15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 21 Haziran 2016 10 Erdoğan’ın Gezi planında boş yok Bugün aslında Büyük Britanya’daki “Brexit” referandumunu yazmaya niyetlenmiştim. Malumunuz, iki gün sonra ada halkına “AB’den çıkalım mı” diye sorulacak ve cevap “Evet” olursa tarihin akışı değişecek. Geçen hafta başında kamuoyu yoklamaları “Evet çıkalım” diyenlerin “Hayır kalalım” diyenlerden fazla olduğunu gösterince konunun ciddiyeti birdenbire arttı. Büyük Britanya ayrılacak olursa, AB’nin bugünkü AB olarak devam edemeyeceği ve bu yeni vaziyetin Türkiye’yi de hayli etkileyeceği aşikâr. Lakin bu Türkiye’de yaşarken Brexit hakkında yazmak mümkün mü? Bütün dünyayı yakından ilgilendiren Brexit gibi acil bir konuda bile, Türkiye gözümüzü kendisinden bir an bile ayırmamıza izin vermiyor. Bu ülke sonunda akıl, dikkat ve alakamızı tamamen içine çeken bir karadeliğe dönüştü. Türkiye, karanlık istibdadın dipsiz çukurunda yuvarlandıkça karadeliğin çekim gücü daha da artıyor. Davutoğlu’nun tasfiyesi, Türkiye’nin aşağıya burgu hareketinin ritmini hızlandırdı... Düşüşe ivme kazandıran olayların arasındaki zaman aralığı bir hayli daraldı. Bu yüzden başımızı Türkiye’den kaldırıp dünyaya bakamaz haldeyiz. Olayların sonuncusu, Erdoğan’ın geçen cumartesi “Taksim’deki Gezi Parkı’na o tarihi eseri inşa edeceğiz” demesi oldu. Aynı konuşmada, yayalaştırılacak Taksim’e bir de sözde “selatin cami” yaparak meydanı dev bir namazgâha çevirme hedefini, adını koymadan teyit etti. 2013’teki Gezi Direnişi, Cumhuriyet dönemi Türkiye’sinin en önemli simgelerinden olan Taksim Meydanı’nın Erdoğan tarafından kalıcı biçimde dönüştürülmesini geçici bir süre için durdurmuştu... Ama onu bu gayesinden vazgeçirmemişti. Şaşırmış da değiliz. 14 yıllık iktidarı Erdoğan’ın zihin dünyası ve karakterini yeterince tanımamızı mümkün kıldı. Asla uzlaşmaz ama geri adım atabilir. Güç eksenli siyasi hareket hattı, “ileri ve geri” olmak üzere iki yönlü ve son derece basittir. Gerideyken uygun anı kurgular ve bekler; sonra ileriye hamle yapar. Güç kaybını güç kullanarak telafi eder. İnatçıdır, kincidir, merhametsizdir. Bütün bu karakter özellikleri hiç de sofistike olmayan oyun planlarını uygulamakta ona yardımcı olur. İşte şimdi uygun an geldi. Ağını ördü, tuzağa düşürmek için avını “Gezi”yle dürttü. Bakın, 2013’tekinden çok daha güçlü bir Erdoğan var şimdi. Erdoğan ana akım medyayı kendisine teslimiyete mecbur etti; Gülen medyasını bitirdi. Yargı ve Emniyet üzerinde kesin hâkimiyet kurdu. AKP’de siyasi karakter ve akıl sahibi kim varsa tasfiye etti; örgütü bir şahıs partisine çevirdi. 2013’te bir “palalı” vardı; şimdi belki bu tiplerden binlerce var. Son üç yıl zarfında rejim kendi kitlesini tehlikeli biçimde radikalleştirdi. Ve nihayet bir sabah uyandığınızda iş makinelerinin Gezi’ye dalmış olduğunu duyarsanız hiç şaşırmayın. Ülkenin gidişatı bu saldırının gerçekleşme ihtimalini her geçen gün artırıyor. Ve üstelik Erdoğan’ın Gezi senaryosunda boş yok. İş makineleri Gezi’ye girdiğinde “Geziciler” direnirse, hareket kanla bastırılacak. 2013’teki polis şiddetine rahmet okutulacak. AKP trollerinin “Vurun, öldürün” diye polise çağrı yapmaları gayet manidar. Sokağa inen her türlü muhalefet ölçüsüz bir şiddetle ezilecek, tutuklama dalgalarıyla sivil toplum darmadağın edilecek ve bu biraz da dikta rejiminin yol temizliği için yapılacak. Erdoğan’ın 2013’te “Evde zor tutuyorum” dediği yüzde 50’nin binde biri bile “ansızın kontrolden çıkarsa” yeni bir 67 Eylül yaratabilir. Rejimin sözcüleri 2013’ten bu yana İstanbul’un Cihangir ve Nişantaşı semtlerini her fırsatta hedef göstererek cehenneme giden yolun taşlarını döşediler. Rejim, Gezi’de provokasyon mühendisliği yaparak kendi “Reichstag Yangını”nı çıkarmanın peşindedir. Kimsenin kuşkusu olmasın. İş makineleri Gezi’ye hücum ettiklerinde ciddi bir protesto ve direnişle karşılaşılmaz ise Gezi’nin öcü alınmış ve Taksim’in saltanat meydanına dönüştürülmesi için yola çıkılmış olunacak. Erdoğan’ın Gezi planında boş yok. Anaokuluna patlayıcı attılar, bayrağı indirdiler Van’ın İpekyolu ilçesindeki bir anaokuluna PKK’liler tarafından el yapımı patlayıcı atıldı. Ölen ve yaralanan olmazken ana sınıfının girişi tamamen yand. Saldırı öncesi güvenlik kameralarını tahrip eden saldırganlar, okulun önündeki direkte bulunan Türk Bayrağı’nı da indirdi. İndirilen bayrağı saldırganların beraberinde götürdüğü belirtildi. Okul bahçesinde de patlamamış bir el yapımı patlayıcı bulundu. İpekyolu İlçe Milli Eğitim Müdürü Şükrullah Yavuzer, “Nedeni ne olursa olsun okullara yapılan saldırılar asla ve asla kabul edilemez. Çocukların eğitim öğretim hakkını engellemek anayasal bir suçtur. Bir yıl içinde 20’den fazla okulumuza saldırı düzenlendi” dedi. l DHA haber EDİTÖR: SERKAN OZAN Yeraltı doktorları Savaştan kaçan Suriyeli doktorlar İstanbul’daki mültecilere sağlık hizmeti veriyor Haftalık Amerikan haber dergisi Newsweek, Türkiye’nin tıbbi sistemine katılamayınca ‘yeraltına inen’ Suriyeli doktorları mercek altına aldı. Zia Weise imzalı haberde, bir dönem Ortadoğu’nun en iyi sağlık sistemlerinden birine sahip olan Suri pan Dr. Rami, semtte kendisininki gibi 4 kliniğin daha olduğunu, Suriyelilerin Türkiye’de yaklaşık 100 klinik açtığını söylüyor. Türkler de geliyor Kaçak kliniklerin çoğalmasında hastalardan gelen yoğun talep de Çevredeki eczanelerin çoğu, Suriyelilerin kliniklerinden gelen reçeteleri kabul edip hastalara ilaçları indirimli veriyor. İstanbul Tabib Odası Başkanı Dr. Selçuk Erez, mülteci doktorların son 5 yıldır tıbbi eğitim almadığına dikkat çekerek “Sahte diplomalarla çalışan CHP’DEN MÜLTECİ RAPORU Yaşam değil dram ye’deki savaştan kaçan doktorla etkili. Bir diğer kliniği işleten Ab lar olduğuna da eminim” diyor. rın bürokratik engeller nedeniyle dullah, “Türk hastaneleri Suriye Buna karşılık Dr. Rami, istenirse İKLİM ÖNGEL Türkiye’de çalışamadıkları ve çareyi yasadışı yöntemlerde buldukları aktarılıyor. Deyr ez Zorlu göz cerrahı Dr. Rami, dört ay önce İstanbul’un Fatih ilçesinde kaçak bir klinik açmış. Yanında çalışan 7 doktor da mülteci. Kapıdaki Arapça afişte pediyatri, diş hekimliği ve doğum hizmetleri verdikleri yazıyor. Geçinebilmek için bir yandan da özel bir hastanede kayıt dışı ameliyat ya lilere adil davranmadığı ve biz onların dilini konuştuğumuz için buraya geliyorlar” diyor. Abdullah’a göre hükümet, sağlık sistemi üzerindeki yükü hafiflettiği için kaçak kliniklere karışmıyor. “Yalnızca Suriyelileri tedavi ettiğimiz için görmezden geliyorlar. Mülteciler mültecileri tedavi ediyor” diyor. Ancak hastalardan sabit ücret olarak 20 lira alan kliniklere sigortasız Türkler de rağbet ediyor. sorunun kolayca çözüleceğini, sınava tabi tutulabileceklerini söylüyor. Abdullah ve ekibi de sağlık bakanının ifadesiyle 30 bin doktor açığı olan Türkiye’nin hastanelere Arap doktor almasını istiyor. Newsweek, akşamları bir Suriye hastanesine dönüşen Bezmiâlem’i de ziyaret etmiş. Hastanenin Türk doktorları 5’te paydos edince, yerlerini 10 Suriyeli doktor ve hemşire alıyor. l Dış Haberler CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba’nın başkanlığını yaptığı “Göç ve Göçmen Sorunlarını İnceleme Komisyonu” hazırladığı raporu açıkladı. Kitaplaştırılan ve geliri göçmen çocukların eğitimine harcanacak olan raporda dikkat çeken başlıklar şöyle: Donan bebekler: Türkiye’de 2 milyon 483 bin 121 Suriyeli barınma merkezlerinin dışında yaşamlarını sürdürmektedir. DMİRÜELBNTİREENLCİKİSKİCVAERMMİCPİEIYNHAAÖPKYILAÜDRKIŞ’TIE Elektriği, banyosu olmayan tek göz odada 6’sı yetişkin, 15’i çocuk 21 kişi, komşularının yaptığı yiyecek ve giyecek yardımlarıyla yaşayan aileler, soğuktan donarak ölen bebekler, ev kirası karşılığında kız çocuklarının ‘evlilik’ adı altında cinsel istismara maruz bırakılma sı veya kadınların ikinciüçün cü ‘eş’ olmaya zorlanması göz yumulan bir durum olarak sür mektedir. Dördüncü eş: Suriyeli çocuk ların zorla evlendirildiği, (ço cukların yüzde 5’ini oluşturu yor) üçüncü dördüncü eş ola rak satıldığı ifade edilmektedir. Adana’da 1217 yaş grubunda evlendirilmiş çocuk oranı yüz de 16’yı bulurken bu yaş gru bunda evli olan kız çocukları nın yüzde 40’ının da hamile ol Toprağımızdan sökemezlerSivricehöyüklüler, Alevi köylerinin bulunduğu bölgeye yapılmak istenen konteynır kente karşı 87 gündür direniyor. duğu belirlenmiştir. Pek çok hak ihlali ne yazık ki mülteci çocukların yaşamında olağanlaşmış durumlardır. Beş yaşında işçi: Tekstil atöl SERMET ÇUHADAR Kahramanmaraş’ta Alevi köylerinin bulunduğu bölgeye yapılmak istenen 27 bin kişilik konteynır kente yönelik tepkiler sürüyor. Valilik yörede her türlü eylemi yasaklarken yöre halkının direnişi 87. gününü doldurdu. Sivricehöyük köyünde pazar gecesi birlik cemi yapıldı. Sanatçılar Tolga Sağ ve Erdal Erzincan ile Türkiye’nin çeşitli yerlerinden ge şananları kovboy filmindeki acımasız güçlü kişinin bir alanı dikenli tellerle çevirerek el koymasına benzerek “Yıllarca hayvanlarımızı otlattığımız arazi birileri tarafından bir sabah dikenli tellerle çevrilerek bizlerden koparıldı. Ama yapılanlar yasa adına yapıldı” dedi. Neden hep Aleviler? Kamp inşasının başlaması ile birlikte bölgenin ekolojik dengesinin de bozulmaya başladığını an ruz” diye konuştu. Maraş katliamını anımsatan Satı Yıldız ise geçmişte acı olayların yaşandığı bu bölgede devletin daha hassas olması gerektiğini vurguladı. Oğlu Veli’nin YSE’de çalışırken Maraş katliamı sırasında 1978’de öldürüldüğünü anlatan Yıldız, “Burası beni doğduğum yaşadığım topraklar. Bizler bir daha aynı acıları yaşamak istemiyoruz. Biz Suriyelilere karşı değiliz ama kim gelecek belli değil. Neden hep yelerinde 5 yaşındaki çocukların dahi çalıştırıldığı görülmüştür. Bir öğün yemek karşılığı fuhuş yapan küçük yaşta kızlar olduğu, fuhuş yaptırılan çocukların yaşının 1213’e kadar düştüğü belirtilmektedir. Nizip’te cinsel taciz, istismar ve fuhşun “alenen” yapıldığı, yetkililerin buna göz yumduğu ifade edilmiştir. Cinsel istismara uğradıktan sonra kamptan ayrılan ve kendilerinden haber alınamayan çocuklar bu len Alevi dedelerinin katıldığı tö latan Caner, bu alanın Maraş Pa Alevilerin yaşadıkları yerlerde lunmaktadır. İlçedeki Osman rende birlik mesajları verilirken zarcık ilçeleri arasındaki en ve bu iş oluyor? Endişemiz büyük. lı Parkı’nda Suriyeli kadınların Sivricehöyük sakinlerinin yüzle rimli araziler olduğunu vurgulaya Ancak biz buradayız. Kimse bizi rinde ise endişe hâkimdi. rak “Yazık olacak. Sorun nasıl çö bu kez toprağımızdan sökemez” açıkça para karşılığı ‘satıldığı’ iddia edilmiştir. l ANKARA Köy muhtarı Mehmet Caner, ya zülür onun mücadelesini yapıyo diyor. l SİVRİCEHÖYÜK Dünyanın yüzünü kızartan rekor Dünya genelinde zorla yerinden edilenlerin sayısı 65.3 milyon kişiye ulaştı Dünya Mülteciler Günü’nde yayımlanan yıllık ‘Küresel Eğilimler’ raporuna göre, dünya genelinde yerinden edilenlerin sayısı ilk kez 60 milyon sınırını geçti. Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği verilerine göre bu sayı 2014’e göre ise 5.8 milyon kişi, beş yıl öncesine göre de yüzde 50 arttı. 2011’den beri 4.9 milyon insa nının sığınmacı konumuna düştüğü Suriye’yi 2.7 milyonla Afganistan ve 1.1 milyonla Somali izliyor. 21.3 milyon mültecinin yarısı çocuk. Sığınmacı akını Avrupa’yı temellerinden sarsmış olsa da mültecilerin yüzde 86’sı yoksul ve orta gelirli ülkelerde kalıyor. 2.5 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapan Türkiye, en çok sayıda mül teciye ev sahipliği yapan ülke konumunda. Türkiye’yi Pakistan ve Lübnan izliyor. Sanayileşmiş ülkeler de geçen yıl 2 milyon yeni sığınma başvurusu alarak rekor kırdı. BM verilerine göre üçte biri Suriyelilerden yaklaşık 442 bin iltica başvurusu alan Almanya liste başı oldu. Almanya’yı 173 bin başvuru ile ABD izledi. Ancak raporda, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en büyük sığınmacı akınıyla başa çıkmaya çalışan Avrupa’da “kaygı verici bir yabancı düşmanlığı iklimi” oluştuğu da vurgulandı. BM Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi, “Avrupa için B planı yok. Sığınmacılar gelmeye devam edecek. Herkes sorumluluğu paylaşmalı” diye konuştu. l Dış Haberler Türkiye’de çocuk olmak... Erdoğan, ünlü isimleri Huber Köşkü’nde iftara davet etti. Paylaşılan kareler bütün gece sosyal medyada tartışıldı. Gezi direnişi sırasında parkta sabahlayan, sert müdahaleler ve mağduri yetlere karşı tepkisini dile getiren ünlü isimler eleştirildi. İbrahim Erkal, kravat yerine tercih ettiği çengelli iğneyle hem haber, hem mizah konusu, hem de TT oldu LYS 1 ve LYS 4 soruları yayımlandı Esmiyor C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle