27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 18 Temmuz 2016 10 Darbeye karşılar, ya demokrasiye? Erdoğan’ın sokağa çağırdığı, kent sokaklarında tekbirler eşliğinde gövde gösterisi yapan, ellerine geçirdikleri gencecik erleri (“rütbesiz asker” diye de anılan erlerden söz ediyorum) vahşice kırbaçlayan, tekmeleyen, linç etmeye çabalayan kalabalıklardan söz ediyorum. Meslek gereği sokaklarda da dolaşmak, gözlemek, gözlemlemek zorundayız. Siz de aynı fırsatı bulursanız bu ürkütücü kalabalıkların nerelere, nelere yönelebileceğini kolayca sezersiniz. İlk gece darbeyi önleyecek bir kitlesel tepki oluşturmak amacıyla “Sokaklara çıkın, havalimanlarına gidin, kent meydanlarında toplanın” çağrısı yapan Tayyip Erdoğan’ı anlamak mümkün. Ancak bu yandaş kitlelerini sürekli sokakta tutmuk için çağrı üstüne çağrı yapan Tayyip Erdoğan’a hak vermek herhalde mümkün değil. Darbe gecesinden bu yana kent sokak ve meydanlarında tanık olduğumuz gövde gösterilerinde darbelere karşı demokrasiyi savunan “yurttaş”lar değil, tekbirler getirerek, AKP’nin, hatta AKP’nin bile değil sadece Tayyip Erdoğan’ın tek adam diktatörlüğüne dörtnala gitmekte olan iktidarını savunan bir siyasal tercih tartışma götürmez bir açıklıkla kendini gösteriyor. Dikkatli bir göz kolayca fark eder. Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın, bakanların, Diyanet İşleri Başkanı’nın çağrısı üstüne sokaklara koşan, meydanlarda toplananlar milyonluk bir kitle değil, sayıları ancak binlerle ölçülen kalabalıklar. Onları “AKP seçmeni” olarak değil “Cihatçı özlemler besleyen AKP militanları” olarak tanımlamak daha doğru. Biz benzer kalabalıkları 1978’de Kahramanmaraş’ta Alevi evlerini basıp kafa keserken, 1993’te Sivas’ta Madımak’tan yükselen alevlerin ışığında naralar atarken, 1955’in 67 Eylül günlerinde İstanbul sokaklarında gayrimüslim avına çıkıp yakaladıkları papazı sünnet edecek kadar vahşete batmışken gördük. Ancak aynı yığınları, önlenen darbe girişimi gecesinde Boğaz Köprüsü üstünde boğaz keserken de gördük. Zavallı erin suçu komutanının buyruğuna uymaktan ibaretti ve vahşice öldürüldü... HHH Siyasal İslamla demokrasi arasında çelişkiler yeni bir tartışma konusu değil ve İslam dünyasında bu çelişkiyi yok edecek çok saygın arayışlar da yok değil. Ancak demokrasiyi “tramvay” sananlar da var ve çok. Bir askeri darbeye karşı çıkmak ertelenemez, savsaklanamaz, sessiz kalınamaz bir “yurttaşlık ödevi” ise, darbenin alternatifini otokrasi (= Devletin bütün güçlerinin tek bir kişide toplanması) ve referanslarını derinden alan bir siyasal iktidarda bulanlara karşı demokrasinin bütün olanakları ile mücadele etmek de bir o kadar ertelenemez, savsaklanamaz, sessiz kalınamaz bir “yurttaşlık ödevi” olsa gerek. Hele kör bir şiddete sarılabilecekleri mümkün olan kalabalıkların kent sokak ve meydanlarında kol gezdiği şu günlerde... Öztürk’ü AKP, YAŞ üyesi yaptı Gözaltında olan eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk, yakınları aracılığıyla yaptığı açıklamada, darbe girişiminde yer almadığını ileri sürdü. TSK’de bir grubun darbe girişiminin önlenmesinin ardından başlatılan soruşturma kapsamında, eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk gözaltına alındı. Ankara’da tutulduğu bildirilen Akın Öztürk, yakınları aracılığıyla yaptığı açıklamada, kalkışmanın başlamasından kısa süre sonra bulundukları yere ulaşarak Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile birlikte hareket ettiğini, darbe girişiminde yer almadığını belirtti. Vücudunda morluklar var Öte yandan Ankara Terörle Mücadele Şubesi’nde işlemleri süren Öztürk’ün ilk görüntüleri ortaya çıktı. Elleri arkadan kelepçeli ve yalın ayak olan Öztürk’ün vücudundaki yara izleri de dikkat çekti. Öztürk, Balyoz operasyonu sonrasında birçok komutanın tutuklanmasının ardından Korgenerallik rütbesinden Orgeneralliğe yükseltilerek 2013 yılında Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na getirildi. İki yıl komutanlık yaptıktan sonra Ağustos 2015’te görevi Orgeneral Abidin Ünal’a devretti. Orgeneral Öztürk, kalan bir yıllık görev süresini YAŞ üyesi olarak devam ettirip önümüzdeki 30 Ağustos’ta emekli edilecekti. l Haber Merkezi haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK cemAaKaPt gTSöKz’yyuemsıdzdu,ıKATDARAVOKALPNAİLŞYEMAAPTI Ankara Savcılığı, cemaatin orduda nasıl örgütlendiğini ortaya koydu Cemaatin, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde (TSK) darbe girişi na öğrenci hazırlayan cemaatin bu faa gütten olmayan veya muhalif olan herliyetleri 1984 yılından sonra yoğunluk kesi tasfiye etmeye başlamıştır” denilkazandı. İddianamede, “O dönemde di. O dönem YAŞ’a başkanlık eden Tay ADIM ADIM BÜYÜDÜ minde bulanacak kadar ya pılanması, bu duruma na sıl gelindiği sorusuna neden olurken gözleri de işin ALİCAN ULUDAĞ siyasi sorumlularına çevir di. Bu soruların yanıtları, darbeden kısa süre önce Ankara Cum TSK içerisine yerleştirilen bu öğrencilerin birçoğu şu anda kurmay albay veya general rütbesindedir” denildi. Genelkurmay Başkanlığı’nın gönderdiği belgeye yer verilen iddianameye göre 19832014 yılları arasındaki dönemde TSK ile ilişiği kesilen Fethullah yip Erdoğan ile Milli Savunma Bakanları, “irtica” gerekçeli ihraç kararlarına şerh düştü. Bir süre sonra da YAŞ’ta ihraç uygulamasına son verildi. Kumpas soruşturmaları TSK’de sayısal varlığını her yıl artı İddianamede, cemaatin TSK’nin nasıl sızdığına ilişkin şu tespitler de yer aldı: l Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki FETÖ yapılanması endişe verici boyutlara ulaşmıştır. Bu yapıyı kuranlardan tanık Kemalettin Özdemir, huriyet Savcılığı’nın mahkemeye gön Gülen Grubuna mensup personel sayısı ran cemaat, gücünü artırmak amacıy TSK’nin içinde en az yüzde 60 ile derdiği 660 sayfalık, ana cemaat iddia 400 olarak belirlendi. AKP’nin iktidara la bu kez Ergenekon, Balyoz, 28 Şu yüzde 80 FETÖ mensubu olduğunu namesinde yer aldı. İddianameye göre, Fethullah Gülen ve cemaati, 1971 yılından itibaren TSK içerisinde örgütlenmeye çalıştı. Örgüt içerisinde faaliyet gösteren talebe imamları aracılığı ile örgüt evlerinde, okullarda ve yurtlarda askeri lise ve harp okulları geldiği yıllarda ise sadece 2003’te 2 astsubay, Fethullahçı olduğu gerekçesiyle ordudan ihraç edildi. İddianamede, buna ilişkin, “TSK, 2003 yılından sonra Fetullahçı olduğunu bildiği hiç kimsenin ilişiğini kesmemiştir. Bundan sonra inisiyatif örgüte geçmiş ve TSK içinde bu ör bat, Askeri Casusluk gibi “kumpas” soruşturmalarla Atatürkçü subayları tasfiye etti. Sadece 72’si general olmak üzere 400 asker Ergenekon ve Balyoz davalarında yargılandı. Bu askerlerin tasfiye edilmesiyle birlikte ordu içinde cemaatin önü açıldı. anlatmıştır. l TSK içinde kadrolaşmak için paralel yapının 1994 yılında harbiye giriş sınavı öncesi Türkçe sorularını çalıp ele geçirmiştir. Askeri liseler, askeri harp okulları ve harp akademilerinde gerçekleştirilen sınavlarda usulsüzlükler yapılmıştır. Vekiller, 15 Temmuz gecesi TBMM’ye saldırı üzerine sığınağa girmişti. Vekillere tutuklama duyumu Sınav soruları Fethullahçı gruba sınav öncesi sızdırılmıştır. Bütün sınavlarda bu örgüt üyeleri önceden elde ettiği soruları çözerek başa Meclis’te katliamdan Ankara’da bulunan bazı milletvekilleri darbe girişimi üzerine TBMM’ye gelirken darbecilerin bütün vekilleri tutuklayacağı yönünde bazı söylentiler vekiller arasında konuşulmaya başlandı. HDP’li vekiller olası bir provokasyon ve bir tutuklamanın özellikle bölge illerinde farklı etkilere neden olabileceği ve bu durumun da darbecilerin amaçlarına hizmet edeceği kaygısıyla TBMM’ye gelmeme kararı aldı. HDP’liler bu kaygılarını TBMM Başkanı İsmail Kahraman’la da paylaştı. TBMM’ye atılan ikinci bombanın ardından milletvekilleri sığınağa girerken, vekilleri olası bir gözaltı girişiminden korumak için TBMM’deki görevli polisler sığınağın önünde uzun namlulu silahlarla nöbet tuttu. dönüldü rı sağlamıştır. l Fethullahçı Paralel Yapı Te rör Örgütü, kadrolarını general ve amiral yapmak, TSK’nin üst yönetimini ele geçirmek için soruşturma ve davalar açtırmıştır. Bu örgütten olmayan albay, amiral ve general kadrosunu tasfiye etmiştir. Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk ve benzeri davalar TSK içerisindeki diğer görüşteki askeri bürokrasinin tasfiyesi için açılmıştır. Gizlice örgütlenen FETÖ mensupları albay ve general kadrolarına terfi ettirilmiş ve bu yolla önleri açılmıştır. l Askeri yargıda, adli ve idari yargı gibi önemli ölçüde Fethullahçı hâkimlerden oluşmaktadır. Bu nedenle de örgüte yönelik yapılan hiçbir soruşturmadan doğru dürüst netice elde edilememektedir. l Bu defa TSK’yi kontrol ettiğini iddia eden FETÖ, askeri darbe ve iç savaş tehditlerinde bulunmaktadır. l Jandarma Genel Komutanlığı’nda hatırı sayılır bir FETÖ yapılanması bulunmaktadır. Darbeden 18 saat önce çalışmalarına ara verildi, vekiller ve çalışanlar kurtuldu Jandarma Genel Komutanlığı, ilgili birimlerinden 2016/29247 sayı MAHMUT LICALI şimde yatırım ortamının iyileştirilmesi Binlerce personel çalışmaların bitmesi lı soruşturmada belge ve bilgi talep etmiş ve Jandarma’nın arşivin Darbe girişiminin başladığı 15 Temmuz akşamından 18 saat önce TBMM Genel Kurulu’nun çalışmalarına ara verilmesi olası bir katliamı önledi. TBMM’de 12 Temmuz günü alınan kararla Genel Kurul’un 15 Temmuz günü çalışması kararlaştırılmıştı. Genel amacıyla bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair yasanın görüşmeleri yapıldı. Muhalefetin yasadaki kara para aklanmasını sağlayan düzenlemeye karşı çıkması üzerine bu madde yasadan çıkarıldı ve yasa kısa sürede kabul edildi. Dört siyasi parti, 15 Temmuz saat 02.30 sıralarında TBMM Genel Kurulu’nun ça nin ardından TBMM’den ayrıldı. Darbe gecesi TBMM Genel Kurulu planlandığı gibi çalışıyor olsaydı bombaların vurduğu Başbakanlık makamının bulunduğu kat, muhalefet kulisi, TBMM bahçesinde binlerce personel, yüzlerce milletvekili ve onlarca gazeteci çalışıyor olacaktı. Darbe girişiminin başlamasın de bu yapılanma ile ilgili hiçbir bilgi ve belge olmadığı dolayısıyla haklarında soruşturma yürütülen kişilerle ilgili ellerinde delil olmadığını bildirmiştir. l Harp okullarından en çok öğrenci 20072013 yılı aralığında atılmıştır. Bu tarih aralığı FETÖ’nün TSK’nin içerisine en fazla öğrenci Kurul’da 14 Temmuz günü başlayan ve lışmalarına 19 Temmuz Salı gününe ka dan yalnızca 18 saat önce alınan karar yerleştirdiği dönem olmuştur. 15 Temmuz sabahına kadar süren birle dar ara verilmesi yönünde karar aldı. büyük bir katliamı engelledi. Darbe gecesinden korkunç detaylar TSK içindeki cemaatçilerin gerçekleştirdiği darbe girişimine ilişkin ayrıntılar netleşiyor AKAR’IN BOĞAZINI SIKTILAR DARBECİYİ ALNINDAN VURDU KENDİ HELİKOPTERİNE ATEŞ SERTAÇ EŞ Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’e karargâhta baskın yapıldı. Rehin alınmasının ardından darbeciler uzun süre Akar’a darbe bildirisini imzalaması ve okuması yönünde telkinde bulundular. Akar’ın şiddetli karşı çıkmasının ardından kafasına silah dayandığı, boğazının kemerle sıkıldığı, tehdit edildiği ve bu yüzden boğuşma, arbede yaşandığı öğrenildi. Akıncı Üssü’ne nakledilen Akar’ın bir odaya konulduğu, temel ihtiyaçlarının karşılanmadığı ve yalnızca açık televizyon izlemesine izin verildiği ortaya çıktı. Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal ile Muharip Hava Kuvvetleri Komutanı Mehmet Şanver, İstanbul’da düğünde rehin alındı. Rehin alınmayan tek kuvvet komutanı olan Bülent Bostanoğlu’nun, İstanbul’da yemek davetinde olduğu öğrenildi. Bostanoğlu’nun, köprülerin kapatılmasından 5 dakika önce bilgi edindiği ve Darbenin ardından Akar’ın boynunda morluklar olduğu görüldü. yemekten ayrıldığı kaydedildi. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak’ın, Akar’ın özel kalemi tarafından “Komutan sizi istiyor” diye Genelkurmay’a çağırılmasının ardından karargâhta rehin alındığı öğrenildi. Çolak, önceki gün kurtarıldı. Jandarma Genel Komutanı Galip Mendi’nin de cuma günü Gazi Ordu Evi’nde düğüne katıldığı, Beştepe’deki komutanlık binasından silah seslerini duyması üzerine durumu sorduğu ve “önemsiz bir çatışma” şeklinde yanıt aldığı öğrenildi. Mendi’nin, düğünden ayrılırken rehin alındı. Mendi, dün akşam saatlerinde kurtarıldı. Darbe girişiminin yapıldığı akşam en heyecanlı ve dramatik gelişmeleri ise Genelkurmay’a bağlı Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda yaşandı. Özel Kuvvetler’de Tugay Komutanı olan Tuğgeneral Semih Terzi, yanındakilerle birlikte Oğulbey’deki karargâha geldi. Karargâhta nöbetçi olan nöbetçi astsubayı Ömer Halisdemir, Terzi ve beraberindekileri karşıladı. Demir, Terzi’nin “Darbe oldu, komutayı almaya geldim” sözlerine tepki gösterdi. Terzi’nin ısrar etmesi üzerine Halisdemir, silahını çekerek Terzi’yi alnından vurdu. Halisdemir, Terzi’nin yanındakilerce şehit edildi. Aksakallı kurtardı Olayın duyulmasının ardından Özel Kuvvetler Komutanı Tümgeneral Zeki Aksakallı, birliğine geldi. Ağır yaralı Halisdemir, Aksakallı’nın kucağında şehit düştü. Darbecilere müdahale eden Aksakallı, 36 kişiyi gözaltına aldı. Aksakallı, daha sonra birlikteki güvendiği askerleri çağırıp Ömer Halisdemir, darbeci generali vurduktan sonra şehit edildi. Genelkurmay’a geçti ve çatışma çıktı. Aksakallı’nın ekibine karşılık veren darbecilerin başında yine özel kuvvetlerde bir süre çalışmış Tuğgeneral Mehmet Partigöç olduğu belirtildi. Saatler gece yarısını geçerken karargâhta kontrol sağlandı. Aksakallı, Akıncı Üssü’ne geçerek buradaki operasyonu yönetti. Operasyonlar sonucu üste tutulan komutanlar kurtarıldı. Genelkurmay’daki operasyonlar hakkında bilgi veren bazı emekli generaller, “Zekai Paşa, Silahlı Kuvvetler’in hatta bu ülkenin namusunu kurtardı. Yaptığı operasyonlardan sonra herkes tavrını netleştirdi” dedi. Darbe girişimine bazı helikopter pilotlarının destek vermesi nedeniyle Ankara Güvercinlik Kara Havacık Okulu’nda da gece boyunca çatışmalar sürdü. Kara Havacı personelin Cumhuriyet’e verdiği bilgilere göre Güvercinlik Havaalanı’ndaki çatışmalar saat 21.30’da başladı. Edinilen bilgilere göre havadaki F16’lara destek veren grup alanın taarruz taburu bölgesini ele geçirdi. Kara Havacıların İstanbul ve İzmir Hava Alaylarındaki bazı paralel gruplar da bu desteğe katıldı. Durumu aynı bölgede bulunan Jandarma Kara Havacılık Komutanlığı yakından izlemeye başladı. Hareketlenmenin ortaya çıkmasının ardından Jandarma’ya ait hiçbir helikopterin uçmasına ilk başta izin verilmedi, darbecilere karşı konulacağı bütün personele duyuruldu. Darbecilerin Güvercinlik’teki hakimiyeti sabah saatlerine kadar sürdü. Ancak gün aydınlanınca Jandarma Havacılık Birliği ve Jandarma Özel Asayiş Komutanlığı’na bağ lı özel harekâtçılar operasyon başlattı. Timler ilk önce Güvercinlik’teki kuleye operasyon yaparak ele geçirdi. Bunun üzerine darbeciler faal helikopterle Jandarma Havacılık Komutanlığı apronuna ve birlik binalarına saldırıya geçti. Jandarma özel harekâtçıların karşılık vermesi üzerine sert çatışmalar yaşandı. Çatışmaların ilerleyen aşamalarında darbeciler Güvercinlik Üssü’nü ele geçiremeyeceğini anlayınca Akıncı Üssü’ne kaçtı. Kara Havacılık personeli Cumhuriyet’e şu değerlendirmeyi yaptı: “İçimizi en çok acıtan olay Türk ordusuna ait bir Cobra tarafından ateş altında yüreğimiz kan ağlarken Cobra’ya ateş etmek zorunda kalmamızdır. Kara Havacılık ailesi içine de ne yazık ki paralel gruplar sızmış, yıllarca korunmuşlar ve etkin görevlere getirilmişlerdir. Kripto olarak halen görevde olanlar olduğu gibi emekli olduğu halde bunlara destek veren hainlerin olduğu da bilinmektedir.” l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle