26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Cumartesi 23 Temmuz 2016 Firari askerler Atina’ya nakledildi Darbe girişiminin ardından helikopterle Yunanistan’ın Dedeağaç kentine kaçan 8 asker Atina’ya nakledildi. Ülkeye kaçak girmekten 2’şer ay hapis cezasına çarptırılan askerlerin başkente götürülme sebebi olarak iltica başvurularının burada incelenecek olmasına işaret edildi. [email protected] ‘İhlalin mazereti yok’[email protected] Avusturya’da bayrak asmaya tepki Avusturya’nın Wiener Neustadt kentinde yaşayan AKP destekçilerinin balkonlarını Türkiye bayraklarıyla donatması belediyenin tepkisini çekti. “Türkiye’deki gelişmeler ithal edilmesin. Bayraklar derhal indirilsin” duyurusu yapıldı. Kentteki 300 binlik nüfusun 43 binini Türkiyeliler oluşturuyor. 7 [email protected] AB Yüksek Temsilcisi Mogherini, temel hak ve özgürlüklerin ihlalinin mazeretinin olamayacağını vurguladı. Alman siyasiler üyelik müzakerelerinin bitirilmesini istedi Darbe girişiminin ardından Türkiye’deki gelişmeleri endişeyle takip eden Avrupa’dan hukukun üstünlüğü ilkesine saygı çağrıları bitmiyor. AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, Türkiye’nin demokratik kurumları, insan haklarını sınırlamak için kullanmaması gerektiği uyarısında bulundu. Mogherini, “Türk dostlarımıza, demokratik ve meşru kurumların arkasında olduğumuzu çok açık şekilde söylüyoruz. Verilen tepki temel hak ve özgürlüklere zarar vermemeli, bunun mazereti olamaz” dedi. “Özellikle üniversite, basın ve yargıda gördüklerimiz kabul edilebilir değil” diye ekledi. AB Komşuluk ve Genişleme Müzakereleri’nden sorumlu Johannes Hahn ve Mogherini’nin ortak açıklamasında da AB’nin olağanüstü hal ilanı sonrası Türkiye’de basın, eğitim ve yargı sektöründeki gelişmelerden kaygılı olduğu vurgulandı. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin askıya alınması durumunda uyulması gereken kurallar olduğu ha tırlatıldı. Öte yandan Almanya’da Mogherini siyasetçiler, Başbakan Angela yen Alman Sosyal Demokrat Parti’de Merkel’e Ankara’ya karşı kararlı tu (SPD) de Türkiye’de yaşanan ge tum sergilemesi için baskıyı artırdı. lişmeler nedeniyle endişe hâkim. ‘Türkiye uzaklaşıyor’ SPD Meclis Grup Başkanvekili Axel Schäfer, “Ankara’dakiler üyelik mü Federal Meclis Başkanı Norbert zakerelerinin temelli dondurulma Lammert, Türkiye’de temel hakla sı için ellerinden gelen herşeyi yapı rın giderek kısıtlanmasından endişe yor” diye konuştu. duyduğunu belirterek, “Türkiye, Avrupa Konseyi üyesi olarak açık bir Muhaliflere iltica talebi şekilde yükümlü olduğu Avrupa as Yeşiller Eşbaşkanı Cem Özdemir, gari standartlarından giderek uzak darbe girişimi sonrası Türkiye’de si laşmaktadır” dedi. Hıristiyan De yasi takibata uğrayan muhaliflerin mokrat Birlik (CDU) partili politika Avrupa’ya kabul edilmesini öngören cı, kitlesel tutuklama ve tasfiyelerin bir program hazırlanmasını talep et endişe verici olduğunu belirterek, bu ti. İtalya parlamentosunun alt kanadı uygulamaların önceden hazırlığının olan Temsilciler Meclisi Başkanı La yapıldığının anlaşıldığını söyledi. ura Boldrini, Türk sığınmacılara ha Hıristiyan Sosyal Birlik (CSU) zır olmaları ve onları kabul etmeleri Genel Sekreteri Andreas Scheu gerektiğini söyledi. Bir ülkenin sade er ise “Erdoğan Türkiyesi’nin, de ce seçimler yaparak demokratik ola ğerler üzerine kurulu ve temel hak mayacağını, her türlü kurala uyarak ları kabul et demokratik olabileceğini ifade eden miş bir Avru Laura Boldrini, “Aksi halde artık de pa Birliği’nde mokratik değildir” diye konuştu. yeri yok tur” dedi. Türkiye’nin AB üyeliğini Zanlı iade edilmedi destekle Hollanda’da yargı, Türkiye’de adil yargılamanın şüpheli hale geldiğini sa vunarak Ankara’dan gelen bir iade ta Hahn lebini askıya aldı. Zanlının avukatı “Gözaltındakilere nasıl davranıldığını bilmi yoruz” dedi. Adalet Bakanlığı sözcüsü, iade dosyalarını savcılığa gönderme me kararı alabileceklerini söyledi. AİHS tümden askıya alınamaz Avrupa Konseyi’nin kurucu üyeleri arasındaki Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni (AİHS) 1952’de imzaladı. OHAL süresince askıya alındığı duyurulan sözleşmenin 15. maddesi, “savaş veya ulusun varlığını tehdit eden başka bir genel tehlike halinde, durumun gerektirdiği ölçüde ve uluslarararası hukuka ters düşmemek” kaydıyla sözleşmeye aykırı tedbirler alınmasına izin veriyor. Ancak bu durumda dahi sözleşmenin 2, 3, 4 ve 7. maddeleri hiçbir surette ihlal edilemiyor. Yani meşru savaş fiilleri sonucunda meydana gelen ölüm hali dışında yaşama hakkı, işkence yasağı, kölelik ve zorla çalıştırma yasağı ile cezaların yasallığı her koşulda korunmak zorunda. İdam geri gelemez Sözleşmenin ana metninde yer alan bu hükümlere, ilerleyen yıllarda 6. Protokol’ün 1. maddesi (barış halinde idam yasağı) ve 13. Protokol’ün 1. maddesi (tüm hallerde idam yasağı) da eklenmiş. Bu protokollerin ilkini 2003, diğerini 2005’te imzalayan Türkiye’nin ölüm cezasını geri getirmesi, Avrupa Konseyi üyeliğini kaybetmesi anlamına gelecek. ‘Muhakeme yetisini yitirmiş’ Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Katar merkezli Al Jazeera televizyonuna verdiği röportajda, Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah Sisi hakkında sarf ettiği sözlere Kahire’den yanıt geldi. Erdoğan, halk ayaklanmasıyla İhvan iktidarını devirip cumhurbaşkanı seçilen Sisi için “Binlerce vatandaşını öldürdü. Bunun demokrasiyle alakası yok” demişti. Mısır Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ahmed Abou Zaid, “Kafa karıştırıcı ve zor bir durumla karşı karşıya olan Erdoğan’ın bir kez daha Mısır liderine hakaret etmesi, ne kadar zayıf bir muhakeme yeteneğine sahip olduğunu gösteriyor” dedi. Sisi’nin Muhammed Mursi yönetimini askeri darbeyle iktidardan indirdiğini ve bunun Türkiye’deki darbe girişimi ile karıştırılmaması gerektiğini dile getiren Erdoğan hakkında, “Türkiye Cumhurbaşkanı zor zamanlarda hep yaptığı üzere meseleleri karıştırmaya devam ediyor” yorumunu yaptı. ABD: Gülen için ekip kuralım ABD Başkanı Barack Obama, ABD’nin darbe girişimi ni önceden bildiği iddialarını ya lanladı. Seçilmiş hükümete destek verdiklerini açıkla yan Obama, bu tür iddiaların ülkedeki Amerikan vatandaş larını tehlikeye at tığını ifade etti. Fet hullah Gülen’in ia Obama de süreci hakkında ise “Türkiye, Gülen’i darbe girişimiyle ilişki lendirecek kanıtları sunmalı” di ye konuşan Obama, iade talebi nin ABD’de yasal süreçten geçece ğini belirtti. ABD Dışişleri Sözcü sü John Kirby’nin “Gülen’in iade başvurusu için Dışişleri ve Ada let Bakanlığı’ndan özel bir eki bi Ankara’ya yollayıp yardım cı olalım” önerisine Dışişleri Ba kanı Mevlüt Çavuşoğlu’ndan ya nıt geldi. Çavuşoğlu ABD’nin iste diği takdirde hızla Gülen’i gönde rebileceğini söyledi. Öte yandan Ankara’nın cemaatin sınırlanması için Berlin nezdinde girişimlerde bulunduğu ancak Almanya’nın, Türkiye’nin dosyasını yetersiz bulduğu belirtildi. ‘Erdoğan’ın intikamı’ Darbe girişimi ve sonrasında yaşananlar Batı basınının gündeminden düşmüyor Türkiye’deki darbe teşebbüsünün ardından hükümetin ilan ettiği OHAL vasıtasıyla muhalif kanadı susturacağı endişesi ve devlet kurumları içindeki tasfiyelerle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin rotasını daha otoriter bir çizgiye çektiği yorumları Batı basınında geniş yer buluyor. Öyle ki Britanya’nın Economist dergisi bu haftaki kapağını Türkiye’ye ayırdı. ‘Erdoğan’ın intikamı: Darbe ve baskı’ başlığıyla çıkan dergi, darbe teşebbüsü için “İktidar hırsı uğruna bir gecede büyük bedeller ödendi” yorumuyla şu ifadelere yer verdi: “Erdoğan’ın bugüne kadarki en büyük başarısı olan ekonomi de bugün en zayıf noktalarından birisi. Türkiye’nin, yatırımcıları istikrarlı bir ülke olduğuna ikna etmesi lazım. Ancak Erdoğan intikam peşinde koşan bir sultan gibi davrandıkça bunu başarmak zor olur.” ‘Zincirin son halkası’ Almanya’nın saygın Die Welt gazetesi Türkiye’de zaten var olan otoriter eğilimlerin OHAL ilan edilmesiyle yeni boyut kazandığını belirtti. Gazeteye göre “OHAL, darbe girişiminin, bölünmüş bir toplumda birlikteliğin sağlanmasına ve hukuk devleti ile demokrasinin güçlendirilmesine yol açmayacağını gösteren zincirin son halkası.” Gazete, “Burada bir karşı darbe söz konusu” yorumunu yaptı. ‘Müttefikler endişeli’ Washington Post gazetesi gerilen ABDTürkiye ilişkilerine ve Türkiye’nin NATO’dan çıkabileceği iddialarına “TürkiyeABD ilişkilerine gelecek herhangi bir darbe bölgede farklı sorunlar yaratabilir. Zira IŞİD’e karşı savaşta ve Avrupa’ya sığınmacı akınının kontrol edilmesinde Türkiye kritik partner” yorumuyla katkıda bulundu. Türkiye’nin NATO müttefiklerinde endişeleri arttırdığını vurguladı. ‘Pahalıya patlayabilir’ Britanya’nın Guardian gazetesi başyazısında OHAL ilanından sonra ülkenin darbe tehdidinden daha kötü bir hale gelip gelmediğinin merak konusu olduğunu söyledi. Hükümetin baskısının istikrar, ekonomi ve müttefikler için tehdit olduğu uyarısında bulundu. “Bölünmüş, iç ve dış sorunlarla kuşatılmış bir ülkede otokratik yaklaşım ve yanlış hesaplar Erdoğan’a pahalıya patlayabilir” dedi. Almanya’da AVM’de silahlı saldırı 6 kişinin yaşamını yitirdiği saldırının ardından metro ve tren seferleri durduruldu Alman polisi saldırıda birden fazla saldırganın yer aldığını düşünüyor. Almanya’nın Münih kentinde dün akşam saatlerinde bir alışveriş merkezine (AVM) silahlı saldırı gerçekleşti. Alman medyası çok sayıda ölü olduğu bilgisini aktarırken Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maizière, saldırıda 3 kişinin hayatını kaybettiğini duyurdu, Münih polis sözcüsü ise ölü sayısını 6 olarak açıkladı. Moosach ilçesindeki “OlympiaEinkaufszentrum” adlı alışveriş merkezinde meydana gelen saldırı üzerine olay yerinden Periscope bağlantısı gerçekleştiren bir görgü tanığı, AVM’ye giren bir adamın rasgele ateş ettikten sonra olay yerini terk ederek tren istasyonuna doğru gittiğini aktardı. Saldırı üzerine Münih’te tren ve metro seferleri durduruldu. Alman polisu, “Sokaklardan uzak durun” açıklaması yaptı. Polis sözcüsü, birden fazla saldırgan bulunduğuna inandıklarını söyledi. Simonların darbesi “15 Temmuz” Hanefi Avcı’nın Silivri’yi boylamasına sebep olan “Haliç’te Yaşayan Simonlar” kitabını hatırlattı bana… En tepeye dek sızıp yuvalanan ve emir komuta zincirini kıran bir örgüt… Avcı bu dehşet tabloyu tanıklıklarıyla devlet katında “ihbar etmek” ve devletin ele geçirilmesine karşı zamanında uyarı yapmak için çalmadık kapı bırakmadığını, ama aşamadığı duvarlar nedeniyle kitabı kaleme aldığını söylemişti. Avcı’nın “faş ettiği” bu “Simonların tehdidi” için 24 Ağustos 2010 tarihinde “Türkiye’nin Dünyalar Savaşı” başlığıyla aşağıdaki yazıyı yazmıştım. Hafıza tazelemek için yeniden yayımlıyorum. HHH Steven Spielberg’in “Dünyalar Savaşı” filmini görmüş müydünüz? Günlük yaşamlarıyla haşır neşir insanlar, umulmadık bir anda yeraltından çıkan ve dehşet saçan yaratıkların istilasına uğrar. “Yeraltında” gizlilik ve sinsilik içinde yuvalanan yaratıklarca gerçekleştirilen dev istila, (yer üstündeki) insanlar için tarifsiz şok olmuştur. Şokun büyüklüğünün nedeni, istilanın “sinsiliğidir”… “Dev çaplı saldırı ve örgütlenmeyi”, insanlık vaktiyle öngöremediği ve tehlikeyi zamanında fark edemediği için istila anında gafil avlanmıştır. “İnsanlığın aklı” ve “diyalog” işe yaramaz… “İstilacıların” “akıl” ve “diyalogla” işi yoktur… Bireysel mücadele deseniz keza… Bireysel düzlemdeki mücadeleler de anlamsız kalacak, yalnız yenilgi getirecektir… İstilacılar zira muazzam bir ahtapotun kolları gibi artık sarılabilecek her yeri çoktan sarmıştır. İstila edenlerin bundan böyle yalnız bir hedefi vardır: “Mevcut uygarlığı köklerinden söküp, imha etmek!” Yerine; farklı, bambaşka bir dünya koymak… Filmin adı bu nedenle “Dünyalar Savaşı”. Tahakküm alegorisi Spielberg, kendisinden önce defalarca perdeye ve sahneye uyarlanmış bu konuyu, geçen yüzyıl başında H. G. Wells’in kaleme aldığı aynı isimli eserinden almış. Wells ve günümüzde Spielberg’in uyarladığı “istilacı yaratıklar”, özde şeffaflıktan uzak; “sinsi/totaliter, tahakküm/imha” adına bir simgesel göndermeden ibaret. Bu “sinsi plan” yaşamı cehenneme çeviriyor... “Dünyalar Savaşı” bu cehennem alegorisini anlatıyor. Hanefi Avcı’nın yok satan “Haliç’te Yaşayan Si monlar” kitabının; bendeki ilk çağrışımı; “Dünyalar Savaşı”nın korkunç cehennemi oldu. Avcı, Wells ya da Spielberg gibi… “yaratık uzaylıları” kullanmıyor da… “Simonlar” diyor… “Simonlar”; Spielberg’in görsellik kazandırdığı “Dünyalar Savaşı”ndaki gibi yeri göğü sarsan gürültülü şimşeklerle, yeraltından yeryüzüne çıkmak üzere tam kadro artık harekete geçmenin hazırlığı içindeler… Avcı’nın kitabı, en kritik anda yapılan bir uyarı gibi… “Bu son şansınız!” demeye getiriyor Avcı, “Bu noktada ‘Dünyalar Savaşını’ durdurdunuz, durdurdunuz… Durduramazsanız… ‘Simonlar ben dahil herkesin/ hepimizin yaşamını cehenneme çevirecek ve bundan böyle de önlerini hiçbir kudret kesmeyecek/kesemeyecek!’ ” Avcı kitabını birebir bu bilinçle yazdığını söylüyor: “Bunların (Simonların!!!) hayatımın bundan sonrasını zindan edeceğini biliyorum. Geçmişte çok örgütün hedefi oldum. Ama bu defakinin başka bir şey olduğunun da farkındayım.” Ardından ekliyor: “Gelecekte bu ülke böyle giderse herkes için cehennem olacaktır!” Zsaavmaaşna karşı Hanefi Avcı, kimsenin bilmediği; haberdar olmadığı şeyleri.. söylüyor olmayabilir… Ama ilk kez Avcı çapı ve deneyiminde bir “istihbaratçı” tarafından; adı sanı konularak söyleniyor söylenenler… Avcı’nın kitabına konu olan “Dünyalar Savaşı”nın, “Haliç’teki neferlerinin” adları, soyadları, kod adları filan var… Devletin haberi olmaksızın yaprak kıpırdamadığı ülkemizde; “ulusal egemenliğin” sahibi olması beklenen parlamentoda, “ulusal güvenliğin” simgesi olan orduda, yargıda, istihbarat teşkilatı ve emniyette bir “Dünyalar Savaşı” mantığı içinde şeffaflıktan tamamıyla uzak bir yeraltı örgütlenmesi yapılmış. Devletin tüm organlarını “istila yaklaşımıyla” saran bu “örgütlenmenin” yerüstüne çıkması artık anlaşılan “an meselesi…” Avcı’nın kitabına anlam kazandıran bir diğer unsur da bu: Artık çok kıymetli olan “zamana karşı bu savaş!” Ne diyor Avcı? “Bildiklerimi gidip önce, Başbakan’ın başdanışmanına anlattım… Hareket görmeyince (her riski göze alarak…) kitabın bir an önce yazılması gerektiğine inanıp yazmaya karar verdim…” Avcı’nın anlattıkları Wells/Spielberg… “kurgularına” nal toplattıracak cinsten. Fransa’da tartışmalı çalışma yasası onaylandı Fransa’da parlamento, mayıstan beri yoğun protestolara yol açan çalışma yasasını resmen onayladı. İktidardaki Sosyalist Parti içinde tasarıya karşı olan milletvekillerinden çekinen Başbakan Manuel Valls, mecliste oylama yapılmadan tasarıyı geçirmişti. Muhalefetin çoğunlukta olduğu senato, tasarıyı değiştirerek tekrar meclis gündemine gönderdi. Meclis Başkanı Claude Barto leme, tasarı aleyhine gensoru önergesi sunulmadığı için metnin yasalaştığını açıkladı. Yeni yasaya göre günlük azami 10 saatlik çalışma süresi 12 saate çıkarılacak, iş sözleşmesinde değişiklik yapmak isteyen çalışanlar işten atılabilecek, yarı zamanlı çalışanların haftalık 24 saat olan asgari çalışma süresi düşürülecek ve fazla mesailerde daha az ödeme yapılabilecek. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle