19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 4 Temmuz 2016 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN haber 3 Uluslararası dayanışma büyüyecek Son 2 haftadır Avrupa turundayım. 5 ülkede 7 kente gittim. Tutukluluğumuz ve davamız süresinde gazetemizle dayanışma gösteren, ilgilenen, destekleyen gazetecilere, meslek kuruluşlarına, yetkililere teşekkür edip Türkiye’de medyanın, tutuklu meslektaşlarımızın, hukukun, demokrasinin son durumunu anlattım. Sırasıyla Brüksel, Berlin, Essen, Strasburg, Paris, Londra ve Ischia’da (İtalya) gazetecilerle buluştum, yetkililerle konuştum. Türkiye’yi Erdoğan’dan ibaret görenlere, “Bir başka Türkiye var: Demokratik değerlere, hukukun üstünlüğüne, kadınerkek eşitliğine inanan, laik, çağdaş, özgürlükçü bir Türkiye” mesajı vermeye çalıştım. Basın özgürlüğü ve demokrasi için verilen mücadelede uluslararası dayanışmanın önemini vurguladım. Cumhuriyet’e takdir Her başkentin ortak sorusu, Erdoğan’ın gidişatı ve mülteci kriziydi. Avrupa, son mülteci anlaşmasıyla kendi değerlerini pazarlık masasına yatırmıştı. “Erdoğan sınırları açar, mültecileri bize gönderir” korkusuyla despotizme, hukuksuzluğa, baskıya gözünü kapamıştı. Türkiye, milyonlarca mülteciyi ağırlayarak övgüye değer bir insanlık sergilerken yaşlı kıta korku içinde ırkçı bir yola sapmış, tarihsel bir utanca imza atmıştı. Hemen hepsi bunun farkındaydı. Üstelik “kapalı kapılar ardında”, Avrupa’nın Brexit’le sarsıldığı bugünlerde vize serbestisinin bir hayal olduğunu, anlaşmanın buzluğa konduğunu söylüyorlardı. Ankara, demokrasiyi ayaklar altına almada bu kadar pervasızsa, bunda Avrupa’nın duyar sızlığının, hatta örtülü desteğinin rolü büyüktü. Avrupa Parlamentosu Genel Sekreteri’nden Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne, Alman Dışişleri Bakanı’ndan İtalyan Eğitim Bakanı’na kadar yaptığım bütün görüşmelerde bunları dile getirdim; muhataplarımdaki mahcubiyeti hissettim. Bu kayıtsız tavra rağmen Cumhuriyet’in verdiği cesur mücadelenin nasıl takdir edildiğini gözledim. İnsanlık ailesiyle bir arada Fakat şunu da eklemek gerek: Nasıl Türkiye Erdoğan’dan ibaret değilse, Avrupa da Merkel’den, Hollande’dan, Cameron’dan ibaret değil. Avrupa’nın mültecilere kucak açması, demokratların yanında saf tutması gerektiğine inanan, bu inançla bizlerle dayanışma gösteren bir özgürlükçü Avrupa var. “Yerli ve milli” olmamızda ısrar ederek bizi ulusal sınırlar içinde hapsetmeye ve baskıyla susturmaya çalışan iktidara inat, biz bu insanlık ailesiyle dayanışmayı sürdüreceğiz. Yakında göreceksiniz: Burada bir gazeteci mi tutuklandı; Avrupa’dan onlarca gazeteci yardımına koşacak. Bir gazete mi susturuldu; onlarcası onun başlıklarıyla çıkacak. Bir yazar mı hapsedildi; onlarcası makalesini yayımlayacak. Bir haber mi sansürlendi; yenileri, sansürlenen haberi açığa çıkarmak için seferber olacak. Basın özgürlüğü mücadelesi sadece Türkiye için değil, Avrupa için de vicdan sınavı olacak. Yeter ki biz baskıya karşı cesur ve kararlı bir şekilde bir arada duralım; okyanusları aşmaya çalışırken, derelerde boğulmayalım. PBAENLGAEMLAERİ Tehdit sökmez, belgeyle gelin! “Y erli ve milli” demişken Panama belgelerinden söz et memek olmaz. Bize içerde zorla yerel göm lek giydirmeye çalışanlar, giy meyenleri ajanlıkla suçlayan lar, meğer ellerinden tuttuk ları işadam larını “yersiz” ve “gayri milli” adalara yönlen diriyormuş. Onlar da, âşık oldukları lider lerinin ülkesine vergi vermemek için “kıyı bankacılığı” hizmetle Pelin Ünker rinden yararla nıyormuş. Ellere talkın verirken salkım yutuyor, kirli paraları uzak kı yılarda yıkıyorlarmış. ABD’de yakalandığı an da hapsedilecek tipler, onlara danışmanlık yapıyormuş. Türkiye’de iktidarın en yakı nındaki işadamlarına ilişkin bu belgeleri, hiçbir sermaye gru bunun baskısı altında kalma dan, habercilik dışında kay gı duymadan, tehditlere kulak asmadan yayımlayabilecek, bağımsız ve cesur kaç gaze te kaldı? Cumhuriyet, onların başın da geliyor ve bu gazetede ça lışan bizler, bununla gurur duyuyoruz. Foyası meydana çıkan işadamlarının ölüm tehditlerine, diğer gazetelerin acıklı sessizliğine, hukuksuz tekziplere, adaletsiz mahkemelere, yağdırılan davalara rağmen hal kın bilme hakkını savunmaya devam ediyoruz. Tehdit edenlere, “Küfrünüz Ali Çelikkan burada geçmez, bir diyeceğiniz varsa belgenizi getirin” diyoruz. Yukarıda sözünü ettiğim global dayanışma burada da kendini gösteriyor: Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu, belgeleri dünya basınıyla paylaşıyor ve Türkiye’den sadece Cumhuriyet bu belgelere erişim hakkına kavuşuyor. Haftalardır belgeler üzerinde çalışan ve Panama’daki karmaşık ilişkiler ağını deşifre eden ekonomi servisinden arkadaşımız Pelin Ünker’i de kutluyoruz. Hepinize iyi haftalar. Bayramınız şimdiden kutlu olsun. 3 kentte 3 kaza: 9 ölü, 12 yaralı Sinop Boyabat’ta bir TIR ile otomobilin çarpıştığı kazada; ay nı araçtaki 5 kişi (Serkan Elvin, Mehmet Uğur Özdemir, Sayime Özdemir, Kevser Elvin, Salih Can El Havalimanı saldırısından kurtuldu, kazada öldü vin) öldü, 3 kişi de yaralandı. Antalya Manavgat’ta ise ciple otomo Isparta’ya düğünü için gelen polis Mustafa Özbil (25), memleketi bilin çarpışması sonucu iki kişi öldü, 5 kişi de yaralandı. Aydın’da da hatalı sollamada yüzünden 2 kişi öldü, 4 kişi yaralandı. l DHA ne varmak üzereyken kontrolden çıkıp uçuruma yuvarlanan aracında can verdi. Atatürk Havalimanı’nda görev yapan Özbil saldırıdan bir gün önce memleketine gitmek için izin almıştı. 320/1 8 0 340/2 4 0 260/1 8 0 330/2 3 0 330/2 2 0 260/1 4 0 270/1 2 0 300/1 8 0 390/2 3 0 360/2 3 0 290/2 0 0 340/2 5 0 230/1 1 0 340/2 5 0 210/9 0 280/1 6 0 240/1 3 0 350/1 8 0 210/1 1 0 290/1 9 0 270/1 9 0 310/2 1 0 TARİHTE BUGÜN 1546: Ünlü Osmanlı denizcisi Barbaros Hayreddin Paşa yaşamını yitirdi. 1776: Amerika’nın bağımsızlığını ilan ettiği gün. 2012: Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’ndeki (CERN) tarihi deneyde Higgs parçacığının keşfedildiği duyuruldu. ‘gSiübni gneiytinçmoceuyğinu’GİşleöiDmrriiymuaBaymeanaşzelrak’ıd:traaennı OZAN ÇEPNİ Dinayet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in Ramazan ayının başında ilçe müftülerine, vaizlere ve din görevlilerine bir bilgi notu gönderdiği ortaya çıktı. Görmez, imamlara “sarıklarınızdaki naylonları çıkarın, ‘sünnet çocuğu’ gibi giyinmeyin” talimatı verirken; camilere firma reklamı alınmamasını istedi. Görmez, Ramazan ayı faaliyetlerini görüşmek üzere Haziran ayı başında müftüler ile toplantı düzenledi. Görmez başkanlığında gerçekleştirilen toplantının ardından; ilçe müftüleri, vaizler ve din görevlilerine gönderilen bilgi notunda ise ilginç ayrıntılar yer aldı. ‘Naylonları sökün’ Notta, “Sarıklardaki naylonlar çıkarılmalı” diyerek din görevlilerinin kirlenmesin diye kıyafetlerinden çıkarmadığı naylonların sökülmesini istendi. Ayrıca, “Süslü cüppeler yaptırılmamalı” diye imamları uyaran Diyanet, “sünnet çocuğuna benzemeyin” uyarısında bulundu. Diyanet, camiler için “sadelik olmalı” uyarısında da bulundu. İbadet alanlarında “firma reklamları içeren levhaların” olmamasını istedi. Diyanet, sadece Başkanlık tarafından gönderilen afişlerin muhak Camiler için ‘sadelik’ uyarısı yapılan yazıda, camilere firma reklamları alınmaması istendi. kak asılmasını ve vatandaşların görmesinin sağlanılmasını istedi. Gönderilen notta, “gençleri camilere bağlayalım” uyarısında bulunan Görmez, gençlerle ilgili programlar uygulamaya konulmasını talep etti. Notta, camiler için “sadece namaz kılma yeri olmamalı” diyen Diyanet, “Camiler bir müessese haline getirilmeli” tavsiyesinde bulundu. Camiler genelgesine uyulmamasından şikâyet edilen yazıda Diyanet, camilerin açık tutulmasını, akşam ve teravih namazları konusunda “mutlaka kıldırılmalı” diyerek kurallara uyulmasını istedi. l ANKARA ‘yüksek sesli ezan’ şikÂyetinDE KARAR AYM:Kabuledilemez Anayasa Mahkemesi, evinin çevresindeki cami ve mescitlerden sabah saatlerinde yüksek sesli ezan okunmasından rahatsız olan kişinin yaptığı bireysel başvuruyu kabul edilemez buldu. Evinin çevresindeki cami ve mescitlerden sabah saatlerinde yüksek sesli ezan okunmasından rahatsız olan kişi, bundan kaynaklanan manevi zararının gi derilmesi için idareye başvurdu. Başvurusu reddedilen kişi, bu iş lemin iptali istemiyle açtığı davaların da reddedilmesi üzerine Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü, başvuruyu kabul edilemez buldu. Yüksek Mahkemenin gerekçesi daha sonra yazılacak. l ANKARA/Cumhuriyet ‘Korksam da sizinle yaşamak istiyorum’ Cihangir’de ‘ramazanda içki içiliyor’ bahanesiyle saldırıya uğrayan plak dükkânının sahibi Koreli Seogu Lee (42) “İstanbul artık benim de şehrim, korksam da burada sizinle yaşamaya devam etmek istiyorum” dedi. OT der gisinin temmuz sayısına konuşan Lee gördüğü aşırı ilgiden rahatsız olduğunu belirterek, “Çok rahatsızım. Ben Lee kimsenin tanımadığı, sıradan bir insanım. Kim senin istemediği Indie plakları satıyorum ve böy le de kalmak istiyorum. Bu ilgi ve tepki benim için çok fazla ve biraz korkutucu” dedi. l İSTANBUL Mehmet Şimşek Esra Şimşek Mehmet Şimşek’e eşinden sitem Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’e eşi Esra Şimşek’ten Twitter üzerinden sitem geldi. Esra Şimşek, eşini oğulları Mehmet Emre’nin doğum gününde evde olmadığı için eleştirdi. Mehmet Şimşek Twitter’da, “Önceki gün; Körfez Köprüsü ve Yalova ziyareti. Dün; Hatay’da iftar. Bugün; İstanbul ve Kilis’te iftar, Her gün; Kuş misaliyiz vesselam” diye yazınca eşi “Sevgili Mehmet Emre’nin doğum gününde yanında olamadıktan sonra” notunu paylaştı. Havuzda vakuma ayağı takılan çocuk boğuldu Antalya Kemer merkez deki 5 yıldızlı Özkaymak Marina Otel’e önceki gün ailesiyle tatile gelen Mine Karadiş, dün saat 16.00 sıralarında 1.70 metrelik yetişkin havu zuna girdi. Tatilcilerden biri Karadiş’in suyun al tında hareketsiz durdu ğunu fark etti. Özel bir hastaneye götürülen Karadiş, yaşamını yitirdi. Mine Karadiş 12 yaşındaydı. Olay yeri inceleme ekiplerince Karadiş’in havuzun ortasına inşa edilmiş yapay şelaleye yine havuz içinden su sağlayan vakum ünitesine ait, kapağı çıkarılmış haldeki boruya ayağının sıkıştığı ve bo ğulduğu belirlendi. l ANTALYA/DHA dÜinç yksaaerşmdıyeaovşriçe HATAY’DAN BARIŞ SESLERİ YÜKSELİYOR Sevginin, kardeşliğin ve iyiliğin ortak paydada buluştuğu; barış güvercinlerinin kanat çırpıp, zeytin dallarının her mevsim yeşil kaldığı Hatay’dan hoşgörü rüzgârları esmeye devam ediyor. Üç semavi dinin ve mezheplerinin yüzyıllardır kardeşçe yaşadığı Hatay’dan yükselen barış sesleri, tüm insanlığa umut aşılıyor. Hataylıların alışık olduğu bir arada yaşama kültürü her ne kadar yeni olmasa da, bu bağlılığı güçlendiren, pekiştiren unsurların başında Hatay Büyükşehir Belediye (HBB) Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş geliyor. Birçok coğrafyadan farklı özelliklere sahip olan Hatay’da Büyükşehir Belediye Başkanlığı gibi önemli bir görevi yerine getiren ve bu süreçte hemşehrilerinin takdirini kazanan Başkan Lütfü Savaş, Suriye’de 5 yıldır devam eden savaştan ve terörden en çok etkilenen şehirlerin başında gelen Hatay için barıştan yana tutum sergilemeye devam ediyor. 29 Haziran’da, Hatay’da çok özel ve anlamlı dakikalar yaşandı. Hıristiyanlığın en önemli günlerinden biri olan St. Pierre Aziz Petrus ve Pavlus Bayramı, Hıristiyanların Hac merkezlerinden biri olarak kabul ettiği, dünyanın ilk mağara kilisesi olan St. Pierre Kilisesi’nde gerçekleşti. BARIŞIN KAYBEDENİ OLMAZ Hıristiyan hemşehrilerinin bayram coşku suna ortak olarak kutlamalara katılan Başkan Savaş, terörün ve savaşın kazananının olmadığı gibi barışın da kaybedeninin olmayacağını belirtti. Atatürk Havalimanı’nda gerçekleşen terör saldırısıyla ilgili düşüncelerini paylaşan Lütfü Savaş, “Gerçekleşen bu terör olayları tüm insanlığın sorunudur. Terör devam ettikçe insanlık her zaman geriye gidecektir. Avuçlarımızı sevgi, barış ve kardeşlik için açtığımız Mübarek Kadir Gecesi’nde olduğu gibi Ramazan Bayramı’nda da dualarımız insanlık için olacak” dedi. Hem Müslümanlık hem de Hıristiyanlık için önemli günlerin yaşandığı bu hafta içinde Türkiye Hahambaşı Rav İzah Haleva, Musevi Cemaati Başkanı İshak İbrahimzadeh ve heyetini Hatay’da ağırlayan Başkan Savaş, tüm din ve mezheplere her zaman eşit mesafede olduğunu bir kez daha göstermiş oldu. TÜM RENKLER BİR ARADA 7 yaşındaki çocuğun da 77 yaşındaki nine nin de gönlüne ve mutluluklarına önem verdiklerini belirten Lütfü Savaş, “Bu topraklarda bugüne kadar her zaman sevgiden, iyilikten, güzellikten, kardeşlikten beslendik. Gadir Hum’da hırisi kaynattık, Paskalya’da yumurta tokuşturduk, Ramazan’da sahurda davul çaldık, Kurban’da, Hamursuz’da, Noel’de beraber bayram yaptık, sevindik. Biz, bu şehri zenginlikleriyle, farklılıklarıyla sevdik, sahiplendik” diyerek Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin bu şehrin birleştirici gücü olmaya devam edeceğinin altını çizdi. HATAY’IN BİRLEŞTİRİCİ GÜCÜ Şehirdeki her noktaya eşit ve nitelikli hiz metler götürdüklerini dile getiren Lütfü Savaş, “Belediyemizin de şehrimiz gibi özel olduğuna inanıyorum. Gerçekleştirdiğimiz her hizmeti güzellikle, sevgiyle, iyilikle yapıyoruz. Ben ve mesai arkadaşlarım özveriyle ve tebessümle yolumuza devam ediyoruz. Hatay’ı bir bütün halinde geleceğe hep birlikte taşımak için çok çalışıyoruz. Bu şehirde isimlerimiz, renklerimiz, dinlerimiz, dillerimiz farklı; ancak gülüşlerimiz, sevinçlerimiz, düğünlerimiz, bayramlarımız ortaktır. Ali ile dükkânımızı açar, Yossi ile tavla oynar, Mustafa ile memleket meselesi konuşur, Michael ile çay içeriz.” diyerek aynı türkülere eşlik ettiklerini ve aynı baharı beraber karşıladıklarını ifade etti ve Ramazan Bayramı’nın hayırlara vesile olmasını diledi. Görünen o ki Hatay’da güzel şeyler olmaya devam edecek. Hatay’dan yükselen barış sesleri tüm insanlığa ulaşacak. BU BİR İLANDIR C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle