15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 30 Haziran 2016 TASARIM: İLKNUR FİLİZ Çakma diplomacı Tapi Irmağı, Hindistan’da Madhya Pradeş’in güneyinde doğar, Gucerat’tan geçer, büyük bir kavis çizer ve Kambay Körfezi’nde denize kavuşur. O gün Tapi Irmağı’nın Gucerat’ta Nesu Irmağı’yla ağızlaştığı yerde iki cenazenin yakılması için hazırlıklar yapılmaktaydı. Cenazelerden birinin çevresinde beşon kişi toplanmış, ölünün bedenini süpürge çalısı dikenleriyle, gazete kâğıtlarıyla örtmeye çalışıyorlardı. Bu garipten yüz metre ötedeki odun yığınına yerleştirilmiş diğer ölünün ise takipçisi çoktu, üstüne çiçek demetleri, güzel kokan nane ve ıtır otları serpilmekteydi. Önce zengin ölüsü dualarla ateşe verildi, sonra Hindu ruhbanlar, garibin bulunduğu yere yöneldiler. Buraya gelince de dua etmeye başladılar. Esmerin esmeri bir genç, daha dua bitmeden çalıları tutuşturdu. Tam o sırada beklenmedik bir şey oldu: Rıhtımda bir taksi belirdi. Nehir kenarına kadar hızla gelen bu taksiden atlarcasına yere inenler, yanan ölünün yanına koştular, nehirden kova kova su alıp ölünün üstüne dökmeye başladılar. Birisi, ölmüşün ayaklarından tutarak çekti, cesedi suya atarak (cazzz!) yangını söndürdü. Ortalık karıştı. Ne oluyor? Bu adam Hindu değil ki Müslüman! Biz onu mezarlığa götürüp gömeceğiz... O bölgede böyle hatalar olağandı. Sadece saçları ve bazı organları yanmış cesedi taksinin bagajında Müslüman mezarlığına götürdüler. Orada toplanmış on kişiden biri bir konuşma yaptı: “Biz onu ‘Amurta’ olarak bilirdik. Artık asıl adının bu olmadığını açıklamanın bir sakıncası kalmamıştır. O, yaşamının uzun bir bölümünü saraylarda geçirmiştir; bir ülkenin racasıydı. Bu işi iyi yapmadığı, yüzüne gözüne bulaştırdığı, sonunda kaçmak zorunda kaldığı söylenir. Uzun süre arandığını, ağır cezalara çarptırılmamak için birçok yerde değişik adlarla saklandığını, tapınaklarda yatıp kalktıktan sonra buraya, Gucerat’a gelip Teneke Mahallesi’nde bir eve yerleştiğini biliyoruz. Bu adam, yaşamının son yıllarında geçimini, racalığı sırasında inceliklerini iyi öğrendiği bir işi yaparak sağladı: İhtiyacı olanlara ucuza sahte ilkokul, lise hatta üniversite diploması düzenledi. Sayesinde birçok kimse memur oldu, yargıç oldu, savcı oldu, hatta birinin beyin cerrahı olduğunu, ameliyatlar yaptığını bile duyduk.” Cenaze gömüldükten sonra cemaatten biri, Amurta olarak bilinen adamın oğluna başsağlığı diledi, “İyi ki bu sefer eskisi gibi bocalamadan işin ne kadar vahim olduğunu hemen kavrayabildin de babanın öteki âleme Hindu törelerine göre yollanmasını engelledin” dedi, “Öyle gitseydi iyi yerlere varmaz, bu din gereği yüzlerce sene defalarca yeniden doğmak, yeryüzünde kıyamete kadar kâh örümcek, kâh kertenkele, kâh köstebek olarak yaşamak zorunda kalırdı.” ŞANS TOPU 06, 19, 24, 29, 30 +13 5+1 BİLEN: 642 bin 82 TL (1 kişi) 5 bilen: 2 bin 791’er TL 4+1 bilen: 331.20’şer TL 4 bilen: 28.75’şer TL 3+1 bilen:20.65’er TL 3 bilen: 3.70’şer TL 2+1 bilen: 6.55’şer TL 1+1 bilen: 3.70’şer TL 30 Haziran 2016 SAYI: 33139 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Yayın Koordinatörü Murat Sabuncu Yazıişleri Müdürleri Bülent Özdoğan Baydu Can Reklam ve Pazarlama Direktörü Ayşe Cemal Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Pınar Ersoy l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. lMuhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 03.27 03.20 03.53 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 05.28 13.15 17.13 05.16 12.59 16.55 05.43 13.22 17.14 Akşam 20.49 20.30 20.48 Yatsı 22.39 22.16 22.30 yorum 13 Henüz hayattaydılar, akşam binecekleri uçak için valizlerini topluyorlardı belki. Kimi ülkesine geri dönüyor, kimi iple çektiği tatilin heyecanını yaşıyordu. Hükümetin ‘yok’ dediği güvenlik zafiyeti onlar gibi hepimizi tehdit ediyordu aslında ama elimizden bir şey gelmiyordu. İşte elimizden ne gelir diye toplanmıştı İstanbul Tabip Odası’nın konferans salonundaki yüzden fazla insan. Hünez onlarca insan hayattayken, yüzlerce insan yaralanmamışken. “Ne yapmalı, nasıl yapmalı? İktidarın ülkeyi içine düşürdüğü durumdan nasıl kurtarmalı” sorusuna yanıt arıyorlardı. Barış, demokrasi, özgürlükler, insan hakları ve laikliği koruyacak daha doğrusu yok edilmesinin önüne geçebilecek bir güç odağı arayışı toplantısıydı yapılan. Atatürk Havalimanı can pazarına dönüşmüşken Meclis’te yargıyı Saray’a bağlayan siyasilere “Utanmıyor musunuz” diyecek bir halk muhalefeti aranıyordu aslında. CHP, HDP, BDP ve SHP’li eski milletvekillerinin oluşturduğu Diyalog Grubu’nun toplantılarıyla filizlenen, Rıza Türmen’in yazısıyla harekete geçen ‘Demokrasi İçin Birlik’ toplantısına siyasi partiler, sendikalar, meslek odaları, aralarında kadın, çevre ve LGBTİ gibi sivil toplum örgütlerinin de olduğu onlarca kurum ve kuruluşun temsilcisi katılmıştı. Eski Uruguay Cumhurbaşkanı José Mujica’nın solun kazanma sırrını açıklayan “Kazandık, çünkü birleştik. Farklılıklara saygı duyarak birlik olduk. Birleştiğinizde gerçek bir alternatif olmaya başlıyorsunuz” sözleriyle açıklıyorlardı birlikteliklerini. Türkiye tarihinde görülmemiş bir hareketin öncüsü olmayı hedefliyorlardı. Asansör bozuk olduğu için n Her türlü darbeci zihniyete karşı durmak. n Farklı görüşler arasında konsensüs sağlamak de ğil bu farklılıklarla bir ortak strateji altında birleşmek. n Demokrasi ile Kürt sorununu çözmek. n Kutuplaşmayı ortadan kaldırmak. n Her türlü tahakküm ilişkisine son vermek. n Tüm etnik ve dinsel yapılarla birlikte hareket et mek. n Gidişattan rahatsız olan AKP seçmenini de kap samak. n Çevreciler, kadın hareketleri, LGBTİ’ler, işçilerle hareket etmek. n Hukuk, demokrasi, özgürlükler ve barış temelli Demokrasi cephesi ya da minimum birleşme noktaları bulmak. n Bütün farklı alanlardaki direnişlerin toplanacağı bir mucize yaratmak esnek bir yapı oluşturmak. n Geniş şemsiye, dar hedefler koymak. dört katı yürüyerek çıkmak zorunda kalan 90 yaşını n Umutsuz ve çaresiz hisseden halka bir umut ver devirmiş siyasetçi ve yazar Tarık Ziya Ekinci, “Bura mek. ya kadar gelmem mucize ama kendimi mecbur hisset Tüm bunlar ve belki de daha fazlası için eylül sonu tim” diyerek yeni bir mucizenin doğması için desteği ekim başı gibi bir kurultay çağrısı yapmaya karar ver ni veriyordu. di ‘Demokrasi İçin Birlik’ toplantısı. Bunu da bugün Tüm katılımcıların söz ve karar mekanizmalarında yarın açıklayacağı ‘Başlangıç Bildirisi’yle kamuoyuna eşit temsil edileceği, bir partinin şemsiyesi altına gir duyuracak. meyeceği ama tüm partilere kapısını açacak ‘Demok ‘Demokrasi Cephesi’ için bu toplantı yapılırken he rasi İçin Birlik’in nasıl bir yapısı olacağı konusunda nüz Atatürk Havalimanı’nda IŞİD bombası patlama konuşmacıların istekleri örtüşüyordu. mıştı. Toplantının bitmesinden birkaç saat sonra pat n Dağınık olan toplumsal muhalefeti bir araya ge layan bu bomba aslında böyle bir oluşumun ne kadar tirmek. zorunlu, ne kadar yakıcı bir gereklilik olduğunu bir kez n Yeni bir siyasal alan ve dil yaratmak. daha ortaya koymuştu. n Mevcut hükümetin politikalarına karşı yeni bir Kimbilir gerçekten bu kez biz de ‘akıllanır’ ve kaza proje ve somut adımlar belirlemek. nırız... Sorumlu kim mi?Olaylar ve GOrUSler EDİTÖR:ÖZGÜRMUMCUveSİNEMUSERKARA [email protected] HİLMİ TAŞKIN EğitimciYazar Ülkemizi on dört yıldır AKP iktidarı yönetiyor. Sürekli olarak tek başına iktidarlar! O halde TBMM’de güçlüler. Yürütme zaten ellerinde ve referandumlarla, yasal düzenlemelerle yargıda da etkinler. Beştepe’de oturan Cumhurbaşkanı da adeta partili cumhurbaşkanı gibi davranıyor. Devletin tüm kurumları da kontrollerinde hatta kadrolaşmalarla kendilerine bağlanmış vaziyette... Bürokrasi ellerinde... Kamuoyunu yönlendirmek için medya da ellerinde. Özetle her alanda güçlüler! Bu nedenle yaşadıklarımızın siyasal sorumlusu da kendileri olmalıdır. Sorumluyu başka yerde aramaya gerek yok. Dış politika hataları Yıllardır dış politikada hatalar yapan kendileridir. “Kardeşim Esad” döneminden, “Şam’da Emevi Camisi’nde namaz kılacağız” söylemi de kendilerinindir. Suriye’de Esad karşıtlarına destek olan da kendileridir. ÖSO, El Nusra ve IŞİD (DEAŞ) gibi örgütlerin Suriye’de ortaya çıkmasında da hatalı politikalar etkili olmuştur. Dünyanın çeşitli ülkelerinden IŞİD’e destek için gelenler ülkemiz üzerinden Suriye’ye rahatça geçebilmiştir. Sınırlarımız yolgeçen hanı olmuştur. IŞİD, ülkemizden kolayca militan devşirebilmiştir. IŞİD’li canlı bombalar ülkemizi kolayca eylem alanı yapabilmişlerdir. IŞİD militanları ülkemiz hastanelerinde tedavi olabilmişlerdir... Güvende değiliz! Ne İstanbul’da, ne Ankara’da ne de başka bir kentte artık insanlarımız güvende değildir. Hatalı Suriye TSK, MİT ve Emniyet iktidarın emrindedir. Ama terör örgütlerinin kanlı saldırıları sürmektedir. Canlı bombalar, bomba yüklü araçlar patlamaktadır. İktidarın topu taca atma gayreti boşunadır, siyasal sorumluluk iktidardadır. Can erok Atatürk Havalimanı’nda salı gecesi yaşanan saldırıda 42 kişi hayatını kaybetti. politikası gibi hatalı başka politikalarda yıllardır sürdürülmüştür. “Oslo Tutanakları” örnektir. İmralı suyoluna çevrilmiştir. Habur görüntüleri ve sonrası yaşananlar vatandaşın yüreğini sızlatmıştır. Öcalan’ın mektubu Diyarbakır’da Nevruz’da okutulmuştur. Barzani ile Diyarbakır’da “megrimegri” türküsü eşliğinde yapılan şov unutulmamıştır. “Çözüm süreci” ve bu sürecin sonucu olarak imzalanan “Dolmabahçe mutabakatı” ortadadır. Süreç zarar görmesin diye valilere verilen talimatlar da bizzat en yetkili tarafından açıklanmıştır! Bu sürecin sonunda terör örgütünün kentlerimizi silah ve militan deposu yaptığı da bir gerçektir. Nitekim bu gerçek de itiraf edilmiştir! Bu hatalı politikalar, daha sonra ülkemizde terör eylemleri olarak karşı mıza çıkmıştır. Hem IŞİD terörü hem de PKK terörü kentlerimizde güvenliği tehdit eder olmuştur. Bombalar cirit atıyor! Canlı bombalar, bomba yüklü araçlar ülkemizde cirit atıyor. Güneydoğu’da kentler savaş görüntülerini andıran bir mücadele ile “yeniden vatan yapılmaya” çalışılmaktadır! Son bir yılda verilen şehit sayısı ortadadır. Başta Ankara ve İstanbul olmak üzere neredeyse tüm kentler güvenli değildir. Son saldırı İstanbul Atatürk Havaalanı’na yapılmıştır. Onca güvenlik önlemine rağmen IŞİD canlı bombaları havaalanına girmiş ve eylem yapabilmişlerdir! Demek ki Başbakan’ın “Güvenlik açığımız yok” demesine rağmen ciddi bir güvenlik açığı vardır. Siyasal sorumluluk On dört yıldır ülkeyi tek başına AKP iktidarı yönetiyor. Yasama denetimleri altında, yürütme kendilerinde, yargı kontrol altında... TSK, MİT, Emniyet emrinizde... Bürokrasi bütünüyle yandaş olmuş. 5 Haziran 2015 tarihinden bugüne IŞİD ve PKK saldırıyor. Diyarbakır ile başladı saldırı ve 20 Temmuz 2015’te Suruç ile devam etti. 10 Ekim 2015’te Ankara Gar katliamı yaşandı. Sonra 12 Ocak 2016 Sultanahmet saldırısı yaşandı. 17 Şubat ve 13 Mart 2016’da Ankara saldırıları yaşandı. 19 Mart 2016 Taksim, 27 Nisan 2016 Bursa,1 Mayıs 2016 Gaziantep, 7 Haziran 2016 Vezneciler ve 28 Haziran Atatürk Havaalanı saldırısı yaşandı. Çok sayıda insanımız öldü ve yaralandı. Ve hatalı politikalarınızla kentlere inen terör örgütü ile Güneydoğu kentlerinde çatışmalar sürüyor. Neredeyse her gün şehit haberleri geliyor. Doğrudan suçlu değilsiniz... Ama doğrudan sorumlu olan sizsiniz. Çünkü 14 yıldır iktidar sizsiniz. Siyasal sorumluluk size aittir. Halkın can güvenliğini sağlamak sizin sorumluluğunuzdadır. İstifa yerine istifade İngiliz Başbakanı Cameron, AB referandumundan sonra sorumluluk duyarak istifa kararı aldı. Bizdekiler ise nedense o sorumluluğu bir türlü duymamaktadır. İstifa yerine sürekli istifade mantığı geçerlidir! Oysa kral çıplaktır... 5 Haziran 2015 tarihinden bugüne tüm bombalı araçların ve canlı bombaların siyasal sorumluluğu iktidara aittir. Ülke yönetilememektedir. Zaten amaçları ülkeyi yönetmek değil, kendi siyasal anlayışlarına göre ülkeyi dönüştürmektir. Yaptıkları ve yapmak istedikleri de budur... KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] [email protected] Tan’dan sonra Yıldırım’DAN ELEŞTİRİ Müslüman Kürtler partiden soğuyor HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın ardın dan HDP’nin muhafazakâr kesim den koptuğuna yönelik bir eleş tiri de Siirt Milletvekili Kadri Yıldırım’dan geldi. HDP’li Yıldırım, TBMM’de yaptığı basın toplantısın da partideki bileşenlerin LGBTİ ey lemlerine katılmasının ve bazı mil letvekillerinin Ramazan ayında uluorta yemek yemesinin HDP’ye Kadri Yıldırım zarar verdiğini belirterek, “Devrimciliğin ve ilericili ğin ölçütü uluorta oruç yemek değil, uluorta içki iç mek de değil” diye konuştu. Dindarların HDP’den so ğuduğunu kaydeden Yıldırım, Müslüman Kürt halkı nın beklentilerinin karşılanmadığını kaydetti. ‘Bileşenleri de Müslümanlar seçiyor’ HDP’ye verilen oyların yaklaşık yüzde 95’inin sahibi olan Müslüman Kürt halkının beklentilerinin karşılanmadığını kaydeden Yıldırım, “HDP’de Müslüman Kürt halkından başka bazı ideoloji, etnik köken ve inanç sahibi bileşenler vardır. Adı geçen bileşenlerden kontenjan olarak seçilen milletvekillerinin kitlesel tabanları onları seçebilecek bir nicelik potansiyeline sahip değildir. Onları da Müslüman Kürt halkı seçmiştir. Fakat milletvekili olsun olmasın gerek partiyi sevk ve idare etmede, gerek teşkil edilen karar ve danışma organlarında yapılan görevlendirmelerde Müslüman Kürt halkının beklentileri karşılanmış değildir” dedi. Yıldırım, HDP yönetimi ve teşkilatlarında muhafazakârların kendini görmediğini belirtti. l ANKARA/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle