14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 22 Haziran 2016 6 Şimdi de noter krizi haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: SERPİL ÜNAY MHP kongresine katılan delege sayısı konusunda tartışma yaşanırken delege sayısını tespit eden noter vekiline baskı yapıldığına ilişkin görüntüler ortaya çıktı MHP’li muhaliflerin 19 Haziran Pazar günü gerçekleştirdikleri olağanüstü tüzük ku rultayına ilişkin genel merkez ile mu halefet arasındaki tartışmalara bir yeni si eklendi. Salondaki görevlilerin Anka ra 13. Noter Vekili Mustafa İset’e “bas kı yaptığına” ilişkin video görüntüle ri ortaya çıktı. Görüntülerde, kurulta yın ardından hazirun cetveli ve dele ge imza listeleriyle ilgi li tespit işlemlerini ya pan görevli noter veki li Mustafa İset’in, “dele gelerin kendisini ve kim lik kartlarını bizzat gör SELDA GÜNEYSU meden WhatsApp ve mail üzerinden gönderilen kimlik fotokopileriyle iş lem yaptığı” görülüyor. Görüntülerde İset’in “Birisi geldi sistemimizi bozdu gitti. Ben isteseydim tutanak tutar çe ker giderdim ama partide sevdiğim in sanlar var” dediği, yakasında “Meral Akşener Görevlisi” yazan bir kişinin de İset’e, “Türkiye’nin geleceği şu anda se nin parmaklarının ucunda. Türkiye’nin geleceği bak...” dediği yer alıyor. MHP yönetimi, Genel Başkan Dev let Bahçeli’nin grup toplantısının ar dından “Sürprizlerimiz var” dediği ni anımsatarak, “sürprizlerden birinin bu olduğunu” söyledi. Muhalefet cephesi ise “görüntülerin salondaki 3, 5 delegenin eksik kimlik bilgilerinin tamamlanmasını içeren gö rüntüler olduğunu” savundu. Muhalif ler, “Oradaki kalabalıktan geri dönen delegelerimiz bile oldu. Noterin hima yesinde arkadaşlar arıyor ‘Salonda mı sınız’ diye. Onlar da ‘Salondayız’ demiş, çünkü fotokopi makinesi bozulmuş” açıklamasını yaptı. Akşener’in avukatı Feridun Bahşi ise “Noteri spekülasyonların yapılabileceğini tahmin ettiğimiz için çağırdık. Adamın yüzü gözükmüyor, ses anlaşılmıyor, birilerinin tertibi olduğu açık. Önemli olan hazirun listesi ve orada 752 imza var. Noter 656 imza olduğunu açıkladı. Noterdeki listede, ‘Ben yoktum’ diye çıkıp gelecek olan varsa gelsin. Noter çağırmak zorunda değildik. Noter sonuca etkili değil” dedi. 9 MYK üyesi imzaladı Öte yandan genel merkezin yaptığı incelemelerde 9 Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyesi ve 5 milletvekilinin 19 Haziran’daki kurultaya katılarak, imza verdiği ortaya çıktı. MYK üyelerinden Ahmet Turgut, Aybuke Topçubaşı Ekici, Bünyamin Polat, Celal Dağgez, Mehmet Kılıç, Mustafa Erdem, Osman Cem Kazmaz, Ömer Demirel ve Özcan Pehlivanlıoğlu’nun isimleri ile 5 milletvekili Yusuf Halaçoğlu, Ümit Özdağ, İsmail Ok, Nuri Okutan, Seyfettin Yılmaz’ın adı noter tasdikli imza listesinde yer aldı. Ancak kurultaya katılıp da noterli tasdik imza vermeyen MYK üye de bulunduğu, bunlarla birlikte kurultaya katılan MYK üyelesi sayısının 20’ye ulaştığı belirtiliyor. l ANKARA DEVLET BAHÇELİ: SÜRPRİZLERİMİZ OLACAK MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 19 Haziran’da tüzük kurultayını yapan parti içi muhalefete sert tepki gösterdi. Partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli, kurultayı “çirkeflik ve pervasızlık” olarak niteledi. Muhaliflere “Vay zavallılar vay; bu kadar mı küçüldünüz, bu kadar mı şuur kaybına uğradınız?” diye seslenen Bahçeli, şöyle devam etti: “Hadi diyelim, kurultay yaptınız. Ha di bunu kabul ettik sayalım. Peki, yargı kararına göre tek maddelik tüzük değişikliği gündemiyle toplanması gereken bir kurultayda, hiç kimsenin haberi olmadan 13 maddeyi hangi ara değiştirdiniz? MYK ile genel başkan yetkilerini nasıl tırpanladınız? Açılması usulen mümkün olmayan kurultay açıldı, saatlerce delege sa yımı yapıldı, gecikmeyle divan seçildi ve tüzük maddeleri değiştirilmiş oldu. Tu rist Ömer olsa hızınıza yetişemezdi.” Ankara 13. Noterliği’nin “bir gün sonra zorlaya zorlaya 656 delegenin salonda hazır bulunduğunu açıkladığını” söyleyen Bahçeli, “Ne var ki, hiçbir vicdan sahibi çıkıp da, tüzük hükümlerinde yapılacak bir değişiklik için Dernekler Kanunu’yla, Türk Medeni Kanunu’nun 78 ve 81’nci maddeleri kapsamında, toplam delege sayısının üçte iki çoğunluğunun aranacağını söyleyememiştir” dedi. “MHP’nin toplam delege sayısının 3’te 2 çoğunluğunun 809 olduğunu” belirten Bahçeli, kurultayda “karar yeter sayısı ile toplantı yeter sayısının birbirine karıştırıldığını” vurgulayarak, “Akyurt, Ankara il merkezi olmamasına rağmen, kurultay mekânı olarak bu ilçenin seçilmesi yasadışı olmayacak mıdır? Yarın birileri Diyarbakır’da parti kurultayı yapmaya kalkarsa ne olacak” diye sordu. Kahraman yaparsınız Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Bahçeli, tüzük değişiklikleri ile ilgili Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan bir iptal beklenip beklenmeyeceği sorusu üzerine Bahçeli, “Sürprizlerimiz olacak bekleyin biraz” yanıtını verdi. Bahçeli, muhaliflerle ilgili disiplin süreci yaşanıp yaşanmayacağı sorusu üzerine de “Kongrelerin karambolde yapıldığı bir yerde ihraç talebiyle birisini göndersek ertesi gün onu kahraman yaparsınız, milletin başına bela edersiniz. Onun için o aklımda duruyor gereği ne zaman gerekiyorsa o zaman yapılacaktır” dedi. Bahçeli, kongrede aday olacağını belirtti. l ANKARA/Cumhuriyet Ankara’dakilere bakKılıçdaroğlu, Özgür Gündem’e destek veren 3 aydını ‘teröre yardım’dan tutuklayan hâkime seslendi: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Özgür Gündem gazetesi ile dayanışma için başlatılan “Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği” kampanyasına katılan Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Ahmet Nesin ve Erol Önderoğlu’nun “terör örgütü propagandası yapmak”tan tutuklanmasına karar veren hâkime “Teröre yardım ve yataklık yapanı arıyorsan hepsi Ankara’da” diye seslendi. Partisinin grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu şu mesajları verdi: Teröre yardım yapanlar Ankara’da: 3 aydın tutuklandı, hapse atıldı. Teröre yardım ve yataklıktan. Hâkime sesleniyorum, teröre yardım ve yataklık yapanı arıyorsan hepsi Ankara’da, hepsi terör örgütüne yardım ve yataklık yapıyor. Bu aydınlar ellerine bomba alıp eylem yaptılarsa hapse atın, valilere telefon açıp bunlara dokunmayın, bomba yığılsın silah dağıtılsın dedilerse alın içeri. Ama böyle bir şey yok. Siz Türkiye’nin dünyada bozulan imajına katkı yapıyorsunuz. Tarihin çöp sepetine gidecekler: Adalet sisteminin temeline dinamit koymaya başladılar. “HSYK, Yargıtay, Danıştay işe yaramıyor değiştireceğiz” dediler, değiştirdiler. Şimdi yeni kanun getirdiler. HSYK’yi, Danıştay’ı, Yargıtay’ı sıfırlıyorlar. Hitler’in, Pinochet’nin, Mussolini’nin yaptığıdır bu. Bunlar da aynı akibiyete uğracaklar, tarihin çöp sepetine gideceklerdir. Bağımsız değil talimat alan yargı istiyorlar. Lise öğrencisi kadar yüreğin yok: (Yargıtay Başkanı Cirit’e): Yargı için yeni bir paket geldi. Anayasaya aykırı. Biliyorlar anayasaya aykırı olduğunu. Diyorlar ki, “Nasıl olsa Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez. Anayasa Mahkemesi iptal etse de bir şey olmaz” diyorlar. Bu hukuka karşı hiledir. Hukuku hile üzerine inşa ederseniz ahlakı bir daha yozlaştırmış olursunuz ve toplum adaletten bir şey beklemez. Ne diyordu çay toplayan vatandaş “Adalete güven yüzde 30’a indi”. Sen niye çay toplamaya gittin, niye isyan etmiyorsun? Bir liseli öğrenci kadar yüreğin yok senin. Bir gün o hile sizi bulur: Yapılan hukuki değil siyasidir. Bu konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacağız. AYM üyelerine sesleniyorum, Nasıl HSKY’yi tasfiye ediyorlarsa, sizin için de bir kanun gelebilir, “AYM üyelerini tasviye edeceğim” diyebilir. Hilenin arkasında durursanız, o hile bir gün sizi de bulur. Seni başkan yaptırmayacağız: Birilerinin derdi hiç değişmiyor, terör, işsizlik önemli değil. Kardeşim seni başkan yaptırmayacağız. l ANKARA / Cumhuriyet Can Dündar Berivan Aydın Akın Atalay Charles Hunter Mark Libby ‘İfade ve basın özgürlüğünün sıkı takipçisiyiz’ ABD İstanbul Başkonsolosu Charles Hunter, veda ziyaretleri kapsamında gazetemize geldi. Hurter’a ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yeni Türkiye Masası Direktörü Mark Libby, Basın Ateşesi David Connell ve Basın Danışmanı Özgür Çabuk eşlik etti. Heyet, Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay’la görüştü. Türkiye’deki otoriter gidişatın ve Washington’ın tepkisinin ele alındığı görüşme yaklaşık 1.5 saat sürdü. Başkonsolos Hunter, görüşme sonrası şu açıklamayı yaptı: “Basın ve ifade özgür lüğü gibi ABD için büyük endişe kaynağı olan konuları tartışmak üzere buradayız. Cumhuriyet ve Dündar da bu konulara büyük oranda müdahiller. Bu ziyaret yalnızca gazeteye dair son gelişmeleri öğrenme fırsatı değildi. Aynı zamanda Washington’dan gelen yeni çalışma arkadaşımızı bu konularla tanıştırmak, Türkiye’de demokratik değerlerin desteklendiğini ve tüm vatandaşların toplanma, ifade ve basın özgürlüklerini kullandığını görmek umuduyla bu konuların sıkı takipçisi olacağımızı ifade etmek istedik.” l BERİVAN AYDIN Demirtaş’tan, Özgür Gündem’e destek olan aydınların tutuklanmasına tepki: Elinde kara liste var HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demiraş, Özgür Gündem gazetesiyle dayanışma için sembolik olarak genel yayın yönetmeni olan Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Ahmet Nesin ve Erol Önderoğlu’nun tutuklanması konusunda “Bu beyefendinin elinde kara liste var. Bugüne kadar canını sıkan, kendisinin hukuksuz işlerini belgelemeye çalışan kim varsa bunlardan hesap sorabilmek için bu listeyi sürekli güncelliyor” diye konuştu. Partisinin grup toplantısında konuşan Demirtaş, “Gazeteciler ilk defa tutuklanmıyor. 39 gazeteci gazetecilik faaliyetleri yüzünden tutuklu. Gazetecilere her an her saat soruşturma ve davalar açılıyor” dedi. Bunların kendilerini şoke etmediğini söyleyen Demirtaş, ancak önceki günkü tutuklamaların bambaşka bir şey olduğunu kaydetti. Demirtaş, şunları dile getirdi: “Özel bir kin var. Saraydakinin elinde bir liste var sanırım. Şebnem Hanım Cizre’deki katliamların belgelenmesi konusunda rapor hazırlamıştı. Bu Demirtaş HDP grubuna seslendi. beyefendinin elinde kara liste var. Bugüne kadar canını sıkan, kendisinin hukuksuz işlerini belgelemeye çalışan kim varsa bunlardan hesap sorabilmek için bu listeyi sürekli güncelliyor.” Katile kelepçe takmadılar Firuzağa saldırısına değinen Demirtaş, burada insanların ölümle tehdit edildiğini ancak saldırganlara kelepçe takılmadığını söyledi. Demirtaş, “Bundan utanç duyan bizleriz, yüzleri köse leye dönmüş olanlar utanmıyorlar” dedi. İzmir’de yakalanan seri katile de kelepçe takılmadığını anımsatan Demirtaş, aydınlara kelepçe takılmasının kabul edilemez olduğunu kaydetti. Biz seni bedava rezil ederiz Cumhurbaşkanlığı’nın örtülü ödeneğinden yapılan harcamanın 2 milyar TL’yi bulacağının tahmin edildiğini söyleyen Demirtaş, bu rakamın resmi bütçenin 5 katı kadar olduğunu ifade etti. Demirtaş, örtülü ödenek harcamalarının tarihlerinin seçim dönemleri olduğunu belirterek “Devletin parasını kendisi için harcamış” dedi. Erdoğan’ın ABD’ye Muhammed Ali’nin cenazesine giderken yapılan harcamanın 2 milyon TL olduğunu kaydeden Demirtaş, “Yani insan 2 milyona kendini ancak o kadar rezil edebilirdi. Bizim paramızı o şekilde harcama, rezil olmak istiyorsan biz seni burada rezil ederiz. Her gün rezil ederiz merak etme” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet Madımak da bir ‘yanlış’tan mı ibaretti? Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Firuzağa saldırısına ilişkin değerlendirmesi (bakın, “tepkisi” bile diyemiyoruz) bize onun topluma yaklaşımındaki ayrıştırıcı çifte standardı çok açık örnekliyor. Erdoğan, “Ramazan günü sokaklara taşan bu tarz bir etkinliğe kalkışma” ve “kendi milletinin, kendi şehrinin hassasiyetlerine saygı duymama”ya böyle kaba güçle müdahale etmenin “yanlış” olduğunu belirtmiş!.. Adeta “Yanlış yaptınız Tosunlar” diyor Firuzağa azgınlarına. Onlara yönelik “nush”tan öteye gitmeyerek... Deyiş malum: “Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.” Bir mekâna barbarca girip taş üstünde taş koymayan, insanların kafasında şişeler kıran, onlara “P...v...ler” diye küfreden ve “Hepinizi içeride yakarız” tehditleri de savuran bir güruh karşısında Cumhurbaşkanı “nush”, yani nasihatle yetiniyor. Hâlbuki kimler karşısında tekdiri, yani azarın en yalazlısını devreye sokmamıştı ki!.. En çarpıcı misal, “Barış İçin Akademisyenler” bildirisine imza atanlar için söyledikleri: “Eyy aydın müsveddeleri”, “Karanlıklar”, “Zalimler”, “Alçaklar”... Üniversite öğretim üye ve yardımcısı veya doktora öğrencisi bu insanlara o böyle tekdirde bulunduğu içindir ki bugün de bir bakan çıkıp imamhatipleri övme adına üniversite mezunlarına ağzına geleni söyleyip “yamyam” diyebiliyor. Köteğe en taze örnek de Bolu’da 10. Yıl Marşı’nın çalınmasını yasaklayan Milli Eğitim Müdürü’nü protesto etmek isteyenlerin karşılarına dikilen polis şiddeti... “İktidar balığı” baştan kokuyor. Gezi olaylarından bu yana hayat tarzı noktasında fiilen adeta iki ayrı “ulus” haline getirilmiş ülkede içten içe bir “uluslarsavaşı” sürüyor. Ve iktidar, toputüfeğiyle, copubiberiyle, tekdiriköteğiyle bir tarafı ezmeye, yok etmeye çalışırken diğer tarafı, o ne kadar zorbalaşırsa zorbalaşsın “idare ediyor”. Sanal bir “ümmet kardeşliği” telkini eşliğinde toplumun neredeyse yarısına “münafık”, “mülhid”, “zındık” muamelesi yapılarak somut bir “yurttaş kardeşliği”nin zemini ha bire tahribata uğratılıyor. Toplumsal barış yok ediliyor. Oysaki gerçek hiçbir “dış” karşılığı olmayan, tamamen içedönük bir duygusal motivasyon yaratmaya, içerideki hedef kitleye “gaz verme”ye yönelik bir retorik bu “ümmet kardeşliği”. Nereden mi biliyoruz? Diyanet İşleri Başkanı’nın sözlerinden!.. Mehmet Görmez, iki yıl önce düzenlenen “Dünya İslâm Bilginleri Barış, İtidal ve Sağduyu İnisiyatifi” başlıklı toplantının sonuç bildirgesinde ne demişti, hatırlayalım: “Yapılan araştırmalara göre günde ortalama 1000 Müslüman katlediliyor.” Amma velâkin, devam etmiş Başkan: “Bunun yüzde 90’ı, Müslüman tarafından, kardeşi tarafından katlediliyor.” Buyrun ümmet kardeşliğine!.. İslâm’ı “iktidarla malul” hale getirdikçe kardeşliğe değil, kardeşkatline kapı açacak; barışa, huzura, sevgiye değil, çatışmaya, huzursuzluğa, kine davetiye çıkaracaksınız... Hiçbir kötü niyeti olmayan, dine saygılı, orucanamaza duyarlı insanlara oruç tutmuyorlar diye saldıran barbar bir “sürü”ye, böyle yaparak aslında İslâm’ı yaralamalarına hiç ses çıkarmadan sadece “kaba kuvvet yanlışlığı” nasihatinde bulunacaksınız... Ve hepimizi, demek ki size göre “Madımak Yangını” da sadece bir “yanlışlık”tan ibaretmiş diye kara kara düşündüreceksiniz, öyle mi?.. Ne bu dünya size kalır!.. Ne de bu dini sizin tekelinize bırakırlar!.. Arcayürek’in ölüm yıldönümü Cumhuriyet’in çınarını anıyoruz Türk basınının duayen ismi, Cumhuri yet yazarı Cüneyt Arca yürek, birinci ölüm yıl dönümü olan yarın anı lacak. 23 Haziran 2015 günü Ankara’da teda vi gördüğü hastanede 87 Cüneyt Arcayürek yaşında yaşamını yitiren Arcayürek için yarın sa at 11.00’de Gölbaşı Mezarlığı’ndaki gömü tü başında tören düzenlenecek. 1927 yılın da doğan Arcayürek, gazeteciliğe 1947 yı lında CHP’nin yayın organı Ulus’ta başla mıştı. Arcayürek’in “Johnson’un Mektu bu” haberi, büyük yankılar uyandırmış, hakkında davalar açılmasına neden olmuş tu. Arcayürek, bu haberiyle 1966 yılın da yılın gazetecisi ödülünü almıştı. Kıbrıs Harekâtı’ndan sonra Kıbrıs’a ilk giren ga zeteci olan Arcayürek 1985 yılından itiba ren Cumhuriyet’te yazmaya başlamıştı. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in da nışmanlığını da yapan Arcayürek, 36 kitap yazmıştı. l ANKARA / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle