14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 22 Haziran 2016 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: İLKNUR FİLİZ haber 5 ‘Vekile de sıkacakmışız’CHP’li Özcan, Bolu’da kendilerine gaz sıkan polislerin kendi aralarında yaptığı konuşmayı anlattı Seri Cinayetler Zamanı Çok özenmişiz besbelli, sevinç içindeyiz; nihayet bizim de bir “seri katilimiz” oldu. “Katilimiz”, bir dizi, tanımadığı insanı ortak bir günahın, kusurun sahibi sayıp öldürmüş olsa daha kitaba uygun olacaktı ama olsun; gazetelerimiz internet sitelerimiz, Twitter ahalimiz “işte nihayet bizim de seri ve aynı zamanda katil bir adamımız var” diye gönenç içindedir. Ben bu “meşru”luğa terfi etmiş “galatı meşhur”lara bayılırım; yanlışı yanlış olmaktan çıkarır; “madem ki herkes aynı yanlışın peşinde ben niye geri kalayım” der takılırsınız. Bu “seri katil” meselesi de öyledir. Ben de işte işin “seri” kısmına takılarak yoldan sapayım da “katil dediğin seri olmalı” deyip kendimi kurtarayım. HHH Bizde cinayetler seri olmaz. İnsanımız öznesiz yüklemsiz ölmeye, öldürmeye alışık değildir. İlle de muhteremlere dokunan bir neden olacak. Namus belasına olabilir, komünistlik olabilir, Alevilik olabilir, ramazan ayında sigara içmek, bira şişesiyle yakalanmak olabilir. Hatta bir vakitler Gezi Parkı’nda ağaçları korumaya almış sonra “Mesele yalnızca ağaç değil siz hâlâ anlamadınız mı” demiş olabilirsiniz. Baskı altında yayın yapmaya çalışan bir gazete ile dayanışma göstermek de doğrusu önemli bir neden sayılabilir. Böyle durumlarda özellikle “sosyal medya” mekânında, “trol, troliçe ahalisinde” öldürme içgüdüsü kabarıverir. Bunda kuşkusuz sanal bir dünyanın esrarının arkasına gizlenmenin rahatlığı rol oynar ama eline pala alıp sokağa çıkan da yok mu? HHH İtiraf edelim; “seri katil” yetiştirme gayretinin siyaset meydanında destek görmesi gerçekten ürkütücüdür. Bir bakıyorsunuz, tartışmalı bir parti kongresinde adı sanı belli, yedi TİP’li genci katletmekten hüküm giymiş bir “şahsiyet” boy gösterebiliyor; protokoldedir. Bir bakıyorsunuz Cihangir’de plak satan Koreli arkadaşın mekânına dalıp “Ulan ramazan ayında bu ne gürültü, bu içki bardakları da ne oluyor” diyen birileri eski cinayetlerle ruh ortaklıklarını hatırlatarak “yakarız ulan sizi” haykırışındadır. Bu son olay devletin ne kadar seri hareket ettiğinin de kanıtıdır ki, “halisane niyet sahibi” arkadaşları seri bir şekilde yakalamış ve yine seri bir şekilde serbest bırakabilmiştir. Aynı şekilde üç aydının “emsal olsun” diye seri bir şekilde sorgulanıp seri bir şekilde tutuklanması da bu kapsamdadır; adaletin ne kadar hızlı çalıştığı gösterilebilmiştir. HHH Ben ne diyecektim, nereye geldi laf. Özeti şudur: bizde seri cinayet olmaz, seri yani eli çabuk katil olur. Asıl olan cinayetlerin hızlı bir şekilde işlenmesi, katillerin kaybedilmesi, “faili meçhul” kavramının devlet eliyle sözlüklere sokulmuş olmasıdır. Biraz geride kaldı bizimkiler, ama olsun, ileride seri cinayetler işleyebilecek katillerin eli kulağındadır. Yukarıdan aşağıya, aşağıdan yukarıya yoğun çaba yakında meyvesini verecektir. HHH Kanlı bir dünyanın rengi yavaş yavaş sokakları sarıyor. Öfke tırmanıyor; köşeden üstümüze gelecek eli palalı IŞİD özentisi “mücahidin” ne kadar seri olabileceğini de biliyoruz artık. Azmettirenler de hiç yabancı değil; protokolde oturuyorlar. HDP’li vekillere ait 30 fezleke Diyarbakır’da Adalet Bakanlığı’nda bulunan ve henüz Meclis’e sevk edilmeyen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve HDP milletvekillerine ait 30 fezleke, işlem yapılmak üzere Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi. Savcılık yetkilileri, fezlekelerin anayasa değişikliği kapsamında olmasından dolayı Meclis’e sevk edilmeden direkt Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiğini söyledi. l DİYARBAKIR / DHA 26 kişinin yargılandığı dava Bursa’da başlıyor Ankara’da 103 kişinin yaşamını yitirdiği 10 Ekim katliamını protesto için Bursa’da 1213 Ekim’de düzenlenen eylemler nedeniyle eski HDP Bursa Milletvekili Asiye Kolçak, DİSK, KESK, TMMOB, çeşitli siyasi parti ve STK temsilcilerinin aralarında bulunduğu 26 kişiye dava açıldı. CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal’ın dosyası ise şimdilik ayrıldı. Davanın ilk duruşması yarın Bursa’da görülecek. l SELİN GÖRGÜNER 300 kişiye hakaret ve terör soruşturması Isparta Emniyet Müdürlüğü, 300 kişi hakkında “Cumhurbaşkanı’na hakaret”, “Türk bayrağına hakaret”, “PKK” ve “Paralel Devlet Yapılanması” propagandası yapıldığı iddiasıyla fezleke hazırlayarak bulundukları illerin cumhuriyet savcılıklarına gönderdi. l DHA Polis, CHP’li Tanju Özcan’a gaz sıkmıştı. Bolu İl Milli Eğitim Müdürü Yusuf Cengiz’in 10. Yıl Marşı’nı yasaklamasının ardından önceki gün Milli Eğitim Müdürlüğü önündeki protesto eyleminde polisin yüzüne biber gazı sıktığı CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan yaşananları Cumhuriyet’e anlattı. Polislere kendisine gaz sıkmaları için talimat verildiğini anlatan Özcan, “Müdahale öncesi iki polisin diyaloğuna şahit oldum. Polislerden biri ‘müdahale başlayınca milletvekiline de gaz sıkacakmışız’ dedi. Diğer polis ise ‘dokunulmazlıkları var nasıl gaz sıkacağacız?’ diye sorunca ‘dokunulmazlıklar kaldırıldı’ yanıtını verdi ilk polis. Bu diyaloğa müdahale ederken alanda başka bir gerginlik olunca oraya yö neldim. 1 dakika sonra müdahale başladı zaten” dedi. Vatandaşa gözdağı “Türkiye faşizme doğru hızla ilerliyor diyorduk, burada belli hedeflere ulaşılmış” diyen Özcan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir milletvekiline bunu yaparak ‘milletvekiline bunu yaptık artık siz düşünün’ diye vatandaşlara gözdağı veriliyor. İktidar bu tür olaylarda valileri kullanıyor. Her seferinde daha militan kadroları görevlendiriyorlar. AKP’nin valisi gibi davranıyorlar. Ben orada polislere de söyledim ‘Kime gaz sıktığınızı bir düşünün ben Habur’da teröristleri törenle karşılayan partinin değil Cumhuriyet’i kuran partinin vekiliyim dedim.” l Yurt Haberleri 30 MİLLETVEKİLİ VE YÜZLERCE PARTİLİ BOLU’DAKİ GAZLI MÜDAHALEYİ PROTESTO ETTİ Bolu’ya giden 30 CHP’li milletvekili, İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne yürüyerek CHP’lilere yönelik müdahaleyi protesto etti. CHP’den Bolu çıkarması Bolu İl Milli Eğitim Müdürü Yusuf Cengiz’in 10. Yıl Marşı’nı yasaklaması ve yasağı protesto eden aralarında CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın da bulunduğu partililere gaz bombalarıyla müdahale edilmesinin ardından Gürsel Tekin, Enis Berberoğlu, Barış Yarkadaş, Mahmut Tanal, Yakup Akkaya, Muharrem İnce, Haluk Pekşen, Elif Doğan Türkmen ve Rıza Yalçınkaya’nın da aralarında bulunduğu 30 CHP milletvekili kente giderek protesto eylemi yaptı. Polis, Milli Eğitim Müdürlüğü’nün bulunduğu sokağın girişini kamyonetle kapattı ve milletvekillerinin bulunduğu otobüsün girişine izin verilmedi. Bazı partililer buna tepki gösterdi. Kısa süreli tartışmanın ardından milletvekilleri otobüsten inerek müdürlük önüne yürüdü. Muharrem İnce ve Gürsel Tekin, burada toplanan yaklaşık 400 kişi ile birlikte basın açıklaması yaptı. Müdürlük giriş kapısı önünde ve çevrede önlem alan polis müdahalede bulunmadı. İnce, 10. Yıl Marşı’ndan korkanların Atatürk düşmanı, Cumhuriyet düşmanı olduğunu belirterek Bolu Milletvekili Tanju Özcan’a gaz sıkan polise tepki gösterdi. İnce, “Biz bu ülkeyi geren, kutuplaştıran Cumhurbaşkanı gibi kandan, kinden, nefretten beslenenler değiliz ama hesap sormaktan da geri durmayacağımızı 78 milyonun bilmesini isteriz” dedi. Daha sonra milletvekilleri ve kalabalık valilik binasına kadar 10. Yıl Marşı eşliğinde VALİDEN VEKİLE: HADDİNİ BİL Bolu Valisi Aydın Baruş, 10. Yıl Marşı’nı yasaklayan İl Milli Eğitim Müdürü Yusuf Cengiz hakkında inceleme başlatıldığını belirtti. CHP’nin İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde yapılan protesto gösterisine polisin biber gazlı müdahalesini savunan Baruş, “Bu toplantıyı başka yöne kaydırmak isteyenler polisin kurmuş olduğu barikatı kaldırmak ve emniyet güçlerimizi zor durumda bırakmak üzere bazı tatsız hareketler yaptılar. Ben kimsenin kanuni bir hakkını kullanırken, böyle bir şeye maruz kalmasını istemem. Ancak istemediğimiz olaylar aldığımız tedbirlerden değil, oradakilerin kurallara, yasalara uymama inadından kaynaklandı” dedi. CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan’a daha önce hakaret davası açtığını anımsatan Baruş, “Adamsan bu Milli Eğitim müdürünü görevden alırsın’ gibi bir ifade kullanmış. Bir defa adamlığın ölçütünü koymak sana düşmez. Adam olmak ettiğin sözün nereye varacağını iyi Vali Aydın Baruş bilmektir, hukuk önünde hesabını veremeyeceğin sözler söylememektir. ‘Şu kadar güne kadar görevden aldın, almadın ben senin hakkında gereğini yapacağım’ demiş. Bilmek güzel şeydir, haddini bilmek daha güzel şeydir. Sayın milletvekili ne zaman valileri tayin eden, valileri görevden alan bir mevkiye ulaştı. Herkes işine baksın. Herkes kanunun kendisine verdiği yetkileri kullansın” diye konuştu. l Yurt Haberleri yürüdü. Milletvekilleri, valilik önünde de Vali Aydın Baruş’u protesto etti. ‘Kendini Bolu Beyi sanıyor’ Burada konuşan İnce, “Seçilmiş milletvekiline ‘Haddini bil’ diye açıklama yapmış. Ey kendini Bolu Beyi zanneden Bolu Valisi. Haddini sen bileceksin. Merak etme burada da CHP’nin Köroğluluları vardır. Ben ona ‘Vali olamazsın’ demiyorum. Vali olursun da adam olamazsın. Recep Tayyip Erdoğan’ın valisi olabilirsin” dedi. Tekin: Bu araç kimin? CHP’li Gürsel Tekin, gazetemize yaptığı açıklamada, CHP’nin yürüyüşü öncesi Milli Eğitim Müdürlüğü’nün bulunduğu sokağın girişinin kamyonetle kapatılmasına tepki göstererek “Aracın plakası 34 FJ 312. Bu araç kimin? Ne malum bunun bombalı araç olmadığı. Bu aracı buraya kim çektirdi, bunu açıklasınlar” dedi. l Yurt Haberleri UtanmıyorsunuzBCaşHkÖPaGznervlue: pkili CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in, Özgür Gündem gazetesinin nöbetçi genel yayın yönetmenleri Şebnem Korur Fincancı, Erol Önderoğlu ve Ahmet Nesin’in tutuklanmalarını TBMM Genel Kurulu’na taşıması tartışma yarattı. Özel, “Utanmıyorsunuz, Türkiye adına biz utanıyoruz” diyerek AKP grubuna tepki gösterirken, AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan ise “Manşetleri okusam korkarım, öyle bir gazete” diyerek tutuklamaları savundu. Kürsüde Korur’u anlattı AKP’nin Meclis gündemini ve çalışma saatlerini düzenleyen grup önerisi üzerinde söz alan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Özgür Gündem’in tutuklanan nöbetçi genel yayın yönetmenlerini TBMM gündemine taşıdı. Genel Kurul kürsüsünden yaşananlara tepki gösteren Özel, “Utanmıyorsu Özel’in, Özgür Gündem gazetesinin üç nöbetçi genel yayın yönetmeninin tutuklanmalarını TBMM gündemine taşıdı. Vekiller arasında tartışma çıktı nuz, Türkiye adına biz utanıyoruz. ‘Şebnem Korur’ dediğiniz kişi Türkiye’nin adli tıptaki en önemli akademisyeni. İstanbul Protokolü, işkencenin ve kötü muamelenin tespitinde; o protokolü yazan kişi. Pozantı’yı kapattık ya, o protokolü yazan kişi. Şebnem Korur, 11 Temmuz 1995 Bosna’daki katliamın, o katliamın izlerini bulan kişi. Siz Şebnem Hanım’ı içeri koydunuz, Sınır Tanımayan Gazeteciler Vakfı’nın Başkanı’nı içeri koydunuz. Gazeteci yazar gününde 28 Şubat sürecinde sizin mağduriyetlerinizi dile getiren adamları sadece ‘Benden olmayan, beni eleştiren herkes teröristtir’ diye rek içeriye koydunuz” dedi. ‘Talimat sizden’ CHP ve HDP’li vekillerin tepkileri üzerine konuşan AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan’ın, “İşlem bizim değil, yargının faaliyeti” ifadesi üzerine HDP Grup BaşÖzel kanvekili Meral Danış Beştaş da, “Sizin talimatınızla” tepkisini gösterdi. Turan, tutuklamaları savunarak, “O mesele, terörle ilgili yapılan bir adım, işlem. Abdullah Öcalan’ın yazarı olduğu bir gazete, manşetleri okusam korkarım, öyle bir gazete. Siz bunu burada savunma hâline giriyorsunuz” dedi. CHP RAPOR HAZIRLADI Dürümlü adalet bekliyor İKLİM ÖNGEL CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun görevlendirdiği CHP heyeti, PKK’lilerin bomba yüklü kamyonu infilak ettirdiği katliamın ardından 16 kişinin yaşamını yitirdiği, 36 çocuğun babasız kaldığı Dürümlü Köyü’nü ziyaret etti. CHP Milletvekili Murat Emir, ailelerin temel beklentisinin “adalet” olduğunu söyledi. Emir, ailelerin birinci fail olarak örgütü gördüklerini ve örgüte büyük tepki olduğunu belirtti. Emir şunları anlattı: Temel beklenti adalet: Şu ana kadar aileye verilmiş bir bilgi, açılmış bir dava yok. Soruşturmanın ne aşamada olduğunu bilmiyorlar. Soruşturma var ama failler yok, faillere dönük ipuçları yok. Etkili bir soruşturma yapıldığından şüpheliler. Ailelerin en temel beklentisi adalet. O kamyon nasıl geldi: Ailelerin aklındaki temel soru: “15 ton yüklü bir kamyonun Diyarbakır’a 20 kilometre mesafeye kadar nasıl gelebildiği”. Bunun anlamlandıramıyorlar. İstihbarat var mı, yok mu sorusu var. Varsa, neden değerlendirilmedi, gereği yapılmadı ve bu acı yaşanıyor, istihbarat yoksa bu daha da önemli bir sorun. Örgüte tepkililer: Birinci elden failin örgüt olduğunu düşünüyorlar ve örgüte son derece tepkililer. Çatışmanın bir an önce bitmesini istiyorlar. Kan ve gözyaşının temel nedeninin buradaki çatışma olduğunu ifade ediyorlar. Belki olası bir saldırı önlendi: Ailelerin acısı çok büyük ama bir yandan da “Biz büyük can kaybı verdik ama belki de Diyarbakır’da olası çok daha büyük can kayıpları önlendi” diyorlar. l ANKARA DİNK DAVASI DEVAM EDİYOR Sanık polis: Asıl katiller gizleniyor CANAN COŞKUN Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetinde, “Kamu görevlilerinin ihmaline” ilişkin ana davayla birleşen 35 sanıklı davada sanık polis Muhittin Zenit’e çapraz sorgu yapıldı. Zenit sorguda, tetikçi Ogün Samast’ı tanımadığını söylerken, Dink ailesi avukatlarının, ‘failin Samast olduğu ortaya çıkmasının ardından neden İstanbul’a gittin’ sorusuna Zenit’in avukatları tepki gösterdi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmada eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek’in avukatı Zenit’e “Soruşturma savcısının avukatınız olmadan ifadenizi aldığını ve baskı alında ifade verdiğinizi söylediniz. Size nasıl bir yönlendirme yaptı. Ne karşılığında tahliye vaat edildi” diye sordu. Zenit de, “Savcı bana ‘her şeyi anlat seni bırakayım’ dedi. Ben de ‘ne anlatayım savcım’ dedim” diye konuştu. Cerrah’ın avukatı da, “Hrant Dink’in öldürüleceğine dair bilgi aldığında yapılabilecek başka bir şey var mıdır? Raporu kime sundunuz? Koruma tedbiri neden almadınız?” diye sordu. Zenit de yalnızca polis memuru olduğunu, rapor hazırladığını söyledi. Atalay Filiz benzetmesi Tutuklu sanıklardan dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlisi Ercan Demir söz aldı. Gerçek katillerin saklandığını söyleyen Demir, kendisinden ve ekibinden katil çıkmayacağını belirterek, kendisinin telefonunun dinlenerek mağdur olduğu başka bir davada, bu davada birlikte yargılandığı sanıkların orada da sanık olduğunu anımsattı. Demir, “Hem beni FETÖ üyesi olarak yargılıyorsunuz hem de beni Hizbullahçı olarak dinliyorsunuz. Sonra beni mağdur ilan ediyorsunuz. Atalay Filiz ile aynı durumdayım” dedi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle