27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 21 Temmuz 2016 10 Adı OHAL olan ya da olmayan OHAL Biliyorsunuz, bu yazı çarşamba günü yazılıyor siz perşembe günü okuyacaksınız. Günlerdir aklım fikrim OHAL’de. Kişisel ve mesleki deneyimlerimden biliyorum. OHAL ile sıkıyönetim arasında uçurum filan yok. Birinde astığı astık kestiği kestik olan bir sıkıyönetim komutanı olan bir generaldir, ötekinde OHAL yetkileri ile donatılmış bir vali. Hayatın tüm renklerini siyah ya da beyaz keskinliğine indirgeyen, yurttaşları, kurumları, kuruluşları “dost ya da düşman” sığlığında kavrayan bir general ile OHAL valiliğine uygun görülmüş bir sivil(!) arasında “biri ötekini aratabilir” diyeceğim ve bu yanlış olmayacak. Gün o gün olsa sıkıyönetim komutanları ve olağanüstü hal valileri üstüne kişisel ve mesleki deneyimlerinden süzülmüş yaşam dilimleri aktarıp keyifli bir Tırmık yazmak isterdim. Ama gün o gün değil. Bu satırlar yazılırken Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı henüz bitmemişti. Ardından Bakanlar Kurulu toplanacak. O kimbilir kaçta bitecek?.. Ne olup biteceğini, önümüzdeki günlerde, haftalarda, aylarda (ve evet: yıllarda) başımıza geleceklerin ana çizgilerini ancak MGK ve ardından toplanacak Bakanlar Kurulu kararlarından öğrenebileceğiz... Ama bu Tırmık en çok 25 dakika sonra bitecek. Uçarı kaçarı yok. Yazıişlerinin zebanileri biraz tepeme dikilecekler... “Eyyy gazeteci, ey Engin Efendi, Tırmık niyetine bize mesleki sıkıntılarından ne demeye söz ediyorsun? Varsa bir diyeceğin söyle de okuyalım. Lafı geveleyip uzatıp köşeyi doldurmaya çalışıyorsun” diyeceksiniz. Haklısınız. Ama valla “var bir diyeceğim”... OHAL koşullarında “halimizi” yazmaya, başka da bir konuda yazmamaya kararlıyım. Ama MGK toplantısı... Ama Bakanlar Kurulu toplantısı... Amaaaaan, ya herru ya merru!.. HHH Resmen OHAL ilan edilir mi şu dakikalarda bilmiyorum. Ama “adı OHAL olmayan bir ‘OHAL’” kesin. “Olağanüstü bir durum yaşanıyor, dolayısıyla olağanüstü kanunlara ihtiyaç var” teranesi dünden beri haber merkezlerine art arda düşüyor, TV’lerde geveleniyor. Türkiye’nin tümü, defalarca sıkıyönetim koşullarında yaşadı, anılar, deneyimler biriktirdi. Ancak OHAL’i sadece Güneydoğu Anadolu’nun bazı illeri yaşadı. 1980’lerin sonuna doğru Bingöl, Diyarbakır, Elazığ, Hakkâri, Mardin, Siirt, Tunceli, Van, Batman, Şırnak. Daha sonra Adıyaman, Bitlis ve Muş illerinde sıkıyönetim kaldırıldı ve aynı anda olağanüstü hal ilan edildi. 90’lı yıllar o bölgede OHAL koşullarında yaşandı. O koşulları Güneydoğu’dan bir meslektaş pek kestirme özetlemişti: Abi sıkıyönetimde her şey komutanın iki dudağı arasındaydı, şimdi OHAL Bölge Valisi’nin dudakları arasında. Fark bundan ibaret... Şimdi bütün Türkiye bu koşullar altında yaşayacak... OHAL’in resmen ilan edilmesi ya da fiilen yürürlüğe girmesi arasında ciddiye alınacak, umut yeşertebilecek bir fark yok. Korkunç ve acımasız olacağını ilk saatlerde kanıtlamış bir askeri darbeden kurtulduk. Sevinelim. OHAL resmen ya da fiilen geldi. Demokrasiyi, hukuku nasıl savunabileceğimiz üstüne gün 24 saat kafa patlatalım... Önder’den İmralı çağrısı HDP İmralı Heyeti darbe girişiminin ardından İmralı’daki güvenlik koşullarıyla ilgili basın toplantısı yaptı. HDP’li İdris Baluken, Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder’in katıldığı toplantıda heyet adına Önder konuşma yaptı. Önder, kanlı darbe girişiminde hayatını kaybeden bütün yurttaşlara rahmet diledi. Darbeyi lanetlediklerini söyleyen Önder, darbe tehdidi ve darbenin yapısının adını koyan ilk kişinin Abdullah Öcalan olduğunu kaydetti. Önder, “Sayın Öcalan bu yapının paralel bir yapı olduğunu, devletin bütün kurumlarına, başta güvenlik kurumları olmak üzere sızdığını, bu yapının tasfiyesinin en gerçek yolunun ülkede radikal bir demokratikleşme hamlesiyle olacağını söyledi” dedi. Önder, darbenin başarılı olması durumunda darbecilerin Abdullah Öcalan’ı infaz edeceği yönünde haberler olduğunu belirterek, “Bir an önce zaten yasal hakkı olan aile ve avukat görüşünün, bununla birlikte bağımsız bir heyetin Öcalan ile görüşmesi ve kamuoyunun tatmin edilmesi gerekiyor” diye konuştu. haber TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN CHP’den Taksim’de demokrasi mitingi CHP darbe karşıtı miting için meydanlara iniyor. 24 Temmuz Pazar günü Taksim Meydanı’nda yapılacak mitinge, diğer siyasi partiler de davet edildi CHP, 15 Temmuz darbe girişimini protesto için meydanlara inme kararı aldı. Bu kapsamda pazar günü Taksim Meydanı’nda “Cumhuriyet ve Demokrasi Mitingi” düzenlenecek. CHP Grubu bugün saat 11.00’de basına kapalı toplanacak. Kapalı grup toplantısında son siyasi gelişmeler değerlendirilecek. Toplantıda darbe girişimi ve darbe girişiminin ardından yaşananlar, MGK ve Bakanlar Kurulu’nda açıklanan kararlar masaya yatırılacak. ‘78 milyona açık’ Darbe girişimine karşı net tavır koyan CHP, yeni bir kararı da yaşama geçirme kararı aldı ve ilk kez “darbe karşıtı” miting düzenleme kararı aldı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl de, CHP’nin 24 Temmuz Pazar günü, İstanbul Taksim Meydanı’nda “Cumhuriyet ve Demokrasi Mitingi” düzenleyeceğini açıkladı. Bingöl, ge CHP’den darbe komisyonu önergesi CHP, darbe girişiminin ardından, TBMM’de grubu bulunan bütün siyasi partilerin eşit temsil edildiği Meclis Araştırma Komisyonu kurulması önergesini TBMM Başkanlığı’na sundu. CHP grup başkanvekillerinin imzasıyla Meclis Başkanlığı’na sunu lan Meclis araştırma önergesinin gerekçesinde, 15 Temmuz’da gerçekleştiren kalkışmanın darbelere zemin oluşturan iklimin ortadan kaldırılamadığı gerçeğini gözler önüne serdiği ifade edildi. “Kuşkusuz bu durumdan siyaset kurumu da sorumludur” denildi. l ANKARA /Cumhuriyet rekli resmi başvurunun yapıldığını bildirdi. Düzenlenecek mitingin sadece CHP veya seçmenlerine yönelik olmadığını söyleyen Bingöl, şöyle konuştu: “Bu miting bütün siyasi partilerimize, parti ayrımı gözetmeksizin tüm milletvekillerimize, belediye başkanlarımıza, parti yöneticilerimize ve 78 milyon vatandaşımıza açık bir mitingdir. Orada CHP’yi öne çıkaracak bir söylem ya da davranış içerisinde ol mayacağız. Orada parlamenter demokratik sistemi güçlendiren, demokrasi ve Cumhuriyet’i, özgürlükçü demokrasiyi kalıcı kılacak bu tavrımızı, bütün vatandaşlarımızla birlikte devam etme kararlılığını göstermek üzere bir araya geleceğiz. Bu vesileyle bütün siyasi partilerimize çağrımızdır, pazar günü orada sadece CHP’nin sözcüleri olmamalı, orada diğer siyasi partilerimizin, katılımcıların da sözcüleri olmalıdır.” l ANKARA/Cumhuriyet TOBB ve sivil toplum kuruluşlarının TBMM’ye ziyareti sırasında konuşan TBMM İdare Amiri Sırrı Süreyya Önder’in, “Sayın Öcalan, İmralı’da ilk günden beri ‘Eğer bu ülkede demokratikleşme hayata geçmezse, darbe mekaniği gündeme gelir’ dedi” demesi bazı ziyaretçilerin tepkisini çekti. Önder, “12 Eylül darbesi DİSK’i kapattı. Türkİş Genel Sekreteri’ni bakan yaptı. Onlardan alacağımız demokrasi dersi yok” dedi. TBMM’de ‘Sayın Öcalan’ gerginliği MAHMUT LICALI TOBB ve sivil toplum kurumlarının TBMM’yi ziyaretinde HDP’li Sırrı Süreyya Önder, Abdullah Öcalan’ın darbeyi öngördüğünü söyleyince, bazı kişiler Önder’in üzerine yürüdü. HDP’li Önder, Türİş Başkanı Ergün Atalay’a, 12 Eylül darbesini kastederek, “Ben kurşun yağmuruna karşı cuntayla mücadele ettim. Sen cuntaya bakan vermişsin, sen konuşma!” sözleriyle tepki gösterdi. Darbe girişiminin ardından TBMM’ye destek ziyareti yapan TOBB ve sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcilerinin Meclis’teki konuşma programında gerilim yaşandı. TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın yanı sıra TBMM İdare Amirleri’nin de katıldığı ziyaret te HDP’li TBMM İdare Amiri Sırrı Süreyya Önder’in yaptığı konuşmada kullandığı “Sayın Öcalan, İmralı’da ilk günden beri ‘Eğer bu ülkede demokratikleşme hayata geçmezse, darbe mekaniği gündeme gelir’ dedi” ifadeleri bazı ziyaretçilerin tepkisini çekti. ‘Cuntaya bakan vermişsin’ Aralarında Türk İş Başkanı Ergün Atalay’ın da bulunduğu bazı kişiler ayağa kalkarak “Böyle konuşamazsınız” diye bağırdı. Konuşmasına devam eden Önder, “Ben cuntayla mücadele ederken, cezaevinde yatıyordum. Sen cuntaya bakan vermişsin, sen konuşma” diye karşılık verdi. Meclis’te görevli polisler katılımcıları sakinleştirmeye çalışırken, TBMM Başkanı Kahraman, Önder’den olayların büyümeme si için konuşmasını tamamlasını talep etti. Ancak Önder, kürsüden ayrılmayarak konuşmasına devam etti. Bu sırada bazı kişiler “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” diye slogan atmaya başladı. ‘Dersini verdiniz’ çıkışı Önder, kendisine atılan laflara “Ben kurşun yağmuruna karşı cuntayla mücadele ettim. 16 yaşımda cunta nedeniyle hapis yatmış adamım. Sizden demokrasi dersi alacak en son kişiyim” diye karşılık verdi. Önder’in konuşmasını sürdürmesi üzerine Meclis polisi kürsü önünde Önder’e doğru yürüyen kişileri uzaklaştırdı. Bu sırada Kahraman, Önder’den konuşmasını tamamlamasını tekrar istedi. Kahraman’ın “Mikrofonu kesin” talimatıyla ses sistemi kapatıldı. l ANKARA özel sayıya dağıtım engeli Haftalık mizah dergisi Leman, darbe girişiminin ardından hazırladığı ‘Darbe Özel Sayısı’ nedeniyle linç kampanyasının hedefi haline getirildi. Dergi binası basılırken, sayının dağıtımı dergi kapağında yer alan karikatür gerekçe gösterilerek polis tarafından engellendi. Darbe girişimi sonrası askerler ve sokağa çıkan bir grubun karşılaşmasının çizildiği kapakta, askerlerin arkasında çizilmiş olan elin üstünde “Mehmetçiği sü rüyorum”, sokağa çıkanların üzerinde çizilen elde ise “Gördüm.. Yüzde 50’yi sürüyorum” notu yer aldı. Sosyal medya hesabı üzerinden derginin dün yayınlanan sayısının dağıtımının engellendiğini duyuran Leman Dergisi, ‘Okurlarımıza ve basına duyuru’ başlığıyla yaptığı paylaşımda, “Leman dergisinin dağıtımı matbaada polis bildirimiyle engellenmiştir. Dergide yer alan Fetö karikatürlerinin ve şimdiye kadar yaptığı mız Fetö kapaklarının bedeli olsa gerek” diye yazdı. Derginin Fethullah Gülen ile ilgili önceki kapaklarını sosyal medyada paylaşan Leman “Dünkü Fetö kuyrukçusu riyakârlar alın size yarınki sayı da hediyemiz olsun” şeklinde yazdı. Tehdit ve hedef gösterme: ‘Kara bir faşizmle karşı karşıyayız’ Leman Dergisi Yazı İşleri Müdürü Zafer Aknar, “Dergi konumu paylaşılarak dergi binası hedef gösterildi” dedi. l İstanbul/Cumhuriyet Gülen darbeden sonra maaşını çekmiş! Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK), darbe girişiminde bulunmakla suçlanan Cemaat lideri Fethullah Gülen’e şimdiye kadar emekli maaşı da verdiği ortaya çıktı. Hatta 15 Temmuz darbe girişiminden iki gün sonra emekli maaşını çekmiş. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, Gülen’in darbe girişiminden iki gün sonra 17 Temmuz günü saat 23.00 sırasında SGK tarafından bağlanan emekli maaşının çekildiği bilgisini aldıklarını, bunun üzerine Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) yurtdışında bulunduğuna dair bildirim yapılmadığı gerekçesiyle bu maaşın kesildiğini itiraf etti. SGK dün Gülen’in emekli maaşını keserken tüm sosyal güvenlik haklarını da iptal etti. Kurumun, aynı kararı darbe girişimine katılan diğer isimler için de alması bekleniyor. l ANKARA / Cumhuriyet ‘Kısa Seyfi’ Davutoğlu iddiası Twitter fenomeni Fuat Avni hesabının arkasında ‘Kısa Seyfi’ lakaplı eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun olduğu iddia edildi. Daha önce pasife alınan Başbakanlık Uzmanı Akif Mustafa Koçyiğit, cemaate bilgi sızdırdığı gerekçesiyle gözaltına alındı. Koçyiğit’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ilgili pek çok iddiayı yazan Fuat Avni hesabının yöneticisi olduğu iddia edildi. Fuat Avni’nin hesabından ise “Yine mi yakaladınız beni, görevimin başındayım” ifadeleri paylaşıldı. Koçyiğit adına açılan Twitter hesabında Koçyiğit’in ağabeyi olduğunu belirten bir kişi, Fuat Avni’ye “Bizi kurban edemeyeceksin Kısa Seyfi! Korkma, titre...” dedi. Fuat Avni hesabı arkasında ‘Kısa Seyfi’nin olduğunu savunan ağabey Koçyiğit, “Erdoğan’ın hayatı vs. konular’ Kısa Seyfi’den öğreniliyordu. ‘Cemaat bağlantıları’ ortaya çıkan yaverler de ‘Kısa Seyfi’nin bilgi ağını oluşturuyordu” iddialarını ortaya attı. Ağabey Koçyiğit, ‘Kısa Seyfi’nin Davutoğlu olduğunu iddia etti. Meydan gazetesine polis baskını Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, Meydan gazetesinin darbeyle ilgili dün attığı “Biliyordunuz engellemediniz” manşet haberi için soruşturma başlattı. Soruşturmada, yayımlanan haberin terör suçlarına girdiği belirtilerek mahkemeye başvuruldu. Bakırköy 4. Sulh Ceza Hâkimliği, kararında “Gazetenin 20 Temmuz tarihi itibarıyla, basımının, yayımının ve dağıtımının soruşturmanın selamati açısından toplumun yaşadığı hassas durum infial oluşma ihtimali gözetilerek durdurulmasına karar verilmiştir” ifadelerine yer verildi. Kararın ardından gazetenin Şirinevler’de bulunan merkezine gelen polisler, çalışanları dışarı çıkararak içeride inceleme ve aramalar yaptı. Genel Yayın Yönetmeni Levent Kenez ile Sorumlu Müdür Gülizar Baki gözaltına alındı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle