dekanın istifaları ve akademis Cumhurbaşkanı Tayyip Erdo şananları anlatacak. yenlere yönelik soruşturmalar ile ğan tarafından bizzat engellen YÖK,15 Temmuz’un ardından cemaate karşı önlemleri içeren diği belirtilerek “Adil olmayan cemaatçi kadroların akademiden bir mektubu, Avrupa Üniversi eleştiriler nedeniyle, bu yan uzaklaştırılması kapsamında, bin teler Birliği (EUA), Avrupa Birli lış anlamaları gidermek için 577 dekanın istifasını istenme ği (AB), Bologna Süreci Grubu’na, bu açıklamayı yapmak istedik. si ve üniversitelerde açılan soruş TürkAmerikan Bilim İnsanla Türkiye’deki bu başarısız dar turmalara gelen tepkiler üzerine rı ve Akademisyenleri Birliğine be girişimi göstermiştir ki, bu yeni bir adımla karşılık vermeye (TASSA) gönderdi. illegal silahlı yapılanma yükse hazırlanıyor. YÖK’ün bu mektupta bin 577 köğretim kurumlarına sızmış YÖK, rektörlerden oluşan ekip dekanın istifasını “Dekanların ve bu illegal organizasyon ülke ler kurarak darbe girişimini ve istifası, bu gizli ve illegal örgüt genelindeki okul ve üniversite akademiye yönelik açtığı soruş lerle bağların kopartılarak, üni ler ile güçlü bağlar kurmuştur” turmaları yurtdışındaki üniver versitelerin özerkliğinin yeniden ifadelerine yer verildi. Mektup, sitelerde anlatacak. Ayrıca YÖK sağlanması için atılması gereken Türkiye’de de Üniversitelerara Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç’ın adımların uygulanmasına zemin sı Kurul üyelerine, rektörlere, da eylül ayı içerisinde Brüksel’e hazırlanması ve bu uygulamala TÜBİTAK’a ve TÜBA’ya da ile giderek, Avrupa Üniversiteler rın kolaylaştırılması bağlamında tildi ve resmi siteden İngilizce Birliği Başkanı’nın da aralarında ele alınmalıdır. Büyük olasılık olarak paylaşıldı. bulunduğu ilgili birçok kurulu la süreç tamamlandıktan sonra l ANKARA /Cumhuriyet ‘Vurun’ talimatını yazılı istedi Darbe girişimi ardından tutuklanan, Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ihraç edilen 7. Kolordu Komutanı Korgeneral İbrahim Yılmaz, savaş uçaklarının Ankara’da vurulması için telefonda, “Vurun” emri veren Başbakan Binali Yıldırım’dan yazılı emir isteyen kişinin tutuklu Hava Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Hasan Hüseyin Demirarslan olduğunu söyledi. Darbe girişimi soruşturması kapsamında TSK’den ihraç edilen ve tutuklanan Diyarbakır 7. Kolordu Komutanı Korgeneral İbrahim Yılmaz’ın ifadesinde, Ankara’yı havadan bombalayan uçakların vurulması için Başbakan Binali Yıldırım, Eskişehir’deki Birleştirilmiş Hava Harekât Merkezi ve kendisi arasında geçen konuşmaları anlattı. Pilotların gözaltına alınması üzerine tartışmalar yaşandığını ve Ankara’nın emniyetini sağlamak için bu pilotlara ihtiyaç olması nedeniyle karar verilmesinin güç olduğunu anlatan Korgeneral Yılmaz, “Sonuçta gözaltı işleminin uygulanmasına karar verildi ve biz gözaltı kararı için hazırlıklara başladık. Fakat, bu arada saat 05.40 civarında Birleştirilmiş Hava Harekât Merkezi’ne Hava Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Hasan Hüseyin Demirarslan gelmiş. Tabii o diğerlerinden kıdemli olduğu için emir komutayı o almış” diye konuştu. l DİYARBAKIR/DHA İçişleri’ne 2. operasyon 44 kişi için gözaltı kararı 15Temmuz darbe girişiminin ardından yaklaşık 9 bin kişinin görevden uzaklaştırıldığı İçişleri Bakanlığı’na dün Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın emriyle yeni bir operasyon düzenlendi. Aralarında merkez valileri, vali yardımcıları ve mülkiye müfettişlerinin de bulunduğu 44 kişi hakkında gözaltı kararının ardından, şüphelilerin evlerinde arama ve el koyma işlemleri de başlatıldığı da öğrenildi. 15 Temmuz’un ardından İçişleri Bakanlığı’na bağlı 8 bin 777 personel görevden uzaklaştırılmıştı. Bakanlık, “Görevden uzak laştırılanlar arasında 1’i il valisi, 29’u merkez valisi olmak üzere 30 vali, 52 mülkiye müfettişi, 16 hukuk müşaviri, 1 genel müdür yardımcısı, 2 daire başkanı, 3 şube müdürü, 2 hukuk işleri müdürü, 92 vali yardımcısı, 47 kaymakam ve 1 kaymakam adayı olmak üzere 246 mülki idare amiri” olduğunu açıklamıştı. Adli Tıp’ta gözaltılar Fethullah Gülen Cemaati’ne yönelik soruşturma kapsamında haklarında gözaltı kararı verilen 29 kurum çalışanından 18’i İstanbul’da, 9’u diğer iller de yakalandı. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında “FETÖ/PDY terör örgütüne üye olmak” suçunun şüphelisi oldukları tespit edilen İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda görev yapmış 29 şüpheli hakkında yakalama, gözaltına alma ve arama kararı verildi. 2 şüphelinin ise daha önceki operasyonlarda gözaltına alındığı belirlendi. Şüpheliler ev ve işyerlerinde yapılan aramalarda çok sayıda dijital veriye, kitap, doküman ve belgelere incelenmek üzere el konuldu. l İSTANBUL/DHA Bozdağ: Gizli hücreler olduğuna inanıyorum Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, darbe girişimi sonrası Gülen Cemaati’ne yönelik operasyonlarla ilgili “Ben bütün bunlara rağmen bu yapının halen gizli hücrelerinin olduğuna inanıyorum. Çünkü çok gizlenmiş bir yapı. Kritik yerlerde bundan sonra bunların bulunacağıBozdağ na ihtimal vermiyorum. Bakın Fuat Avni ne oldu? Kesildi. Devlet artık bunları temizleme kararı aldı. Bu temizlik devam edecektir” diye konuştu. Bozdağ, Gülen’in iadesiyle ilgili “ABD eğer bu saatten sonra iade etmezse bunu demokrasiye inanmış Amerikan halkına da anlatamaz” dedi. l DHA Gölbaşı’nda yaralanan polis şehit oldu Darbe girişimi sırasında savaş uçakları ile bombalanan Özel Harekât Daire Başkanlığı binasında ağır yaralanan Başkomiser Bülent Yurtseven, tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. Cemaatçi cuntanın darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz gecesinde, savaş uçakları ile bombalanan Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Harekât Daire Başkanlığı binasında ağır yaralanan 48 yaşındaki Başkomiser Bülent Yurtseven, tedavi gördüğü Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi yanık ünitesinde dün öğle saatlerinde yaşamını yitirdi. Yurtseven, 15 Temmuz gecesi vücuduna isabet eden şarapnel parçaları ve yanıklar sebebiyle ağır yaralanmıştı. haber 5 Vefa İstanbul’da bir semtmiş! İlkesel olarak, insanların fikirlerinden dolayı cezalandırılmasına tabii ki karşıyız, lamı cimi yok! Dün, benzer şeyler başkalarının başına gelince, “Gazetecilikten yargılanmıyorlar, hukuki süreci bekleyelim” diyenler için dahi geçerli olmak üzere bu ilkeden uzaklaştığımız sürece her türden cadı avlarının parçaları oluruz. Tüm bunlar iki kere iki dört! Ama son gazeteci tutuklamalarına dair daha fazlası var. Olayın ilkesel yanına dair söylediklerimiz, tüm gazeteciler için geçerli ama içerinde bazıları daha fazlasını söylemeyi gerektiriyor. Başta Ali Bulaç, Nazlı Ilıcak, Ahmet Turan Alkan! Ali Bulaç, bir zamanlar İslamcıların en sevgili abisi, hocası, rehberi idi. Kemalizm eleştirilerini, seksen sonrası İslamcılığı ondan öğrenenler, yönettiği dergilerde yayımladıkları yazılarla bu çevrede unvan alanlar, sonradan bakan, müşavir, danışman, kısacası “büyük adam” oldu. O, bu işlerden uzak durdu, “Kendine yer bulamadı da ondan dışarda kaldı” diyenler oldu, ama nasıl oldu da bu iktidarda hevesli olan hemen herkes, hatta Erdoğan’a hakaretler savuranlar kendine yer buldu da o bulamadı, izahı zor. Cemaat gazetesinde yazmaya başladığında Cemaat ile iktidar arasında sorun yoktu, tam tersine can ciğer kuzu sarması idiler. Dahası, Bulaç, cemaat gazetesinde yazdığı dönemde, İran ve Suriye konularında gazetesi ile ters düşmekten kaçınmadı, barışçıl çözüm doğrultusunda yazılar yazdı. Gülen ile ne kadar yakınlık kurdu, neden onun görüşlerine yakınlaştı bilemem, ama darbe işlerine aklı yatacak, içinde bulunacak insan olmadığını hepimiz biliyoruz. Ters kelepçe takılması, tutuklanması, ayıptır, günahtır, zulumdür. Nazlı Ilıcak, 28 Şubat döneminin kahramanlarından biridir, bu uğurda sosyal çevresinden dışlandı. Fazilet Partisi’nde milletvekili iken, Meclis’e ilk başörtülü milletvekilinin girmesi esnasında ona cesaretle eşlik eden isimdir. Şimdilerde bu olayı dahi “cemaatin bir provokasyonu” olarak yorumlayanlara yazıklar olsun! O adım demokrasi açısından bir kilometre taşıdır, nitekim o taş üzerinden atlayıp milletvekili olundu. Zamanında, KADER’in, Meclis’e daha fazla kadın milletvekili girmesi için başlattığı kampanyaya ilişkin olarak, “daha fazla kadın milletvekili isteyenler, bunu sadece bazı kadınlar için istiyor, öyle değilse başörtülü kadınların milletvekilliğini de savunmalılar” diyerek itiraz etmiştim. Bu fikri destekleyen kadınların, başörtüsü ile resim çektirip dikkat çekmesi için kampanya düzenlemek fikrini ileri sürdüm, Yeni Şafak gazetesi önerimi olumlu karşıladı, ama başı açık kadınlar olarak, hatırladığım kadarıyla bu kampanyaya destek veren sadece beş kişi bulunabildi, bunlardan biri Nazlı Ilıcak’tı. O zamanlar iyi tanışmaz, hatta pek anlaşamaz idik, ama cesaretli duruşu bende saygı uyandırmıştı. Fikir ayrılıklarımız Soğuk Savaş dönemine kadar gider. NTV’de yaptığımız siyaset programında hep ters fikirde idik, iktidarı inatla savunurdu. Yine de bu esnada dost olduk ve dostluğumuz her şeye rağmen devam etti. Fikirlerinde inatçı olduğu doğru, Gülen grubu içinde bu böyle idi, ama bir darbe teşekkülünün içinde yer alacak insan olmadığını hepimiz biliyoruz. Şimdi, zamanında yazarı olduğu gazetede tutukluluk fotoğrafları teşhir havasında veriliyor. Kim ne derse desin, utanç verici işler bunlar. Ahmet Turan Alkan, benim için her zaman fazla sağcı, fazla milliyetçi idi, onunla da, benzer düşüncelerde olanlarla da zamanında çok tartıştık, dövüştük. Ama hep beyefendi ve çıkar peşinde koşmaktan uzak bir yazar olarak kaldı, muhafazakâr çevrede hep saygı duyulan bir fikir adamı olarak görüldü. Bir dönem iktidarın yanındaydı, sonra Gülen grubuna yakın durdu, onların gazetelerinde yazdı, ama kimseyi kazığa oturtmaktan söz etmedi, zaten öyle biri değildi, eleştirilerinin seviyesi karanlık sulara düşmedi. Hepimiz, darbecilik yapacak, darbe heveslisi olacak biri olmadığını biliyoruz. Katiyyen, “iktidar bari zamanında kendine yakın duran isimleri sakınsın, öbürleri ile uğraşsın, ne olursa olsun dostluklar da düşmanlıklar da baki kalsın” demiyorum. Dahası, siyasette yolların ayrılması doğaldır, fikir ayrılığı olduğu noktada dostluklar bozulabilir, ama bir zamanlar birlikte hak mücadelesi yapılan insanlara bu denli aşırı ithamlar yapılması, siyasetin, fikir ayrılığının ötesinde, bir insanlık zaafı. Bana kalırsa, bu ülkede fikir ayrılıklarının düşmanlık, kin, intikam boyutlarına varması zaten büyük felaket, bu yetmiyormuş gibi haklı mücadelelere destek vermiş insanların aniden düşmanlaştırılması toplumsal yozlaşma işareti. Böyle koşullar, iktidar meftunu oportünistler ile fanatik intikamcıların ön aldığı/alacağı ortamlardır. Öfke içinde çıkılan yolda, yanınızda bulacaklarınız bu tehlikeli yoldaşlar olur, yol da nereye varır bilinmez. Cihaner’in savcısı adliyede Erzincan’da 2010 yılında Cumhuriyet Başsavcısı olan CHP milletvekili İlhan Cihaner’i makamında gözaltına alan savcılardan Mehmet Yazıcı, Eskişehir’de gözaltına alındı. Hakkında yakalama kararı bulunduğu için polis tarafından gözaltına alınan İstanbul Küçükçekmece Cumhuriyet Savcısı Yazıcı, Emniyet Müdürlüğü’nde yapılan işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Dicle Üniversitesi’nde darbe girişimi soruşturma kapsamında 25 Temmuz’da gözaltına alınan 16 kişi önceki gece mahkemeye çıkarıldı. Mah kemedeki işlemlerin ardından aralarında Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sabri Eyigün, eski Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Aytekin Sır ve Genel Sekreter Mustafa Tuna’nın bulunduğu 6 kişi tutuklandı, 10 kişi ise adli kontrol kararı ile serbest bırakıldı. Darbe girişimi soruşturmaları kapsamında Elazığ’da 25 polis gözaltına alındı. Sakarya’nın Eğriçay Mahallesi’nde yapılan operasyonlar kapsamında; M.Ü., M.Ö., T.G., C.K. ve R.K.’nin evlerinde arama yapıldı. Arama sonunda 3 bilgisayar ile kitap ve dokümanlara el koyuldu. l Yurt Haberler Aydın’da 28 polis tutuklandı Darbe girişimi ardından Aydın’da Fethullah Gülen Cemaati’ne yönelik soruşturma kapsamında gözaltına 57 polisten 28’i tutuklandı. Diğer 29 polis ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Manisa’da, darbe girişiminin ardından Fethullah Gülen Cemaati’ne yönelik başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan Vali Yardımcısı Yakup Tat, polisteki işlemlerinin ardından sevk edildi ği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Tat, Manisa T Tipi Cezaevi’ne gönderildi. Manisa’da aynı soruşturma kapsamında daha önce de Manisa Vali Yardımcıları Şerafettin Tuğ ve Muhammet Kırılmaz ile Kırkağaç Kaymakamı Mehmet Yeşilbaş tutuklanmıştı. Mersin’de de, Fethullah Gülen Cemaati’ne yönelik soruşturma kapsamında 159 kişi tutuklandı. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle