14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 21 Temmuz 2016 EDİTÖR: YENER KARADENİZ TASARIM: SERPİL ÜNAY Topyekun kıyım ekonomi 9 KESK Başkanı Özgen, sürecin kendinden olmayanı önceden hazırlanmış listelerle haklar göz ardı edilerek bertaraf edilme sürecine dönüştürüldüğünü söyledi Darbe girişiminin hemen ardından başta eğitim ve maliye olmak üzere kamuda binlerce çalışanın açığa alınması na sendikalardan sert tepki geldi. Aralarında kendi üyelerinin de olduğunu söyleyen Kamu Emekçi Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Başkanı Lami Özgen, açığa alınmaların haksız, hukuk suz yapılan bir hareket ol duğunu dile getirdi. Darbe nin her türlüsüne karşı ol duklarını bir kez daha yine lemek istediklerinin altını çizen Özgen, on binlerce ka mu çalışanının bir gecede OBülcyaüyktaş darbe sürecine müdahil olduklarını iddia etmenin bile abesle iştigal olduğunu be lirtti. Özgen, aralarında ken di üyelerinin de olduğu kamu çalışanlarının hızlı bir şekilde tasfiyesini hükümetin kendi darbesi olarak yorumladı. Hukuksuz bir işlemin yine hukuksuz uygu lamalarla düzeltilemeyeceğini dile getiren Öz gen, ocak ayından beri özellikle kamu çalışan larının iş güvencesinin ellerinden alınmak is tendiğine vurgu yaparak, “çalışanların yasal ve uluslararası hakları göz ardı edilerek, ya sal süreçler izlenmeksizin yapılan işlemlerle, topyekun tasfiye olanakları yaratılıyor” dedi. Aklımızla alay Cumadan pazartesiye on binlerce çalışanı kapsayan listelerin hemen ortaya çıkmasını, ‘aklımızla alay ediliyor’ şeklinde yorumlayan Özgen, darbe sürecinin, hükümetin kendinden olmayan her kesimi bertaraf etmek için vakit kaybetmeden kullandığının altını çizdi. Öncelikle idari ve ceza süreçleri izlenmeden, hızlı bir şekilde yapılan işlemler sonucu sağlıklı bilgi alamadıklarını, maliyeden açığı alındığı bildirilen üyelerinin hangi gerekçelerle açığa alındığı bilgisini henüz kendilerine de ulaşmadığını belirten Özgen, yargı süreci işletilmeden tek taraflı olarak darbe ve cemaat bahane edildiğini dile getirdi. Bir dalga daha Darbe girişimi sonrasında başlayan soruşturmalar kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) ikinci dalga geldi. 6538 personel daha görevden uzaklaştırıldı. 18 bini aşkın üyesi bulunan Aktif Eğitim Sendikası’nın binin üzerindeki yöneticisi de açığa alındı. Böylece eğitimde 21738 personel görevden uzaklaştırılmış oldu. Ayrıca MEB, “Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar”dan 524 özel okul olmak üzere 626 kurum hakkında kapatma işlemi başlattı. Korku var KamuSen Başkanı İsmail Koncuk da kamuda başlatılan ve sonuçları kestirilemeyen uygulamaların, büyük tedirginliğe yol açtığına vurgu yaptı. Koncuk, uygulamaların demokratik hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde yürütülmesinin önemli olduğunun altını çizerek, çalışma barışının korunmasının önemli olduğunu söyledi. KESK tatil paralarıDarbe girişimi sonrası binlerce kamu çalışanının izinleri iptal edilerek bağlı bulundukları birimlere çağrılmışlardı. için dava açacak İzinleri kaldırılan kamu çalışanlarının önceden yatırdıkları tatil paraları yandı. KESK tatil paraları için dava açma kararı aldı Darbe girişiminin ardından izinleri kaldırı rine yakın aileleri ile birlikte plan yapmakta, ulaşımkonak lan kamu çalışanlarının ya lama gibi noktalarda biletler rıda kestikleri tatil için önce almakta, tatil sürelerini kapsa den bedelini ödedikleri otel, yacak şekilde önceden ödeme tur, uçak, otobüs bilet ücretle MUSTAFA ler yapmaktadır. Dolayısıyla ri sorun oldu. Hükümet, dar ÇAKIR ani bir kararla izinlerin iptal be girişiminin ardından 18 edilmesi ciddi ekonomik mağ Temmuz’da yayınladığı genelge ile duriyetlere yol açacaktır” dedi. tüm kamu çalışanlarının yıllık izinlerini kaldırdı. Halen izinde bulunan THD yol gösterdi kamu çalışanlarının da en kısa sü Tüketici Hakları Derneği (THD) rede görev başına dönmeleri isten Genel Başkanı Turhan Çakar, tatili di. Tatil planları iptal olan kamu ça ni yarıda kesen veya bedelini ödedi lışanlarının önceden ödedikleri otel, ği halde tatile gidemeyen ya da tura uçak, otobüs, tur ücretleri de yandı. katılamayan memurlara haklarını KESK, genelgenin iptali ve yürür aramak için yol gösterdi. Çakar’ın lüğünün durdurulması istemiyle da verdiği bilgiye göre, yapılan söz va açma kararı aldı. Genelgenin sa leşmenin iptali ve senetlerin iadesi dece kamu çalışanlarını değil başta için yapmaları gerekenler şöyle: aileleri olmak üzere milyonları etki n Tatiller yarıda kesileceğinden leyeceğini belirten KESK, “İzin hak dolayı hizmet almadıkları günler kı en temel sosyal haklardandır. Ka için peşin olarak ödedikleri bedeli mu emekçileri en zor şartlarda bir geri istesinler. yıl boyunca çalışmakta, izin sürele n Yapmadıkları yolculuk, katıl madıkları tur nedeniyle peşin olarak ödedikleri bedeli iadeli taahhütlü bir mektup ile istesinler. n Gönderilen iadeli taahhütlü mektuba olumsuz cevap verilmesi ya da hiç cevap verilmemesi durumunda, istenilen bedel 2 bin 320 TL’nin altında ise tüketici ikamet ettiği yerdeki Kaymakamlık’ta bulunan ilçe tüketici hakem heyetine başvuruda bulunacak. Tüketicinin ikâmet ettiği ilin büyükşehir olması durumunda, 2 bin 320 TL ile 3 bin 480 TL arasındaki bedel için il tüketici hakem heyetine, eğer tüketicinin ikâmet ettiği il büyükşehir değilse ve o ilin merkezine bağlı bir yerde ikamet ediliyorsa, 03 bin 480 TL’ye kadar olan bedeller için söz konusu ile bağlı il tüketici hakem heyetine başvuruda bulunulacak. THD Başkanı Çakar, sorun yaşayan tüketicilerin derneklerini arayarak yardım isteyebileceklerini de belirtti. l ANKARA ‘Tüketici güveni’nde alarm Borsada 51 kişi açığa alındı Darbe girişiminin ardından 11 ayın en sert düşüşünü yaşayan BİST’te ise açığa alınan personel sayısı 51 kişiye ulaştı. BİST açıklamasında “Borsamızda 1 Nisan 2016 tarihi itibarıyla oluşan yeni yönetimce güncellenen hedefler ve iş stratejileri çerçevesinde, 15 Temmuz 2016 tarihine kadar hizmetlerine ihtiyaç duyulmayan 34 kişi, 18 Temmuz 2016 itibarıyla da 51 kişi ile iş ilişkimiz sonlandırılmıştır” denildi. Ayrıca BDDK’de 86 çalışan meslekten uzaklaştırıldı. Açığa alınanların ikisinin daire başkanı, birinin başkan müşaviri, diğerlerinin de murakıp ve uzman olduğu belirtildi. SPK, yaptığı açıklama ile bünyesindeki 7 personelin görevinden uzaklaştırıldığını bildirdi. SPK de var 15 Temmuz’da yaşanan darbe girişimine ardından Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), Borsa İstanbul (BİST), Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) toplam 174 kişi işten uzaklaştırıldı. Meclis’te aralarında TBMM Genel Sekreter Yardımcıları Muhammed Bozdağ, Kemal Kaya ve Mustafa Tamirci’nin bulunduğu 30 kişi açığa alınırken işten çıkarmaların ardından yeni atamalar da gerçekleştirilmeye başlandı. l Ekonomi Servisi Şugboüygavblüa1ti5erakntivnşşasTeeliineeam”nnlyymbidşiiüa,uedmen“ztedykaudüsaerzekaan6’ert3dabvkt.aa5eiaeilcyerriltddıkıişi.ta düştü Tüketicilerin dönemsel beklentilerini ölçen Tüketici Güveni Endeksi, darbe girişimi, toplumsal gerginlik ve güvenlik endişeleri gibi nedenlerle yüzde 3.5 düştü ve 67.3 oldu. Bu düşüş, endekste 6 aylık yükselişin de sonuna gelindiğinin göstergesi. Türkiye İstatistik Kurumu ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası işbirliği ile yürütülen tüketici eğilim anketine göre, endeks, şubatta 66.6, martta 67, nisanda 68.5, mayısta 68.8 ve haziran ayında 69.4 seviyesindeydi. Hanenin maddi durum beklentisi endeksi de haziran ayında 91.21 iken temmuz ayında 88.36 oldu. Gelir de azalacak... Bu düşüş, gelecek 12 aylık dönemde hanenin maddi gelirlerinin düşeceği anlamına geliyor. Haziran ayında 91,32 olan genel ekonomik durum beklentisi endeksi de yüzde 1.6 azalarak 89.82 oldu. Tasarruf oranı düşecek Rakamların tasarrufu etkileyeceğine inanan tüketicilerin sayısında da artış söz konusu. Tasarruf etme ihtimali endeksi yüzde 11.9 oranında azaldı. Haziran ayında 24.55 olan endeks, temmuzda 21.62 değerine düştü. l Ekonomi Servisi Metalİş: Darbeler acı doğuruyor Birleşik Metal İş Sendikası, “Hangi darbeci ve otoriter zihniyetten gelirse gelsin, özgürlüklerin kaldırılması asla kabul edilemez” dedi. “Darbelerin ancak acı doğurduğunu” belirten Metal İş, “Yıllardır ülkeyi yönetenlerin hal kın inisiyatifini yok sayan, emeği ayaklar altına alan, anti demokratik yönetim anlayışıyla hukuku yok sayan, ‘ne istediniz de vermedik’ tavrı ülkemizi bu günlere getirmiştir” ifadelerini kullandı. l Ekonomi Servisi ‘sDoanrrbae..’.den “Ne oluyor? Neler olacak?” soruları artık, “Nasıl oldu? Kim, hangi akla hizmet yapmaya kalktı?” sorularından çok daha önemli. Batı basınında “Erdoğan otoriter bir iktidarı konsolide ediyor. İslamcı cumhuriyet kuruluyor”a, kadar uzanan, “ülkedeki tüm seküler güçleri yok edecek” gibi vahim boyutlara ulaşan saptamalara rastlanıyor. Ülke içinde de yandaş basını bir kenara bırakırsak, benzer yorumlar yoğun. Ancak insana “bu ne aymazlık; ne sorumsuzluk” dedirtenler de var. Örneğin: Telaşa endişeye kapılmaya gerek yokmuş. Erdoğan’ın elinde artık muhalefeti suçlayacak bir malzeme kalmamış. Erdoğan, artık ne yaparsa yapsın “olduğu gibi görüneceği” bir döneme girmiş. Böylece Erdoğan’ı destekleyen mütedeyyin kitleler durumlarını gözden geçireceklermiş. Şimdi esas görev bunları silkelemeye, geçmişin değerlendirmesini yapmaya zorlamakmış... Aslında, “Yetmez ama evet” takımından, geçmişi değerlendirmeye yanaşmayan birinden gelen bu yorumu görmezden gelebilirdim, eğer aynı sakatlıkta bir saptamanın tarihte nasıl bir felakete yol açtığını bilmeseydim... Olduğu gibi... Biraz felsefe sayfası yalamış biri, hiçbir şeyin “olduğu gibi” görünmediğini bilir. Şeylerin, hele sosyal olayların görüntüsünün, “ne olduğu” bakan gözün bakış açısına, bakanın aklındaki anlamlar sisteminin içinde aldıkları yere göre belli olur. Şeyler oldukları gibi görünselerdi teorik analize gerek kalmazdı. Erdoğan da bugüne kadar kendisine inanan kitlelere “olduğu” gibi görünmeyecek. Onlar Erdoğan’ı 14 yıldır inşa edilen, Sünni İslamın anlamlar sistemi, “hakikat rejimi” içinde, “Yetmez ama evet” takımının da katkısıyla oluşan bakış açısıyla görecekler. 15 Temmuz darbesinin bu anlamlar sistemini zayıflatmadığı, sokağa çıkanların siyasi eylemlerinin şekillendirme kapasitesinin bu anlamlar sistemini güçlendirdiği kolaylıkla söylenebilir. Tarihe gelince... Hitler iktidara gelirken muhalefet içinde bir kesim, seçimlerde aldıkları oylara bakarak, “Oportünistler abartıyor, Hitler iktidara gelince bu onun sonu olacak, olduğu gibi görünecek, işçi sınıfı ondan uzaklaşacak. Sıra bize gelecek” gibisinden fantezileri satıyordu. Bu, iktidarın eylemlerinin şekillendirici gücünü yadsıyan fantezi, Hitler’in iktidarını konsolide etmesine fiilen katkıda bulundu. Silkelemeye gelince, önce “o tarafta” duyulabilir olabilmek gerekiyor. Bunun için de, 14 yıldır inşa edilen “hakikat rejiminin” kodlarının filtresinden geçebilecek lafları bulmadan önce, kulakları zorlayacak, kafaları karıştıracak, ihmal edilemez bir siyasi gücü inşa etmek gerekiyor. Bu gücün öncelikle, AKP kitlesinin dışında, özgürlükler anlamında bir laikliğin tavizsiz savunulması zemininde inşa edilmesi gerektiğini defalarca vurguladım. Defalarca, aksini yapmaya, AKP kitlesini kazanmaya çalışan CHP bir arpa boyu yol gidemedi. Bugün tehlike çok daha büyük; bir meczup gibi aynı hataları tekrarlamanın faturası çok büyük. “Tanrı bizi okumuşların şerrinden korusun” sözleri, aslında derin bir anlama sahiptir. Bu, ne bu sözlerin sahibi, ne de benzer bir düşünceye sahip rektör yardımcısı okumamış cahiller olmadığından, okumuşlardan kimlerin kast edildiğini iyi düşünmek gerekir. AKP ve siyasal İslam, bu darbenin yarattığı “şok” ortamından, MEB’deki 15.000’den fazla tasfiyeyle, seküler düşüncenin mevzilerini yıkmak, yeniden üretiminin araçlarını yok etmek, sokağa inmek için yararlanmaya kalkması da rastlantı değildir. Bu adımlar bir iktidar ve devlet projesinin temel taşlarıdır. Şimdi “olduğu gibi görünecek” fantezisi bu projenin hızlanmasına katkıda bulunmaktan başka bir işe yaramaz. TGS: Gazetecilik terörle karıştırılmamalı Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), 15 Temmuz günü gelişen darbe girişiminin toplumun tüm kesimlerinde endişe yarattığını ve medya kuruluşlarının yayınlarını kesmesinin, silahlarla haber merkezlerine girilmesinin darbecinin başarılı olması halinde gazetecilere baskıların artacağının göstergesi olduğunu belirtti. TGS’nin tarihi boyunca hep darbelere karşı olduğunun vurgulandığı açıklamada, darbe tehlikesinin ardından yaşanılanların ise gazetecileri kaygıya düşürdüğü belirtildi. Terör bahanesiyle gazetecilerin sarı basın kartlarının iptal edilmesi ve medya kuruluşlarının kapatılmasının demokrasi ve basın özgürlüğü ile bağdaşmayacağını vurgulayan sendika, “İktidar darbe bahanesiyle kendine muhalif olan medya kuruluşları üzerinde baskı kurmamalı” ifadelerini kullandı. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle